17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
-İ TEMMUZ 2004 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA rîjJV\_liıU1VJJ. ekonomiıgcumhuriyet.com.tr 13 "Yılın ilk 3 aymda beklentilerin üzerine çıkan büyüme, yüzde 12.4 olarak gerçekleşti İthalatbüyümeyipatlatü• Büyümede en büyük pay, yüzde 33 düzeyinde artan ithalatın oldu. 2004 yılının ilk çeyreğine ilişkin büyüme rakamlan, tanmda küçülmenin sürdüğünü ortaya koyarken diğer bir emek yoğun sektör olan inşaatta yalnızca 'kıpırdanma' yaşandığını gösterdi. AJNKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Yılın ilk üç ayında ıtha- latta yaşanan patlama, büyüme rakamına da yansıdı. DİE, yılın ilk 3 ayında büyümenin beklen- tileri aşarak yüzde 12.4 olarak gerçekleştiğini açıkJadı. Büyü- mede en büyük pay, yüzde 33 düzeyinde artan ithalatın oldu. 2004 yılının ilk çeyreğine iliş- kin büyüme rakamlan. tanm- daki küçülmenin de hız kesme- den sürdüğünü gösterdi. Tanm yılın ilk çeyreğinde yüzde 7.5 küçüldü. DtE, 2004 yılının ilk çeyreği- ne ilişkin büyüme rakamlannı dün açıkladı. Yıl sonunda yüz- de 5 olan büyüme hedefinin yu- kan doğru revize edilebileceği beklentisini de doğuran büyü- me rakamlanna göre kamuda yatınm yok, özel sektör yatı- nmlannda ise ciddi artış oldu- ğu görülüyor. Buna göre yatın- ma kaynak ayırmayan kamuda yatınmlar yüzde 11.3 azalırken, İthalat vergisinde rekor büyüme Sektörlerin gelişme hızlan aynı dönemde özel sektörün ya- tınmlan yüzde 60.6 arttı. Yatı- nmlardaki artış oranı genel ola- rak ise yüzde 52.6 oldu. Tüke- timde de yüzde 10'u aşan bir ar- tış görüldü. Özel tüketim harca- malan yüzde 10.6 artarken dev- letin tüketim harcamalan yüzde 2.4 arttı. Aynı dönemde ihracat- taki yüzde 10.3"lükartışakarşın ithalattakı artış yüzde 31.2'ye ulaştı. ATO Başkanı Sinan Aygün. yılın ilk çeyreğındekı büyüme- nin ithalata dayalı olduğunu be- lirtti. 'Büyüme makbul değü' Büyümenin, saf, dengeli, dört başı mamur ve üretime dayalı olması durumunda "makbul" olacağını vurgulayan Aygün şöyle devam etti: " Yine de ekonomi için, bu bü- yüme başan olarak değerlendi- rilmebdir. Büyüme çarşıya, pa- zara yansınııyor. ancak ilerisi için umut vaat ediyor. Büyüme- yi halka indiremez, ücretlere yansıtamaz, halkın geçimini ko- laylaştıramazsak kâğıt üzerinde büyümek ne işe yarar? Büyüye- Hnı anıa halkı büvütelim. halkın zenginliğini büyüteüm." Oyak Bank Ekonomik Araş- tırmalar Bölümü tarafından ya- pılan değerlendirmede ise bü- yüme rakamlannın piyasadaki ortalama artış beklentilerinin üzerinde gerçekleştiği ve yıl so- nu hedefinin revize edilebilece- ği belirtildı. Üretim kamuda azaldı, özelde rekor kırdı Uretim Artış hızı (%) Kamu Özel Imalat sanayii toplamı 8 • -4.5 17.0 Basım, yayın 21.9 19.4 Ana kimya sanayii 4.9 8.3 Diğer kimyasal ürünler 17.0 9.5 Petrol rafinerileri 1.1 -11.8 Çeşıtli petr. ve kömür tünev. -41.6 4.9 Lastik ürünleri 14.0 Çanak, çömlek, çinı vb. 48.7 32.1 Taş ve toprağa day. diğer sanayii 10.7 27.1 Demir-çelik metal ana sanayii 10.0 14.1 Demir-çelik dışı metal ana sanayii 19.5 15.5 Metal eşya sanayii 47.4 20.1 DÖVİZ BOLLUĞU fTHALAT GETÎRDf Sıcakparayla sanalmutluluk FATMA KOŞAR Türkiye, krizlerin ardından önceki yıl yüzde 7.9, geçen yıl da yüzde 5.9 oranında büyüdü. An- cak veriler, ekonomideki büyümenin yatınm ve üretimde patlamaya yol açmadığı gibi yeni iş alanlan da yaratmadığını ortaya koyuyor. Büyüme ve istihdam ilişkisini değerlendiren Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erinç Yeldan, bu yılın ilk dört ayında uJuslarara- sı piyasalardan Türkiye'ye 9 milyar dolar civa- nnda sıcak para girdiğini belirterek "Bu paramn yaratüğı döviz boDuğunun ve düşük kurun fınan- se ettiği bir ithalat patlaması yaşaıuyor" dedi. Uluslararası alanda dolaşan spekülatif sermaye- nin, kısa dönemh çıkarlar için yüksek faiz geti- risinin bulunduğu ve "arzulanan önlemlerin ahn- dığT piyasalara yöneldiğini dile getiren Yeldan şunlan söyledi: "Türkiye'de şu anda arzulanan önlemleri alan, EVIF'yle ffişki- ler, asgari ücre- te düşük zam, NATO gibi ko- nulardaödevle- rini i>i yapan bir hükümet var. Bu gibi ge- lişmeler nede- niyle hükümet "ödüllendınlıyor'. Büyüme rakamlan incelendi- ğmde ucuzdöviz boDuğunun finanse ettiği bir' iyi- leşme' ortaya çılayor." Türkiye'nin kısa vadeli dış borçlannın yılın ilk dört aylık döneminde 2.2 milyar dolara yakın ar- tarak 25.2 milyar dolara kadar ulaştığına dikkat çeken Yeldan, hem miktar hem de uluslararası re- zervlere oranı açısından kriz sonrasının en yük- sek noktasına çıktığını dile getirdi. Bankalann döviz kredisi kullanımlan ve ithalat kredilerinin arîtırdığı kısa vadeli borçlar nedeniyle Türki- ye'nin çok yüksek faiz ödemek zorunda kalaca- ğını kaydeden Yeldan." Yoksa tehlike suıınna da- ha da yaklaşmasııu izleyecekler" diye konuştu. Çahşana yaramıyor Öte yandan, büyümeye karşın çalışanlann mil- li gelirden aldığı pay giderek düşüyor. îşgücü ödemelerinin, gelir yöntemiyle yurtiçi gayri sa- fıhasıla içinde 2001 yılında yüzde 28.3 olan pa- yı 2002'de yüzde 26.3'e, 2003'tede yüzde 26. ]"e kadar geriledi. ISTfcDMMM lYlfŞM YOK \i 2001 2002 2003 Bİ1İIK -9.5 7.9 5.9 dıa I1 .) (Bn krçi) 14.4 23 491 15.8 23.818 15 4 23.640 ÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı, AKP'nin yılhk yüzde 5 büyüme ve yüzde 2.5 istihdam arüşı sağlayacak 10 yılhk büyüme perspektifi oluşhırması gerektiğini vurgularken Rahmi Koç da hükümetin vergileri yüksek tuttuğunu ve özeüeştirmeleri beceremediğini benrîti Sabancı Center'da yapılan toplantıya Bülent EczacıbaşL Güler Sabancı. Mustafa Koç, An Babacan. Feyyaz Berker, ishak Alaton, (Soldan sağa) Rahmi Koç ve Tuncay Ozilhan (arkada) yer akh. (AA) TÜSIAD toplantısında, hükümete yalnız günlük işlerle uğraştığı eleştirisi yapıldı Patronlar: Vizyon beürieymEkonomi Servisi - Türk Sanayi- cileri ve tşadamJan Derneğı (TÜ- SlAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Sabancı, hükümetin kısa vadeli sorunlarla uğraşmanın ya- nı sıra toplumu birgelecek ıdeali- nin peşinde sürükleyecek bir viz- yon ortaya koymasının artık za- manının geldiğini söyledi. Saban- cı, TÜSİAD'ın 2004 yılı ilk Yük- sek Istişare Konseyi (YİK) top- lantısında yaptığı konuşmada, ya- pılan çalışmalannı, yem in- şa edilen bir yolun güzergâ- hı üzerindeki engellerin kal- dınlması olarak tanımlana- bileceğini belirtti. Ömer Sa- bancı. yıllık yüzde 5 büyü- me ve yüzde 2.5 istihdam ar- tışı sağlayacak 10 yılhk bü- yüme perspektifı gerektiği- nin altını çizdi. Koç Toplu- luluğu Şeref Başkanı Rahmi Koç da hükümeti vergileri yüksek tutmakla ve özelleş- tirmeleri gerektıği gibi ya- pamamakla eleştirdi. TÜSİAD'ın yüksek istişare konseyi toplantısı dün Sabancı Center'da yapıldı. Toplantıda ko- nuşan Ömer Sabancı, hükümetin toplumun bütün örgütlü kesimle- riyle işbirliği içinde kamuoyunu sürekli bilgilendirerek bir kam- panya mantığı ile geleceği kura- cak stratejileri oluşturması ve bu- nun toplum nezdinde iletişimini yapması gerektiğini vurguladı. TÜSİAD Başkanı Sabancı. "Ya- nn, çok çabuk bugün olacak. Ve yannı inşa etmeyen, bugünü eklen kaçıracak" dedi. Toplantının ardından sorulan yanıtJayan Koç, dünya ekonomi- sinin yeni bir döneme girdiğini di- le getirerek rekabet edebilmek için "Süratii kararverilmesi veve- riien kararuı da hemen tatbikedil- mesi lazım gelen bir dünyada ya- şıyonız, Güneydoğu Asya'dan Ba- Ali Babacan.- Yıl sonu hedefleri asılacak Ekonomi Senisi - Devlet Bakanı AH Babacan, piyasa beklentilerinin üze- rinde gerçekleşen büyüme rakamla- nyla, yıl sonu için belirlenen yüzde 5 düzeyindeki hedefin üzerine çıkılaca- ğnun anlaşıldığını söyledi. TÜSİAD'ın Istanbul'da düzenlenen yüksek istişare konseyi toplantısında konuşan Babacan, Türkiye'de son 1.5 yıldır büyümenin sağlıklı bir şekilde gerçekleştiğini ve büyümenin dina- miklerinin değiştiğini belirterek Türk ekonomisini küçük ama sağlıklı oldu- ğu için hormonsuz sebzeye benzetti. "Bizde yıllardır memura ve işçiye iste- diklerizamlar,tophımsal memnuniyet açısmdan rahathkla verüdi ve bunun karşıhğmda MerkezBankaa'ndanpa- ra basması istendi ama artık bu dö- nem sonaerdi" diyen Babacan, sağlık- lı ve sürdürülebilir büyümenin işsizli- ğin de çözümü olacağını belirtti. b'ya büviikrekabetgelecek. Dola- yısı\1a Baü'nın şimdiden hazniık- h olması lazım" dedi. Türk Sanayicıleri ve îşadamla- n Derneği (TÜSİAD) Yüksek is- tişare Konseyi (YTK) Başkanı Muharrem Kayhan, Türkiye 'nin, AB siyası haritasında yerinin ne olacağını düşünmeye, bunun al- ternatif formülleri hakkında dü- şünce egzersizleri yapmayabaşla- ması gerektiğine dikkat çekti. "Bazı alanlarda zaman zaman bizi endişelendiren gelişmeler yaşadık. Endişe- lendigimiz noktalarda eleş- tirilerimizi dile getirdik. Bu küni zaman ekonomhie ve- ya yapısal reformlarla ügili oldu. Kimi zaman YÖK, imam hatip useleri, nülü eği- tim, kadrolaşma gibi konu- larda gerçekleşti'' diyen Kayhan, şimdi ileriye bak- manın zamanının geldiğini ifade etti. PETKİM'de müdür, çalışanı suçladı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - PETKİM Genel Mjdürü Kenan Yavuz, PETKtM'in dünyayla rekabet «debilmesi için üretim verimliliğini arttırması jrektığıni belirterek "Bizim işçi maliyetierimiz yüksek ce|il ama verimliliğimiz düşük. Bu rekabet ortamında 50} gün rapor alan çahşanlar var. Kamunun doktonı Lamunun işletnıesini kazıkhyor. Bunu anlamak nimkün değil. Burası Hilal-i Ahmer Cemiyeti değü" cejı. Dün bir basın toplantısı düzenleyen Yavuz. JETKİM'in pazar payının, kapasitesinin sabit kalması •eieniyle yüzde 30'lara düştüğünü belirterek toplam 331 milyon doları bulan yeni yatınmlarla bu olumsuz süreci durdurmayı hedefledıklerini söyledi. Yavuz, 2003 cirosu 1.1 katnlyonu bulan kurumun yine geçen yıl 127 milyon dolarlık ihracat yaptığım belirtti. PETKİM'in etkinliğini sürdürmesı için yeni yatınmlara ve verimlilik artışına gereksinim olduğunu savunan Ya\Tiz, gazetecilerın kurumun özelleştirilmeye mi hazırlandığı yönündeki sorusunu ise "Ben özeUeştjrmeden bahsetmiyorum, \erimlUikten bahsediyorum. Özelleştirnıe farkh bir konu ve benim göre\ alanım dışında" diye yanıtladı. 'TÜPRAŞ'ı izliyoruz' Ekonomi Servisi - Sabancı Holding CEO'su Celal Metin, TÜPRAŞ'ın özelleştirilmesiyle ilgili gelişmeleri çok yakından takip ettiklerini belirtti. Metin, TÜSİAD YİK Toplantısı'nın basına açık bölümünün ardmdan gazetecilerin TÜPRAŞ'la ilgili sorulannı yanıtlayarak Sabancı Grubu'nun bu tip olaylann göbeğinde yer almak gibi bir yaklaşımı olduğunu söyledi. Kimya grubunda belü gelişmeler olduğunu, yeni gelişmeleri de bu nedenle yakından izlediklerini dile getiren Metin, "Biliyorsunuz ben dosya alanlardan bir tanesiydim. tncelememizi yapük. O zaman beffi rakamlar konusunda . hemfıkir olmadjğmuz içfit| geçtik, ama yeni; bakacağa" dedi. tŞÇİNİNEVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Sanalla Gerçek Yıllardır gittiğim, sevdiğim, Istanbul'un en sakin köşesinin, ABD propaganda uzmanlarınca bir çır- pıda keşfedilip, imajlar, propaganda amaçlan için en uygun yer olarak seçilip Yeni Dünya Sömürü Düzeninin liderinin, Bush'un sanal şovunda kulla- nılması kişisel olarak farkh etkiledi. Günümüzde si- lahlı güç ile medyatik güç ittifakının boyutları, öne- mi üzerinde bir kez daha düşündürdü.. Bush'un Galatasaray Üniversitesi'nde bir konuş- ma yapacağı haberini duyduğum andan itibaren, bunu daha çok ABD kamuoyuna dönük bir lider imajı, demokrasi şovu boyutunda aJgılamıştım. Bo- ğaz'dan her tür deniz aracı geçişine özel yasak, el- bette havadan kuş uçurrnama önlemlerini, ülkemiz adına ucuz bir şovda çok ağır bir bedel olarak gör- düğüm için de öfkemi bir küfürle yatıştırmaya ça- lışmıştım. Başkan Bush'un imajlar çağındaki sanal şovu- nun, çok daha boyutlu, G-8'ler, NATO zirvelerinde zenginler kulübüne amaçlandığı ölçülerle pazarla- yamadığı BOP'un bilinçlere kazınması için kullanı- lacağını bilmezdim. Bu projede gerek siyasal gerek- se askeri boyutta merkez üs olarak kullanılmak is- tenen Türkiye'nin, Bush'un simgelediğı emperyal iktidar güçlerin kafasındaki imajı için kullanılacağı- nı ise aklımın ucundan geçiremezdim. Asya- Avru- pa, Boğaz, köprü, cami..simgelerinin, sanalla ger- çekler birbirine kanştınlarak, bu kadar etkili kulla- nım için seçilen köşe, yaratılan baştan sona şov et- kinlik için, ABD'nin medya uzmanlannın profesyo- nel ustalıklarına tartışmasız şapka çıkarmak gerek. Bush'un söz konusu büyük medyatik, sanal şo- vunda dublör olarak kullanılan, güneşte üstü örtül- memiş mekânda saatlerle kalmak zorunda bırakıl- mış iş, medyabilim dünyamızın temsilcilerinin ko- nuşma sonrası değerlendirmeleri de sanal şovun ne kadar başarılı ve etkili olduğunun kanıtıydı. "Bush'un NATO zirvesine son noktayı koyduğu, BOP'un NATO'nun yeni stratejisi, öncelikli amacı haline geldiği, Türkiye'ye çok önemli, kilit, köprü roller verildiği.." saptamalan yapıldı durdu. Bizimkiler, Başbakan Erdoğan ile aynı çizgide, pembe tablo çizmede yine uçtular. G-8'ler içinden, NATO'dan siyasi liderler, uzmanlar, medya bilgilen- dirme, açıklamalannın, yorumlarının bütününden çıkan sonuçlar ile, sanal şovda verilen imajlar ara- sındaki çelişkilere değinmekle yetineceğim.. NATO zirvesi sonuç açıklamasında da çok net yer aldığı üzere aslında sadece Bosna'da yönetimin AB güçlerine devredilmesi, Afganistan'da NATO gücünün çok sınıriı arttınlması, Irak'ta eğitim ölçe- ğinde kalacak NATO desteği için uzlaşmaya varı- labildi. Üstelik NATO ülkeleri katkılarında tümden serbest olacaklar. Dünkü ABD, AB medyasında yer alan yorumlarda da görüldüğü üzere, önce Bush'un, Irak işgali destekçilerinin seçim sınavlan beklenecek. Bush-Blairekseninde pekişen iktidar, ya da yolcu olmaya bağlı, zengin kuzey, emperyal dünyanın, gerek siyasal gerekse askeri stratejileri önemli ölçülerde rota değişikliğine uğrayacağın- dan, NATO'nun Istanbul zirvesi kararları, BOP uy- gulamalan algılamaları da çok farkh yönlerde ola- bilecek. En son Bush şov ve Başbakan Erdoğan'ın açık- lamalannı ölçü alan medyamız Türkiye açısından NATO zirvesinin asıl AB üyeliği için zafer boyutun- da kazanımlar getirdiği sonuç yorumlarına vardılar. ABD, AB medyasında dün yer alan yorumlara gö- re ise ABD Başkanı'nın AB liderlerinden gelen uya- nlara kulak tıkayarak, Türkiye'nin AB üyeliğine iliş- kin söyleminde diretmesi, orta vadede Türkiye aley- hine sonuçlar getirebilir. Çünkü AB'nin merkez ül- keleri, AB içinde yeni bir ABD'den yana ağırtıklı güç- ten, ABD'nin uzantısı Türkiye'den, daha çok kaçı- nacaklar. NATO zirvesi sürecinde çok net yaşandı: Cum- hurbaşkanı Sezer ile Başbakan Erdoğan'ın Türki- ye imajlan ve NATO yaklaşımlan önemli aynşma noktalan içeriyordu. Sezer, Türkiye Cumhuriyeti adı- na Bush'a çok net mesajlarverdi. Laik Türkiye Cum- huriyeti'nin Islam ülkeleri için model oluşturamaya- cağını söyledi. Türkiye'nin ABD ve NATO politika- lanndaki kırmızı çizgilerini çizdi. Bush, Türkiye imajı ve rol beklentilerinde tek ke- lime ile bu uyanlan yok saydı. Bush'un besbelli Er- doğan Hükümeti ile uyumlu Türkiyesi, ABD'nin Or- tadoğu, NATO'nun geleceğindeki Türkiye rolüne çok uygun. Ancak AB üyesi olacak Türkiye çizgisi ile ciddi anlamda çatıştığı kesin. Aynı güne rastla- yan bir tek AİHM türban kararı bile, AB'nin insan hakları, demokrasi, laiklik anlayışları ile AKP'nin AB'yi kullanarak Türkiye Cumhuriyeti'nin temel il- kelerini yıkma beklentileri arasındaki çelişkiyi orta- ya koyacak önemli bir ipucu. Erdoğan Hükümeti, sanal imaj dünyasında, Tür- kiye'nin AB üyeliği için en çok iş yapmış iktidar ro- lünde, gerçekte Türkiye'yi en çok AB'den uzaklaş- tıran bir yolda yürüyor. Ne yazık ki sanal ile gerçek- ler arasındaki çelişkilerin toplumlar tarafından algı- lanması zaman istiyor. Pahalıya mal oluyor. [email protected] Eski Maliye Bakanı Temizel 6 Vergi politikalarını siyasiler belirlemeli' ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Eski Mali- ye Bakanı Zekeriya Te- mizel, gelir idaresinin yapılandınlmasına iliş- kin tasanyla ilgili olarak, "GeHr idaresinin. geür poUtikalarmı belirieme- de bağunaz olması düşü- nülemez" dedi. Mülldyeliler Birliği ta- rafindan düzenlenen "Maliye Politikalannın GeleceğiAçısından Getir tdaresinin Yeniden Vapj- landınlmasr panelinde konuşan Temizel. devlet- ten daha bağımsız bir ku- rum olamayacağını YUI- gulayarak kurumlann sadece devletin politika- lannm ayaklannı oluştu- racağını kaydetti. "Bir tarafta içeride di- renç ohışur di>e tasamı gjzli tutuyorsun. Daha sonra o direnç oluştura- cak unsurlan bağımsız rapıvorsun" diyen Temi- zel şöyle devam etti: "Vergi politikalannı befirlemek kesinlikle ida- ri kademelerin görevi de- ğildir. Adı üstünde politi- kadır.Vergipolitikalannı behrlemek si\^si kadro- lann görevidir. Dola\ısıy- la kurumlar poütika be- Brle\emez. Ozamanpar- lamentonun görevi ne- dir?'' Temizel, gelir ida- resinin yeniden yapılan- dınlmasında teknik ola- naklarla insan unsuru- nun entegre edilmesi gerektiğine işaret etti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle