24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SfllAYIS 2004 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 "t Dolar __ dalgalaıuyormuş... 2 Yalan, dalga Koalisyon •giliz askerieri Iraklı sirlerin üzerine işiyor. «nerikan askerieri Irak- I esirleri çınlçıplak so- MP cinsel ilişkiye orluyor. Irak'taki y\ 'coalisyon kuvve- wğm t"ne yeni ad: Sa- Ç-? fâi koalisyonu! <-. Etektnmik posta: derazsomecumhtffiyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Amerikalılar, Talat'a bûyük ilgi gösteıiyormuş... "Taladapulos!" Cabultete Neptun: "Kasımpa- ş»lı Başbakan, Kıbns için 'Oünyanın kabul et- ) tiği gerçeklere kar- şı çıkamayız' bu- J yurmuşlar. Dünya ühceleri peş peşe Ermeni idialannı kabul ediyor <Ve yann buna da karşı çcmayacak mısınız?" Çiçekçi Isanbul Büyükşehir Be- lefliye Başkanı Kadir Tcabaş'a yerel seçim- den önce Bakırköy Flor- yi Şenlikköy Mahalle- si-ıde E-5 karayolu ile Florya aynmındaki yeşil alana nasıl "çiçekçi dükkam" açıldığını sormuş- tuk. Yanrt geldi... AMVP'lı Ahmet Bahadır- lı'rtn Bak/rköy Belediye Baykanlığı döneminde Bacırköy Belediyesi en- cünen karan ile kamuya aiVeşil alan 250 milyon liraya kiraya verilmiş. [ ^ _ ıp Kurumu Genel Sekreteri Dr. Ali Rıza • Uçer, Sağlık Bakanlığı'nın 417 sayılı ma- I | ! kam onayı ile 1 Ocak 2004'den itibaren yü- I 1 rürlüğe giren "Döner Sermaye Performans Yönergesi"nin ilk sonuçlarını değerlendiriyor: "Sağlık Bakanlığı yönerge için şöyle diyor: 'Bu yönergenin amacı, Sağlık Bakanlığı'na bağlı sağlık kurumlarında çalışan personelin, unvanı, gö- revi, çalışma şartlan ve süresi, hizmete katkısı, per- formansı, serbest çalışıp çalışmaması, kurumlarda yapılan muayene, ameliyat, anestezi, girişimsel iş- lemler ile özellik arz eden riskli bölümlerde çalışma gibi unsurlar esas alınarak sağlık kurumlannda sağ- lık hizmetlerinin iyileştirilmesi, kaliteli ve verimli hiz- met sunumunun sağlanması amacıyla 2004 Mali Yı- lı Bütçe Kanunu'nun 49. maddesinin k bendi uyann- ca, Sağlık Bakanlığı'na bağlı döner sermayeli kurum- larda görevli personele, döner sermayeden yapılacak ek ödemenın oran, usul ve esaslannı belirlemektir.' Bir yonerge Ancak yönergenin uygulaması hemşirelerle hekim- ler arasında bin kata varan, hekimlerle hekimler ara- sında yüz kata varan bir uçurum yarattı. Birinci basamak sağlık çalışanlan arasında da ben- zer bir haksızlığa zemin hazırlayan döner sermaye sistemi ne getiriyor ne götürüyor? Uygulamanın ekip anlayışı ile yürütülmesi gereken sağlık hizmetlerinin sunumunu olumsuz biçimde et- kilemesi ve çalışma banşını bozması şaşırtıa olma- yacaktır. Sağlık Bakanlığı yöneticilerinin tercihi dönerserma- ye yoluyla tıbbi hizmeti parayla ödüllendirmektir. Döner sermaye uygulaması başta hekimler olmak üzere sağlık çalışanlannın emeklerinin karşılığı olan kalıcı ve gerçek nitelikli ücret artışlannın önünü daha da tıkayacaktır. Bu hususta çarpıcı bir örnek sağlık çaJışanlannın emekliliklerinde maruz kaldığı yoksul- laşma sürecidir. Döner sermaye uygulamasının en önemli sakıncası sağlık hizmetlerinin sunumunda kâr arnacının ön plana çıkmasıdır. Hekimlik değerleriyle biriikte kamusal yarann ön- celikle gözetilmesi gereken sağlık hizmetleri serbest piyasanın rekabetçi sarmalında yozlaşmaya açık ha- le gelmektedir. Hizmet sunan döner sermayeli kuru- luşların kârlannı arttırmak için sunduk/an hizmeti ka- bartmalannı engelleyecek etkin bir denetim mekaniz- ması da yoktur. Ortaya çıkacak zarann faturası başta sosyal güven- lik kurumlanna, diğer resmı kurumlara, vatandaşla- nmıza yani hepimize kesilecektir. önergenin başka ne gibi sonuçlara yol açacağı çok daha derinlemesine irdelenmelidir. Bunun için önce Sağlık Bakanlığı harcamalan mercek altına alın- malıdır." SESStZSEDASIZ (!) Sınır tanımayan gazetecilerin smırı Sınır tanımayan gazetecilere göre; Türkiye basın özgürlüğü- nün olmadığı 37 ülkeden biriy- miş.. Türkiye ile birlikte sayılan ülkeler, Vietnam, Pakistan, Kamboçya, Kuzey Kore, Çin... Ortadoğu ülkeleri... Üçüncü dünyanın mazlum, ezilen ül- keleri... Hal böyle olunca Ayşe Meral de şöyle diyor: "Bu gazetecilere yani sınır tanıma- yan gazetecilere göre, Rusya'da basın özgürlüğü görüntüden ibaret, Avru- pa'da ise tatminkârmış. ABD'den ise hiç söz etmiyortar. Anlayacağınız ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi'nin tüm hedef ülkeleri, bu gazeteciler için de hedef. Sınır tanımayan gazetecile- re sormak gerek: Dünyada Türkiye'den daha özgürbir basın bulabilir misiniz? ABD'de, AB ül- kelerinde, bu yazdıklannızı yazıp, yap- tıklarınızı yapabilir misiniz? Yıllardır, sabah akşam Türkiye Cum- huriyeti devletinin, yaşadığınız ülkenin en temel değerlerine ve ordusuna en ağır eleştirileri getirebiliyorsunuz. Tür- kiye'yi. yurtdışından sağladığınız kay- naklaria yerden yere vuruyorsunuz. Ar- kanızda duran Karen Fog'a Madam Mttterrand'a. Soros'a kimsenin ka- rıştığı yok. AB'ye uyum adıyla, sizin için her şey serbest. Sizler cennette gibi yaşıyorsunuz; ulusal bağımsızlığını, ulusal onurunu korumaya çalışan Türk halkı ise ce- hennemde. Yûksek Yerilim Hatt Yasama, yürütme, yargı, önyargı... Önyargı, AKP borazanı dördüncü kuvvet medyamız oluyor! erdincutku(S yahoo.com ÇED KÖŞESİ OKTAY EKINCI Kavserive 'TavukçuMahallesi'.. Tarüi KentJer Biröği'nın ge- çen hata yapılan Sivas Buluş- ması'nn ardından pazar günü- müzü ce Kayseri'ye ayırdık... Mimar Sinan'ın doğduğu Ağırnas için bir şans olan Be- lediye Başkanı Mehmet Os- manbapoğlu nun daveti, Vfi- mariar Odası Kayseri Şubesi yöneticîlennın konukse\er- likleri v e dostum Ali Sal- man'ın her zamanki "şiirsel yakmhp", bu olanağı da bıze sağlamş oldu... Geçmişı Roma dönemıne uzanan Selçukluuygarhğının en zarifanıtsal yapılanyla be- zenen Kayseri. hemen her kö- şesine ?n görkemli görünü- müyle '•ltaülan''yüce Erciyes Dağı'nın tanıklığında bin yıl- laruı yafamını sürdüriiyor. Aynı tanıkhğın geçmişteki ilhamıyla da tanhı kent doku- su yaratılmıştı. Ne var ki o bü- yük buluşmadan elde kalan son ev \e konak örnekleri bı- le artık yok olmak üzere. Oysa. yakın yıllardaki he- Anadolu'dakı en eski ve "kuJ- lanılabilir" durumdaki sivil mımarlık ömekJen, "yol aç- mak, meydan düzenlemek, minibüs garajı yaratmak vb," gibi nedenlerle gözden çıka- nldılar. Eski Ermeni evierinin her yönüyle "Kaj'seriü" olan be- zemeli taş örneklerinin de yer aldığı Tavukçu Mahallesi ise "SİT kararlan" sayesınde bü- tünüyle "yokohnadı"; ama ay- nı anlayışın elinde kısa sürede daha da metrukJaşarak, bakım- sızlıktan ve ilgisizlikten "ha- rabe>-e" dönüşhl Bu semtin evlerinden hiç değilse birinin belediyece res- tore edilmeye başlandığını duyduğumuzda yaşadığımız sevinç, mahallenin "geneldu- nımunu" gördüğümüzde kur- sağımızda kaldı. Çünkü, eski dokudaki yıkımlar, üstelik "dozerlerie'' sürüyor ve Ta- vukçu Mahallesi, 2. Dünya Savaşı'nda bombalanmış kentlerden bile daha ürkütücü KİM KJME DUM DUMA BEHİÇAK behicakı turk.net ÇtZGtLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci <r mynet.com 1 HARBt SEMİH POROY semihporoyfg yahoo.com Tarihi kenti "girilmez" lalnuşlar... Ne dükkânlannda ahşveriş e- den var, ne de zarif evlerindeoturan_. (Fotoğraf: SDK arşıvi) men tüm ziyaretlerimizde, k;ntin zengin geçmişinı "anutmamak" için sadece d-nsel ve anıtsal yapılarla ye- tnilemeyeceğini, aynı geçmı- şh özellıkle u toplumsal y»- şan kûltürûnü" belgeleyen sv\\ mimarinin, eski sokakla- rn ve özgiin semtlerin de ko nnmalannın giderek daha da öıem kazandığını belirtmi^. tatışmış ve yazmıştık... Başta yerel yetkililer olmak ilere, tanhsel mırasa karşı so- nmlu hemen herkes; "Uyan- Iruuzda haküsınız" deyip el- Idnden geleni yapacaklaoTnı blirtmişlerdi... Şimdi bir kez daha gördük kKayseri'de yine "hnar ran- biçin verilen sözler" tutulu- yr. ama "kentin imar namu- snu" kurtarmak için onca tolantılarda söylenenler hep uutuluyon hntin geçmişine t dozer'> ! Caysen'dekı, örneğin Mol- l>ğlu Konağı, Zennecioglu hna^ıgibi, yapılış dönemle- n6. yüzyı1a kadar uzanan ve bjarihsel nıteliklenyle de bir göriinüm içinde, belki de artık uygarhk tarihine adeta veda ediyor... 'Mimarfak parta...' Kayseri'yi yönetenler, ge- niş caddeleri ve modern yapı- laşmasıyla "Anadolu'nun çağdaş kenti" diye övıinmeyi çok seviyorlar... Ancak, "geç- miş çağlara vefasızhkla'' çağ- daş olunamayacağını artık görmeleri gerekmiyor mu? Tavukçu Mahallesi, bu ha- liyle bile Kayseri'nin "esld kent ve kültür alanı" olarak düzenlenebilecek değerlere sahip... Bunun ilk adımı ola- rak da aynı semtteki pazarye- ri işgaline son vermek; tüm eski yapılan ve özgün kalıntı- lan, örneğin bir "mimarhk parta" düzenJemesi içinde korumaya alarak "yeniden >"a- şatma umudu ile buluştur- mak"; böylece kent halkının da "esld Kayseri" hakkındaki unutkanhklannı gidermek, "Erciyes'le göz göze \aşa>an- lar" için zor olmasa gerek... Oekinci cumhuriyetC7m.tr HAYAT EPİK TÎYATROSU MUSTAFA BtLGtN BAKANI;"AB'yE StRÎNCE 1 MAYIS BAYRAAAI "RESAAİ TATÎL" OLACAK DEMÎ5.. ÎYf OLUR VAL^A . BUNLARIN ELINE KAİ.ZRSA "ÖINİ BAYRAM TATİLİ" OLMA fHTt/^ALÎ DE VAR CÜNKÜ !.. 1 I 1 1 . I * 1 t t TARtHTE BLGÜN MLMTAZARIKAN 5 Mans ıcınt.mumtaz-arikan. com UÇAKLAINGILTBRB-AVUSTRALYA! tSSO'OA 8USÜN, INSİUZ MPtH PİLOTU ***Y JDtOI- 6OH, KÛÇ.ÜIC UÇA6/VL4 AVUST&U.YA' 'Mi SfTMEK Ü2£B£ tAJGİLTER£'D£N UAISAtANOf. 26 V4Ç/NPA- ' Kİ PA/CTİLOCJJ, KISA SÜgE O/VCS H4MCrV6A G4K SA/?AUfr/. "MAVILLAA/D MOTH*,* A&U UÇA&I fL£ T£*:8A$IMA 19 6uN YOLCU- LUK £P£C£*:ot/W<4MYJDHJVSOÜ IGAK, PAKİS7AAJ DO&fULTUSUNÜ 3#YA ÜZEgİNPeN AYUSr&U-yn'OA K£NTİNE ÜLA$ACAierr&. BU YV/.U HAVAPAN' AŞACAK /LK tCİŞİ /Çf/V /NS/ÜZ O4X.yMAtL GAZETESfNİM KOYOUĞU ON BİN £T£/SUMLİK. ÖDÛLÜ P£ KAZANACAK OL4M TOHNSON, YlLLAg SONRA, 2. OÜNYA SAVA- Çl £f/SAS/A/PA GÖffBVU UÇA4KEN OESJİZE DÜŞÛP YAŞAMIHI Yİ- TİB£C£KTlR. Ü O PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU TÜPk-YunanDostluğu'd) Pazartesi günü sevgili Emre Kongar ın "Türki- ye'de ve Yunanistan'da Solcu Olmak" yazısını okurkenyurtdışındatanıdığım, kimileriyle de arka- daş, dost olduğum Yunan ve Rumlan anımsadım. 196O'lı yılların başında Tübingen'de bir öğrenci yurdunda bir süre aynı odayı paylaştığım Perik- les, Heidelberg'deki Vietnam yürüyüşlerinde kol kola nice yollar aşındırdığımız Sakkas, üniversite sonrası Nürnberg'deki AEG fabrikasında aynı pro- jelerde birlikte çalıştığımız Bartos, Yunan Sosya- list Gençlik Derneği Başkanı Demiridis, 1976- 1978 yılları arasında yöneticılik yaptığım bir Alman şirketinin Yunan ortağı Giritli Vrontakis. aynı şir- kette pazarlama müdürlerinden biri olan Mani- akouris; o uzun yıllar içinde gittiğim sayısız Yunan ve Rum meyhanesinin, lokantasının, tavernasının patronlan, garsonlan, aynı masalarda yiyip içtiği- miz, eğlendiğimiz Giritli, Peleponesli, Halkidikya- lı, Istanbullu Yunan ve Rum müşteriler birer birer geçtiler gözlerimin önünden. Sonra Atina, Selanik, Kavala, Dedeağaç, Kos, Rodos gezilerimde ta- nıştığım, söyleştiğim Yunan ve Rumlar canlandı- lar belleğimde. Doğal ki 1950'lenn, 60'lann Istanbulu'ndaki ma- halle arkadaşlanm Andon'u, kardeşi Yannis'i, ber- berim Avril'ı, eski ustası Niko'yu, Koço'nun gar- sonu Tanaş gibi Beyoğlu'ndaki eski Baylan Pas- tanesi'nin garsonlannı, Pakiş Pastanesi'nin sahip- lerini, çocukluğumun Cihangir'inin, gençliğimin Moda'sının esnafını da, komşularımızı da unutma- dım. Gördüm ki karşılaştığım, alışveriş yaptığım, dostluk, arkadaşlık kurduğum ya da şöyle bir ta- nışıp geçtiğim Yunan ve Rumlann sayısı yüzün çok üzerinde. • • • Yunanlardan, Rumlardan söz ederken çoğu za- man "tipik" Yunan, "tipik" Rum deriz, ben de bu "tipik" sözcüğünden yola çıkarak bugüne kadar şu ya da bu şekilde yaşamıma girmiş, adlan, var- lıkları belleğime kazınmış Yunan ve Rumlan ortak özelliklerinden yola çıkarak "tipik" sözcüğü altın- da bir araya getirmeye, sınıflandırmaya çalıştım. Olmadı, başaramadım. Yunanları ve Rumlan bir araya toplamak bir yana, Giritli Georgios Vronta- kis ve Atinalı Basilius Barlos arasında bile o "tipik" sözcüğünü gerçekçi kılacak ortak özellikleri bul- mak o kadar zordu ki. Aynı durum Türk'e ve Türkiye'ye "tipik Yunan bakışı" için de geçerliydi. Eğitimii Yunanlar "Türk" ve "Türkiye" kavram- lanna eğitimsiz yurttaşlarına kıyasla daha önyar- gılı yaklaşıyoriardı. Dünyanın herhangi bir yerinde bir Yunan meyhanesinin sınırlı okul eğitimi almış garsonuyla hemen başlayıveren o sıcak "uzo/ra- kı", "musakka", "souflaki/şiş kebap", "kefte- des/köfte", "dolmadakia/dolma" ve "çiftetelli" muhabbeti, klasik okul eğitiminden geçmiş üniver- site mezunu bir Yunanla o kadar kolay kurulmu- yordu. Bunu anlamak pek de zor değildi. Yunan- lar daha istanbul fethedilmeden, 1453'ten çok da- ha önce Osmanlı/Türk istilası yaşamışlar, 1364 Sırpsındığı Savaşı'yla başlayarak krta Yunanistan'ı ve Adalar adım adım Osmanlı topraklanna katıl- mıştı. Atina 1458 yılında düşmüş, Yunanistan'da- ki Osmanlı egemenliği 24 Nisan 1830 tarihine ka- dar yaklaşık 400 yıl sürmüştü. Bu dönemde "bi- zim " tarihimizde kazanılan her zafer Yunanlılar için bir yenilgiydi. Boyunduruk altındaki bir toplumda toplumsal ve ekonomik yaşam; müzik, sanat, ede- biyat, kültür ne ölçüde gelişme şansı bulabılirse, Yunanistan'dadao kadar bulabilmişti. Eğitimii Yu- nanlar tarih, sosyoloji, edebiyat okuduklan için Os- manlı egemenliği altında yaşanan bu "tutsaklık dönemi"ni ve bu dönemin toplumlan üzerindeki sonuçlarını bıliyoriardı. Ülkenin bağımsızlığı Os- manlı'ya karşı başlatılan isyan ve ayaklanmaJar sonucu kazanılmıştı, Yunan ulusal bilinci de Os- manlı'ya karşı verilen savaşımlarla pekişmişti. Dolayısıyla tarih bilincine sahip eğftimli bir Yu- nanla, eğitimsiz bir meyhane garsonunu, bir tak- si şoförünü ya da bir sandalcıyı aynı kefeye koyup her ikisini de Türk'e ve Türkiye'ye bakış bağlamın- da "tipik" olarak nitelendirmek gerçekçi değildi. Ya Anadolu'yu işgal girişimi ve sonuçlan? Bunu da önümüzdeki pazara bırakalım. e-posta: dkavukcuoglu' superonline.com Faks:0212-234 68 73 B U L M A C A SEDATYAŞAYAN 1 2 3 4 5 SOLDANSAĞA: 1/ Baklavaya benzer bir tür tath. 2/ Bir duvarda bıra- kılan kemer- leme. kapı, pencere gibi açıklık... "Hiç şaşma- yan bir — gibi işler du- rur kader" (Yahya Ke- mal). 3/ Metal sar- ruç... Çemberin çev- resinin çapına oranı- nı gösteren sayı. 4/ 3 Bulgur, biber, soğan. 4 domates gibi şeyler- 5 le hazırlanan ve as- ma yaprağına sanlıp çiğ olarak yenen bir 8 yiyecek... Leylak 9 rengi, açık mor. 5/ Eskimiş giyecek... Bira yap- mak için çimlendirilip kurutularak hazırlanmış arpa. 6/Mah'nin başkenti... Utanç duyma. 7/Ye- mek... Arsız, sırnaşık. 8/ Teknelerdeki hamuru kazımaya yarayan araç. 9/ Vılmaz Güney'in bir filmi... Birilimiz. YUKARIDAN AŞAĞIYA: l/Birtürhamurtatlısı. 2/întikam... Bileşikyada çözelti halindeki iki ya da daha fazla elementten oluşan metal niteliğinde madde. 3/Siirt yöresin- de, yağı sabun yapımında kullanılan menengiç ağacına verilen ad... Kenar süsü. 4/Verme, ode- me... Pencere çerçevesi. 5/ Hollanda'nın plaka işareti... Orhan Pamuk ın bir roman;. 6/ Kuzey Kutbu'na yakın bölgelerde yaşayan halk. 7/Uzak- lık işareti... Bir nota... Birdenbire. 8/Iri ve tom- bul kucak çocuğu. 9/ Itıci neden, güdü... Soluk borusu. l />
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle