19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 HAZİRAN 2004 CUMA HABERLER Portekiz bandıralı gemi ile getirilen konteynerdeki silahlann nereye gideceği saptanamadı Füzelerin ahcısıçıkmadıÎLHANTAŞCI ANKARA -Istanbul'da ele geçirilen, içerisinde fîize, füze rampası ve ateş- leme sistemi ile ftizeyi uzaktan rad- yoyla atma tertibatı da bulunan kontey- nerin, Istanbul'a Portekiz bandıralı "Breze" gemisiyle getirildiği belirlen- di. Silahlann göndericisinin Ukray- na'dan "UKRBoronServic*, alıcısının ise Mısır'ın resmi silahlanma ofısi sta- tüsündeki "Egyptian Armament Aut- hority Kobry El Koba, Mısır" olduğu tespit edildi. Konteynerlenn "plakasT nitelığin- deki orijinal numaralannın değiştiril- diği ve "patiayıcı" olduğuna ilişkin işaretlerin yok edildiği anlaşıldı. Uk- rayna ve Mısır'dan henüz cephaneliği sahıplenen olmamasının cephanenın • Istanbul'daki bir gemide ele geçirilen silahlan Ukrayna ve Mısır'dan sahiplenen olmaması, cephanenin Türkiye'ye getirilmiş olabileceği kuşkusunu arttırdı. Silahlarla ilgili inceleme; gönderici, ahcı ve silahlann envanteri açısından mercek altına alındı. Gümrük Teftiş Kurulu'ndan başmüfettiş Ertem başkanlığındaki bir komisyon da soruşturma başlattı. Türkiye'ye getirilmiş olabileceği kuş- kusunu arttırdığına işaret edildi. Ambarlı gümrük sahasındaki Uk- rayna çıkışh görünen 2 konteyner do- lusu "cephanelikle" ilgili inceleme, gönderici-alıcı ve silahlann envanteri açısından mercek altına alındı. Gümrük Teftiş Kurulu'ndan Güm- rük Başmüfettışı Bülent Ertem baş- kanlığındaki bir komisyonca da soruş- turma başlatıldı. Cephane yüklü konteynerlenn 26 Mayıs Çarşamba günü Ambarlı'ya gir- diği belirlendı. Askeri mühimmatın, taşımacılıkta "40'hk" olarak tabir edi- len en büyük konteynerler aracılığıy- la taşındığı belirtildi. Konteynerin içe- risindeki silahlann incelemesi,jandar- ma ve gümrük birimlennce sürüyor. Portekiz bayraklı geml Edinilen bilgiye göre cephane yük- lü konteynerler, Portekiz bandıralı "Bre- ze" adlı gemi ile Istanbul'a getırildi. Konteynerlerin göndencisinin "UKR Boron Servic Ukrayna", alıcısının "EgyptianAmtamentAuthoriry Kobry El Koba,MJSU-" olduğu saptandı. Kon- teynerle ilgjli işlemi yapan Türk şirke- tinin de "Marn Konteyner AŞ" oldu- ğu anlaşıldı. Konteynerle ilgili olarak gümrüğe, Mısır'a gitmek üzere tran- sıt beyannamesi verildiği belirtildi. Gümrük beyannamesınde mal, "aske- ri mühimmat ve yedek parçalarT ola- rak bıldirildi. Alınan bilgiye göre Uk- rayna Başkonsolosluğu, silah gönde- rildığine ilişkin bilgılerinin olmadığı- nı. söz konusu gönderici şirketın de yeni olabileceğinı belırtti. Ukrayna Dı- şışlen Bakanlığı Basın Sözcüsü Mar- Itiyan Lubkivski. gemideki konteyner- lerde harp malzemesi bulunmasıyla il- gili gelişmeleri izlediklerini belirterek -Gemideki yüklerin beyannamesinin kurallarau>gunşekildedüzenlenmişoJ- duğunu" savundu. Mısır'ın Türkiye Büyükelçisi Ahmed Fathallah da dün sabah saatlerinde Dışişleri Bakanlı- ğı'na geldi. Fathallah, gemi hakkında bir bilgisının olmadığını kaydettı. Atom Enerjlsi devrede Ilk incelemede, konteynerde, füze, füze rampası, füze yakıtı ile füzeyi uzaktan radyoyla atma tertibatı bu- lundu. Ele geçirilenler arasında, el bombası, roket, roketatarlar ile uzun menzilü tüfekler dikkat çekti. Füze- lerin nükleer başlıklı olup olmadığı- nın araştınlması için Atom Enerjisi Kurumu çalışma başlattı. Iklncl Manisa Davası Türkiye'ye işkence cezası ÖZGÜRERRAŞ Avrupa tnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), ka- muoyunda "Ikinci Mani- sa DavasT olarak bilınen davada Türkıye'yi sanıkla- ra "işkence" yapıldığı ge- rekçesiyle 309 bin Euro maddi tazminat ödemeye mahkûmetti. Yasadışı sol bir örgüte üye olduklan gerekçesıy- lepolıstarafindan 1996 da gözaltına alınan 15 kişinin polis aleyhine Istanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ne açhğı işkence davası 5 Şu- bat 2003 'te sonuçlanmış, 4 polis beraat, başkomiser Mustafa Sara ise iki yıl ha- pis, 6 ay meslekten men cezasına çarptınlmıştı. An- cak, polisler aleyhine açı- lan dava 6 Ağustos 2003'te zamanaşımına uğramıştı. Gözaltına alınanlar arasın- da bulunan Devrim Oktem işkence sonucu bebeğini düşürmüştü. Sanıkpolısle- rin zamanaşımından kurtul- ması üzerine AtHM 'ye gö- türülen dava dün karara bağlandı. AlHM Türkiye'yi taz- minat ödemeye mahkûm ederken gerekçeli karann- da sanıklann maruz kaldı- ğı uygulamaların Türk mahkemelen tarafından da "işkence" olarak nite- lendirildığine dikkat çek- tı. Avukat Gütizar Tlıncer, dava sürecınde Türkı- ye'nin AtHM'ye dostane çözüm önerisinde bulun- duğunu, ancak işkencenin sürdüğüne dikkati çekmek için bunu kabul etmedik- lerinı söyledi. 15 kişının yargılandığı davanın ka- rar duruşması ise 26 Ha- ziran'da Istanbul 5 No'lu DGM'de görülecek. Denlzll'de Irtlca taıtısması Belediyescdonunda tarikat kermesi SEDATKURT DENİZLİ-DenızlıBe- lediyesi'nın Turhan Baha- dır Sergi Salonu'nu, Nak- şibendi tarikatının yasal kanadı Kasr-ı Arifan Vak- fı'nın kermesine açması kentteki irtica tartışmala- nnı yeniden alevlendirdi. 11. Piyade Tugay Ko- mutanlığYnın irtica ve ta- rikatlar konusunda valilik ve cumhuriyet başsavcıh- ğını uyardığı Denizli'de, bu kez AKP'nin kazandı- ğı belediyenin sergi salon- lan tankatlara açıldı. Denizli Belediyesi, Tur- han Bahadır Sergi Salo- nu'nu Nakşibendi tarika- tının yasal kanadı Kasr-ı Arifan Vakfı'nın kadın kollannın kermesine kira- ladı. 11. Piyade Tugay Ko- mutanı Tuğgeneral Ha- nritTekkanat'ın "Atatürk devrimlerine aykm kıhk\ç kıyafetteki bazı kişilerin kamu kunımlanna rahat- hkla girip çıktığı*' uyan- sıyla örtüşen görüntülere sahne olan kermes, tepki- lere yol açtı. CHP II Başkanı AH Rı- zaErtemur. "Kermesleil- güi görüntüleri üzülerek izledim. AKP, iktidannda yapamadıklannı yerel yö- netimleri kullanarak vapı- yor" diye konuştu. Türki- ye 'nın tarikatlar ve şeyh- ler ülkesi olmayacağını söyleyen Ertemur, bu ko- nuda duyarlı tüm sivil top- lum örgütlerini ve aydın- lan, ortak eylem birliği yapmaya çağırdı. PKK dindar Insanlara saldınyordu1 Hizjbullah savunma hakkını kullanmış DİYARRAKIR(Cumhu- rij'et Börosu)-Hizbullah'ın üst düzey yöneticisî Meh- met Beşir Varol dünkü du- ruşmada PKK'nin dindar insanlara saldırdığını iddia ederek "Savunma hakkı- nıızı kuflanduV dedı. Dıyarbakır 3 No'lu DGM'de görülen duruşma- da, haklannda "Devletin mevcut anayasal düzenini silah zoruyia yıkarak yeri- ne şerri esaslara dayah bir tsbmdevleti kunnayıamaç- lamak" suçundan TCY'- nin 146'ncımaddesiuyann- ca ölüm cezası istenen Meh- met Beşir Varol ile Diyar- bakır Emniyet Müdürü AH Gaflar Okkan ve 5 polis memurunun şehit ediknesi olayına kanştığı iddiasıyla yargılanan NuruIIah Gül- severhazır bulunurken, Ab- dulküddüs Yalçın ve Meb- met Çiçek katılmadı. Varol, PKK'nın dindar insanlara saldırdığını ifade ederek savunma haklannı kullandıklannı söyledi. Hiz- bullah içerisinde güvenlık güçleriyle çatışmaya giren- lerin az olduğunu savunan Varol, "Halka ve devlete karşı geniş çaph eylemler bombalamalar ispadanma- dıktan sonra cemaadn s\- lahh olarak kabulü müm- kûn değüdir" dedi. Istanbul Barosu, avukat Abdurrahman Sanoğlu hakkında inceleme başlattı Laik düzeni kabul etmiyor • Din ve mezhep aynmı yapmaktan 3 yıl hapis cezasına çarptınlan ve dosyası Yargıtay'da olan avukat Sanoğlu, mahkemeye hakaret suçundan yargılanıyor. ECEVtTKnjÇ Istanbul DGM'dekı El Kaide da\asında "laik düzenin önünde oturup kalknıanıak için ayakta durdum" dıyen avukat Abdur- rahman Sanoğlu hakkında Istan- bul Barosu inceleme başlattı. "Benden i/in almadan Müslü- manlanyargüayamazsınız'' dedı- ği için 3 yıl hapis cezasına çarp- tınlan Sanoğlu, kendisini taciz- le suçlayan 2 kişiyi bıçaklamak ve "mankemeyehakaret" suçla- nndan yargılanıyor. Sanoğlu, gazeteci-yazarÇetin Emeç ve Turan Dursun'un katı- li olan Islamı Hareket Örgütü li- deri İrfan Çağma'nın avukatlı- ğını yapö. Bu davanın Yargıtay'da- ki 30 Ocak 2002 tarihli temyiz du- ruşmasında Sanoğlu, "Laikde\- let benimle södeşme yapmadan Müsiümanlan yargday^maz. La- ik düzeni kabul etmiyonım" de- di Bunun üzenne hakkında "din \çmezhepaynmıyapmak" suçun- dan dava açılan Sanoğlu, 3 yıl ağır hapis cezasına çarptınldı. Dava dosyası, savcı temyiz ettı- ğı ıçın Yargıtay'da bulunuyor. Sanoğlu'nun 21 Mayıs 2002 de Bombaiı saldjn sanıklannı savunan a\ııkat Sanoğlu aynı zamanda İrfan Çağıncı'nın da avukaü. Kadıköy'deki Satır Döviz Büro- su'nda bir kadına tacizde bulun- duğu iddiası üzerine kavga çık- tı. Sanoğlu, kendisini dışan çıkar- mak isteyen büro çalışanlan Ala- attin Afacanlar ve Muhammed Akçağ'ı bıçaklayarak yaraladı. Sanoğlu'nun bu suçtan Kadıköy Adliyesi'nde yargılanması sürü- yor. Yargılandığı da\a]ann duruş- malannda ayağa kalkmadığı için Sanoğlu hakkında Istanbul Cum- huriyet Başsavcıhğı da dava aç- tı. Sanoğlu, "mahkemeye haka- retten" yargılanıyor. Sanoğlu, Türkiyede temel hukukun yerle- şık hale gebnediğini savunarak, bu nedenle kendisi hakkında da- valar açıldığını ılen sürdü. San- oğlu, üşüdüğü için duruşmalar- da eldiven taktığını ileri sürüyor. Kendisini Imam Han ettl Akşam gazetesinin 31 Ocak 2002 sayısında yer alan habere gö- re kendisini "imam" ılan eden Sanoğlu, durusmalarabesmeley- le başlıyor. Duruşmalarda sık sık laiklik karşıtı konuşmalar yapı- yor. Sanoğlu'nun söyledığı bazı laiklik karşıtı sözleri şöyle: ^ Türkiye'de dini hayattan çı- karmak istiyorlar. Kuran'ı kabul etmeyenler kâfirlerdir. • Çocuğunu okula, askere gön- denyorsun laiklik üzerine ant içi- rip dinini elinden ahyorlar. • Laiklik üzerine ant içen Müs- lüman değildir. • Kürtler ve Müslümanlar yü- zeysel yargılamyor. ^ Fetva verecek kadar Islami bilgiye sahip olduğuma inanıyo- rum. • Güneydoğu'da ölenlere şe- hıt denildiğı anda Kuran'ı ınkâr etmiş olursunuz. Çünkü, Allah yolunda ölenlere şehıt denir. îki ldşi dalıa serbest bırakıldı Istanbul 'daki bombaiı saldırılara ilişkin davanın dünkü duruşmasında tutuklu sanıklardan Bülent Tozoğhı ve Ismet Alçık tahliye edildiler İstanbul Haber Servisi - Istan- bul'daki bombaiı saldınlara iliş- kin davanın dün yapılan duruş- masında 2 tutuklu sanık daha tah- liye edildi. Istanbul 2 No'lu DGM'de yapılan dördüncü gün oturumuna, Kartal'daki mason locasına yönelik bombaiı saldı- nya ilişkin tutuklu yargılanan Hakan Çalışkan'ın da aralann- da bulunduğu 10 tutuklu sanık ka- tıldı. Mahkeme esasa ilişkin iş- lem yapmazken sanıklann kim- lik tespitlerinin ardından tahliye taleplerine geçildi. Hakan Çalışkan'ın avukatı Er- sin Alakeser. müvekkilinin 2000 yılında Arapça öğrenmek için Pakistandaki İslam Ünıversite- si'ne gittiğini, bir süre ailesiyle birlikte Pakistan"da yaşadığını belirterek "Kendisinin askerlik sorunu olduğu için kimliğinde tahrifat vardır. Hiçbir örgütle baglanüsı yoktur. Topluma Ka- zandumaYasası'nabaşMirmuş- tur" dedi. Klmliğinl Istedi1 Sanık AhmetÖzajdın'ın a\Ti- katı ise müvekkilinin Tekel Spor Kulübü'nde uzun süre lisanslı olarak boks sporu yaptıgını, Beth Israel Sinagogu'na saldın emri- ni \eren YiısufPolafı bu kulüp- ten tanıdığını, birlikte spor yap- tıklannı belirterek "\usuf Polat umreye gideceğini, ancak asker- lik sorunu olduğunu söjykyerek müvçkkiBmden kimliğiniistemiş- tir" dedi. Fıran sanıklar Habip Akdaşve kardeşi Sadetbn Akdaş ile bunlann amcaoğullan Burhan Kuş'un akrabası olan Mehmet Kuş da sözlerine, "Bu sakürda- n gerçeldeştirenleri kmıyt)rum" dıyerek başladı. Sanıklardan Os- man Eken'in sa\cüıkta verdiği ek ifadenin ardından evinin kömür- lüğünden 11 çuval patlayıcı çı- kan Kuş. "Akrabalanm olan bu şahıslar deterjan diye bıraknkla- n için bu çuvallardan şüphelen- medim" dedi. 15 Kasun"da mey- dana gelen ılk saldınlann akşa- mı Feridun Uğurlu ile HSBC Bank Genel Müdürlüğü'ne inti- har saldınsı düzenleyen th/as Kuncak ve Gürcan Baç'ın evın- de kaldığı iddia edılen Harun Gecu ise "Ben Ömer olarak bil- diğim Gürcan Baç'ın veyanında- kilerin bir gece e\imde kalması- na izin verdinı. Hatta onlarla bir- likte haberleri izlerken bu saidt- nlan yapanlann insan olamaya- caldarm] söyiedim'' diye konuştu. Cumhunyet savcısı Mustafa EroL sanıklardan AhmetAydoğ- muş'un tahliyesini talep etti. Du- ruşmanın sonunda mahkeme he- yeti, Savcı Mustafa Erol'un iste- mını reddederek tutuklu sanıklar BülentTozoğhı ile İsmetAlçık" ın tahliyelenne kararvererek duruş- mavı erteledi. ÇYDD: ABD'NÎN AMACI FArlKLI ISTANBUL TABİP ODASI: 'NATO zirvesi bahane' f Adli Tıp bağımsız değil İstanbulHaberServisi- Çağ- daş Yaşamı Destekleme Der- neği (ÇYDD) Genel Merke- zi yöneticileri, ABD Başkanı Bush'un ve Ingiltere Başkanı Blair'inNATO zirvesini baha- ne ederek Türkiye'den, Irak'ta sürdürülen insanlık dışı savaş için asker istemeyi düşündü- ğünü belirterek a NATO zir- vesini bu amaçla kullanmala- nna şiddetie karşı çıkıyonız" dediler. ÇYDD Genel Mer- kezi, NAİO zirvesi nedeniy- le Istanbul'a gelecek üye dev- letlerin başkan ve temsılcile- nne yönelik bir mesaj yayım- ladı. Mesaj da, ABD ve Ingil- tere'nin saldınlannın, bölge- de kaos yarattığına dikkat çe- kıldi. Mesajda, "Bu korkunç insanlık suçunu tşleyen ve hâ- lâ devam eden ldşi ve sorum- hı devletkr yaponma çarpü- nlmahdır. Bu amaçla ulusla- rarası ceza mahkemesinin yet- kisi,NATOüyeteri ve Türkij« tarafindantanmmah" denıldı. tstanbul Haber Servisi - Is- tanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Gencay Gürsoy, Is- tanbul Üniversitesi (IÜ) Ad- li Tıp Anabilim Dah'ndaki başkanhk görevlerinden alınan Prof. Şebnem Korur Fincan- a ve Prof. SennetKoç'un hak- sız bir uygulamayla karşı kar- şıya kaldığını belirterek "Mes- lektaşlannuz Adli Tıp Kuru- mu Başkanı Dr. Keramettın Kurtiailgffi basınademeç ver- dikleri için görevden alınnıış- or" dedi. Fincancı ve Koç'un bir an önce görevlerine iade edilmelerini isteyen Gürsoy, meslektaşlanmn görüşlerini sahiplendiklerini vurgulaya- rak. "Cezalar, tÜ Rektörlü- ğü'nün hukuksuzluk ahşkan- bğtna bir yenisini daha ekledi- ğinin kanıtıdır.. Adli Tıp Ku- runıu'nun bağımsız olnıadığı gerçeğini de bu kurumdaİd AKP kadrolaşmasmı da ka- muoyuna açüdamayı ısrarla sürdüreceğiz" diye konuştu. BIRBAKIMA SERVER TANİLLt Eğitim, Demokrasi ve Molozlar... Gazetelerden öğrendiğimize göre, Başbakan, YÖK Yasası'nın şimdilik gündemden çıktığını söy- lemiş ve seneye daha geniş olarak geleceğini ha- tırlatmış. Bu erteleme de, Cumhurbaşkanı Sayın Se- zer'in, -dört dörtlük- vetosuna dokundurularak, "Siyaseti gerilimden kurtaracağız" gibi bir gerek- çeye dayandınlmış. Nasıl da çarpıtılıyor gerçek! Gelecek yıla kadar, eğitimin gerçeklerini yine de tartışacağız, tartışmalıyız da. Konu yaşamsal, top- lum ve geleceğimiz içindir. Kimi idraklerin sığlığı- nın apaçık meydana çıktığı bir ortamda, tekrar pa- hasına sergileyip duracağız. • Imam hatip okulları, eğitimin tek sorunu değil! Türkiye'de, kökleri daha önceki ytllara uzanan Is- lamlaştırma hareketi, AKP ile, "muhafazakârlık" etiketiyle ilerlemektedir. Arkasında Amerika'nın da bulunduğu bu politika, "laik okul"un içine de gir- miştir ve bugün, "imam hatipleştirilen liseler" ol- gusu ile karşı karşıyayız: "Bilim öğretirken bilimin ne kadar çaresiz olduğunu ve nihayet anlann Al- lah sayesinde balyaptıgını anlatan fen liselehnden" söz ediliyor. (Ece Temelkuran, Milliyet, 12 Mayıs 2004). Öte yandan, "Türk gençliğini Arap gençli- ği gibi yetiştirme" gayreti içinde vakıf ve televiz- yon kanallan görülüyor. Aslında liseler başlı başına bir sorun! Gerçekten, Türkiye'de lise eğitimi, genel düzeyi açısından bakıldığında, Mehmet Y. Yılmaz'ın ta- nıklığına da güvenerek, -tek kelimeyte- "rezalet" ola- rak nitelendirilebilir: Istisnaları biryana, tüm lisele- rimizin ortak özelliği, vasıfsız ve bilgisiz bir gençler ordusu yaratmaktır. Gençlerin büyük çoğunluğu mezun olduklannda üniversite sınavını kazanamı- yor; üniversiteyi bitirdiğinde de gelecekleri ne ola- cak, nasıl iş bulacaklar, bir meçhul! Bu yıl üniver- site sınavlanna girecek lise mezunlannın sayısı 2 milyona yakın. Bu rakamın -en iyi olasılıkla- dörtte biri bir üniversite programına yerteştirilebilecek; geriye 1.5 milyon genç kalıyor... Bu rakam, gele- cek yıllara yayıldığında da, yakın bir gelecekte, Tür- kiye'de hiçbir mesleki beceriye sahip olmayan, hiç- bir özelliği olmayan, gelecekle hiçbir umudu olma- yan milyonlarca genç yaşıyor olacak. Ne yapma- lı? "Türkiye'deki lise eğitimini ve mesleki eğitimi içine girdiği bu kısırdöngüden kurtaracak bir bü- yük reforma ihtiyacımız var. Hatta belki de 'dev- rim' diye niteleyebileceğimiz çok daha kökten bir çözüm aramak zorundayız." (Mehmet Y. Yılmaz, Milliyet, 11 Mayıs 2004). Meslek ve teknik eğitimi başa koymalıyız. Zorunlu 8 yıllık eğitimi yerleştirmek için çırpınır- ken, onun 12 yıla çıkanlması gibi bir davamız da var. Hepsi de, bir bütün içinde bu sorunlann! Erdal Atabek, kendini "muhafazakâr" diye gö- ren kesimin, ortamın tehlikelerine karşı çocuklan- nı daha yoğun bir din eğitimiyle korumak isteme- lerine bakıp, çok daha önemli bir noktaya parmak basıyor: "Tüketim toplumunun tehlikeleri gün geç~ tikçe artmakta, televole kültürünün gerçekten de sorumsuz, değersizleştiren, amaçsız, hedefsiz özelliklerine karşı çocuklanmızı koruma görevigün geçtikçe önem kaıanmaktadır. Cumhuhyetçi ke- simin bütün kurumlanyla bu tehlikenin farkına var- ması ve gereken önlemleri alması zorunludur. Ak- si halde bu farkına vanlmayan 'tüketim kültürü yoz- laşması' bir yandan sorumsuz gençler yetiştirirken bir yandan da din eğitiminden yarar umanlann sa- yısını arttıracaktır. Yurtdışında da bu eğitimin bu nedenle arttığını gözlemliyoruz." Ve ekliyor yazar: "Ortaçağ'dan Yeniçağ'a geçmek çok güç olmuş- tu ama Yeniçağ'dan Ortaçağ'a geçmek çok kolay görünüyor. Toplumsal uzlaşmanın kavşak nokta- lan zorianıyor, dikkat!" (Cumhunyet, 10 Mayıs 2004). Gelip durduğumuz noktada, birdeşusoıun: Eği- timin amacı, çocuklara ve gençlere yaşam için ge- rekli bilgi ve hünerleri kazandırmanın yanı sıra, on- lan bağımsız düşünen ve davranan bireyler ve yurt- taşlar düzeyine çıkarmak değil mi? Eğitim sistemimiz, bu amaca hizmet etmiyor. Türkiye'de eğitim, -belki- en başta yöntemiyle, bir çöküş içindedir: Düşünmenin yöntemini de de- ğiştirmeliyiz! Hepsi demokratik bir düzende olacak, diyorsu- nuz. Evet, inanıyoruz. Ama bir de şu noktada durup düşününüz, düşünelim: Demokraside, iki adımdan sonra geriye atılmış bir adım da oluyor; bizde ise, bir yanm yüzyıldır, ileriye bir adımdan sonra hep iki adım geriye savrulduk ve bundan da en başta eği- tim zarargördü. Demokrasimizin bu yürüyüşünden şikâyetçi değil misiniz? Eğitimimizin ileriemesine en- gel olmak için kimler bu molozları taşıyıp yolun üs- tüne yığıyor? Yurdakul ailesi dava acacak 'Türkiye duyarsız kaldı' ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Cumhur- başkam Ahmet Necdet Sezer'den af beklerken Adlı Tıp Kurumu'nun "sağlam'* raporu \er- mesi nedeniyle tahliye edilemeyen ve kanser- den yaşamını yitiren 71 yaşındaki Mehmet Yur- dakul'un ailesi, tazmi- nat davası açmaya ha- zırlanıyor. Yurdakul'un gelini Sanije Yurdakul, Al- manya \e Avrupa dan birçok kuruluşun kendi- leriyle ilgilendiğini. an- cak Türkiye'nin konuya duyarsız İcaldığını söy- ledi. Yurdakul, "Bir haksızhk yapıldı. Bu or- taya çıksm, başka insan- lar vanmasın" dedi. Mehmet Yurdakul, yak- laşık 1 yıl önce Geb- ze'deki evine gece yan- sı gelen kimliği belirsiz kişilerle yaşadığı tartış- manın ardından av tüfe- ğiyle açtığı ateş sonucu bir kişiyi öldürdü, bir kişiyi de yaraladı. Ola- yın ardından 25 yıl ha- pis cezasına mahkûm edilen Yurdakul, Zile Cezaevi'ne konuldu. Saniye Yurdakul, ka- yınbabasının, e\ine ge- len kimliği belirsiz kişi- leri korkutmak için ateş açtığını, ancak "kasten adam öldürmek"ten ce- zalandınldığını söyledi. Yurdakul'un, cezaevıne girdikten sonra kanser olduğunu ve "günden güne eridiğmi" söyle- yen Saniye Yurdakul, durumun görmezden gelindiğini savundu. Yurdakul, "Her yere baş\ıırduk, 'Burada bir haksızlık yapılıyor' de- dik ama, ldmse bize yar- dımcıolmadı"dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle