Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SfllAYIS 2004 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
17
"t Dolar
__ dalgalaıuyormuş...
2 Yalan, dalga
Koalisyon
•giliz askerieri Iraklı
sirlerin üzerine işiyor.
«nerikan askerieri Irak-
I esirleri çınlçıplak so-
MP cinsel ilişkiye
orluyor. Irak'taki y\
'coalisyon kuvve- wğm
t"ne yeni ad: Sa- Ç-?
fâi koalisyonu! <-.
Etektnmik posta: derazsomecumhtffiyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Amerikalılar, Talat'a bûyük
ilgi gösteıiyormuş...
"Taladapulos!"
Cabultete Neptun: "Kasımpa-
ş»lı Başbakan, Kıbns için
'Oünyanın kabul et-
) tiği gerçeklere kar-
şı çıkamayız' bu-
J
yurmuşlar. Dünya
ühceleri peş peşe Ermeni
idialannı kabul ediyor
<Ve yann buna da karşı
çcmayacak mısınız?"
Çiçekçi
Isanbul Büyükşehir Be-
lefliye Başkanı Kadir
Tcabaş'a yerel seçim-
den önce Bakırköy Flor-
yi Şenlikköy Mahalle-
si-ıde E-5 karayolu ile
Florya aynmındaki
yeşil alana nasıl
"çiçekçi dükkam"
açıldığını sormuş-
tuk. Yanrt geldi...
AMVP'lı Ahmet Bahadır-
lı'rtn Bak/rköy Belediye
Baykanlığı döneminde
Bacırköy Belediyesi en-
cünen karan ile kamuya
aiVeşil alan 250 milyon
liraya kiraya verilmiş.
[ ^ _ ıp Kurumu Genel Sekreteri Dr. Ali Rıza
• Uçer, Sağlık Bakanlığı'nın 417 sayılı ma-
I | ! kam onayı ile 1 Ocak 2004'den itibaren yü-
I 1 rürlüğe giren "Döner Sermaye Performans
Yönergesi"nin ilk sonuçlarını değerlendiriyor:
"Sağlık Bakanlığı yönerge için şöyle diyor:
'Bu yönergenin amacı, Sağlık Bakanlığı'na bağlı
sağlık kurumlarında çalışan personelin, unvanı, gö-
revi, çalışma şartlan ve süresi, hizmete katkısı, per-
formansı, serbest çalışıp çalışmaması, kurumlarda
yapılan muayene, ameliyat, anestezi, girişimsel iş-
lemler ile özellik arz eden riskli bölümlerde çalışma
gibi unsurlar esas alınarak sağlık kurumlannda sağ-
lık hizmetlerinin iyileştirilmesi, kaliteli ve verimli hiz-
met sunumunun sağlanması amacıyla 2004 Mali Yı-
lı Bütçe Kanunu'nun 49. maddesinin k bendi uyann-
ca, Sağlık Bakanlığı'na bağlı döner sermayeli kurum-
larda görevli personele, döner sermayeden yapılacak
ek ödemenın oran, usul ve esaslannı belirlemektir.'
Bir yonerge
Ancak yönergenin uygulaması hemşirelerle hekim-
ler arasında bin kata varan, hekimlerle hekimler ara-
sında yüz kata varan bir uçurum yarattı.
Birinci basamak sağlık çalışanlan arasında da ben-
zer bir haksızlığa zemin hazırlayan döner sermaye
sistemi ne getiriyor ne götürüyor?
Uygulamanın ekip anlayışı ile yürütülmesi gereken
sağlık hizmetlerinin sunumunu olumsuz biçimde et-
kilemesi ve çalışma banşını bozması şaşırtıa olma-
yacaktır.
Sağlık Bakanlığı yöneticilerinin tercihi dönerserma-
ye yoluyla tıbbi hizmeti parayla ödüllendirmektir.
Döner sermaye uygulaması başta hekimler olmak
üzere sağlık çalışanlannın emeklerinin karşılığı olan
kalıcı ve gerçek nitelikli ücret artışlannın önünü daha
da tıkayacaktır. Bu hususta çarpıcı bir örnek sağlık
çaJışanlannın emekliliklerinde maruz kaldığı yoksul-
laşma sürecidir. Döner sermaye uygulamasının en
önemli sakıncası sağlık hizmetlerinin sunumunda kâr
arnacının ön plana çıkmasıdır.
Hekimlik değerleriyle biriikte kamusal yarann ön-
celikle gözetilmesi gereken sağlık hizmetleri serbest
piyasanın rekabetçi sarmalında yozlaşmaya açık ha-
le gelmektedir. Hizmet sunan döner sermayeli kuru-
luşların kârlannı arttırmak için sunduk/an hizmeti ka-
bartmalannı engelleyecek etkin bir denetim mekaniz-
ması da yoktur.
Ortaya çıkacak zarann faturası başta sosyal güven-
lik kurumlanna, diğer resmı kurumlara, vatandaşla-
nmıza yani hepimize kesilecektir.
önergenin başka ne gibi sonuçlara yol açacağı
çok daha derinlemesine irdelenmelidir. Bunun için
önce Sağlık Bakanlığı harcamalan mercek altına alın-
malıdır."
SESStZSEDASIZ (!) Sınır tanımayan gazetecilerin smırı
Sınır tanımayan gazetecilere
göre; Türkiye basın özgürlüğü-
nün olmadığı 37 ülkeden biriy-
miş.. Türkiye ile birlikte sayılan
ülkeler, Vietnam, Pakistan, Kamboçya,
Kuzey Kore, Çin... Ortadoğu ülkeleri...
Üçüncü dünyanın mazlum, ezilen ül-
keleri... Hal böyle olunca Ayşe Meral
de şöyle diyor:
"Bu gazetecilere yani sınır tanıma-
yan gazetecilere göre, Rusya'da basın
özgürlüğü görüntüden ibaret, Avru-
pa'da ise tatminkârmış. ABD'den ise
hiç söz etmiyortar. Anlayacağınız
ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi'nin
tüm hedef ülkeleri, bu gazeteciler için
de hedef. Sınır tanımayan gazetecile-
re sormak gerek:
Dünyada Türkiye'den daha özgürbir
basın bulabilir misiniz? ABD'de, AB ül-
kelerinde, bu yazdıklannızı yazıp, yap-
tıklarınızı yapabilir misiniz?
Yıllardır, sabah akşam Türkiye Cum-
huriyeti devletinin, yaşadığınız ülkenin
en temel değerlerine ve ordusuna en
ağır eleştirileri getirebiliyorsunuz. Tür-
kiye'yi. yurtdışından sağladığınız kay-
naklaria yerden yere vuruyorsunuz. Ar-
kanızda duran Karen Fog'a Madam
Mttterrand'a. Soros'a kimsenin ka-
rıştığı yok. AB'ye uyum adıyla, sizin
için her şey serbest.
Sizler cennette gibi yaşıyorsunuz;
ulusal bağımsızlığını, ulusal onurunu
korumaya çalışan Türk halkı ise ce-
hennemde.
Yûksek Yerilim Hatt
Yasama, yürütme, yargı, önyargı...
Önyargı, AKP borazanı dördüncü
kuvvet medyamız oluyor!
erdincutku(S yahoo.com
ÇED KÖŞESİ
OKTAY EKINCI
Kavserive 'TavukçuMahallesi'..
Tarüi KentJer Biröği'nın ge-
çen hata yapılan Sivas Buluş-
ması'nn ardından pazar günü-
müzü ce Kayseri'ye ayırdık...
Mimar Sinan'ın doğduğu
Ağırnas için bir şans olan Be-
lediye Başkanı Mehmet Os-
manbapoğlu nun daveti, Vfi-
mariar Odası Kayseri Şubesi
yöneticîlennın konukse\er-
likleri v e dostum Ali Sal-
man'ın her zamanki "şiirsel
yakmhp", bu olanağı da bıze
sağlamş oldu...
Geçmişı Roma dönemıne
uzanan Selçukluuygarhğının
en zarifanıtsal yapılanyla be-
zenen Kayseri. hemen her kö-
şesine ?n görkemli görünü-
müyle '•ltaülan''yüce Erciyes
Dağı'nın tanıklığında bin yıl-
laruı yafamını sürdüriiyor.
Aynı tanıkhğın geçmişteki
ilhamıyla da tanhı kent doku-
su yaratılmıştı. Ne var ki o bü-
yük buluşmadan elde kalan
son ev \e konak örnekleri bı-
le artık yok olmak üzere.
Oysa. yakın yıllardaki he-
Anadolu'dakı en eski ve "kuJ-
lanılabilir" durumdaki sivil
mımarlık ömekJen, "yol aç-
mak, meydan düzenlemek,
minibüs garajı yaratmak vb,"
gibi nedenlerle gözden çıka-
nldılar.
Eski Ermeni evierinin her
yönüyle "Kaj'seriü" olan be-
zemeli taş örneklerinin de yer
aldığı Tavukçu Mahallesi ise
"SİT kararlan" sayesınde bü-
tünüyle "yokohnadı"; ama ay-
nı anlayışın elinde kısa sürede
daha da metrukJaşarak, bakım-
sızlıktan ve ilgisizlikten "ha-
rabe>-e" dönüşhl
Bu semtin evlerinden hiç
değilse birinin belediyece res-
tore edilmeye başlandığını
duyduğumuzda yaşadığımız
sevinç, mahallenin "geneldu-
nımunu" gördüğümüzde kur-
sağımızda kaldı. Çünkü, eski
dokudaki yıkımlar, üstelik
"dozerlerie'' sürüyor ve Ta-
vukçu Mahallesi, 2. Dünya
Savaşı'nda bombalanmış
kentlerden bile daha ürkütücü
KİM KJME DUM DUMA BEHİÇAK behicakı turk.net
ÇtZGtLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci <r mynet.com
1
HARBt SEMİH POROY semihporoyfg yahoo.com
Tarihi kenti "girilmez" lalnuşlar... Ne dükkânlannda ahşveriş e-
den var, ne de zarif evlerindeoturan_. (Fotoğraf: SDK arşıvi)
men tüm ziyaretlerimizde,
k;ntin zengin geçmişinı
"anutmamak" için sadece
d-nsel ve anıtsal yapılarla ye-
tnilemeyeceğini, aynı geçmı-
şh özellıkle
u
toplumsal y»-
şan kûltürûnü" belgeleyen
sv\\ mimarinin, eski sokakla-
rn ve özgiin semtlerin de ko
nnmalannın giderek daha da
öıem kazandığını belirtmi^.
tatışmış ve yazmıştık...
Başta yerel yetkililer olmak
ilere, tanhsel mırasa karşı so-
nmlu hemen herkes; "Uyan-
Iruuzda haküsınız" deyip el-
Idnden geleni yapacaklaoTnı
blirtmişlerdi...
Şimdi bir kez daha gördük
kKayseri'de yine "hnar ran-
biçin verilen sözler" tutulu-
yr. ama "kentin imar namu-
snu" kurtarmak için onca
tolantılarda söylenenler hep
uutuluyon
hntin geçmişine t
dozer'>
!
Caysen'dekı, örneğin Mol-
l>ğlu Konağı, Zennecioglu
hna^ıgibi, yapılış dönemle-
n6. yüzyı1a kadar uzanan ve
bjarihsel nıteliklenyle de
bir göriinüm içinde, belki de
artık uygarhk tarihine adeta
veda ediyor...
'Mimarfak parta...'
Kayseri'yi yönetenler, ge-
niş caddeleri ve modern yapı-
laşmasıyla "Anadolu'nun
çağdaş kenti" diye övıinmeyi
çok seviyorlar... Ancak, "geç-
miş çağlara vefasızhkla'' çağ-
daş olunamayacağını artık
görmeleri gerekmiyor mu?
Tavukçu Mahallesi, bu ha-
liyle bile Kayseri'nin "esld
kent ve kültür alanı" olarak
düzenlenebilecek değerlere
sahip... Bunun ilk adımı ola-
rak da aynı semtteki pazarye-
ri işgaline son vermek; tüm
eski yapılan ve özgün kalıntı-
lan, örneğin bir "mimarhk
parta" düzenJemesi içinde
korumaya alarak "yeniden >"a-
şatma umudu ile buluştur-
mak"; böylece kent halkının
da "esld Kayseri" hakkındaki
unutkanhklannı gidermek,
"Erciyes'le göz göze \aşa>an-
lar" için zor olmasa gerek...
Oekinci cumhuriyetC7m.tr
HAYAT EPİK TÎYATROSU MUSTAFA BtLGtN
BAKANI;"AB'yE StRÎNCE
1 MAYIS BAYRAAAI "RESAAİ TATÎL"
OLACAK
DEMÎ5..
ÎYf OLUR VAL^A .
BUNLARIN ELINE
KAİ.ZRSA
"ÖINİ BAYRAM
TATİLİ" OLMA
fHTt/^ALÎ DE
VAR CÜNKÜ !..
1 I 1 1 . I * 1 t t
TARtHTE BLGÜN MLMTAZARIKAN 5 Mans ıcınt.mumtaz-arikan. com
UÇAKLAINGILTBRB-AVUSTRALYA!
tSSO'OA 8USÜN, INSİUZ MPtH PİLOTU ***Y JDtOI-
6OH, KÛÇ.ÜIC UÇA6/VL4 AVUST&U.YA' 'Mi SfTMEK
Ü2£B£ tAJGİLTER£'D£N UAISAtANOf. 26 V4Ç/NPA- '
Kİ PA/CTİLOCJJ, KISA SÜgE O/VCS H4MCrV6A
G4K SA/?AUfr/. "MAVILLAA/D MOTH*,*
A&U UÇA&I fL£ T£*:8A$IMA 19 6uN YOLCU-
LUK £P£C£*:ot/W<4MYJDHJVSOÜ
IGAK, PAKİS7AAJ DO&fULTUSUNÜ
3#YA ÜZEgİNPeN AYUSr&U-yn'OA
K£NTİNE ÜLA$ACAierr&. BU YV/.U HAVAPAN'
AŞACAK /LK tCİŞİ /Çf/V /NS/ÜZ O4X.yMAtL
GAZETESfNİM KOYOUĞU ON BİN £T£/SUMLİK. ÖDÛLÜ P£
KAZANACAK OL4M TOHNSON, YlLLAg SONRA, 2. OÜNYA SAVA-
Çl £f/SAS/A/PA GÖffBVU UÇA4KEN OESJİZE DÜŞÛP YAŞAMIHI Yİ-
TİB£C£KTlR. Ü O
PANO
DENİZ KAVUKÇUOĞLU
TÜPk-YunanDostluğu'd)
Pazartesi günü sevgili Emre Kongar ın "Türki-
ye'de ve Yunanistan'da Solcu Olmak" yazısını
okurkenyurtdışındatanıdığım, kimileriyle de arka-
daş, dost olduğum Yunan ve Rumlan anımsadım.
196O'lı yılların başında Tübingen'de bir öğrenci
yurdunda bir süre aynı odayı paylaştığım Perik-
les, Heidelberg'deki Vietnam yürüyüşlerinde kol
kola nice yollar aşındırdığımız Sakkas, üniversite
sonrası Nürnberg'deki AEG fabrikasında aynı pro-
jelerde birlikte çalıştığımız Bartos, Yunan Sosya-
list Gençlik Derneği Başkanı Demiridis, 1976-
1978 yılları arasında yöneticılik yaptığım bir Alman
şirketinin Yunan ortağı Giritli Vrontakis. aynı şir-
kette pazarlama müdürlerinden biri olan Mani-
akouris; o uzun yıllar içinde gittiğim sayısız Yunan
ve Rum meyhanesinin, lokantasının, tavernasının
patronlan, garsonlan, aynı masalarda yiyip içtiği-
miz, eğlendiğimiz Giritli, Peleponesli, Halkidikya-
lı, Istanbullu Yunan ve Rum müşteriler birer birer
geçtiler gözlerimin önünden. Sonra Atina, Selanik,
Kavala, Dedeağaç, Kos, Rodos gezilerimde ta-
nıştığım, söyleştiğim Yunan ve Rumlar canlandı-
lar belleğimde.
Doğal ki 1950'lenn, 60'lann Istanbulu'ndaki ma-
halle arkadaşlanm Andon'u, kardeşi Yannis'i, ber-
berim Avril'ı, eski ustası Niko'yu, Koço'nun gar-
sonu Tanaş gibi Beyoğlu'ndaki eski Baylan Pas-
tanesi'nin garsonlannı, Pakiş Pastanesi'nin sahip-
lerini, çocukluğumun Cihangir'inin, gençliğimin
Moda'sının esnafını da, komşularımızı da unutma-
dım. Gördüm ki karşılaştığım, alışveriş yaptığım,
dostluk, arkadaşlık kurduğum ya da şöyle bir ta-
nışıp geçtiğim Yunan ve Rumlann sayısı yüzün çok
üzerinde.
• • •
Yunanlardan, Rumlardan söz ederken çoğu za-
man "tipik" Yunan, "tipik" Rum deriz, ben de bu
"tipik" sözcüğünden yola çıkarak bugüne kadar
şu ya da bu şekilde yaşamıma girmiş, adlan, var-
lıkları belleğime kazınmış Yunan ve Rumlan ortak
özelliklerinden yola çıkarak "tipik" sözcüğü altın-
da bir araya getirmeye, sınıflandırmaya çalıştım.
Olmadı, başaramadım. Yunanları ve Rumlan bir
araya toplamak bir yana, Giritli Georgios Vronta-
kis ve Atinalı Basilius Barlos arasında bile o "tipik"
sözcüğünü gerçekçi kılacak ortak özellikleri bul-
mak o kadar zordu ki.
Aynı durum Türk'e ve Türkiye'ye "tipik Yunan
bakışı" için de geçerliydi.
Eğitimii Yunanlar "Türk" ve "Türkiye" kavram-
lanna eğitimsiz yurttaşlarına kıyasla daha önyar-
gılı yaklaşıyoriardı. Dünyanın herhangi bir yerinde
bir Yunan meyhanesinin sınırlı okul eğitimi almış
garsonuyla hemen başlayıveren o sıcak "uzo/ra-
kı", "musakka", "souflaki/şiş kebap", "kefte-
des/köfte", "dolmadakia/dolma" ve "çiftetelli"
muhabbeti, klasik okul eğitiminden geçmiş üniver-
site mezunu bir Yunanla o kadar kolay kurulmu-
yordu. Bunu anlamak pek de zor değildi. Yunan-
lar daha istanbul fethedilmeden, 1453'ten çok da-
ha önce Osmanlı/Türk istilası yaşamışlar, 1364
Sırpsındığı Savaşı'yla başlayarak krta Yunanistan'ı
ve Adalar adım adım Osmanlı topraklanna katıl-
mıştı. Atina 1458 yılında düşmüş, Yunanistan'da-
ki Osmanlı egemenliği 24 Nisan 1830 tarihine ka-
dar yaklaşık 400 yıl sürmüştü. Bu dönemde "bi-
zim " tarihimizde kazanılan her zafer Yunanlılar için
bir yenilgiydi. Boyunduruk altındaki bir toplumda
toplumsal ve ekonomik yaşam; müzik, sanat, ede-
biyat, kültür ne ölçüde gelişme şansı bulabılirse,
Yunanistan'dadao kadar bulabilmişti. Eğitimii Yu-
nanlar tarih, sosyoloji, edebiyat okuduklan için Os-
manlı egemenliği altında yaşanan bu "tutsaklık
dönemi"ni ve bu dönemin toplumlan üzerindeki
sonuçlarını bıliyoriardı. Ülkenin bağımsızlığı Os-
manlı'ya karşı başlatılan isyan ve ayaklanmaJar
sonucu kazanılmıştı, Yunan ulusal bilinci de Os-
manlı'ya karşı verilen savaşımlarla pekişmişti.
Dolayısıyla tarih bilincine sahip eğftimli bir Yu-
nanla, eğitimsiz bir meyhane garsonunu, bir tak-
si şoförünü ya da bir sandalcıyı aynı kefeye koyup
her ikisini de Türk'e ve Türkiye'ye bakış bağlamın-
da "tipik" olarak nitelendirmek gerçekçi değildi.
Ya Anadolu'yu işgal girişimi ve sonuçlan? Bunu
da önümüzdeki pazara bırakalım.
e-posta: dkavukcuoglu' superonline.com
Faks:0212-234 68 73
B U L M A C A SEDATYAŞAYAN
1 2 3 4 5
SOLDANSAĞA:
1/ Baklavaya
benzer bir tür
tath. 2/ Bir
duvarda bıra-
kılan kemer-
leme. kapı,
pencere gibi
açıklık...
"Hiç şaşma-
yan bir —
gibi işler du-
rur kader"
(Yahya Ke-
mal). 3/ Metal sar-
ruç... Çemberin çev-
resinin çapına oranı-
nı gösteren sayı. 4/ 3
Bulgur, biber, soğan.
4
domates gibi şeyler- 5
le hazırlanan ve as-
ma yaprağına sanlıp
çiğ olarak yenen bir 8
yiyecek... Leylak 9
rengi, açık mor. 5/ Eskimiş giyecek... Bira yap-
mak için çimlendirilip kurutularak hazırlanmış
arpa. 6/Mah'nin başkenti... Utanç duyma. 7/Ye-
mek... Arsız, sırnaşık. 8/ Teknelerdeki hamuru
kazımaya yarayan araç. 9/ Vılmaz Güney'in bir
filmi... Birilimiz.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
l/Birtürhamurtatlısı. 2/întikam... Bileşikyada
çözelti halindeki iki ya da daha fazla elementten
oluşan metal niteliğinde madde. 3/Siirt yöresin-
de, yağı sabun yapımında kullanılan menengiç
ağacına verilen ad... Kenar süsü. 4/Verme, ode-
me... Pencere çerçevesi. 5/ Hollanda'nın plaka
işareti... Orhan Pamuk ın bir roman;. 6/ Kuzey
Kutbu'na yakın bölgelerde yaşayan halk. 7/Uzak-
lık işareti... Bir nota... Birdenbire. 8/Iri ve tom-
bul kucak çocuğu. 9/ Itıci neden, güdü... Soluk
borusu. l />