18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
K MAYIS 2004 PAZAR + CUMHURİYET SAYFA MUZIK ABDÜLCANBAZ TURHAN SELÇUK Mor ve Ötesi grubu yeni çıkardığı albümünde savaş karşıtlığını sürdürüyor Dünyayalan söylüyor M or ve Ötesi elemanlan yeni albümlerini "Ifadeler açısından daha köşeli bir albüm" diye tanıtıyor. Savaş karşıtı tavırlannı bu albümde de sürdüren Mor ve Ötesi "Hayatın gerçekten çok güzel bir şey olduğuna ve mucize olduğuna inanıyoruz. Fakat 'özgürlük' adına bombalar yağdıranlar var. Dünyayı sadece siyah ve beyaz olarak görmekten hoşlanmıyoruz, ama Yardım Edin 'Saflan netleştirelim' çağnsı yapan bir şarkı. Bir taraf bu kadar karaysa beyazlann da artık kendilerini belli etme zamanı geliyor. Kitle imha silahları yalantndan yola çıkan bir şarkı. Yani yalandan kim ölmüş? 0 yalan dolayısıyla binlerce Iraklı öldü" diyor. HATİCETUNCER 'nin Irak'a saldınsının henüz gerçekleşmedığı, ama beklendığı geçen yılın ocak ve şubat aylannda. savaş karşıtı hareket içinde yer alan "Mor ve Ötesi" grubu. rock müzik dinleyicisi olmayanlann da ilgisini çekti. Mor ve Ötesi. 9O'lı yıllarda "Türkiye'nin en genç profesyonel rock grubu" olarak tanıtılıyordu. Sekız sanatçı ve grubun bir araya geldığı "Savaşa Hiç Gerek Yok" adlı şarkınm yaratılmasında önemli katkılarda bulunurken dördüncü albümlerinin, "Dünya Yalan Söylüyor"un ana teması da ortaya çıkmaya başlamıştı. VEDA ALBUMU Vokal ve gitarda Harun Tekin, davulda Kerem Kabadayı ve ikı müzisyen arkadaşlannın 1995 yılında kurduğu Mor ve Ötesi"nın ilk albümü. aynlmadan önce "Şarküannuzı kaydedelim" dıye gırdıkleri stüdyodan çıktı. Söz, vokal ve gitar çıkışlanyla düıleyicı kitlesini genışleten Mor ve Ötesi veda etmeye hazırlanırken "Şehir" albümü'1996'da Ada Müzik tarafından yayımlandı. O dönemde gruptan ıkı müzisyen avnldı ve Burak Güven basıyla, Kerem Özyeğen gıtanyla katılarak Mor ve Ötesı'nı yeniden hareketlendirdi. 1999'da çıkardıklan ikınci albümlen "Bırak Zaman Aksın"la sadık bir dinleyici kitlesı edınen Mor \ e Ötesi, "Bülent Ortaçgfl'e SaygT albümüne "Sen Varsn" adlı şarkıyla katıldı. Akkuyu'ya nükleer santral kurulmasının engellenmesi için yürütülen kampanyada yer alarak "duyarhhk" gösteren Mor ve Ötesı, "Giil Kendine" albürnünü 2001 yılında yayımladı. Mor ve Ötesi. geçen yü Ajda Pekkan'ın seslendırdiğı bir Şehrazat şarkısı olan "Yaz"ı yeniden yorumladı ve Çağan Irmak'ın yönettıği "Mustafa Hakkında Her Şey" adlı fılmın müziklerini yaptı. KlŞKIRTICI ROCK Taksim'deki Cumhuriyet Kıtap Kulübü Lokali'nde yaptığımız ve Kerem Karadayı'mn yüksek lisans tezı çalışmalan nedeniyle katılamadığı sohbete Mor ve Ötesi'nın ılk günlennden başladık- "Şehir'i, albüm yapoğmuzın farkında olmadan tamamlamışnk. Grubun kendi içine kapalı bir tarafi vardı, daha bir hayada tamşmaya başladı. Barlarda çakükça, konser verdikçe yaptığımız müzik de evrilmeye başladı. Her albümde kendimizi ve başkalanm da şaşutmayi becerdiğimizi düşünüyoruz." "Pasaj Müzik", "Dünya Yalan Söylüyor" albümünü "Son yıOann en ktşkırtıcı rock albümü, başka bir dünya arayışL, sükûnet veren bir renk cümbüşü" ıfadelenyle sunuyor. Mor ve Dtesi elemanlan ıse albümü "Ifadeler açısından daha köşeli bir albüm" olarak ınlatıyor "İstediklerini kahn kalın »öyleyen, biçbir şeyin arkasına jaklanmayan, gün gibi mej danda bir ;alışma. Hiçbir şeyle aramıza bir duvar (oymadan, oldukça açık olmaya gayret ertik. Bu albüme kadar daha başka anlamlı şarkılann duygulannı ifade ederken bir yandan da kendi görüşlerimiz doğrultusunda eylemlere kaolnuşak. Dünya Yalan Söyiüyor'da yine estetik ve sanatsal kaygılan en ön planda tuttuk, çünkü eğer eserinizin içine ideoloji ve politikayi bir nebze fazla kanşürdığuuz anda sanat eseri niteüğuıi kaybetmekriskiylekarşı karşıya kalryorsunuz. Şarkılarunızı bir mikrofonun arkasından stogan atan birileri gibi değil de saür aralanndareferansvererek, bütünlüğü ve güzeOiğini tehlikeye atmayacak biçimde yapmaya çaiışük.' Mor ve Ötesı, albümlenndekı şarkılarda söz ve müziğın kıme ait olduğu ayn ayrı yazılmayarak eserlerin "ortak üretim" sonucu olduğunun altını çızıyor. Bir söz ya da melodi, grup ıçınde tartışmaya, dönüştürülmeye başladığı andan dınleyıcıye ulaşıncaya kadar grup ıçınde geliştırilip dönüştürülüyor ve artık grubun ortak ürünü halme geliyor "Müzik ve sözün mülkiyeti konusunda eski prodüktörümüz, bu albüm kayıtlannda da bizimle beraber olan Volkan Gürkan sohbetterinde 'Gerçek bir grupsamz söz şunun, müzik bunun dıye bölünmek grup ruhunu zedeler' derdi. Bu kadar ortak bir şey payiaşan insanlar olarak, ortak üretime inanan ve bunu başarabflen dört kişi için artık şarkılan ayn ayn sahipknmek anlamsızlaşû. Gerçekten grup ortamına gelen hiçbir fikir. geldiği hahyle çıkmryor, birtakım katkriaria gûçlenerek büyüyor. Söz ve müzik bütün olarak beraber üretime inanryoruz. Grupta şarkı yaratmak gerçekten çok özel deneyim. bunu yaşamak gerek." FERAHTAN VOKAL Albüm adını Şebnem Ferah'm vokaliyle katkıda bulunduğu "Yardım Edin" şarkısımn bir mısrasından alıyor. Başlangıç şarkısı "Yardım Edin" söz ve müzik olarak albümün devamını anlatır nitelıkte: "Hayaün gerçekten çok güzel bir şey olduğuna ve mucize olduğuna inanryoruz. Fakat 'özgürlük' adına bombalar yağdıranlar ^r. Dünyayı sadece si> ah ve beyaz olarak görmekten hoşlanmıyoruz, ama 'Saflan netleştirelim' çağnsı yapan bir şarkı. Bir taraf bu kadar karaysa beyazlann da artık kendilerini belli etme zamanı getiyor. Kitle imha silahlan yalanuıdan vola çıkan bir şarkL Yani yalandan kim ölmüş? O yalan dola\ısrvla binlerce Iraklı öldü." Müzik bir denizambaz, televizyon kanallanndaki habercilik anlayışını eleştiren, "Mümkünse gidin" diyen sert bir şarkı. "Serseri" ise grubun ortak üretiminin zirveye çıktığı, baştaki fikirden geriye yabıızca adının kaldığı ve çocuk korosuyla ilgi çeken bir şarkı. Mor ve Ötesi'nın, ilk dönem şarkılanndaki daha karamsar ve içe dönüklükten giderek "muhaüffiğe" uzanan çizgisinde son iki yıldır aktif olarak içinde yer aldıklan savaş karşıtı hareketin etkisi olmuş: "Daha önce de Kaf Dağı'nda yaşamryorduk. Ama bu dönem içinde kendi duruşumuz da netleşti. Karşı taraf da çok şımank ve küstah davranmaya başladı. 'Demokrasi getireceğim' diye işgafler ve işkencelen.. Konserierde, muhaUf etkinliklerde. turnelerde gezerken insanlann ortak derüerini gördük. Birbirimizden çok farklı gibi görünsek de ülkede hepimizin payiaştıgı sıkmtilar var. Bu albüm belki en temeiinden o sıkınnlann ka> nagına üımiyor, bazı >üze> deki görüntülerle uğraşıyor. Albümün kapağuıa bir bombardıman uçağmdan atdan bombalar yerine Endonezya'da ayda 5 dolara çauştuılan 12 yaşuıdaki laz çocuklaruun ürettiği spor ayakkabılaruun fotoğra&nı da koyabilirdik." CöZÜBÜYÜKÜN KATKISI znur Ozkurt'un grafık V / tasanmlanyla görsel bir zenginlik kazanan albümün yapımcılığım, Türkiye'de heavy metal müziğın en önemli gruplanndan Pentagram'dan Tarkan Büyükgöz'ün üstlenmesi de Mor ve Ötesi'nin müziğine önemli gelişme kazandırmış. Grubun yeniden yorumladığı, Fikret Kızüok'un "Sevda Çiçeği" adlı şarkısı albümün en başanlı çalışmalanndan biri olmuş: "Bestelerin yeniden yorumlanması müziğin geleneğinde var. Herkes sadece kendi parçasuu söyleseydi, müzik yavan ve sıkıcı kahrdı. Önemli olan, kendi sesini katarak bir şev yapmaya çaoşmak ve insanlara hi bir şey sunmak Takdir dinleyicuerin, ama Se> da Çiçeği gibi özel bir bestenin hakkını verdiğimizi düşünüyoruz." Müzik, Mor ve Ötesi elemanlan için insana en yakın ve en güvenebileceği dostu, arkadaşlıklannın, dünyaya bakışının kaynağı ve içinde kaybolunan bir denız. "Her türden müzikte amaç para kazanmakü ve bu konuda da sömürü devam etti. Aslında değişen, kendine ve dünyaya saygısuu yitiren müzik değil, insan. Bir de Bob Dylan iç çamaşın reklamına keşke çıkmasaydL.." GÖRÜŞ ŞAHNAZ ÇAKIRALP Demokrasi veÇağdaşlk! Milliyet'in manşetı durumu tüm açıklığı ıle belirliyor- du: "Bahn Kim Geliyor! Göbeğı açık dıye Gazıantep öğ- retmenevi'ne alınmayan Hülya Keskin kapıda bekler- ken ıçeriden kara çarşaflı bir kadın çıktı!" • • • Kısa süre önce yıne gazete manşetlerınde Sayın Başbakan'ın eşı Emine Erdoğan ıle ılgılı habervefo- toğraflarla bırlıkteyorumlarda vardı. Başbakan ve eşi- nin Atına'dan uğurlanmatörenındeyaşanan protokol krızınden sonra sonuç olarak anlaşıldı kı Yunan Baş- bakanı'nın veya bir başka erkeğin elini sıkmak bıle hem Emıne Hanım hem de yakın çevresı açısından çok ciddı bir sorun. • • • Aslında, AKP'nın kadına bakış biçimı; önceTicaret Bakanı'nın, gazetelende boy gösteren bir kozmetıkfır- masınm çıplak kadın fotoğraflı ılanlannı elıne alıp med- ya mensuplanna göstererek "Kadın kutsaldır, bu şe- kilde istısmar edılmemesi gerekir, bu bizim örfûmü- ze, âdetımizeyakışmaz" demesı ile açıklık kazanma- ya başlamıştı. Sonra anayasa değışıklıklen sırasında 'kadın-erkek' eşitliğı hükmüne kadın ıçın pozıtif aynmcılık eklenme- si ıle ılgiliTBMM'dekı tartışmalar ve oylamalar sırasın- da; AKP'nin kadına bir pozıtif aynmcılıktan yana asla olmadığını, olmayacağını da gördük. Bir de AKP'nin, bın dışında, üstelık modem görünüşlü dığer kadın mil- letvekıllen de kadınlar için böyle bir pozitıf aynmcılığın karşısında yer aldılar. Hatta 'Kadından sorumlu' ka- dın Bakan'ın da bu konuda bir fikır sahıbı olmadığını, bundan sonra da olamayacağını anladık. ••• Sanırım bir ıkı gün önce de bir gazete manşetınde "Kadından sorumlu" kadın Bakan'ın 'Kadın polıtika- ya itılmemelidır' sözlen yeraldı. Bakana göre kadının yen politıka değıl, ışı ve evı olmalıdır. • • • Ülkemızde yapılan "49. Eurovision Şarkı Yanşma- s/" finallennde fınallerin açılışını 5 dakıkalık bırşov ıle yapacak olan Sertab Erener ıle TRT Genel Müdürü arasında bir tartışma yaşanmış. TRT Genel Mudürü, bu şovda Erener'e eşlık edecek semazenlerden beşı- nin kadın olmasına karş\ çıkmış. Erener de Genel Mü- dür'e "Ben şarkıyı Mevlevılerle söylüyorum. Mevlevi- lenn arasında kadınlar da var. Tann katında kadın-er- kek ayınmı yoktur" demış. Laıklık boyutuyla demokratık rejımı ve pohtik karar- lılığı çok yakından ve ülkenın ve toplumun geleceğını de önemle ılgilendıren YÖK ve imam hatıp lıselılere kat- sayı artışını öngeren yasa tasansı, TBMM'nın 17 sa- atı aşan müzakerelerı sonucunda kabul edıldı. Gaze- telerde ıktidar milletvekillennın sıra kapaklanna baş- lannı dayayarak nasıl uyuduklannı gösteren fotoğraf- lan ıse bir ıbret vesıkasıydı adeta: "Acelemız var bızım." • • • "Değıştim", "DeğışWc"sozleriyleseçmenlen önem- li ölçüde ınandırmayı başarmışlardı. AB'den bir an ön- ce müzakere tanhı ve takvımı alabılmek ıçın 'Kopen- hag Kriterieri'ne uyum çabalan ve çalışmalan ıle bu değişime toplumumuz neredeyse ınanmaya başla- mıştı. Ama yıne de herkesın ıçınde, ne derece ıçten olduklanyla ılgılı bir şüphe ve bir 'acaba?' hep vardı. Aralıksonunu bıle bekleyemedıler. Ekonomının kri- tık durumunu bıle bıle gerçek nıyetlenni açığa vurma- ya başladılar. • • • Yukandakı örnek olaylara bunlar 70 mılyonluk bir ül- kede olabilecek tek tük olaylardır dıye bakabılır, de- mokrasınin doğasında böyle şeyler vardır dıyerek önemsemeyebılirsınız. Demokrasıyı ne kadar kâğıt üzerinde 'Kopenhag Knterleri'ne uydurmaya çalışsak da Sayın Metin Münir'ın yazdığı gibi. toplumumuz kök- tendıncılığın karanlığından uzak durmak ıçın gerekli ıç dinamiklere sahip degildir. Nrtekım laiklik anayasa- mızda Cumhunyetımızın en önemli temel ılkesi olarak yer alsa da Gaziantep Öğretmenevi'ne çağdaş görü- nümlü genç bir kadın bu kıyafetı nedenı ıle alınmamak- ta, ancak kara çarşaflı bir kadın ıse bu öğretmenevi- ne elinı kolunu sallayıp rahatlıkla gırebılmektedır. Ya- kın birgelecekte başı açık kadınlann öğretmenevleri- ne ahnmadığını gördüğümüzde buna şaşırmamalıyız. Unutmamak gerekır kı en uzun yolcuiuk bir ilk adım- la başlar. Bunlar ılk adımlardır. • • • Çağdaşlık, demokrasınin ayrılmaz bir parçasıdır. Çağdaşlık olmadan demokrasinın var olabileceğını düşünmek olası değıldır. Kadın elı sıkmamak, kadını çağdaş kıyafetinden ötürü öğretmenevıne almamak, kadını siyasetin dı- şında tutmak. ona pozıtif aynmcılık tanımamak, töre cinayetlennin kurbanı yapmak, kadını kutsal ılan ede- rek onu türbanlann, kara çarşaflann içine hapsetmek çağdaşhğın neresıyle bağdaşır? Çağdaşlığı birtoplum- da kadının durumu ve ona karşı davranışlar belirler. Kımse dayatamaz ve dayatamamalıdır da: Çağdaşlık mı? Yoksa demokrasi mı? Çağdaşlık yoksa demokrasi almayalım. Çağdaşlığın olmadığı demokrasıde çağdaş yaşam asla gelmez. Bakın Iran'a... scakiralp ; mynet.com Boğaziçi Mektuplan'nda Sultan Portreleri Kalan Müzik, Dr Emre Aracı'nın •'Boğaziçi Mehtaplan'nda Sultan Pbrtreleri"nı pı> asay a çıkardı Aracı'run daha onceki yıllarda Kalan Müzık'ten çıkan "Osmanh Sarayı'ndan Avrupa Müziği" ve "Savaş ve Banş: Kınm 1853-56" adındakı çalışmalan gıbı "Boğaziçi Mehtaplan'nda Sultan Portreleri" de Osmanlı Imparatorluğu donemındekı çokseslı müzik konusunu değışik açılardan ışlıyor Prag'da ka\ dedilen eserler Prag Senfonı Orkestrası'nın yaylılan tarafından yorumlandı. Emre Aracı'nın Abdülhak Şüıasi Hisar'ın edebıyatından vola çıkarak besteledığı Boğaziçi Mehtapian adını taşıyan \ e 31 İstanbul Festıvalfnde Cihat.Aşkın'ın seslendırdıği keman konçertosu ıle Calüsto Guatelli Paşa'nın Osmanlı hanedan üyelennın adlanna besteledığı kısa müzik portrelennden oluşan geleneksel Türk musikisi armonızasyonlannın bileşımı bu yeni albümün temelinı oluştunıyor. Kapağında Italyan Carlo Bossou'nın Guatelli ıle aynı dönemde resmettığı mehtapta Kızkulesi betimlemesini ıçeren Boğaziçi Mehtaplan'nda Sultan Portrelen, Çarmıklı ailesının desteği ıle hazırlandı _
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle