Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 NİSAN 2004 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
17
i
Kıbns'ta taşlar
yerinden oynanus!
Bııkalım kirnin
başma düşecek!
Bektro™kpesta:denasom©cumhuriyetcom.tr www.denizsom.cotn Te): 0.212.512 05 65 Faks: 0.212,512 44 97
- AB komiseri için
Kıbns'taki Türk askeri
artık sorun değilmiş...
"Sorun halktı ve yûzde 65'ini
hallettiler!"
Havariler
Bir dostumuz diyor
ki: "Amerikan işgal
güçleri Irak'ın
Felluce kentine
karadan ve havadan
saldmyor. Parça tesirli
misket bombaları
atılıyor. Ölü sayısı
yüzleıie, yaralı sayısı
binlerle anlatılıyor.
Türkiye'yi yönetenler
susuyor. Onlar ABD ile
anlaştı diyelim. Ya
demokrasi havarileri?
Onlar herhalde 'Yes be
annem'in keyfini
sürüyor. Tarih geçmişin
kanlı ortaklannı yazdığı
gibi şimdikileri de
yazacaktır!"
aftalık analitik bülten Jeo-Kritik'ten ilginç bır
yorum: "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Kıb-
ns konusunda büründüğü tepkisizlik milli bir
stratejinin değil; bir planın parçasıdır. Fakat
bu plan milli değil; bir NATO planıdır. 1974'teTSK'nın
'dünyaya kafa tutarak' Kıbrıs'a çıktığını zannedenlerin
bugünkü tabloyu çok daha iyi okuması gerekmekte-
dir: Kıbrıs satılmamakta, emanet alındığı üzere geri ve-
rilmektedir.
Adayı, NATO konseptine uygun birşekilde, Rus uy-
dusu olmaya aday bir Rum yönetiminin elinden alıp
'derin NATO'ya değerlı bir üs olarak hediye eden ve
bu arada Türkleri de mezalimden kurtaran' TSK, yine
NATO konseptine uygun bir şekilde ada yeniden şe-
kıllenirken (bu Rumlar olarak algılanmamah) bu sefer
'stratejik' bir çekilmenin gönüllü oyuncusu konumun-
dadır.
Türkiye Cumhuriyetı'nin temel güvenlik kurumları
ancak NATO/Küresel Güvenlik Konsepti ıle uyumlu ol-
NATO ile
duğu sürece 'milli' çtkarları koruyabilirler ve bu çerçe-
vede aslında kendi içlerinde fazlası ıle tutarlıdırlar.
Başma çuval geçiren 'müttefik'le, Kürdistan'ı ku-
racak peşmergelere subaylık eğitimi veımek... Erme-
nistan'ın Karabağ'ı işgali sürerken, Ermeni subaylar-
la NATO çatısı altında 'Barış İçin Ortaklık' yapıları için-
de yer almak... Daha birkaç sene öncesine kadar 're-
jim tehdıdi' olarak gördüğü kadrolar ülkenın bütün do-
kularını yeni küresel düzen çerçevesinde yeniden di-
zayn etmeye çalışırken susmak hep NATO/Küresel
Güvenlik Konsepti çerçevesinde tutarlı davranışlardır.
Işte bu tutarlılık çerçevesinde TSK bugün sadece
Kıbrıs'tan değil aynı zamanda Kuzey Irak'tan çekılme-
ye hazırianmaktadır. Bazılarına bilmece gibı gelen bu
tablonun sırrı; on bınlerce şehit verdikten sonra, o şe-
hıtlerden sorumlu adamın asılması noktasında, 'Bız
duygusalız, kararı hükümet versin' diyenlerde; Imra-
lı'daki duruşmaları bittikten sonra; Abdullah Öcalan'la
baş başa bir görüşme yapan zamanın ünlü komutanı
ve NATO/Küresel Güvenlik Konsepti'nin temsilcisinde,
kendisine 'NATO koruması' ısteyen Öcalan'ın bu söz-
lerınin arkasındakı manada, son seçimlerde DEHAP
oylarının azalmasından yola çıkıp, Türkiye'de siyasi
Kürtçülüğün öldüğü tezini yaymaya çalışan ve bu şe-
kilde devletin Kürt ayrılıkçılığına dair reflekslerini zayıf-
latmaya çalışan medya dinamiklerinde, Istanbul'da ha-
zırlıkları yapılan NATO zirvesi öncesinde; NATO'nun
Türkiye merkezli bir 'Terör Merkezi' kurması gerektiği
fikrinın Vvashington merkezli Türklere söyletilmeye
başlanmasında yatmaktadır.
NATO'nun türevi olarak hareket edenler, türevi ola-
rak hareket ettikleri yapının çizdiğı güvenlik konsepti-
ne uygun şekilde 'alırken' de 'verirken' de 'millilik' sa-
dece bir görüntüdür; esas değil."
OdünAnıl Öçal: "AB yine
ödün istfyormuş. Ödün
vere vere Türkiye
kalmayacak, AB'ye
kabul edildiğinde."
FiyatIhsan Sanıvar
"Başbakan, Kimse
ülkesini ucuza
kaptırmaz' buyurmuş.
Pahalıya mı kaptınr?"
KuzeyAkif Kökçe: "Kuzey
Kıbns uyduramadık,
Kuzey Anadolu
Fay Hattı verelim!"
SESSÎZ SEDASIZ (!) Ankara'daki hâkim ve savcılara yemek
Ankara'daki Gazi Ünıversıtesı
Rektörü Prof. Dr. Rıza Ayhan, An-
kara Adliyesi'nde görevli hakim ve
savcılar için yarın akşam bir yemek
veriyor.
Üniversitenin Gölbaşı'ndaki tesisle-
rindeki yemeğe katılacak hâkim ve
savcılar için Adliye'nin önünden servis
kaldınyor.
Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Ayhan, galiba Türkiye'de bulunduğu
ilin hâkim ve savcılarına topluca ye-
mek dayeti veren ilk rektör oluyor.
Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Ayhan, aynı zamanda üniversitede gö-
revli öğretim elemanları, çalışanlar ve
hatta öğrencilerle davalı ve davacı ko-
numunda çok sayıda idari ve adli da-
vası olan bir rektör olarak tanınıyor.
Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Ayhan'ın davacı ve davalı olduğu da-
valar Ankara Adliyesi'ndeki yargıçlar
tarafından görülüyor.
Gazi Üniversitesi eski öğretim
üyelerinden CHP Ankara Milletveki-
' li Prof. Dr. Mehmet Tomanbay, Ada-
let Bakanı Cemil Çiçek'in yanıtlama-
sını istediği soru önergesini Meclis
Başkanlığı'na veriyor:
"Davacı ve davalı kimliği ile adli ve
idari yargıda işi olan birinin, bu rektör
de olsa, o ilin hâkim ve savcılarına ye-
mek vermesi olağan mıdır; en küçük
bir kuşkudan bile şakınmamız gere-
ken yargı, bu tür girişimlerden yara al-
mazmı?
Yüksek Yerilim Hatt
Türkiye de AB'nin popstar
yanşmasına katılsın...
AB yıldızı olalım...
erdincutkurâ yahoo.cofn
Ulusal Egemenlik
ve Çocuklanımz
1. GÜRŞEJN KAFKAS
23 Nisan Ulusal Egemenlik
ve Çocuk Bayramı'nı gururla
kutladık. Seksen dört yıl ön-
ce, geleceğin güçlü ve mutlu
Türkiyesi'nin temeli atılmıştı.
Altı yüz yıllık Osmanlı, yenilgi-
ler sonrasında güçsüz ve bit-
kindi. Imparatoriukta başkal-
dınlar, parçalanmalar ve kop-
malar başlamıştı. Birinci Dün-
ya Savaşı, Osmanlı'yı da içi-
ne almıştı. İşgal güçleri saldı-
rıyor, toprağımızı aralarında
bölüşüyor, vatan toprağı kü-
çüldükçe küçülüyordu. Ana-
dolu son sığınaktı. Sevr Ant-
laşması ile Anadolu da kuşa-
tılmıştı. 1915'te Çanakkale ilk
direnişimiz olarak örgütsel
sesimizi yansıtıyordu. Aynı yıl
Izmir işgal edildi. Umutsuz-
luk, Anadolu toprağımızın
dört yanını yangın yerine dö-
nüştürmüştü. 1919'daMus-
tafa Kemal'in Samsun'a çıkj-
şı yeni bir umudun doğuşuy-
du. O, Samsun'a çıktığında,
"Halkın umudu kırık, bezgin
ve yürek parçalayan bir du-
rumdaydı. Ordu dağılmıştı..."
şeklinde anlatıyordu. "Bu du-
rumda, nasıl başaracaksınız
Paşam" diye soruluyordu. O,
"Ordu yok dediler/Kuru-
lurJPara yok dediler I Bulu-
nurJDüşman çok dediler/Ye-
n///r"diyeyanıtlar. Kurdu, bul-
du ve yendi. Artık, ulusal bir-
lik ve direniş gerekiyordu.
Mustafa Kemal, "Ben halka
doğru, halkla beraberve halk
içinyola çıktım"diyordu. Halk
ona inanıyor ve güveniyordu.
Amacı, ümmetçi bir toplum
yerine, özgür ve egemen halk
biriiğini sağlamaktı. Amasya
Tamimi, Erzurum ve Sıvas
kongreleri halkla bütünleşme-
nin habercisiydi. Umutsuzluk
umuda dönüşüyordu. Ankara
merkez seçilmişti. Seksen
dört yıl önce 1920'de ulusal
egemenlik kıvılcımı, ulusal se-
vincimiz olarak dünyaya du-
yuruldu. Egemenlik kayıtsız,
şartsız milletin olacaktı. Bir
yandan da her cephede ege-
menlik savaşlan, direnişimi-
zin kazanımlan olarak geri dö-
nüyordu. "Aklın ışınlan karan-
lığı deliyor, tanyeri ağanyor,
dünyaya yeni bir bakışla, ye-
ni bir devlet kuruluyor. Türki-
ye Meclis Hükümeti" sözle-
riyle duyuruldu. Türk milleti in-
sanca yaşamaya ve özgüriü-
ğe susamıştı. Ümmetçi top-
lum, asırlardır bilgisizliğin
pençesinde inliyordu. özgür-
ük arayışlanyla birtikte, toplu-
mun eğitim sorunu da çö-
zümlenmeliydi. Atatürk,
'Düşlerim eğitimle gerçekle-
şecek" diyordu. "Savaşlar
nasıl olsa kazanılacaktır, an-
cak asırlardır bilgisizlikten
Kivranan toplumumuzun da-
/anma gücü kalmadı" sözle-
i, eğitim sorunlanna çözüm
arayışlarıydı.
Ozgüriük savaşlan başany-
a sonuçlanmıştı. Inönü, Sa-
<arya, Anafartalar, Kocatepe
ve diğerlen gazilerin ve şehit-
lerin kanıyla, canıyla başanl-
mıştı. Halkın gönenci için ye-
ni oluşumlar gerekiyordu. "//-
ke ve devrimlerle" Cumhuri-
yet taçlanacak, laik ve de-
mokratik yeni, yepyeni bir u-
lus devlet kimliği sağlanacak-
tı.
Mustafa Kemal, çocukları
çok severdi. Ulusal egemen-
liğin ilk ışığı olan 23 Nisan
1920, Meclis Hükümeti'nin
kuruluş gününü Türk çocuk-
larına bayram sevinci olarak
armağan etti. Bugün, dünya-
da ilk çocuk bayramıdır. Ata-
türk, ulusunun geleceğini, ka-
lıcıhğını ve umudunu çocuk-
larda görüyordu. "Çocuklar
bizim geleceğimizdir. Çocuk
sevgisi bizim için bir ihtiyaç-
tır" diyordu. Bugünün çocuk-
ları, yannlann gençleri ulusu-
muzun, Cumhuriyetin, laikli-
ğin ve demokrasinin temina-
tıdıriar. Onlara inanıyor ve gü-
veniyoruz. Atatürk'ün mane-
vi kızı "Küçük Ülkü'nün" anı-
larını "Atatürk'le Çocuklu-
ğum" adli kitabımda topla-
dım. Bu kitapta o zamanın
çocuklan bugünün yetişkin-
leri Mîna Urgan'ın, Latife
Mardin ın. Refet Angın'ın,
Sabiha Gökçen'in ve Buyan
Rona'nın anılarına yer ver-
dim. Latife Mardin'in "Bizim
kuşak Atatürk sayesinde açıl-
dı"deyişi benietkiledi. "Vatan
toprağı tehlikedeyse savaş-
malı, bunun dışında savaş bir
cinayettir", "Yurtta sulh, ci-
handa sulh" özdeyişleri Ata-
türk'ün banşçıl yönünün anla-
tımıdır.
Babasız, evsiz yurtsuz ço-
cukları anımsattığını; gelecek
kuşkusunu yarattığını biliyo-
ruz. 23 Nisan 2004 ulusal
bayramımız yaygınlaşarak
"dünya çocuklan bayramı"
olarak kutlanmaktadır. Birleş-
miş Milletler karanyla da "Ço-
cuk Haklan Konvansiyonu"
kurulması sevindiricidir. "23
Nisan, neşe doluyor in-
san/Çocuklar sevgi doluyor
her an." Artık çocuklarımızın
rüyaları gerçek olacak. Ata-
türk onlara güvendi, onlar da
çalışarak, başararak bu ulu-
sun yarınlarının çağdaş, ay-
dın ve donanımlı gençleri/sa-
hipleri olacaktır. Çocukların
Atalanna şöyle seslendikleri-
ni duyar gibiyim. "Seninle
kurtulduk, seninle öğren-
dik/Seninle değiştik, rahat
uyu Atam." "Bak her yıl dün-
ya çocuklan bu bayram se-
vincini bizimle bölüşüyorlar,
Anıtkabir'e sana geliyoruz,
Sevgimizi bırakıyoruz."
Gözbebeklerimiz, çocukla-
nmızL Atatürk sevgisıni yü-
reğinizden, devrimlerini kafa-
nızdan hiç silmeyin. Laik ve
demokratik Türkiye Cumhuri-
yeti'nin yolu çağcıl, aydınlık
ve yüce bir yoldur. Bu meşa-
leyi siz taşıyacaksınız, hiç
kimsenin söndürmesine izin
vermeyiniz. Ulusal sevinciniz
ve bayramınız kutlu olsun.
KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicakii turk.net
ÇtZGİLİK KÂMtL MASARACI kamilmasaraci >ı mynet. com
HARBİ SEMİH POROY semihpomycı yahoo.com
İTMM,
HAYAT EPtK TÎYATROSU MUSTAFA Btwl\
ı ı ı ( ı ı 1 1 } i
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 29 Msan ıcınc.mumtaz-arikan .com
TİNO ROSSİ
süz£L SESÎYLE
, PAGİS'f'A/ ÜA/AÛ
£>£
tccruLMaşTU. y/tşAMi SoruucA POPÜ-
Ğ TffJO IZOSSf, M4POL£
BOfJAP#RT£'PAH SOMB4 İK/MC/ £fit ÜNLÜ
/ . t9?2 y'i.wM, a 6Ü-
TİNO ROSSI'N/N PIÂKLARI..
DÜZ ÇtZGt
ÜMİT ZİLELt
Toplumun
'Namus' MeselesiL
Nuran 14 yaşındaydı...
Bir gün markete giderken kaçınldı. Tam dört gün bo-
yunca bir namussuzun tecavüzüne uğradı... Küçük kız
hapsedildiği evden jandarma baskını sayesinde kur-
tulabildi ve ailesine teslim edildi...
Buraya kadar son derece sıradan bir haberdi... Dün-
yanın her yerinde, en çağdaş Avrupa ülkesinde bile
yaşanabilecek, ancak gazetelerin üçüncü sayfasına
girebilecek küçük bir öyküydü...
- Asıl vahşet, asıl namussuzluk bu noktadan sonra
başladı!..
On beş milyonluk "dünyanın incisi" Istanbul'un Av-
cılar semtindeki bir evde 32 "namusuna düşkün" ak-
raba "a/te mec//s/"nde toplandı. Nuran için, "Kirlikı-
zı alarak evimi kirletmem" diyen öz babasının tek-
lifi ve oybirlıği ile infaz karan alındı...
Aile meclisinde "namusu kimin temizleyeceği"
de karara bağlandı. Nuran'ın babası ve 17 yaşındaki
kardeşi işi üstlendi... İnfaz yeri olarak ablasının evi se-
çildi... Ve Nuran o evde telle boğularak öldürüldü...
- Töre "namus"u katletmişti!..
Cezanın namusu!..
Peki şimdi ne olacak?..
Yanıt çok basit; her zaman olduğu gibi aileden gö-
zaltına alınanlar tek tek bırakılacak, cinayeti 18 yaşın
altında olan akraba üstlenecek, şu andaki ceza yasa-
sına göre bir de "ağır tahrik" işin içine kanştınlacak
ve olay tamamına erdirilecek...
- Namus bir kere daha öldürülecek!..
Töre cinayetlerinde indirimi kaldıran yeni Türk Ce-
za Kanunu Tasarısı ise komisyonlarda sürünmeye de-
vam edecek. Kazara önümüzdeki yıllarda çıksa dahi,
yürüriüğe girmesı için de bir yıl beklenmesi gereke-
cek!..
- Acaba o güne dek daha kaç namus toprağa
gömülecek?!..
Bu ülkenin insanları namus denilen kavramın "ırz"
değil, "onur" ve "erdem" olduğunun ayırdına varma-
dıkça karanlığın esiri olmaktan kurtulamaz... Bu ülke-
nin insanlan, asıl namussuzluğun el kadar çocukların
"namus adına" barbarca yok edilmesi olduğunu yük-
sek sesle haykırmadıkça varacağı nokta erdemsizli-
ğin çukurudur...
Hiç kuşkunuz olmasın; ikiyüzlü, korkak ve namusu
yalnızca bacak arasında arayan toplumlann sonu an-
cak ve ancak köleliktir...
- Etrafınıza bakın, o tür pek çok toplum göreceksi-
niz!..
Ödün ve diyet diplomasisiL
Insaf ki, insaf!..
Ben bile bu kadannı beklemiyordum; daha referan-
dumun mührü kurumadı, işler tersine dönmeye baş-
ladı!.. Son elli yılın, hatta Atatürk sonrasının en bü-
yük "diplomasi zaferi" ödün ve diyet diplomasisine
dönüşmeye başladı!..
Avrupa Biriiği'nden başlayalım; "aferin size, evet
dediniz" diye sırtımızı sıvazlayan dostlanmız iki gün
geçmeden, "Türkiye, Kıbns konusunda üzerine
düşen görevi henüz yerine getinnedi" demeye
başladılar. Istekleri basit; Türkiye, Rum kesimini tanı-
sın, adadaki askerierini çeksin!.. Bizimkilerin öve öve
bitiremediği Verheugen ise noktayı koyuverdi:
- Ekonomik tecridin yumuşatılması KKTC'nin
tanınması anlamına gelmiyor!..
Tesadüfe bakın; bizdeki belli kalemler de hemen
"AB'yejestyapalım, asker çekelim" demeye baş-
ladılar bile!.. Biraz daha zaman geçsın göreceksiniz,
dışardan ve içerden "Avrupa Biriiği topraklan iş-
gal attında" korosu da başlayacaktır!..
ABD'ye gelince; Afganistan ve Irak için asker talep-
leri başladı bile. KKTC'nin uluslararası tecritten bir
nebze olsun kurtarılmasına karşılık ödenecek diyet
bu!.. Yakında Türk askeri bu iki lanetli bölge için yola
çıkarsa şaşırmayın!.. Bitmedi; sırada Kıbns Türk böl-
gesinde, büyük olasılıkla Karpaz'da ABD üssü kurul-
ması var... Bu üssün Büyük Ortadoğu Projesi için ya-
şamsal önemi olduğu açık. Alın size, Atatürk'ten son-
ra en büyük diplomasi...
- Afiyet olsun!..
E-posta: umitzileli < J ttnetnettr
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA:
1/ "Karame-
ke" de deni- 1
lenbirtürya- 2
ban ördeği. II 3
Metalden ya-
pılmış hilal...
iki büyüklük
arasındaki
bağıntı. 3/
Tann'nın
varhğını ve
Islam dininin
doğruluğunu
konu edinen bilim...
Herhangi bir kuvvet
alanından geçtiği
varsayılan güç çizgi- 3
leri. 4/ Iri yan. güç-
lükuvvetliveerkek-
sikadın. 5/Birbilgi- 6
sayara bağlı görün- 7
tüleme ekranı. 6/ 8
Kobalt elementinin 9
simgesi... Sofradakullanılan sahan altlığı. 7/Bir
etkinliğin geçici olarak durdurulduğu süre... Hay-
vanın bir yanındaki yük. 8/ Konya'nın Ereğli il-
çesinde, 150 dolayında kuş türünü banndıran ve
"tabiatı koruma alanı" kapsamına alınan göl...
Kemiklerin yuvarlak ucu. 9/ Yaşanmış olaylann
anlatıldığı yazı türü... Penye konfeksiyonunda
zincirli dikiş yapan bir tür aygıt.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Ordu yöresinde, soğanlan yemek yapımında
kullanılan çiğdeme verilen ad. 2/Eğlence... Ce-
zayir'de bir liman kenti. 3/Söz... Eli açık, cömert,
yiğit. 4/ Güney ,\merika'da bir ırmak. 5/ Her tür-
lü çahşmalarda yetiştirici. 6/Kolombiya'nın pla-
ka işareti... Avcı korkuluğu. 7/ Renk renk parlak
tüyleri olan, iri gövdeli bir papağan cinsi... Üç ya-
şına kadar olan at yavrusu. 8/ Silifke ilçesindeki
Göksu Deltası'nda bir lagün... Bütün kutsal Hint
metinlerinin başında ve sonunda yinelenen mis-
tikhece. 9/Hatıra... Atlann koşum takımlanna gü-
müş ve altın yaldızlı pullarla yapılan süsleme.