14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 2 HAZİRAN 2004 SALI CUMHURİYET SAYFA JvLJJ-il L J J \ kultur cumhuriyet.com.tr 15 J. K. Rowling'in ünlü çocuk kahramanını üçüncü kez perdeye getiren film Alfonso Cuaron imzalı Delikanlı Harry Potter..._ASLI SELÇUK Ingiliz edebiyatının gençlik ya da çocukluk dönemi için yazıldığı söylenen Alis Harikalar Diyannda, Güliver'in Seyahatleri gibi benzer- siz klasiklerinin ardından bu kez yeni kahramanlarla gelen kadın ya- z a r J.K. Rowling'in çok satışlı gençlik romanının aynı klasik yeri alıp alamayacağını tartışmaya bıra- k ı p perdeye uyarlanan Harry Pot- ter'ın üçüncü bölümü de "Harry Potter ve Azkaban Tutsağı" 175 kopyayla sinemalanmızda. Ilİc iki bölümden epeyce değişik olan, daha gizemli, son derece ger- çekçi. zaman zaman korku türüne yaklaşan kahramanlann içsel dün- yalanna daha yönelen bu son bö- lüm, Meksika sinemasının başanlı genç yeteneği Alfonso Cuaron'un imzasını taşıyor. "Yüzeyden alındığında büyü, büyülii yaratıklarla ilgili bir ya- pım olmasına karşın, bana en il- ginç gelen işlenen konuların gü- nümüze uygunluğuydu. Öykiide büyüme, kimlik arayışı. arkadaş- larla ilişkiler, sevgi dolu ana-ba- ba rehberliğinden yoksunluk ve bunu arayışa değiniliyor. Ayrıca işin içinde sosyal sınıf ayrımı, adaletsizlik, ırkçılık da var" di- yen Cuaron, tüm bu çekici temalar- dan örürii 3. Harry Potter'a hayır diyememiş. Harry Potter bu bölüm- de büyücü anne ve babasının ölü- müne neden olan Karanhk Güçle- rin Lordu Voldemort ve avlannın ruhlannı emerek yaşamlanru sür- düren yeni karakterler Ruh Emici- ler'le savaşmak zorunda. Cuaron'sa düşlemeyi seven bir sinemacı, bu karanhk güçleri George W. Bush ve Saddam Hüseyin arası bir karı- şım olarak almayı öngörmüş: "İki- si de erk düşkünü, bencil, kendi- ne döniik. ÇevTelerini umursamı- yorlar, insanları giidümlemeye bayılıyorlar." oerceKlerle yüzlesmek Yönetmen, ergenlik çağına gir- miş ana karakterler Harry, Hermi- one ve Rupert'ın içsel yolculukla- nnı, bu yolculuk süresince yüzleş- tikleri sarsıntılannı ustaca işliyor. Bunlar aslında somut canavarlar- dan çok soyut kavramlar. "Harry büyülii yaratıkların tehditlerin- den çok yaşamıyla ilgili somut gerçeklerİe yüzleşiyor. Kimliğiy- le, çevresiyle ilgili yepyeni şeyler keşfediyor, böylece çabuk büyü- yor" diye açıklayan Cuaron, filme çağdaş bir vizyon, apayn bir atmos- 1 I,ngiliz edebiyatının gençlik ya da çocukluk dönemi için yazıldığı söylenen Alis Harikalar Diyannda, Güliver'in Seyahatleri gibi benzersiz klasiklerinin ardından bu kez yeni kahramanlarla gelen kadın yazar J.K. Rowling'in çok satışlı gençlik romanının aynı klasik yeri alıp alamayacağını tartışmaya bırakıp perdeye uyarlanan Harry Potter'ın üçüncü bölümü de "Harry Potter ve Azkaban Tutsağı" 175 kopyayla sinemalanmızda. fer ve görsel biçem getirmiş. Har- ry ve arkadaşlan büyücü öğretmen- lerinden çok daha etkinler, kararlar alıp eyleme girişiyorlar, zaman za- man onlann önüne geçiyorlar, Yö- netmen, büyücülerin dünyasını ka- ranlıklar, gölgeler, fırtınalar, sağa- naklarla göstermiş, bunlar bir an- lamda ergenliklerini yaşayan üç ar- kadaşın iç dünyalanna da yansıyor, değişimlerine neden oluyor, yeni kimliklerini bulmalannı sağlıyor. Öykü, ilk ikisinden daha da gizem- li olduğundan filmin atmosferi ka- ranhk tonlardan, gölgelerden, loş- luklardan oluşuyor. Yakın planlar çok az, kamera sü- rekli hareket ediyor, genel planlar karakterlerin gelişimini böylece ir- deliyor. "Genç oyuncularımı uzaktan gözlemlemeyi yeğledim, ben beden dilini daima çok Uginç bulurum" diye belirten Cuaron, şöyle devam ediyor: "Harry ben- ce çok öfkeli bir genç. Kendisiyle yüzleşmekten hiç korkmuyor. Tüm ergenlerdeki gibi öfkesini bir tür toplumsal baskıyla fren- lemek zorunda kalıyor". Meksi- ka Üniversitesi'nde sinema ve fel- sefe okuyan Alfonso Cuaron, Mek- sika televizyonunda, Latin Ameri- ka ve Meksika'da çekilen Jngilizce konuşmah fihnlerde yönetmen yar- dımcısı olarak çalıştı. 1991 "de çektiği ilk kara komedı- si "Solo Con Tu Pareja" (Bunalım Günlerinde Aşk) Meksika'da iyı bir gişe yaptı. Cuaron"un bu ilk çalış- masından etkilenen Amerikalı ya- pımcı, yönetmen Sydney Pollack, Steven Soderbergh, Jonathan Kaplan, Tom Hanks, Peter Bog- danovich gibi ünlülerin çektiği ka- ra gerçekçi "Fallen Angels" (Düş- müş Melekler) TV dizisınin bir bö- lümünü yönetmesi için onu ABD'ye davet etti. Bu dizinin ar- dından Warner Bros.'tan, Frances Hodgson Burnett'in klasik roma- nı "A Little Princess"in (Küçük Bir Prenses, 1995) üçüncü versiyo- nunun önerisini aldı. Düssel blr seylrllk... Öykü, sert, hoşgörüsüz bir yatılı okulda tutsak gibi yaşayan, ergen- lık dönemindeki bir genç kızın kay- bolan babasını aramasıydı. Cu- aron'un düşsel göriintüleriyle, öz- gün öyküdeki büyüyü, inceliği per- deye yetkinlikle yansıtmasının ar- dından film ABD'de çok iyi iş yap- tı. Los Angeles Film Eleştırmenle- n Ödülü'nü kazandı. Bu başanlı ro- man uyarlamasından sonra yönet- men yine bir klasiğe yöneldi, Charles Dickens'ın Büyük Umut- lar'nın (1997) çağdaş bir yorumu- nu yaptı. Ülkesi Meksika'da çekti- ği, iki ergenin cinselliklerinin ve kimliklerinin peşindeki yolculuk- larını irdelediği "Y Tu Manıa Tambien" (Ananı da'2001) komık, kışkırtıcı, tartışmah, ilginç bir yol filmiydı. Küçük Prenses'in haklı başansı- nın ardından Warner Bros. bu kez Cuarona "Harry Potter ve Azka- ban Tutsağı" projesini sundu. O da kendınden bekleneni fazlasıyla yaptı, karşımıza daha değişik, daha gizemli bir Potter getirdi. Ingiliz ti- yatro ve sinema oyunculannın (Da- vid Thewlis, Alan Rickman, Gary Oldman, Emma Thompson, Ti- mothy Spall, Michael Gambon, Juüe Christie, Julie VValters) bir- birinin peşi sıra sahneye çıkması bu olağanüstü düşsel, büyülü seyir- liğe apayn bir tat ve boyut katıyor. 'Üç İstanbullu' sergisi 27 Haziran'a dek Yapı Kredi Kültür Merkezi Taşkent Sanat Galerisi'nde görülebilir Bir ailenin serüvenine tanık olmakNENA ÇALİDİS Peter Dimiter Hristoff, Di- miter Hristoff ve Peter Hris- toff üç kuşak ressam bir ailenin üç bireyi... Dede, baba ve torun. Yapıtlannın yer aldığı 'Üç İstan- bullu' sergisi 27 Haziran'a dek Yapı Kredı Kültür Merkezi Kâ- zım Taşkent Sanat Galeri- si'nde... Bulgar asıllı bir aile olan Hris- toff'lann öyküsü dede Peter Di- miter Hristoff'un 1919 yılında Bulgaristan'da resim ve baskı öğrendiği akademiyi bitirdikten dört yıl sonra politik nedenJerle ülkesinden kaçarak —^^^—• Istanbul'a gelmesiy- le başlar. A\Tupa'ya okuma- ya gönderilen genç Türk ressamlan Şe- rif Renkgörür ve Hayri Çizel'le tanı- şır. Türkiye'de bulun- duğu dönemde baskı sanatmı öğrettiği Ali Sami Bo- yar'la sıkı bir dostluk kurar. iki ressam genç Cumhuriyetin ilk posta pullannın ve kâğıt parala- nnın tasanmını birlikte yaparlar. - Baba Dimiter Hristoff, 1926 yılında Sofya'da doğmuş. Aile- nin en büyük çocuğu olan Dimi- ter Hristoff babasının isteği üze- rine Bulgaristan'da yaşamayı sürdürür. Ancak, smavlannı ka- zanmasına karşın, babasının okuduğu Sofya Güzel Sanatlar Akademisi'ne girmez; 1947 yı- lında geldiği Istanbul'da, Güzel Sanatlar Akademisi'nde fbra- him Çalh ve Zeki Faik îzer atöl- yelerine gider ve eğitimini 195 l'de tamamlar. 1963 'te de ai- lesiyle birlikte New York'a yer- leşir. Ailenin üçüncü kuşağını tem- sil eden Peter Hristoff 1958 yı- lında Istanbul'da doğar. Torun Hristoff bir bakıma ailenin ilk gerçek Istanbullusudur. Üç kuşağı bir araya getiren bu sergiyi şöyle tammlıyor torun Hristoff: "Resimlere baktığı- nızda ne kadar farklı olduğu- nu görürsünüz. Babam ve de- dem daha çok gördükJerini Dede Hristoff'un sergideki resimleri Istanbul'a geldiği ilk dönemlerde yaptıklan. Baba Hristoff'un, akademide okuduğu yıllarda ve Istanbul'dan aynlmadan hemen önce yaptığı resimler yer alıyor sergide. Torun Peter Hristoff'un ise son dönem yapıtlan sergileniyor. resmetmişlerdi. Bense daha çok araştırıp soyut çalışıyo- rum." Dede Hristoff'un sergideki re- simleri Istanbul'a geldiği ilk dö- nemlerde yaptıklan. Baba Hris- toff'un, akademide okuduğu yıl- larda ve Istanbul'dan aynlmadan hemen önce yaptığı resimler y- er alıyor sergide. Torun Peter Hristoff'un ise son dönem ya- pıtlan sergileniyor. tstanbul doğumlu olan torun Peter Hristoff için bu kentin öne- mi çok fazla. Yaşaminı uzun yıl- lardan beri Amerika'da sürdür- mesine karşın Türkiye'den hiçbir zaman kopmadıklannı söylüyor. Türk kültürüne bağlılıklannı her fırsatta dile getiriyor ve Ameri- ka'da bulunuşlannı da "Sanki tesadüfen oradaydık" diye açıklıyor. Torun Peter'in annesi uzun yıllar New York'ta bir Türk rad- yosunda DJ olarak çahşmış. ts- tanbul'a ilk kez 16 yaşında dö- nen Peter Hristoff, bu kentten çok etkilenmiş... İstanbul'u çok sevdiğini söylüyor; özellikle de hanlannı, çarşılannı, kısaca dü- ne ilişkin ne varsa... •™"""^— Türk sanatçılan pek tanımadığını söyleyen torun Hristoff'un en bü- yük tutkusu, kilım. boncuk, hah, el bas- kı kumaş ve Kara- göz... Kısaca Türk kültürüne özgü her ^™^"l l ^~ şey. Sanat eğitimini New York'ta yapan Peter Hris- toff, neşeyle keder, yaşamla ölüm, korkuyla umut arasında bir denge arayışı içinde yapıtla- nnda. Kişisel tarihinin yol açtı- ğı bilinçli ve bilinçdışı kimlik sorunlan kadar Türkiye ve Türk kültürünü de öne çıkanyor. "Gelin adlı yapıtıma baktı- ğınızda Karagöz'deki yalancı gelinden bir şeyler görürsü- nüz. Kullandığım oyaların ve motiflerin ayrıca psikolojik açılımları da var" diyor. (0 212 293 08 24) CENAZEBUGÜNLEVENTCAMÎt'NDE Üç kuşak ressam bir aileden dede, baba ve torunun yapıtlannın biraraya getirildiği 'Üç İstanbullu' sergisinden Dimiter Hristoff'un bir yapıtı. Sanatçı Mehmet Günsür'esonvedaKültür Servisi - 2003 Sait Faik Hikâye Armağanı sahibi; öykü yazan, ressam, reklam- cı Mehmet Günsür (49) cumartesi gecesı geçirdiği kalp krizi so- nucunda yaşaminı yitir- di. 7 yıl önce by-pass ameliyatı olan Günsür, bugün Levent Ca- miı'ndeki öğle namazı- nın ardından, Demircı- köy Mezarlığı'nda def- nedilecek. Ressam Nedim Gün- sür'ün oğlu olan Meh- met Günsür, 1955 yılın- da Istanbul'da doğdu. Galatasaray Lısesi ve Devlet Güzel Sanatlar Akademisı Resim Bö- lümü'nü bitirdikten sonra Ajans Ada'da rek- lamcılığa başlayan Günsür, daha sonra or- tağı olduğu L0WE rek- lam ajansında yaratıcı yönetmen olarak görev yapıyordu. Kapatılan Türkiye Işçi Partisi üye- si olan Mehmet Günsür, reklamcılığın yanı sıra edebiyat ve resim ala- nında da çalışmalannı sürdürdü. tlk öykü ki- tabı olan 'Caique'nin yayımlanmasının ardın- dan 'İçeriye Bakan Kim?' adlı kitabıyla 2003 Sait Faik Hikâye Armaöanf nı kazandı. İlk hgilizce Türk edebiyatı dergisi AN'KARA (AA) - Ingilizce ilk Türk edebiyatı dergisi, 'Journal of Turkish Lıterature" adıyla yayımlandı Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Merkezi'nce hazırlanan dergide. uluslararası üne sahip Türk edebiyatı uzmanlarının tngilızce incelemelerine yer venlıyor. İlk sayıda Doğubilimci Nıcholas Martinovitch'in 15. yüzyıl divan şairi Mihn Hatun üzerine yaptığı inceleme yer alıyor Dergide aynca. Amerikalı divan edebiyatı uzmanı Prof. Dr. ^ r alter Andrevvs'un Osmanlı imparatorluğu ile Türkiye'nin edebi ve kültürel tarihine ilişkin değerlendirmesı ıle edebiyat profesörü Jale Parla'nın, Adalet Ağaoğlu'nun Dar Zamanlar üçlemesi hakkmdaki incelemesi bulunuyor 50 dolar olan derginin dünya dağıtımmın, ABD"deki Syracuse Universit\ r Press'ce yürütüleceği belirtildi. (Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Merkezi, Yapı Kredi Bankası Bilkent Şubesi 940000-3 numaralı hesap) Hepkeseyeuygunfestival Kültür Servisi-tstanbul Bü>Tİkşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolan'nın bu yıl ilk kez 1 Temmuz - 3 Ağustos tarihleri arasında Balat'takı tarihı Galata Köprüsü'nde düzenlediği 'Uluslararası tstanbul- Mekân-Tiyatro Festivali" biletleri 21 Haziran Pazartesi günü saat 09.00'dan itibaren satışa sunuluyor. Tataristan'dan Makedonya'ya, Bosna'dan Altay'a , Çuvaşistan'dan Almanya'ya geniş bir cografyayı kucaklayan festıvahn biletleri 5,5 milyon liraya satılacak. Biletler Şehir Tiyatrolan'nın Harbiye Muhsin Ertuğrul, Fatih Reşat Nuri, Gaziosmanpaşa, Üsküdar Müsahipzade Celal, Kadıköy Haldun Taner, Ümraruye , Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu gişelerinde ve Galata Köprüsü'nde festival için düzenlenen gişeden terrun edilebilecektir. 'Buitt yeniden çekiHyor Kültür Servisi - Tüm dünyada ızlenme rekorlan kıran "Troya'nın yönetmeni \Volfgang Petersen. }eni bir projeye hazırlanıyor. Alman yönetmen Petersen, Steve McQueen'in başrolünde oynadığı 1968 yapımıı 'Bullitt'i yeniden çekecek. Yönetmen, Robert L Pike'ın romanından beyaz perdeye uyarlanan fılmı Cynthia Mort'un yazacağı yeni bir senaryoya dayanan yeni uyarlamasının kamera arkasına geçecek Bizans konferanslam Kültür Servisi - Fransız Kültür Merkezi 23 Haziran günü saat 19.00'da 'Bizans Uygarhğına Çarpraz Bakışlar" adlı konferansa ev sahipliği yapacak. Konferansta Panth'eon Sorbonne Üniversitesi'nde sanat tarihi profesörü olarak görev yapan Catherine Jolivet - Levy'nin 'Konstantinopolis'te Bizans sanatının son ışıklan: Kariye Camii'nin (Khora Manastır Kilisesi) bezekleri" başlıklı bir konuşma yapacak. Istanbul Anadolu Araştırmalan Enstitüsü'nün (IFEA) girişimi ve Türkiye Turist Rehberleri Birliği'nin (TTJREB) işbirliğiyle düzenlenen konferans dizısı, bu kış programlanan ilk üç konferansın elde ettiği başannın ardından yeni ve konulannda uzman kişilerin katılmuyla devam edecek. (0 212 334 87 40) BUCÜN AKBANK KÜLTÜR SANAT MERKEZİ'nde 20.30'da Cristina Azuma'nın vereceği 'Klasik Gitar Konseri'. (0 212 252 35 00) BEYOĞLU SÎNEMASI'nda 'Sinema Yazarlarının Seçtikleri' 04' kapsamında 12.15, 14.30, 16.45, 19.00 ve 21.15'te 'Barbarlann tstilası'. (0 212 251 32 40) İSTANBUL MÜZİK FESTİVALİ AYA İRİNİ MÜZESİ'nde 20.00'de Lorin Maazel yönetimindeki Filarmonica Arturo Toscanini'nin konseri. (0 212 334 07 34) DARPHANE BİNALARI'nda 18.00'de Wen Yu-Shen'in piyano konseri. (0 212 334 07 34)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle