Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18 HAZİRAN 2004 CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER
AÇI
MUMTAZ SOYSAL
Marmara'da Bir Batık: AE2
Orneklik
BALKANLAR'IN öbür ucundan Anadolu'ya gelmiş
bir adı Türkıye Cumhuriyeti'nin en önemli belediyecilik
başanlarından binnin imzası yapmak, şöyle bır düşünür-
senız, yabana atılacak bır ozellik değildır. Ahmet Piriş-
tina üzerine çok şey yazılıp söylendi birkaç gündür; ama,
konunun bu yanı üzerınde pek duran olmadı. Yalnızca,
bır iki yerde onun "Arnavut inadı"ndan söz edildi.
Oysa, Avrasya coğrafyasından bu topraklara sığınan
insanlardaki değişık özelliklerin Küçük Asya'daki kanşı-
ma getirdiği canlılık sanıldığından çok daha önemlidir. Bel-
ki de, bugünkü Türkiye'yi en az Kuzey Amerika kadar di-
namik kılan nedenlerin başında bu kanşım gelıyor. Unut-
mayalım kı, nüfus tarihçisi Justin McCarthy'nin rakam-
larla ortaya koyduğu gibı, cumhurıyetın kuruluş yılların-
da 10 mılyonu bıraz geçen nüfusun yaklaşık yansı, bırın-
ci ya da en fazla ıkınci, üçüncü kuşak olarak, tıpkı Mus-
tafa Kemal gibi, cumhuriyet topraklarının dışından ge-
lenlerden oluşmaktaydı.
Bu kanşımı, şimdi Avnjpa'nın zoriamasıylayapıldığı gı-
bi "kültürelzenginlik" diye geriye dönük saçmasapan uy-
gulamalaria abartmak yenne, bır arapsaçına değil de, çağ-
daş dinamizme dönüştüren Kemalist cumhunyet "hüma-
nizm"m\n ilkelerıni yüceltmek daha dogru olmaz mıydı?
Pirıştina'nın g/derken gende bıraktığı güzellikleri teker
teker saymaksütunlarasığmayabilir. Ama, bazıların-
da daha önceki çabaları büsbütün göz ardı etmek kadar
yanlış bır şey de olamaz. Örneğın, Körfez'ın temizlenme-
si. 0 konuda meslek odalannın ve çeşitli yönetimlerin ça-
lışmaları olmasaydı, Pıriştına yaptıgını tamamlayabılir
miydı? Onun ılginç yanı, Ozal'dan çok farklı bir üslupla
"iş bitirir" olmasrydı.
Yalap şalaplığa kaçmadan, programla, sabırla.
Ama, daha da başanlı olduğu alan, önceki yanlışlan,
fantezı nrtelığınde pahalı ışlere kalkışmadan. ustaca "rö-
fuj "larladuzeltmesıydi. Kordonboyu'nunönünebilmem
kaç şerrtli otoyol yapmak için yığılmış kayaları teker te-
ker çıkartmak yerine eşit düzeye indirip toprakla doldur-
mak ve geniş biryeşil alan yaratmakakıllıca birtercih de-
ğil midir?
Bunların dışında bir başka konu var ki, yazılanlar ve
söylenenler ona gereken önemi vermiş sayılmaz:
Kent-ıçı ulaşımda denizi ustaca kullanmak.
Üstelik, sonu hüsranla bitecek özelleştirmelere gitme-
den. belediyeye bağlı bir kamu kurumu yoluyla. Yeni hat-
lar kurup eski Izmir Şehir Hatları taşıdığı yolcu sayısını
ona katlayarak.
Yanı, Boğaziçı gibi kent ortasından geçen on sekiz
mıllık bır su yolunu kullanmayı beceremeyıp köprulerle
uğraşan istanbul'da yapılmayanı yaparak. Piriştina'nın Iz-
mir'de başardıkları arasında asıl örnek olarak alınabıle-
cek olan, herhalde deniz ulaşımının hakkını vermiş olma-
sıdır.
Orneklik ettiği konular bu kadar çok olan bır ınsan ko-
lay unutulur mu?
Oktay SONMEZ Den/rc» Yazar
1915'te Çanakkale geçilmezi somtnda geçebi-
len iki denizaltının sonıınun ne olduğunu da bu
tarihsel açıklamada öğreneceksiniz.
1
914, Balkan Savaşı sonrası. Yenilmişli-
ğin, ezümişliğin, çözülmelerin. birbın
ardına kaybedişlerin perişan yıllan. Dün-
ya tarihinin en büyük devletlerinden bi-
ri olan Osmanlı'nın çöküntüsü ağır san-
cılar ve çatırtılarla sürüp gidiyor. OsmanJı mül-
künün. adalannın. denizlerinin, layılannın öne-
mi ve değeri hiç eksılmeyen Boğazlar'ının üze-
nnde -tıpkı bugünkü gibi- dışımızdaki güçlerden
her binnin ayrı hesabı var. Ama Osmanlf yı yok
edıp bölüşmek politıkasında birlıktelik içindeler.
Bu beraberlik üçgenıne Fransa, İngiltere. Rusya'ya
bilındıği gıbı Boğazlar'dan İstanbul'a ve Anado-
lu'ya yürüme aşamasında daha sonra Italya ve Yu-
nanistan da sokuluyor. Her bın bır başka gizli ar-
zu ile yaruyor. Ama genel planın orkestra şefi In-
giliz diplomasisi, işi daha da büyük bir Ortado-
ğu planı olarak tasarlamış Daha 1900'lerin he-
men ilk yıllan süresince egemen olduğu Mısır'da
organize olmuş ve her türlü asken yığınağıru ya-
pıyor. Kara, deniz, hava kuvvetlen. lojistik güç-
leri ile Mısır, o günlerin en önemli İngıliz üssü
durumunda. Üçgenin doğu ucundaki Rusya de-
ğişık cephelerdeki savaşlann ağır mali güçlükle-
n ve yaklaşan Bolşevık thtilali'nın sancılan ıçın-
de Çar Nikola müttefiklerinden bir an önce Bo-
ğazlar'ı geçip tstanbul'u, Karadeniz"ı ve Anado-
lu'yu denetımlenne almalan ıçın adeta yalvan-
yor. CAllJKJkJlLlleıı giıiv planının savaş konse-
yinde ise başrol oyunculuğu ve yönetmenlik yi-
ne İngılizlerde.
Bu arada. dünyanın öbür ucunda 1914 Aralık
ayı sonunda Avustralya'nın 15 bin asker ve 5 bin
at taşıyan bir konvoyu Sydney'den aynlıyor. He-
nüz İngiltere'den tam bağımsız olmayan Avust-
ralya'nın oluşturulma aşamasında bulunan kü-
çük donanmasındaki AE2 isımlı bır denızaltı da
bu konvoya eşlik eden tek savaş gemısi olarak Mı-
sır'a doğru yol alıyor. Dünya savaş tarihinde na-
sıl bir görev yüklenerek yer alacağından. gemi-
dekiler, komutanı dahil habersiz. Bu Avustralya
denızaltısı. 27 Ocak 1915'te konvoyla bırlikte
önemsiz bır "yalıuzadanT gibi Süveyş'e vanyor
Tam 25920 denız mili çiğnemiş oraya kadar
(48000 km). tş bununla da bitmiyor. Sonrası da
var. Sonrası Çanakkale. O güne kadar dünyada
yaşanan en büyük deniz savaşı. Tarihtekı yerını
alrruş her önemli olay gibi bu savaş için de her tür-
de birçok eser yayımlanmış olmasına karşın göz-
den ırak olmuş, perde arkasırun alacakaranlığın-
daki bazı gerçekler ya da ayrrntılar hep var ola-
gelmiştir.
Budestanlaşmış savaşı buraya sığdırmak elbet-
te ki olanaksız. "Gömelün gel seni tarihe. desem
sığmazsın" dızelerini hatıriıyoruz. Bizim burada
asıl değineceğimiz önemli ve perde arkasında
kalmış bır a>Tintı ile ilgili.
Bilindıği gibi Çanakkale'yi geçerek tstanbul'u
ele geçirmek ve Osmanlı Devletinı 1. Dünya Sa-
vaşı tablosundan silmek stratejisi Müttefıklenn (İn-
gilizler, Fransızlar, İtalyanlar) sadece bir deniz
gücü operasyonu olarak saptanmış ve ilk aşama-
sı 12 parça savaş gemisi ile 19 Şubat 1915 günü
başlamış, fakat Osmanlı topçusunun karadan ate-
şi karşısuıda başansızlığa uğramıştı. 25 Şubat gü-
nü yinelenen saldın boğaz girişinde Türk koru-
ganlanndan ve Müttefik donanmasından açılan
karşılıklı ağır top ateşi ile on saat sürmüş ve yi-
ne düşmanın geri çekılmesi ile sonuçlanmıştı.
Aynı günün sabahı Fransızlar donanmalarının
destek ateşi korumasuıda Kumkale'ye çıktı ıse de,
bu saldın bölgede mevzılenmış Türk bırliklenn-
ce durdurulmuş, daha sonra da karaya çıkan Fran-
sız askeri apar topar gemilerine çekilmişti.
Bu arada boğazın en dar ve akıntılı bölgesınde
özellıkle gece karanlığında Osmanlı Deniz Ku\ -
vetleri ve hatta işe uygun sivıl teknelerin sağla-
dığı yerel olanaklann da katılımı ile mayın hatla-
n kuruyor. Özellikle bu çalışmalann bır gecesın-
de ünlü "Nusret" gemısınin yerleştirdiği mayın-
lar, savaşın gidişini değiştiren. gemiyi ve ıçinde-
kileri tarihin unutulmaziar bölümüne yerleştiren
parlak bir savunma ve aslında gizli bir karşı sal-
dın olmuştu.
18 Mart 1915. Çanakkale Boğazı girişi Kum-
kale/şimdiki Mehmetçik Bumu arasında çekilen
çizgınin hemen kuzeyindeki deniz alanı gerçek
bir kıyamet görüntüsü. Başansız saldınlan so-
nunda Müttefikler deniz gücü olarak Doğu Ak-
deniz Bölgesi 'nde neleri varsa bir araya getirip ke-
sin bir sonuç almak üzere saldınya geçiyorlar.
Sabah sısınin ardından o günlerin en ünlü gemı-
leri hayaletler gibi bir bir ortaya çıkıvor. Saa!
10.30'da savaş düzeni alıp bombardımana başlı-
yorlar. Hemen ardından Türk koruganlanndaki top-
lar gürlüyor ve hiç susmuyor Boğaz girişıni bır
yanardağa çeviren bu korkunç düello yedı saat sü-
rüyor. Operasyonun ilk saatlerinde 35 gemi olan
Müttefik donanması sonra 55, daha sonra da 70
parça gemiye ulaşıyor.
Aynı gün saat 17.00'de bir anlatıhnaz akşam.
batık gemilerden su yüzüne çıkrruş yağla kaph ka-
ranlık sularda yüzen şışmış ya da yanmış denız-
ci cesetlerinin ve arta kalan irili ufaklı malzeme-
nın üzerine ınerken, top ateşi ile yanmış Çanak-
kale'den alevler. her iki kıyıdakı tepelerden sım-
siyah dumanlar >
r
ükseli) or. O gün. Mürtefiklerin
en ünlü gemilerinden Fransızlann ünlü Bme si dö-
şenen mayırüardan birine çarpmış 7 dakikada 700
tayfası ile bırlikte sulara gömülmüştü. Ingilizle-
rin ünlu ve en büyük savaş gücü olan Goliath. Oce-
an. Majesric, Trumph keza isabet alıp boğazın di-
bını boylamış. Irresıstable ağır yaralanmış sonra
da karaya gitmiştı. Sonuç düşman için yine kesın
bır başansızlıktı. Fakat bu arada bir şey anlamış-
lardı. istanbul'a boğazlan geçerek sadece gemi-
lerle ulaşmak bır hayaldi
VVînston Churchill. 2 Dünya Savaşı günlerini
yaşayanlanmızın belleğinde; Ingilizlere "Size
kan. gözj-aşı ama soouçtazafervaatedi>"onıın
1
" di-
yen, ünlü purosu ve şişman gövdesi ile siyah be-
yaz filmlerdekı sa\ aş haberlennde her gün görü-
nen Ingiltere'nın başbakaru, Çanakkale "den deniz
gücü ile girip Osmanlı 'yı etkisiz duruma getirme
planını savaş konseyine teklif eden kişinin de ta
kendısı. Savaş konseyınin onayı alını\or. ama Sa-
vaş Bakanı Lord Krtchener ile işin başından be-
n görüş aynlıklan var Mütefik deniz gücünün 18
Mart günü yaptığı girişım kesin başansızlıkla so-
nuçlanmca artık Gelıbolu Yanmadası'nın belırli
noktalanndan çıkarma \ aparak karadan bir ope-
rasyona ginşmek zorunlu oluyor. Savaşın bundan
sonraki bölümüne girişmeyeceğiz Seddülbahir.
Anafartalar. Kanlı Sırt, Conk Bayın. Anzak Ko-
>ıı, Sulva.. o anlı şanlı yanmadanm neresinde de-
nedılerse olmadı. Karşılannda o gizemli. doğur-
gan. neler neler doğııran Anadolu toprağının ço-
cuklannı, Memedlerini, lise sıralanndan, tıbbiye
okulundan alınıp cephelere göndenlen gençlen ve
kendısi başlı başına mucize olan bir asken deha-
yı, Mustafa Kemal' ı buldular. "ÖKin" dedi. On
bınlerce öldüler -Cephanebiftiyse.süngütaküe-
ri" dedı. öyle yaptılar Düşman o sırtlarda, kum-
sallarda perişan oldu. Çanakkale operasyonu'na
hiç olumlu bakmamış Lord Kıtchener çıldırmış.
"•Kahrobun bu DardaneO, herkes akhnıomınla baz-
muş. Burası bize mezar olacak" dıye haykınyor
MArkasıSa. 19,Sü.4'te
Türkiye'de Turizm
Rehberliği ve Önemi
Şaban Ali VAŞAROĞLU
IstanbulTeknik İ 'nhersitesi Vakfi TurizmEğtimiBölümSonanhısu
"Bu aziz vatan, çocuklanmız ve torunlanmız için, cennet
yapdmaya layıktır." K. ATATÜRK
yılda bir kez de
BABANA HEDİYE ALİ
ISTANBUL - ANKARA-ADANA-ADAPAZARI - AFYON - ANTALYA - BALIKESİR - BURSA - ÇORLU - OİYARBAKIR - ELAZIĞ
ERZURUM - GA2IANTEP - IZMIR - IZMIT - KONYA - MERSIN - ORDU - SAMSUN - TRABZON
T
ürkiye'de turizm reh-
berliği. 19501i yıl-
larda amatörce yürü-
tülmekteydi. Bunlann ba-
şında. Ahmet EsatTomruk
(Namıdiğer İngıliz Kemal).
Cevat Şaİdr Kabaağaçfa (Ha-
lıkarnas Balıkçısı). İnci Pi-
rin<;cioğlu ve Ercüment Me-
Bh Özbay gıbı sayılan 10'u
geçmeyen rurizmde anıt ter-
cüman dua\ enlerimiz yer al-
maktaydı.
A\nca, \iiksek tahsil ku-
ruluşlannda yabancı dil bi-
len ünı\ ersiteli öğrencileri-
miz tarafindan da amatörce
tunstlere tercümanhk hiz-
meti sürdürülmekteydı.
Günümüzde ise Türki-
ye'de profesy onel tunzm reh-
berleri, Turizm ve Tanıtma
Bakanlığı'nın 265 sayılı ya-
sanm 26. maddesi gereğin-
ce açmakta olduğu kurslar-
la yetıştinlmektedir.
2004'ün Türki\e'sinde ise
bir çannın altında örgütlenen
yaklaşık 6 bin civannda ba-
kanlık kokartlı profesyonel
tunzm rehberimız, 14 mıl-
j ona yakın tunste >üz vüze
rehberlık hizmetı vermek-
tedir. Onlar Türkiye'ye ge-
len tunstlere ülkeyı tanıtı-
yor ve tanıyorlar. Bana gö-
re bu hizmet. devletin ve
özel sektörün yaptığı mıl-
yarlarca dolarlık tarutım har-
camalanndan çok daha
önem taşımaktadır
Türkiye'Ni uluslararası ka-
muoyuna tanıtmada rehber-
lerımize önemli görevler
düşmektedır. Onlar, turistle-
rin iyiyi ve kötüvoi görme-
sınde ve doğru bilgi verme-
yi meslek edınmış olan reh-
berler olarak; onlara Türki-
ye'yi ve Türklen tanımak
ve sevdirmek gibi kutsal bir
misyonu olan kışilerdir. Bu
niteliği ile rehberlerimız.
özel olarak önemli bır iş ve
görevi üstlenmiş bulunmak-
tadırlar Turizm rehberhği
bir meslek ya da sanat mı-
dır? Evet, tunzm rehberliği
birmeslektir. Hiç kuşkusuz,
hiç tartışmasız çok önemli
bir meslek Çünkü turist;
Türkiye'yi tunzm rehberle-
rinin kışilığınde tanımakta-
dır Ancak, bu kadar önem-
li birmesleğı sürdüren kişi-
nin ışini iyi yapması için ge-
rekli olan bilgı ve görgü do-
nanımından yoksun olma-
ması gerekir.
Bir öğretmen gibi tarih,
coğrafy a \ e edebiyat bilme-
si gereken turizm rehberı,
turistlenn gelenek ve göre-
neklerine saygılı ve hoşgö-
rülü olmanın yanında. ülke-
de bulunan müzeler ve ser-
gilenen eserlen bilmeli. mı-
tolojik olaylar ve kahraman-
lıklan konusunda bilgi sahi-
bi olmalıdır.
Rehberlık bir sanat mıdır,
konusuna gelince: rehber-
lık aynı zamanda bir sanat-
tır. Rehberler. otobüste ve
gezilerde turistlerle konu-
şurken. bilgılendinrken. on-
larla eskı dostlan ve yol ar-
kadaşı gibı konuşmalıdır.
Eğer. bır rehber işini iyi ve
güzel yapıyor, hizmetinde
bulunduğu tunstleri Türkı-
ye tutkunu bırer insan ola-
rak ülkelenne göndenyor
ise ışte o rehber. mesleğinı
sanata dönüştürmüş demek-
tir
Rehberler Odası \'önetim
Kurulu Başkanı Sa)in Şerif
Y'enen'in tanımıyla profes-
yonel turist rehben: "Bir ül-
keyi gezen yabancı turist
gruplan ile gelişlerinden dö-
nüşlerine kadar bir arada
olan. doğrudan ve en uzun
süreyle ilişki içinde bulunan
ülke yurttaşıdır. Onun şah-
sında yabana konukiar, gez-
dikleri ülke insam hakkmda
flkir ve izlenim sahibi olur-
lar."
Sonuç olarak. Ülkemıze
gelen tunstlere ve misafir-
lere doğru tarutım ve doğru
anlatımdan sorumlu profes-
yonel rurist rehberlerimiz
ülkelerine karşı önemli so-
rumluluklar taşımaktalar.
Sözlerimı, eski Rehber-
ler Odası Yönetim Kurulu
Başkanı Sayın T.AhmetŞen-
sılay'ın
u
Biz rehberler, ül-
kenıiri ve insanlannuzı sev-
dirmeyituristi memnun gön-
dermeyi başardığımız tak-
dirde, bir memnun turist,
eşittir bin yeni turist. nıanö-
ğıyla her zaman kazançh çı-
kanz. Rehber arkadaşlan-
mız, turisti, ülkesinin gezdir-
diği yerierin âşığı yapan in-
sanlardır. Onlar, ülkesini
tanıtmaya çahşan külrürve
turizm elçilerimizdir" tanımı
ile noktalıyorum.
PENCERE
Emperyalizmin Tezgâhında
Türk-Kürt Oyunu...
Leyla Zana ve arkadaşlarının cezaevinden salıve-
rilmelerinden sonra olan bitenler, çoğu kişiyi şaşırttı;
bundan sonra da gelişmeler karşısında şaşıracağız..
Niçin?..
Çünkü bölgede emperyalist güçlerfinkatryoriar, kul-
lanabildiklerı etnik ve dincı güçleri ellerinde tutarak
sırası geldığinde Ortadoğu satrancında ileri sürüyor-
lar...
Amerika'nın bireli Kuzey Irak'tadır, öteki eli Güney-
doğu Anadolu'da...
Bireli petrolde..
öteki eli suda..
Halkmış, etnikçiymiş. dinmiş, dinciymiş, demokra-
siymış, insan hakkıymış, yoksullukmuş, hukukmuş,
gugukmuş emperyaliste vız gelir; bütün bunlar, he-
defe ulaşmak ıçın, sırası geldiğınde kullanılacakaraç-
lardır.
Kürt ve Türk bilinçlenip aklını başına almadıkça
emperyalizmin maşası gibi kullanılacak, 'Büyük Pat-
ron' bu ikisini birbiriyle işıne geldiği gibi çatıştıracak-
tır...
•
Kapitalizmin emperyalizmi bu oyunu daha önce
-1990'larda- oynadı; Güneydoğu Anadolu'da silahlı
PKK kalkışmasıyla gücünü sınadı...
Yenilgiye uğradı!..
PKK başkaldınsının benimsediği terör yöntemi kar-
şısında "TC askeri" önce şaşırdı; hazırlıksızdı, sonra
kendisıni toparladı; ısyancıyı yenilgiye uğrattı; ama bu
kolay olmadı, savaşım yıllarca sürdü; on binlerce ki-
şı yaşamını yıtırdi...
Her felâketin bir de kazancı vardır; Türk ordusu ça-
ğımızın karabasanı olan teröre karşı savaşımda dün-
ya ölçeğinde güç, ustalık, birikim sağladı. Bu gerçe-
ği dış dünya biliyor; Küreselleşme sürecinde adı öne
çıkan George Soros ne dedı:
"- Türkiye'nin en iyi ihraç malı ordusudur."
"Büyük patron" yaşanan olayın farkındadır; epey-
dır askerimizi Türkiye'nin sınır dışına taşımak istiyor;
ama, Kuzey Irak'a değil..
ABD işini bilir..
1990'larda yaşananlar bir gerçeği de ortaya çıkar-
dı; PKK ya da Kongra-Gel terörie hiçbir yere ulaşa-
maz; Anadolu Kürt ve Türk'ü barış istiyor, sorunları
çözmek için silahı seçenın silahla canına okunur...
Anadolu Kürt'ü yaşadığı toprağın insanıdır, ot gibi,
ağaç gibı, Laz, Çerkez, Türk, Arap gibi bu harıtanın
dogal rengıdır; niçin sonu belli bir kanlı açmazda ken-
dini harcasın, emperyalizmin oyuncağınadönüşsün,
dış kışkırtmalara kapılsın?..
Yaşanmış kanlı oyunu bir kez daha yaşamak Ana-
dolu halkının sağduyusuna sığmaz...
•
Demokrasi ithal edilemez..
Ağa güdümünde, aşıret düzeninde, şeriat buyru-
ğunda, kadın köleliğinde, kan davasında, dinci ikti-
darda, yoksulluk koşullannda; okumasız, yazmasız,
topraksız, fabrıkasız, işsiz toplumda demokrasi pa-
zarlamak olanaksızdır...
önce "Aydınlanma"gerek ki akıl yolunda Anado-
lu kendi benliğini bulabilsin; Türk-Kürt çatışmasından
ne Kürt'e yarar gelir, ne de Türk'e...
Türk ile Kürt'ü bırbirine kırdırmak siyaseti emper-
yalizmin tezgâhında dokunuyor...
önce bu gerçekte buluşabiliyor muyuz?..
Gerisı kolaydır...
"EN ÇOK SATANWR" Listesinde:
SAKALLI
CELAL
• Oıtıan Karaveli'nin yeni kitabı •
20 güntte DÖRDÜNCÜ BASKI
(240 Sayfa - 80 orijinal foto -10 milyon TL)
BÜTÜN KİTAPÇILARDA
^ Çumhuriyet
^T kitap kulübü
^ ^ L O K A L İ
KARİKATÜR SERGİSİ
YAN ÇİZİYORUZ
AHMETERKANU, ALİ ULVİERSOY, AŞKIN AYRANCIOĞLU, BAYKA
KARAKAŞ. BÜLENT KARAKÛSE, CANOL KOCAGÖZ, CEM KOÇ.
CUMHUR GAZIOĞLU DINÇER PILGİR, ENDER ÖZKAHRAMAN,
ERAY ÖZBEK. ERGİSIGULEN, GÜRCAN ÖZKAN, HİCABIDEMİRCI
BULENT ÇELİK, IRFAN SAYAR. ISMAIL GULGEÇ. KÂMIL
MASARACI, KEMAL GONEN. KEMAL URGENÇ, K0RAY KURANE
LATIF DEMİRCI. MERT UZUM, MUHAMMET ŞENGÖZ, MURAT
BAŞOL MUSTAFA BİLGIN, NEZIH DANYAL. NURAY ÇİFTÇI. NURİ
KURTCEBE, PENGUEN DERGİSI, SEFER SELVL SEMIH POROY,
SEYİT SAATÇI. TAN ORAL. TAN YÜCEL, TARIK TOLUNAY, TUNÇ
TAYLAN, TURHAN SELÇUK. YALÇIN ÇETİN, ZAFER TEMOÇİN
AÇIUŞKOKTEYLİ
19 HAZİRAN 2004 - CUMARTESİ 18.00
İSTIKLAL CAD .1BAK SOK NO: 4 O: 1 2
TEL. 0 212 252 38 81 '82