Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİVET 5 HAZİRAN 2004 CUMARTES
HABERLER
DÜN1M>ABUGIJN
ALİ SİRMEN
Pat Tillman Şehit mi,
Yoksa Niyazi mi?
Pat Tillman Amerikan futbolunun pariak yıldız-
lanndan biriydi.
ABD gibi yanşmanın hızlı olduğu bir ülkede, fut-
bol ya da basketbol yıldızı oldunuz mu, rahat ve
parlak bir yaşamı güvenceye almışsınız demektir.
Bir yandan rahat bir yaşam, bir yandan toplumun
hayranlığını çekmek 27 yaşındaki gençlerin hemen
hemen tümü için tatlı bir düştür.
Bu düşü gerçeğe çevirebilenlerin oranı ise mil-
yonda birdir.
Pat Tillman işte bu milyonda bir diliminde yaşa-
yanlardandı.
Son olarak da kendisine 3.5 milyon dolarlık bir
kontrat önermişlerdi.
Ama o bunu elinin tersiyle itti ve 11 Eytül'den son-
ra Rangers'e (gönüllüler) katılarak asker oldu.
Futbol yıldızı, artık ulusal bir kahraman olmuştu.
Herkes ona hayrandı.
Pat, Amerikan askerleriyle birlikte, Afganistan'da
görev yapmaya başladı. Ve bu yılın 26 Nisanı'nda
da Afganistan'ın Pakistan sının yakınlarında, ilk
açıklamalara göre düşman kuvvetlertarafından vu-
rulup öldürüldü.
Amerika, ünlü şehidini bağnna bastı. 0 artık ta-
rihsel bir kahramandı.
Buradaki şehit kavramı üzerinde biraz durmak ge-
rek.
Acaba Müslüman olmayanlar şehit olabilirler mi?
Bu konudafikiryürütecek kadar uzmanı değilim
konunun.
Ama, 1970 yılında Cezayir'in Oran kentinde din-
lediğim bir Arapça marşta şu dizeler yer alıyordu:
"Che Guevara, Che Guevara
Ey reis ül şüheda!"
Eh Che Guevara bile Cezayirli din kardeşlerimiz
tarafından "reis ül şüheda" rütbesine layık görü-
lürse, Pat neden şehit olmasın?...
• • •
Ancak burada başka bir soru geliyor gündeme.
Amerikan ordusunun askerleri maaşlı profesyonel-
ler olduklarına göre yaralanma gazilik, ölüm şeha-
det mi sayılır, yoksa basit bir iş kazası mı?
Unutmayalım ki profesyonel Amerikan ordusun-
da maaşlı asker olmak için Amerikan vatandaşı ol-
mak bile gerekli değil.
Bu durumda, vatan savunması da söz konusu
olamayacağından, şehitlik ve gazilikten çok, bir iş
kazası nitelemesi daha akla yakın geliyor.
Ayrıca, özelleştirme bu alana da girmıştir. Irak'ta
kullanılan askerierin içinde, doğrudan Amerikan
ordusuna bağlı olmayan, özel şirketlerin adamları
paralı askerler de yer alıyor. Onlar, dünyanın nere-
sinde silahlı çatışma olursa, götürü usulü, taşeron
olarak çalışan özel öldürme şirketlerine büyük pa-
ralar karşılığında hizmet veren süper profesyonel-
ler. Bugün karşısında savaştıkları ülke ve güçlerin
yann hizmetine bile girebilirler.
• * •
Ama Pat Tillman'ın durumu buniann hiçbirinin-
kine uymuyor. O vatan sevgisinden gitmiş askere,
para pul düşünerek değil.
Futbol yıldızı "demokrasiyitehditeden, teröre kar-
şı özgürlüğü savunmakiçin" elli yıldızlı bayrağın si-
lahına sarılıp, Afganistan'a gitmiş.
Pekâlâ Irak'a da gidebilirdi.
lyi de, artık Amerikalı politikacılar, haber alma
örgütü üyeleri, gazeteciler bile 11 Eylül'den sonra,
George W. Bush'un açıkladığı saldırı gerekçeleri-
nin, Irak konusunda olduğu kadar, Afganistan ko-
nusunda da geçerii olmadığını ısrarta söylüyorlar;
olaylar, kanıtlar da onlan haklı çıkarıyor.
Ayrıca, "büyük şeytan"E\ Kaide'nin de, bir Ame-
rikan yaratması olduğu artık herkesçe biliniyor.
Bu durumda, Pat Tillman'ın gerçekten inandığı
idealler için mi, yoksa bir aldatmaca uğruna mı öl-
düğünü söylemek çok zor.
Aynca şehit olmak düşman silahıyla öldürülme-
yi gerektirmez mi?
Eğer öyle ise yandı garibim Tillman.
Çünkü Fort Bragg'da, Amerikan Ordusu Yarba-
yı Pihillip R. Kensinger, geçen cumartesi mayıs-
ta yaptığı bir açıklamada, ilk araştırmanın tersine,
Tillman'ın düşman tarafından değil de bir "dost
ateşi" (friendly fire) sonucunda öldüğünü, zaten o
sırada o bölgede düşman da olmadığını bildirdi.
Bu durumda, Pat Tillman'ın durumu iyice kanşı-
yor. Uğrunda çarpıştığı ideallerin gerçektetehlike-
de olmadığı ya da bu çarpışmalann tam o amaç-
larayönelmeyip, bir aldatmaca ürünü olduğu çıkı-
yorortaya, öte yandan öbürsilah arkadaşlan, Bağ-
dat'ta, özgürlük götüreceklerini söyledikleri Iraklı-
lara işkence ederlerken elde silah Afganistan boz-
kırlarında dolaşan Tillman'ı da düşmanın değil,
Amerikalılann öldürdüğü çıkıyor ortaya.
Ben bu işin içinden bir türiü çıkamadım.
Siz ne dersiniz, Pat Tillman şehit mi, gazı mi;
yoksa b.k yoluna gitmiş bir Niyazi mi?
Haraç almakla da suçlamyor
Çeteciemniyet müdür
yardımcısı tutuklandı
ADAINA(AA)-Çıkar
amaçlı suç örgütü oluş-
turduklan iddiasıylagö-
zaltına alınan, Kırıkka-
le Emniyet Müdür Yar-
dımcısı ile bir astsuba-
yın da aralannda bu-
lunduğu 11 kişiden9'u
Adana DGM'ce tutuk-
landı.
Konya Emniyet Mü-
dürlüğü Kaçakçılık ve
Organize Suçlar Şube
Müdürlüğü ile İstihba-
rat Şube Müdürlüğü
ekiplerince gözaltına
alınan Emniyet Müdür
Yardımcısı MehmetAB
Yavuz ve Astsubay Sü-
leyman Oral'ın da ara-
lannda bulunduğu 11
kişi, Adana DGM'ye
çıkanldı.
Saruklar Mehmet Ali
Yavuz, Süleyman Oral,
Abdullah L nver, AtüTa
Demir, Ali Çeükler,
KürşatAltıner, Musta-
fa Buruç, Yüksel Yetiş-
ti ve Recep Aksoy "çı-
kar amaçb suç örgütü
oluşturduklan" ıddı-
asıyla tutuklandı. Mev-
lüt Kömür ve Mustafa
Koyuncuoğlu ise ser-
best bırakıldı.
Sanıklann, Kara-
man'da yaralama ve
Manisa'nın Soma ilçe-
sindeki Tekel Satış De-
posu'na yönelik silah-
lı saldın olayını gerçek-
leşnrdikleri ve Konya'da
bir şirketin yöneticile-
rınden 270 bın dolar
"haraç" alma girişimin-
de bulunduklan iddia
ediliyor.
Olayla ilgisi olduğu
belirlenen Cihan D' nin
de yakalanmasına çah-
şılıyor.
TÜSÎAD: Parti tabanını memnun etmek için kamu yönetiminin işleyişi aksatılmamalı
AKP'yekadrolaşmauyansıMEHMET ALİ SOLAK
ANTAKYA - Türkiye Sanayici ve
tşadamlan Derneğı (TÜSİAD) Baş-
kanı Ömer Sabancı. hükümete kad-
rolaşma uyansı yaptı. Devlet kadro-
lannda başan ve liyakatın tek ölçüt
olması gerektiğini belırten Saban-
cı. "Parti tabanını memnun edecek
kadrolaşma çahşmalanyla kamu yö-
netiminin işle>işi aksatılmamah. hiz-
met kaiitesidüşürülnıemelidir" dedi.
Türkiye SlAD Platformu Başkanlar
Kurulu bıldirisınde de YÖK yasa ta-
sansı tartışmasıyla da gündemden sa-
pıldığı ve boşuna zaman yıtınldiği
savunuldu.
Sanayici ve Işadamlan Demeklen
(SlAD) Platformu"nca eski Hatay
Devleti Meclıs Salonu'nda gerçek-
leştinlen toplanrıya TÜStAD Başka-
nı Ömer Sabancı. Türkiye SlAD Plat-
formu (TSP) Jcra Komitesi Başkanı
• Devlet kadrolarında tek ölçünün başan ve liyakat olması gerektiğini belirterek
hükümete 'kadrolaşma' uyansında bulunan TÜSİAD Başkanı Sabancı, "Türkiye'nin
gerçek gündemi son günlerde tartışılan konulardan çok daha derinlere indi. Ülkenin
gündemini muhafaza etmek, gemiyi rotasında tutmak hükümetin görevidir" dedi.
Şehmus Akbaş, AKP Grup Başkan-
vekıli Sadullah Ergin, mılletvekille-
n ve çok sayıda işadamı katıldı.
Toplannda bir konuşma yapan Ömer
Sabancı, Türkiye'de siyası ıstikrann
kalıcı kılınmasuun ve AB'nin siyasi
kültürüne uygun bir yapıya kavuş-
masının dört temel gereğinin bulun-
duğunu anlattı. Sabancı şöyle dedi:
"Çoğunluk, hangi oranda ve hangj
sistenıle sağlannuş olursa olsun. udaş-
ma külrürü korunmabdır. Çağdaş de-
mokrasilerdegeüşmişlik. çoğunhığun
azmbkhakbrmı neöiçüde koruduğuy-
la ölçülmektedir. Seçim sistemimiz.
karma bir yapıya yönehneh'dir. AB
normlanna uygun yeni bir seçim sis-
teminin benimsenmesi> le vönetimde
istikrar ile temsilde adaJetin denge-
lenmesimümkünolacakor. Siyasipar-
tilerin iç işleyişi, siyasi kadrolarda de-
ğişimi engellemeyen, şeffaf ve demok-
ratik bir yapıya kavuşturulmaüdır.
De\1et kadrolannda başan ve liyakat
tek ölçüt olmaJı, parti tabanını mem-
nun edecek kadrolaşma çahşnıalany-
la kamu yönetiminin işleyişi aksatılma-
malı. hizmet kalitesi düşürülmemeli-
dir."
Türkiye ekonomisuıin kronik mak-
roekonomık dengesızlik ve yüksek
reei faız kıskacından kurtanlması, iç
borç sorunlanndan anndınlması ve ya-
pısal olarak güçlendirilmesi gerekti-
ğini belirten Sabancı, Türkıye'nın
IMF ile ılişkilerinin de en kısa süre-
de sonuca bağlanması gerektiğini \iir-
guladı.
Sorunlan sırayla çözmeye çalışma-
nın akılcı olmadığını, topyekûn bir
strateji uygulanması gerektiğini vur-
gulayan Sabancı, "Türkiye'nin gerçek
gündemi son günlerde tartışılan konu-
lardan çok daha derinlere indL Llke-
nin gündemini muhafaza etmek, ge-
miyi rotasında tutmak hükümetin gö-
revidir" dıye konuşru.
Türkiye"run 18 aydır belırlı bir eko-
nomık ve siyasi istikrar yaşadığını
ifade eden Sabancı şöyle devam etti:
"Aneak. biraz gerhe çeküip resmin
bürününe baktığunızda, bu istikrarı
kahcı lalacak bazı çok önemliyapı taş-
laruun eksikolduğunu görüyoruz. Bu
DÎSK'in 12. Olağan Genel Kurulu'nda AKP iktidanna sert eleştiriler yöneltildi
Hükümet sınü gündem yarabyor
BARIŞDOSTER
DlSK'in 12. Olağan Genel Kurulu
başladı. Genel kurulda, hükümete
vönelik sert eleştiriler öne çıkarken
Istanbul'da toplanacak NATO
Zirvesi'ne karşı, toplumsal muhalefetin
birlikte hareket etmesı ıstendi. DlSK'in,
Grand Cevahir Kongre Merkezi'nde
başlayan genel kurulunda konuşan DİSK Genel
Başkanı SüJeyman Çelebi, ABD'nuı emperyalıst
politikalannı, Irak'ı işgalini ve Büyük Ortadoğu
Projesi'ni eleştirdi. Küreselleşmeye karşı ulusal ve
uluslararası dayanışma ağlan örmek gerektiğini,
DlSK'in bu konuda elınden gelenı yaptığını dile
getiren Çelebi, hükümetin çizdiği Türkiye tablosu ile
gerçekler arasında uçurum olduğunu vurguladı.
Hükümeti sunı gündem yaratmakla suçlayan ve
çalışma yaşamında ıleri değil, daha geri düzenlemeler
_ ^ ^ _ ^ _ _ ^ ^ _ — yapıldığına değinen Çelebi,
• . . . ışsizliğin arttığına, ücretlerin
T şsızlıgm eridiğine, satın alma gücünün
X arttıgını, azaldığına dikkat çekti. Iktıdann
Meclis aritmetiğıni yanlış
okuduğunu belirten Çelebi,
"Emperyafizmin en büyük savaş
örgütü \\TO'nun İstanbul'daki
zirvesina karşı biz de alanlarda
olacağız. Her zaman olduğu gibi,
demokrasinin, özgürhıklerio,
bagımsızugın. iaik ve sosyal
hukuk devktinin, iç banşın, vergi
ve gelir adaktinin sağlanması için
enmizden geleni >apacağız" dedi.
ÇHP lideri Deniz Baykal da,
ülkemizde sendikacılık
hareketının yaşadığı sorunlann,
sadece küreselleşmeden
" ~ " ^ ^ ~ " ^ ~ ^ ~ ~ kaynaklanmadığının altını
çizerek Türkiye'nin kendine özgü sorunlannın da
çalışma yaşamında baskı yarattığmı söyledi.
12 Eylül 1980 darbesinin, bu olumsuz sürecin
başlangıç tanhi olduğunu anımsatan Baykal, "Bu
süreçte Türkiye, hızla borçlandırıldı. Borçlanma
ülkemizi yönlendirir hale geldi. Türkiye, uluslararası
etki \e telkinlere tesüm oldu. Borçlanma ve yolsu/Juk,
ülke ekonomisini iflas ettirdl Dtş merkezier çok açık
biçimde Türkiye'ye yön vermeje başladüar" diye
konuştu. CHP'nin, bu iki olumsuz gelışmeye karşı
toplumu sürekli uyardığma işaret eden
Baykal, ancak bu konuda yalnız kaldıklaruıı, hak
ettikleri destegi alamadıklannı, toplumun
ÇHP'nin bu duyarlılığını yeterince sahiplenmediğini
ifade etti. "Türİdye'yi u\ardığımızda kamunun
zaran 3^ nıirvar dolanta, şimdi 80 milyar
dolar" diyen Baykal, özelleştirmelerin
hiçbirinin yarar getirmediğini, özelleştirmeyi
en çok savunanlann bile, özelleştirmelerin
sağlıklı ve kârlı olduğunu söyleyemediklerini belirtti.
" şsizliğin
. arttıgını,
ücretlerin
eridiğini, satın
alma gücünün
azaldığını
vurgulayan
DlSK Başkanı
Çelebi, iktidan
Meclis
aritmetiğini
yanlış
okumakla
suçladı.
Genel kurula Baykal'ın>-anı sıra Çahşma \« Sosyal Güvenlik BakanıBaşesgjoğhı da kankfa. (GÜL TAŞLI)
y 'reform*adıaltında 'yerelimparatorluklar*yaratıyor
yönetimlereiflas yolu
ANK\RA (Cumhuriyet Bü-
rosu)-AKP'nin "Yerdlönetim-
ler Reformu" adı altında hazır-
ladığı yasa tasanlan adeta "ye-
relimparatorluklar" yaratıyor.
Pakette yer alan Kamu Yöneti-
mi Yasa Tasansf nın tamamla-
vıcı ayaklan niteliğindeki Ü Özel
Idareleri Yasa Tasansı ile bir
yandan belediyelere
borçlanma" hakkı
tanınırken, bir yan-
dan da "kamu hiz-
meti niteliğinde ol-
mayan maliarın
haczedilebileceği''
hükmüyle "iflas"
yolu açılıyor.
TBMM Plan ve
Bütçe Komisyonu'nda görüşül-
meye başianan II Özel Idarele-
ri Yasa Tasansı, yerel yönetim-
leri adeta birer "pi\'asa unsu-
ru" haline getiriyor. Tasanda
şu düzenlemeler yer alıyor:
I özel idarelerinin mal ve
gelirleri, "devlet mau, devlet
alacağı" hükmünde değerlen-
dirilmiyor. Tasannın 7. mad-
desinde "Ü özel idaresinin mal-
larma karşı suç işleyenler dev-
let mahna karşı suç işlemiş sa-
>iur
v
' denılerek geçıştınlıyor.
Tasan, "vergi-resim-narçgeli-
ridışındaki getirler" ve "kamu
suursız hizmetlerinde fiilen kullanıl-
• TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda
görüşmeleri süren II Özel Idareleri Yasa Tasansı,
"kamu hizmetlerinde kullanılmayan maliarın
haczedilebileceğini" hükme bağlıyor. Tasan,
belediyelere 'sınırsız borçlanma' olanağı tanıyor.
mayan mallan" haczedilebilir
hale getiriyor. Bu hüküm. il
özel idaresinin "iflasının" da
yolunu açıyor.
• 11 özel idarelerine neredey-
se her alanda "yürütme" yetki-
si veriliyor. Idare, bu hizmetle-
ri kendisi doğrudan \ erebilece-
ği gibi ihale-ımtıyaz yoluyla
yaptırabilecek. Bu hızmetler
arasında eğitim. sağlık, bayın-
dırlık, sulama, sosyal yardım
gibi hizmetler de yer alıyor.
^ Idarenin organlanndan il
genel meclisi, özel idare adına
imtiyaz vermeye, yatınmlann
yap- işlet-de\xet \eya yap-işlet
modeli ile yapılma-
sına, özel ıdareye
ait şirket, işletme
ve iştiraklerin özel-
leştirilmesine ka-
rar\erebilecek. Ay-
rıca yurtıçındekı v e
yurtdışındakı yerel
idareler ve yerel
idare birlikleriyle karşılıklı iş-
birliği yapabilecek.
\/ İl özel idarelerı hem ken-
dileri hem de bağlı kuruluşlan
yetkdli organlann karan ile borç-
lanabilecek. Bu, iç ve dış borç-
lanma için geçerii olacak.
yüzden, bi/i kahcı siyasi ve ekonomik
istikrara görürecek siyasal ve ekono-
mik refornüann gereğinin altını kuv-
vetle çtzhoruz. Bunlara ek olarak. AB
üyeKkmüzakereleri sürecinde hareket
kabilryetirni/i arttıracak bir gehşme
stratejisinin gereldi olduğunu \ıırgu-
luyonız."
SİAD Platformu Başkanlar Kurulu
bildirisınde de Türkiye'de her kesimin
dikkatle odaklanması gereken gün-
dem maddelerinin AB üyelik müzake-
relerinın başlatılması ve makroeko-
nomık istikrar ıçınde büyümenin sağ-
lanması olduğu beiirtildi. Son yıllar-
da sık sık ana gündemden sapıldığı ve
gereksiz zaman ve kaynak israfına yol
açıldığı ifade edılen bıldınde. "Bu-
nun son örneği YÖK yasa tasansında
görüldii. Konunun rüm taraflann ka-
tıumıyla sonuca ulaştuıhnası, bugüne
kadar vitirilen zamanuı boşa gitme-
nıesinin tek koşuludur" denıldı.
ADD Denizli Şubesi
Kaygılar
haklı
çıktı
tZMİR (CumhumetEge Bü-
rosu) - Denizli Belediyesi'nin,
sergi salonunu tarikat İcermesi-
ne açması tepkilere neden oldu.
ADD Denizli Şube Başkanı Er-
can Yücei kermeste yaşanan gö-
rüntülerin. İaik cumhuriyerin ge-
leceği açısından duyulan kaygı-
lan bir kez daha haklı çıkardı-
ğım vurguladı.
Denizli Belediyesi, Turhan Ba-
hadır Sergi Salonu'nu Nakşi-
bendi tarikatının yasal kanadı
Kasr-ı Arifan Vakfi'nın kerme-
sine açmış; gelişmeler daha ön-
ce 11. Piyade Tugay Komutan-
hğı'nın irtica ve tarikatlar ko-
nusunda valilik ve cumhuriyet
başsavcılığını uyardığı kentte
şaşkınlık yaratmıştı. Kermeste,
satışa sunulan ürünlerden çok,
kara çarşaflı vakıfüyeleri dikkat
çekmıştı.
ADD Denizli Şube Başkanı
Ercan Yücel yaptığı açıklama-
da, sözde muhtaçlara yardım adı
altında gerçekleştirilen kermes-
teki görüntülerin, kamusal alan-
da kabul edilemeyeceğini vurgu-
ladı. Kermesle, "iaik devlerin
kamusal alandaki yasaklaruıı
deune \e kendi yaşam biçimleri-
ni topluma kabul ettirme" ama-
cının açık biçimde ortaya konul-
duğunu kaydeden Yücel, şugö-
rüşlereyer verdi:
"Bu görüntülerin yaşanması-
na izin veren kamu görevüleıi,İa-
ik cumhuriyetin olanaklanndan
yararlanarak işbaşma geldikle-
rini asla unumıamalıdırlar. Türk
halkı 1923 aydınlanma devTİmi
ile kendine hedef olarak İaik ve
çağdaşWryaşam biçjminiseçmiş-
ör. Toplumumuzu bu yaşam bi-
çiminden döndürme>e çahşanlar
bflmdktirierki, karşüarmda cum-
hurhetin uyaruk bekçileri ola-
rakhertüriü oiumsuz koşulda da-
hi göre>imizin başındayız. Yasal
ve demokratik haklarunızı so-
nuna kadar kuilanarak toplu-
mumuzu ortaçağ yaşanü biçimi-
nedöndürmeye çauşanlarageçit
vermemeve kararliMz."'
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Önümde kitaplar duruyor. Sevgili
Necmi (Tanyolaç) Ağabey'in 8.15 va-
puru yazılarından oluşan "Martılı Kah-
ve " kitabı duruyor. Bu kitap Adalar Vak-
fı Yayınlan'ndan çıktı. Gelirı de Adalar
Vakfı'na kalacak. Bir insan sıcaklığıy-
la dolu bu yazılan heyecanla okuyorum.
Çünkü yazılann çoğu Büyükada'ya iliş-
kin. Necmi Tanyolaç adalıdır. Adayı en
çok sevenlerdendir. Bizim mesleğin,
gazeteciliğin en deneyimli kalemlerin-
dendir.
Onunla Büyükada'da sık sık karşı-
laşır, buluşur, konuşuruz. Karşılıklı ada-
nın güzellıklerine kadeh kaldınnz. Eşi
Nilüfer Tanyolaç, bütün bu sohbetle-
rin, günlük yürüyüşlenn en etkın ismi-
dir. Nizam'daki evde, kızlan Nedret, to-
runlan Ege'yle keyifli anılarla iç içeler.
Necmi Ağabey kitabına aldığı son ya-
zısının son cümlesini şu mısrayla biti-
riyor: "Sevdalann ve dostluklann en
coştuğu yer adadır."
Gazeteci meslektaşlanm Şaban Ars-
lan ve Devrim Tosunoğlu'nun Gün-
cel Yayıncılık'tan ç/kan kitaplannın baş-
lığı "behşetSenaryosu." Arslan veTo-
sunoğlu, yargılaması geçen günlende
Necmi Tanyolaç'tan İnsan Haklan Raporuna
başlayan İstanbul'daki intihar saldın-
lannın ıçyüzünü araştınyorlar. Arslan
ve Tosunoğlu, ilginç bir tartışmayı da
gündeme getiriyorlar. Başbakan Tay-
yip Erdoğan ilk saldırılann hemen ar-
dından söylediği "Terörün mesajını
ayağımın altında ezerim" sözleri ıkin-
ci saldınnın kışkırtıcısı olmuş muydu?
Kitap ikinci saldınnın daaylaröncesın-
den planlandığını, sanık ifadeleriyle or-
taya koyuyor.
Yine bir başka gazeteci meslektaşım,
Aksam gazetesi yazarı Şakir Süter ise
Maviağaç Yayınevi'nden çıkan kita-
bında "Merkez Sağda Tapu Kavga-
s;"nı ele alıyor. Süter, siyasetin sağ
cephesindeöndegelen bütün liderler-
le Menderes'ten miras kalan gelene-
ği tartışıyor.
Merkez sağın ve merkez solun iflas
ettiğinin tartışıldığı günümüzde krtap da-
ha da önem kazanıyor.
Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin 68'lile-
rinden Hüseyin Ergün de siyasi ara-
yış inadını sürdürüyor. Solun açmaz-
lannı araştınyor, sürekli birşeylerin pe-
şınde koşuyor. "Bilişim Çağında Sol"
kitabında solu tartışıyor. Murat Kara-
yalçın'ın önsözünü yazdığı kitapta Hü-
seyin Ergün önemli konulan günde-
me getiriyor. 177 madde halinde tar-
tıştığı sola ilişkin konulan ele alırken
baştan şunlan belirtiyor: "Dincilik, soy-
culuk, boyculuk, ırkçılık, milliyetçilik
vb. kendi dinlerinin, ırklannın, soylan-
nın, uluslannın ötekilerinden üstûn ol-
duğu kabulüne bağlandılar. Libera-
lizm, piyasayı fetişleştirdi. Sol dışında-
ki bu ve benzerisiyasal ve sosyalakırn-
lar. hep küçük gruplann çıkarlannı ve
egernenliklerini gözettiler. Sol ise ge-
niş yığınlann, özgürlük, eşitlik ve refa-
hı için sürekli biryürüyüştür... Aynca-
lıklan, akla, bilime ve ahlaka aykın gö-
rerek reddetmektir. Ekonomik çıkarla-
ra değil. Yaşamın tümüne bakmaktır.
Insanlığın bayram sevinciiçinde yaşa-
ması için çalışmaktır."
Nihat Behram, yine etkileyici bir
eserle karşımızda. Everest Yayınla-
n'ndan çıkan "Miras" kitabı bızlerı yüz-
yılın başındayaşananian; "Osmanlı'nın
Ermenileri, Ermenilerin Türkleri kıyı-
mı(nı); kıyımlann öksûz ve yetim bı-
raktığı çocuklann" dramını anlatıyor.
Yazdıklannın yaşanmış öyküler oldu-
ğunu biliyorum. Anılarolduğunu biliyo-
rum. Tarihe tanıklık eden bu öyküleri bir
solukta okuyacaksınız. Çekılen acıla-
rı, işin insani boyutunu iliklerinizde his-
sedeceksiniz.
Ali Artun, resim sanatı üzerine araş-
tırmalarını sürdürüyor. Resim üzerine
yazılmış, kıyıda köşede kalmış yazıla-
rı deriemiş. Arrf Dino'dan Abidin Di-
no'ya, Nejad Devrim den Tiraje Dik-
men'e kadar birçok önemli ressamın
eserlen üzerine yazılmış yazılar bılgilen-
diricı olmanın ötesınde, bir ressamlar
ansiklopedisi özelliği de taşıyor. Sa-
natı ve resmi sevenler için önemli bir
başvuru kitabı. Ali Artun'un "Resme Ba-
kan Yazılar'ı Galeri Nev Yayınlan 'ndan.
Aydın llgaz, Çınar Yayınları'ndan
basılan kitabında Rrfat llgaz n Haba-
bam Sınıfı eserinin yankılannı ele alı-
yor. Hababam Sınıfı, yayımlandığı an-
dan itibaren Türkıye'de üzerinde en
çokfilm çekılen, oyun yapılan eser ha-
line geldı. işte bu sürecin öyküsünü
anlatıyor Aydın llgaz.
Konsalık'in "Don'daAşk" krtabı Pen-
cere Yayınlan'ndan. Don'da Aşk ro-
manı, Kazakların KGB'ye direnişinin
öyküsü...
Önümdeki son kitap Türkiye İnsan
Haklan Vakfi'nın yayımladığı". Türkiye
İnsan Haklan Raporu 2003" Türkiye İn-
san Haklan Vakfı Başkanı Yavuz Onen,
kitaba yazdığı önsözde şunlan belirti-
yor: "Tüm ulusal ve uluslararası yasa-
larda, anlaşmalarda en temel hak ola-
rak düzenlenen 'yaşam hakkı'na yö-
nelik ihlallerde son birkaç yılda göre-
ce bir azalmadan söz etmek müm-
kündür. Ancak biz hâlâ yargısız infaz-
lann sürdüğü, faili meçhul cinayetle-
rin işlendiği, insanlann kaybedildiği,
sorumlulann yargı önüne çıkanlmadı-
ğı ve cezalandınlmadığı bir ülkede ya-
şıyoruz."
Bütün bunlar gerçek değil mi? lyi
okumalar diliyorum.