22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 HAZİRAN 2004 PERŞEMBE OLAYLAR VE GORUŞLER EVET/HAYIR OKTAY AKBAL BOP', Yeni Bir Olay mı? Amaç, Ortadoğu'yu IsraırieştırmekL ABD'nin, daha doğrusu Bush'un özlemı bu!.. Irilı ufaklı Arap ülkelerinı, ardından Sunye'yi, Irak'ı, derken Iran'ı, Pakistan'ı, en başta da Türkıye'yı kapsayan Isra- il'in öncülüğündekı bır ABD imparatorluğunu oluş- turmak... Türk halkı tarihın hıçbır dönemınde köle olma- mıştır. Yabancılan kendine 'efendi' yapmamıştır. Kı- sa süren Mütareke günlerı dışında, bu topraklar- da yaşayan ınsanlarkışılıklennı, onurlannı, bağım- sızlıklannı korumuşlardır. Şu gerçek iyıce bılınme- lidir kı ABD'nin Bush'u Muş'u, ne denlı güçlü, zen- gın, üstün olsalarda, kendilerinı vazgeçilmez say- salar da, Türk ulusu BOP'larla belirlenen koşulla- ra uymaz, uyamaz, uymayacaktır. Rastlantı sonu- cu işbaşına gelmiş bır azınlık, türlü çıkar hesapla- nyla boyun egmışlık gafletini içine sindiriyor gibi görünsede... Konya'nın yansını ıstıyor; yetmiyor, Incırlik'i ge- nişletiyor. Yetmiyor, Karadenız'de üsler kurmak hevesınde... Geriye ne kalıyor. Ankara'ya bır ge- nel vali ataması!.. Tayyip'len, Gül'len, Unakrtan'lan her şeyı ka- bullenır, herşeyi benimseronurdan yoksun insan- lar sayması!.. AKP'ye oy veren mılyonlar hıçbırza- man yabancı çıkarlara araç olmak ıstemez. Yur- dun orasının burasının Amerıkalılara, Israıllilere 'stratejık ortaklık' diye teslım edılmesine karşı çı- kar! Inanmazlarsa sorsunlar Türk halkına, bır hal- koylamasında!.. Hep aynı görüş, aynı hesap, demokrası getıımek, insanlan uyandırmak, aydınlatmak, gen kalmışlığı yok etmek bahanesı!.. Iki yüz yıldır Batı emperya- lizmının sılahı bu!.. Oysa Asya'lar, Afrika'lar, Güney Amenka'lar bu aldatmacalarla eskısınden beter durumlara sürüklenmedı mı? Kölelık düzenı degış- medı. Eskıden kamçılarla, zıncırlerle, şımdı para gü- cüyleen ağırsılahlarla, bombalarla, atomlaıia, nöt- ronlarla!.. BOP'u Türkıye, elının tersıyie Bush'lann suratı- na atmalıdır. Burası Mehmet Akif'ın dıliyle; "Ben ezelden ben hüryaşanm. Hangı çılgın bana zın- cir vuracakmış şaşarım" diyen ınsanlann ülkesi- dir. Tayyıp'ler, Gül'ler, Mehmet Akif'ın ıbret venci seslenışinı de mı duymazlıktan gelecekler! Yetmış mılyonluk, getişmiş, güçlü Türkıye'nın Israıl ımpa- ratorluğunun bır parçası yapılmasını nasıl ıçlenne sindırecekler? Mustafa Kemalın ülkesi. halkı da- ha 1920'lerde, en güçsüz, en yoksul bır durumda ıken nasıl dünya devlenne meydan okumuşsa, gü- nümüzün Türkıyesı de hıçbır baskı, hiçbır korkut- ma, hiçbır yıldırmaya teslim olmayacaktır. Bu çır- kin işe bulaşanlar, bulaşacaklar, atacaklan adım- lan lyı hesaplamalıdırtar. Israil'ın Ortadoğu'ya egemen olma ısteğı yenı bir olay da değil. Uzun yıllar önce, dostum Orhan Karaveli bır Israil gezısinden bir yığın hanta ve broşürle dönmüştü. Bunlarda, büyük Israil proje- sinin ilk örneklen vardı! Hantalarda, Israil sınırlan- nın Türkiye'nin önemlı bır bölümünü, Sunye'yi, Irak'ı kapsadığı görülüyordu. Yanı, bu BOP hesa- bı hayaii bir konu değil. Yıllardır hazırlanan bır komplo!.. Sendikalann Trilyonlan, Denetimi... Sendikalann üyelerine yeni beceriler kazandıracak eğitim vermek, onlara ve ailelerine sosyal hizmetler götürmek, kamunun sunduğu yetersiz sağlık hizmetleri yanında ek sağlık hizmetleri ve sosyal güvenceler vermek yerine, gereksiz taşınmazlar edinmesi, lüks oteller ve üyenin yararlanamadığı dinlence merkezleri açmasınm, taslaktaki bu önerinin temel nedenini oluşturduğu sanılmakta ve sendikalann parasal harcamalannı, daha sorumlu ve işçi yaranna yapmaya zorlanması düşüncesi öne çıkmaktadır. Yard. Doç. Dr. Engin IJNSÂL Maltepe Ümversıtesı Hukuk Fakültesi 2 821 sayılı Sendikalar Yasası'nm 23 maddesı üyelenn sendıkaya ödeyece- aylık ödentının bır günlük çıplak ücretınden fazla olamayacağını belır- lemıştır. Ülkemızde sendıka üyesı ış- çi sayısının yaikJaşık olarak 750 000 olduğunu varsayarsak ve sendıkalı işçilerın ortalama gün- lük çıplak ücretının 25 mılyon lıra olduğunu kabul edersek sadece bir ayda sendika kasala- nna gıren paranın 18 750 tnlyon lıra olduğunu görürüz. Bu tutar neresınden bakılırsa baJalsın çok büyüktür ve bu paranın sorumlu sendıka yö- netıcılen tarafından. ışçı yaranna, Roma huku- kunun temel bir kuralı olan bonis patris famiüa (ıyı bır aile babası) ölçütü gereğı yonetılmesı ge- rekır. Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) 1948 yılında kabul ettığı ve ülkemızın 1993 tanhın- de onayladığı 87 sayılı sözleşmenın 3. madde- sı gereği sendikalar tüzük ve ıç yönetmelıkle- nnı düzenlemek, temsılcılennı dzgürce seçmek, yonetım ve etkınlıklennı düzenlemek ve ış prog- ramlarını belırlemek hakkına sahıptır Bu ılke gereğı sendikalann yönetsel ve parasal denetım- lennın kendı üyelen tarafından yapılması asıl- dır. 12 Eylül üriinü tepkı yasası olan 2821 sayı- lı yasanın, 47. maddesınde devletın sendikalar üzennde parasal ve yönetsel denetım hakkını ka- bul etmesı, ILO tarafından 87 sayılı sözleşme- ye aykın bulunmuş ve bu hüküm 4277 sayılı ya- sa ıle 1997 tanhınde yasadan çıkanlmış ve sen- dikalann denetimi genel kurullarda seçılen de- netleme kurullanna ve denetçılere bırakılmış- tır Şmıdılerde 2821 sayılı Sendikalar Yasası ve 2822 sayılı Toplu îş Sözleşmesı Yasasf nın de- ğıştınlmesı gündeme geldığınden. Çalışma Ba- kanlığı, oluşturduğu bır bılım kunılundan bu ıkı >asanın değışıkhk taslağını hazırlamasını iste- mıştır Kurulun hazırladığı taslak sosyal taraf- lara sunulmuştur Maltepe Ünıversıtesı'nın Fn- ednch Ebert Vakfı ıle ortaklaşa düzenledığı bır etkınlıkle bu ıkı taslak tartışmaya açılmıştır 15 Mayıs 2004 tanhınde yapılan bu etkınlıkte ıl- gınç görüşler ortaya çıkrnış, bılun kurulunun ha- zırladığı tasanlar cıddı eleştınlenn hedefı olmuş- tur. Sendikalar Yasası'nda değışıklık öngören tas- lağın 14. maddesı. sendıka ve konfederasyon- lann gelır ve gıderlennın, yıllık dönemler ha- linde sendıka denetım kurullan \e denetçılerı yenne, yemınlı malı müşavırler tarafından de- netlenmesını ongormektedır Toplantıya katı- lan konfederasyon başkanlan bu öngöriiye şıd- detle karşı çıkmışlardır Onlara göre böyle bır hükum 87 sayılı sozleşmeye aykındır Sendika- lann ıç ışlenne haksız bır kanşmadır ve kabul edılemez bu- önendır. Oysa böyle bır önennın yapılmasının nedenı sendikalann parasal kay- naİdannın yönericılerce kötü kullanıldığına ılış- kin gözlemlerdır Sendikalann üyelenne yenı be- ceriler kazandıracak eğitim vermek, onlara ve ailelenne sosyal hizmetler götürmek. kamunun sunduğu yetersiz sağlık hızmetlen yanında ek sağlık hızmetlen ve sosyal güvenceler vermek yenne. gereksız taşınmazlar edinmesi, lüks otel- ler ve uyenın yararlanamadığı dinlence mer- kezlen açmasının, taslaktakı bu önennın temel nedenini oluşturduğu sanılmakta ve sendikala- nn parasal harcamalannı daha sorumlu ve ışçı yaranna yapmaya zorlanması düşüncesi öne çıkmaktadır Konfederasyon başkanlannın karşı çıktığı başka önemlı bır konu. toplu ış sözleşmesı yap- ma yetkısıyle ılgılıdır Yürürluktekı yasada bır sendıkanın toplusözleşme yapma yetkısı ala- bılmesi içın, hem ışkolunda çalışan ışçılenn yüzde onunu ve hem de sözleşme yapmak ıste- dığı ışyen veya ışyerlennde çalışanlann yandan bır fazlasını üye yapmış ohnalan gerekmekte- dır. Taslak bu ıkılı barajı kabul edıyor, fakat ış- kolu düzeyınde yüzde on olan barajı yüzde be- şe çekıyor. Konfederasyon başkanlan ışkolu ba- rajının kaldınlmasını, ışyen barajının da yüzde otuzdolaylannaçekılmesını ıstıyor DfSK'ın ge- nel başkanı ıse yetkı sorununun ışçının oyuna başvunılarak (referandum yöntemı ıle) çözül- mesını ıstemektedır. Toplantı boyunca konfederasyon başkanlan- nın, sendikalann bırleşerek güçlenmesı, kayıt dı- şı ekonomınin kayıt altma almması. alt ışveren- lenn toplusözleşme düzenınde sorun yaratma- sı, toplusozleşmelenn teşmılı. sendikalann sı- yaset yapması gıbı konulara hıç değınmemesı dıkkat çekmıştır. Noter gıderlennın ışçi ve sen- dika ıçın ağır bır yük oluşturmasma, ış mahke- melennın y asalardakı snrelere uyamaması ve ka- rarlann gecıkmesıne neden olmalanna değınme- len ve ormanın tümünü lcucaklayamamalan sendıkacılığımızın geleceğı açısından umut kı- ncı olmuştur. Çalışma Bakanı'nın konfederasyon başkan- lanna "Sizbutasanüzerindearanızda temel bir anlaşmaya vann, aynnülan ben çözümlerinT de- mesuım. başkanlan bır temel uzlaşma konumu- na getırmedığını gozlemlemek başka bır umut- suzluk nedenı olmuştur 2821 ve 2822 sayılı ya- salann değışıklık tasanlannın TBMM'de görü- şülmesı sırasında. tıpkı 4857 sayılı İş Yasası'nın görüşülmesı sırasmda yaşandığı gıbı, her kon- federasyonun kendine uygun değışıklık önen- len verdıreceğı ve konfederasyonlar arasında ya- şanacak bu uyumsuzluk yanşı sonunda, ortaya ülkemızde güçlü sendıkacılığın kurulmasına katkısı olmayacak ıkı yasanın çıkmasından en- dışe edılmektedır. Toplantıya katılan ve taslaklan hazırlayan bı- lun kurulunun üyesi olan Prof. Dr. Metin Kutal yaptığı konuşmada çok önemh bır konunun al- tını çızmış ve demiştir ki, "Sizler her şeyi yasa- lardan beldhorsunuz. Eğitim vapmıyorsunuz, üye kazanmakiçin çaba harcamıyorsunuz,siyasetyap- mıyorsunuz, iktidara kim geiirse ona şirin gözük- mek için aranızda yanşıyorsunuz. Bunlan bıra- kın, Oyeierinizi eğitin, sendikalan çekim merke- zi yapın ve yasalarda hiçbir engel yok açıkça si- yaset yapın ve bu yoldan güçlü sendikalan oluş- turmanm voUannı arayın." Bır bılim adamrnın aÜaşlanacak bu sözlen tüm sendıka yonehcılennın kulağına küpe olmalıdır. Gerçekten de sendıka yonetıcılen bugune ka- dar her şeyı yasalardan beklemışler ve elde et- mışlerdır. Yasalara dayalı. yasalann sağladığı ra- hatlıkla sendıkacılık yapmak alışkanlık halıne gelmiş ve yonetıcılen bırer hanka tembel yap- mıştır. Oysa yapmalan gereken o kadar çok şey, omuzlanna yüklenmış o kadar çok yenı sorum- lulukvarkı Türkıye'nınıçınesuruklendığıeko- nomık ve sıyasal bunalımda bıle sıyaseten yö- nünü belu-leyememış sendikalann çok büyük ku- suru ve payı vardır Hele AKP'nın sıyasetı dın- sel tabana yayma gınşımlen karşısında, sendi- kalar suskunluklannı ve üstüne ustlük AKP'ye şınn görünme yanşını sürdürurlerse bır gün sendikalann da yok edıldiğını görmelen kım- seyı şaşırtmamalıdır. Kayırma, îsraf ve Yerel Kuruluşlar... Prof. Dr. Nuri TORTOP Başkent Üm. lleîişım Fak. Öğr. Üyesi aynakların tasar- örgütsel ve toplumsal yaşa- n sınırsız ve bunlan karşı- mımızın sağlıklı olmasın- da da o düzeyde önem ta- şımaktadır. Insanlann kı- şısel olarak gereksinımle- Kİruflu kullanılması . ve ısraf edılmeme- sı, ınsanlann kışısel yaşam- lannda ne kadar önemh ıse, Şarin, destaıun ve insaıun buluştugu noktada Nihat Behram yakın tarihle hesaplaşıyor! Osmanlı'nın Ermenileri, Ermenilerin Türkleri kıyımı; kıyımların öksüz ve yetim bıraktığı çocuklann dramı. Genç cumhuriyetin yükselişi ve düşüşü... Behram, şiirden süzülmüş bir dil ve destansı bir solukia yaşadığı çağla hesaplaşıyor. Anlattığı her şey inanılması güç, ama bir o kadar, yaşanmış, yaşanmakta olan gerçeklıkler. Bir ömrü bir solukta dışa vuran, bir solukta okuyacağınız bir roman. layacak olanaklar sınırlı- dır De\ letın de kışılenn ol- duğu gıbı, yapmak ıstedı- ğı hizmetler ve gereksınım- ler sınırsız, buna karşılık bunlara yanıt verecek kay- naklar sınırlıdır. Bu sırursız gereksınmelen karşılamak, planlı programh ve tasarruf kurallanna uygun hareket etmek gerekır. Eğer bu ku- rallar ve alışkanlıklar kışı- ler düzeyınde \e yerel dü- zeyde gehştinlır ıse. ulu- sal düzeydekı gınşımlerde ve kararlarda da başanlı olunabılır. Öncekı yülarda, merkez- den yönetımın gehştınhne- sı ve hızmetlenn merkez- den yönetun kuruluşlan ta- rafından yürütülmesıne bü- yük önem venliyordu. Bu- gün üzennde durulan özel- leştume yöntemlen yen- ne, ulusaflaşürma > anı hiz- metlenn deviettarafindan, (merkezi ıdare kunıluşlan tarafından) yıirütülmesı üzennde duruluyordu. Artık günümüzde mer- kezı kuruluşlar tarafından hızmetlenn yürütülmesı. ekonomik bulunmamakta- dır. Kaynaklann, merkezi yönetimler tarafından ıyı kullanılamadığı ve israf edıldığı üzennde dumlmak- ta ve bunun ıçın özelleştır- me uygulamalanna hız ve- nhnektedn". Ülkemızde de benzer akımlara hız venl- diğını ve bütün sıyasal par- tıler tarafından aynı görüş- lerin paylaşıldığını görü- yoruz Gerçekten uygulama ve geçmiş deneyler göstermiş- tir ki, hiznıetlerin bir mer- kezden yüriitülınesi,karar- lann merkez organlan ta- rafından alınması, ka\ır- macıhğa \esavıırganbğa >ol açmaktadır. Işın mtelığıne göre eleman alma ve seç- me yenne, gereksınme ol- madığı halde adama iş but- mayollanna gıdılerek kay- naklar ısraf edılmektedır. Yerel düzeyde demokratık yöntemlerle karar oluştur- mamn sayısız yararlan var- dır. Hem ısabetlı, çabuk karar alma olanaklan var- dır ve aynı zamanda bu yön- tem sayesınde doğru ve ısa- betlı karar alarak hizmetle- ri, zamandan tasarruf ede- rek en ekonomik bıçımde yürütme olanaklan vardır. Sosyal adalet ve hızmet- lenn tarafsızlık ılkelenne gore yürütühnesı olanak- lan yerel yönetunler saye- sınde gerçekleşunlebılmek- tedır. Yurttaşlar, yerel dü- zeyde bırbırlenne saygı gös- tererek sorunlannı tartış- mayı ve çözum onenlen bulmayı öğrenmektedır. Böyle bir yöntem ulusal düzeyde de demokrasıde başanh olmanın yollannı açmaktadır. Yennden yö- netun değışık, çeşıtli halk beklentilennın değerlendı- nlmesınde önemlı bır yarar sağlar. Bırçok ülke, yerel ve bölgesel kuruluşlar ara- suida gelır durumu, sosyal ve etruk yapı yönünden ba- zı farklılıklar vardır. Bun- lann en ıyi bıçunde değer- lendınlmesı ve duruma gö- re önlemler ahnması, en ıyı ve sağlıklı bıçımde yerel ve bölgesel kuruluşlar tara- fından gerçekleştınlebılır. Zaten vatandaşlar da yerel yönetımlen kendılenne da- ha yakın ve sorunlanna da- ha çabuk ve etkılı çözüm- ler üretebılecek kuruluşlar olarak görür Bu- başka yonden yerel yönetimler, yerel kışısel girişimlen en ıyı biçimde değerlendırebılırler Budu- rum, çeşıtli ülkelerdekı ka- mu giderlen tutarlan kar- şılaştınldığında açık ola- rak görülebılır. Gerçekten gehşmış ülkelerde yerel yö- netimler kamu gıderlennin yüzde kırk ıle >ıızde yetmı- şını harcadıklan halde, ge- lışmekte olan ülkelerde bu harcamalar yuzde yırmı ve yüzde üçlere kadar düş- mektedır. Yerel yönetimler, genel olarak sıvıl toplum orgut- lenni harekete geçırmek ıçın çok önemlı bır araç olarak değerlendınlmekte- dır Yerel yonetımler güç- lendınldığı oranda sıvıl top- lum kuruluşlannın gınşım olanaklannı da arttırmak- tadır Böylece demokratık gelışmede çoğulculuk akımlan da güçlenmekte- du- Yerel yönetunler, sıvıl toplum orgütlennın gelış- melerını kolaylaştırmak, yerel polıtıkacılann etkın- İık alanlanıu ve yönetsel uygulamalannı genişlet- mekte önemlı rol oynamak- tadırlar Ömeğın yerel mev- zuatla ılgılı kurallar ve usul- ler sıvıl toplum kuruluşla- n ve gönüllü öbür kuruluş- lann faalıyetlerıne engel oluşturabilır. Bu durumlar- da yerel kuruluşlar yerel düzeyde toplantılar düzen- leyerek bu kuruluşlann gö- rüşlerinı usullere uygun ola- rak açıklamalanna ve kamu sıyasetını etkılemelerine yarayacak firsatlar yarata- bılır. Aynca, vatandaşlan etkılemeye yönelık danış- ma kurullan oluşturularak özel kuruluşlarla ışbırhği sağlanması kamusal haber ve bilgilere ulaşıhnak sure- tıyle sml toplum örgütle- rinin yeteneklenne katkı- da bulunmak olanaklan ya- raolmış olacaktır Zaten ye- rel yönetunler sıyasal ku- ruluşlar olarak sıvıl toplum örgütlennı desteklemekten yana tavir koyarlar ve bu ko- nuda her türlü olanaklan yaratmak ısterler. Yerel yö- netunler sıvıl toplum ör- gütlenrun maddı ve mane- vı desteklenru alarak yerel düzeyde daha başanlı hız- metler vermek olanaklan- na kavuşabılirler. Gelecek ile ılgılı planla- nn yürütülmesuıde kaynak- lann en tasarruflu biçunde değerlendınlmesı büyük önem taşunaktadır. Insan, para, malzeme ve yer gıbi öğelenn, en ıyı biçimde kullanıhnası ve en az dü- zeyde kullanılarak en çok ürün ahnması temel ılke ol- malıdır. Toplumun en önemlı sorunu kaynakla- nn ısrafı sorunudur. Her şeyden önce toplum- dakı savurganlıkla müca- dele edılmelıdır. Ülkelenn hızlı kalkınması, çok ıyı hazırlanmış brr planlama- ya v e ıyı bır yönetıme bağ- lıdır îyı yonetım, planlanan ışlenn öngörülen süreler ıçınde, adım adım gerçek- leştınhnesı ıle sağlanabı- hr Bu alandakı gecüaneler, ülkenın bazı sJanûlarla kar- şı karşıya kahnasuıa neden olabılrr Bunlardahaonce- den planlandığı bıçımde yapüinay a başlanmazsa, la- sa sürede sonuç almamaya- cağı ıçın bazı sıkıntılarla karşılaşılabılır. PENCERE Bush Gelecekmiş... Ayşekadın fasulye, patlıcan, biber, domates vesaıre pahalanmış; kapının önüne kamyonetıy- le gelen satıcıya da bir haller olmuş... Sordum: - Neden birdenbire fiyatlar yükseldi?.. - Abı, dedi, haberin yok mu?.. Yüzüne baktım.. Ekledı: - Bush geliyor.. Dostlar arasında bir yemekli toplantı yapacak- tık; yen ve tarihi konuşuluyordu; ıçimızden biri uyar- dı: - Bush'un gelişinden önce olsun!.. - Neden?.. - Çünkü istanbul'da kıyamet kopacak!.. NATO Zırvesi bu ayın sonunda gerçekleşiyor; ama, önemli değil... Önemli olan ne?.. - Bush geliyor.. Taksi şoförii: - Abi, diyor, ben arabayı garaja çekecegım, Bush Istanbul'a ayak bastı mı çaiışılmaz... • Bush 20 özel limuzınle birlikte gelecekmiş; Başkan İstanbul'da bulundukça, şehrin üstün- de sürekli AVVACS'lar uçacakmış; polisin alarma geçmesi yetmiyor, 30 bın güvenlik göreviisı az ge- liyor, bırde Amerika'dan gelecek özel araçlar, sı- lahlar, siviller, attığını vuran, vurduğunu parçala- yanlar varmış... Yettı mı?.. Yok canım, denız güvenlıği için Istanbul Boğa- zı'na da el konuyor, geçışlertam denetim altına ahnıyor, Dolmabahçe ve Çırağan önünde çılgın önlemler alınıyor, şehnn büyük bır bölümü 'gü- venlık alanı' ılan edılıyor; kımi sokak, cadde, mey- dan trafığe kapatılıyor, araçlar bir yana, kımı böl- gelerde beton ve çelik bariyerterte yayalara da yasak konuyor, trafik donduruluyor... Bush gelıyormuş.. Karada, havada, denızde.. Her zaman ve her yerde.. Bush'u güvenceye almak için şehirve insan cen- dereye alınıyor... Adı açıkça konmamış; ama, bır seferberiık ilan edilıyor Bush'u korumak için... • Pekı, bu ne?.. Saltanat mı?.. Güç mü?.. Korku mu?.. Ürkü mü?.. Kâbus mu?.. Bush bütün dünyaya egemenlık taslarken, bir- kaç gün için konuklamaya geleceğı Istanbul'a de- li gömleğıni gıydirmek akıl kârı mı?.. Başkan'ın Turkıye gezısı ABD'nin nereden ne- reyesürüklendiğını anlayıp vurgulamak bakımın- dan bır çarpıcı gösterge ışlevı görüyor... Artık yerkürede George'un rahatça dolaşabileceği bir cografyayok!.. • Sebzeciye dedim ki: - Tart bakalım şuradan bır kilo ayşekadın... Gözüme baktı: - Abı, türbanlı mı olsun, türbansız mı?.. Zerzevatçılar da sıyasette devreye girdiler; ya- nıt verdim: - Ucuzundan tart, kartlaşmış olmasın!.. RlHISL KlLTlI VESANATVAkFl İZLENCE 1 . Bölıını • Rııbi Sf'nun Sesmden 'Merhak" I • Sa\4amlarla 'RulıiSU Tûrkikri-1 * EsiN AFŞAR • Rufcı S l DosıUr Korosu I * ONUR ARIN CıılttiB GOKALP ı •».-*.• ı« mâttmlerttıı'ı .V Hcns (tmırjsı in ?&vıt krşaw:4 x :i 9Haziran2004 Çarşamba Saat 20.00 Kadıkoy Halk Eğitim Merkezi PIYANO OGRETMENI LEYLA PAMİR f Başvuru için: (0216) 336 54 64 ,1 PMMMM I!I !>' • Türkiyem Çileli Güzelim Denız tutkunu, denızcı yazar OKTAY SÖNMEZ'ın özgün şurleri İsteme Adresi: Setustu No 35 Kabataş Tel: 245 3S 72
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle