Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 NTYIS 2004 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
17
Barznni; "Işkenceyi
abartmayuı! "
l şaklığm sonu
yok ki!
Bektrorikpostedenizsoinecumhunyet.com.tr www.denizsom.com Tei: 0.21Z512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Iktisat Kongresi'nde IMF
temsilcisi uyumuş...
"Ekonomide rehavet
dönemi!"
flkol M
Asel ve Sıtkı Ergüney:
"Tabzon Valisi Aslan Yıl-
dıan, Devlet Tiyatrolan
Gnel Müdür Yardımcısı
Tener Levent'i tekmele-
diten sonra sarhoş ol-
dıy u iddiasıyla alkol mu-
ay«iesine sevk ettiriyor.
Hicümet yanlısı Kanal 7
tes-vizyonu, Leventte 1
prrnil alkol tespit edildi-
ğiı duyuaıyor... Kanal 7,
çıton değerin sabah aç
ka-ıına yenilen bir adet
pctakalın yarattığı alkol
etısi ile aynı olduğunu
isoöylemryor!"
ilesi 25 yıl önce Türkrye'den Amerika'ya
göç etmiş... Oenis Durul Metin, Türk asıl-
lı bir Amerikan vatandaşı ve kendisini bir
Amerikalı olarak hissediyor... Ikiz Kuleler
bombalandığında 15 yaşındaymış... Lise öğrenci-
siyken bir şeyler yazmaya karar vermiş ve oturup
"Şu Bizim Büyük Ülkemiz" kitabını yazmış...
Kitap, Türkçe'ye de çevrildi ve Arion'dan çıktı:
"Anayasanın ek ikinci maddesinin ne olduğunu
hepimiz biliyoruz değil mi? Bu, anayasamıza Ge-
orge VVashington önderliğinde Britanya sömür-
geciliğine karşı verilen savaştan sonra ABD'yi ingi-
liz işgalcilere karşı korumak amacıyla yapılmış bir
ektir. Bu eskimiş ek madde, zamanında, bu ülkeyi
ordu olmadan, yurttaşlannı silahlandırarak koruma-
ya yardımcı olmuştu.
Ne var ki bugün bu madde, bizim bu büyük ülke-
mizdeki magandaların, suçluiann ve canilerin Ame-
rikalılan öldüren ateşli silahları yasal olarak satın al-
••
Buyuk ulkemalanna olanak sağlıyor.
Ben burada öylece dururken, bizim bu büyük ül-
kemizde yaşayan milyonlarca maganda yüzünden,
her gün insanların ölmesinden bıktım usandım. Bu
magandalar ve ellerindeki değerli oyuncaklar yü-
zünden. en aptalca nedenlerie her gün çevremiz-
de insanlar vuruluyor ve öldürülüyor.
Bizim bu büyük ülkemizde serbestçe satılan si-
lahlann, ortalamaAmerikan yurttaşı için bugün dün-
yada hepimizi öldürmek isteyen milyonlarca terö-
ristten daha tehlikeli olduğunu biliyor musunuz?
Usame bin Ladin'in işini onun yerine yaptığınız
için Ulusal Silah Derneği'ne çokteşekkür ederiz.
Sivillerce silah kullanımının bütünüyle men edil-
mesiyle ne kadaryaşamın kurtulacağını biliyor mu-
Hıkem
Futbol hakemleri
derneği başkanlı-
jna seçilen Mustafa
Çutu'nun ilk mesajının
hatemlerin Mevlrt kan-
diliıi kutlamak olduğu-
nu öliyor musunuz?
İ-Zafiyet
Aki Kökçe: "AB, Kıb-
ns' alırken saatlerle
ölçliğü zamanı, Türki-
ye'je tarih verirken yıl-
larii ölçüyori"
Toprak
Kerdi köylüsüne, "Gö-
zünizü toprak doyur-
sun diyenler ABD'ye
"Vaan toprakları sizin
içinfeda olsun" diyor.
SESSİZSEDASIZO)
sunuz?
Okulların nihayet nasıl güvenli hale geleceğini bi-
liyor musunuz?
Şunda hemfikiriz: Bir Amerikan yurttaşı olarak, bir
kimseyi öldürmek niyetiyle silah sahibi olmak be-
nim hakkımdır ve ben tetiği çekip de birini mermiy-
le gerçekten vurmadıkça bu bir suç oluşturmaya-
caktır.
Bu ülkeyi seviyorum! öldürücü bir silah sahibi ol-
duğum halde suçlu sayılmıyorum; ancak sizi öldür-
düğümde suçlu oluyorum.
Sopalarının ellerinden alınması yönünde en kü-
çük bir tehdit olduğunda küçücük bebekler gibi ağ-
layan bütün büyümüş yetişkin erkeklere ve hâlâ
1700'lerde yaşayıp Ingiliz askerlerinin büyük işga-
lini bekleyerek her gün daha çok silah satın alan
Amerikalılara bir haberim var: Ingilizlergelmiyorlar!
Okuma güçlüğü çeken bütün silah düşkünü ma-
gandalar için tekrarediyorum: Ingilizlergelmiyorlar."
Bana dokunmayan yılan bin yaşasın mı?
Gönderdiği kısa öyküde "Bana do-
kunmayan yılan bin yaşasın" diyerek
biryere vanlamayacağını belirtiyor Ay-
şegül Tokatlı:
Bir çiftlik evinde yasayan fare bir gün
çıftçi ve karısının açmaya çalıştıklan
paketten bir fare kapanı çıktığını gö-
rünce telaşa kapıldı ve "Evde fare ka-
panı var" diye çiftlikte panik halinde
koşmaya başladı.
Onu gören tavuk "Üzgünüm fare
kardeş, bu seni ilgilendiren bir so-
run" dedi.
Tavuktan destek bulamayan farecik
doğru domuzun yanına koştu. "Ben
de senin adına çok üzgünüm ama so-
runun beni ilgilendiren kısmı yok" de-
di domuz. Olaya tanık olan keçi umur-
samaz bir tavırla yemeğe çalıştığı kör-
pe fidan yapraklarından dikkatini ayır-
madan ağzının içinde anlaşılmayan laf-
lar yuvarladı. Umutları kırık halde eve
dönen minik fare artık sonunun geldi-
ğıni kabullendi.
O gece, karanlıkta kapanın kapan-
ma sesine uyanan çiftçinin kansı, ne-
yin kapanayakalandığına bakmak için
telaşla yataktan fırladı. Karanlıkta ko-
caman bir yılanın kapanda can havliy-
le çırpındığını göremedi ama yılan onu
görmüştü ve soktu.
Ertesi gün kadın ateşlenip yata-
ğa düştü. Hasta kadına çorba yap-
mak için önce tavuk kesildi. Olayı
duyan komşular her gün geliyor
hasta kadına bakıyorlardı. Çiftçi onla-
n doyurmak için domuzu kesip pişir-
di.
Birkaç gün sonra zavallı kadıncağız
öldü. Cenaze törenine gelenleri ağırla-
mak için keçi de kesildi.
"Bana dokunmayan yılan lafı yalan.
Yılan, eryadageç herkesin ayağınaya
da boynuna dolanır."
ÇED KÖŞESÎ
OKTAY EKİNCİ
Dersimiz' Ağımas...
"•IVIinar Sinan o çeşrade-
ri, kubfceleri. kemerleri Erci-
yes*i se rederek vaprruş™ Ba-
karsan Ereiyes'te de aynıla-
nm göıürsÜH—"
Ağınaslı yapıcı Ahmet
Ustann dedesi söylermiş
bunu...
Koca Sinan'ın doğup bü-
yüdüği mekânlardaki taş
evlerden birindeyız... Bir
yandankarşımızda yükselen
karlarlc kaplı Erciyes'i sey-
rediyor bir yandan Ahmet
Usta'yı dinliyorum;
"- İsnıail Dedem yapıcı de-
ğildi ana tarihe, sanata nıe-
raklıydı. Eski binalann Erck
\es'e bcnzedigini anlarmak-
tan çok hoşlanırdL.."
Bir başkan, bir minıar...
Tarihi Kentier Birliği'nin
:9 Nısan-01 Mayıs 2004
oinlenr.deki Sıvas Buluşma-
g'ndan sonra Kayseri'ye
geçtiğimizde, Ağırnas Bele-
diye Başkanı Mehmet Os-
nanbaşoğlu'nun da konuğu
clduk. Uygarlık tarihine im-
7$. atan bir
nimann
lentinde yö-
retici olma-
rın gururu
hr başkaydı.
Her zamankı
tçakgönül-
Llüğünü ıç-
tnlikle sür-
rirerek, ef-
snevi geç-
rişin me-
linlanm bi-
zmle de pay-
lıştı...
Aynı me-
linlann or-
tıya çıkartı-
İD onanlma-
snda tanım- Sinan'ın başkanı(SDK arşhi)
lnamaz bir coşku, sevgi ve
çlışkanlıkla görev alan mi-
nar Nü^t Bayer de îstan-
tl'dan günübirliğine koşup
gldı: yapılan çalışmalan ve
snuçlannı anlattı.
Başkan Osmanbaşoğlu,
nmar Nüvit Bayer, ustalar,
yrdımcılan ve biz, bir ev-
cn öbürüne. oradan diğeri-
r ve tümünün altındaki
*sakü kentin" derinliklerine
clesinedaldıkki; soluklan-
rakiçin gün ışığına çıktığı-
r^da, her yönüyle bir "za-
tan tünelinin" rtiyasından
nanmışgibiydik...
Farihi evlerin "altuıda"
ı:anan ve şimdiki Ağırnas'ı
seta omuzlannda taşıyan
•vraltı mekânlarını böylesi
t coşkunun rehberliğinde
caşmak ıse 19 yaşına ka-
crburalarda büyüyen Koca
(ta"nın gençlik yıllannda-
kı "etldlenmelerini'' hisset-
memıze yetmişti.
AnlatJamaz bir dünya
E\et... Ağırnas'ta, anlaı-
makla asla anlaşılamayacak
olan, sadece ve sadece "gö-
rerek" algılanabilecek, ola-
ğanüstü birbeceri, olağanüs-
tü bir mimarlık ve olağanüs-
tü bir yapı kültürünün şaşır-
tıcı yeraltı dünyasında, yüz-
lerce yıl önceyi yaşar gibi
oluyorsunuz...
Her bir dehlizden geçer-
ken farklı işlevli bir mahze-
ne ulaşmak ya da tünel gibi
koridorlarda ve merdivenli
sokakcıklarda dolaşmak; ay-
nı yerlerde ınsanlann nasıl
yaşadığını, nasıl ürettikleri-
ni ve nasıl yarattıklannı düş-
lemek; hele bir de mimarsa-
nız bu eşsiz kentsel tasan-
mın insan ölçeğindeki oran-
lanna ve yüzlerce yıldır sa-
pasağlam kalan taşıyıcı sis-
temlerine hayranlık içinde
bakakalmak...
Tanhin ancak "meçhul us-
talanna" ait o
hünerli elleri ve
yaratıcı aklı, bir
kez daha say-
gıyla selamlı-
yoruz...
Acaba, Tür-
kıye'deki tüm
mimarlık ve şe-
hircilik okulla-
nnda. ilk
"ders"in Ağır-
nas'taverilmesi
ve eğitıme önce
bu eşsiz yapı ve
kent kültürünün
-tanuunasıjla"
başlanması ne-
den hiç akla
gelmez diye de
hayıflanıyo-
ruz...
Yüzlerce yıl önce Sinan'ı
yaratan derinJiklerde dolaşıp
ardından Erciyes'in karşı-
sında düşüncelere dalarak
tasanm dünyasına adım ata-
cak bir öğrencinin, aynı za-
manda "geleceğimizin" de
uygarca mekânlarını yarata-
cak ilk esinlenmeleriyle bu-
luşacağını lütfen gidin sizler
de görün ve yaşayın...
Hele bir de Başkan Os-
manbaşoğlu'yla imar, bele-
diyecılik ve siyaset konula-
nnda söyleşme olanağı bu-
lursanız, Sinan'ın mekânla-
nnda sadece yapı ustalığının
değil, düşünce ve yaşama
kültürünün de kökleri bulun-
duğunu; "görmüş geçirmiş-
Kğiııff
de neden aynı zaman-
da "Anadolu" demek oldu-
ğunu hemen fark edersiniz...
Oekinci J cumhuriyetcpm.tr
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicakn turk.net
ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACl kamilmasarac'Ka mynet.com
HARBİ SEMİH POROY semihporoyirı yahoo.com
HAYAT EPtK TİYATROSU MUSTAFA BİLGÎN
SU TURKLERIN KADIM-BİKE(C E5ÎTLİ
KONUSUND/A BİZ UVGAR K
ÖÖRENECEKLERİ ÇOK 5EY VA
Dt AAI snor •>
TARİHTE BUGÜN MİMIAZ ARIKAN 9 Mtıytâ utnc.muintaz-ftrOean.com
GAZETECİ. KARA K/TAYI KE$F£
19O4'TE BUSUN UMLU tHGİUZ KA$ÎP HEMRY MOZTDU STAHLEY ÖL-
MUŞTU. 1863 YIL/NP4, ç^i.ıfr/â/ "*/£iv ycetc HB&U-D
DA İZİ KAY8EDlL£N MıSYOHEfl
S7TOHE U 8ULMAKLA GÖKEW-EMDlR.fLEN STANL£YJ
O
PEĞ/N SlR^OAM SİR MuHAglRDl. SEMÇ GAZCrSCr, BIK.
Y/LA VAHMADAN OMJ 8ULMUŞ; AMCA*:, 8U
KEZ oe K/IGA *ctrxyı KsşrerME TTJT-IOJSOMA
r. KOMGO MBHiei ISE ÇEt/£e£/SJI
//./tr SEYAZ OLJ4&4*: BUYÜIC ÜIV
GÜÇLÜĞE
<Se/S£/S£*i O&TA AFGIKA 'HI
&OL OYNAMlÇn. OAHA SONGA SELÇtKA İC&41.IAIIN
PANO
DENIZ KAVLKÇUOGLU
Türk-Yunan Dostiuğu (2)
Atina'nın teslim alındığı 1458 yılı ile ülkenin si-
yasal bağımsızlığına kavuştuğu 1830 yılı arasında
kalan yaklaşık 400 yıllık Osmanlı boyunduruğu dö-
neminde Yunan varlığının kendisini koruyabilme-
sınde en büyük rolü Yunan-Ortodoks Kilisesi oy-
namıştır. Osmanh'ya karşı girişilen isyanlar, ayak-
lanmalar, çete savaşlan sırasında oluşup güçlenen
Yunan ulusçuluğunda da "d/n"in çok belirgin bir
etkisı vardır. Istanbul ve Anadolu'nun Yunanlaştı-
nlmasına yönelik "megaJİ idea" düşüncesi de din-
sel kaynaklı birsiyasal ülküdür. Bu ülkü Yunan-Or-
todoks patrikliğinin ve Yunan- Ortodoks dünyası-
nın en büyük tapınağı Aya Sofya'nın bulunduğu Is-
tanbul'u, Hıristiyanlığın ilk yaygınlaşma dönemin-
de konsey toplantılannın yapıldığı Iznik ve Antak-
ya gibi kentlerle Karadeniz, Ege ve Akdeniz kıyı-
lanndaki eski Helen topraklannı Yunanistan'a bağ-
lamayı öngörmektedir.
"öngörmekteydi" demek herhalde daha doğru
olacaktır, çünkü Türk Ulusal Kurtuluş Savaşı ile bir-
likte Yunan ulusçuluğunun da, Yunan-Ortodoks
Kilisesi'nin de "Büyük Yunanistan" hayalleri bü-
yük ölçüde ortadan kalkmıştır. Bugün bellı bırazın-
lık hâlâ o eski hayallerin peşinde koşsa da toplum
içindeki gücü ve etkisi bizim Turancılann Türki-
ye'deki güçleri ve etkıleri kadardır. Ama biz geri-
lere, "megali /dea"nın, Büyük Yunanistan düşün-
cesinin toplumun geniş kesimlerini coşkuya boğ-
duğu Birinci Dünya Savaşı yıllanna dönelim.
• • •
Yunan Krallığı, Ingiltere, Fransa ve italya'nın Bi-
rinci Dünya Savaşı'ndan yenik çıkan Osmanlı Dev-
leti'ni parçalama planlanna ortak olmuş, o "büyük
ülküyü"gerçekleştirmek için 15 Mayıs 1919 günü
Izmir'easkerçıkarmıştır. Sonucu biliyoruz. Başlar-
da büyük direnişlerle karşılaşmadan Anadolu iç-
lerine kadar ilerieyen Yunan ordusu, 26 Ağustos
1922 günü Mustafa Kemal Atatürk'ün komuta-
sında başlatılan Büyük Taarruz ile dört gün içinde
bozguna uğratılmış ve kovalanarak geldiği yer-
den, Izmir'den denize dökülmüştür. 9 Eylül 1922
günü kurtanlan Izmir'den çekip gıden Yunan güç-
leri, arkalannda yakılmış, yıkılmış bir kent bırakmış-
lardır.
Tarihçiler Yunan ordusunun Anadolu içlerine iler-
lerken büyük direnişlerle karşılaşmadığını, hatta
bazı köylerde Türk köylülennin Yunan askerierini
Rum komşulanyla birlikte mavı- beyaz bayraklar-
la karşıladıklarını yazıyoriar. Ne var kı aynı köylü-
ler bir-iki yıl sonra üzerierinde üniformalan, ayak-
lannda postallan, ellennde tüfeklerıyle izmir'e gi-
ren Kurtuluş Ordusu'nun neferleri arasında yer
alacaklardır.
Yunan aydınlannın önemlı bir bölümü Büyük Yu-
nanistan hayaliyle girişilen Anadolu'yu işgal hare-
kâtını ve sonuçlannı "küçük Asya felaketi" olarak
nitelendirirler. Yunan Komünist Partisi'nin bu talih-
siz girişimi önlemek için büyük çabalar harcadığı-
nı da burada belirtmek gerekir. Yunanlar için bir
"felaket" olan Kurtuluş Savaşı sürecinde Türk ulus-
çuluğu ve ulusal bilinç, geniş halk kitleleri arasında
hızla yaygınlaşmıştır. Dolayısıyla ulusçuluk ve ulu-
sal bilinç bağlammda bir sonuç olan 24 Nisan 1830
Yunanlar için ne anlama geliyorsa. 29 Ekim 1923
Türkler için aynı anlama gelmektedir. Araştırmacı
gazeteci-yazar dostum Yaşar Aksoy'un yazılann-
da birçok kez dile getirdiği gibi Yunanlar Osman-
h'ya, Türkler de Yunanlara karşı verdikleri savaşlar-
la bağımsız devletlerinin yolunu açmışlardır. Bu ne-
denle her iki ülkenin de kurtuluş ve kuruluş tarihle-
rini birbirleriyle ilinti kurmadan yazmak olası değil-
dir. Birinin zaferi diğerinin yenilgisidir.
• • •
Türkıye'de de Yunanistan'da da çocuklar okul-
larda bu "zaferler"ı ve "yenilgiler"l okuyarak ye-
tişmektedirler. öyleyse dillerden düşmeyen, özle-
nen, gerçekleşmesi ve kalıcı olması ıstenen Türk-
Yunan dostiuğu, bu tarihsel gerçeklerin temelin-
de ya da bu "zafeıier ve yenilgiler tarihi "ne rağ-
men kurulacaktır. Kolay değildir. Bir de toplam iki
mılyon Türk'ü ve Rum'u yerierinden, yurtlarından,
mallanndan eden "mübadele" gerçeği vardır. Bu
konuya da çarşamba günü kısaca bir göz atıp, ya-
zı "pehlivan tefrikası "na dönmeden biryerde bağ-
layalım.
e-posta:dkavukcuoglu - superonline.com
Faks:0212-234 68 73
BULMACA SEDATYAŞAYA.\
1 2SOLDANSAĞA:
V Kung-flıya
benzer. Çin
kökenli bir
dövüş spo-
ru... Sanatta
ortaya çıkan
yeni görüş. 2/
Divanşiirinin
ölçüsü... Tit-
reme. titreyiş.
3/ Bir nota...
Bir erkeğin 9
nikâhsız olarak aldı-
ğı cariye. 4/ Yiğit.
kahraman... Çanak-
kale"ninbirilçesi. 5/
Ticarette, kullanıl-
ması hemen müm-
kün olan paraya ve-
rilen ad. 6/ Denizci-
likte "alt, aşağı" an-
lamında kullanılan
sözcük...
cezalı çocuk. 7/Kesimevi, mezbaha... "Suya dü-
şeni — yakmaz^Her âşık bu cevri çekmez" (Ka-
racaoğlan). 8/ Avrupa'da büyük bir yanmada...
Düzyazıda yapılan uyak. 9/Hindistan'da, ölen ko-
casının yakıldığı ateşe atlayarak yanan ve ermiş
sayılan kadınlara verilen ad... Kimi ülkelerde çe-
şitli damıtık içkilere venlen ad.
YUKARIDAN AŞAĞIY4:
1/ Yüce, yüksek... Yankı. II Asya ile Avrupa'yı
ayıran dağ sırası... Her türlü kirli ve gizli işler iş-
ler yapan çetenin başı. 3/ Pasta hamuru... Geze-
gen. 4/Yunan rakısı... Parmak ya da el kaldırarak
verilen oy. 5/ Tıyatro ve sinemada. olayın geçtiği
yeri canlandırmak için kullanılan öğelenn tümü.
6/ Yeryüzü parçası... Üstün bir yetkinın gücünü
simgeleyen değnek. 7/Nitelik... Rütbesız asker.
8/ Şua... Gemınin rüzgâr almayan yanı. 9/ Örde-
•< ğe benzer bir su kuşu... Kısa çizme.