17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 TEMMUZ 2004 PERŞEMBE HABERLER Yargıtay, hak ihlallerinin giderilmediğini ve yeniden yargılama ilkesine tam uyulmadığını bildirdi DEP kararıbozulchıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargıtay 9. Ceza Dairesi, kapatılan DEP'ın eski mılletvekilleri Leyia Za- na,HanpDkfe.Setim Sadak veOrhan Doğan hakkındaki I5'er yıllık hapis cezası karanru oybırliğiyle bozdu. Da- ire bozma karannı, Avnıpa însan Hak- lan Mahkemesi'nce belirlenen hak ih- lallerinin tam olarak giderilmemesı veyenidenyargılamanın eskisinden ta- mamen bağımsız bir yargılama olma- sı ilkesine uyulmamasına dayandırdı. Daire, Susurluk davasında yargılanan, eski DYP milletvekili SedatBucak ın dinlenmemesıni de usul eksüdiği ola- rak değerlendirdi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi Başkanı HasanGerçeker, DEP daN-asının tem- • DEP'lilerin avukatı Hamit Geylani, yargı sürecinin halen devam ettiğini belirterek " Yanlış hesap hep bir yerlerden döner. Bu yanlış hesap da hesabı yapan makama geri çevrilmiştir" dedi. Geylani, bu karann Türkiye için önemli bir kilometre taşı olduğunu söyledi. yiz incelemesine ilişkin kararı açık- ladı. Ceza Genel Kurulu Toplantı Sa- lonu'ndaki duruşmaya, eski milletve- killeri Zana, Dicle, Dogan ve Sadak kahlmazken aviıkatlan HamitGeyia- oi hazır bulundu. Başkan Hasan Gerçeker, karan açıklarken ulusal mevzuatta, Avnıpa însan Haklan Sözleşmesi (AtHS) ve A\Tupa însan Haklan Mahkemesi (AlHM) ıçtihatlan doğrultusunda uyum paketleriyle köklü değişiklik- ler yapıldığını belirtti. Gerçeker, DGM'lerbünyesinden askeri hâJdmin çıkanldığını, bu mahkemelerin tabi olduğu kısıtlayıcı usul hükümlennın kaldınldığını ve DGM'lerin tama- men kaldınlarak yerine ağır ceza mahkemelerinin kıirulduğunu arum- sattı. Hasan Gerçeker, anayasarun 90. maddesinin son fıkrasına eklenen cümleyle usulüne göre yürürlüğe ko- nulmuş temel hak ve özgürlükJere ilişkin uluslararası anJaşmalarla ka- nunlann aynı konuda farkJı hüküm- ler içermesi halinde anlasma hüküm- lerinin esas alınacağına ilişkin hük- mün getirildifini anlattı. Cerekçeler Yargıtay 9. Ceza Dairesi 'nin Baş- kanı Gerçeker, bozma gerekçelenni şöyle açıkladı: */ Mahkeme başkanına yönelik red- di hâkim isteminin reddine ilişkin ka- On yıh aşkın süredir devam eden DEP davası, Yargrtay'ın mahkûmryet karannı bozmasnia başa dönnıiiş oldu. Zana ve Doğan'ın kızlan dünkü duruşmayi yine tdedi. Üçüncü kez görülecek davaya DGM'leryerine kurulan Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi bakacak ^feniden yargılanacaklarANKARA(OınAuriyetBüro- su) - Yargıtay 9. Ceza Daire- si'nin, Leyla Zana, Hatip Dide, Sefim Sadak ve Orhan Doğan hakkındaki mahkûmiyet karan- ru bozmasıyla DEP davasında başa dönüldü. Dairenin bu ka- ranndan sonra DEP'lileryeniden yargılanacaklar. Yerel mahke- mede üçüncü kez görülecek da- vaya, kaldınlan DGM'ler yeri- ne kurulan Ankara 11. Agır Ce- za Mahkemesi bakacak. Yerel mahkeme, Yargıtay'ın bozma gerekçelerine kaülmayıp karann- da direnirse dosya, Yargıtay Ce- za Genel Kurulu'na gıdecek. Pavanın gelfclml 10 yıh aşkın süredir devam eden DEP davasının seyri şöy- le gelişti: DEP'li milletveküle- ri Zana, Dicle ve Doğan 17 Mart 1994'te. Selim Sadak ise 12 Tem- muz 1994'te futuklanarak ceza- evi'nekonuldu. Ankara 1 No'lu DGM. DEP'lileri, PKK'den al- dığı emir ve talimatlar doğrul- tusunda ülke içınde ve dışuıda bölücü faaliyetlerde bulunduk- lan gerekçesiyle "vasadışı ör- gütüyeJiğmden'' 15'eryıl ağır ha- pis cezasına mahkûm ettı. Yar- gıtay 9. Ceza Dairesi de karan onadı. DEP'lilerin 1996 yıhn- daki başvurusunu 2001 yılında sonuçlandıran AlHM, DGM'nin tarafsız ve bağımsız olmadığı gerekçesiyle adil yargılanma hakkırun ıhlal edildiğine karar verdi. Mahkeme, Türkiye'nin, başvuruda bulunanlara 25'er bin dolar ödemesine hükmetti. 2. Uyum Paketi ile Ceza Mu- hakemeleri Usulü Kanunu'nun "Mmuhakemenin İadesT baş- lıklı maddesıne yeni eklenen bentle yeniden yargılamanın yo- lu açıkü. Bunun üzerine DEP'li- lerin avukatı Yusuf Alataş, DGM'ye başvurarak yeniden yargılama talebinde bulundu ve hükümlükrin tahliyelerini iste- di. Ankara 1 No'lu DGM. yeni- den yargılama istemini, mah- keme başkanı Orhan Karadeni- zin muhalefetine karşın oyçok- luguyla kabul etti, ancak tahli- ve istemini reddetti. DEP'liJerin yeniden yargılanmasına 28 Mart 2003 tarihmde başlandı. Mah- keme, 21 Nisan 2004'deki karar oturumunda. savcının da görii- şü doğrultusunda DEP'lilerhak- kındaki 15 'er yıllık hapis ceza- sını oybırliğiyle tasdik etti. Bu arada eski DEP'liler Yargıtay'ın karanyla serbest kaldılar. DEP'li- ler yeniden yargılamada veri- len karan da temyız etmiş ve dosya Yargıtay'a gönderilmişri. Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin de karan dün bozmasıyla DEP da- vasında başa dönülmüş oldu. rar, yasal gerekçeden yoksundur. t/ Yargılamanın yenilenmesi kara- nna dayamlarak yeniden yapılan yar- gılamanuı eskisinden tamamen ba- ğımsız bır yargılama olması ilkesine uyulmadı. İddianame yeniden okun- madı ve sorgulan yeniden yapılmadı. • Hükme esas alman kaset çözüm ve olay tutanaklan, basın açıklamala- n, dilekçeler gibi kanıt niteliğindeki belgeler duruşmada okunmadı, sanık- lann diyecekleri soruhnadı. ^ Gösterilen savunma tanıklannın bir kısmı dinlenmedi. duruşmada din- lenemeyip hazırlıktaki ifadelennin okunulmasıyla yetinildi. Beyanlan hükme dayanakyapılan SedatEdip Bu- cak ile Hath Aslan da dinlenmedi. • Hükme esas alınan konuşmalara ilişkin teyp ve video kaset çözümle- rinin tarafsız bir kişiye yaptınlması talebinin fi- ilen mümkün bulunma- sı durumunda, kabulü ge- rekirken reddine karar verildi. • Orhan Doğan hak- kındaki hükme esas alı- nan 24 Ekim 1993 'te DEP Manisa II Kongresi'nde bölücü ve örgütsel içerik- li konuşmayapma eylemi- nin kendisine isnat edilen eylemler arasuıda bu ey- lem bulunmayan Hatip Dicle için de hükme esas alınmasıyla CMUK'a ay- kın davranıldı. f/ Kabul ve uygulama- ya göre de 1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Yasası'nın 471. maddesi ile Türk Ceza Kanunu'nun 33. maddesinde yapılan zımni değişiklik nedeniy- le yasal kısıtlılık halinde bulundurulmanın hapis halinin sona erdirilmesi- ne kadar olacağı hususu gözefilmedi. • AlHM karannda tes- pitı yapılan adil yargılan- maya ilişkin hak ihlalleri tam olarak giderilmedi. Yargıtay 9. Ceza Daire- si'nin Başkanı Hasan Ger- çeker, bu gerekçelerle ka- rann, usul ve yasaya ay- kuı bulunan hükmün bo- zulmasına oybirhğiyle ka- rar verildiğini bildirdi. DEP'lilerin avukatı Ha- mit Geylani, yargı süreci- nin halen devam ettiğini belirterek "Yanhş hesap bep bir yerlerden döner. Bu yanhş hesap da hesabı yapan makama geri çev- rflmiştir'" dedi. DEP mîlletvekillerinin yargılanması AB tatminolmadı Haber Merkezi - AB Komisyonu, eski DEP milletvekillerinin yargılanmasına ilişkin süreçte "tatmin edid bir sonuca ulasüamamasından" üzüntü duyduğunu bildirdi. AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen'in sözcüsü Jean- Christophe FOori, Yargıtay'ın DEP'liler konusunda verdiği kararla ilgili açıklamasında "Komisyon, Devlet Gûvenük Mahkemeieri tarafindan veriien 15 yd hapis cezası kararuun bozulmasıru memnuniyetle karşılamaktadır. Yargıtay'uı yeniden yargılama karannı inceleveceğiz. DGM'ler kapaoidığı için bu yargılamanın nonnaJ yargılama sürecinde gerçekleşeceğini anhyoruz. Komisyon, konnnun hâlâ tatmin edid bir sonuca ulaşmamış ohnasını üzüntüyle karşılamaktadırr> dedi. DİYARBAKIR'DA GARİP ARAMA 6 Akraban değflse posterhii asma' DÎYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Dıyarbakır'ın Dicle ilçesinin Yokuşlu Köyü'ne ilişkin bir istihbarah değerlendiren jandarma birlikleri, Ilçe Cumhuriyet Savcıhğı'ndan izın alarak köyde arama yaptı. Nurettin Cansever, Paşa Cengjz, ZüHö Cengiz ve Şevket Yıknz'ın evi ve Mustafa Yıkhnm'm çalıştu-dığı köy kahvesini arayan askerler, bazı Kürtçe kasetler ile yayınlara el koydu. Kahve işleten Yıldınm'a evinde ya da işyerinde silah olup olmadığını soran askerlerin, silah olmadığını öğrendikten sonra bu kez duvarda asılı Yıbnaz Güney ve Ahmet Kaya posterlerine dikkat çekerek "Akraban mı ki bunlann posterlerini asıyorsua Yoksa siz burada devrhn mi yapıyorsunuz. Gençsin sana yazık oiur" dediği iddia edildi. YUdırım 2 saatlik sorgunun ardından serbest bırakıldı. Cüvenlik Komitesi kararı uygulandı fan'danPKKbilgisi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan, Iran güvenlik güçlerinin terör örgürü PKK'Kongra-Gel üyeleriyle girdikleri çatışma haklonda Ankara'yı bilgilendirdiğini söyledi.Tan, Dışişleri Bakanlığı'nin haftalık basın toplantısında konuya ilişkin bir soru üzerine "Konııya ilişkin olarak tran yetküikrince tarafimıza veriien bdghe göre çaüşmalar, PKK/Kongra-Gel unsurlaruıın kanun dışı yoflardan sınır geçişi yapma teşebbüsleri sonucu meydana gelmiştir'' açıklamasını yaptı. Tan, daha önce konuya ilişkin yaptığı açddamada, Iranlı yetkiliierin, Türkiye-lran Ortak Güvenlik Komitesi toplantısı smısında çatışmalara ilişkin olarak Ankara'yı aynntılı şekilde bilgilendirmelerini beklediklerini kaydetmişti. : Komısyon, konunun hala tatmin edıcı bır sonuca nu ki bunlann posterlerini asıyorsun. Yoksa siz burada devrim sırasında çatışmalara ılışkın olarak Ankara yı aynntılı I ulaşmamış ohnasını üzüntüyle karşılanıaktadır" dedi. mi yapıyursunuz. Gençsin sanâ yazık olur" dediği iddia edildi. şekilde bilgilendirmelerini beklediklerini kaydetmişti. _ -. - _- Yılduım 2 saatlik sorgunun ardından serbest bırakıldı. Eski milletvekilinin avukatı, Milli Eğitim Bakanı'nm 'geçmiş olsun' mesajını ilettiğini açıkladı Bayraııı, Bakan ÇeHklegörüşmüş YTJSUF ZİYA CANSEV'ER VAN/MALATYA- Eski mil- letvekili Mustafa Bayram'ın, uyuşturucu kaçakçısı oğlu Hamit Bayram ve şoföriinün Van Em- niyet Müdürlüğü'nden kaçınl- masından sonra Milli Eğitim Ba- kanı Hüseyin Çefik ile görüştü- ğü ortaya çıktı Van Emniyet Mü- dürü Tacettin Kurt, Hamit Bay- ram'ın yakalanması ile ilgili çe- lışkili açıklamasının bilgi eksik- liğinden kaynaklandığını söyle- di. Kurt, Hamit Bayram'ın yaka- lanması için Mustafa Bayram 'dan yardım istediklerini doğmladı. nıklann avukatı Van Baro Baş- kamAyhanÇabuk, IçişleriBa- kanı AbdülkadirAksu'nun ön- ceki gün \erdiği demeçte. Bay- ram'ın kendisini aramadığını ifade etmesi üzerine bu konu- ya açıklık getümek gereği duy- duklannı söyledi. Çabuk. Bay- ram'uı ifadesinde, geçen ba- kan Içişleri Bakanı değil, Mil- li Eğitim Bakanı olduğunu kay- dererek şöyle konuştu: "Bay- ram, oğlunun kaçınlması du- \Timunu akuktan sonra gerek- li önlenüerin ahnması için Vaü Hikmet Tan'ı aramış. Tan, il dı- şında okiugu için van' yardını- disine intikal ertikten sonra Va- liTan da makam aracmdan Bay- ram'ı aranuş ve geçmiş olsun dileklerini iletmiş. O sırada Tan'ın yamnda bulunan Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik de aynı telefondan Bayram'Ia kısa sürefa' göriişerek geçmiş ol- sun mesajını bildirmiştir." Van Emniyeti savunmada Hamit Bayram ve şoforü Hüs- nüOzbuz'un polis merkezmden kaçınlmasıyla ilgili tarhşmala- nn odağmda yer alan Van Em- niyet Müdürü Tacethn Kurt, ses- sizliğini düzenlediği basın top- başladığı 2002 yılı Haziran ayın- dan bu yana Van'da çoğunluğu eroin olmak üzere toplam 1 ton 250 kilogram uyuşturucu ele ge- çirildiğini belirtti. Hamit Bay- ram ın kaçınhnasıyla ilgili yap- tığı çelişkili açıklamalann bilgi eksiklığinden kaynaklandığmı savunan Kurt, Mustafa Bay- ram'la emniyet müdürlüğünde görüştüğünü doğruladı. Kurt, "Hamit Bayram'uı yakalanma- sıiçin Mustafa Bayram'dan des- tekistedik''dedi. İran'a kaçı$ sadece tahmln Olayla ilgili iki müfettişin in- basında çıkan haberlerin birço- ğunun sadece tahminlere da- yandığını belirten Van Emniyet Müdürü Kurt, "Hamit Bay- ram'ın İran'a kaçması konusu da bir olasüıktır. Bu bir tah- mindir. Hamit Ba\Tam"ın, ara- cında yapılan aramada 48 kilo eroin çıkmadı" dedi. Bayram Bitlls F Tipl nde Bu arada Van M Tipi Ceza- evi'nde bulunan eski milletveki- li Mustafa Bayram, emniyette yaşanan "baskmlakaçrnna" ola- yırun yinelenmemesi için daha güvenli olan Bitlis F Tipi Ceza- PERŞEMBE ORHAN BURSALI Meclis'te Kafa Naklî Meclis'te esaslı Kemalistlerden iki aslan CHP'li milletvekili, dünyanın ve uygariığın en uzun küttü- rel ve düşünsel atlayışlanndan veya değişimlerin- den birini, hem de bir günde ve bir hamlede ger- çekleştirdi. Gerçi bizim Mecliszaten herzaman benzersiz re- korlann sahnesidir, ancak bu "operasyon" öylesı- radan gelmedi bana. Fotoğraflara baktım, yazılanlan okudum, arşivie- rimi kanştırdım ve sonunda sorunu çözdüm! Partisinden istifa ettikten sonra, "AKP'ye geçe- cek misiniz" sorusuna, bir gün sonra AKP'ye ge- çen milletvekili sıfatlı zat, "Hayır, ben Atatürk'ün yolunda olurum" demiş. Derken, aynı zat, bir gün sonra AKP'li olmuş! Gazeteciler sıkıştırmış ve AKP'li olmadan önce- ki sözlerini anımsatmışlar. O da gazetecilere, "Burası da Atatürk'ünyolu de- ğil mi" diye sormuş.. Olay, açık bir beyin nakli veya beyin operasyonu olayı! Kafasına bir gecede "AKP beyni" naklettirmiş veya nakledilmiş!.. "Nakilden hemen önceki" sözleriyle, "nakilden hemen sonraki" sayıklamalan arasındaki çelişki- nin nedeni bu! "Atatürkün partisi" sayıklamalarına bakılacak olursa, aslan CHP'li, anlaşılan henûz narkozun et- kisi altında konuşmuş. Bu sayıklama, "gizli kafa nakli" yapıldığının da en açık kanıtı! Rivayete göre, "kafa nakli", zatın, Adana'daki fabrikasının muhasebe bölümünde gerçekleşmiş! • • • Kafa nakli, aslında tıbbın yıllardır üzerinde dur- duğu en "spekülatif" konulardan biri. Organ nakillerine, aslında önce en iddialısıyla, kafa nakli ile başlandı. Arşivlerime bakıyorum: 1908 yılında Amerikalı fızyolog ve farmakolog Charles C.Guthrie kafa naklini ilk deneyen adam. Bir köpeğin başını başka bir köpeğin boynuna ikin- ci kafa olarak yamamış! 1950'li yıllarda, Rus bilim adamı Vladimir P. De- mikhov, küçük bir köpegin vücudunun üst kısmı- nı ön ayaklanyla birlikte daha iri bir köpeğin boy- nundaki kan damarlanna bağlamış, iki kafalı köpek 29 gün yasamış. Tam bir kafa nakli, yani kafası olmayan bir Rhe- sus maymununa kafa nakledilmesi, 1970 yılında gerçekleşmiş. Yaşadığı 8 gün boyunca maymunun bilinci yerindeymiş, "kafa sinirierinin de yemek, iç- mek, odada dolaşan insanlangözleriyle izlemekgi- bi fonksiyonlan yerine getirdiği" gözlenmiş. • • • Bu arada, tıp bilimi nakillerkonusunda bayağı uz- manlaştı, bildiğiniz gibi. Insanı parça parça yenile- meyi başlı başına bir dal haline getirdi. Parmak nakli, el nakli, deri nakli, kaş ve saç nak- li; bobrek ve karaciğer nakli, rahim nakli, damar nakli, ilik nakli, kan nakli... derken hücre ve kök hücre nakilleriyle organlann kendilerini sıfırdan ye- nilemeleri noktasına vanldı. Tıp bilimi, insanlan organ organ, parça parça ye- niden yaratmak için on yıllardır büyük bir uğraş için- de. Peki, kafa naklinde nerede! Teorik olarak tıp bilimi, insandan insana kafa nak- line teknolojik bakımdan hazır. Aslında kafa nakli, beyin nakli demek. Beyin, kan damarian ve sinirier olmadan nakte- dilemeyeceği için "muhafazası", yani kafatası ile bir- likte nakledilmek zorunda. Düşünsenize: İki kafada da ana damartar, do- kular, kaslar ve sinirier kesilecek, omurilik açığa çı- kanlacak. Ve "hasta"nm kafası, kan damarlanna bağlanmak üzere, kafası kesilen ikinci hastaya ta- kılacak. Cerrahlar, nakledilen kafanın damarlannı ka- fası kesilen vücudun damarlanna dikecekler... Offf, ne zor iş! Üstelik başka ruhsal ve toplumsal sorunlar orta- ya çıkacak... Ruhun da beyin ile birlikte nakledilmiş olup olmayacağı tartışılacak... Ruh bunun neresin- dediyesorulacak... Beyin ruhu, insan njhu, ruh-be- den, beyin-beden uyuşmazlıkian üzerinde binler- ce araştırma yapılacak ve söz söytenecek... Ne zor iş! • • • Bizimkiler bunu yıllardır şıp diye çözmüş durum- da, dünya farkında değil! Sryasetimiz, siyasetçimiz tam bir nakil usta- sı, daha doğrusu kafa ve beyin nakli bilimcisi gi- bi çalışıyor! Nakil yapılacak adamı hemen biliyor ve tanryor- lari Bunun için özel yöntemler, araçlar-gereçler, cihaz- lar geliştirmiş! Bu cihaz ve yöntemlerin hepsi siyasi olarak işli- yor! Midesine bakıyor, uzaktan dinliyor gövdeyi! Sesler gurul gurul! Gövde kımıl kımıl, başını taşıyamıyor. Adam hasta! Hem de son derece! Yani nakil için olgun! Siyasetçimiz, usta kasa hırsızı gibi, para kasası- nın için/ görüyor ve biliyor! Sesleri duyuyor takır takır! Borçlar, harçlar, senetler sepetler gırla! Muhasebesine adamını gönderiyor. Kaçaklar, ka- ra para kokulan etrafı sarmış! Hem kasalan hem muhasebeleri bağır bağır! Hem mideleri, hem muhasebeleri, hem banka hesaplan veya hesapsızlıklan feryat figan! Hem gövdesi, hem beyni, hem yüreği, hem ka- fası zangır zangır! Yani nakle hazır! Ve bir gece yansında veya gündüz gözünde ka- fa ve beyin nakli gerçekleştiriliveriliyor! İnsana, vatana, millete hizmet aşkına hem de! • • • Kafa naklinden hemen sonra çekilmiş fotoğrafa bakıyorum. Nakli yapan siyasi cerrah Recep Tayyip'in ko- lunda ve yanında, gürbüz birer çocuk gibiler! Ne bedenlerinde birtitreme kalmış, ne beden-ka- fa uyumsuzluğu ne de ruhsal bozukluklan! Kasalan-masaları, defterleri-mefterleri, bugünle- ri-gelecekleri uzun bir bakıma alınmış gibi... rahat ve gülümsüyorlar. Sağlıklanna hemen kavuşmuşlar! Yalnız, Hümyet'teki resme dikkat ertim, kafa nak- linden sonra taburcu edilirken birisinin kravatı düz- gün bağlanamamış mı ne! Yan duruyoıi Gözler de biraz kaypak, cam bakışlı sanki! Narkozun henüz tam geçmemiş etkisine yordum! nhı • ^f'/^ı ımhnfh/At ^y**** **•
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle