19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 HAZİRAN 2004 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA J V L J J L J J . LJ M\ kuKur® cumhuriyet.com.tr 15 UYCARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCİ Kailtürel miras için kol kola giren belediyeler, yeni birlik yönetimlerini belirleyecekler Tarihi kentlerde 'seçim'var... Kaıruluşunun 4. yılında 123 beledi- yeyle yoluna devam eden Tarihi kentler Bırlıği'nde (TKB) "nöbet değişimi" var... 28 Mart 2004 yerel seçimleriyle göreve gelen belediye başkanlan ve meclis üyeleri, 05 Haziran 2004 Cu- martesi günü Bursa'da yapılacak TKB Meclisi toplantısında yeni baş- kanı ve encümen üyelerini seçecek- ler... Yıllann özlemi olan "kültürel mi- rası sahiplenen belediyeciliğin" duygu ve eylem birliğini yaratan TKB, kısa ama önemli bir geçmişe sahip. Türkiye'nin de kuruculan arasın- da yer aldığı Avrupa Konseyi, 2000 yılındaki 50. yıldöniimü için "Avru- pa: Bir Ortak Miras" kampanyası başlatmıştı. Aynı amaçla 7-8 Ekim 1999 tarihinde Strazburg da yapılan "Avrupa Tarihi Kentler Birliği" kuruluş toplantısında da ülkemizi Bursa Büyükşehir Belediyesi tem- sil etmişti... Kültür Bakanlığı, Strazburg'da alınan kararlar ışığında 'Türkiye Ta- rihi Kentler Birliği'nı kurma göre- vini de Bursa'ya verdi. lçişleri Ba- kanlığı'nın etkin desteği ve Mimar- lar Odası ile ÇEKÜLün katkılany- la başlanan çalışmalarda yurt düze- yinde çağn yapılarak 22 Temmuz 2000 günü Tayyare Kültûr Merke- zi'nde 'Tarihi Kentler Birliği Tanı- tım Toplantısı' düzenlendi. Gündemi sadece "bilgilendirme ve hazııiık" olarak belirlenen toplan- tı öylesine coşkuluydu kı yeni bir bu- luşmaya gerek duyulmadan "kuru- luş bildirgesi" ilan edilerek TKB'nin gerçekleşmesi sağlandı. Dönemin lçişleri Bakanı Sadettin Tantan da unutulmaz desteğini, aynı toplantıya katılan 12 ıl valısını, 54 belediye baş- kanını ve Mimarlar Odası ile ÇEKÜL temsilcilerini "kurucular kurulu" ilan ederek başlatmış oldu... Aynı toplantıda alınan ve 4 yıldır TKB'nin adeta "anayasası" olarak çalışmalara yön veren en temel karar ise şöyleydi: "Ülkemizi dünyada ve Avru- pa'da farklı ve ayrıcalıklı kılan en önemli ve eşsiz özelliğimiz, başka hiçbir ülkede bulunmayan ve elde edilmesi de mümkün olmavan ta- rihsel, kültürel ve kentsel mirası- mızın zenginliğidir." Bu zenginliğin korunarak 21. yüz- yılı "kimlikli kentlerle" yaşamak ve Avrupa ailesinde de kültürel değerle- nni yitirmemiş "saygın bir üye" ola- rak yer almak hedefinde en önemli sorumluluğun "yerel yönetimlere" düştüğü vurgulanan TKB Kuruluş Bildirgesi'nde de "Tarihi Kentler Birliği, işte bu ulusal ve evrensel so- rumluluğun etrafında birleşme ve bütünleşme sürecini başlatmakta- dır" denilmekteydi... Türklye bulusmatarı TKB'nin böyle başlayan yürüyü- şünde, hemen her 3 ayda bir Bur- sa'da, Nevşehir'de, Antalya'da, Kars'ta, Antakya'da, Tokat'ta, Şan- lıurfa'da, Kayseri'de, Talas'ta, Edirnede, Ankara'da, Beypaza- n'nda, Safranbolu'da, Kastamo- nu'da, Bartın'da, Amasra'da, Van'da, tzmir'de, Isparta'da, Yal- vaç'ta, Sıvas'ta.. yurdun tüm yörele- rinden belediyecilerin, sivil toplum kuruluşlarının, aydınlann ve kamu yöneticilerinin katılımlanyla "Tür- kiye Buluşmalan" gerçekleştırildi. Her biri farklı temalarda bilimsel toplantılarla ve tarihsel çevrenin ko- runmasına yönelik proje ve uygula- ma sergileriyle bir "okul" gibi ger- çekleşen bu buluşmalara Cumhur- başkanımız Ahmet Necdet Sezer de ya katılarak ya da mesajlanyla sü- rekli desteğini verdi. Birliğin yayın organı olarak 3 ay- da bir çıkan "Yerel Kimlik" dergisi ise tüm çalışmalann ve değerlendir- melerin belgelendiği bir "ders kita- bı" niteliğiyle, TKB yürüyüşünün "seyir defteri" işlevini üstlendi. Bir- liğe üye belediyelerdeki tarihsel do- kulann yaşatılmasını amaçlayan ça- lışmalan desteklemek için yine 4 yıl- dır düzenlenen "TKB Ödülleri" kapsamında da yerel yönetimlerin bu alandaki proje ve uygulamalan özen- diriliyor... KASTAMONU'DAN StVAS'A DÖRT YIL... Tarihi Kentler Birliği'nin kuruluşu öncesindeki ilk toplantılardan biri de 1999'da Kastamonu'da yapılmıştı (iistte). Dört yıl yurdun dört bir yanında süren 'Türkiye Buluşmaları'nın sonuncusu ise 2004'te Sivas'ta yapıldı (solda). Işte böylesı bir beraberliğin, yeni dönemdeki yöneticileri için cumarte- si günü Bursa'da seçim yapılacak. TKB'nin şu ıki temel ilkesi, bundan sonraki çalışmalarda da aynı coşku- nun güvencesi olacak: Siyasi tarafsıziık: TKB, belediye- ciliğin toplumsal özünü ve kültürel mirasın ulusal ortakhğını temel ala- rak, siyasi partilere ve farklı siyasi görüşlere bağlı kimliklerin öne çıkar- tılmadığı bir beraberliktir. Tek ve te- mel amaç ülkenin ve kentlerin kimlik değerlerini birlikte yaşatmaktır. Toplumsal işbirliği: Tüm çalışma- lar, aynı amaca bağlı kamu, özel, si- vil ve yerel kuruluşlarla gönüllü ama kurumsallasmıs bir işbirliği içindeyü- rütülmekte, meslek kuruluşlan ile akademik kathlarm bilimsel rehber- liği esas alınmaktadır. TKB'de işte bu ılkelere bağlı ola- rak "uygarhk değerlerimizi koru- ma ve yaşatma" bayrağını devrala- cak yeni yönetime şimdiden başanlar diliyoruz... TKB'nin 2000-2004 Dönemi Yönetimi Tarihi Kentler Birliğf nin kuruluşundan bu yana 4 yıldır görev yapan yönetim kadrosu şu ısımlerden oluşuyor: Erdoğan BİLENSER - Başkan (Bursa B. Şehir Bel. Başkanı'ydı.) Dr. Bekir KUMBUL - Başkanvekili (Antalya B. Şehir Bel. Başkanı'ydı.) Ahmet BAHÇIVAN - Encümen Üyesi (Şanlıurfa Bel. Başkanı'ydı.) Cengiz YARJNATOPU - Encümen Üyesi (Edirne Bel. Başkanı'ydı.) Naif ALİBEYOĞLU - Encümen Üyesi (Kars Bel. Başkanı) Orhan SA\' - Encümen Üyesi (TalasBel Başkanı'ydı.) İrisŞ. ŞENTÜRK-Meclis 1 Başkanvekili (Antakya Bel. Başkanfydı) Mehmet OSMANBAŞOĞLU - Meclis 2. Başkanvekili (Ağırnas Bel. Başkanı) Saniye ÖZ - Genel Sekreter (Encümen Üyesi) Cavit ÇALl - Sayman (Encümen Üyesi) Ayşe KAYA - Seİcretarya (Bursa) DANIŞMA KURULU Prof. Dr. Metin SÖZEN - Dan Kur Başkanı (ÇEKÜL Vakfi Başkanı) Oktay EKİNCİ - Yük. Mimar/Genel Danışman Prof. Dr. Cevat GERAY - Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ruşen KELEŞ - Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ülkü AZRAK - Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Zekai GÖRGÜLÜ - Danışma Kurulu Üyesi Av. Derviş PARLAK - Danışma Kurulu Üyesı Fikret TOKSÖZ - Danışma Kurulu Üyesi Kayhan KAVAS - Danışma Kurulu Üyesi Şef Ulrich VValddörfer yönerimindeki topluluk. Aya trini'de Carl Orff 'un başyapıtı 'Carmina Burana'yı yorumladı. Bosch Müzik Grupları Türkiye'de Kültür Servisi - Senfoni orkestrası, koro ve tiyatro topluluğundan oluşan Bosch Müzik Grupları îstanbul Aya tnnı'de Carl OrfTun başyapıtı Carmina Burana'yı yorumladı. Şef Ulrich VValddörfer yönetimindeki topluluğun büyük ilgi gördügü gösteride Bosch Bursa fabrikası çahşanlannın oluşrurduğu tiyatro grubu ve Adapazan Çocuk Korosu da görev aldı. Toplam 280 sanatçının gösteride, soprano Gudrun Ingimars ve tenor Thomas Tröckens gibi ünlü isimler de konuk sanatçı olarak yer aldılar. Genls bir repertuvar... Bosch Müzik Gruplan, gösterilerini îstanbul'un ardından Bursa ve Izmir'de de sahneleyecekler. 1934 yılında Bosch'un merkezinin bulunduğu Almanya'mn Stuttgart kentinde kurulan Bosch Müzik Gruplan, Bosch çalışanlanndan oluşuyor ve kurumsal etkinliklerde sahneye çıkıyorlar. Geniş bir repertuvara sahip olan Bosch Müzik Gruplan, Carmina Burana'nın yanı sıra Bach, Beethoven, Bizet, Brahms, Chopin, Grieg, Haydn, Mozart, Rachmaninov, Schubert, Schumann, Sibelius ve Strauss gibi bestecilerin yapıtlannı da yorumluyor. Bugüne kadar Bosch'un bulunduğu birçok ülkede konserler veren topluluk, Türkiye'nin tarih boyunca birçok kültüre kucak açmış topraklar üzerinde kurulu olması, Türk insanının sıcak ve konuksever yapısıyla Türkiye'de çeşitli alanlarda etkin olan faaliyet gösteren Bosch Grubu şirketlerinin büyük başan göstererek stratejik önem kazanması nedeniyle 2004 turnesi için Türkiye'yi tercih etmiş. 14 yaşmdaki Emrecan Yavuz'un hedefi dünya sanatçısı olmak Piyanonun harika çocuğu... İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Türki- ye'nin "harika çocukla- n " arasında sayılan Em- recan Yavuz, dünyaya adını duyurmaya hazırla- nıyor. 14 yaşmdaki Ya- vuz, iyi bir besteci ve pi- yanist olmak istiyor. Müziğe ilgisi küçük yaşta başlayan Yavuz, Arkas Eğitim ve Kültür Vakfı'nın desteğiyle Ber- lin 'de Carl Philip Emanu- el Bach Musikgymnasi- um'da eğitim görüyor. 2001 yılında "Uluslara- rası Mavi Kuş Müzik Yarışması"nda kendi yaş öbeğinde birincilik kazanan ve "en iyi çağ- daş yapıt yorumcusu" olarak Seçici Kurul Özel Ödülü'nü alan Yavuz'un bestelerinden oluşan ki- tapçık, Çaykovski Müze- si'nde sergileniyor. 1998 yılında "harika çocuk- lar" arasına alınan Ya- vuz'un 22 bestesi bulu- nuyor. 9 yaşından bu yana profesyonel olarak piya- noyla ilgilenen Yavuz, verdiği konserlerin sayı- sını anımsamıyor. Yavuz, ilk başlarda kendini mut- lu etmek için piyano çal- dığını, ancak şimdi so- rumluluklannın arttığını belirtiyor. Kendisine ve- rilen desteğin öneminin farkında olan Yavuz, "Kısa vadede önümde önemli bir konser var. Yarışmalara katılaca- ğım. Ancak uzun bir sü- reçte çok iyi bir besteci ve piyanist olnıayı he- defliyorum" diyor. Besteci Kimlik... Besteci kimliğini ön plana çıkarmak istediği- ni belirten Ya\ r uz, birçok sanatçıyı örnek aldığını söylüyor. Kendisine bir sentez oluşturmak istedi- ğini vurgulayan Yavuz, "tdil Biret gibi her an konsere hazır olmak, Fazıl Say gibi dinamik- liği ve coşkunluğu his- setmek istiyorum" di- yor. Yav uz, 8 Haziran günü saat 20.30'da İzmir Sa- nat'ta Izmirli müzik- severlerle buluşacak. Selçddu Sarayı'na yardım • KONYA (AA) - Topkapı, Edirne ve Yıldız gibi Osmanlı saraylanna mimari açıdan öncülük eden ve Şelçuklu dönemi yapıtlanndan olan Kubadabad Sarayı, restorasyon için destek bekliyor. 18 Mart Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rüçhan Ank, Konya'nın Beyşehir ilçesi sınırlan içinde yer alan Kubadabad'ın, küçük ve büyük saray bölümlerindeki kazı çalışmalannm sona erdiğini ve restorasyon aşamasına gelindığini söyledi. Ank, dünyada Şelçuklu döneminden günümüze gelebilmiş tek saray olan Kubadabad Sarayf nın ilgisızlik nedeniyle tahrip olduğunu vurgularken restorasyonun, dönemi bilen bir ekip tarafından yapılması gerektiğini belirtti. ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Mehmet Ulusoy'la Çalışmak... Bugün Cumartesi, 29 Mayıs. Perşembe yazımı bugünden yazacağım. Çünkü bugün, yaşamımın en sıra dışı karşılaşmalarından birinin sonucunu verdiği gün. O yüzden yazım da, okurlara bugün ulaşmasının olanaksızlığına karşın, yine de bugün kaleme alınması şart olan bir yazı. Mehmet Ulusoy, aslında çocukluk yıllarıma ait bir ad. Moda'da ilkokula gittiğim sıralarda, 7-8 ki- şilik "çetemizin" reisi, Mehmet Ulusoy'du. Ne amaçla ve neye özenerek kurmuştuk bu "çete- yi", şimdi asla anımsamıyorum. Ama toplantı ye- rimiz, Cem Sokağı'ndaki kilisenin küçük arka bahçesiydi. Eğer belleğim beni yanıltmıyorsa, bir ara kendimize ağaç dallarından bir "karargâh" da yapmıştık. O yılların Mehmet Ulusoy'u daha o zamandan yakışıklılığıyla dikkati çekmeye başlamış, ama gerçek bir hanımefendi olan rahmetli annesini de yaramazlıkları ile bezdiren bir yeniyetmeydi. An- nesi, bu yaramazlıklardan ötürü sık sık benim an- neme dert yanardı. Sonra yollarımız ayrıldı. Yıllar sonra adını yeniden duyduğumda Meh- met Ulusoy, artık uluslararası üne sahip bir tiyat- ro adamıydı. Çetemizi yöneten haşarı çocuk, sah- nelerin genç yönetmeni olmuş, tüm heyecanını önüne geçilmez bir sanat tutkusuyla yaşamını adadığı tiyatroya taşımıştı. Onu. bir efsane gibi dinliyor ve izliyordum. Ama hiç karşılaşmamıştık. Kırk yılı aşkın bir sürenin ardından ilk karşılaş- mamız, geçenlerde Maya Sahnesı'nin fuayesin- de gerçekleşti. O gece bu karşılaşmanın nelere gebe olduğunu ikimiz de bilmiyorduk. Bu konu- da ilk işareti sevgili Erdal Öz'den aldım. Mehmet Ulusoy'un kafasında uzun süredir Erasmus'la il- gili bir projenin olduğunu ve bu amaçla kendisi- ne benim Stefan Zvveig'dan çevirmiş olduğum "Rotterdam'lı Erasmus'un Zaferi ve Trajedisi" başlıklı biyografiyi verdiğini söyledi. Sonra Mehmet Ulusoy'un bu proje konusunda benimle çalışmak istediğini söylediği telefonu gel- di. Bugün saat 13'te, Göztepe'deki evinde buluş- mak üzere sözleştik. Kapıda Mehmet, Füsun ve karakedileri Şeytancık, beni birlikte karşıladılar. Duvarları Kuzgun Acar'ın eşsiz maskiarının ve tavanlara kadar uzanan kitapların kuşatmasında- ki salonda hiç yabancılık çekmedim. Asıl konu- ya, sanki çalışmamız çok önceden başlamış gibi girdik. Mehmet, Erasmus'un "Deliliğe övgü" ad- lı başyapıtını çıkış noktası alacak bir proje çerçe- vesinde, Batı hümanizminin kurucusunun yaşa- mını, düşüncelerini, özellikle de düşünce mirası- nın bugüne olan uzantılarını sahneye getirmeyi amaçlıyordu. Bana önerisi ise bu projede birlikte çalışmamızdı. Bir yanda okumaya ve çevirmeye başladığım- dan bu yana edebiyatına, düşüncelerine hep hay- ranlık beslediğim Stefan Zweig ve onun çevirme- ye doyamadığım Erasmus biyografisi, öte yanda ise Mehmet Ulusoy gibi bir tiyatro tutkunu ile böy- le bir çalışma atmosferini sonuna kadar paylaş- ma fırsatı - kesişme gerçekten müthişti. Stefan Zweig'ın, son yılları için "bütün yalnızlar gibi öz- gür ve bütün özgüıier gibiyalnızdı..." diye tanım- ladığı Erasmus'u, Rönesans'ın yetiştirdiği bu en büyük düşünürü bugünün sahnesinde yeniden canlandırma onurunu, bugünün tiyatrosunun en büyüklerinden biriyle paylaşacaktım. Tüm sıkın- tıları ve çileleriyle, yaşamı boyunca sadece tiyat- royu seçmiş olan Mehmet Ulusoy, karşımda an- cak çilecilere özgü denebilecek bir sadelik içer- sinde, gençlik yıllarında Avrupa'da büyük ustala- rın yanında çalışabilmek için hamallık bile yaptı- ğını anlatmaktan hiç gocunmayan bir alçakgönül- lükle oturmaktaydı. Ve benim için düşlemesi da- hi güç olan bir mutluluğu bana, geri çevirdığim takdirde bu proje sanki olmazmış havasıyla, bir ricanın kılıfında sunuyordu. ("Bütün provalara da katılırsın, değil mi?...") Bugün, sanatta gerçek büyüklüğün ancak al- çakgönüllülükten kaynaklanabileceğini bir kez daha yaşadığım bir gün oldu. Böyle bir tanıklığı son kez bundan yaklaşık iki yıl önce. Ayla Algan, Beklan Algan ve Erol Keskin'le, aynı ortamda çalışmaya başladığımda yapmıştım. Aslında, epeydir özlediğim bir gündü... e-posta: ahmetcemal ı superonline.com. acem20' hotmail.com Konuşan Fotoğraflar' yanşacak • Kültür Servisi - Kodak Türkiye tarafından bu yıl ikinci kez düzenlenen 'Kodak Türkiye Fotoğraf Yanşması'na başvurular başladı. Bu yıl 'Konuşan Fotoğraflar' temasıyla düzenlenen yanşma, amatör, profesyonel, genç ve çocuk olmak üzere 4 kategoride yapılacak. Katılımcılann duygu ve düşüncelerini en vurucu şekilde anlatan yapıtların seçileceği yanşmanın son katılım tanhi 30 Temmuz. Kodak Türkiye Fotoğraf Yanşması'nın katılım formlan ise duyurulann asılı olduğu bütün Kodak satış noktalanndan ve CardFinans üye işyerlerinden temin edilebilecek. (wwv>: kodak. com. tr) Karadeniz'in mozaiklerî • ESKİPAZAR (AA) - Karabük'ün Eskipazar ilçesindeki Hadrianapolis antik kentinin bulunduğu 22 dönümlük arazi, sahibinden satın alındı. Karabük Kültür ve Turizm Müdür Vekili Serdar Üstelci, Budaklar köyündeki 400 metrekarelik bir alanda, kilıse zemininde olduğu belirlenen 4 mozaiğin, geçen yıl yapılan kazılarda ortaya çıkanldığını ve kazı çalışmalannm 2 ay sonra yeniden başlayacağını belirtti. Kadın, erkek, hayvan ve meyve figürlerinin yer aldığı mozaiklerin önemli bir özelliği de, üzerlerinde, Hıristiyan inancına göre cennette olduğu düşünülen dört ırmağın adlannuı yazılı olması. Bölgede İÖ 5. ve 6. yüzyıl Erken Bizans Dönemi'ne ait mozaiklerin, yazıt ve figürlerin yanı sıra antik kentin kamu yapılan, tiyatro, hamam ve agora gibi bölümlerinin de bulunabileceği tahmin ediliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle