Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3 HAZİRAN 2004 PERŞEMBE
OLAYLAR VE GORUŞLER
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
BOP', Yeni Bir Olay mı?
Amaç, Ortadoğu'yu IsraırieştırmekL ABD'nin,
daha doğrusu Bush'un özlemı bu!.. Irilı ufaklı Arap
ülkelerinı, ardından Sunye'yi, Irak'ı, derken Iran'ı,
Pakistan'ı, en başta da Türkıye'yı kapsayan Isra-
il'in öncülüğündekı bır ABD imparatorluğunu oluş-
turmak...
Türk halkı tarihın hıçbır dönemınde köle olma-
mıştır. Yabancılan kendine 'efendi' yapmamıştır. Kı-
sa süren Mütareke günlerı dışında, bu topraklar-
da yaşayan ınsanlarkışılıklennı, onurlannı, bağım-
sızlıklannı korumuşlardır. Şu gerçek iyıce bılınme-
lidir kı ABD'nin Bush'u Muş'u, ne denlı güçlü, zen-
gın, üstün olsalarda, kendilerinı vazgeçilmez say-
salar da, Türk ulusu BOP'larla belirlenen koşulla-
ra uymaz, uyamaz, uymayacaktır. Rastlantı sonu-
cu işbaşına gelmiş bır azınlık, türlü çıkar hesapla-
nyla boyun egmışlık gafletini içine sindiriyor gibi
görünsede...
Konya'nın yansını ıstıyor; yetmiyor, Incırlik'i ge-
nişletiyor. Yetmiyor, Karadenız'de üsler kurmak
hevesınde... Geriye ne kalıyor. Ankara'ya bır ge-
nel vali ataması!..
Tayyip'len, Gül'len, Unakrtan'lan her şeyı ka-
bullenır, herşeyi benimseronurdan yoksun insan-
lar sayması!.. AKP'ye oy veren mılyonlar hıçbırza-
man yabancı çıkarlara araç olmak ıstemez. Yur-
dun orasının burasının Amerıkalılara, Israıllilere
'stratejık ortaklık' diye teslım edılmesine karşı çı-
kar! Inanmazlarsa sorsunlar Türk halkına, bır hal-
koylamasında!..
Hep aynı görüş, aynı hesap, demokrası getıımek,
insanlan uyandırmak, aydınlatmak, gen kalmışlığı
yok etmek bahanesı!.. Iki yüz yıldır Batı emperya-
lizmının sılahı bu!.. Oysa Asya'lar, Afrika'lar, Güney
Amenka'lar bu aldatmacalarla eskısınden beter
durumlara sürüklenmedı mı? Kölelık düzenı degış-
medı. Eskıden kamçılarla, zıncırlerle, şımdı para gü-
cüyleen ağırsılahlarla, bombalarla, atomlaıia, nöt-
ronlarla!..
BOP'u Türkıye, elının tersıyie Bush'lann suratı-
na atmalıdır. Burası Mehmet Akif'ın dıliyle; "Ben
ezelden ben hüryaşanm. Hangı çılgın bana zın-
cir vuracakmış şaşarım" diyen ınsanlann ülkesi-
dir.
Tayyıp'ler, Gül'ler, Mehmet Akif'ın ıbret venci
seslenışinı de mı duymazlıktan gelecekler! Yetmış
mılyonluk, getişmiş, güçlü Türkıye'nın Israıl ımpa-
ratorluğunun bır parçası yapılmasını nasıl ıçlenne
sindırecekler? Mustafa Kemalın ülkesi. halkı da-
ha 1920'lerde, en güçsüz, en yoksul bır durumda
ıken nasıl dünya devlenne meydan okumuşsa, gü-
nümüzün Türkıyesı de hıçbır baskı, hiçbır korkut-
ma, hiçbır yıldırmaya teslim olmayacaktır. Bu çır-
kin işe bulaşanlar, bulaşacaklar, atacaklan adım-
lan lyı hesaplamalıdırtar.
Israil'ın Ortadoğu'ya egemen olma ısteğı yenı
bir olay da değil. Uzun yıllar önce, dostum Orhan
Karaveli bır Israil gezısinden bir yığın hanta ve
broşürle dönmüştü. Bunlarda, büyük Israil proje-
sinin ilk örneklen vardı! Hantalarda, Israil sınırlan-
nın Türkiye'nin önemlı bır bölümünü, Sunye'yi,
Irak'ı kapsadığı görülüyordu. Yanı, bu BOP hesa-
bı hayaii bir konu değil. Yıllardır hazırlanan bır
komplo!..
Sendikalann Trilyonlan, Denetimi...
Sendikalann üyelerine yeni beceriler kazandıracak eğitim vermek, onlara ve
ailelerine sosyal hizmetler götürmek, kamunun sunduğu yetersiz sağlık
hizmetleri yanında ek sağlık hizmetleri ve sosyal güvenceler vermek yerine,
gereksiz taşınmazlar edinmesi, lüks oteller ve üyenin yararlanamadığı
dinlence merkezleri açmasınm, taslaktaki bu önerinin temel nedenini
oluşturduğu sanılmakta ve sendikalann parasal harcamalannı, daha sorumlu
ve işçi yaranna yapmaya zorlanması düşüncesi öne çıkmaktadır.
Yard. Doç. Dr. Engin IJNSÂL Maltepe Ümversıtesı Hukuk Fakültesi
2
821 sayılı Sendikalar Yasası'nm 23
maddesı üyelenn sendıkaya ödeyece-
aylık ödentının bır günlük çıplak
ücretınden fazla olamayacağını belır-
lemıştır. Ülkemızde sendıka üyesı ış-
çi sayısının yaikJaşık olarak 750 000 olduğunu
varsayarsak ve sendıkalı işçilerın ortalama gün-
lük çıplak ücretının 25 mılyon lıra olduğunu
kabul edersek sadece bir ayda sendika kasala-
nna gıren paranın 18 750 tnlyon lıra olduğunu
görürüz. Bu tutar neresınden bakılırsa baJalsın
çok büyüktür ve bu paranın sorumlu sendıka yö-
netıcılen tarafından. ışçı yaranna, Roma huku-
kunun temel bir kuralı olan bonis patris famiüa
(ıyı bır aile babası) ölçütü gereğı yonetılmesı ge-
rekır.
Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) 1948
yılında kabul ettığı ve ülkemızın 1993 tanhın-
de onayladığı 87 sayılı sözleşmenın 3. madde-
sı gereği sendikalar tüzük ve ıç yönetmelıkle-
nnı düzenlemek, temsılcılennı dzgürce seçmek,
yonetım ve etkınlıklennı düzenlemek ve ış prog-
ramlarını belırlemek hakkına sahıptır Bu ılke
gereğı sendikalann yönetsel ve parasal denetım-
lennın kendı üyelen tarafından yapılması asıl-
dır. 12 Eylül üriinü tepkı yasası olan 2821 sayı-
lı yasanın, 47. maddesınde devletın sendikalar
üzennde parasal ve yönetsel denetım hakkını ka-
bul etmesı, ILO tarafından 87 sayılı sözleşme-
ye aykın bulunmuş ve bu hüküm 4277 sayılı ya-
sa ıle 1997 tanhınde yasadan çıkanlmış ve sen-
dikalann denetimi genel kurullarda seçılen de-
netleme kurullanna ve denetçılere bırakılmış-
tır
Şmıdılerde 2821 sayılı Sendikalar Yasası ve
2822 sayılı Toplu îş Sözleşmesı Yasasf nın de-
ğıştınlmesı gündeme geldığınden. Çalışma Ba-
kanlığı, oluşturduğu bır bılım kunılundan bu ıkı
>asanın değışıkhk taslağını hazırlamasını iste-
mıştır Kurulun hazırladığı taslak sosyal taraf-
lara sunulmuştur Maltepe Ünıversıtesı'nın Fn-
ednch Ebert Vakfı ıle ortaklaşa düzenledığı bır
etkınlıkle bu ıkı taslak tartışmaya açılmıştır 15
Mayıs 2004 tanhınde yapılan bu etkınlıkte ıl-
gınç görüşler ortaya çıkrnış, bılun kurulunun ha-
zırladığı tasanlar cıddı eleştınlenn hedefı olmuş-
tur.
Sendikalar Yasası'nda değışıklık öngören tas-
lağın 14. maddesı. sendıka ve konfederasyon-
lann gelır ve gıderlennın, yıllık dönemler ha-
linde sendıka denetım kurullan \e denetçılerı
yenne, yemınlı malı müşavırler tarafından de-
netlenmesını ongormektedır Toplantıya katı-
lan konfederasyon başkanlan bu öngöriiye şıd-
detle karşı çıkmışlardır Onlara göre böyle bır
hükum 87 sayılı sozleşmeye aykındır Sendika-
lann ıç ışlenne haksız bır kanşmadır ve kabul
edılemez bu- önendır. Oysa böyle bır önennın
yapılmasının nedenı sendikalann parasal kay-
naİdannın yönericılerce kötü kullanıldığına ılış-
kin gözlemlerdır Sendikalann üyelenne yenı be-
ceriler kazandıracak eğitim vermek, onlara ve
ailelenne sosyal hizmetler götürmek. kamunun
sunduğu yetersiz sağlık hızmetlen yanında ek
sağlık hızmetlen ve sosyal güvenceler vermek
yenne. gereksız taşınmazlar edinmesi, lüks otel-
ler ve uyenın yararlanamadığı dinlence mer-
kezlen açmasının, taslaktakı bu önennın temel
nedenini oluşturduğu sanılmakta ve sendikala-
nn parasal harcamalannı daha sorumlu ve ışçı
yaranna yapmaya zorlanması düşüncesi öne
çıkmaktadır
Konfederasyon başkanlannın karşı çıktığı
başka önemlı bır konu. toplu ış sözleşmesı yap-
ma yetkısıyle ılgılıdır Yürürluktekı yasada bır
sendıkanın toplusözleşme yapma yetkısı ala-
bılmesi içın, hem ışkolunda çalışan ışçılenn
yüzde onunu ve hem de sözleşme yapmak ıste-
dığı ışyen veya ışyerlennde çalışanlann yandan
bır fazlasını üye yapmış ohnalan gerekmekte-
dır. Taslak bu ıkılı barajı kabul edıyor, fakat ış-
kolu düzeyınde yüzde on olan barajı yüzde be-
şe çekıyor. Konfederasyon başkanlan ışkolu ba-
rajının kaldınlmasını, ışyen barajının da yüzde
otuzdolaylannaçekılmesını ıstıyor DfSK'ın ge-
nel başkanı ıse yetkı sorununun ışçının oyuna
başvunılarak (referandum yöntemı ıle) çözül-
mesını ıstemektedır.
Toplantı boyunca konfederasyon başkanlan-
nın, sendikalann bırleşerek güçlenmesı, kayıt dı-
şı ekonomınin kayıt altma almması. alt ışveren-
lenn toplusözleşme düzenınde sorun yaratma-
sı, toplusozleşmelenn teşmılı. sendikalann sı-
yaset yapması gıbı konulara hıç değınmemesı
dıkkat çekmıştır. Noter gıderlennın ışçi ve sen-
dika ıçın ağır bır yük oluşturmasma, ış mahke-
melennın y asalardakı snrelere uyamaması ve ka-
rarlann gecıkmesıne neden olmalanna değınme-
len ve ormanın tümünü lcucaklayamamalan
sendıkacılığımızın geleceğı açısından umut kı-
ncı olmuştur.
Çalışma Bakanı'nın konfederasyon başkan-
lanna "Sizbutasanüzerindearanızda temel bir
anlaşmaya vann, aynnülan ben çözümlerinT de-
mesuım. başkanlan bır temel uzlaşma konumu-
na getırmedığını gozlemlemek başka bır umut-
suzluk nedenı olmuştur 2821 ve 2822 sayılı ya-
salann değışıklık tasanlannın TBMM'de görü-
şülmesı sırasında. tıpkı 4857 sayılı İş Yasası'nın
görüşülmesı sırasmda yaşandığı gıbı, her kon-
federasyonun kendine uygun değışıklık önen-
len verdıreceğı ve konfederasyonlar arasında ya-
şanacak bu uyumsuzluk yanşı sonunda, ortaya
ülkemızde güçlü sendıkacılığın kurulmasına
katkısı olmayacak ıkı yasanın çıkmasından en-
dışe edılmektedır.
Toplantıya katılan ve taslaklan hazırlayan bı-
lun kurulunun üyesi olan Prof. Dr. Metin Kutal
yaptığı konuşmada çok önemh bır konunun al-
tını çızmış ve demiştir ki, "Sizler her şeyi yasa-
lardan beldhorsunuz. Eğitim vapmıyorsunuz, üye
kazanmakiçin çaba harcamıyorsunuz,siyasetyap-
mıyorsunuz, iktidara kim geiirse ona şirin gözük-
mek için aranızda yanşıyorsunuz. Bunlan bıra-
kın, Oyeierinizi eğitin, sendikalan çekim merke-
zi yapın ve yasalarda hiçbir engel yok açıkça si-
yaset yapın ve bu yoldan güçlü sendikalan oluş-
turmanm voUannı arayın."
Bır bılim adamrnın aÜaşlanacak bu sözlen tüm
sendıka yonehcılennın kulağına küpe olmalıdır.
Gerçekten de sendıka yonetıcılen bugune ka-
dar her şeyı yasalardan beklemışler ve elde et-
mışlerdır. Yasalara dayalı. yasalann sağladığı ra-
hatlıkla sendıkacılık yapmak alışkanlık halıne
gelmiş ve yonetıcılen bırer hanka tembel yap-
mıştır.
Oysa yapmalan gereken o kadar çok şey,
omuzlanna yüklenmış o kadar çok yenı sorum-
lulukvarkı Türkıye'nınıçınesuruklendığıeko-
nomık ve sıyasal bunalımda bıle sıyaseten yö-
nünü belu-leyememış sendikalann çok büyük ku-
suru ve payı vardır Hele AKP'nın sıyasetı dın-
sel tabana yayma gınşımlen karşısında, sendi-
kalar suskunluklannı ve üstüne ustlük AKP'ye
şınn görünme yanşını sürdürurlerse bır gün
sendikalann da yok edıldiğını görmelen kım-
seyı şaşırtmamalıdır.
Kayırma, îsraf ve Yerel Kuruluşlar...
Prof. Dr. Nuri TORTOP Başkent Üm. lleîişım Fak. Öğr. Üyesi
aynakların tasar- örgütsel ve toplumsal yaşa- n sınırsız ve bunlan karşı-
mımızın sağlıklı olmasın-
da da o düzeyde önem ta-
şımaktadır. Insanlann kı-
şısel olarak gereksinımle-
Kİruflu kullanılması
. ve ısraf edılmeme-
sı, ınsanlann kışısel yaşam-
lannda ne kadar önemh ıse,
Şarin, destaıun ve insaıun buluştugu noktada
Nihat Behram
yakın tarihle
hesaplaşıyor!
Osmanlı'nın Ermenileri, Ermenilerin Türkleri kıyımı; kıyımların öksüz ve yetim bıraktığı çocuklann dramı.
Genç cumhuriyetin yükselişi ve düşüşü... Behram, şiirden süzülmüş bir dil ve destansı bir solukia yaşadığı
çağla hesaplaşıyor. Anlattığı her şey inanılması güç, ama bir o kadar, yaşanmış, yaşanmakta olan gerçeklıkler.
Bir ömrü bir solukta dışa vuran, bir solukta okuyacağınız bir roman.
layacak olanaklar sınırlı-
dır De\ letın de kışılenn ol-
duğu gıbı, yapmak ıstedı-
ğı hizmetler ve gereksınım-
ler sınırsız, buna karşılık
bunlara yanıt verecek kay-
naklar sınırlıdır. Bu sırursız
gereksınmelen karşılamak,
planlı programh ve tasarruf
kurallanna uygun hareket
etmek gerekır. Eğer bu ku-
rallar ve alışkanlıklar kışı-
ler düzeyınde \e yerel dü-
zeyde gehştinlır ıse. ulu-
sal düzeydekı gınşımlerde
ve kararlarda da başanlı
olunabılır.
Öncekı yülarda, merkez-
den yönetımın gehştınhne-
sı ve hızmetlenn merkez-
den yönetun kuruluşlan ta-
rafından yürütülmesıne bü-
yük önem venliyordu. Bu-
gün üzennde durulan özel-
leştume yöntemlen yen-
ne, ulusaflaşürma > anı hiz-
metlenn deviettarafindan,
(merkezi ıdare kunıluşlan
tarafından) yıirütülmesı
üzennde duruluyordu.
Artık günümüzde mer-
kezı kuruluşlar tarafından
hızmetlenn yürütülmesı.
ekonomik bulunmamakta-
dır. Kaynaklann, merkezi
yönetimler tarafından ıyı
kullanılamadığı ve israf
edıldığı üzennde dumlmak-
ta ve bunun ıçın özelleştır-
me uygulamalanna hız ve-
nhnektedn". Ülkemızde de
benzer akımlara hız venl-
diğını ve bütün sıyasal par-
tıler tarafından aynı görüş-
lerin paylaşıldığını görü-
yoruz
Gerçekten uygulama ve
geçmiş deneyler göstermiş-
tir ki, hiznıetlerin bir mer-
kezden yüriitülınesi,karar-
lann merkez organlan ta-
rafından alınması, ka\ır-
macıhğa \esavıırganbğa >ol
açmaktadır. Işın mtelığıne
göre eleman alma ve seç-
me yenne, gereksınme ol-
madığı halde adama iş but-
mayollanna gıdılerek kay-
naklar ısraf edılmektedır.
Yerel düzeyde demokratık
yöntemlerle karar oluştur-
mamn sayısız yararlan var-
dır. Hem ısabetlı, çabuk
karar alma olanaklan var-
dır ve aynı zamanda bu yön-
tem sayesınde doğru ve ısa-
betlı karar alarak hizmetle-
ri, zamandan tasarruf ede-
rek en ekonomik bıçımde
yürütme olanaklan vardır.
Sosyal adalet ve hızmet-
lenn tarafsızlık ılkelenne
gore yürütühnesı olanak-
lan yerel yönetunler saye-
sınde gerçekleşunlebılmek-
tedır. Yurttaşlar, yerel dü-
zeyde bırbırlenne saygı gös-
tererek sorunlannı tartış-
mayı ve çözum onenlen
bulmayı öğrenmektedır.
Böyle bir yöntem ulusal
düzeyde de demokrasıde
başanh olmanın yollannı
açmaktadır. Yennden yö-
netun değışık, çeşıtli halk
beklentilennın değerlendı-
nlmesınde önemlı bır yarar
sağlar. Bırçok ülke, yerel
ve bölgesel kuruluşlar ara-
suida gelır durumu, sosyal
ve etruk yapı yönünden ba-
zı farklılıklar vardır. Bun-
lann en ıyi bıçunde değer-
lendınlmesı ve duruma gö-
re önlemler ahnması, en ıyı
ve sağlıklı bıçımde yerel
ve bölgesel kuruluşlar tara-
fından gerçekleştınlebılır.
Zaten vatandaşlar da yerel
yönetımlen kendılenne da-
ha yakın ve sorunlanna da-
ha çabuk ve etkılı çözüm-
ler üretebılecek kuruluşlar
olarak görür
Bu- başka yonden yerel
yönetimler, yerel kışısel
girişimlen en ıyı biçimde
değerlendırebılırler Budu-
rum, çeşıtli ülkelerdekı ka-
mu giderlen tutarlan kar-
şılaştınldığında açık ola-
rak görülebılır. Gerçekten
gehşmış ülkelerde yerel yö-
netimler kamu gıderlennin
yüzde kırk ıle >ıızde yetmı-
şını harcadıklan halde, ge-
lışmekte olan ülkelerde bu
harcamalar yuzde yırmı ve
yüzde üçlere kadar düş-
mektedır.
Yerel yönetimler, genel
olarak sıvıl toplum orgut-
lenni harekete geçırmek
ıçın çok önemlı bır araç
olarak değerlendınlmekte-
dır Yerel yonetımler güç-
lendınldığı oranda sıvıl top-
lum kuruluşlannın gınşım
olanaklannı da arttırmak-
tadır Böylece demokratık
gelışmede çoğulculuk
akımlan da güçlenmekte-
du- Yerel yönetunler, sıvıl
toplum orgütlennın gelış-
melerını kolaylaştırmak,
yerel polıtıkacılann etkın-
İık alanlanıu ve yönetsel
uygulamalannı genişlet-
mekte önemlı rol oynamak-
tadırlar Ömeğın yerel mev-
zuatla ılgılı kurallar ve usul-
ler sıvıl toplum kuruluşla-
n ve gönüllü öbür kuruluş-
lann faalıyetlerıne engel
oluşturabilır. Bu durumlar-
da yerel kuruluşlar yerel
düzeyde toplantılar düzen-
leyerek bu kuruluşlann gö-
rüşlerinı usullere uygun ola-
rak açıklamalanna ve kamu
sıyasetını etkılemelerine
yarayacak firsatlar yarata-
bılır. Aynca, vatandaşlan
etkılemeye yönelık danış-
ma kurullan oluşturularak
özel kuruluşlarla ışbırhği
sağlanması kamusal haber
ve bilgilere ulaşıhnak sure-
tıyle sml toplum örgütle-
rinin yeteneklenne katkı-
da bulunmak olanaklan ya-
raolmış olacaktır Zaten ye-
rel yönetunler sıyasal ku-
ruluşlar olarak sıvıl toplum
örgütlennı desteklemekten
yana tavir koyarlar ve bu ko-
nuda her türlü olanaklan
yaratmak ısterler. Yerel yö-
netunler sıvıl toplum ör-
gütlenrun maddı ve mane-
vı desteklenru alarak yerel
düzeyde daha başanlı hız-
metler vermek olanaklan-
na kavuşabılirler.
Gelecek ile ılgılı planla-
nn yürütülmesuıde kaynak-
lann en tasarruflu biçunde
değerlendınlmesı büyük
önem taşunaktadır. Insan,
para, malzeme ve yer gıbi
öğelenn, en ıyı biçimde
kullanıhnası ve en az dü-
zeyde kullanılarak en çok
ürün ahnması temel ılke ol-
malıdır. Toplumun en
önemlı sorunu kaynakla-
nn ısrafı sorunudur.
Her şeyden önce toplum-
dakı savurganlıkla müca-
dele edılmelıdır. Ülkelenn
hızlı kalkınması, çok ıyı
hazırlanmış brr planlama-
ya v e ıyı bır yönetıme bağ-
lıdır îyı yonetım, planlanan
ışlenn öngörülen süreler
ıçınde, adım adım gerçek-
leştınhnesı ıle sağlanabı-
hr
Bu alandakı gecüaneler,
ülkenın bazı sJanûlarla kar-
şı karşıya kahnasuıa neden
olabılrr Bunlardahaonce-
den planlandığı bıçımde
yapüinay a başlanmazsa, la-
sa sürede sonuç almamaya-
cağı ıçın bazı sıkıntılarla
karşılaşılabılır.
PENCERE
Bush Gelecekmiş...
Ayşekadın fasulye, patlıcan, biber, domates
vesaıre pahalanmış; kapının önüne kamyonetıy-
le gelen satıcıya da bir haller olmuş...
Sordum:
- Neden birdenbire fiyatlar yükseldi?..
- Abı, dedi, haberin yok mu?..
Yüzüne baktım..
Ekledı:
- Bush geliyor..
Dostlar arasında bir yemekli toplantı yapacak-
tık; yen ve tarihi konuşuluyordu; ıçimızden biri uyar-
dı:
- Bush'un gelişinden önce olsun!..
- Neden?..
- Çünkü istanbul'da kıyamet kopacak!..
NATO Zırvesi bu ayın sonunda gerçekleşiyor;
ama, önemli değil...
Önemli olan ne?..
- Bush geliyor..
Taksi şoförii:
- Abi, diyor, ben arabayı garaja çekecegım,
Bush Istanbul'a ayak bastı mı çaiışılmaz...
•
Bush 20 özel limuzınle birlikte gelecekmiş;
Başkan İstanbul'da bulundukça, şehrin üstün-
de sürekli AVVACS'lar uçacakmış; polisin alarma
geçmesi yetmiyor, 30 bın güvenlik göreviisı az ge-
liyor, bırde Amerika'dan gelecek özel araçlar, sı-
lahlar, siviller, attığını vuran, vurduğunu parçala-
yanlar varmış...
Yettı mı?..
Yok canım, denız güvenlıği için Istanbul Boğa-
zı'na da el konuyor, geçışlertam denetim altına
ahnıyor, Dolmabahçe ve Çırağan önünde çılgın
önlemler alınıyor, şehnn büyük bır bölümü 'gü-
venlık alanı' ılan edılıyor; kımi sokak, cadde, mey-
dan trafığe kapatılıyor, araçlar bir yana, kımı böl-
gelerde beton ve çelik bariyerterte yayalara da
yasak konuyor, trafik donduruluyor...
Bush gelıyormuş..
Karada, havada, denızde..
Her zaman ve her yerde..
Bush'u güvenceye almak için şehirve insan cen-
dereye alınıyor...
Adı açıkça konmamış; ama, bır seferberiık ilan
edilıyor Bush'u korumak için...
•
Pekı, bu ne?..
Saltanat mı?..
Güç mü?..
Korku mu?..
Ürkü mü?..
Kâbus mu?..
Bush bütün dünyaya egemenlık taslarken, bir-
kaç gün için konuklamaya geleceğı Istanbul'a de-
li gömleğıni gıydirmek akıl kârı mı?..
Başkan'ın Turkıye gezısı ABD'nin nereden ne-
reyesürüklendiğını anlayıp vurgulamak bakımın-
dan bır çarpıcı gösterge ışlevı görüyor... Artık
yerkürede George'un rahatça dolaşabileceği bir
cografyayok!..
•
Sebzeciye dedim ki:
- Tart bakalım şuradan bır kilo ayşekadın...
Gözüme baktı:
- Abı, türbanlı mı olsun, türbansız mı?..
Zerzevatçılar da sıyasette devreye girdiler; ya-
nıt verdim:
- Ucuzundan tart, kartlaşmış olmasın!..
RlHISL KlLTlI VESANATVAkFl
İZLENCE
1 . Bölıını
• Rııbi Sf'nun Sesmden 'Merhak" I
• Sa\4amlarla 'RulıiSU Tûrkikri-1
* EsiN AFŞAR
• Rufcı S l DosıUr Korosu I
* ONUR ARIN
CıılttiB GOKALP
ı •».-*.• ı« mâttmlerttıı'ı
.V Hcns (tmırjsı in ?&vıt
krşaw:4
x
:i
9Haziran2004
Çarşamba
Saat 20.00
Kadıkoy
Halk Eğitim
Merkezi
PIYANO OGRETMENI
LEYLA
PAMİR f
Başvuru için:
(0216) 336 54 64
,1
PMMMM I!I !>' •
Türkiyem Çileli Güzelim
Denız tutkunu, denızcı yazar
OKTAY SÖNMEZ'ın özgün şurleri
İsteme Adresi: Setustu No 35 Kabataş
Tel: 245 3S 72