18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 NTYIS 2004 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 17 Barznni; "Işkenceyi abartmayuı! " l şaklığm sonu yok ki! Bektrorikpostedenizsoinecumhunyet.com.tr www.denizsom.com Tei: 0.21Z512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Iktisat Kongresi'nde IMF temsilcisi uyumuş... "Ekonomide rehavet dönemi!" flkol M Asel ve Sıtkı Ergüney: "Tabzon Valisi Aslan Yıl- dıan, Devlet Tiyatrolan Gnel Müdür Yardımcısı Tener Levent'i tekmele- diten sonra sarhoş ol- dıy u iddiasıyla alkol mu- ay«iesine sevk ettiriyor. Hicümet yanlısı Kanal 7 tes-vizyonu, Leventte 1 prrnil alkol tespit edildi- ğiı duyuaıyor... Kanal 7, çıton değerin sabah aç ka-ıına yenilen bir adet pctakalın yarattığı alkol etısi ile aynı olduğunu isoöylemryor!" ilesi 25 yıl önce Türkrye'den Amerika'ya göç etmiş... Oenis Durul Metin, Türk asıl- lı bir Amerikan vatandaşı ve kendisini bir Amerikalı olarak hissediyor... Ikiz Kuleler bombalandığında 15 yaşındaymış... Lise öğrenci- siyken bir şeyler yazmaya karar vermiş ve oturup "Şu Bizim Büyük Ülkemiz" kitabını yazmış... Kitap, Türkçe'ye de çevrildi ve Arion'dan çıktı: "Anayasanın ek ikinci maddesinin ne olduğunu hepimiz biliyoruz değil mi? Bu, anayasamıza Ge- orge VVashington önderliğinde Britanya sömür- geciliğine karşı verilen savaştan sonra ABD'yi ingi- liz işgalcilere karşı korumak amacıyla yapılmış bir ektir. Bu eskimiş ek madde, zamanında, bu ülkeyi ordu olmadan, yurttaşlannı silahlandırarak koruma- ya yardımcı olmuştu. Ne var ki bugün bu madde, bizim bu büyük ülke- mizdeki magandaların, suçluiann ve canilerin Ame- rikalılan öldüren ateşli silahları yasal olarak satın al- •• Buyuk ulkemalanna olanak sağlıyor. Ben burada öylece dururken, bizim bu büyük ül- kemizde yaşayan milyonlarca maganda yüzünden, her gün insanların ölmesinden bıktım usandım. Bu magandalar ve ellerindeki değerli oyuncaklar yü- zünden. en aptalca nedenlerie her gün çevremiz- de insanlar vuruluyor ve öldürülüyor. Bizim bu büyük ülkemizde serbestçe satılan si- lahlann, ortalamaAmerikan yurttaşı için bugün dün- yada hepimizi öldürmek isteyen milyonlarca terö- ristten daha tehlikeli olduğunu biliyor musunuz? Usame bin Ladin'in işini onun yerine yaptığınız için Ulusal Silah Derneği'ne çokteşekkür ederiz. Sivillerce silah kullanımının bütünüyle men edil- mesiyle ne kadaryaşamın kurtulacağını biliyor mu- Hıkem Futbol hakemleri derneği başkanlı- jna seçilen Mustafa Çutu'nun ilk mesajının hatemlerin Mevlrt kan- diliıi kutlamak olduğu- nu öliyor musunuz? İ-Zafiyet Aki Kökçe: "AB, Kıb- ns' alırken saatlerle ölçliğü zamanı, Türki- ye'je tarih verirken yıl- larii ölçüyori" Toprak Kerdi köylüsüne, "Gö- zünizü toprak doyur- sun diyenler ABD'ye "Vaan toprakları sizin içinfeda olsun" diyor. SESSİZSEDASIZO) sunuz? Okulların nihayet nasıl güvenli hale geleceğini bi- liyor musunuz? Şunda hemfikiriz: Bir Amerikan yurttaşı olarak, bir kimseyi öldürmek niyetiyle silah sahibi olmak be- nim hakkımdır ve ben tetiği çekip de birini mermiy- le gerçekten vurmadıkça bu bir suç oluşturmaya- caktır. Bu ülkeyi seviyorum! öldürücü bir silah sahibi ol- duğum halde suçlu sayılmıyorum; ancak sizi öldür- düğümde suçlu oluyorum. Sopalarının ellerinden alınması yönünde en kü- çük bir tehdit olduğunda küçücük bebekler gibi ağ- layan bütün büyümüş yetişkin erkeklere ve hâlâ 1700'lerde yaşayıp Ingiliz askerlerinin büyük işga- lini bekleyerek her gün daha çok silah satın alan Amerikalılara bir haberim var: Ingilizlergelmiyorlar! Okuma güçlüğü çeken bütün silah düşkünü ma- gandalar için tekrarediyorum: Ingilizlergelmiyorlar." Bana dokunmayan yılan bin yaşasın mı? Gönderdiği kısa öyküde "Bana do- kunmayan yılan bin yaşasın" diyerek biryere vanlamayacağını belirtiyor Ay- şegül Tokatlı: Bir çiftlik evinde yasayan fare bir gün çıftçi ve karısının açmaya çalıştıklan paketten bir fare kapanı çıktığını gö- rünce telaşa kapıldı ve "Evde fare ka- panı var" diye çiftlikte panik halinde koşmaya başladı. Onu gören tavuk "Üzgünüm fare kardeş, bu seni ilgilendiren bir so- run" dedi. Tavuktan destek bulamayan farecik doğru domuzun yanına koştu. "Ben de senin adına çok üzgünüm ama so- runun beni ilgilendiren kısmı yok" de- di domuz. Olaya tanık olan keçi umur- samaz bir tavırla yemeğe çalıştığı kör- pe fidan yapraklarından dikkatini ayır- madan ağzının içinde anlaşılmayan laf- lar yuvarladı. Umutları kırık halde eve dönen minik fare artık sonunun geldi- ğıni kabullendi. O gece, karanlıkta kapanın kapan- ma sesine uyanan çiftçinin kansı, ne- yin kapanayakalandığına bakmak için telaşla yataktan fırladı. Karanlıkta ko- caman bir yılanın kapanda can havliy- le çırpındığını göremedi ama yılan onu görmüştü ve soktu. Ertesi gün kadın ateşlenip yata- ğa düştü. Hasta kadına çorba yap- mak için önce tavuk kesildi. Olayı duyan komşular her gün geliyor hasta kadına bakıyorlardı. Çiftçi onla- n doyurmak için domuzu kesip pişir- di. Birkaç gün sonra zavallı kadıncağız öldü. Cenaze törenine gelenleri ağırla- mak için keçi de kesildi. "Bana dokunmayan yılan lafı yalan. Yılan, eryadageç herkesin ayağınaya da boynuna dolanır." ÇED KÖŞESÎ OKTAY EKİNCİ Dersimiz' Ağımas... "•IVIinar Sinan o çeşrade- ri, kubfceleri. kemerleri Erci- yes*i se rederek vaprruş™ Ba- karsan Ereiyes'te de aynıla- nm göıürsÜH—" Ağınaslı yapıcı Ahmet Ustann dedesi söylermiş bunu... Koca Sinan'ın doğup bü- yüdüği mekânlardaki taş evlerden birindeyız... Bir yandankarşımızda yükselen karlarlc kaplı Erciyes'i sey- rediyor bir yandan Ahmet Usta'yı dinliyorum; "- İsnıail Dedem yapıcı de- ğildi ana tarihe, sanata nıe- raklıydı. Eski binalann Erck \es'e bcnzedigini anlarmak- tan çok hoşlanırdL.." Bir başkan, bir minıar... Tarihi Kentier Birliği'nin :9 Nısan-01 Mayıs 2004 oinlenr.deki Sıvas Buluşma- g'ndan sonra Kayseri'ye geçtiğimizde, Ağırnas Bele- diye Başkanı Mehmet Os- nanbaşoğlu'nun da konuğu clduk. Uygarlık tarihine im- 7$. atan bir nimann lentinde yö- retici olma- rın gururu hr başkaydı. Her zamankı tçakgönül- Llüğünü ıç- tnlikle sür- rirerek, ef- snevi geç- rişin me- linlanm bi- zmle de pay- lıştı... Aynı me- linlann or- tıya çıkartı- İD onanlma- snda tanım- Sinan'ın başkanı(SDK arşhi) lnamaz bir coşku, sevgi ve çlışkanlıkla görev alan mi- nar Nü^t Bayer de îstan- tl'dan günübirliğine koşup gldı: yapılan çalışmalan ve snuçlannı anlattı. Başkan Osmanbaşoğlu, nmar Nüvit Bayer, ustalar, yrdımcılan ve biz, bir ev- cn öbürüne. oradan diğeri- r ve tümünün altındaki *sakü kentin" derinliklerine clesinedaldıkki; soluklan- rakiçin gün ışığına çıktığı- r^da, her yönüyle bir "za- tan tünelinin" rtiyasından nanmışgibiydik... Farihi evlerin "altuıda" ı:anan ve şimdiki Ağırnas'ı seta omuzlannda taşıyan •vraltı mekânlarını böylesi t coşkunun rehberliğinde caşmak ıse 19 yaşına ka- crburalarda büyüyen Koca (ta"nın gençlik yıllannda- kı "etldlenmelerini'' hisset- memıze yetmişti. AnlatJamaz bir dünya E\et... Ağırnas'ta, anlaı- makla asla anlaşılamayacak olan, sadece ve sadece "gö- rerek" algılanabilecek, ola- ğanüstü birbeceri, olağanüs- tü bir mimarlık ve olağanüs- tü bir yapı kültürünün şaşır- tıcı yeraltı dünyasında, yüz- lerce yıl önceyi yaşar gibi oluyorsunuz... Her bir dehlizden geçer- ken farklı işlevli bir mahze- ne ulaşmak ya da tünel gibi koridorlarda ve merdivenli sokakcıklarda dolaşmak; ay- nı yerlerde ınsanlann nasıl yaşadığını, nasıl ürettikleri- ni ve nasıl yarattıklannı düş- lemek; hele bir de mimarsa- nız bu eşsiz kentsel tasan- mın insan ölçeğindeki oran- lanna ve yüzlerce yıldır sa- pasağlam kalan taşıyıcı sis- temlerine hayranlık içinde bakakalmak... Tanhin ancak "meçhul us- talanna" ait o hünerli elleri ve yaratıcı aklı, bir kez daha say- gıyla selamlı- yoruz... Acaba, Tür- kıye'deki tüm mimarlık ve şe- hircilik okulla- nnda. ilk "ders"in Ağır- nas'taverilmesi ve eğitıme önce bu eşsiz yapı ve kent kültürünün -tanuunasıjla" başlanması ne- den hiç akla gelmez diye de hayıflanıyo- ruz... Yüzlerce yıl önce Sinan'ı yaratan derinJiklerde dolaşıp ardından Erciyes'in karşı- sında düşüncelere dalarak tasanm dünyasına adım ata- cak bir öğrencinin, aynı za- manda "geleceğimizin" de uygarca mekânlarını yarata- cak ilk esinlenmeleriyle bu- luşacağını lütfen gidin sizler de görün ve yaşayın... Hele bir de Başkan Os- manbaşoğlu'yla imar, bele- diyecılik ve siyaset konula- nnda söyleşme olanağı bu- lursanız, Sinan'ın mekânla- nnda sadece yapı ustalığının değil, düşünce ve yaşama kültürünün de kökleri bulun- duğunu; "görmüş geçirmiş- Kğiııff de neden aynı zaman- da "Anadolu" demek oldu- ğunu hemen fark edersiniz... Oekinci J cumhuriyetcpm.tr KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicakn turk.net ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACl kamilmasarac'Ka mynet.com HARBİ SEMİH POROY semihporoyirı yahoo.com HAYAT EPtK TİYATROSU MUSTAFA BİLGÎN SU TURKLERIN KADIM-BİKE(C E5ÎTLİ KONUSUND/A BİZ UVGAR K ÖÖRENECEKLERİ ÇOK 5EY VA Dt AAI snor •> TARİHTE BUGÜN MİMIAZ ARIKAN 9 Mtıytâ utnc.muintaz-ftrOean.com GAZETECİ. KARA K/TAYI KE$F£ 19O4'TE BUSUN UMLU tHGİUZ KA$ÎP HEMRY MOZTDU STAHLEY ÖL- MUŞTU. 1863 YIL/NP4, ç^i.ıfr/â/ "*/£iv ycetc HB&U-D DA İZİ KAY8EDlL£N MıSYOHEfl S7TOHE U 8ULMAKLA GÖKEW-EMDlR.fLEN STANL£YJ O PEĞ/N SlR^OAM SİR MuHAglRDl. SEMÇ GAZCrSCr, BIK. Y/LA VAHMADAN OMJ 8ULMUŞ; AMCA*:, 8U KEZ oe K/IGA *ctrxyı KsşrerME TTJT-IOJSOMA r. KOMGO MBHiei ISE ÇEt/£e£/SJI //./tr SEYAZ OLJ4&4*: BUYÜIC ÜIV GÜÇLÜĞE <Se/S£/S£*i O&TA AFGIKA 'HI &OL OYNAMlÇn. OAHA SONGA SELÇtKA İC&41.IAIIN PANO DENIZ KAVLKÇUOGLU Türk-Yunan Dostiuğu (2) Atina'nın teslim alındığı 1458 yılı ile ülkenin si- yasal bağımsızlığına kavuştuğu 1830 yılı arasında kalan yaklaşık 400 yıllık Osmanlı boyunduruğu dö- neminde Yunan varlığının kendisini koruyabilme- sınde en büyük rolü Yunan-Ortodoks Kilisesi oy- namıştır. Osmanh'ya karşı girişilen isyanlar, ayak- lanmalar, çete savaşlan sırasında oluşup güçlenen Yunan ulusçuluğunda da "d/n"in çok belirgin bir etkisı vardır. Istanbul ve Anadolu'nun Yunanlaştı- nlmasına yönelik "megaJİ idea" düşüncesi de din- sel kaynaklı birsiyasal ülküdür. Bu ülkü Yunan-Or- todoks patrikliğinin ve Yunan- Ortodoks dünyası- nın en büyük tapınağı Aya Sofya'nın bulunduğu Is- tanbul'u, Hıristiyanlığın ilk yaygınlaşma dönemin- de konsey toplantılannın yapıldığı Iznik ve Antak- ya gibi kentlerle Karadeniz, Ege ve Akdeniz kıyı- lanndaki eski Helen topraklannı Yunanistan'a bağ- lamayı öngörmektedir. "öngörmekteydi" demek herhalde daha doğru olacaktır, çünkü Türk Ulusal Kurtuluş Savaşı ile bir- likte Yunan ulusçuluğunun da, Yunan-Ortodoks Kilisesi'nin de "Büyük Yunanistan" hayalleri bü- yük ölçüde ortadan kalkmıştır. Bugün bellı bırazın- lık hâlâ o eski hayallerin peşinde koşsa da toplum içindeki gücü ve etkisi bizim Turancılann Türki- ye'deki güçleri ve etkıleri kadardır. Ama biz geri- lere, "megali /dea"nın, Büyük Yunanistan düşün- cesinin toplumun geniş kesimlerini coşkuya boğ- duğu Birinci Dünya Savaşı yıllanna dönelim. • • • Yunan Krallığı, Ingiltere, Fransa ve italya'nın Bi- rinci Dünya Savaşı'ndan yenik çıkan Osmanlı Dev- leti'ni parçalama planlanna ortak olmuş, o "büyük ülküyü"gerçekleştirmek için 15 Mayıs 1919 günü Izmir'easkerçıkarmıştır. Sonucu biliyoruz. Başlar- da büyük direnişlerle karşılaşmadan Anadolu iç- lerine kadar ilerieyen Yunan ordusu, 26 Ağustos 1922 günü Mustafa Kemal Atatürk'ün komuta- sında başlatılan Büyük Taarruz ile dört gün içinde bozguna uğratılmış ve kovalanarak geldiği yer- den, Izmir'den denize dökülmüştür. 9 Eylül 1922 günü kurtanlan Izmir'den çekip gıden Yunan güç- leri, arkalannda yakılmış, yıkılmış bir kent bırakmış- lardır. Tarihçiler Yunan ordusunun Anadolu içlerine iler- lerken büyük direnişlerle karşılaşmadığını, hatta bazı köylerde Türk köylülennin Yunan askerierini Rum komşulanyla birlikte mavı- beyaz bayraklar- la karşıladıklarını yazıyoriar. Ne var kı aynı köylü- ler bir-iki yıl sonra üzerierinde üniformalan, ayak- lannda postallan, ellennde tüfeklerıyle izmir'e gi- ren Kurtuluş Ordusu'nun neferleri arasında yer alacaklardır. Yunan aydınlannın önemlı bir bölümü Büyük Yu- nanistan hayaliyle girişilen Anadolu'yu işgal hare- kâtını ve sonuçlannı "küçük Asya felaketi" olarak nitelendirirler. Yunan Komünist Partisi'nin bu talih- siz girişimi önlemek için büyük çabalar harcadığı- nı da burada belirtmek gerekir. Yunanlar için bir "felaket" olan Kurtuluş Savaşı sürecinde Türk ulus- çuluğu ve ulusal bilinç, geniş halk kitleleri arasında hızla yaygınlaşmıştır. Dolayısıyla ulusçuluk ve ulu- sal bilinç bağlammda bir sonuç olan 24 Nisan 1830 Yunanlar için ne anlama geliyorsa. 29 Ekim 1923 Türkler için aynı anlama gelmektedir. Araştırmacı gazeteci-yazar dostum Yaşar Aksoy'un yazılann- da birçok kez dile getirdiği gibi Yunanlar Osman- h'ya, Türkler de Yunanlara karşı verdikleri savaşlar- la bağımsız devletlerinin yolunu açmışlardır. Bu ne- denle her iki ülkenin de kurtuluş ve kuruluş tarihle- rini birbirleriyle ilinti kurmadan yazmak olası değil- dir. Birinin zaferi diğerinin yenilgisidir. • • • Türkıye'de de Yunanistan'da da çocuklar okul- larda bu "zaferler"ı ve "yenilgiler"l okuyarak ye- tişmektedirler. öyleyse dillerden düşmeyen, özle- nen, gerçekleşmesi ve kalıcı olması ıstenen Türk- Yunan dostiuğu, bu tarihsel gerçeklerin temelin- de ya da bu "zafeıier ve yenilgiler tarihi "ne rağ- men kurulacaktır. Kolay değildir. Bir de toplam iki mılyon Türk'ü ve Rum'u yerierinden, yurtlarından, mallanndan eden "mübadele" gerçeği vardır. Bu konuya da çarşamba günü kısaca bir göz atıp, ya- zı "pehlivan tefrikası "na dönmeden biryerde bağ- layalım. e-posta:dkavukcuoglu - superonline.com Faks:0212-234 68 73 BULMACA SEDATYAŞAYA.\ 1 2SOLDANSAĞA: V Kung-flıya benzer. Çin kökenli bir dövüş spo- ru... Sanatta ortaya çıkan yeni görüş. 2/ Divanşiirinin ölçüsü... Tit- reme. titreyiş. 3/ Bir nota... Bir erkeğin 9 nikâhsız olarak aldı- ğı cariye. 4/ Yiğit. kahraman... Çanak- kale"ninbirilçesi. 5/ Ticarette, kullanıl- ması hemen müm- kün olan paraya ve- rilen ad. 6/ Denizci- likte "alt, aşağı" an- lamında kullanılan sözcük... cezalı çocuk. 7/Kesimevi, mezbaha... "Suya dü- şeni — yakmaz^Her âşık bu cevri çekmez" (Ka- racaoğlan). 8/ Avrupa'da büyük bir yanmada... Düzyazıda yapılan uyak. 9/Hindistan'da, ölen ko- casının yakıldığı ateşe atlayarak yanan ve ermiş sayılan kadınlara verilen ad... Kimi ülkelerde çe- şitli damıtık içkilere venlen ad. YUKARIDAN AŞAĞIY4: 1/ Yüce, yüksek... Yankı. II Asya ile Avrupa'yı ayıran dağ sırası... Her türlü kirli ve gizli işler iş- ler yapan çetenin başı. 3/ Pasta hamuru... Geze- gen. 4/Yunan rakısı... Parmak ya da el kaldırarak verilen oy. 5/ Tıyatro ve sinemada. olayın geçtiği yeri canlandırmak için kullanılan öğelenn tümü. 6/ Yeryüzü parçası... Üstün bir yetkinın gücünü simgeleyen değnek. 7/Nitelik... Rütbesız asker. 8/ Şua... Gemınin rüzgâr almayan yanı. 9/ Örde- •< ğe benzer bir su kuşu... Kısa çizme.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle