19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
-24 HAZİRAN 2004 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER IVIuhbip ikpamiyesine vergi geliyor • ANKARA (ANKA) - "Kaçak Eşya Yakalanması Ha- linde Muhbir ve El Koyanlara tkramiye Ödenme- si"ni düzenleyen yönetmelik Resmi Gazete'de ya- yımlandı. Önceki yönetmelikle, muhbir ve müsa- dirlere ödenecek ikramiyeler her türlü vergi, resim ve harçtan muaf tutulurken, söz konusu muafiyet- ler yeni yönetmelikte yer almadı. SÖZ ÇİZGİNİN Turhan Selçuk • ANKARA (AA) - Öğretmenlik mesleğıni "öğret- men", "uzman öğretmen" ve "başöğretmen" un- vanlanyla 3 kariyer basamağına ayıran tasan, Milli Eğitim Komisyonu'nda kabul edildi. Göriiş- meler sırasında "öğretmenlere apolet-pırpır" atış- malan yaşanırken Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik,"Apoleti aşağılamanın ve konuyu pırpır dü- zeyine indirmenin âlemi yok" dedi. Gönen'de 'Kurufasulye Günü' • Haber Merkezi - Isparta'nın Gönen Ilçesi Köy Enstitüsü, Öğretmen Okulu ve Anadolu Öğretmen Lisesi mezunlan, 1945 yıhndan bu yana gelenek- sel olarak duzenledikleri "Kurufasulye Günü"nde bir araya geliyorlar. 26 Haziran'da gerçekleştirile- cek etkınlik nederüyle saat 15.00'te eğitim sorun- lannın tartışıldığı bir panel düzenlenecek. TRT'den açddama Haber Merkezi - TRT, 22 Haziran günü gazete- mizde yer alan "TRT, AKP'nin borazanı" başlıklı haberle ilgili bir açıklama yaptı. Basın Sözcüsü Cevdet Tellioğlu imzasıyla yapılan açıklamada, "TRT kamuoyunu ilgilendiren konularda, hiçbir siyasi partının, grubun, çıkar çevresinin, inanç ve düşüncenin menfaatlanna alet olmadan, daima doğruluk ve tarafsızlık ilkeleri doğrultusunda hareket etmektedir" denildi. "KAPIKULU" Sincan F Tipi'nde iki tutuklunun kendisini yakmasıyla ölüm orucunda ölenlerin sayısı 114'e yükseldi F tipi cezaeviöldürüyor Uzmanlar. F tipi cezaevlerindeki tecrit koşullan nedeniyle fizyolojik ve psikolojik hastalıİclann dört kat arttığına dıkkat çekerken intihar eğiliminin körüklendiğini dile getirdiler. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sincan F Tipi Cezaevı'nde bulunan si- yasi tutuklu Hüseyin Çukurhıöz ile Be- kir Baturu. kendilerini yakarak ya- şamlanna son verdiler. Çukurluöz ve Baturu'nun yaşamını yitirmesiyle, ölüm orucunda ölenlerin sayısı 114'e yük- seldi. Halkın Hukuk Bürosu'ndan ya- pılan açıklamada, Çukurluöz'ün dün sa- bah kendisini yaktığı bildirildi. Anka- ra Numune Hastanesi 'ne kaldınlan Çu- kurluöz'ün, öğle saatlerinde yaşamını yitirdiği kaydedildi. Vücudunda yüz- de 50 yanık olduğu belirtilen Baturu da yaşamını yitirdi. 1962 doğumlu Hü- seyin Çukurluöz'ün 1994 yılında tutuk- landığı ve örgüt üyeliğinden mahkûm olduğu bildirildi. Çukurluöz'ün, ölüm orucunun 249'uncu günündeyken ya- şamını yitirdiği kaydedildi. Uzmanlar, F tipi cezaevlerindeki tecrit koşullan nedeniyle fizyolojik ve psikolojik hastalıklann dört kat art- tığına dikkat çekerken, intihar eğilimi- nin körüklendiğini söyledi. TutukJu ve hükümlü yakınlan ile insan hakla- n savunuculan, hücre tipi cezaevleri- nın akıl hastaneleri haline dönüşme- ye başladığını belirttiler. Sadece 2002 yılında 12 tutuklu ve hükümlü intihar ettı. Hücrelerdeki yaşam, fizyolojik sorunlara da neden oluyor. Tutuklu ve hükümlülerin birçogunda gözlerde bo- zukluk, dengeyi sağlayamama, saç- deri dökülmeleri, ağız ve vücutta ya- ralar, ödem, kireçlenme gibi fiziksel rahatsızlıklar ortaya çıkıyor. Insan Haklan Derneği'nın cezaevlerinde uy- gulamak istediği sağlık anketi ve ta- raması, Adalet Bakanlığı tarafından reddedilmişti. CHP, sağlık taramasının reddedilmesini yaklaşık iki hafta ön- ce TBMM gündemıne getirdi. F tipi cezaevlerinde sürdürülen ölüm orucu eyleminde 114 kışı yaşamını yi- tirirken, Wernicke Korsakoff sendro- muna (WKS) yakalanan 700'ü aşkın kişi tahliye edildi. Sen karanlığa bir meşaleydin. Sen dürüstlüğünle, cesurluğunla ve onurunla sosyal demokrat belediye anlayışının nasıl olacağını öğrettin. Sen ayrımcılık yapmadan İzmirliye en güzel şekilde hizmet verdin. Herkesi kucakladın. Herkes de seni. ;) Sevgili dostum AHMET PİRİŞTİNA Seni saygıyla anıyorum. ?i %; ; Sonsuza kadar dost kalacağımızı V* r " bilmeni istiyorum. Senin ilkelerin bizlerin yolu olacaktır. MUSTAFA SARIGÜL Şişli Belediye Başkanı İLK TÖREN TIP FAKÜLTESİNDE Üstün Konıgan uğurlanıyor tstanbul Ha- ber Servisi-Ge- çirdiği kalp ra- hatsızlığı sonu- cu yaşamını yi- tiren Istanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi En- dokrinoloji Metabolizma ve Diyabet Üstün Korugan Anabilim Dalı öğretim üyesi, tiyatrocu Prof. Dr. Üstün Korugan (64) bu- gün törenle toprağa ve- rilecek. Üstün Korugan için ilk tören ÎÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde yapılacak. Korugan' ın cenazesi bu- radaki törenden sonra Teşvikiye Camii'nde kı- lmacak öğle namazının ardından Edirnekapı De- deler Mezarhğı'nda top- Şans Topu'nda 1 kişiye 449 milyar lira • ANKARA (AA) - Şans Topu'nun bu haf- taki çekilişinde kazanan üst kolon numaralan "15,20,24,29,33", üst kolon numarası ise "12" olarak belir- lenirken 5 artı 1 bilen 1 kişi, 449 milyar 294 milyon 150 bin lira ikramiye kazandı. Çekilişte, 1 artı 1 bilen- ler 1 milyon 200 biner, 2 artı 1 bilenler 2 mily- on 350 biner, 3 bilenler 1 milyon 450 biner, 3 artı 1 bilenler 7 milyon 300 biner, 4 bilenler 10 milyon 200 biner, 4 artı 1 bilenler 152 milyon 750 biner, 5 bilenler ise 894 milyon 100 biner lira ikramiye kazandı. rağa verilecek. Ağn'dal940 yılında doğan Korugan, üni- versite eğitimi boyunca tÜ Ta- lebe Birliğı Gençlik Tiyat- rosu'ndaoyun- cu,rejisörveti- yatro yönetici- si olarak çalış- tı. 1977-1983 yıUanara- sında Istanbul Tabip Odası ve Türk Tabipler Birliği'nde yönetim ku- rulu, yüksek onur kuru- lu üyesi ve Istanbul Ta- bip Odası Başkanı ola- rak görev aldı. 1983 yı- lında 12 Eylül yönetimi- nın 1402 sayılı yasası ile tÜ'den uzaklaştırıldı. 1990'da Danıştay kara- nyla yeniden görevine döndü. ARAYIŞ TOKTAMŞ ATEŞ DEP'liler ve YitiPdiklepimiz Kapatılan DEP eskı milletvekilleri; Leyla Za- na, Hatip Dicle, Selim Sadak ve Orhan Do- ğan ın 10 yılı bulan tutuklulukları, hiç kuşkusuz anlaşılabilir bir şey değildi. Ve bu nedenle, (bir türlü akıl erdiremediğim bir biçimde) salıverilme- lerine, çok memnun olmuştum. Içerde geçen uzun yıllarda; "kin" değil, "sevgi" ürettiklerinin umudu içindeydim. Sayın Zana'nın ilk gün yaptığı konuşma, bu umudumu destekler nitelikteydı. Gerçekien, ba- rışa herkesin gereksinimi var, anneler yeterince ağladılar. Bunlar ve bunlara benzeyen görüşler, duygu dolu cümlelerle dile getiriliyordu. • • • Kimi arkadaşlarımız bunları duyunca; her şey bitmiş gibi övgüler düzmeye başladılar. Fakat ben, duyduklarımla çok mutlu olmakla birlikte, iki nedenden ötürü tereddüt ettim. Bunlardan birincisi, insanlann belirli bir yaştan sonra değiş- melerinin mümkün olmadığını, kendi yaşamım- da acı bir biçimde yaşamış olmamdı. fkincisi de 1991 seçimleri sonrasında TBMM çatısı altında yaşananlar ve SHP'nin çok ağır bir maliyeti gö- ze alarak uzattıöı eli, nasıl geri çevirdiklerini anımsamam idi. lnsanların ve toplumların hafı- zalan çok zayıf oluyor... Insanlar, belirli bir yaştan sonra değişmiyorlar. "Değişti" izlenimi veriyorlarsa da; ya bunu sah- tekârtıktan yapıyorlar ya da samimi olsalar bile, bir süre sonra eskıye dönüyorlar. (Belki de iste- meden.) Ben bunu, 1987'de yaşadım. 12 Eylül yan fa- şist cuntasının, siyasal haklannı ellerinden aldığı eski siyasetçilerın bu haklarını kazanmalan; Tur- gut özal tarafından, "referandum konusu" ya- pılmıştı. Bu referandum kararı, inanılmaz bir de- mokrasi ayıbı idi. Zira siyasal haklar, doğuştan kazanılan haklardır ve hiçbir demokrasi, bu hak- lan insanlann elinden alamaz. Bu referanduma, tüm varlığımla katıldım ve 10-12 kentte, Türk-lş'e bağlı sendikaların işçile- riyle, kapalı salon toplantılan yaptık. On binlerce işçiye hitap ettim. Ter, ceketimin üstüne çıkardı ve sabahları kalktığım zaman, ceketimin omuz- lan terin tuzundan bembeyaz olurdu. Kimi arkadaşlanm, Türkeş, Erbakan ve De- mirel için uğraşmaya değer mi" diye eleştirir- lerdi benı. Doğrusunu isterseniz, çektıği bunca sıkıntıdan sonra özellikle Demirel in. demokrat özellikler kazandığına inanıyordum. Fakat psiko- log arkadaşlanm, buna asla ihtimal vermıyorlar- dı. "Insan 50'sinden sonra değişmez" diyorlar- dı. Onlara inanmıyor, siyasal haklarını kazanan bir Demirel'in, "12 Eylöl'ün hesabını soracağı- na" inanıyordum. Kıl payı kazanılan bir referandum sonrasında; Demirel'in ilk yaptığı şey, hesap soracağını açık- ça ilan ertiği Ozal'la kucaklaşmak oldu. "Devle- tin zirvesinde, kavga olmaz"mış... Tüm emeklerimi haram ettim. Ve (çok şükür) bunu, bir vesile ile yüzüne karşı da söyledim. • • • Leyla Zana ve arkadaşları konusunda, iyim- serliğin üzerine atlamamanın ikinci nedeni, 1991 olaylannı çok net bir biçimde anımsamam. Demokrasi Partisi'nin (DEP), tek başına yüzde on barajını aşması mümkün değildi. Kimi aracı- lar, SHP belirli kentlerde kontenjan tanırsa, DEP'Iİ adayların SHP'Iİ gibi seçime katılabilece- ğini ve TBMM yolunu açabileceklerıni vurgula- yarak bir anlaşma zemıni oluşturdular. Sayın Erdal Inönü ikna olmuştu, ama partide ve bir kısım basında, şiddetli bir muhalefet var- dı. SHP'nin, klasik seçmeninin tümünü kaybe- deceklerini ifade ediyorlardı. Ve doğrusunu ıs- tersenız, pek de haksız değillerdi. Buna karşılık, Kürt kökenli vatandaşlarımızın, kendilerini TBMM çatısı altında ifade etmelerinin önemine inanan Inönü, tüm riskleri göze aldı ve bu planı yaşama geçirdi. (Bu planı ben de des- teklemiştim.) Sonuç olarak, SHP inanılmaz bir oy kaybı ya- şadı. Tüm sahil kuşaklarını yitirdi. Fakat eğer bu kanayan yaraya merhem olacaksa, bunun de- ğeceğine inanıyordum. Sonra ne oldu? Daha ilk gün, yemin töreni sırasında; Kürtçe yemin etme arzusu nedeniyle, bir kavga patladı. Ardından, ne barış ortamı kaldı, ne diyalog arzuları. Tam bir çatışma ortamı. Eğer 1991'de kendilerine uzatılan eli geri çe- virmeselerdi bugün eskisinden çok daha ileri bir noktada olurduk. • • • Tüm bunları anımsadığım için iyimserliğimi bi- raz erteledim. Haklı gibi görünüyorum, ama kö- tümseriik konusunda da aceleci olmamalı. Kürt kökenli vatandaşlanmızı baskı altında tutan, yur- tiçi ve yurtdışı çok faktör var. Onlar da sürekli, "sırat köprülerinden" geçiyorlar. Bu konulan, bir başka yazımda ele alacağım. Insanoğlunun destanı S Kültür ve Turizm Bakanlı- ıı'nın desteğiyle Devlet Opera ve Balesi Genel Mü- dürlüğü'nün bünyesinde yaşama geçirilen "Güldestan" adlı müzik ve dans gösterisinin ilk gösterimi Istanbul'da yapılacak. "GüldestarTın tanrbmı dolayısıyla Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) düzenlenen ba- sın toplantısında konuşan yönetmen ve koreograf Beyhan Murphy, Ankara, Istanbul, Izmir ve Antalya devlet balelerinin seçkin dansçıla- nnı bir araya getiren gösterinin bir ilk olduğunu ifade ederek, göste- ride "Gül" simgesiyle "insanın destanının" anlatıldığını söyledi. "Gül- destan" ağustos ayının son haftası sahnelenecek. (Fotoğraf: AA)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle