19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 HAZİRAN 2004 CUMA 16 JvLJl^Â LJ.K. [email protected] İtalyan sanatçı Domingo Notaro'nun sergisi 30 Haziran'a kadar İlayda Sanat Galerisi'nde İLJ anat yaşarnı, Italya ile Arjantin arasında ve farklı etkileşim alanlanna yönelik uğraşlar düzeyinde biçimlenen Domingo Notaro'nun şiirden resme ve deneysel örneklere uzanan çalışmalan daha ilk bakışta, Rönesans kültürünün bütünselliğini akla getiriyor. Sergi. günümüz Italyan sanatı içinden, ülkemize konuk olmuş bir iyi niyet elçisinin selamı olarak algılanabilir. Aynca kültürümüzle örtüşen aynntılar içermesi bakımından bu selamın anlamını daha iyi kavrayabiliriz. Çokyönlü,bilimselbirprojeKAYAÖZSEZGİN Sanat yaşamı, Italya ile Arjantin arasında \e î'arkiı etkileşim alanlan- na yönelik uğraşlar düzeyinde biçim- lenen Domingo Notaro'nun çahşma- lannı, İtalyan Kültür Merkezi Direk- törü Angeİa Tangianu'nun ev inde iz- lerken şiirden resme ve deneysel ör- neklere uzanan bu işler. daha ilk ba- kışta, Rönesans kültürünün bütünsel- liğini akla getiriyoı. Desenlenn uyumlu ve müzikal törm- lanndan tmale uygulanan eleksi ko- lajlara, oradan seramik çalışmalanna uzanan bıı dızi çalışma. sanat dallaıı arasında aynm gözetmeyen ve her şeyden önee malzemenin olanaklan- na açık bır \ol izle>en eski ustalan dü- şündürüyor. Buna bir de aktı fanlamda şairlik iş- levini eklcrsenız, Notaro'nun akım ya da eğılım gıbı küresclleşen sanat \e kültüı dünyamıza aykın düşebile- cek seçeneklerin ötesinde "çok bo- yunu" ("pluridimensionO bir kaynak- tan beslenme ılkesine titizlikle bağlı tutumunu anlamak daha da kolayla- şıyor Varoluşun boşluğunu algılama yapar. Rengın öncelikli bır işleve sa- hıp olduğu püskürtmelı, titrek çızgı- li bir anlatım bıçımıni benımsemesı, onu renkçı bır üsluba yöneitecektir. Asit ve mürekkep solüsyonunun bir arada kullanıldığı "chinacidi" artık Notaro' ya özgü bir tekniktir ve o, ken- dı araştıncı bılınci doğrultusunda kul- lanır bu tekniği. Çoğul malzeme ve "üretici doğallık" 1963 te Roma'da duzenkdığı sergınin de ana temasıdır. Kişlliğinde yüzyılların etkisl Kişilığinde "yüzyülann etldsi^ni bulan Pkasso'nun, sanatçı hakkında olumlu ızlenimler taşıması, belkı de onda, kendısmın de içinde bulundu- ğu üretım yoğunluğuyla karşılaşma- sı sonucudur. Gene o dönemde, resimlerinden et- kilenen Sigueiros, Notaro'ya birlikte çalışma önensinde bulunur Kısa bir süre sonra Pans'te düzenlediği sergi ise Louis Aragon ve Jean Cassou' nun dikkatını çekecek, özellikle de Wal- demarGeorge, onun sanatıyla yakın- dan ılgılendığını gösteren yazılar ka- leme alacaktır. Bir heykeline verdıği ısim ("Ufiık Ötesi"), bir anlamda görünür gerçek- liğin gerisindeki anlamı kurcalama tutkusuna dayalı resimlerin içinde ge- nel bir altbaşlık olma özelliğini içeri- yor. 199O'h yıllarda i4 kaos,dunım,şey" adı altında topladığı çalışmalar ise mıkro ve makro ev ren kuramlan çer- çevesinde, bütünsel varlık tasanmının yeni uzantılandır. Çağdaş İtalyan sanatında "Nove- cento*yu izleyen dönem, yeni birplas- tik değer ("valori plastici") arayışı- run, birbirinden farklı eğilimler için- deki sanatçılara yansıyan boyutlannı görmemize olanak veriyor. Vedova'dan Santomaso'ya, Guttu- so"dan Burri'ye, İtalyan sanatında öne geçen isimler bağlamında baktığımız- da. büyük geleneği kırmaya adanmış çok yönlü çabanın, Notaro'nun sana- tı için de geçerli olduğu sonucuna \ a- nyoruz. Doğal ve beklenebilir bır sonuçtur bu. Sergilenen çalışmalar düzeyinde bakıldığında ise, özellikle "polima- terico" türüne gıren işlerde, Domin- go Notaro'nun, kişisel çözümlenn be- lirleyici katkısına sahip çıkan tavnnın, onu deneyselliğin derinhğıne doğru çektiği gözlemlenebiliyor. Bu yönüyle, Matisse'ten Picasso'ya uzatabileceğımiz bır çizgi. kıvrak ve değışken bulgulan da yedeğıne alarak Notaro'nun resimlenne belirlı doz- larda kanşabilmektedir. Blllm adamı tutkusuyla çalışıyor Carto Guaraldo'nun yorumuna ba- karsanız. Notaro, bilim adamı gibi ça- lışmakta \e bilim adamının rutku do- lu gözlem ve araştırma bilincinden o da, kendi sanatçı payına düşenı al- maktadır. Italyanlann, yaşam gerçekliğıni ön planda tutma ve yaşadıklan ortamı ve yöreyi gözden kaçırmamakta dırenç- li baİcışlan, böylece Notaro sergısıy- le bir kez daha gündeme gelmiş oluyor. Dış çerçeve içinde bir başka çerçe- ve, resım içinde bir başka resim im- gesını öne çıkardığı ve 'Evento* or- tak başlığı altında topladığı bir dizi ça- Iışması, dekoratif yanı ağır basan gö- rünümleriyle, belkı de bu serginin bel- lekte kalabılecek tıpık örneklendır. Boya akıtmalannın spontan etki- siyle, sert ve düz geometrik biçim olu- şumlannı bir arada, karşıt ılişkilere vurgu kazandıracak biçimde kullan- ma yöntemı ise ikinci grup çalışma- lar olarak bunlann hemen yanı başın- da yer alıyor. Ritmik çizgisel kompozisyorüar da, bu iki grup çalışmanın. şiirsel ve ya- pıştıncı dokusu biçiminde yorumla- nabilir. Domingo Notaro sergisi, günümüz italyan sanatı içinden, ülkemize ko- nuk olmuş bir iyi niyet elçisinin sela- mı olarak algılanabilir. Aynca bizim kültürümüzle örtüşen aynntılar içer- mesi bakımından, bu selamın anla- mını daha iyi kavrayabiliriz. (Sergi, 30 Haziran 'a kadar görü- lebilir. îlayda Sanat Galerisi: H. Ge- redeCad.29, Teş\iki\e. Tel.:0212227 92 92) f 1939'da Calabna'da doğmuş Nota- ro. İlk deneyımleri. eline gevirdiğı araç ve gereçlerle bilmediğı olgulan. yaparak ve yaşayarak öğrenme doğ- rulrusunda olmuş. On yaşinda Arjantin'e taşınrruş. Öz- gür karar almayla. dınsel inancın da- yattığı ılkeler arasındaki açmazlan bulup ortava çıkarmak ve çelişkilerin özüne inmek için gösterdıği çabalar. ona bıraz pahalıya mal olmuş bu dö- nemde. "Varoluşun boşluğunu algılama" süreci olarak. kendisiyle dış gerçek- ler arasında yeni iletişim odaklan ara- dığı 195O'lı yıllar. aynı zamanda sa- natındaki biçimlenmenın de ilk ışık- larını aradığı bir dönemdir. 1958'de Buenos Aıres Güzel Sa- natlar Akademisi'nde ilk kişisel ser- | gisini açar. Güney Amerika ülkeleri- ni dolaşmakla geçen bu dönem. ital- yan kokenlı olmakla Latin Amerika | İcültürıinün kaynaklanru keşfetme ola- : ' nağını ona sağlayacak olan iletişim zinciri arasındaki karşıthklan bulma şansını da kazandıracaktır. Ama döneceği yer gene kendi va- tanı ve Floransa'dır. Resımde yüzeyi araştınr. maddeler üzerinde deneyler j ^ Ceniş AÇI Fotoğraf Sanatı Dergisi özel sayısı Cenç Soluklarla raflarda Etkileşim ve tartışmaya doğru Fotoğraflar: Rene Burri / Magnum Pbotos KûltürServisi -İkı ayda bır ya- yımlanan Genış Açı Fotoğraf Sa- natı Dergisi hem 35. sayısıyla, hem de Türkçe ve Ingilızce ola- rak bağımsız yayımlanan ilk özel sayısıyla raflardakı yerinı aldı. Özel söyleşiler, Pans ve Sela- nik'ten fotoğraf haberlen ve kö- şe yazılannın yer aldığı bu sayı- nın yeniliğı 'Eleştirüer' bölümü. Eleşririye işlerlik kazandırmak adına bır adım olarak görülebıle- cek bölümde yayımlanan yazılar- la karşılıklı bir etkıleşım ve tartış- ma ortamı yaratılması tasarlanıyor. Dergi. yeni sayısında fotoğraf alanındaki festivallenn en önem- lılerinden biri olarak kabul edilen 'ArlesFotoğrafBuluşması'na say- falannda özel bır bölüm ayınyor. Fotoğrafçılan, fotoğraf eleştir- menlerini, küratörleri ve fotoğ- rafseverleri bir araya getıren bu fes- tivalde yer alan sergilerin tanıtı- mının yapıldığı bu bölümü Paris ve Selanik'te son aylardaki etkin- hklerle ılgılı değerlendüme yazı- lan izliyor. Geçen aylarda açtığı retrospektıf sergisi ve eşzamanlı yayımlanan kıtabıyla A\Tupa'da fotoğraf gündeminin ilk sıralann- a oruran Magnum Photos'un ilk üvelennden Rene Burri ile Pmar Üstûn'ün yaptığı söyleşi, fotoğraf- çının başanlı mesleki yaşamının Giuseppe Verdi 'nin unutıdmazyapıtı, yarın saat 21.30'da antik tiyatroda Âspendos 'Aida'sız ohnaz Kültür Senisi - Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen 11. Âspendos Uluslararası Opera ve Bale FesthaÜ yann saat 21.30'da sahnelenecek olan Giuseppe Verdi'nin unutulmaz '.^ida' operasıyla sürüyor. Şef Antonio Pirolli'nin yöneteceği 'Aida'nın koro şefı Eunay Muratov. V'incenzo Grisostomi Tra\ T agüni'nin sahneye koyduğu yapıtın dekor \ e kostüm tasanmlannı Savaş Camgöz. koreografisini Sergei Terechenko ve Deniz Çığ. ışık tasanmını Stefano Pirandello ve Fuat Gök üstleniyor. Dört perdelık 'Aida' operasında; Habeşli köle Aida, Mısır ordusu başkomutanı Radames ile fira\-unun kızı Amneris arasındaki dramatik aşkı, hırs, intıkam, hayal kınklığı ve sonsuz bağlılık temalan ekseninde anlatılıyor. Yapıtın başlıca rollerinde Emil tvanov, Nilgün Akkerman, Zlatomira \ikolo\a, Eraip Kıyıcı, Tuncay Kurtoğlu, Hakan Tıraşoğlu, Mithat Karakelle, Tunca> Kurtoğlu, Cem Ak\üz, Aykut Çuıar ve Ferda Yetişer yer ahyorlar (0 242 238 51 43-44) bir özeti niteliğinde. Aynca bu sa- yıda 'Küçük Şeyler' adlı sergisiy- le Melih Ancan'la yapılan söyle- şı, 'T^n' sergısinin yaratıcılann- dan Ozcan Ağaoğlu ve Erhan Gör- kan'la yapılan söyleşiler de yer alıyor. 'GenisAçı FotoğrafSanaü Der- gisi' ve •Istanbul FotoğrafMerke- zi'nin (İFM) işbırlığıyle düzen- lenen 'Türk Fotoğrafinda Genç Soluklar-IT projesine yönelik ha- zırlanan ilk özel sayı 30 Tem- muz'a dek İFM'de görülebilecek olan sergiyle eşzamanlı olarak çıktı. Özel sayıda, belgesel fotoğraf- tan dıjital uygulamalara kadar ge- nış bır yelpazede, yaşlan 21 ile 33 arasında değışen 18 sanatçının çalışmalannın yanısıra ve 2001 'de- ki ilk 'Genç Soluklar sergısine katılmış olan yedi fotoğrafçının şu anda yaptıklanna aynlmış özel bir bölüm de yer alıyor. Vıncenzo Grisostomi Travaglini'nin sahneye koyduğu yaprtta Habeşli köle Aida, \Iısu- ordusu başkomutanı Radames ile firavunun lazı Amneris arasındaki dramatik aşk üçgeni anlatıuyor. YAZIODASI SELİM İLERİ Menekşeli Anı Genç hanım bana diyor kı: "Menekşeyi sahiden bu kadar çok seviyor musunuz? Öykülerinizde menekşe geçiyor. Birkitabınızın kapağında mormenekşeler, bir diğennde hercai menekşeler. Bırfilmmızinadı, BirOe- met Menekşe. Yemek kitapiannızda bile menekşe şer- beti..." Şaşırdım. Sevgıh okurumun dıkkatıne, bendeki me- nekşe bolluğuna. Ikısine de şaşırdım. Nedense cumartesı günlerı. Cumartesi dendi mi, Galatasaray Lisesi'nın ahşap yapılı yan kapısını hatır- larım. Hafta sonu çıkışlan hep bu kapıdan yapılırdı. Cumartesi günleri yatılı okul hayatından özgürlüğü- müze kavuşurduk. Istiklal Caddesı bugünkü gibi tıka basa insan doluydu. Hemen arnavutkaldınmlı ara so- kaklara sapardım. Hâlâ Cihangir'dekı kıra evınde oturuyorduk. Çoğu kez Fıruzağa'yamer,srtmalıbirözlemleılkokulumunönün- den geçerdım. Galatasaray üsesi'ndekı günlenm iç açı- cı değildı. Okuldan geç çıkabıliyordum cumartesileri. Bazı öğ- renciler, öğle yemeği yemeden, Istiklal Marşı brter bıt- mez, evlerine dönerlerdi. Onlar okuldan erken çıkan- lardı. Orta gelırli ailelerın çocuklanysa, parası güç bela ödenmiş hemangı bır şeyın ziyan edilemeyeceğini iyi bıliıier. Bu yüzden bayrak törenınden sonra, istemeye ıstemeye, tekrar yemekhaneye döner ve sucuklu yu- murtayı, ıspanağı, şeftalı kompostosunu yerdım. Artık benım de özgüriük saatlerım, günlerim başla- mıştıri Kitap Sarayı'na -Istanbul'un en güzel kitabevlenn- den biriydi- uğramayacaksam, Hasan Kolonya Depo- su'nun yanından sapardım. Sokağın adını unuttum şimdı bırden... Hasan Kolonya Deposu'nun vıtrinlenndekı şışeler daıma gözümü alırdı. Adeta gönlüm okşanırdı. Bu şişeler arasında Paris'in "Eyfel Kulesi"r\\, Sulta- nahmet'm hiyeroglıflı taşını çok severdim. Bır de, menekşe kolonyasının açık mor rengi, yus- yuvariakşışenın etıketındekı yeşılyapraklı eflatun-ma- vi menekşeler çekıcı görünürdü. Çekıcı, albenilı... Menekşeye vurgunluğum o günlerden kalma. Cumartesi öğleden sonraları, mevsım sonbaharsa, saptığım yolda güneş ve gölge garip bır cenkleşme ıçin- deydi. Garip diyorum, çünkü bu cenkleşme daha çok kucaklaşmayı andınrdı. Güneş bir belirir, bır bulutlara gızlenır; gölgeler bır ko- yulaşır, bır açılırdı. Ben boyuna menekşe kolonyasının etiketindeki çiçeklen düşlerdim... Menekşeyi sahiden çok seviyor muyum? Çıçekler, bıtkiler, ormanlar. hep sevdım. Menekşeyi narin ve çekmgen bulurum. Sanki güzel- lığını saklamak ıster. Hercai menekşeye gelınce, mas- kelı baloya gıtmek üzere hazırianmış gıbidir. Bana çi- çekten başka bir şeymişçesıne ses yöneltirhercai me- nekşe. Evet, apaçık seslenır, şuhluklara davet eder. Menekşe hem doğada kendilığınden yetışıyor, hem bahçe bıtkısi hem de saksı çıçeğı. Çok yıllık otsu bir brtkiymış. Yapraklannın yürek bıçımınde olduğunu söy- lememe gerek yok. Menekşerengi dendi mı, ille o koyu mor akla gelır. Ama menekşenın çiçeğındeki koyu sarı benek hep unutulur. Çocukluğumda Elizabeth Taytor'un adı geçmeye- görsün, hanımlarhep bırağızdan, "Menekşegözlüyıl- dız..." derlerdi. Renklı filmler hayatımıza yeni yeni giri- yordu. Simone Signoret, "Özlemin eski tadıyok..." diyor- du. Nice zamanlar var ki, hayatımda menekşenın eski tadı yok. Bır demet menekşe uzak anı. Ancak anılarsökün edınce menekşelerden çağnşım- lar... Öneriler CD / Love Songs, Nat King Cole, EMI Records Ltd. (Unutulmaz "Autumn Leaves" şarkısının da yer aldığı, günlerdır dınledığım nefıs bır albüm.) Barbara Bonney konserleri iptal • Kültür Senisi-32 Uluslararası Istanbul Müzik Festivali kapsamında yann şef Giovanni Antonini yönetimindeki Basel Oda Orkestrasf yla "Aya Irini'de bir Diva' başlıklı konserini verecek olan ünlü soprano Barbara Bonney'in geçirdiğı ağır grip nedeniyle A\Tupa turnesinin son üç konserini iptal etmek zorunda kaldığı bildirildi. Festival kapsamındaki 'Aya Irini'de bir Dha' konseri, klasik müzik dünyasının bir diğer yıldızı Lynne Davvson'un solistliğinde ve yapıtlan da değişiklik olmaksızın gerçekleştirilecek. Dawson, Aya Irini Müzesi'nde saat 20.00'de vereceği konserinde şef Antonini yönetimindeki Basel Oda Orkestrasf yla Mozart ve Haydn'ın aryalannı seslendirecek. (0 212 334 07 34) Altın Portakal'ın afişleri • Kültür Servisi -41. Antalya Altın Portakal Film Festi\ali'nin tanıtım afişini belirlemek amacıyla düzenlenen yanşmaya bu yıl 103 profesyonel - amatör grafik sanatçısının 150 yapıtla kahlmasıyla rekor sayıda başMiru oldu. Değerlendirmeler Tank Keskin, Pınar Bingöl, Enis Timuçüı Tan, K. Ruhi Şahin ve İsmet Mirzatürkmen'den oluşan seçici kurulca yapılacak. Birinci seçilen sanatçı 1.5 milyar lira ve Altın Portakal heykelciğiyle ödüllendirilirken ikinci ve üçüncü seçilen sanatçılara plaket verilecek. Yanşmaya katılan yapıtlardan sergilenmeye değer görülenler festival süresince sanatse\erlerin beğenısine sunulacak. Antik Daskyleion'da kazılar • BANDIRMA (AA) - Balıkesir'm Bandırma ilçesıne bağlı Ergili köyü yakınlanndaki Daskyleion Antik Kenti'nde. kazı çalışmalanna 5 Temmuz'da başlanacak. Kazı heyeri başkanlığını yapan. Ege Üniversitesi Klasik .Arkeoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tomris Bakır, bu yıl kazılar için Kültür ve Turizm Bakanhğı'nca 30 milyar lira ödenek aynldığını ve Izmir 9 Eylül Üniversitesı'nden jeofizikçılerin de katılacağı kazılann 30-40 kişilik bir ekiple yürütüleceğini söyledi. Kazı çalışmalan geçen yılki gibi yine Sarp Bölge Valiliği saraylannın yer aldığı Hisartepe'nin en üst noktasında yapılacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle