Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 HAZİRAN 2004 CUMA
HABERLER
Portekiz bandıralı gemi ile getirilen konteynerdeki silahlann nereye gideceği saptanamadı
Füzelerin ahcısıçıkmadıÎLHANTAŞCI
ANKARA -Istanbul'da ele geçirilen,
içerisinde fîize, füze rampası ve ateş-
leme sistemi ile ftizeyi uzaktan rad-
yoyla atma tertibatı da bulunan kontey-
nerin, Istanbul'a Portekiz bandıralı
"Breze" gemisiyle getirildiği belirlen-
di. Silahlann göndericisinin Ukray-
na'dan "UKRBoronServic*, alıcısının
ise Mısır'ın resmi silahlanma ofısi sta-
tüsündeki "Egyptian Armament Aut-
hority Kobry El Koba, Mısır" olduğu
tespit edildi.
Konteynerlenn "plakasT nitelığin-
deki orijinal numaralannın değiştiril-
diği ve "patiayıcı" olduğuna ilişkin
işaretlerin yok edildiği anlaşıldı. Uk-
rayna ve Mısır'dan henüz cephaneliği
sahıplenen olmamasının cephanenın
• Istanbul'daki bir gemide ele geçirilen silahlan Ukrayna ve Mısır'dan sahiplenen
olmaması, cephanenin Türkiye'ye getirilmiş olabileceği kuşkusunu arttırdı. Silahlarla ilgili
inceleme; gönderici, ahcı ve silahlann envanteri açısından mercek altına alındı. Gümrük
Teftiş Kurulu'ndan başmüfettiş Ertem başkanlığındaki bir komisyon da soruşturma başlattı.
Türkiye'ye getirilmiş olabileceği kuş-
kusunu arttırdığına işaret edildi.
Ambarlı gümrük sahasındaki Uk-
rayna çıkışh görünen 2 konteyner do-
lusu "cephanelikle" ilgili inceleme,
gönderici-alıcı ve silahlann envanteri
açısından mercek altına alındı.
Gümrük Teftiş Kurulu'ndan Güm-
rük Başmüfettışı Bülent Ertem baş-
kanlığındaki bir komisyonca da soruş-
turma başlatıldı.
Cephane yüklü konteynerlenn 26
Mayıs Çarşamba günü Ambarlı'ya gir-
diği belirlendı. Askeri mühimmatın,
taşımacılıkta "40'hk" olarak tabir edi-
len en büyük konteynerler aracılığıy-
la taşındığı belirtildi. Konteynerin içe-
risindeki silahlann incelemesi,jandar-
ma ve gümrük birimlennce sürüyor.
Portekiz bayraklı geml
Edinilen bilgiye göre cephane yük-
lü konteynerler, Portekiz bandıralı "Bre-
ze" adlı gemi ile Istanbul'a getırildi.
Konteynerlerin göndencisinin "UKR
Boron Servic Ukrayna", alıcısının
"EgyptianAmtamentAuthoriry Kobry
El Koba,MJSU-" olduğu saptandı. Kon-
teynerle ilgjli işlemi yapan Türk şirke-
tinin de "Marn Konteyner AŞ" oldu-
ğu anlaşıldı. Konteynerle ilgili olarak
gümrüğe, Mısır'a gitmek üzere tran-
sıt beyannamesi verildiği belirtildi.
Gümrük beyannamesınde mal, "aske-
ri mühimmat ve yedek parçalarT ola-
rak bıldirildi. Alınan bilgiye göre Uk-
rayna Başkonsolosluğu, silah gönde-
rildığine ilişkin bilgılerinin olmadığı-
nı. söz konusu gönderici şirketın de
yeni olabileceğinı belırtti. Ukrayna Dı-
şışlen Bakanlığı Basın Sözcüsü Mar-
Itiyan Lubkivski. gemideki konteyner-
lerde harp malzemesi bulunmasıyla il-
gili gelişmeleri izlediklerini belirterek
-Gemideki yüklerin beyannamesinin
kurallarau>gunşekildedüzenlenmişoJ-
duğunu" savundu. Mısır'ın Türkiye
Büyükelçisi Ahmed Fathallah da dün
sabah saatlerinde Dışişleri Bakanlı-
ğı'na geldi. Fathallah, gemi hakkında
bir bilgisının olmadığını kaydettı.
Atom Enerjlsi devrede
Ilk incelemede, konteynerde, füze,
füze rampası, füze yakıtı ile füzeyi
uzaktan radyoyla atma tertibatı bu-
lundu. Ele geçirilenler arasında, el
bombası, roket, roketatarlar ile uzun
menzilü tüfekler dikkat çekti. Füze-
lerin nükleer başlıklı olup olmadığı-
nın araştınlması için Atom Enerjisi
Kurumu çalışma başlattı.
Iklncl Manisa Davası
Türkiye'ye
işkence cezası
ÖZGÜRERRAŞ
Avrupa tnsan Hakları
Mahkemesi (AİHM), ka-
muoyunda "Ikinci Mani-
sa DavasT olarak bilınen
davada Türkıye'yi sanıkla-
ra "işkence" yapıldığı ge-
rekçesiyle 309 bin Euro
maddi tazminat ödemeye
mahkûmetti.
Yasadışı sol bir örgüte
üye olduklan gerekçesıy-
lepolıstarafindan 1996 da
gözaltına alınan 15 kişinin
polis aleyhine Istanbul 6.
Ağır Ceza Mahkemesi'ne
açhğı işkence davası 5 Şu-
bat 2003 'te sonuçlanmış, 4
polis beraat, başkomiser
Mustafa Sara ise iki yıl ha-
pis, 6 ay meslekten men
cezasına çarptınlmıştı. An-
cak, polisler aleyhine açı-
lan dava 6 Ağustos 2003'te
zamanaşımına uğramıştı.
Gözaltına alınanlar arasın-
da bulunan Devrim Oktem
işkence sonucu bebeğini
düşürmüştü. Sanıkpolısle-
rin zamanaşımından kurtul-
ması üzerine AtHM 'ye gö-
türülen dava dün karara
bağlandı.
AlHM Türkiye'yi taz-
minat ödemeye mahkûm
ederken gerekçeli karann-
da sanıklann maruz kaldı-
ğı uygulamaların Türk
mahkemelen tarafından
da "işkence" olarak nite-
lendirildığine dikkat çek-
tı. Avukat Gütizar Tlıncer,
dava sürecınde Türkı-
ye'nin AtHM'ye dostane
çözüm önerisinde bulun-
duğunu, ancak işkencenin
sürdüğüne dikkati çekmek
için bunu kabul etmedik-
lerinı söyledi. 15 kişının
yargılandığı davanın ka-
rar duruşması ise 26 Ha-
ziran'da Istanbul 5 No'lu
DGM'de görülecek.
Denlzll'de Irtlca taıtısması
Belediyescdonunda
tarikat kermesi
SEDATKURT
DENİZLİ-DenızlıBe-
lediyesi'nın Turhan Baha-
dır Sergi Salonu'nu, Nak-
şibendi tarikatının yasal
kanadı Kasr-ı Arifan Vak-
fı'nın kermesine açması
kentteki irtica tartışmala-
nnı yeniden alevlendirdi.
11. Piyade Tugay Ko-
mutanlığYnın irtica ve ta-
rikatlar konusunda valilik
ve cumhuriyet başsavcıh-
ğını uyardığı Denizli'de,
bu kez AKP'nin kazandı-
ğı belediyenin sergi salon-
lan tankatlara açıldı.
Denizli Belediyesi, Tur-
han Bahadır Sergi Salo-
nu'nu Nakşibendi tarika-
tının yasal kanadı Kasr-ı
Arifan Vakfı'nın kadın
kollannın kermesine kira-
ladı. 11. Piyade Tugay Ko-
mutanı Tuğgeneral Ha-
nritTekkanat'ın "Atatürk
devrimlerine aykm kıhk\ç
kıyafetteki bazı kişilerin
kamu kunımlanna rahat-
hkla girip çıktığı*' uyan-
sıyla örtüşen görüntülere
sahne olan kermes, tepki-
lere yol açtı.
CHP II Başkanı AH Rı-
zaErtemur. "Kermesleil-
güi görüntüleri üzülerek
izledim. AKP, iktidannda
yapamadıklannı yerel yö-
netimleri kullanarak vapı-
yor" diye konuştu. Türki-
ye 'nın tarikatlar ve şeyh-
ler ülkesi olmayacağını
söyleyen Ertemur, bu ko-
nuda duyarlı tüm sivil top-
lum örgütlerini ve aydın-
lan, ortak eylem birliği
yapmaya çağırdı.
PKK dindar Insanlara saldınyordu1
Hizjbullah savunma
hakkını kullanmış
DİYARRAKIR(Cumhu-
rij'et Börosu)-Hizbullah'ın
üst düzey yöneticisî Meh-
met Beşir Varol dünkü du-
ruşmada PKK'nin dindar
insanlara saldırdığını iddia
ederek "Savunma hakkı-
nıızı kuflanduV dedı.
Dıyarbakır 3 No'lu
DGM'de görülen duruşma-
da, haklannda "Devletin
mevcut anayasal düzenini
silah zoruyia yıkarak yeri-
ne şerri esaslara dayah bir
tsbmdevleti kunnayıamaç-
lamak" suçundan TCY'-
nin 146'ncımaddesiuyann-
ca ölüm cezası istenen Meh-
met Beşir Varol ile Diyar-
bakır Emniyet Müdürü AH
Gaflar Okkan ve 5 polis
memurunun şehit ediknesi
olayına kanştığı iddiasıyla
yargılanan NuruIIah Gül-
severhazır bulunurken, Ab-
dulküddüs Yalçın ve Meb-
met Çiçek katılmadı.
Varol, PKK'nın dindar
insanlara saldırdığını ifade
ederek savunma haklannı
kullandıklannı söyledi. Hiz-
bullah içerisinde güvenlık
güçleriyle çatışmaya giren-
lerin az olduğunu savunan
Varol, "Halka ve devlete
karşı geniş çaph eylemler
bombalamalar ispadanma-
dıktan sonra cemaadn s\-
lahh olarak kabulü müm-
kûn değüdir" dedi.
Istanbul Barosu, avukat Abdurrahman Sanoğlu hakkında inceleme başlattı
Laik düzeni kabul etmiyor
• Din ve mezhep aynmı
yapmaktan 3 yıl hapis
cezasına çarptınlan ve
dosyası Yargıtay'da olan
avukat Sanoğlu,
mahkemeye hakaret
suçundan yargılanıyor.
ECEVtTKnjÇ
Istanbul DGM'dekı El Kaide
da\asında "laik düzenin önünde
oturup kalknıanıak için ayakta
durdum" dıyen avukat Abdur-
rahman Sanoğlu hakkında Istan-
bul Barosu inceleme başlattı.
"Benden i/in almadan Müslü-
manlanyargüayamazsınız'' dedı-
ği için 3 yıl hapis cezasına çarp-
tınlan Sanoğlu, kendisini taciz-
le suçlayan 2 kişiyi bıçaklamak
ve "mankemeyehakaret" suçla-
nndan yargılanıyor.
Sanoğlu, gazeteci-yazarÇetin
Emeç ve Turan Dursun'un katı-
li olan Islamı Hareket Örgütü li-
deri İrfan Çağma'nın avukatlı-
ğını yapö. Bu davanın Yargıtay'da-
ki 30 Ocak 2002 tarihli temyiz du-
ruşmasında Sanoğlu, "Laikde\-
let benimle södeşme yapmadan
Müsiümanlan yargday^maz. La-
ik düzeni kabul etmiyonım" de-
di Bunun üzenne hakkında "din
\çmezhepaynmıyapmak" suçun-
dan dava açılan Sanoğlu, 3 yıl
ağır hapis cezasına çarptınldı.
Dava dosyası, savcı temyiz ettı-
ğı ıçın Yargıtay'da bulunuyor.
Sanoğlu'nun 21 Mayıs 2002 de
Bombaiı saldjn sanıklannı savunan a\ııkat Sanoğlu aynı zamanda İrfan Çağıncı'nın da avukaü.
Kadıköy'deki Satır Döviz Büro-
su'nda bir kadına tacizde bulun-
duğu iddiası üzerine kavga çık-
tı. Sanoğlu, kendisini dışan çıkar-
mak isteyen büro çalışanlan Ala-
attin Afacanlar ve Muhammed
Akçağ'ı bıçaklayarak yaraladı.
Sanoğlu'nun bu suçtan Kadıköy
Adliyesi'nde yargılanması sürü-
yor. Yargılandığı da\a]ann duruş-
malannda ayağa kalkmadığı için
Sanoğlu hakkında Istanbul Cum-
huriyet Başsavcıhğı da dava aç-
tı. Sanoğlu, "mahkemeye haka-
retten" yargılanıyor. Sanoğlu,
Türkiyede temel hukukun yerle-
şık hale gebnediğini savunarak,
bu nedenle kendisi hakkında da-
valar açıldığını ılen sürdü. San-
oğlu, üşüdüğü için duruşmalar-
da eldiven taktığını ileri sürüyor.
Kendisini Imam Han ettl
Akşam gazetesinin 31 Ocak
2002 sayısında yer alan habere gö-
re kendisini "imam" ılan eden
Sanoğlu, durusmalarabesmeley-
le başlıyor. Duruşmalarda sık sık
laiklik karşıtı konuşmalar yapı-
yor. Sanoğlu'nun söyledığı bazı
laiklik karşıtı sözleri şöyle:
^ Türkiye'de dini hayattan çı-
karmak istiyorlar. Kuran'ı kabul
etmeyenler kâfirlerdir.
• Çocuğunu okula, askere gön-
denyorsun laiklik üzerine ant içi-
rip dinini elinden ahyorlar.
• Laiklik üzerine ant içen Müs-
lüman değildir.
• Kürtler ve Müslümanlar yü-
zeysel yargılamyor.
^ Fetva verecek kadar Islami
bilgiye sahip olduğuma inanıyo-
rum.
• Güneydoğu'da ölenlere şe-
hıt denildiğı anda Kuran'ı ınkâr
etmiş olursunuz. Çünkü, Allah
yolunda ölenlere şehıt denir.
îki ldşi dalıa serbest bırakıldı
Istanbul 'daki bombaiı saldırılara ilişkin davanın dünkü duruşmasında
tutuklu sanıklardan Bülent Tozoğhı ve Ismet Alçık tahliye edildiler
İstanbul Haber Servisi - Istan-
bul'daki bombaiı saldınlara iliş-
kin davanın dün yapılan duruş-
masında 2 tutuklu sanık daha tah-
liye edildi. Istanbul 2 No'lu
DGM'de yapılan dördüncü gün
oturumuna, Kartal'daki mason
locasına yönelik bombaiı saldı-
nya ilişkin tutuklu yargılanan
Hakan Çalışkan'ın da aralann-
da bulunduğu 10 tutuklu sanık ka-
tıldı. Mahkeme esasa ilişkin iş-
lem yapmazken sanıklann kim-
lik tespitlerinin ardından tahliye
taleplerine geçildi.
Hakan Çalışkan'ın avukatı Er-
sin Alakeser. müvekkilinin 2000
yılında Arapça öğrenmek için
Pakistandaki İslam Ünıversite-
si'ne gittiğini, bir süre ailesiyle
birlikte Pakistan"da yaşadığını
belirterek "Kendisinin askerlik
sorunu olduğu için kimliğinde
tahrifat vardır. Hiçbir örgütle
baglanüsı yoktur. Topluma Ka-
zandumaYasası'nabaşMirmuş-
tur" dedi.
Klmliğinl Istedi1
Sanık AhmetÖzajdın'ın a\Ti-
katı ise müvekkilinin Tekel Spor
Kulübü'nde uzun süre lisanslı
olarak boks sporu yaptıgını, Beth
Israel Sinagogu'na saldın emri-
ni \eren YiısufPolafı bu kulüp-
ten tanıdığını, birlikte spor yap-
tıklannı belirterek "\usuf Polat
umreye gideceğini, ancak asker-
lik sorunu olduğunu söjykyerek
müvçkkiBmden kimliğiniistemiş-
tir" dedi. Fıran sanıklar Habip
Akdaşve kardeşi Sadetbn Akdaş
ile bunlann amcaoğullan Burhan
Kuş'un akrabası olan Mehmet
Kuş da sözlerine, "Bu sakürda-
n gerçeldeştirenleri kmıyt)rum"
dıyerek başladı. Sanıklardan Os-
man Eken'in sa\cüıkta verdiği ek
ifadenin ardından evinin kömür-
lüğünden 11 çuval patlayıcı çı-
kan Kuş. "Akrabalanm olan bu
şahıslar deterjan diye bıraknkla-
n için bu çuvallardan şüphelen-
medim" dedi. 15 Kasun"da mey-
dana gelen ılk saldınlann akşa-
mı Feridun Uğurlu ile HSBC
Bank Genel Müdürlüğü'ne inti-
har saldınsı düzenleyen th/as
Kuncak ve Gürcan Baç'ın evın-
de kaldığı iddia edılen Harun
Gecu ise "Ben Ömer olarak bil-
diğim Gürcan Baç'ın veyanında-
kilerin bir gece e\imde kalması-
na izin verdinı. Hatta onlarla bir-
likte haberleri izlerken bu saidt-
nlan yapanlann insan olamaya-
caldarm] söyiedim'' diye konuştu.
Cumhunyet savcısı Mustafa
EroL sanıklardan AhmetAydoğ-
muş'un tahliyesini talep etti. Du-
ruşmanın sonunda mahkeme he-
yeti, Savcı Mustafa Erol'un iste-
mını reddederek tutuklu sanıklar
BülentTozoğhı ile İsmetAlçık" ın
tahliyelenne kararvererek duruş-
mavı erteledi.
ÇYDD: ABD'NÎN AMACI FArlKLI ISTANBUL TABİP ODASI:
'NATO zirvesi bahane' f
Adli Tıp bağımsız değil
İstanbulHaberServisi- Çağ-
daş Yaşamı Destekleme Der-
neği (ÇYDD) Genel Merke-
zi yöneticileri, ABD Başkanı
Bush'un ve Ingiltere Başkanı
Blair'inNATO zirvesini baha-
ne ederek Türkiye'den, Irak'ta
sürdürülen insanlık dışı savaş
için asker istemeyi düşündü-
ğünü belirterek a
NATO zir-
vesini bu amaçla kullanmala-
nna şiddetie karşı çıkıyonız"
dediler. ÇYDD Genel Mer-
kezi, NAİO zirvesi nedeniy-
le Istanbul'a gelecek üye dev-
letlerin başkan ve temsılcile-
nne yönelik bir mesaj yayım-
ladı. Mesaj da, ABD ve Ingil-
tere'nin saldınlannın, bölge-
de kaos yarattığına dikkat çe-
kıldi. Mesajda, "Bu korkunç
insanlık suçunu tşleyen ve hâ-
lâ devam eden ldşi ve sorum-
hı devletkr yaponma çarpü-
nlmahdır. Bu amaçla ulusla-
rarası ceza mahkemesinin yet-
kisi,NATOüyeteri ve Türkij«
tarafindantanmmah" denıldı.
tstanbul Haber Servisi - Is-
tanbul Tabip Odası Başkanı
Prof. Dr. Gencay Gürsoy, Is-
tanbul Üniversitesi (IÜ) Ad-
li Tıp Anabilim Dah'ndaki
başkanhk görevlerinden alınan
Prof. Şebnem Korur Fincan-
a ve Prof. SennetKoç'un hak-
sız bir uygulamayla karşı kar-
şıya kaldığını belirterek "Mes-
lektaşlannuz Adli Tıp Kuru-
mu Başkanı Dr. Keramettın
Kurtiailgffi basınademeç ver-
dikleri için görevden alınnıış-
or" dedi. Fincancı ve Koç'un
bir an önce görevlerine iade
edilmelerini isteyen Gürsoy,
meslektaşlanmn görüşlerini
sahiplendiklerini vurgulaya-
rak. "Cezalar, tÜ Rektörlü-
ğü'nün hukuksuzluk ahşkan-
bğtna bir yenisini daha ekledi-
ğinin kanıtıdır.. Adli Tıp Ku-
runıu'nun bağımsız olnıadığı
gerçeğini de bu kurumdaİd
AKP kadrolaşmasmı da ka-
muoyuna açüdamayı ısrarla
sürdüreceğiz" diye konuştu.
BIRBAKIMA
SERVER TANİLLt
Eğitim, Demokrasi ve
Molozlar...
Gazetelerden öğrendiğimize göre, Başbakan,
YÖK Yasası'nın şimdilik gündemden çıktığını söy-
lemiş ve seneye daha geniş olarak geleceğini ha-
tırlatmış. Bu erteleme de, Cumhurbaşkanı Sayın Se-
zer'in, -dört dörtlük- vetosuna dokundurularak,
"Siyaseti gerilimden kurtaracağız" gibi bir gerek-
çeye dayandınlmış.
Nasıl da çarpıtılıyor gerçek!
Gelecek yıla kadar, eğitimin gerçeklerini yine de
tartışacağız, tartışmalıyız da. Konu yaşamsal, top-
lum ve geleceğimiz içindir. Kimi idraklerin sığlığı-
nın apaçık meydana çıktığı bir ortamda, tekrar pa-
hasına sergileyip duracağız.
•
Imam hatip okulları, eğitimin tek sorunu değil!
Türkiye'de, kökleri daha önceki ytllara uzanan Is-
lamlaştırma hareketi, AKP ile, "muhafazakârlık"
etiketiyle ilerlemektedir. Arkasında Amerika'nın da
bulunduğu bu politika, "laik okul"un içine de gir-
miştir ve bugün, "imam hatipleştirilen liseler" ol-
gusu ile karşı karşıyayız: "Bilim öğretirken bilimin
ne kadar çaresiz olduğunu ve nihayet anlann Al-
lah sayesinde balyaptıgını anlatan fen liselehnden"
söz ediliyor. (Ece Temelkuran, Milliyet, 12 Mayıs
2004). Öte yandan, "Türk gençliğini Arap gençli-
ği gibi yetiştirme" gayreti içinde vakıf ve televiz-
yon kanallan görülüyor.
Aslında liseler başlı başına bir sorun!
Gerçekten, Türkiye'de lise eğitimi, genel düzeyi
açısından bakıldığında, Mehmet Y. Yılmaz'ın ta-
nıklığına da güvenerek, -tek kelimeyte- "rezalet" ola-
rak nitelendirilebilir: Istisnaları biryana, tüm lisele-
rimizin ortak özelliği, vasıfsız ve bilgisiz bir gençler
ordusu yaratmaktır. Gençlerin büyük çoğunluğu
mezun olduklannda üniversite sınavını kazanamı-
yor; üniversiteyi bitirdiğinde de gelecekleri ne ola-
cak, nasıl iş bulacaklar, bir meçhul! Bu yıl üniver-
site sınavlanna girecek lise mezunlannın sayısı 2
milyona yakın. Bu rakamın -en iyi olasılıkla- dörtte
biri bir üniversite programına yerteştirilebilecek;
geriye 1.5 milyon genç kalıyor... Bu rakam, gele-
cek yıllara yayıldığında da, yakın bir gelecekte, Tür-
kiye'de hiçbir mesleki beceriye sahip olmayan, hiç-
bir özelliği olmayan, gelecekle hiçbir umudu olma-
yan milyonlarca genç yaşıyor olacak. Ne yapma-
lı? "Türkiye'deki lise eğitimini ve mesleki eğitimi
içine girdiği bu kısırdöngüden kurtaracak bir bü-
yük reforma ihtiyacımız var. Hatta belki de 'dev-
rim' diye niteleyebileceğimiz çok daha kökten bir
çözüm aramak zorundayız." (Mehmet Y. Yılmaz,
Milliyet, 11 Mayıs 2004).
Meslek ve teknik eğitimi başa koymalıyız.
Zorunlu 8 yıllık eğitimi yerleştirmek için çırpınır-
ken, onun 12 yıla çıkanlması gibi bir davamız da var.
Hepsi de, bir bütün içinde bu sorunlann!
Erdal Atabek, kendini "muhafazakâr" diye gö-
ren kesimin, ortamın tehlikelerine karşı çocuklan-
nı daha yoğun bir din eğitimiyle korumak isteme-
lerine bakıp, çok daha önemli bir noktaya parmak
basıyor: "Tüketim toplumunun tehlikeleri gün geç~
tikçe artmakta, televole kültürünün gerçekten de
sorumsuz, değersizleştiren, amaçsız, hedefsiz
özelliklerine karşı çocuklanmızı koruma görevigün
geçtikçe önem kaıanmaktadır. Cumhuhyetçi ke-
simin bütün kurumlanyla bu tehlikenin farkına var-
ması ve gereken önlemleri alması zorunludur. Ak-
si halde bu farkına vanlmayan 'tüketim kültürü yoz-
laşması' bir yandan sorumsuz gençler yetiştirirken
bir yandan da din eğitiminden yarar umanlann sa-
yısını arttıracaktır. Yurtdışında da bu eğitimin bu
nedenle arttığını gözlemliyoruz." Ve ekliyor yazar:
"Ortaçağ'dan Yeniçağ'a geçmek çok güç olmuş-
tu ama Yeniçağ'dan Ortaçağ'a geçmek çok kolay
görünüyor. Toplumsal uzlaşmanın kavşak nokta-
lan zorianıyor, dikkat!" (Cumhunyet, 10 Mayıs 2004).
Gelip durduğumuz noktada, birdeşusoıun: Eği-
timin amacı, çocuklara ve gençlere yaşam için ge-
rekli bilgi ve hünerleri kazandırmanın yanı sıra, on-
lan bağımsız düşünen ve davranan bireyler ve yurt-
taşlar düzeyine çıkarmak değil mi?
Eğitim sistemimiz, bu amaca hizmet etmiyor.
Türkiye'de eğitim, -belki- en başta yöntemiyle,
bir çöküş içindedir: Düşünmenin yöntemini de de-
ğiştirmeliyiz!
Hepsi demokratik bir düzende olacak, diyorsu-
nuz.
Evet, inanıyoruz. Ama bir de şu noktada durup
düşününüz, düşünelim: Demokraside, iki adımdan
sonra geriye atılmış bir adım da oluyor; bizde ise,
bir yanm yüzyıldır, ileriye bir adımdan sonra hep iki
adım geriye savrulduk ve bundan da en başta eği-
tim zarargördü. Demokrasimizin bu yürüyüşünden
şikâyetçi değil misiniz? Eğitimimizin ileriemesine en-
gel olmak için kimler bu molozları taşıyıp yolun üs-
tüne yığıyor?
Yurdakul ailesi dava acacak
'Türkiye
duyarsız kaldı'
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Cumhur-
başkam Ahmet Necdet
Sezer'den af beklerken
Adlı Tıp Kurumu'nun
"sağlam'* raporu \er-
mesi nedeniyle tahliye
edilemeyen ve kanser-
den yaşamını yitiren 71
yaşındaki Mehmet Yur-
dakul'un ailesi, tazmi-
nat davası açmaya ha-
zırlanıyor.
Yurdakul'un gelini
Sanije Yurdakul, Al-
manya \e Avrupa dan
birçok kuruluşun kendi-
leriyle ilgilendiğini. an-
cak Türkiye'nin konuya
duyarsız İcaldığını söy-
ledi. Yurdakul, "Bir
haksızhk yapıldı. Bu or-
taya çıksm, başka insan-
lar vanmasın" dedi.
Mehmet Yurdakul, yak-
laşık 1 yıl önce Geb-
ze'deki evine gece yan-
sı gelen kimliği belirsiz
kişilerle yaşadığı tartış-
manın ardından av tüfe-
ğiyle açtığı ateş sonucu
bir kişiyi öldürdü, bir
kişiyi de yaraladı. Ola-
yın ardından 25 yıl ha-
pis cezasına mahkûm
edilen Yurdakul, Zile
Cezaevi'ne konuldu.
Saniye Yurdakul, ka-
yınbabasının, e\ine ge-
len kimliği belirsiz kişi-
leri korkutmak için ateş
açtığını, ancak "kasten
adam öldürmek"ten ce-
zalandınldığını söyledi.
Yurdakul'un, cezaevıne
girdikten sonra kanser
olduğunu ve "günden
güne eridiğmi" söyle-
yen Saniye Yurdakul,
durumun görmezden
gelindiğini savundu.
Yurdakul, "Her yere
baş\ıırduk, 'Burada bir
haksızlık yapılıyor' de-
dik ama, ldmse bize yar-
dımcıolmadı"dedi.