Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15 TEMMUZ 2004 PERŞEMBI
OLAYIAR VE GORUŞLER
ARAPABİR
NEŞE DOSTER
İsraf Haram mıydı?
Zenginliğiyle övünmek, ayıptan öte günah mıy-
dı? Gösteriş ve nispet yapmak, onlann kitabında
yazmaz mıydı? İsraf haram mıydı? Hadi canım sen
de...
Devletin 5 bin polisi, bomba uzmanlan, keskin
nişancılar, donanımlı çevik kuvvet, hava kontrolü-
nü sağlayan helikopterler, eğitilmiş polis köpekle-
ri, kayıt tutan güvenlik kameraları, sinyal bozucu
aletler, bölgede yer alan GSM şebekelerine el koy-
mak, yaya ve araç trafiğine kapatılan yollar, bom-
ba imha edebilen robotlar, x-ray cihazlan, valilikçe
düzenlenen özel güvenlik kartları.
Tüm bunlar NATO vadisi için değil, "nikâh vadi-
si" için ahnan olağanüstü güvenlik önlemleri. Duy-
duk duymadık demeyin! Halkçı Başbakanımızın
kızı evleniyor. Ne haber? 7 bin davetlisi olan, 6 şa-
hitli, "sadesu"ikramltyıhn nikâhından, pardon ha-
nedanın nikâhından sözediyoruz. Esra Sultan, ve-
liaht Berat'la evleniyor. Bu arada insafsızlık etme-
yelim. israfın haram olduğu, "sadesu"ikramından
anlaşılmıyor_mu?
Doğrusu Özal ailesine haksızlık etmışiz! Efe'nin
düğününü, Zeynep'in nişanlarını, torunlann sün-
netlerini fazlaca dilimize dolamışız! 7 bin kişiyi üç
ayn güvenlik kontrolüyle salona alacak, çiçekleri bi-
le didik didik arayacak, takı ve hediyeler için özel
platform hazırlatacak, bunun adını da "halkçılık" ko-
yacaksınız. Nasıl yani? Ramsey Amca'nın parala-
nyla ABD'de okuyan ve günü geldiğinde de am-
canın şirketlerinde çalışarak borcunu ödeyecek
olan Esra ile 160 SL Mercedes sahibi 22 yaşında-
ki damadın debdebeli ve şaşaalı düğününün 50 mil-
yar liraya mal olduğunu duyduk. Ahmet Burak'ın,
200 milyar liralık takı takılan nikâhının şokunu üze-
rimizden atamamışken Bilal Erdoğan'ın 40 milyar
liraya mal olan düğününe alışmaya çalışırken, 11
ay arayia yeni bir düğüne hazırlanmak, çağnlılar açı-
sından zor olsa gerek! Herkes de Maliye Bakanı ka-
dar mütevazı hediye alamaz ki canım!..
Dünürlenn dünya görüşleri ve söylemleriyle çe-
lişen törende Ürdün'den Romanya'ya, Pakistan'dan
Yunanistan'a, Annç'tan Gül'e uzanan şaMçeşit-
liliği, nikâhın "çokuluslu" ve "sıkı bir nikâh" oldu-
ğunu gösterdi. Allah tamamına erdirsin ve de bir
yastıkta kocatsın.
Bu arada insanın aklına ve gözüne takılan birkaç
aynntıdan da söz etmemek olmaz. Deneyimli ga-
zeteci Sadık AJbayrak ın "gerçek haber" değeri
taşıyan "çeyiz kumaş"\a ilgili müthiş açıklamalan,
habercilere, haberciliğin nasıl yapılması gerektiği
konusundaki önerileri, basın tarihimizde hak ettiği
yeri er geç alacaktır kuşkusuz...
Başbakanımızın sunuculuk yaptığı yılın nikâhı, Do-
ğu-Batı, Kuzey-Güney sentezi olarak, hanedanlık
tarihinde "çini işlemesi" şeklinde yerini alacaktır mut-
laka...
Neyin, kimden, niye korunduğunun bir türlü an-
laşılamadığı düğündeki bu çarpıcı görüntüleri "tarz"
diye mi, "değişim" diye mi okumalıyız? Buna da
bir türlü karar veremedik. Bu arada siyaset ve med-
ya iç içeliğinin ülkelere ve kurumlara sağladığı ya-
rariar ve ödettiği bedeller bilinir, gözlenirken, bu ye-
ni akrabalığın başta ülkemiz olmak üzere aileler ve
genç evliler için hayırlara vesile olmasını temenni
ederiz.
Demokrasi ve de Idam...
Halit ÇELENK Hukukçu
G
azetelere bakıyorum. Irak olay-
lanyla ilgili haberler arasında
şunJan okuyorum:
Irak'ın eski devletbaşkanı Sad-
dam Hüseyin ve devrik rejimin
11 üyesi ABD'nin gözetimi altında iken bu
gözetim yetkisi 28 Haziran Pazartesi günü ge-
çici hükümete devredildi.
Yeni Irak yönetimi daha önce askıya aldı-
ğı ölüm cezasını yeniden uygulamaya koy-
du. Yeni hükümet güçleninceye kadar Sad-
dam Hüseyin ve arkadaşlan ABD'nin yöne-
timindeki bir cezaevinde kalacak. Sanıklan
yargrlamak için özel bir mahkeme kuruldu
ve mahkeme başkanı Salim Çetebi, Saddam
Hüseyin ile görüşerek ona sahip olduğu hak-
lan anlatmıştır. Habenn özeti budur.
Biz burada hukuk, uluslararası hukuk ve
ceza hukuku açılanndan kimi kurallar üze-
rinde kısaca durmak istiyoruz. Bunlar çağ-
daş ve gelişmiş ülkelerde öteden beri kabul
edilen ve uygulanan temel kurallardır.
1- Haberlerde, ABD'nin. Irak'ta egemen-
liği kendisinin kurdurduğu geçici hükümete
devrettiği bildirilmektedir. Amerika, Irak'ta
işgalci bir devlettir. Işgalci bir devletin ege-
menlik hakkı olamaz. Egemenlik halkın ve
ulusundur. Halk bu hakkını serbest seçimler-
de ıktidara getirdiği bir hükümete devrede-
bilir. Başka bir deyişle bağımsız bir ülkede
serbest seçimlerle iktidara gelen hükümet
halk adına bu hakkı kullanabilir. Bu neden-
ie ABD sahip olmadığı bir hakkı devredemez.
Irak'taki geçici hükümet işgalci ABD tara-
fından kendisine bağlı kişilerden. başka bir
deyişle işbirlikçilerden oluşturulmuş bir hü-
kürnettir. Bu hükümet meşru (yasal) bir hü-
kümet değildir ve olamaz. Yine bu hükümet
özel bir mahkeme de kuramaz. Buna yetki-
si de yoktur. Fiilen kursa da hukuka aykın olur.
Mahkemelerin başta gelen özelliği bağımsız-
lıktır. Bir hükümet tarafindan özellikle meş-
ru olmayan bir hükümet tarafindan kurulan
bir mahkemenin hâkimleri bağımsız olamaz.
Böyle bir mahkeme, hâkimliğin temel nite-
liklerinden olan yansızlık niteliğine de sahip
olamaz. Böyle bir mahkeme hâkimlerinin
güvencesi de (hâkim teminatı) yoktur. îste-
nildiği zaman görevlendiren tarafından gö-
revden alınabilir ve görevine son verilebilir.
Özetle bu mahkemeye "mahkeme" denile-
mez. Bu, emirkulu birkuruldur, böyle birku-
ruldan adalet beklenemez.
2- Saddam Hüseyin ve aıkadaşlannın Irak'ta
ABD ve tngiliz işgalinin sürdüğü, işgal as-
kerlerinin bulunduğu, Irak'ın bağımsızhğı-
nın söz konusu olmadığı böyle bir dönemde
yargılanmalan adalerin gerçekleşmesinin en-
gellerinı de beraberinde getirir. Emektar bir
CIA ajanı olduğu basına yansıyan haberler-
den anlaşılan kukla bir hükümerin başbaka-
nı İyad ADavi'nin yönetimi döneminde ya-
pılan biryargılamadan adalet beklemek abes-
tır. Bu nederderle önce Irak'taki yabancı as-
kerlerin çekılmesi. Irak'ın bağımsızlığına ka-
vuşması, bu bağımsız Irak'ta serbest seçim-
lerin yapılması, Irak halkının özgür irade-
siyle biriktidann oluşması gerekir. Ancak böy-
le bir iktidar Saddam Hüseyin ve arkadaşla-
ruun yargılanmasına karar verebilir.
tdam mı demokrasi mi?
3- Öteden beri, dünyada ve Türkiye'de de-
mokratik ılkelerin ve insan haklannın savu-
nuculan, bilim insanlan, hukukçular, insan
haklannın en yücesi olan ve tnsan Haklan Ev-
rensel Bildirgesi'nin de üçüncü maddesinde
yer alan "yaşam hakkTna temel hak ve öz-
gürlüklerin başında yer vermişlerdır. Tüm
bu çalışmalar sonucunda ulaşılan nokta, ya-
şam hakkının dokunulamaz ve ortadan kal-
dınlamaz oluşudur. Bu hakkı ortadan kaldı-
ran, suç işlemekte caydıncı bir etkisi olma-
yan, geri dönüşü de mümkün olmayan idam
cezasının kaldınlması bir gereklilik olarak or-
taya çıkmıştır. Bu ve benzeri haklı gerekçe-
lerle tüm Avrupa ülkelerinde ve Amerika
Birleşik Devletleri'nin 39 eyaletinde insan hak-
lanna aykın bulunan ölüm cezası yasalar-
dan çıkanlmıştır. Geçen aylarda Türkiye
Cumhuriyeti de ölüm cezasına son vermiş,
anayasasından ölüm cezasına ihşkin madde-
leri çıkarmışnr. Günümüzde idam cezasına
çağdışı bir ceza olarak bakılmaktadır. Bu ge-
lişmeler karşısında kendi ülkeierinde idam ce-
zasını insan haklanna aykın bularak yasala-
nndan çıkarmış olan devletler, verilmesi ola-
sı idam kararlan karşısında sessiz kalabile-
cekler midir? Bu kararlan onaylamak iki-
yüzlülüğünü kabul edecekler midir? Irak'ta
idam cezasının askıya alındığı ve uygulama-
dan kaldınldığı halde gen getirilmesinin si-
yasal amaçlı bir karar olduğu gerçeğine göz
yumabilecekler midir? Bunun. kendini yad-
sımaktan başka bir anlamı olabihr mi?
Önümüzdeki kasım ayında .Amerika Bir-
leşik Devletleri'nde seçimler yapılacaktır.
George Bush da bu seçimlerde adaydır.
ABD'nin, haklı bir neden olmadan, Birleş-
miş Milletler'in herhangi bır karanna dayan-
madan, Irak'ta kitle imha silahlan bulundu-
ğu yalanuıı ileri sürerek bu ülkeyi işgal et-
mesi, teknolojınin ürettiği en ağır, öldürücü
silahlan kullanarak binlerce savunmasız si-
vili, kadın ve çocuklan öldürmesi, kamuoyu
yoklamalannın da gösterdiğı gibi George
Bush'un seçim şansını azaltmıştır. Saddam
Hüseyin vekimı direnişçılerle ilgili olarak ve-
rilecek kararda. George Bush'un, etkisinin ol-
mayacağını düşünmek zordur.
Yukanda belirttiğimiz nedenlerle, asıl yar-
gılanması gerekenler, Geroge Bush ve onun
suç ortaklandır.
"Özd mahkemeler^ onlan oluşturan siya-
sal iktidara bağımlı \ e yansızlık koşulundan
yoksun mahkemelerdir. Bu nedenle Irak sı-
nırlan içinde yapılacak biryargılamadan ada-
let beklemek olanaksızdır. Saddam Hüseyin
ve arkadaşlanna yüklenmek istenen suçlann
niteliği de göz önüne aluıarak bunlann Irak
dışında oluşturulacak uluslararası bağımsız
ve yansız (Uluslararası Ceza Mahkemesi gi-
bi ) bir mahkemede yargılanmalan adalet açı-
sından en doğru çözüm yoludur.
Dokunulmazlık ve Maaş Zammı...
Ercan YEŞİLYURT
"V Tasama dokunulmaz-
j / lığı; milletvekilleri-
A ni, adli kovuşturma-
lardan koruyan bir anayasa
hukuku kurumudur. Bu ku-
rum ilk kez Ingıltere'de or-
taya çıkmışhr; kralla parla-
mentonun çahşhğı yjllarda,
yürütmeyi temsil eden kral,
kendisine muhalefet eden
parlamento üyelerini rutuk-
latıyor ve böylece istemedi-
ği kisileri parlamento dışına
atarak muhalefetlerinı önlü-
yordu. Nihayet 1689 tarihli
"Halklar BMrgea" böyle-
si uygulamalan yasaklar. Par-
lamento içindeki söz ve tar-
tışma özgürlüğü engellene-
meyecek ve bundan ötürü
parlamento dışında hiçbir
yargı mercii önünde soruş-
turma açılamayacakhr. Bu
ilke 18. yüzyıldan itibaren
bütün Batı ülkeleri anayasa-
lanna girer.
Kurumun doğuşu ve ge-
lişimi de gösteriyor ki yasa-
ma dokunulmazlığı, yürüt-
meye, yani iktidara karşı as-
lında muhaleferi korumak
amacını taşıyor. Böylece ya-
sama dokunulmazlığı. en
QPBS
NTVRodyo
ANHMA 104 7
'7MIR 95 7
www.ntvmsnbc.com
başta. ıktıdann kendisi içtn
tehlikeli gördüğü muhale-
fet mensuplanru tutuklata-
rak oniardan kurtulmak ola-
nağını ortadan kaldınyor.
Böyle bir kovuşturma. iktı-
dardan gelebileceği gibi baş-
ka kurum ve kişilerden de
gelebilir. Parlamento üyesi
işte bu şekilde korunduğu
takdırdedirki temsilcilik gö-
revinı korkmadan, tam bır
serbestlik ve huzur içinde
yerine getirebılır.
Dokunulmazlık. milletve-
killenne a^ncalık sağlamak
için değil, siyasal nedenler-
le yapılacak kovuşfurmala-
ra karşı. iktidann bırtakım
bahanelerle. muhalefet mil-
letvekıllennden kurtulmak
istemelerim önlemek için-
dir. Yakın tarihimizde, ikı
çarpıcı ömek bulunmakta-
dır. Birisi 1967'de TlPmıl-
letvekili Çetin AJtan. öbürü
1986 yıhnda SHP milletve-
kili CünevtCanwr'tn doku-
nulmazlıklannın kaldınlma-
sıdır. Çetın Altan'ın doku-
nulmazhğımn kaldınlması,
Akşam gazetesinde yazdığı
bir yazıyı Meclis kürsüsün-
de okuvarak suç işlediği, Cü-
neyt Carrver'inki ise Cum-
hurbaşkanı Kenan Evren'e
hakaret ettiği savına dayan-
maktaydı. Bu örneklerde şu-
nu göstenyor ki amaç, mu-
halefetı susturmak ve etkisiz
duruma getirmektır. Yolsuz-
luk yaptı diye. ilki 1928 yı-
hnda olmak üzere bugüne
kadar 12 bakanın dokunul-
mazlığı kaldınlmıştır. Zaten
yolsuzluk yapma olanağı da-
ha çok iktidar milkrvekille-
rinde vardır. Muhalefetin,
devletin ekonomik ve siya-
sal gücünü kullanma olana-
ğı yoktur 1960 öncesi DP
döneminde de dokunulmaz-
lık hep siyasal baskı aracı
olarak kullanılmıştır.
Yasama dokunulmazlığı.
Batı ülkelen anayasalannda
da vardır. ttalya Anayasa-
sı'nın 68., Fransa'nın 26 ,
Almanya'nın 46. maddele-
rinde. suçüstü hali dışmda
bağlı bulunduklan meclisin
izni olmadan milletvekille-
n hakkında sonısrurma açı-
lamaz. hükümleri vardır.
Ingiltere gibi liberal-de-
mokratik Batı ülkelennde
dokunulmazlığın kapsamı-
nın hayli dar bir çerçevede ol-
ması, bu ülkelerde, kişi öz-
gürlüklerinin yeterince gü-
venceye alınmış olmasıyla
açıklanabilır Zira ke\fi tu-
ruklamalara karşı bireyleri
koruyan ve yargı bağımsız-
lığının gerçekleştiği birülke-
de yasama dokunulmazlığı-
nın kapsamının geniş tutul-
masının bir anlamı kalma-
mıştır. Bizimki gibi ülkeler-
de dokunulmazlığın kapsa-
mı Batı'daki gibi dar tutula-
maz, ama yeni bir düzenle-
me yapılabilir
CHPVegörev
Dokunulmazlıklan kaldı-
ralım diye sürekli demeçler
veren CHP'liler, neden açıp
da Batı ülkeleri anayasalann-
da bu nasıl düzenlenmiş dı-
ye bakmıyorlar? Geçen ya-
sama döneminde hakkında
yolsuzluk iddıası bulunan
başbakanlar. bakanlar. mıl-
letvekillen vardı. Bunlann
hiçbirisi yeniden milletve-
kilı seçilemedi ve şu anda
dokunulmazlıklan yok. Ne-
den acaba bunlar hakkında
adli bır işlem yapılmıyor, bu
konuda herhangi bır gırişim-
de bulunmayı düşünmüyor-
lar° Parlamentonun saygın-
lığını sağlamak ve korumak.
bütün partilenn görevı ol-
malıdır Şımdi bakan. baş-
bakan ve milletvekili olanla-
nn, seçimden önce daha çok
belediyelerde görev \apar-
ken haldannda yolsuzluk id-
dıalan vardı ve hiçbirinin do-
kunulmazlığı yokru. Hiçbi-
nsı hakkında o dönemde so-
ruştunna açılmadı: yargıç
önüne çıkanlmadılar
Yapılması gereken, doku-
nulmazlığın kapsamını da-
raltmaktır. Bunun için yapı-
lacak anayasa değışıkh'ğıy-
le, yasama dokunulmazhğı-
nın ceza kovıışturmasına en-
gel olmaması sağlanmalıdır.
Yalnızca özgürlüğü sınırla-
yan yakalama. gözaltına al-
ma ya da tutuklama halle-
rinde Meclis'in karan gerek-
lı olmalıdır. Bunun için de
anayasantn 83. maddesinm
"sorguya çekikıııez'','^ar-
gdanamaz" ifâdelennın çıka-
nlması yeterlıdir
Bir oneri
Şimdi muhalefet partisı
CHP'ye hem kendilerine
hem de parlamentoya say-
gınlıkkazandıracağına inan-
dığım bir önerim var. 1961
Anayasası 'nın 82. maddesi-
nin ilk şekliyle yeniden ana-
yasaya girmesi için önerge
versinler. Bu madde, "Mil-
lehekiDerine her ne surette
olursa olsun yapılacak zam
ve ilaveler, ancak bu zam ve
ilaveleri takip eden 'millet-
vekili genel seçiminden son-
ra' uygulanır" şeklindeydi.
12 Mart"tan sonraparlamen-
todaki bütün partilerin iş-
bırliğıyle 30 Haziran 1971
günü yapılan değişiklikle
hem de geriye doğru işleti-
lerek 1 Mart 1970tarihınden
geçerli olmak üzere değiş-
tirilmiştır. Bu değişiklikle
milletvekillerine yapılan
zam ve ılaveler hemen uy-
gulanır duruma getirilmiş-
tir. İşte hem size hem depar-
lamentoya saygınlık kazan-
dıracak bir öneri.
PENCERE
Merak Bu Ya!..
Insanlığın bilgi birikimi hızla artıyor, baş dön-
dürücü bir ivme kazanıyor, mekanikten elektro-
niğe geçiş bu süreci pompalıyor, uzmanlık yo-
lunda dallı budaklı gelişme karşısında eski bil-
genin sözü bugünden yarına değerleniyor:
"- Ben bir şey bilirim, o da hiçbir şey bilme-
diğimdir."
Çağdaş dünyada yaşayan kişi kendinde bir ke-
ramet aramaya kalkışmaktan kaçınmalı!..
•
Dostlar alışverişte görsünler, ben dinci gaze-
teleri dikkatle izlerim, o kesimde neler olup biti-
yordiye okurum; bunlann arasında "YeniŞafak"
iktidann sesi gibidir; bir bölümünü aşağıya aldı-
ğım yazı bu gazetede Dücane Cündioğlu'nun
köşesinde yayımlandı:
"Hitler'in bir zamanlar memleketimizde gör-
düğü alâkanın güçlü nedenleri olmalı, değil mi?
Mesela Hitler'in kendileriyle savaştığı güçlü ül-
keleri hatıriayalım: Ingiltere, Fransa, Rusya, (ABD
unsuru ise bir bahs-i diğer) Almanya 1. Cıhan
Harbi'nde Osmanlı'nın müttefikiidi ve bu üç ül-
keye karşı biıiikte savaşmışlardı. Hitler Alman-
ya'sı Lozan'/ delip bu ülkelerihizaya getirdiği sı-
ralarda, Lozan'ın bir diğer mağduru olan Türki-
ye'de Hitler'e ilgi gösterilmesinin psikolojik bir
anlamı, hatta bir teselli bulma hissinin hiç etki-
si yok mudur? Eh, bir de unutmayalım ki Hitler
iyi-kötü biraskerdi; askeri birliderdi. (...) Bizde
Napolyon'a yönelik ilgiyle Hitler'e yönelik ilgi-
nin kesiştiği nokta tam da burasıdır. Herikisi de
-en azından başlarda- gayet güçlü, becerikli ve
tarihen bizim de rakibimiz olan ülkeleri dize ge-
tiren birer askeri lider idiler." (26 Haziran 2004)
•
Düzeltmeye gerek var mı bilmem!..
Almanya'nın Lozan'la bir davası yoktur; Birin-
ci Dünya Savaşı'ndan sonra galip devletler Ber-
lin'e Versailles'ı dayattılar!..
Hitier, Napolyon gibi askeri lider değildir, Bi-
rinci Dünya Savaşı'nda askere alınmış, onbaşı-
lığa kadar yükseltilmişti; Ikinci Dünya Savaşı'nda
elinin hamuruyla bu işe kanşmaya kalkmış, ağ-
zına burnuna bulaştırmıştır...
Almanya "Lozan'ı delip" Fransa, ingiltere ve
Rusya'y "hizaya gef/r"memıştir; Hitler, Versail-
les'ı büyük çapta çöp tenekesine atmıştır...
Peki, bu kadar büyük bilgi yanlışları nasıl olu-
yor da bir araya toplanıyor ve büyük çapta bir
yoruma yol açabiliyor?..
Bizim medyada buna benzer çok yazı yayım-
lanıyor...
Cündioğlu'nun yazısını da okuyup geçecek-
tim; ama, arada bir başka şey oldu.
•
A/i Saydam. Sabah'taki köşesinde, "Ya Bile-
ceksin, ya da Güveneceksin" başlığı altında şun-
lan yazdı:
"Kitaplannı büyük keyifle okuduğum Dücane
Cündioğlu dostum bir keresinde döıt türinsan
olduğunu söylemişti: 1- Bilmeyenler ve bilme-
diklerini bilmeyenler. Bunlar ahmaktır. Böylele-
rinden uzak duracaksın. 2- Bilmeyenlerfakatbil-
mediklerini bilenler. Bunlardan iyi öğrenci olur.
3- Bilenler fakat bildiklerini bilmeyenler. Bunlar-
dan çok iyi öğretmen olur. 4- Bilenler ve bildik-
lerini bilenler. Bunlann ise peşinden gidilir." (11
Temmuz 2004)
Eh, bunun üzerine bir sorayım, dedim, Ali ile
hukukumuz eskidir, köşesine aldığı saptamaya
göre Cündioğlu dört şıktan hangisine giriyor?..
ÖREN
PesinOdeme
°.1O İndirim
Kart ile bir sefet
".5 İndirim
Otel Club NINA
59.000 >d.,i.,b™
Kişibaşı Gecelik 3x19.600
Wt»W iıeçs VMtm*
Krcdi \>3t\mı
3TaksrtHZDEN
HERŞEY DAHIL
0-10 YasUcretsiz
• Deiıze S'f r Odala'
• Klımalı Klmasız
• vüz'ne Havuzu
• Çocuk Havuzu
• Çocuk Parxı
• Dısco • Amenkan Bar
• YöruK Çaüın
Rez. Tel: 026i 4t6 4J 32-416 43 33 - 416 3b 73 Fax: 0266 416 36 07
Islanbul Irtıbal Tel : 0216 449 23 74 . 449 32 75 Fax : 0216 449 37 93
HOTB. MAVİDENİZ
MAVt BAYRAK ÖDÜLLÜ,
MARMARİS TURUNÇ KOYU'NDA
DENtZE SIFIR, ÖZEL PLAJ,
YÜZME HAVTJZU, HAVUZ BAR,
RESTAURANTLAR,
ODALARDA KLlMA,
MÜZtK YAY1NI, TELEFON.
(0-2 YAŞ tCRETSİZ) AVMODADA 3. KİŞİ %50 tVDİRİMLİ
Kişi Başı Yanm Pansijon Açık Bufe
BLJVGALOV 40.000.000.- TL+KD\
OTEL ODASI 60.000.000.- TL+KD\
KAMPANYA (7 Gece - 8 Gün)
Kişi Başı \ arını Pansivon Açık Büfe
BINGALOV 250.000.000.- TL+KD\
OTEL ODASI 350.000.000.- TL+KDN
(E>lülfi>atlarımı/ısorunuz)
REZER\ A
Tel 0 253 4 " 6 " l SU-il
ınfo'i hotelma\ ıdenız com ^
Fak> 0 252 4"6 "0 07
hötelmavıdenız com
ADRES DEGİŞİKÜGİ
LJÇU1VI
HUKUK BÜROSU
"La Martin Cad. No: 44/7 - 46'3 Taksim
ISTANBUL" adresinde bulunan büromuz
"Cumhuriyet Cad. Okay Apt. No: 47/2
Taksim ÎSTANBUL" adresine taşınmıştır.
Tel: 0 212 297 27 48^*9
Av. Veysel Uçum Av. Mehmet Uçum
Av. Hatice Uçum Av. Ensar Uçum