28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4HAZİRAN2004CUJ 10 DIŞHABERLER dishab(5 cumhuriyet.com.tr Denktaş, BM Genel Sekreteri Annan'ın Kıbns raporunu beğenmedi, Talat ise rapordan memnun KKTCVleııilvifarkh tepkî• KKTC Cumhurbaşkanı, "Bugün Kıbns TürkiTnün yüzünün güleceği gün değil. Oturup derin derin düşünülmesi gereken bir gündür" derken Talat, izolasyonun kaldınlması çağnsının önemli olduğunu vurguladı. REŞATAKAR LEFKOŞA-BırleşmışMılletler(BM) Genel Sekreten Kofi AnnaıTın, Güven- lik Konseyi'ne sunduğu Kıbns raporu, KKTC"de görüş aynlıklarına yol açtı. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, raporun Kıbns Türkü'nü tatnıın etmekten uzak ol- duğunu, sadece bir teşekkürle yetinildı- ğini belirtirken Başbakan Mehmet Ali Talat raporda, özellikle Kıbns Türkü üze- nndelo tzolasyon ve baskının anlamsız ha- le geldiğinin vurgulandığına dikkat çeke- rek bunun önemli olduğunu iddia etti. Kıbns Türkü'nün tanınma vaadiyle, banş ve dünyayla kucaklaşma vaadiyle kandınlan bir halk durumuna düştüğünü ve bunun çok acı olduğunu söyleyen Denktaş, "Bugün Kıbns Türkü'nün yü- zünün güleceği gün değil. Oturup derin derin düşünülmesi gereken bir gündür" dedi. Yaşanan gelişmeleri bir fütbol ma- çına benzeten Denktaş şöyle dedi: "Maçı kavbeftik, karşı tarafistediğini almışör. Neydi istedigi? Kıbns Cumhu- riyeti olarak vola devanı etsin, KKTC ta- nınmasın, Kıbns TürkJerinin egementi- ği kabul edilmesin. Biz maçı centilmen- ceoynadık, kaJenüzi korunıadık, Rum'un sahasındagüleryüzlepaslaşmaylayetin- dik, skoru umursamadık diye alkış al- dık, takdir topladık. Ama bunun karşı- hğuıda Kıbns'uı meşru hükümeti ola- rak Rumlar görüldü, bize de 40 yılhk haksız ceza artık kaldınlsuı diyen bir ce- rnaat gözüyle bakıldı." 'İzolasyon anlamsız haJe geldf KKTC Başbakanı Talat ise raporun Kıb- ns Türkü açısından olumlu olduğunu, özel- likJe Kibns Türkü üzerındeki ızolasyon ve baskının anlamsız hale geldiğini vur- gulamasının önemli olduğunu söyledi. Ta- lat, bundan sonra raporun çağnsına uy- gun olarak uluslararası toplumun Kıbns Türkü'nün izolasyonuna son verilrnesi yö- nünde adım atmasını daha güçlü birpozis- yonda bekleyeceklerini ve bu yönde yoğun BDULLAH: MEDYA MANİPÜLE EDÎLDÎ El Cedre'den basına 'artık uyanın 'çağrısı BİLGEESER 1 Kasım 1996"da kurulan Katar merkezlı El Cezire kanalı, 11 Eylül saldınlannın sorumlusu olarak gös- terilen El Kaıde'nin liden Isanıe büı Ladin'ın ilk görüntülerine yer \ ermesı \ e Irak ıle Afganıstan sa\ aş- lannda, ABD yanlısı medyadan fark- lı bir ses olarak dünyanın ilgısını çekti. İstanbul'da düzenlenen Dün- ya GazetecilerBirlıği toplantılanna İcatılan Mahir Abdullah ıle kanalın öyküsünü, Irak'ı konuştuk. Abdul- lah, şu anda kanalda "Islam ve Ha- yat'' adlı bir program hazırlıyor. - El Cezire niçin bu kadar tutuldu? - MAHİR ABDUL- LAH: Bunu bölgedeki deneyımımize bağlıyo- rum. Biz Afganistan'a savaştan 4 yıl önce git- tık. Taliban'ın izın ver- diğı az sayıda kurum- dan bıriydik. 0 dönem CNN, "KâbU'den ha- berçıkmaz" diyerek tek bir muhabır bıle yolla- madı. BBC'nın bir tane çalışanı vardı. Savaşla birlıkte her yere diğer gazetelerden daha ko- lay enştık. - Sizi diğer Arap ka- naflarından ayıran ne? - İlk olarak ülkemiz- de bıze büvük bir öz- El Cezire muhabiri Mahir Abdullah, Bosna, Irak ve Afganistan'daki savaşlan izledi. li'ne saldırdığında ölen gazetecıler için özür dilemışti. bizden nıye dı- lemıyor? Bu ırkçılık değil mı? 'En az Irakülar şaşırdT - Irak halkı işgali nasıl göriiyor? Iş- kence görüntüleri, bakışı değiştirdi mi? - Amerikalılann gelmesıni ger- çekten ısteyen bir kesım vardı. Sad- dam Hüseyin'ı se\miyorlardı. Ama kesinlıkle yabancı bir gücün de gel- mesıni ıstemıyorlardılar. Kımileri- nin dırenışçı dedığı kışıler, işgalin ar- dından yabancı güçlere karşı şidde- te başvurmaya başladı. îşgal bir so- run. Ama ABD bir an- da çekilirse daha büyük bu" sorun belirir. Ülke- de çok büvük bir sıya- sı boşluk var. Ebu Garib fotoğrafla- nna gelince: o görüntü- ler herkesi şoke etti. Ama en az şaşıranlar Iraklılardı. çünkü onlar ışgalı her gün yaşıyor- lar. Resimler, ülkede ku- laktan kulağa yayılan söylentilerin doğru ol- duğunu ortaya çıkardı. - Bush'un, Arap ka- nallannda boy göster- mesi reklam kampan- bir çalışma gösterecekierini belirtti. Kıbns Türkü'nü hem dünyaya tanıtacak- lannj hem de tecndin kaldınlması yönün- dekı taleplere haklılık kazandıracaldannı ifade eden Talat, Annan raporunda "Kıb- ns Türkleri evet diyerek devletlerinden vazgeçiyor" ifadesinin yer aldığına ilişkin bir soru üzerine şunlan söyledi: "Taın tersine bana göre raporun en olumlu yerlerinden birisi budur. Genel Sekreter, izolasyonlann ve Kıbns Türk- leri üzerindeki basküarın ortadan kaku- rümasuun gerektiğini, izolasyonlann kal- dınlmasının ayn devlet anlamına gelme- diguıi, yeniden birieşme>e \ardınıcı ola- cağını ifade edivor." ±APADOPUWS Annan raporu hatalı BEHZATBARIŞ El Hayat editörlerinden Hazem Saghieh: w îslaıııi demokrasi adında riskli bir oyun oynanıyor' gürlük sunuluyor. Herhangi bir bas- kı yok ama tabii Katar Emin"nin iyi niyeti var. 1yi nıyet bıterse biz de bi- teriz. îkincisi, Arap dünyasında hiç tar- tışılma^an konulan tartıştık. Ku- ran'dakı hükümlenn günümüzden çok geri olup olmadığını açıkça or- taya koyan ilk Arap kanalı biziz. 'Buırkçüıkdegümi?' - Irak'ta El Cezire'nin kısıüanma- suıı nasıl görüyorsunuz? - Şu anda adırnızı duyunca baa top- lantılara çağırrmyorlar, ama öncele- ri kötü muameleye maruz kaldık. Ör- neğin, 4 ay öncesmden "Burası bir basuı merkeadir" diyerek koordi- natlannı ABD güçlerine \ erdiğimiz ofisimiz 4 roketle \airuldu. 2 çalışa- nımız öldürüldü. ABD, Fılistin Ote- - Arap dünyasında demokrasi isteyen bir Arap olarak şunu söy- leyebilinm ki, demokrasinin anla- mına ilişkin şüphelerim \ar. Çünkü Batı'da, özellikle de ABD'de gördü- ğüm siyaset manıpülasyon demek. Önemli olan savunduğunuz politika değil, o politikayı doğru pazarlaya- bılmeniz. Bush her şeyi kendi lehı- ne çevirerek oyunu kazanmaya ça- Iışıyor. Artık bazı çevreler uyamyor. Ül- kede kitle imha silahlan bulunama- dı. Saddam Hüseyin'in El Kaide ıle bağlantısı saptanamadı. Ülkede öl- dürdükleri sivilleri saymaya bıle zah- met ermiyorlar. Medya da sonunda uyanmaya başladı. New ^brk Times gazetesi bir örnek. Medya, savaşm hakh çıkanlması uğruna kullanıldı- ğını, kendisine yalan söylendiğini. manipüle edildiğıni gördü. Umanm bunu başka örnekJer izler. Merkezi Ingiltere'nin başkenti Londra'da bulu- nan El Hayat gazetesi edi- törlerinden Lübnan asıllı Hazem Saghieh, Başbakan Recep Tavyip Erdoğan'ın "tslanıi demokrasi" adı al- tmda riskli bir oyun oyna- dığını, bu oyunu kazanırsa Türkiye'nin Islam dünyası- na bir model olabileceğini söyledi. Avnıpa'daki Arap- lann yakından takip ettiği gazetenin yetkilisi, Büyük Ortadoğu Projesi ve Tür- kiye'nin AB üyeliği hak- kında görüşlerini Cumhu- riyet'e aktardı. Şaron'Ia olmaz... - ABD'nin denizaşm bir şekildedemokrasi getinne- ye çahşmasuu doğru bulu- yor musunuz? - HAZEM SAGHtEH: Projeyi doğru buluyorum, ancak Bush'un uygulama- da yeterince içten olduğu- nu düşünmüyorum. Şaron varken bunu başaramaz. - Pekiy» Türkhe'nin mo- del alınması konusu?.. Hazem Saghieh ile Türkije'nin AB üyeliği ve BOP üzerine konuştuk. - Evet, bu mümkiin; an- cak Erdoğan, seçmenlerini peşinden sürüklemeyi ba- şarabilirse... Erdoğan, risk- li bir oyun oynuyor; adı da "islami demokrasi". Ama İslamcılar buna tepki gös- terirlerse oyun biter. Bu ke- simin olumlu bir tavir takın- ması 2 unsura bağlı: Türki- ye'nin AB'ye kabul edil- mesi ve yoksul kesüne yan- sıyacak bir ekonomik iler- leme. Çünkü, Islamcılan yönlendiren şey aslında ekonomik şartlar. -SizceTürkiyeAB'ye ab- nacakmı? - A\Tupahlar akılcı ve ye- terince hoşgörülü davranır- larsa, Türkiye'nin aralan- na girmesine izin verirler. Aptal ve dar görüşlü da\- ranırlarsa tersi olur. Bu da A\TUpa'nın çirkin yüzünü daha da çirkinleştirir. Baskı yok 1 - ABD'nin başmüttefiki İngiltere'de yayımlanıyor- sunuz. Bugüne kadar hiç baskı gördünüz mü? - Asla. Hiçbir şekilde ya- yınlanmıza kanşılmıyor. - Bush'un Irak politika- sını ve Arap kanaOannda çıkmasını nasıldegertendi- riyorsunuz? - Aptalca. Bush, mutlu bir yüz sergilemeye çalışı- yor, ancak bu işe yarama- yacak. Bence Irak ve Filis- tin, Bush için birerdeneme. Filistin'de değişen bir şey yok. Irak'ı değerlendirmek içüıse erken. NEW YORK - Rum yönetımı lideri Tasos Papadopulos, Kıbns'ta çözüm yolunda yenı bir girişimde bulunmak ıçın zamana ihtiyaç bulunduğunu belırterek, Annan Planı 'nın bugünkü haiiyle kabul edilmeyeceğmı \ e raporun da isteklerini karşılamadığını belirtti. Papadopulos. BM Genel Merkezı'nde Genel Sekreter Kofi Annan ıle görüşmesınden sonra düzenledıği basın toplantısında, sorulan yanıtladı. Annan'ın dün yayımlanan raporunun tarihsel süreç ve değerlendırmeler açısından hatalarla dolu olduğunu savunan Papadopulos. raporun birçok noktasına katıhnadığmı ve hayal kınkJığına uğradığını kaydettı. Rum tarafının referandumda Ada'da çözümü değil, Annan Planı "nın bu versıyonunu reddettığinı savunan Papadopulos, KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ınyapıcı da\Tanmadıgını ve Denktaş"ın Kıbns'ta iki ayn egemen devlet görüşünü tekrârladığını iddia etti. Rum lider. bu konuda karar mekanizmasının Ankara olduğunu ılen sürerek, Rum tarafının ıkı bölgeli, iki toplumlu bir federal çözümü en lyı "ikinci" çözüm olarak desteklediğını kaydetti. Papadopulos, Banş Gücü'nün şu anki koşullarda Ada'da kalması gerektiğini, gucün çekılmesinın ise hata olacağını savundu. Rum lider. KKTC ekonomisınin Türk Lirası'nı kullanması nedenıyle, Türk ekonomisınin yaşadığı tüm olumsuzluklan da hissettiğini sa\aınarak, BM planının ret gerekçelennden birinı de bırleşme halinde Rum tarafının da bundan etkileneceği düşüncesi olarak gösterdi. Annan Planı ile ilgıli tavnndan dolayı Washington yönetımi Papadopulos ıle görüşmeyi reddetmişti. Kıbns raporu Ankara olumlu bakıyor • BM Genel Sekreteri Annan'ın Kıbns raporunu olumlu karşılayan Türkiye, izolasyonun kaldınlması yönündeki çağnnın bağlayıcı bir karara dönüştürülmesi gerektiği görüşünde. ANKARA (CumhuriyetBürosu)-BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın Kibns raporunu olumlu karşılayan Türkiye, bir sonrakı adım olarak izolasyonun kal- dınhnası yönündeki çağnnın bağlayıcı bir karara çevrihnesini istiyor. Annan'ın 24 Nisan'daki referandum- lann ardından gelınen durumu değerlen- diren raporu Dışışlen Bakanlığı'nda oiumlu karşılandı. Yetkilıler, BM Genel Sekreten'nin kararla dünya ülkelenne izolasyonun kaldınlması doğrultusun- da çok açık bir çağn yaptığına ve am- bargolan "gereksiz" olarak nıtelediği- ne dikkat çekıyor. 'Bağiayıcı karar gerek' Yetkilıler, bu raporun ülkeleri ve ku- ruluşlan bağlayıcı kılacak bir BM ka- ranyla daha güçlendınlmesi gerektığı gö- rüşünde. Ancak diplomatik kaynaklar, Güney Kıbns Rum Yönetımı'nın Güvenlik Konseyi'ndekı çıkarlannı koruyan ül- ke statüsündekı Rusya'nın bu aşamada böyle bir karar tasansına geçıt \erme- yeceğıni düşünüyorlar. Bu nedenle, ça- lışmalann BM'den zıyade ABD \e AB Komısyonu'nun atacağı adımlan hedef alması gerektiği kaydedihvor. ABD yönetımı, KKTC'ye uygulanan izolasyonun kaldınlması ıçın BM ra- porunu bekhyordu. ABD'nin atacağı adımlann netleşmesi durumunda diğer birçok ülke ve uluslararası kuruluşun da tavızın kaldınhnası karanm alabile- ceği belirtilıyor. KKTC Yenihükümet anlaşması Dış Haberler Servisi - KKTC'de CTP-DP koalisyonunun Meclis'te 23 üyeyle azınlığa düşmesi ardından gündeme gelen yeni hükümet arayışlan sonuçlandı. Yenı koalisyonu, Mehmet Ali Talat"ın liderliğıni yaptığı Cumhunyetçı Türk Partisi (CTP) ve Demokrat Parti'nin yanı sıra, Akıncrnın lideri olduğu Banş ve Demokrasi Hareketi (BDH) oluşturacak. KKTC Başbakanı Mehmet Ali Talat, "Azınhğa düşen bir hükümctin başbakanı olarak harekete geçmem lazımdı" dedi ve çoğunluğa sahip olunması için bu yenı förmüle baş\r urulduğunu belirtti. BDH Başkaru Mustafa Akıncı da. Talat ile anlaşmaya vardıkJannı, koalisyonun diğer ortağı DP'nin lideri Serdar Denktaş ıle de görüşeceğini söyledi. Akıncı, "Fazla vakit geçirmeden yeni hükümeti kuranz" dedı. 50 üyeli KKTC meclisınde, CTP'nin 18, DP'nin ise 5 üyesı bulunuyor. BDH'nin de koalisyona katıhmıyla 27 üyeye ulaşılacak. Havan topubkantayıvurdu tS ıa 5 ha\an topu aülnıası sonucu 2 Irakh öldü. Polis, havan toplannın bir lokan- aya çarpöğını ve 2 müşterinin yaşamını vitirdiğini söyledi. Kûfe'deki çatışma- f:AP) ÖR ÜŞ / TANJU ERDEM <E> Soğuk savaşjn sona efmesinden sonra ABD'nin ağırlıklı olarak Av- rasya bölgesini kontrol altına alma- ya yönelik stratejik çabalan açık bir şekilde görülüyor. Emperyal gücün yükselmesini sürdürmesi için Sov- yet Rusya ve Doğu Avrupa ko- münizminin çöküşünü takiben or- taya koyduğu tehdidin "Radikal Islam" olarak tanımlanması ve ABD'nin Büyük Ortadoğu olarak kastettiği Avrasya halklannın ge- nelde Müslüman inancını taşıma- sı tesadüfi birdurum olarak yorum- lanamaz. Büyük Ortadoğu Girişimi ya da Projesi (BOP) işte bu stratejinin ortam ve konjonktüre göre aynn- tı ve yöntemlerde sürekli geliştiri- lip değiştirilecek bir ABD - Batı hâkimiyet planının uygulamaya geçilmesi ya da bu bölge ülkele- rini emperyal gücün öngördüğü düzene dönüştürme harekâtıdır. BOP, Kuzey Afrika'dan Çin'e uzanan vejeopolitik biliminde ke- nar kuşak ülkeleri olarak bilinen ül- kelerin demokratikleşme, liberal- leşme ve modemleşmesıni öngö- rüyor. Böylece köktendind teroriz- me ve cehalete karşı, kadınlann öz- gürleşmesine, neo-liberal ekono- milere, insan haklannın geliştirilme- sine dönük girişimlerie, istikrar- sızlıklarla dolu bir büyük bölgede ABD'nin Büyük Ortadoğu Girişimi ve Türkiye demokrasinin ve banşın tesisine yardımcı olunacağı ifade ediliyor. Bu, yüzeydeki görunuş. Petrol ve doğalgaz Bu bolge dünya ham petrol re- zervlerinin yüzde 73'üne, doğal- gazrezervlerininise yüzde 72.5'ine sahip. Gelişmiş ülkeler (G-7'ler) bu petrolün yüzde 55.5'ini, doğal- gazın ise yüzde 68'ini ithal ediyor- lar. Ham petrol ithalatında Kuzey Amerika'nın payı yüzde28, BatıAv- rupa'nın payı yuzde 30'larda Do- ğalgazda Kuzey Amerika'nın pa- yı yüzde 20, Batı Avrupa'nın ise yüzde 48'lerde bulunuyor. ABD'nin enerji kullanım payı giderek artış eğilimi gösteriyor. Önemli bir husus da enerji da- ğrtım terminallerinin bu bölgede konuşlanması. ABD önderliğinde ABD ve AB'nin, Batı'nın güvenlik ve enerji politikalannı güvence al- tına almak üzere arayışlar içinde bulundukları ve bu projeyi gün- deme getirdikleri yaygın bir kanı. Böylece bölgedeki kaynaklara bi- linçli bir şekilde sahip çıkacak mil- liyetçi ve köktendinci rejimlerin tasfiye edilerek yerlerine ABD'ye tabi, yeni dünya diizenmın ongor- düğü düzenlemeleri yapacak yö- netimleri iktidara getirmek suretiy- le dünyanın bu enerji havzasının stratejik kontrolünü sağlayacak, kaynaklann sınırlı yeteriiliğinin ba- his konusu olduğu bir dönemde refah düzeylerini sürdürecekler; yanı sıra birgüç merkezi olan Çin'i, Rusya'yı ve Hindistan'ı da eko- nomik ve askeri açılardan kontrol edebilecek homojen birjeopolitik cepheoluşturacaklardır. Doğaldır ki has dostları Israil'in de güven- liği ve büyüme eğilimi ve bir Kürt devletı kurma eylemlerinin son aşaması datemin edılmiş olacak- tır. Bu proje bir tasanm aşamasın- da olabilir. Ancak ABD'nin (ve In- giltere'nin) daha dar anlamda da olsa bu bölgede herzaman; ener- ji kaynak ve terminallerinin strate- jik kontrolü ve Israil'in güvenliği için yönetimleri kendilerine tabi ül- kelerden oluşan bolgese) örgütlen- meleryapmagırişımlen görülmek- tedir. 1951'de Ingiltere'nin girişi- miyle Ingiltere, ABD, Fransa, Tür- kîye, Yunanistan ve Mısır'ın kuru- culuğunu yapacakları Ortadoğu Savunma Paktı teşebbüs aşama- sında Arap halklarının karşıt tep- kileriyle gerçekleştirilememiştir. 1955'te komünizmin sızmasını ön- lemek ve Batı yanlısı statükoyu sürdürmek üzere Türkiye, Irak, Iran, Pakıstan ve Ingiltere'nin işti- rakiyle kurulan Bağdat Paktı, 1958'de Irak'ta Kral Faysal rejimi- nin radikal milliyetçi subaylarca devrilmesıyle dağıldı. CENTO'nun etkisi yoktu ABD Ortadoğu'daki stratejik çı- karlannı sağlama karannda oldu- ğundan, 1959'da Bağdat Paktı Irak'ı devre dışı bırakarakABD'nin katıhmıyla CENTO örgütüne dö- nüştüruldü. 1970'li yıllann sonuna gelirken CENTO bir etkinlik gös- termeden çözüldü. Kıbrıs Banş Harekâtı'yla ve sonrası görece ulu- sal politikalar izlemeye başlayan Türkiye'nin bir ölçüde bu görünü- mü sonucu ABD, nüfuzunu daha ziyade Suudiler, Körfez şeyhlikle- ri ve Iran'da şah rejimine dayana- rak sürdürüyordu. 1979'da Iran'da Şah'ın molla- larca devrilmesi, Sovyetler Birli- ği'nin Afganistan'ı işgali ve Iran ile Irak arasında Körfez'de sıcak ça- tışmanın başlaması, ABD ve NA- TO'nun ılgısinı Ortadoğu ve Kör- fez üzerinde yoğunlaştırdı. Car- teryönetimi Ulusal Güvenlik Da- nışmanı Prof. Z. Brzezinsky ta- rafından Carter Doktrini adıyla öneriten, Körfez'de gereğinde güç kullanarak petrol bölgeleri üze- rinde ABD nüfuzunu sürdürmeyi öngören polrtikasının araçlan olan örgütlenmenin uygulamasına baş- landı 450 bin kişilik Acil Müdaha- -JeKuvveti 1985'te Rorida'da Ame- rikan Merkezi Komutanlığı adıyla faaliyete geçti. ABD'nin Ortado- ğu Körfez Bölgesi için askeri güç oluşturma çalışmalanna NATO ül- keleri işbirliği, eşgüdüm, daya- nışma ve lojistik destek için mu- tabakatlannı bildirirken, bu kuvve- te ABD'nin ısrarlanna karşın ka- tılmadılar. O dönemde Türkiye'nin dış ve güvenlik politikalannı yön- lendiren asker ve sivil kadrolar, ABD'nin bölgeye yönelik ihtima- liyat planlarında askeri üsler tah- sis etmekten ve ABD'nin jandar- ması rolünü oynamaktan titizlik- le kaçındılar. Ta ki 1991 ilk Körfez krizinde T. Özal'ın Büyük Bush'a yaptığı açılımlara kadar. ABD'nin 1991 Birinci Irak ve 2003 Ikinci Irak saldırılannı yapan güç, çok önce- leri oluşturulan bu acil müdahale kuvveti olmuştur. SÜRECEK :,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle