Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYTA CUMHURİYET 25 MAYIS 2004 SA
14 JvUJUJ. U J \ kultur@cumhuriyet.com.tr
TİYATRO DÜNYASINDAN DtKMEN GÜRÜN
'Genç Oyuncular': Bir köşe taşı
Türkıye'de özel tıyatro tıareketini
ateşleyen 'Genç Oyuncular'ın kuru-
culanndan bın ve aynı zanxanda 'Çü-
rük Elma". 'Tavtati Kütüpatf gıbı
önemJı oyunlann da yazan olan Ati-
la Alpöge, bugün saat 18O0'de Ak-
bank Kültürve Sanat Merkezi 'nde bir
konuşma yaparak bu topluluğun olu-
şum ve yönehmlerini, bir yandan o
dönemin siyasi yapısı için<Je değer-
lendırirken öte yandan da günümüz-
dekı yeru gelişmelere önemlı kapılar
aralayacak.
- 'Ğenç Oyuncular' Türkiye'niıı
1950'lerdeld tiyatro yaşamına dam-
gasuuvurmuş bir topİuluk. Bizim ku-
şağnı yakından tanıdığı, ama bizden
sonraİd kuşaklann maaksefbümedi-
ği çok önemü bir oluşum. Biraz anla-
ür nusınız Genç Oyuncular'ı?
ATtLA ALPÖGE - 'Genç Oyun-
cular'ı bir soyutlama yaparak tek ba-
şına anJatmak pek doğru değil. Önem-
lı oJan anlatmaktan çok, anlaşıiır kıl-
mak. Böyle bir seru\ enı bol nostal-
jiyle, "Ah eskiden her şey ne kadar
güzeldi" diye uzun uzun anJatırsınız
da, ama acaba böylesi bir yaklaşım
bugünün ınsanına ne der? Genç Oyun-
cuJar'ın kendılenne özgü bir çızgısı
ve bazı ıddiaları vardı. BunJar nere-
den kaynaklanmıştı? Bu tiyatro top-
luluğunun serüvenmı dennlemesine
anlayıp kavramak için çevTe koşul-
lannı bılmenız gerekiyor. Bugün ço-
ğumuz 1950'ler denıncefazla bir şey
anımsamıyoruz
- Doğru. Çok çabuk ve o denH ko-
lay unııtan bir toplumuz. Biraz da bu
nedenk. Genç Chuncularia bağlan-
öh olarak 1950'lere yönelik bir genel
çerçeve^izebilir misiniz?
ALPOGE - Oldukça zengin bir
genel çerçeve bu. Kısa ba^lıklar- •
la anımsayalım. Dünya savaşının
sonunda belirmış olan banş ve hu-
zur dolu bir dünya özlemi. Bunun
sönmesi \e hayal kınklığı. Orta-
ya çıkan bloklann yararhğı gen-
lımler. Dünya jandarmahğına so-
yunan bloklann küçüklenn üzenn-
de yarattığı baskı. Kore savaşı. Vı-
etnam'da Dıen Bıen Fu. Cezayirsa-
vaşı. Macar ayaklanması ve Kızı-
lordu'nun tanklan. Süveyş krizı.
Roma Antlaşması ve AET'nın (ya-
nışımdikı AB"nın)yaşambulma- M
sı. Ve daha nıceleri . Diyebilirsı-
niz kı "Bunlartiyatroya uzak şeyler".
Bir sorgulama sürecl
- Kesinlikle öyle bir şey demem.
Çünkii sözünü eftiğiniz olaylar za-
ten salt tiyatrovu degiL riim sanat-
lan etkileyen gehşmeJer.
ALPÖGE - Bu genlım ve hayal
kınklığı ortamında Türkıye'ye ba-
kınca ne görüyoruz0
Gene hayal kı-
nklığı. 1950seçımlen "demokra-
siyi getireeek" derken adeta bir oh-
garşiyle karşılaşmadık mı? Bazı
insanlannıızı "solcuydu" dıye tu-
tuklayıp süründürmedik mi? Dü-
şünce suçu kavramı ve endişesı ka-
T
iyatro bunalımda mı
dediniz? Öyleyse
kollan sıvayın
gençler. Tarih sahnesine çıkma
sırası şimdi sizde. Yepyeni ve
parlak bir dönemi sizlerin
inançlı çabalannız başlatacak.
falanmıza ışlememiş miydi? Tak-
sım Meydanı'nda "Kıbns Türk-
tür, Türk kaiacakür! Ya taksim ya
ölûm!" diye bağırtılmadık mı? 6-
7 Eylül rezıllığinı yaşamadık mı?
6-7 Eylül "ün vicdanlanmızda aç-
tığı yaranın tıyatroyla yakın bir iliş-
kısı oldu. Yerlere saçılmış kumaş
toplanna baktığımız zaman deh-
şetle "Biz bu muyuz? Türklük kim-
ligi içinde bunun yeri ne?" dıye sor-
gulamışnk. "Türkaydınlanmaha-
reketinin gitmesi gereken daha çok
yolu var" dıye düsünmüştük. Bu dü-
şünce tiyatro yapma ısteğımize bir
yön çizmıştı.
- Genç Oyuncular'ın böyle bir
ortamda kuruImasL, ona önem-
•• libirtophımsalmisyondayük-
lüvordu.
ALPÖGE - Tabıı. Ama bu-
nu yalnızca Genç Oyuncular
için söyleyemeyiz. Bu toplu-
luk genel bir hareketin içinde
yer almıştı. Hem bir nefer gi-
bı, hem de bir lıder gıbı.
1950'lerde Türkiye muhteşem
bırgençlik hareketı yaşadı. Unı-
versıtelı gençlık kollan sıvadı
ve amatör topluluklar kurdu.
Gençlık Tıyatrosu. Tiyatro Der-
M neğt ve onun Cep Tıyatrosu.
Teknik Ünıversite Tıyatrosu,
Akademi Tiyatrosu, Sahne Z, An-
kara Üniversiteliler Tiyatrosu, An-
kara Deneme Sahnesi ve Genç
Oyuncular. Canlı, dıpdın, dınamık.
yaratıcı ve onurlu bir harekettır o.
Işin ılginci. o günlerde Türk tıyat-
rosu bir bunalımın içindeydı. Hal-
dunTaner'ın biryazısını anımsıyo-
rum. Şehır Tıyatrolan ıçın "ikinci
kümeye düşmiiş, çürümüş bir tek-
ne" diyordu. Cıddi eleştirmenler
profesyonel tiyatroya ateş püskürü-
yordu. Gençler ortaya çıkıp da yep-
yeni, değişik bir tiyatro yapmaya
başiayınca kamuoyu onlara sahıp
çıkmıştı. Sahnelediklen oyunlann
ılk gecelennde kültür dünyasının
kaymak tabakasını seyircı olarak
görürdünüz. Bir ıki gün sonra ıse
gazetelerde eleştıriler çıkardı. Bir
umut doğurmuşru gençler.
Yenl bir söylem
- Düşüniiyorum da bu topluJuk-
lann hepsi, dediğiniz gibi, son de-
recede dînamik ve yaraücı gruplar-
dı. Her yönüyle müthiş bir gençlik
hareketi yaşanıyordu.
ALPÖGE - Evet. bu umudu bo-
şa çıkarmadılar. Bu topluluklar-
dan yetışen yüzlerce genç profes-
yonel tiyatroya geçti ve önemli bir
dönüşümü gerçekleştırdı. Yeni bir
söylem getırdıler Türk tıyatrosu-
na. Bugünkü tıyatromuzun ileri
gelen adlarının büyük bölümü
1950"ler hareketinin ürünüdür.
Evet. benGenç Oyunculan veon-
lann Erdek Şenlığı'nı, seyirciler-
le söyleşılennı, bir takım gibı ça-
lışmalannı, anonım tav ırlannı, el-
bırlikçı anlayışlannı. araştırmacı
yönlennı, 'halk tiyatrosu'kavram-
lannı. ortaoyunu denemelennı an-
latmak ıstıvorum. Ama aslında,
bunlaro dönemdeki diğer gençlık
toplulukJanna. oralarda tiyatro yap-
mış olan bütün güzel dostlann hep-
sine bırden verilmış bir selamdır.
- Bu sövleşi için size feşekkür
ederken günümüzde de genç >a-
zartann. yönefmenlerin, koreog-
raflann, tasanmcılann thatro dün-
yasuıda yeni buluşmalara ivme ka-
zandıracağına inanıvorum.
ALPÖGE -Hakhsınız. 1950'le-
nn genç tiyatro hareketine bakıp
da o günden bugüne ulaştınlabile-
cek en güçlü mesaj şöyledır de-
rim: "Tiyatro bunalımda mı, dedi-
niz? Öyleyse kollan sıvayın genç-
ler. Tarih sahnesine çıkina sırası
şimdi sizde. Yepyeni ve pariak bir
dönemi sizlerin inançlı çabalannız
başlataeak."
Flash TV'nin Ankara Temsilcisi Ferhan Şaylıman'la son kitabı 'N'olur Beni Eve Götür' üzerine konuştuk
İnsanın soysuzlaştınlmasına tepki^ Ferhan Şayhman,
'N'olur Beni Eve Götür'
adlı kitabında, akıp giden
hayatın içerisindeki insan
ilişkilerini ele alıyor.
Şayhman, hayatın
içerisinde herkesin bakıp da
göremediği ya dafarkına
varamadığı anları
değerlendiriyor.
FERATKOZOK
ANKARA - Flash TV'de "Flash
Gündem" adlı haber - tartışma
programını yapan, Ankara
temsilcisi Ferhan Şayhman'ın
son öykü kitabı "N'olur Beni Eve
Götür" okurlanyla buluşru.
Kitabı için "Ben hayaün
içerisinde herkesin bakıp da
göremediği ya da farkına
varamadığı anian. zanıanlaru
kesitleri, ilişkiJeri görmeye, onlan
değerlendirmeye çahstun'' diyen
Şaylıman'la kitabını konuştuk.
- Uzun bir aradan sonra
okurlannızla buiuştunuz.
Edebi> attan uzaklaşOğmızı hiç
hissettiniz mi?
- Ilk kıtabım olan "Sığmak"tan
sonra özel televizyonlann
açılmasıyla birlıkte ben de Flash
TV'ye geçtim. Burada başta
haber olmak üzere değişik
bölümlerde çalıştım ve
çalışıyorum. Ama edebiyartan
hiç kopmadım. Türkiye'nin çok
zor bir dönemınde bir haber
tartışma programı yapmanın
getirdiği güçlükler nedeniyle
araya uzun bir zaman dılimı
girmış olsa da...
- Bu kadar yoğun bir çaJışma
ortamında edebiyata nasıl vakit
ayuıyorsunuz?
- Para kazandığım bu işı severek
yapıyorum ama yazı benim esas
alanım. Kendimı bildım bıleli
hep ıçimde olan, hep
sürdürdüğüm bir eylem, bir
yaşama biçımi. Bana göre yazı
hayatın ta kendisıdır. Işten ne
zaman kopabilıyorsam
yazıyorum. Belli bir saatte eve
geldığimde de oluyor, sabahlan
uyku tutmadığında da...
- Öykülerinizi kaleme ahrken en
büyük amacınız neydi?
- Günümüzde medya öyle bir
insan tipı yaratmaya çahşıyor kı,
bu bana son derece üzünrü verici
geliyor. Ekonomik durumu en üst
düzeyde olanından toplumun en
alt gelır düzeyindeki insanlara
kadar, televizyonlar ve gazeteler
inanılmaz bir beyin yıkama aracı
olarak kullanıhyor. "Sen
düşünme, biz senin yerine
düşünüyoruz. Sen sadece otur ve
izle" denerek, özünden
soyutlanmış, kafası tek yönlü
kurgulanan \e öyle çahşan bir
insan tıpı yaratıhyor... Işte ben,
bu kitapla, insanın özgürlüğünün
elinden alınmasına. insanın
soysuzlaştınlmasına karşı tepkı
vermeye çalışıyorum Ama,
kitabın bürünü medyayla ilgili
değil. hayattan bırçok kesit var.
'Kendl sezgllerimden
ürktüm'
- ÖA külerinLdn biri çok Uginç.
Düşle gerçeği birleştirdiğiniz bu
öyküde ABD Konsolosluğu'na
yönelik bir saldınyı
anlatı>orsunuz... Bu olaydan 2 ay
sonra da İngiltere
Konsolosluğu'na saldın
düzenlenivor. Nasıl etkilendiniz
bu olaydan?
- "Dünyanın Bütün
Teröristieıimn Ruhlan" adlı bu
öyküjöi. ABD'nın Irak'taki
operasyonunun TV ve
gazetelerde Brezilya dızisı anlatır
gibi sergilendiği dönemde
yazdım. Öyküde ABD
konsolosluğu ıçmde geçen bir
olayı ele alıyorum. Ondan 2 ay
sonra olacak olaylan. oradakı
vahşetı, terörün yaratabileceği
acıyı anlatıyorum. Öykünün
yazılmasından 2 ay sonra
İstanbul'daki bombalama olayı
gerçekleştı.
Bu bir sezgi. Daha önce de
başıma geldı ama bu öyküyle
birlikte ben kendı sezgllerimden
ürktüm.
BU AKŞAM BABYLONDA
Fikret
Kızılok
GecesiKültür Servisi - Usta
müzısyen Fikret Kızılok bu
gece saat 21.30'da oğlu
Yağmur Kızılok
yönetmenlığinde Türkiye'de
ilk defa yapılacak olan yan
canlı yan sanal bir konserle
anılacak. Fikret Kızılok ve
ikı müzısyen arkadaşının
geçmışte bırlıkte verdıklen
konser görüntüsünden sayısal
olarak silinen Mutlu Ödemiş
ve Alper Özcan, Babylon'un
sahnesinde barkovızyondaki
Fikret Kızılok konserine
canlı eşlik edecekler. Aynca
Çekirdek Sanate\i
günlerinden canlı konser
kayıtlan, Fikret Kızılok
belgeselı ve videokliplerin
yer aldığı gecede Ayün
Asüm, Fuat Güner ve dığer
sürpriz sanatçılar Fikret
Kızılok yapıtlannı
seslendirecekler. Günümüzde
akım haline gelen Batı
müzığinın Doğu ezgılenyle
harmanlanmasını başlatan
sanatçılardan bınsi olan
Fikret Kızılok'un 7O'lerdeki
bu denemelenni
sanatsev erler bu gece bir kez
daha dinleme olanağı
bulacak.
(Biletbc: 0 216 454 15 55)
YAZIODASI
SELİM İLERÎ
DostoyevskiÇîaktrmes
Zeynep Çağlıyor'la söyleşiyorduk. Öteki rc
manından söz açtım, Dostoyevski nin değeri, ar
lamı çok sonraları anlaşılmış eserinden.
öteki iç dünyamı kavrayabılmeme yol açmıştı
Bu eşsiz romanı okuyuncaya kadar rç dünyamıı
gızlerinden habersizdim. Bendeki öteki, Dosto
yevski'yle çözümlendi.
Beyaz Geceler'ı, Eayen/er1
!, lnsancıkiar'\ okumuş
tum. Nihal Yalaza Taluy'un kimbılir kaç kuşağs
etkiler, duyuşlararmağan eden güzel çeviriierini say-
gıyla anmak isterim.
Işin aslı aranırsa, Cinler'e kadar Dostoyevski'nin
duyarlı yanıyla ilgilendim. Ama önce Cinler, son-
ra Budala, siyasa konusunda beni çok hırpaladı
diyebilirim.
Hele Cinler, bu konuda inasının hayatını adeta
karartır. Çünkü Dostoyevski, dünyayı bir abartılar
toplamı olarak algılamaktadır. Dahası, abarttnın
ifade edilişınde okurun düş payına fazlaca ımkân
tanınmaz.
Budala'da Nastasya Filipovna'nın evini terk et-
tiği sahne, Cinler'öe -tıpkı öteki'nde olduğunca-
rezaletlerle sona eren taşra balosu, Amcamın Rü-
yas;'ndaki her şeyin ortaya döküldüğü son çağn,
hep, istencin alınyazısıyla çatışmasıdır.
Daima tutkulu kişilerdir karşımıza çıkanlar. Ola-
naklannı aşan isteklerle yanıp tutuşurlar. O kadar
kı, bu uğurda kışisel kararian, iradelen, kendi ken-
dilerine söz verişleri yenik düşer.
Amadıştan, yukandan, Tann'nın elinden yöne-
tiliyorlarmışçasına, yazgının doğrultusunda bir so-
na ulaşırlar. Kimıleyın bir budala-belkıdeermiş...-
onlann ihtiras dolu dünyalanna, bilgeleri andınr bir
suskunlukla katılır. Fakat hiçbırşey düzelmez, on-
maz.
Kışilerin varoluşlan konusunda pek fazla bir fi-
kirlen yoktur. Herkes boyuna konuşur. Ama bu ko-
nuşmalar, kişısel bir tavır, bireysel seçımler sergi-
lemez...
Dostoyevski, çağın Rusya'sında büyük bir kar-
maşa ve anarşi hıssediyordu. Gerıcilikle suçlan-
masına sebep veren eleştirıleri, en çok bu nokta-
da karşımıza çıkar:
'Olumlu kişi' olarak tanıtılan kimlikleri, gerçek ya-
şamda, bütün yönleriyle saptıyor ve insanın deği-
şebilmesıni, var olan dünyada, o siyasal koşullar-
da pek de mümkün görmüyordu. Olumlu kişıler,
çok geçmeden, karanlık yönleriyle beliriyorlar Dos-
toyevski romanında.
Bu durumda, ıç gerçeklığin ardına düşmüş ro-
mancı için, iç dünyamızı sil baştan tartışmaya aç-
mak kalabılirdi. öteki'nde özellikle bu çizgide yü-
rüdü. Fakat eser, edebıyat çevrelerince küçüm-
sendi.
öteki ya da IkiRuhlu... Yeraltından Notlar'a ka-
dar bu çabası anlaşılamadı ve Dostoyevski yirmin-
ci yüzyıl romanını yarattığını belki de ayırt edeme-
di.
Derin yaşantılarla yüklü, kişisel, özel deneyimı
ona bu çizgide yararfı olacaktı. Mutsuz aile haya-
tı, karmaşık aşklan, aldatılmaktan aşağılık duygu-
suna, o kadar yoğun, kaygılı iç dünyası... Sibirya
sürgünü, kumardan cayamayışı...
Hepsi sıradanmışçasına yaşanıyor, ama içte ça-
ğıltılarla büyük romanlara dönüşüyor.
Dostoyevski kışileri, beklenmedik anlarda, içle-
rindekı 'ikinci' benin etkisiyle hareket ederler. Onun
için çıkıp gıder Nastasya Filipovna. Onun için Ras-
kolnikof pişmanlıkla donanır.
"Dinmekbilmeyenbınstırap... "dıyor, on doku-
zuncu yüzyılın tuhaf Rusya'sında. Kimin zalim, ki-
min mazlum olabileceğinı artık seçemiyor. Din-
mek bilmeyen fstırabı, mutluiuk ve kurtuluş için bir
çare sayıyor;
"Rus halkının mutluluğunda bile biraz ıstırap
olmalıdır, yoksa mutluiuk tam olamaz onun için..."
Dostoyevski, bana öyle geliyor ki, yirmi birincı
yüzyılın da romancısı.
Öneriler
CD/Pure Opera Moods, Equinox Music. (Doni-
zetti, Puccini, Verdi, Wagner, Bellini. Opera-
severier için.)
'Özne' felsefe dergisi çıktı
• Kültür Servisi - Özne Felsefe-Sanat
Seçkisi'nin 3. sayısı okurlanyla buluşru.
Derginın mayıs-haziran sayısındaki yazılar,
savaş, özgürlük, anlam, eğitim. sanat gibi
kavramlar ve konular üstüne odaklanıyor. Bu
sayıda Roger Scruton'un yazdığı, Sema
Tuncel'ın çevırisinı yaptığı 'Kant ve Irak
Savaşı". Tan Doğan'ın İrak Değıl Irak',
Mehmet Sarsmaz'ın 'Çocuk ve Özgürlük', H.
Haluk Erdem'in 'J. Locke ve G. W. Leibniz'de
Anlam Kuramf adlı yazılar okuyucuyla
buluşuyor. Felsefe dünyasında olup bıtenleri
ise 'Felsefe Ranndaki Kıtaplardan Seçmeler',
'Felsefe Dergılen' Dergilerde Felsefe', 'Felsefe
Dünyasında Neler Oluyor?' adlı boTümlerden
ızlemek mümkün.
Muammer Yanmaz7
dan atölye
• Kültür Servisi - Fotoğrafçı Muammer
Yanmaz, fotoğrafa yeni başlayanlar ve fotoğraf
bılgisinı gelişrırmek isteyenlere yönelik atölye
çalışması başlattı. Cumartesi günlen 2'şer
saatlik sürelerde toplam 8 hafta sürecek olan
atölyede; makıne ve yardımcı araçlar, ışık
bilgisı. kompozisyon, uygulamalı çekim,
değerlendirme, siyah-beyaz çekim. karanlık
oda, reklam fotoğrafçıhgı. stüdyo makineleri
ve ışık bilgisı. dış çekim. çekilen fotoğraflan
değerlendirme ve dia gösterisı hazırlama,
portfolyo hazırlama, kişisel değerlendirme,
fotoğraf projesı danışmanlığı başhklan ele
alınacak. (0 212 266 66 74 - 75)
Ünlü fotoğrafçılar întennette
• Kültür Servisi - Kodak Türkiye web
sıtesinin (u-ww.kodak.com.tr) yenilenen
etkinlikler sayfasında, ünlü fotoğrafçılann en
yeni sergileri yer almaya başladı. Sanal sergi
mantığında düzenlenen sayfalarda,
fotoğrafçılar, projeleri ve kullandıklan
malzemeler hakkında aynntılı bilgi venliyor.
Kodak Türkiye web sıtesinde, mayıs ayı
boyunca. Menh AJcoğul'un 'Otuz Kuş' adlı
sergisı tanıtılıyor. Yakın gelecekte ise Ömer
Serkan Bakır ve Cengiz Akduman'ın son
çalışmalan sergilenecek.