Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18 HAZİRAN 2004 CUM/
HABERLER
DUNYADABUGUN
ALİSİRMEN
Yipmi Beşli Avrupa,
Dakika 1, Gol 1
AB'nın on beş üyeden yırmiye çıkmasının üstün-
den bir buçuk ay bile geçmeden yapılan ilk Avru-
pa Parlamentosu Seçimleri, kuruluş için çokciddi
tehlike çanlarının çaldığını gösterdi.
Fransa'nın ünlü ve ağırbaşlı gazetesi Le Monde
seçimlerin hemen ertesi günkü sayısında şu man-
şeti atmıştı:
"Sandıktan kaçınma ve cezalandırma oylan, de-
mokratik Avrupa'da aksaklık."
Gerçekten de son seçimlerde, sandık başına git-
meyenlerin, yanı "Bundan bir şey çıkmaz" diyen-
lerin orîalaması, bazı istisnalar dışında (özellikle
Kıbrıs Rum kesimı ve Italya), yüzde 50'yi, yani ya-
nyı aşıyordu.
Fransa'da her on seçmenden altısı, sandık başı-
na gıtmemeyı yeğlemişti. Son yerel seçimlerde yük-
selme eğilimı gösteren katılım oranı da göz önün-
de bulundurulursa, Fransa'nın kırdığı bu "boş ver
yahu" rekoru ülkenin ciddi bir demokrasi bunalımı
ile karşı karşıya olduğunu gösteriyor.
Katılmama oranının, daha Avrupalı olmasının üs-
tünden bir buçuk ay bıle geçmemiş olan Polonya'da
yüzde 80'e varmış olması ıse üzennde çok ciddı ola-
rak düşünülmesi gereken bir olay.
İlk bakışta, "Aman canım AB Parlamentosu'nun
işlevi zaten önemli değil, bir tür danışma medisi
niteliğinde" diyerek olayı geçiştirmek de o denli ko-
lay değıl. Çünkü yeni anayasanın kabulü ile -tabii
kabul edilebilirse eğer- bu organın önemi daha da
artacak.
• • •
Bu yüzden kanımca, son olayları böylesine ko-
laycı bir çözümlemeyle ele almak yerıne daha da
derinine incelemekte yarar var.
Her zaman, her hali, her davranışı, her tercihi ile
Kara Avrupası'ndan ayrı olan ve bundan övünç du-
yup, altını çizen Ingiltere'de 10 Haziran günü yapı-
lan seçimlerde (öbürlerinde 13 Haziran'da yapıldı)
Tony Blair'in hezimete uğraması da, haklı ama yi-
ne de eksık bir yorumla karşılandı. Yorumcular Bla-
ir'in Irakdolayısıylacezalandırıldığını söylüyorlardı.
Ingiliz seçmeninin de sonunda Irak çılgınlığına
karşı olduğu yadsınamaz bir olgu, ama olay ondan
biraz daha karmaşık.
Çünkü ABD'nın Irak politikasına karşı duran kımı
iktidar partileri de aynı akıbete uğradılar. Nitekim,
Bush politikasının muhaliflerinden Schröder'in ön-
derliğindeki SPD de tarihınin en büyük yenilgilenn-
den birini aldı ve yıllardır ilk kez CDU-CSU'nun ya-
n oranına düştü.
Bu seçimlerde yine bir ülkenin siyası tarihinde ilk
kez rastlanan bir olay daha yaşandı ve ikı partili sis-
temin beşiğı Ingiltere'de "Muhafazakâıiar" ile "Iş-
çiler"in aldığı oyun toplamı toplam oyların yansının
altına indi.
Fransa'da seçim sonuçlarından en fazla hoşnut
olan parti François Hollande'\n başkanlığındaki
"Sosyalistler" oidu. Çok parçalanmış yelpaze için-
de, oyların yüzde 30'unu elde ettiler.
İlk bakışta bu oran Fransız seçimleri için fazla bir
anlam ifade etmeyebilir.
Ama unutmamak gerekir ki Fransa'dakı iki turlu
sistem sonucunda partiler ikinci turda oylannı art-
tınyorlar. Bu seçim ise çok kuruluşlu ve tek turlu idi.
* • •
Son seçimlerin en önemli yanı, iktidardaki parti-
lerin oylamadan zararlı çıkmış olmalarıdır. Iktıdar-
da sağın bulunduğu ülketerde, sol partiler, solun bu-
lunduğu ülkelerde ise sağ partiler ilerieme kaydet-
tiler.
Tek istisna, Ispanya oldu.
Ancak unutmamak gerekir kı Ispanya'da Sosya-
list Parti iktidara geleli çok zaman olmadı, henüz yıp-
ranma sürecı başlamadı. Şu anda yaşananlann fa-
turası, bugün iktidarda olanlara değil, düne kadar
uzun bir süre iktidarda otuımuş olanlara kesildi.
Bütün bu gözlem ve saptamalardan sonra, artık
yirmi beşli Avrupa için bazı sonuçlar çıkarabiliriz.
Yirmi beşli Avrupa ülkelerinin tümüne yakınında,
insanlar iktidarlardan memnun olmadıklan gibi ya-
şam koşullanndan ve düzenden de hoşnut değil-
ler.
Seçim propagandasının ortaya koyduğu bir ger-
çek de her ne kadar çok kişi "A vrupa geleceğimiz-
dir" dese bile, insanlann çoğunluğu henüz Avrupa'yı
tam olarak tartışmıyorlar, sorunlanna eğilmiyorlar ve
AB'nin kendi sorunlarını çözeceği konusunda pek
büyük bir inanç beslemiyorlar ki seçim temalan Av-
rupa'dan çok ulusal konulan kapsıyordu.
Kısacası yirmi beş üyeye çıkmasının bir buçuğun-
cu ayına bile varmadan Avrupa'daki görüntü şudur:
AB üyesi ülkelerin insanları, ne kendi ülkelerinde-
ki durumdan, ne de Avrupa'dan ümitvardırlar. Işin
içinden nasıl sıynlacaklannı da bilmedikleri gibi ken-
dilerine umut verecek kimseyi de göremedikleri için
ya sandık başına gitmemekte ya da iktidarda ola-
na bakıp "Bundan kötüsü olmaz" diye tepki oyu kul-
lanmaktadırlar.
Avrupa Kupası finallerinin Portekiz'de oynandığı
dönemde ilk golü Avrupa'nın kendisi yedi.
İLHAN BAŞGÖZ
Güre Köyü (Edremit Akçay)
Folklor Kursu
Prof. llhan Başgöz'ün Güre Köyü'nde yedi yıldır verdiği
kurs bu yıl 10-30 Temmuz 2004 arasında verilecektir.
Kursa genç üniversite öğretim elemanları (araştırma
görevlileri, doktora öğrencileri, yardımcı doçent ve do-
çentler, lise edebiyat oğretmenleri) katılabilir.
Bu yaz, eğitim derecesi ne olursa olsun folklor araştır-
macılanna da bir kontenjan tanınmıştır. Onlar da katılabilir.
Katılacaklann seçimi için şu belgeler gereklidir:
1. Niçin kursa katılmak istediği,
2. Özgeçmişi, eğitim düzeyi, (folklorla ilişkili konular
özellikle belirtilmelidir.)
3. Varsa yayınlan
Başvurular için 15 Haziran'a kadar olan süre 1 Tem-
muz'a kadar uzatılmıştır. Kabul edilenlere kurs için daha
etraflı bilgi verilecektir. llgililerin aşağıdaki adreslerden bi-
rine haber vermeleri gerekir.
e-mail: ilhanbasgoz T yyu.edu.tr
Faks:0435 22511 14
EvTel:04322251204
AKP hükümeti, yönetime partiye yakın isimleri getirmek için yasal değişiklik yapmayı planlıyor
AKP'den Sayıştay'a darbe• Sayıştay Genel Kurulu'nun
8 boş üyelik için belirlediği
'Atatürkçü, laik' adaylann
yerine partiye yakın isimleri
getirmek isteyen AKP
hükümeti, yasa değişikliği
yaparak genel kurulun seçimini
geçersiz kılmak istiyor.
EMİNE KAPLAN
ANKARA - Sayıştay Genel Kuru-
lu'na partiye yakın isimleri getirmek
isteyen AKP hükümeti, 8 boş üyelik için
belirlenen "Atatürkçü, laik" adaylann
seçimini geçersiz kılmak için yasa de-
ğişikliği planlıyor. TBMM Genel Ku-
rulu'nda bekleyen Kamu Yönetimi Ya-
sa Tasansı 'na birmadde eklenerek üye
seçiminin Sayıştay Genel Kurulu ye-
rine TBMM Genel Kurulu'nca yapıl-
ması hedefleniyor. Buna göre, Sayış-
tay Genel Kurulu üyeliği için TBMM
Hükümetin
beğenmediği
isimler
Sayıştay Genel Kurulu'nca seçilen ancak
AKP'nin Atatürkçü-laik olduğu gerekçe-
siyle istemediği adaylann isimleri şöyle:
Sayıştay Meslek Mensuplan kontenja-
nından seçilenler: Ülker Akyüz, AJper Al-
pay, llhan Aydın, Haluk Biryol, Turhan
Çakmak, Hulusi Çay, Halil Erdem, Uğur
Karaman, Cevdet Kayhan, Gülriz Metin,
Sevim Orakçal, AJımet Özdemır, Abdul-
lah Özsan, Bahattin Senemoğlu, Mehmet
Uysal, Ibrahim Uzunoğlu, Cafer Varol, Ze-
kenye Yalçınkaya, Kubilay Yıldınm, Sa-
cit Yöruker. Maliye kontenjanından se-
çilenler: Hüseyin Ancı, Ahmet Bağbaş-
lıoğlu, Necdet Gökmen, Yener Merci-
mekçi, Mustafa Özdil, Burhan Tokcan,
Mesut Tortop, Kemal Turan. Diğer aday-
lar kontenjanından seçilenler: Mustafa
Adıgüzel, Ahmet Akgün, Ibrahim Gün-
düz, Hikmet Tuncer.
Plan ve Bütçe Komisyonu'na başvu-
rulacak. TBMM Genel Kurulu, ko-
misyonun belirlediği adaylar arasın-
dan seçim yapacak.
Sayıştay Genel Kurulu'nun 8 boş
üyelik için belirlediği adaylar arasın-
dan seçim yapması gereken AKP hü-
kümeti. 6 aydır TBMM Plan ve Büt-
çe Komisyonu'nda seçimi oyalıyor.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Baş-
kanı Sait Açba. CHP'nın seçimin ne-
den yapılmadığı yönündeki sorulanna
"gündem yoğun" diye yanıt verirken;
hükümetin Sayıştay Genel Kurulu'nun
yaptığı seçimi geçersiz kılmak için ya-
sa değişikliği planladığı ögrenildi.
Hükümetin, Sayıştay Genel Kuru-
lu'na partiye yakın isimlen getirmek
için TBMM Genel Kurulu'nda yürür-
lük maddeleri henüz görüşülmeyen
Kamu Yönetimi Yasa Tasansı'na bir
madde ekleyerek Sayıştay'ı devre dı-
şı bırakmak istediği kaydedildi. Buna
göre. Sayıştay Genel Kurulu 'nun 4 ka-
tı kadar üye belirleme yetkisine son
verilecek. Üyelik için başvurular
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'na
yapılacak. Komisyon iki katı kadar
aday belirleyerek TBMM Genel Ku-
rulu'na sunacak. Genel kurul da bu
adaylar arasından üyeleri seçecek. AKP,
böylece Sayıştay Genel Kurulu'nun
üyelerini tek başına belirleyebilecek.
.AKP'nin bu operasyon için önce Sa-
yıştay Yasası'nda değışiklik planladı-
ğı, ancak daha fazla gecikme olma-
Nester 2'deki suclamalar
'Yargıçlann
fezlekesi
gecikmeyecek'
• Yargıtay Başkanı Eraslan
Özkaya, mali boyutu 8 milyar
dolan bulan Neşter 2
operasyonunda ismi geçen yüksek
yargıçlar hakkındaki fezlekenin
geciktirilmeyeceğini söyledi.
İLHAN TAŞa
ANKARA - Yargıtay Başkanı Eraslan
Ozkaya, Neşter 2 soruşturmasının
yüksek yargıçlara ilişkin boyutunun
gecikmediğini, Yargıtay üyelerine ilişkin
fezlekenin de kısa sürede
tamamlanacağını bildirdi. îddianameye
göre, Yargıtay üyesi Ergül Güryel'in
oğlu sanık Cenk Güryel şirketlerden
resmi yolla alacağı para karşılığında
ödeyeceği vergiyle "vergi rekoıtmeni"
olmaktan çekindi. Soruşturma hakkında
bilgi veren "köstebek", sanık thsan
Coşkun'a telefonu kapalı olduğu için
ulaşamayınca sanıklar tesadüfen
gözaltına alınabildi. Eraslan Özkaya,
Yargıtay üyelerine ilişkin yürütülen
soruşturmanın gecikmediğini belirterek
"Eşzamanlı dava açılacak deıunesi
dakikası dakikasına aynı anda dava
açılacak demek değfl. Hiçbir gecikme
yok" dedi. DGM iddianamesinin
beklenme nedeninin Yargıtay Üyesi
Ergül Güryel ile ilgili iddialardan
kaynaklandığını vurgulayan Özkaya,
"Iddianameyi gereği için muhakkik
üyeye havale ettim. Fezlekeyi fazla
geciktirmeveceğiz. Bu hafta içinde veya
gelecek hafta başı verÜebiHr" dedi.
Ankara DGM Savcısı Ömer Suha AJdan
tarafından hazırlanan Neşter 2
iddianamesinde, haklannda dava açılan
sanıklann usulsüzlüklerinin maddi
boyutunun 8 milyar dolar olduğuna
işaret edildi. Sanıklann, sonışturmayı
yürüten savcı Aldan hakkında da
mesleki geleceğini olumlu ya da
olumsuz etkileyebilecek konuma sahip
olduklanna işaret edildi. Iddianamede,
Necmettin Erbakan'ın kayıp trilyon
davasının lehine sonuçlanması için
sanıldara 20 bin mark ve 100 milyar lira
para verildiğine ilişkin telefon
görüşmelerinin tespitine yer verildi.
Davaya bakan hâkimlerden birisine ev
alındığının belirlenmesi durumunda ise
Erbakan hakkında "rüşvet vermek"
suçlamasıyla soruşturma açılabilir.
İzmir'de görev yapan doktortar eylem Öncesinde Ahmet Piriştina için saygı dunışunda bulundular. (AA)
Beyaz dalga Ankara'yaHaber Merkezi - Özlük haklan,
iş güvenceleri, meslek onurlan ve
halkuı sağlık hakkı için aylardır ey-
lem yapan hekimleT. bu kez Türkiye
genelinde başlattıklan yüriiyüşle
seslerini duyurmaya çalışıyorlar.
Türkiye'nin 6 bölgesinden baş-
layan ve bugün Ankara'da son bu-
lacak yürüyüşte Muğla ve Aydın'dan
yola çıkan hekımler dün İzmirti
meslektaşlanyla buluştu. îzmir Ta-
bip Odası Baskanı Dr. Ze- ^__
ki Gül, kasım ayından beri
üç 'g(ö)revdeyiz" eylemi
gerçekleştirdiklerini anım-
satarak bunlara hükümetin
gereken duyarlılığı göster-
mediğini söyledi. Ülkede
nndan armma arzusudur. Talepte-
rimizi anlamayan hükümet yetkib-
lerine bir vanıünuzdır" diye konuş-
tu.
Trakya'dan yürüyüşe başlayan
sağlık çalışanlan AKP'nin IMF pa-
tentli yoksullaştırma programını
protesto içm tstanbul'da Okmey-
danı SSK Hastanesi'nde meslektaş-
lanyla buluştu. "Kamu yönetimi
refonnu aldatmasuıa hayır. Sağhk
• Sağlık çalışanlannın taleplerini
dikkate almayan AKP'ye karşı "Beyaz
Yürüyüş" başlatan hekimler, Ankara'ya
doğru yola çıktılar.
sağlık alanındaki olumsuz tabloya
dikkat çeken Gül, "Hükümet 18
avmı geride bırakti. Arûk sorgula-
ma hakkmasah3)iz.Türkn«'degiin-
de 500 bin hasta muayenesi. 5 bin
cerrahiişlem vapan bir meslek gru-
bunun üyeler^iz. Başka hiçbir mes-
lek grubu yok ki durmaksızın 32
saatçahşma zorunhıhığu olsun. Bu
yürüyüş bunlara bir isyan. Hasta-
lan müşteri olarak gören girişimk-
re bir isyandır. İyi hekimlik değer-
leri ışıgında mesleğimizin sorunla-
hakür satılamaz" pankartı açan
grup adına konuşan tstanbul Tabip
Odası Genel Sekreteri ABÇerkezıoğ-
lu, ücretsiz birinci basamak sağlık
hizmetlerinde, döner sermaye uy-
gulamasının yaygınlaşmasını eleş-
tirerek aslan payırun, yöneticiler
tarafından alındığını savundu. Söz-
leşmeli Sağlık Personeli Yasası'nuı
10 Temmuz 2003'te kabul edildi-
ğini anımsatan Çerkezoğlu, "Kamu-
oyuna, "Doğuya giden doktora 5
milyar lira maaş' denıagojiâyte \an-
sınlan uygulama, başanfa olmadL
Hekimkr. iş güvencesiz çahşmaya
rağbet etmejince >ine o bildik Gü-
ne\doğu'ya rotas\onlar uygulama-
ya kondu. Yeni uzman atamalarm-
da mecburi bizmet, FıiB olarak ye-
niden başlach" diye konuştu. Basın
açıklamasuıın ardından Okmeyda-
nı SSK Hastanesi içinde yürüyen ve
"Umuda beyaz vürüyüş" önlükle-
ri giyen sağlık emekçileri, "AKP,
sağhğazararbdır". "V^ırvur
inlesin Recep Akdağ dinle-
sin", "Sağhk hakür, saöla-
maz" sloganlan attı. Yürüyüş
sonunda DİSK Genei Sek-
reteri Mustafa Avcı ile SES
Şışli Şubesı Başkanı Rabia
Tuncer de birer konuşma yaparak
çalışanlara destek verdi.
Adana başta olmak üzere, Mer-
sin, Hatay, Kahramanmaraş,
Gaziantep, Şanhurfa, Adıyaman,
Mardin, Batman, Konya, \*iğde ve
Aksaray Tabip Odası'na bağlı çok
sayıda doktor da bugün Ankara'da
olacak. Bir kez daha Sağlıkta
Dönüşüm Programı'na "hayır"
diyen hekimler yann yapılacak olan
Türk Tabipleri Birliği Genel
Kurulu'na katılacaklar.
ması için Kamu Yönetimi Temel Ya-
sa Tasansı'na madde eklenmesinin
agırhk kazandığı belirtildi. AKP'nin söz
konusu değişikliği, ardından Sa>ıştay
Yasası'nda geniş çaplı bir değişiklik
planladığı da öğrenildı.
Mevcutyasayagöre, Sayıştay Genel
Kurulu, boş üyelikler için 4 katı aday
belirliyor. Bu adaylann beşte üçü Sa-
yıştay meslek mensuplanndan geriye
kalanlann en az yansı Maliye Bakan-
lığı mensuplan olmak üzere diğer aday-
lararasından belirlenıyor. Sayıştay Ge-
nel Kurulu, Sayıştay'a başvuranlann si-
cilleri üzerinde yapılacak inceleme so-
nucunda gerekli niteliklere sahıp olduk-
lan anlaşılanlar arasından mevcut üye
sayısının salt çoğunluğunun gizli oyu
ile her boş yer için 4'er aday seçiyor.
Aday seçimi, başvuru süresinin bitimin-
den itibaren 30 işgünü içerisinde sonuç-
landınlıyor. Seçim sonuçlan, 3 işgünü
içerisinde Sayıştay Başkanlığı'nca
TBMM Başkanlığı'na sunuluyor.
YDK devre dısı
Ikinci
plan
yetki
arttırımı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Sayıştay Genel Kurulu'nu partiye
yakın isimlerden oluşturmak isteyen
AKP hükümeti, Kamu Yönetimi
Temel Yasa Tasansf yla Sayıştay'ın
yetkilerini arttınyor.
Kamu Yönetimi Temel Yasa
Tasansı'na göre, kamu kurum ve
kuruluşlannın iç denetimleri, kendi
yöneticileri veya kurumun üst
yöneticisinin görevlendireceği iç
denetim elemanlan tarafından
yapılacak. Merkezi yönetime dahil
kurum ve kuruluşlarla, il özel
idareleri, belediyeler ve bunlara
bağlı kuruluşlar ile yerel yönetim
birliklerinin dış denetimi Sayıştay
tarafından yapılacak veya
yaptınlacak. Bu amaçla Sayıştay'ın
teşkilat yapısı içinde özel ihtisas
daireleri oluşturulabıleceği gibi,
bölge düzeyinde de birimler
kurulabilecek. Tasanya göre,
Yüksek Denetleme Kurulu'nun da
personeli, araç, gereç, her türlü
taşınır ve taşınmaz mallan ve
bütçesi Sayıştay tarafından
denetlenecek. Kurulda çalışanlardan
başkan ve üyeler, başka bir işleme
gerek kalmaksızın ve kadro şartı
aranmaksızın birinci sınıfa aynlmış,
birinci sınıfa aynldıktan sonra 6
yılını tamamlamış ve birinci sınıfa
aynlma nitelıklerını kaybetmemiş
Sayıştay uzman denetçisi;
başdenetçi, denetçi ve denetçi
yardımcılan da kazanılmış hak aylık
derecelerine göre Sayıştay uzman
denetçisi, Sayıştay başdenetçisı,
Sayıştay denetçisi ve Sayıştay
denetçisi yardımcısı kadrolarına
atanmış sayılacak. Diğer personel
ise durumlanna uygun kadrolara
atanacak. YDK taraftndan yürütülen
denetimler, Sayıştay Yasası'nda
yapılacak duzenlemeye kadar
Sayıştay tarafından
sonuçlandınlacak. Son yapılan
anayasa değişikliğiyle Türk Silahlı
Kuvvetleri'nin denetimı de Sayıştay
kapsamına alındı.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüd-
ler Vakfı (TESEV), Türkiye'nin gün-
deminden düşmeyen imam hatip li-
seleri (İHL) konusunu araştırdı. Ru-
şen Çakır, Irfan Bozan ve Balkan
Talu tarafından yapılan araştırma,
üzerinde çok tartışılan bu konuyu
anlamak açısından oldukça zengin
bulguları içeriyor. 203 sayfalık bir
araştırma, bundan sonra yapılacak
tartışmalara da ışık tutacak nitelik-
te.
Bu köşede böylesine kapsamlı bir
araştırmayı bütünüyle değerlendi-
rebilmek mümkün değil. Bu neden-
le dikkatimi çeken bazı noktalara
değinmeyi tercih ediyorum. İHL'ler
konusunda bu araştırmada benim
açımdan ilginç gelen bilgiler hangi-
leri: İHL'ler üniversiteye girişlerde
başanlı değiller. Ben başanlı olduk-
larını sanıyordum.
Araştırmaya göre üniversiteye gi-
rişte en başanlı olan okullar fen lise-
leri. Fen liseleri mezunlannın 1993
ile 2003 yıllan arasındaki başan ora-
nı yüzde 80. Onlan yüzde 60'la Ana-
TESEV'in İHL raporu
dolu liseleri, yüzde 40'la özel liseler
ızliyor. Normal lise, ticaret meslek li-
sesi, endüstri meslek lisesi ve İHL ise
aşağı yukan yüzde 15'ler düzeyinde.
Katsayının meslek liseleri aleyhi-
ne kullanılmaya başlandığı 1998 yı-
lından sonra İHL'lerin başan oranı
düşmemiş gibi görünüyor. Bunu,
araştırmayı yapanlara sordum: İHL
mezunlarının açık öğretime yönel-
dikleri için böyle bir tablonun orta-
ya çıktığını, yoksa başan oranlannın
düştüğünü belirttiler. Hatta meslek
okullarına girişte de bir başan olma-
dığı anlaşılıyor. Aynı dönemde en-
düstri meslek liseleri ve ticaret mes-
lek liseleri kendi alanlarında büyük
bir başan gösterirken, İHL mezun-
larının böyle bir başarıları da söz ko-
nusu değil.
Katsayı uygulaması bir anda İHL
mezunlannın bazı okullara giriş şan-
sını olağanüstü azaltmış. 1998yılın-
da hukuk fakültelerine giren İHL me-
zunu 232, siyasal bilgilere girenlerin
sayısı ise 277. Katsayı uygulanma-
ya başlandığı 1999 yılında bu sayı hu-
kukta 54'e, siyasalda 97'ye düşüve-
riyor. İHL mezunlannın çoğunun si-
yasal ve hukuk gibi okullara girdiği-
ne yönelik saptamalar vardı. Tablo,
böyle olmadığını, mezunlannın ço-
ğunluğunun öğretmen okullanyla ila-
hiyat fakültelerine girdiğini gösteri-
yor.
•••
Araştırmanın ilgi çekici noktalann-
dan birisi de bu okullardaki öğrenci-
lerin diğer okullardaki öğrencilere gö-
re çok daha erkek egemen bir kültü-
re sahip olduklan gerçeği. Kadın ça-
lışmalı mı, sorusuna İHL öğrencilerin-
den erkeklerin yalnızca yüzde 19.3'ü
evet denken, kızlann yüzde 84.8'i evet
diyor. Aynı soruya Anadolu llseli er-
keklerin yüzde 90.6'sı, kızların yüzde
94.5'i evet diyor. Normal liselerde de
erkeklerin yüzde 65.6'sı, kızlann yüz-
de 94.1'i evet diyor.
Meslek kadınlar için gerekli değil-
dir, tezine İHL erkeklerınin yüzde
21.6'sı evet derken kızlann yüzde 3'ü,
Anadolu liselerindeki erkeklerin ise
yalnızca yüzde 3.2'si evet derken,
kızların hiçbiri evet demiyor. Kadının
yeri evidir, tezine destek veren İHL'Iİ
erkeklerin oranı yüzde 82.6 iken kız-
ların oranı yüzde 27.2. Bu soruya
Anadolu liseli erkeklerin yüzde 21.9'u,
kızlann yüzde 9.7'si evet diyor.
Bu sorulara verilen cevaplardan
çıkanlacak önemli birsonuç, İHL'ler-
de erkek egemen bir hava hâkim. Bu-
nun nedeni verilen din eğitimi mi,
yoksa çocuklann içinden geldiği köy
kültürü mü? Buna rağmen köyden
gelen kız çocuklannın kadın haklan
konusunda yine de erkeklerie kıyas-
lanmayacak ölçüde duyarlı oldukla-
n da bir gerçek.
Sonuç olarak İHL konusu, yalnız-
ca bu okullann sayısı ve katsayı ile
sınıriı olmayan bir mesele olarak gö-
rülmeli. Zaten öyle olduğu içindir ki,
İHL konusunda iki kamp oluşmuş
durumda. Bir kamp bu okullan tama-
men bir tehlike olarak görürken, di-
ğer kamp bu okullan savunuyor. Dik-
katimi çeken bir başka nokta ise İHL
içindeki kız öğrenci oranı. Bu oran
yüzde 50'lere yakın. Tabii bu yüksek
orana şöyle bir tepki geliyor "Kadın-
dan imam mı olur? O zaman bu ço-
cuklarniye o okullara gönderiliyor?"
Karşı taraf ise buna şu cevabı veri-
yor: "Yoksul ve muhafazakâraileler,
kız çocuklannı okula göndermek is-
temiyortar. İHL olunca evet diyorlar,
bu sayede birçok kız çocuğu eğitim
olanağına kavuşuyor."
Tartışma bitecek gibi de görün-
müyor. TESEV'in yaptığı araştırma bı.
tartışmayı bitirmese de, tartışan ta-
raflann daha sağlam gerçekler üze-
rinden tartışmasına ve bu nedenle or-
taklaşa bir çözüm üretilmesine kat-
kıda bulunabilir. Sivil toplum örgüt-
lerinin bir görevi de bu değil mi?
Işe yarar bir araştırma.