Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1 TEMMUZ 2004 PERŞEMBE
HABERLER
DÜNY4DABUGUN
ALİ SİRMEN
Bush Bunları
Mahsus mu Yapıyor?
Istanbul'daki NATO zirvesi, metropolün sakinleri-
neazap çektiımenin ötesinde, elle tutulur bir sonuç
doğurmadan bitti.
Gözlemcilerin çoğunun "Dağ fare doğurdu" yol-
lu yorumlanna katılmamak mürnkün değil.
Gerçekten de, NATO'yu küresel kaprtalizmin ve pat-
ronunun, yani kendisinin vurucu gücü olarak gören
ve tescil ettirmek isteyen ABD, son dorukta Avru-
palı üyelerin bu konuda direnişi yüzünden istediği-
ni elde edememiş, Irak'a, güvenlik güçlerinin eğiti-
mi dışında, NATO bayrağını sokmayı başaramamış-
tır.
Ancak bir önceki yazımda da belirttiğim gibi, bu
durum Türkiye'nin NATO içindeki konumunun, ken-
di çıkartan aleyhine degişmesini engellemiş değil-
dir.
Soğuk Savaş sırasında, özellikle Küba füzeler kri-
zi sonrasındatopraklan üzerindeki kimi füzelerin sö-
külmesi üzerine, savunmacı bir kanat ülkesi konu-
munda olan Türkiye, artık müdartaleci bir cephe ül-
kesi durumuna gelmekte ve BOP'un tam göbeğin-
de yer alarak bölge için tehlikeler içeren, afişe ama-
cı ile gerçek amacı arasında dağlar kadar fark bu-
lunan, bir planın temel taşı olmaya doğru gitmekte-
dir.
BOP'u doğru okuyanlar, bunun bölgede sürekli is-
tikrarsızlıkyaratma, hatta Türkiye'nin toprak bütün-
lüğünü tehdit etme gibi sakıncalar taşıdığını açıkça
görmekte fakat gerçeğı, ne Erdoğan a ne de ABD
ile arasında "aktarma kayışı" görevini yerine getiren
sivil kabinesıne anlatabilmektedirier.
Daha doğrusu onlar bu gerçekJeri görmek isteme-
mekte, başka deyişle, kendi amaçlanna yönelirken
bu sakıncaları göze almaktadırlar.
• • •
Bush'un Ankara ve istanbul görüşmelerinde, Ku-
zey Irak ve PKK konusunda Türkiye'nin endişeleri-
ni giderecek herhangi bir güvenceyı, lafta bile olsa
vermekten özenle kaçınması da üzerinde durulma-
sı gereken bir husustur.
Ankara'nın, BOP ve NATO konusunda, AB ile bir-
likte hareket etmesi gerekirken türnüyte Amerikan po-
litikasının dümen suyuna girmesinin ne gibi sonuç-
lar doğuracağını ne yazık ki yaşayarak göreceğiz.
Burada bir yanlış anlamaya meydan vermemek için,
küresel politika açısından, AB'nin ABD'ye altematif
olma veya o politikanın karşıtını geliştirme gibi bir
konumu olmadığını, dağınık AB'nin böyte bir niyeti
de gücü de bulunmadığını belirtmek gerekir.
Yine de Avrupa ülkelerinin ve özellikle Almanya ile
Fransa'nın tutumlannın, NAT0'y
u
ABD'nin istediği
rotaya tam olarak yönelmekten alıkoyduğunun altı-
nı çizmeliyiz.
Böyle bir ortamda, Ankara'nın birbirierini tamam-
layan, birbirieriyle uyum içinde olan bir AB ve ABD
politikası oluşturması beklenirken durum tam tersi-
ne gelişmektedir.
ABD'nin BOP içinde Türkiye'ye yüklemek istedi-
ği "örnek Islam devleti" rolü ile son tahlilde laik Av-
rupa üyeliği birbiriyle bağdaşmak şöyte dursun, tam
anlamıyla çelişmektedirier.
Ankara'nın bu gerçeği görmemekte direnmesi ise
iktidann Islam devleti rolüne teşne olmasındandır.
• • •
Başkan Bush'un ikide bir, Türkiye'nin AB üyeliği
konusunda, sureti Hak'tan görünüp baskı yapması
ise, bizim kamuoyunun sandığının tersine çok olum-
suz bir etki yapmaktadır.
Irlanda'daki AB-ABD zirvesi sırasında Bush'un bu
yoldaki davranışı Avrupa basınında büyük eleştiri-
lere neden olmuş, hatta AB Dönem Başkanı ve Ir-
landa Başbakanı'nın, "Avnıpa'nm iç işlerine müda-
hale olan" bu davranış karşısında, yeterli tepkiyi
göstermemesi de eleştirilmişti.
Bush'un Türkiye'de yaptığı aynı yöndeki açıkla-
malar da, kişisel olarak Türkiye'ye müzakere tarihi
verilmesine taraftar olan, ama kendi kamuoyunda
bu konuda var olan büyük tepkilen göğüslemekte
güçlük çeken, Fransız Cumhurbaşkanı Jacques
Chirac'ın "Başkan yetki alanını aşmıştor; biz ABD
ile Meksika 'nın ilişkilerine kanşıyor muyuz?" deme-
sine yol açmıştır.
vVashington'ın ikide bir AB'yeTürkiye'yi alması için
telkinde bulunmasının butün tereddüt ve kaygılann
yanı sıra, bir de "Bu Türkiye acaba AB içinde VVas-
hington'ın Tnjva Atı mı olacak?" endişesini de ya-
ratacağını nasıl görmezden gelebiliriz?
Bir yandan batısında Ingiltere, kuzeydoğusunda
Polonya gibi iki Truva Atı ile çevrili Avrupa, şimdi bir
de güneydoğusunda aynı işlevi yüklenecek bir Tür-
kiye'yi neden istesin ki?
Bir dostum geçenlerde,"Acaba Bush bütün bun-
lan mahsustan yapıyor da, Türkiye'nin AB üyeliği-
nin önünü iyice keserek mutlak bir kucak politika-
s/nı mı amaçlıyor?" demişti.
Bilmem ki, bu konuda sizler ne dersiniz?
Perincek'ten sert elestiri
'Istihbaratın
kaynağı GüV
İstanbul Haber Servi-
si-ÎP lideri Doğu Perin-
çek, ABD'li istihbarat-
çılann kaynağının Dışiş-
leri Bakanı AbduHah Gül
olduğunu açıklayarak
"Gulhakkmdasoruştur-
ma açacaksavcı yok ımT
diye sordu.
Perinçek. ABD Baş-
kanı GeorgeBush'un Ga-
latasaray Üniversite-
si'nde yaptığı konuşma-
dan önce, AKP hüküme-
tinin bakanlannın, CIA
ajanlanna ellerini açarak
muayeneden geçmeleri-
nın, Tüıkiye için yüz ka-
rası olduğunu vurgula-
dı. Hükümetin istifasını
isteyen Perinçek, şu nok-
talara dikkat çekti:
• ABD'li gizli servis
uzmanlannın kaynakJa-
n arasında Gül'ün de bu-
lunduğu ortaya çıkmışör.
CIA'ya yakınlığıyla bili-
nen Henri Barkey, bilgi-
leri Gül'den aldığını be-
lirtmiştir.
•" ItaurÇevii'e Kuzey
Irak'ta verilen 65 miryon
dolarlık ihale, Washıng-
ton'daki Gül-Barkey gö-
rüşmesinden sonra Citi-
es lokantasındaki buluş-
mada bağlanmıştır.
• Cengiz Çandar,
Barkey ile birlikte ABD
ıstihbarat kurumlanna
"Kuzey Irak'taki getiş-
mderin Türkiye'nin 20
yıhna etkisi" konusunda
bir raporu, 1.5 milyon
dolara yazmıştır.
• Gül, Çevik'e ABD
istihbaratı yardımıyla
sağlanan 65 milyon do-
larlık ihaleden ne kadar
komisyon almıştır?
CHP'li muhalifler, parti yönetiminin değişmesi gerektiğini savunarak delegelere çağn yaptı
'Güvensizlik oyu verin'ANKARA (Cumhuri-
yetBürosu)-CHP'nin îk-
tidara Yürüyüş Hareketi.
CHP yönetiminin değiş-
mesi gerektiğini savuna-
rak delegeleri, 3 Tem-
muz'daki kurultayda Ge-
nel Başkan Deniz Bay-
kal' a güvensizlik oyu ver-
meye çağırdı. Eski CHP
Genel Başkanı AltanÖy-
men, partideki demokra-
si eksikliğı nedenıyle yö-
netimin her alanda hata
üzerine hata yaptığını ve
inandıncılığinı kaybetti-
ğini söyledi.
CHP'nin Iktidara Yü-
rüyüş Hareketi dün Klas
Otel'de bir basın toplan-
tısı düzenledi. Hareketin
hazırladığı ortak açıklamayı, eski Ge-
nel Başkan Altan Oymen okudu. AKP
iktidan döneminde ışsızlik, yoksul-
luk, yolsuzluk, eğitim ve sağlık so-
runlannın devam ettığini anlatan Öy-
men, bu tablonun CHP'nin iktidara
gelmesıyle değışebileceğini söyledi.
"CHP, temel yapısL, birikimleri ve itf-
kenin her yanındaki ideaüst insanlarry-
la bu güce sahiptir" dıyen Öymen, bu-
nun için partinin iç sorunlanna hızla
çözüm bulması gerektiğini kaydetti.
'Demokrasl işlemiyor'
Parti içi demokrasinin işlerliğini
kaybettiğini anlatan Öymen. şöyle ko-
nuştu: "Genel Başkan kendi çağmhğı
kurultayda. bir özeleştiri kapısı açmak
yerine bunun tam tersini yaprjor. Öze-
leştiriyapumasını isteyen mflletvekule-
rini suçluyor ve onlann kurultav ca da
suçlanmasını istiyor. Bu, parti içinde
ki son demokratikleşıne çabalannı da
yok etme yolunda çok vahim bir giri-
şimdir. Bu gündem maddesinin verdi-
ği işaretaçıkbr: Bundan sonra hiç kim-
se, partiyönetimini ekştirmeye, kurul-
taytoptaıı\aya.tüzükdeğiştirrneyekalk-
masın. Yoksa onlar da, parti bütünlü-
ğünü zedeleyen, parti çalışmalanna
zarar veren, Türkiye'nin gündemini
saptıran insanlar' dhe suçlanacaktır."
Oymen, kurultayın şehir merkezin-
den 27 kilometre uzakta bir otelde, se-
yircisiz ve basınsız toplanmasının da
şeffaflık ilkesiylebağdasmadıgını kay-
detti. Ö>Tnen, kurultayın kapalı toplan-
ması karannı genel başkanın değıl,
kurultayın alabileceğini belirterek,
Baykal'ın tüzüğün kendisine verme-
diği bir yetkiyi kullandıgını söyledi.
Siyasi Partiler Yasası'na göre ku-
rultaya çağnlacak delegelerin lıstele-
rinin de önceden açıklanması gerek-
tiğini ancak bu kurala da uyulmadığı-
nı kaydeden Oymen, CHP'nin ciddi bir
iktidar seçeneğı olacak biçimde yenı-
leşmesini istedi.
'Önce ba;kan ve yönetlm'
Bunun için önce siyaset ve yönetım
anlayışının değişmesi gerektiğini an-
latan Öymen. "Bu değişim, genel baş-
kan ve üstyönetim kadrolarmdan baş-
lavarak gerçekkştirilmelidir. Bu amaç-
la kurultay üyesi arkadaşlannuzı 3
Temmuz kurultayuıda Sayın Genel
Başkan'a güvensiz&k oyu vermeye ça-
ğmyoruz'
1
dedi.
Aktidara Yürüyüş
Hareketi tarafindan
hazırlanan ortak
açıklamayı okııyan
Altan Öymen,
CHP'nin ciddi bir
iktidar seçeneği
olacak biçimde
yenileşmesi için
gerekli değişimin
genel başkan ve üst
yönetim
kadrolarmdan
başlaması
gerektiğini belirtti.
Gazetecilerin genel başkan adayı
konusundaki sorulan üzerine Oymen,
öncelikli sorunun bu olmadığını, par-
tide son demokrasi kırıntılannın da
ortadan kaldınlmak istendiğini söy-
ledi. Hareketin, 3 Temmuz'daki ku-
rultayda divan başkanlığı için eski M-
talya Belediye Başkanı Bekir Kum-
bul'u aday göstermesi bekleniyor.
ToplanOya, eski genel başkanlar Öy-
men ve Cezmi Karta}'. millervekille-
ri Ahmet Günüz Ketenci, Vedat Me-
lik. Atilla Başoğlu, Mustafa Sayar, ts-
maflDeğerhMVluharrem Toprak,Meh-
met Tomanbay, Züheyir Arnber, Mu-
zaffcr Kurtulmuşoğlu, Nurettin Sözen,
Hüseyin Ozcan, Ersoy Bulut eski ge-
nel sekreterlerAdnanKeskin,Eıtuğ-
rul Güna>. eski milletvekilleri ve es-
ki belediye başkanlan katıldı.
Muhallf delegeler
dlsiplin kuruluna
MERStN (Cumhuriyet) -
Mersin'de, CHP'yi olağanüstü
genel kuruia çağıran muhalefete
destek veren 6 kurultay delegesi, il
disiplin kuruluna verildi.
Delegeler, parti üyesi olmayan
kişilerin kendileri hakkında
şikâyet dılekçesi yazdığını iddia
ettiler. Kurultay yaklaşırken, CHP
içindeki kargaşa giderek artıyor.
Mersin'de partiyi olağanüstü
kurultaya çağıran bildiriye imza
atan kurultay delegeleri. eski
milletvekili Baki Gökçel Z«keriya
O^ür, Serdar Kuyucuoğlu,
Mehmet Şerif Küçük, Ergun Kıhç
ve HaKl Aydemir, il disiplin
kuruluna verildi. "TedbirB"
duruma düştükleri için kurultayda
oy kullanıp kullanmayacaklan
belirsiz olan delegeler. önceki gün
CHP merkez ilçe binasında
açıklama yapmak istediler. Ancak
"onanm'' olduğu gerekçesıyle
binaya alınmayan delegeler, basın
toplantısını CHP il başkanlığında
yaptılar. Toplantıda söz alan
delege Serdar Kuyucuoğlu,
disipline sevk edilme
gerekçeleriyle ilgili bilgi
alamadıklannı belirterek,
"Hakkunızda şikâyet dilekçesi
verenler ya partih' değil ya da iş
vaadiyle boş kâğıt imzalanlan
kişilerdir'' dedı.
GUREL VE MUTMAN'DAN OLUMSUZ YANTT
Ecevit: Orgüt
isyanı söndürecek
ANKARA(CumhurivctBQ-
rosu) - DSP Genel Başkanı
Bülent Ecevit, parti yönetimi-
ne karşı "başkakün" tasarlan-
dığını belirterek "Fakatörgü-
tümüz, bu başkakbnyı yerin-
de söndürecektir" dedi
"DSP'de Gefişim Hareketi" ta-
rafindan yapılan ^ ^ ^ ^
çağnya adaylardan r%
ŞökrüSinaGürel ile USP lideri,
AtüTa Mutman p a r t i içinde bir
olumsuz yanrt verdi.
Ecevit, dün yaptı-
ğı açıklamada, iki
yıl önce DSP'nin
rel ve Atilla Mutman'Ia da
bağlantı kurdu. Harekete des-
tek veren delegelerin eğilimi-
ne koşulsuz destek vermeleri
koşuluyla katılımlan istendi.
Şükrü Sina Gürel, bu istemi
reddetti. Gürel, "Böylebirha-
reket olduğuna inanmrvTMTim.
_ _ ^ ^ Ben, adavhğmu açık-
ladım. Ülkenin dört
bir yanından destek
mesajlan ahyorum.
Parti>1e,ülke\leilgin
olarak \apmak iste-
diklerimbeULBuar-
kadaşlar bana tektek
başkaldın
tasarlandığını
belirterek
daha çok dışköken- "Örgütümüz bu destekohnakisterier-
libiroyunageldiği- başkaldınyı se tek tek destekleri
söndürecektir"
diye konuştu.
ni belirtti. Ecevit.
"Görünüşe göre bu
kez de iç kökenli bir
oyun var. Bu amaç-
la bir sözcülerinin de\imi\le
DSP yönetimine karşı bir baş-
kaldın ' tasaıiamyor. Fakat ör-
gütümüz bu başkaldınyı ye-
rinde söndürecektir
n
dedi.
"DSP'de Gelişim Hareketi",
genel başkanhğa aday olaca-
ğmı açıklayan Şükrü Sina Gü-
kabulümdür. Detege-
lerin eğShni ise kurul-
tayda befli ohır" dedi.
~"~*~* Atilla Mutman ise
"Ecevit'in adayı Zeki Sezer
karşısında en güçlü aday ola-
rak" yoluna devam edeceğini
bildirdı. Mutman "gecikmiş,
taban gücü olmayan hareket-
lerin partiye yarar getirmeye-
ceği kanaatinde olduğunu"
sözlerine ekledi.
ÎĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
NATO Zirvesi bitti, liderler Türkiyeden ayrıldılar.
Courrier international:
Erdoğan hn
rakibiSangül
İstanbul Haber Servisi - AKP Genel Başkanı,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan' ı yıkacak
tek ismın, son yerel seçimlerden oyunu artrı-
rarak çıkan CHP'nın Şişli Belediye Başkanı
Mustafa Sangül olduğu belirtildi. Mustafa
Sangül'ün, "Türk sohınun geleceği için umut
vaatettiği" ifade edildi. Fransa'nın ciddi haf-
talık siyasi dergilerinden Courrier Internati-
onal'ın son sayısmda yer alan ve Tempo der-
gisi ile Zaman gazetesinden derlenen habere
göre, Türk solu için gelecek vaat eden kişi
Mustafa Sangül. 28
Mart'taki yerel seçim-
lerden Erdoğan'ın
AKP'sinın, Türkiye'nin
siyasi arenasından ko-
numunu pekiştırerek
çıktığı anımsatılarak
-AKP'ninkarşKindaki
tek rakibi olan CHP,
arük ne orta smıfi ne de
lzmir ve İstanbul'un
entelektüel kesimlerini
cezbedebinyor. Sohın
eridiği bir dönemde ge-
Mustafa Sangül.
ElKaide davasında ifade veren sanık, örgütün emiri olan kocasını caniHJde suçladı
Eşlerini bile kandırmışlar
İstanbul Haber Servisi -tstanbul'da 15 ile
20 Kasım 2003 tarihlerinde düzenlenen
bombalı saldrnlara ilişkin 46'sı tutuklu 69
sanığm yargılandığı davada İstanbul 2 No'lu
DGM, "Ağn-CezaMahkemesi" sıfatıyla, is-
teyen sanıklann sorgulannı yaptı. Örgütün
Türkiye emiri Habip Akdaş'ın eşi Cemile
Akdaş, eşinin yaptığı büyük hatayı destek-
lemediğini ve boşanma davası açtığını be-
lirterek "Yapngıcanüik-
ti" diye konuştu.
Duruşmanın 3. günü-
ne, 2'si kadın 13 tutuklu
sanık katıldı. Duruşma-
da daha önceki celseler-
de olduğu gibi "laik re-
jim önünde oturmak is-
temediği" için ayakta du-
ran avukat Abdurrah-
lendirilmesinin henüz yapılmadığını ifade
eden Iste. sanıklann sorgulannın yapılıp
yapılmaması konusunda avukatlannın be-
yanlannı sordu.
Avukatlann bir kısmı "sorgu yapüması-
nı" talep ederken bir kısmı ile müdahil avu-
katlan "istemediklerini" söylediler. Duruş-
maya genel uygulamamn aksine salonu terk
ederek ara veren mahkeme heyeti, daha son-
• El Kaide davasınm görüldüğü îstanbul 2 No'lu
DGM, 'Ağır Ceza Mahkemesi' sıfatıyla, isteyen
sanıklann ifadesini aldı. Önceki celselerde olduğu
gibi dünkü duruşmada da 'laik rejim önünde oturmak
istemediği' için ayakta duran avukat Abdurrahman
Sanoğlu, müvekkilleri tarafmdan azledildi.
hatayı kesinhkle desteklemrvorum. Bu ha-
tanın cezasuu ben çekhorum. Eşimin yap-
tığı canilikti. Ben yalnızca çocuklanma ka-
vuşmakistiyorum" diye konuştu. Cemile Ak-
daş, eşi Habip Akdaş'a boşanma davası aç-
tığını sözlerine ekledi.
Örgütün icra şûrası üyelerinden Gürcan
Baç'ın gayri resmi eşi Mediha Yıkünm ise
1993 yılında evlendiği eşinin gerçek adını
bir yıl sonra öğrenebildiğini söyledi.
Üçüncü çocuklan dünyaya gelene dek
eşinin evden dışan çıkrnasına izin ver-
mediğini ifade eden Baç, tüm ısrarla-
nna karşm eşinin resmi nikâh yapma-
dığmı ve çocuklan okula gönderme-
dığini anlattı.
Bir kişi tahliye edlldl
man Sanoğlu. müvekkilleri olan Cemile
Akdaş ve Mediha Yıkünm tarafindan azle-
dildi. Bunun üzerine Sanoğlu, duruşma sa-
lonundan aynldı.
Mahkeme Heyeti Başkanı Şerafettin Is-
te, duruşmadan önce kendi aralannda 1.5 sa-
atlik bir toplantı yaptıklarını belirterek
DGM'lerin kaldınlmasıyla ilgili 5190 sayı-
lı yasanm Resmi Gazete'de yayımlandığı-
nı söyledi. Ancak kurulacak ağır ceza mah-
kemelerinde başkan ve asıl üyelerin görev-
ra 'Ağır Ceza Mahkemesi' sıfatıyla, sorgu
vermek isteyenlerin ifadelerini ahnayı ka-
rarlaştırdı.
Zorla Afganistan'a götürdü'
Örgütün Türkiye emiri Habip Akdaş'ın eşi
Cemile Akdaş, eşinin yaptığı hatanın ceza-
sını kendisinin çektiğini savunarak eşinin
kendisıni zorla Afganistan'a götürdüğünü
iddia ettı. Akdaş, "Eşimin yaptığı büyük
Sanıklardan Suat Şarman da 15 Kasım'da
meydana gelen ilk saldınlann akşamı, 5
gün sonra gerçekleştirilen Ingiltere Baş-
konsolosluğu saldınsının faili FeridunUğur-
hı ile eşi Ayşe Uğuriuyu. HSBC Bank Ge-
nel Müdürlüğü'ne saldın düzenleyen Üyas
Kuncak'ın Bağcılar'daki evine götürdüğü-
nü ileri sürdü.
Duruşmanın sonunda mahkeme heyeti
tutuklu sanıklardan ZiyaÇeHk'in tahliyesi-
ne karar vererek duruşmayı erteledi.
leceği parlak bir adam yüzünü göstermekte:
Mustafa SangüL Renklerini taşıdığı CHP, oy
sandıklannda hezimete ugramış olsada o, Şişli
belediye seçimkrinden buyük bir zaferie çık-
ma>ı başanruştır" denildi. Yazıda, Mustafa
SangüFün 48 yıl önce Anadolu'nun doğu-
sundaki bir köyde doğup Istanbul'a göç ede-
rek, sosyal sımf katmanlarmda hızla yüksel-
diği, orta halli oluşunun haüan dilini konuş-
masına yardımcı olduğuna dikkat çekildi.
Mülkiyet yapısı incelensin'
CHP'den medya
araştırrna önergesi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP An-
kara Milletvekili Yakııp Kepenek ve arka-
daşlan, medyada, demokratik bir toplum
için gerekli olan çoğulculuğu, yansızlığı ve
bağımsızlığı sağlayacak mülkiyet yapısı bu-
lunup bulunmadığmın saptanması için Mec-
lis araştırması istedi. CHP'li Kepenek ve ar-
kadaşlannca TBMM Başkanlığf na verilen
Meclis araştırması önergesinde, Türkiye'de
basın-yayın sektörünün çağdaş demokrasi-
nin gerektirdiğı özellikleri taşıyıp taşunadı-
ğının sürekli tartışıldığı belirtildi. Önergede,
sektörde tekelci piyasalann geçerli olup ol-
madığını, gazete ve televizyon sahiplerinin.
diğer ekonomik faaliyetleri ile sektörün ka-
musal görevlerinin ne ölçüde bağdaştığınm
araştınlması istendi. Önergede aynca, med-
ya sahiplerinin hükümetle olan iş ilişkileri-
nin haber seçimine, köşe yazılanna yansıyıp
yansımadığı ile sektörde çalışanlann sendi-
kal haklan ve ücretleri ile son aylarda ya-
şanmakta olan mülkiyet değişimlerinin sek-
tör üzerindeki etkilerinin araştınlması is-
teminde bulunuldu.