Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 0 HAZİRAN 2004 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
I • • 1
KULTUR kultur@ cumhuriyet.com.tr 15
ALLECRO EVİNİLYASOĞLU
LorinMaazel'iizleıkenEVİN İLYASOĞLU
Lorin Maazel'i geçen yıl Bavye-
r a Radyo Orkestrası'yla yine İstan-
t»ul 1-estivali'rün kurucusu NejatEc-
iactbaşı'yı anma konserinde izle-
rniştik. Maazel bu yıl da yepyeni ku-
rıılaaı bir orkestrayla, Filarmonica
Artııro Toscanini Orkestrası'yla an-
nna gecesinin konuğu oldu. Yetmiş
dört yaşındaki bu ünlii şefi izlerken
etkilenmemek elde değildi. Sonde-
rece ekonomik devingenliği. yarat-
tığı manyetik güç merkezi, anlamlı
cümJeleri, nüanslardaki titizliği, coş-
turan dinamizmi ve ritim kurgusu
müziği uçurup götürüyordu. Dvo-
rak' ın Yeni Dünya senfonisini son
derece parlak, canlı -hatta ağır bö-
lümü oldxıkça hızh tempoda- çaldır-
dı. Birbirini tamamlayan Respig-
hi'nin Ronıa Çeşmeleri ve Roma
Çamlan, zengin bir senfonik doku-
da, bütün çalgı gruplannın kendi şö-
leni olarak seslendirildi.
Lorin Maazel, günümüzün en
önemli yirmi şefinden birisi. Ilerle-
miş yaşına karşın aranan bir şef ol-
rnasının pek çok sırn olsa gerek. Bu
sırlan da onun orkestrasında bu yaz
birinci flütçü olan ve Istanbul'daki
konserde de sololanyla dikkat çeken
sanatçımız Bülent EvciTden öğrene-
ceğiz herhalde.
1930'da Paris'te dünyaya gelmış,
altı yaşında müziğe başlamış, ilk kez
sekiz yaşında şef kürsüsüne çıkmış;
12 yaşında New York Filarmoni'yi
yönetmiş! Bavyera Radyo Orkestra-
sı, Berlin Operası, Viyana Operası.
Viyana Filarmoni, Cleveland. Pitts-
burgh gibi orkestra ve operalann da-
ımi şefliği kadar sanat yönetmen-
liklerinde de bulunmuş. Bugüne ka-
dar yüz elliden fazla orkestra yönet-
miş, iki yüz elliden fazla yoğunça-
lara imza atmış. Geçen yıl, ilk kez
on iki yaşında yönettıği Nevv York
Filarmoni'ye KurtMasur'un ardın-
dan süreklı şef olarak getirildi.
2011de Parmadakl
yerdl Festivall
Arturo Toscanini Vakfı tarafın-
dan 2001 yıluıda kurulan 'Arturo
Toscanini Filarmoni Orkestrasf
L'orin Maazel, Filarmonica Arturo Toscanini Orkestrası'yla anma gecesinin konuğu
oldu. Yetmiş dört yaşındaki bu ünlü şefi izlerken etkilenmemek elde değildi. Son
derece ekonomik devingenliği, yarattığı manyetik güç merkezi, anlamlı cümleleri,
nüanslardaki titizliği, coşturan dinamizmi veritimkurgusu müziği uçurup
götürüyordu. Dvorak'ın Yeni Dünya senfonisini son derece parlak, canlı -hatta ağır
bölümü oldukça hızh tempoda- çaldırdı.
dünyanın çeşitli orkestralarından
seçilmiş yüz genç sanatçıyı kapsı-
yor. Maazel, yoğun programına kar-
şın bu gencecik orkestrayla festi-
val turneleri yapmakta.
Şimdilik en uzak hedefleri 2011 'de
Parma'da yer alacak olan Verdi Fes-
tivali'ne katılmak. Çünkü bu festi-
vali 1911 yılında ilk kez Arturo Tos-
canini başlatmış.
Lorin Maazel'in bir başka yönü
de besteciliği. Viyana Filarmoni ta-
rafından kendisine ısmarlanan bir
senfoni, 2000 yılında seslendiril-
miş. Aynca, Viyana Operası'nın ıs-
marladığı George Onvell'in 1984
adlı yapıtına dayanan operası da
2005 yılında sahnelenecek. Şefler
neden uzun yaşarlarmış, bilir miy-
diniz? Çok devingen olduklann-
dan, kan dolaşımı rahathğından fi-
lan değil, çok uzun vadeli anlaşma-
lar imzaladıklanndan. 2011 yılında,
seksen bir yaşındaki Maazel'i Ver-
di festivalinde aynı çeviklikte izle-
yeceğimizden kuşkum yok. Maazel
aynca genç şefleri ortaya çıkart-
mak için 'Maazel-Vilar' adı altında
bir şeflik yanşmasının da kurucu-
su ve organizatörü.
Yirminci yüzyıla dönüp bakıyo-
rum. Büyük şeflerin her biri artılı
eksili yönleriyle tarihe geçmişler.
Onlan 'büyük şef yapan özellikler-
den birisi kendi kunlikleri olduğu
kadar kurduklan ya da çalıştırdıkla-
n orkestralann ulaştığı başan düze-
yi. Onlann orkestralan da şeflerin ka-
rakteriyle kendilerine özgü bir kim-
lik geliştırmiş. Berlin Filarmoni'nin
Karajan'la özdeşleşmesi gibi, nice
topluluk şefiyle özdeşleşmiş. Ma-
azel'in meslek yaşamında buna en
güzel ömek Cleveland Orkestrasf nı
bir taşra topluluğu olarak ele alıp
dünyanın en ünlü orkestralarından bi-
ri haline getirmesidir. Türkiye'deki
devlet orkestralannın başlıca soru-
nu, başlannda belli bir şefin olma-
yışı, gelen geçen şeflerle toplulu-
ğun her konserde yeni bir kimliğe bü-
rünmesi!
Maazel'in Istanbul konserinde so-
list yoktu. Çünkü Arturo Toscanini
Filarmoni Orkestrası tek beden ha-
linde, başlı başına solistti. Şefınin gö-
zünün içine bakan, onunla soluk al-
mayı, onun duyuşlanyla tümleşme-
yi öğrenmiş bir topluluk. Maazel'in
tüm bedeni bir metronom olabildi-
ği kadar ifade gücüyle de yükleni-
yor. Hem hiç de dramatik ifadeler ta-
kınmadan, elini kolunu havalarda
sallamadan, aşınlıklarla kendini ora-
dan oraya atmadan, yalnız bilek ha-
reketiyle dılediğini yaptırabiliyor.
Yalnız temayı çalan çalgıda değil, ar-
kadaki eşliklerde de öylesine aynn-
tılan öne çıkanyor ki, sonuçta ren-
gârenk, zengin bir halı dokuyor.
İPSO lle Sanderllng
Aya Irini'nin kubbesinde çarpışan
sesler yazık kı zaman zaman uğul-
tuya dönüşüyor. Maazel'in orkest-
rasını da keşke Lütfü Kırdar gibi
birsalondadinleyebilseydik! îstan-
bul'un ev sahibi orkestrası IDSO
Festival Konseri'nde hiç bu alana uy-
gun yapıtlar seçmemişti. Çağımızın
büyük şeflerinden Kurt Sander-
Mng' in oğlu Stefan Sanderting Stra-
vinsky'nin Ateşkuşu Süiti'nde ve
Saint Saens'in Hayvanlar Karna-
vab'nda yeterince zengin bir atmos-
feryaratamadı. Ferhan-FerzanÖn-
der'in piyanolannın sesi de kubbe-
nin derinliğinde buğulandı. Hay-
vanlar Karnavah'nın anlatıcısı Va-
nessa Redgrave, son dakikada NA-
TO zirvesinı kınadığını belirterek îs-
tanbul'a gebnekten vazgeçince ye-
rine hemen getirtilen LesBeCaron,
yıllann verdiği deneyimli tiyatrocu-
luğuyla programa renk kattı. Va-
nessa Redgrave'in bu davranışı onun
gibi büyük bir sanatçının disiplini-
ne yakışır mıydı? Sanatçının göre-
vi önce verdiği sözü yerine getirip
sanatını icra etmek, sonra da bu
güçle bildirisini aktarmak değil mi-
dir?
www.evinilyasoghi.com
Sevinç Altan rehberliğindeki sergiden Deniz
Egeü'nin bir yapıü.
Atölye seıgisi
yannaçılıyor
Kültür Senisi -
Atölye' sergisi,
Sevinç Altan
rehberliğinde 1-31
Temmuz tarihleri
•rasında Karşı Sanat
Çahşmalan'nda
jçılıyor. Sevinç
Altan Atölye'yi,
Bilsak'ta Mehmet
Göleryüz'ün
ESİstanlığını yaptığı
:n yıl boyunca
dindiği deneyimler
ışığmda 2000 yılında
turuldu. ilk yıl
japılan çalışmalann
»nuçlannı 2001 'de
jjılan bir sergiyle
îösteren Atölye,
jmdi de son yılda
crtaya çıkan işleri
ergiliyor. Atölye
iahşanlannın büyük
hr çoğunluğu
nimar, tıp doktoru,
sklamcı gibi farklı
aeslek dallannda
alışan kişilerden
duşuyor. Sergide,
Ceren Kahraman,
Deniz Egeü, Gülengül
Altmsay, Mukadder
Çalar, Ozan
Bayülken, Sato
Divrik, Şehnaz
Doğruer, Yasemin
Aksoy. Zeynep
Beykal Şahin, Zile
Arkun'un yapıtlan
yer alıyor. Atölye'de
aynca, sanatın ve
rolünün ne olduğuna
ilişkin, bir bağlama
oturtabilmek
amacıyla 'Zerrin
Bovnudelik ile
Uygarhk Tarihi',
'Ahıer Maral ile
Müzik Tarihi',
'Hihni Yavuz ile
Sanat Tarihi
Okuması'. sanatçı
atölyeleri ziyaretleri
vb. etkinlikler de
yapılıyor. Sergi,
pazar günleri dışında
her gün saat 11.00-
19.30 arası
gezilebilir.
(0 212 293 27 63-
0 212 251 53 70)
18. Uluslararası İzmir Müzik Festivali'nin açılış konseri Ahmet Piriştina'ya adandı
Evrensel müzikdağarından
ÖNDERKÜTAHYALJ
"18. Liuslararası İzmirMüzik
Festivali" 23 Hazıran"da başla-
dı. Böylece "Izmir Kültür Sa-
nat ve Eğitim Vakfi" (IKSEV),
olumsuz ortamın getirdiği ola-
naksızlıklara karşuı kentimizi
uluslararası sanatın güzellikle-
riyle buluşturmayı başardı. 9
gösteriden üçü Efes Antik Tiyat-
ro'da sunuluyor. Kültürpark
Açıkhava Tiyatrosu ile Efes Cel-
sus Kitaplığı'nda da birer gös-
teri var. Izmir ve yöresinin çe-
şitli mekânlanndan yararlan-
mak isteyen festival yönetimi, bu
yıl Çeşme Kalesi'ne iki, Ege
Üniversitesi Yerleşkesi'ne de
bir dinleti koymuş. Festival, 14
Temmuz akşamı "Bremen Genç-
HkSenfoni Orkestrası''nın Gün-
doğdu Meydanı'nda halka açık
olarak vereceği dinleti ile sona
erecek. Aynı dinleti 15 Temmuz
akşamı Karşıyaka'da da yine-
lenecek.
Ahmet Piriştlna anısına
Bu yıl festivale iki senfoni or-
kestrası, üç oda orkestrası, bir
oda müziği topluluğu katılıyor.
Aynca bir tiyatro, bir de bale
gösterisi ve "tzmir Devlet Türk
Musikisi Korosu" ile Galata
Mevlevihanesi, etkinlikleri renk-
lendiriyor.
Festivalin açılış dinletisinde
son derece üzgündük. Sanatın
koruyucusu Büyükşehir Beledi-
ye Başkanımız Ahmet Pirişti-
na artık aramızda değildi. Pla-
ketini İzmir Valisi Sayın \Usuf
ZiyaGöksu, Piriştina ailesi adı-
na aldı ve bir anma konuşması
yaptı. tKSEV Başkanı Sayın Fî-
Bz Sarper Eczacıbaşı da açış ko-
nuşmasını rahmetli Pinştina'ya
avırdı.
Kısa törenin ardından ünlü
SEVİLEN BAŞKAN - Ahmet Piriştina belediye başkanhğını yapüğı tzmir'e birçok teâs
kazandmmş, projeleri hayata geçirmenin yam sıra halkıyla da sıcakiüşkikr kurmayı başarmıştL
Lzmir Festivali'nin açılış konserini Lorin Maazel yönetimindeki
Arturo Toscanini Filarmoni Orkestrası gerçekleştirdi.
Dinletide Dvorak'ın 'Mi Minör 9. Senfonisi', Respighi'nin 'Roma
Çeşmeleri' ve 'Roma Çamlan' seslendirildi.
şef Lorin Maazel'in yönettiği
"Arturo Toscanini Filarmoni
Orkestrası''nı dinledik. Toplu-
luk, Italya'nm Emilia Romag-
na bölgesinde. aynı adı taşıyan
müzik vakfının senfoni alanın-
daki en faal bölümüdür. Merke-
zi Parma'dadır ve 100 kişilik
kadrosu titizlikle seçilmiş mü-
zikçilerden oluşmaktadır. Ama-
cı, evrensel senfonik müzik da-
ğannnı usta işi yorumlarını or-
taya koymaktır.
Dinleti, A.Dvorak'm Mi Mi-
nör 9. Senfonisi'y le(" Yeni Dün-
ya'dan") başladı. Maazel, bi-
rinci bölümün ikinci ve üçüncü
temalannı biraz ağır alarak bun-
lann işlendiği yerlerde ise tem-
poyu hızlandırarak liriklikle de-
vingenliğin bireşimini yaptı.
Senfoni bütünüyle çok güzel
çalındı.
Orkestra etklleylciydi
ikinci yanda O. Respighi'nin
"Roma Çeşmeleri" ve "Roma
Çamlan" başlıklı senfonik şiir-
lerini dinledik. Kalabalık kad-
rolu orkestranın tınısı her yön-
den dengeli ve etkileyiciydi. Ba-
na göre "Roma Çamlan"nda-
ki yorum daha heyecan vericiy-
di. Yapıtın son bölümü olan "Ap-
pia Yolunun Çamlan" özellik-
le etkileyiciydi.
Çocukluğundan başlayarak
müzik sanatıyla bütünleşmiş
olan Maazel, bu özelliğini or-
kestranın üyelerine de yansıtı-
yor. Kullandığı tekniği abarhlar-
dan anndırmış, jestlerini en aza
indirgemiş. Respighi'ninkoca-
man yapıtlaruıı küçük bir Mo-
zart orkestrasına özgü devinim-
lerle yönetiyor. Bazı yerlerde
duruyor, sanatçılara bağımsız
olarak müzik yapma özgürlü-
ğü veriyor, bu arada kendini ye-
ni güzelliklere hazu"hyor.
Eski Grek site devletlerinin
açık hava tiyatrolannda günba-
tımı dekor olarak kullanılu"dı.
Biz Respighi'yi dinlerken saat
23 'ü geçmişti; ama bu kez kar-
şımızdaki ay-yıldız, yeni bir de-
kor oluşturdu ve dinletiden her
şeye karşın mutlu aynldık.
GÜZELİN ARDINDA
BERTAN ONARAN
Nevtnİşlek-IVIeNikaBaş
Nevin'le yollarımız iki anaçizgide kesişiyormuş:
yazın ve resim; ama Sevgili Inci Bengiserp resim-
lerini sergilemese, bilinçli olarak varlığından haber-
siz yaşayacaktım. Bütün gerçekten soylu insanlar
gibi, o da alçakgönüllü; günün birinde, resimlerini
koltuğunun altına yerleştirip Hobi'ye getirmese,
evindeki sessiz üretimi sürüp gidecek. Oysa, ev-
rendeki bütün varlıklar gibi, ondadaçekingenliğin,
utangaçlığın yanında yiğitçe bir girişkenlik de var;
nitekim, yaşamının başlannda, içinden gelerek yaz-
dığı öykü denemelerinin yanında, resim yapmaya
da giriştiğinde, bakmış bu sanatın abc'sini de bil-
miyor; aynca, ya parası yok, ya alacağı yerieri öğ-
renememiş daha, oturup en doğru kişiye, Bedri Rah-
mi'ye bir mektup yazıyor; resim bezi (tuval) yapı-
mını soruyor; mektuba çizimlerinden bir demet de
ekliyor.
Bedri Bey'in kişiliğine yakışır biçimde, sevecen
bir yanıt geliyor. Sonra günün birinde Cumhuri-
yet'te, Bedri Bey'in Nişantaşı'nda özel bir sanat oku-
lunda ders verdiğini okuyor; hemen gidip yazılıyor.
Bir Alevi türküsü: Doğru geldi isen dosta / öldü
isen can bulunur, der; bu ilişkide de öyle oluyor, öğ-
retmenle öğrenci eksiksiz çakışıyor. Ama yasam de-
ğişken, günün birinde usta o okuldan aynlmak zo-
runda kalıyor, "Beni sevenler Narmanlı Yurdu'na
gelsinler" diyor; bu çağrıya uyan birkaç kişi ara-
sında Nevin de var.
Sevgi dolu alışveriş öyle mutlu gelişiyor ki, gü-
nün birinde Bedri Bey'den resim almaya gelen bir
yabancı, Nevin'in de bir çalışmasını alıyor.
Sonra, yine yollanmız kesişmiş, ama görüşeme-
den: Nevin, De Yayınevi'nden can dostum Hasan
Özay'la evleniyor, birı kız biri oğlan ikizleri oluyor,
Gebze'de yaşıyoriar. Yıllardır beni Yeşilköy'deki ev-
işliğine çağınrdı, birtüriü göze alıp gidemezdim; ge-
çende bu işi becerdim, ödülümü de aldım: Evinde
üst üste yığılı resimler arasından Gebze'de yaptı-
ğı bir iki resmi gösterdi; tam kişiliğine uygun, ben-
zersiz, öykünmesiz, içten yapıtlar; pazara gelen
köyiü kadınlan, fınn ışçileri, güzelim sıradan insan
kardeşlerimiz.
Sonra en sevdiği varlıklar, kediler; kediler, düş-
ler, özlemler... Resimleri sevgi dolu birer masal.
Ama kendisi yurdumun en bilinçli, en temiz yü-
rekli yurtseverlerinden biri; günün birinde Ulusal Ka-
nal'ı buluyor kablolu yayında; artık sabahtan ak-
şama, hem de yüksek sesle açık televizyonu, mut-
fakta çalışırken bile en azından konuşmaları dinli-
yor can kulağıyla. Ancak yakından ilgilenenler bi-
liyor, efendilerimizden gelen buyruk üzerine yerii
uşaklar, bütün yasalan, hukuku, adalet duygusu-
nu ayaklar altına alarak yaklaşık bir yıldır kablo ya-
yını dışında tutuyoriar bu kanalı. Ikimiz de merak-
la, özlemle bekliyoruz.
Mehlika, ikizlerin kız olanı; anasından aldığı göz-
lerle ve sonraki görsel etkıyle o da başlıyor küçük
yaşta kediler karalamaya; annesi o kadar beğeni-
yor ki, günün birinde, Bedri Rahmi'ye yazdığının ben-
zenni Tan Oral'a yazıyor, kızının kedi resimlerinden
bir demeti içine koyup yolluyor; onlar o sırada Ke-
di dergisini çıkarıyorlar. Tan, uzunca bir süre son-
ra, çizimleri beğendiğini bildiren bir yanıt veriyor.
Mehlika, Akademi'nin gönlünde yatan resim bö-
lümüne değil de Sinema-Televizyon Enstitüsü'ne
girip okuyor; derken sevda; llhan'la evlenme; oku-
la ara; sonra bitiriş ve kısa bir süre özel bir kanal-
da çalışma; ardından kızı Ekin'in doğuşu.
Ancak resim tutkusu alttan alta işleyip geliyor; gü-
nün birinde o da kendini bütünüyle bu anlatıma ve-
riyor.
Anımsıyorum, yine sevgili Inci Bengiserp, ma-
halledaşları Muhsin Kut'un bir sergisınde, küçük
bir köşeyi onun camaltı resimlerine ayırmıştı. Ci-
hat Burak, "resmin anası da babası da karakalem
çizimdir, derdi; Mehlika bunun canlı kanıtı; gözle-
mi, çizimi kusursuz, yalın, ustaca: Tek bir çizgiyle
yansıtabiliyor örneğin ortak dostumuz Günay Pe-
sen'/n gülüşünü." Muhsin Kut, Bülent Oran, Gü-
ner Ener, Inci Bengiserp, aile bıreylerinden kimi-
leri, karşılaştığı, etkilendiği insanlar en sevecen çiz-
gilerleyansımışlaryapıtlarına. Bu iki güzel insanın,
kimileri gibi, resim sanatını allak bullak etme sav-
lan yok; içlerinden geldiği gibi, sevgiyle, sevinçle
resim yapıyoriar; ben de gittikçe tadı kaçırılan dün-
yamızda, hem özlerine, hem sözlerine bakıp sevi-
niyorum.
sbonaran(« hotmail/yahoo.com
Nefertiti büstü geri Isteniyor
• BERLİN (AFP) - Mısır, Alman hükümetine
efsane\i Mısır Kraliçesi Nefertiti'nin büstünün
ülkeye geri verilmesi çağnsuıda bulundu. 100 yıl
önce bir Alman arkeolog tarafından bulunan
büst, o dönemden bu yana Almanya'da.
Kahire'deki 'Mısır Ulusal Müzesi' yöneticisi
Wafaa Seddig, bir Alman gazetesine yaptığı
açıklamada, mermer büstün yasadışı yollarla
ülkeden çıkanldığını, geri verilmesinin
gerektiğini söyledi. Seddig, en kötü olasılıkla, en
azından birkaç aylığına büstün ülkede
sergilenmesini istediklerini söyledi.
BUGÜN
• MANHATTAN MUSIC ÇLUB'da 21 30da
'CBmb' konseri. (0 212 244 04 42)
• AKBANK KÜLTÜR SANAT
MERKEZİ'nde 19.30'da'Hah(cı)',
'Fotoğraflarda', 'Oyuncak Fabrikası',
'Süpürgemin A>nası', 'Kararma' adlı kısa
filmlerin toplu gösterimi. (0 212 252 35 00)
• BEYOĞLUStNEMASI'nda Sinema
Yazarlanmn Seçtikleri' kapsamında 12.15,
14.30, 16.45, 19.00, 21.15'te 'Havuz' adlı
filmin gösterimi. (0 212 251 32 40)
• SELAMİÇEŞMEÖZGÜRLÜKPARKI'nda
21.00 de 'Çocuk ve Gençfik Tiyatrolan Festivali'
kapsamında Tiyatn) Akkaş'tan 'Yıkuray'ın
Rüyası'
• BİLGİ ÜNtVERSİTESİ DOLAPDERE
KAMPUSU'nda 14.30 ve 19.30'da 'Otobüs
Durağı' ve 16.30'da 'TannKent' adlı filmlerin
gösterimi. (444 0 428)
ÎSTANBUL MÜZİK FESTtVALl
• AYA İRİNt MÜZESİ'nde saat 20.00'de Katia
ve MarieDe-Labeque konseri. (0 712 334 07 34)