25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 NİSAN 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA ROPORTAJ ABDÜLCANBAZ TURHAN SELÇUK İSTANB'JL EFSN'DÎSİ A3DCÎLCAN3AZ" IS HAHÎKUIAD2 Lips'ten Fenari'ye Vatan Caddesi üzerindeki Konstaninos Lips Manastınndan bozma Fenari Isa Camisi, yüzyıllar içindeki dolgular sonunda yolun iki metre kadar altında kalmış... (Fotoğraflar: SERKAN YILDIZ) A ksaray'dan Vatan Cadde- ^ t si'ni takiben Topkapı'ya / J giderkenFatihsapağınagel- / m ^M meden sağ kolda, yolun *A. . A . yaklaşık ıkı metre altından yükselen, tuğla duvarlı, kare planlı, ıki küçük kubbeli, camiye pek benzeme- yen fakat minareli bir bina, yola bıraz da çapraz bir şekilde duruyor... Bu du- ruş yakJaşık 1100 yıl öncesine dayanı- yor. Burası Konstantinos Lips Manastı- n'ndan bozma Fenarı Isa Camısı olu- yor. Binanın, cervelle çizildiğı belli dümdüz giden Vatan Caddesi'ne biraz çapraz durması ve yolun iki metre ka- dar altında kalması, yakJaşık 1100 yı- lın getirdiği bir sonuç oluyor. Vatan Caddesi, aslında Bizans döne- minde akıp giden ve Marmara'ya dö- külen Lykos Deresi. Manastır. 907 yılında Lykos Vadi- si'ne yapılmış küçük bir kilise. Kiliseyi yaptıran Konstantinos Lips ise Bizans tmparatoru VL Leon'un do- nanma komutam. İkincl klllse Theodora'dan Drungarios yani donanma komutanı Lips'in 10. yüzyılda Meryem .\na'ya adadığı kilise, 15. yüzyılda mescide dönüştürülse de Istanbul" un Bizans dö- neminden kalma en eski yapılanndan sayılıyor. Yapıldığında, imparatorun da katıl- dığı bir törenle ibadete açılan küçük ki- lise, tepesinden yükselen ve çapı dört metreyi bile bulmayan küçük kubbesiy- le dikkati çekiyor. Bir zamanlar içinden dere akan vadidekı mezarlığın yanın- daki bu kilisenin başka bir özelliği bu- lunmuyor. Belli ki donanma komutanı "dbediis- tirahafi için yaptınyor. Kilise, 1204'te Haçlı Ordusu Istan- bul'u alıp Latin devletini kurduğunda yağmalanacak kiliselerin arasında yer almıyor... O kadar küçük ve önemsiz... Küçük kilisenin büyümesi 1261 'de VII. Mihael Paleologos'un, tzniktekı Bizans'ıyeniden tstanbul'ataşımasıy- la oluyor. Meryem Ana'ya adanmış küisenin ya- nına bu kez Vaftizci Yahya'ya adanan. Bizans 'ın donanma komutanının 10. yüzyılda yaptırdığı kilise, Osmanlı kadısının emriyle 15. yüzyılda mescit oldu. içinden birbirine bağlanan ikinci bir ki- lise yapılıyor. tkinci kiliseyi 1282'de ölen İmparator VII. Mihael Paleolo- gos'un kansı Theodora yaptınyor ve Theodora 13O3'te öldüğünde buraya gömülüyor. Hanedan mezarlığı Theodora'nın yaptırdığı kilisenin kubbesı de Konstantinos Lips'in yap- tırdığı kilisenin kubbesinin aynısı, si- metriği oluyor.. tki küçük kubbe yan ya- na duruyor. Bu arada ve galiba Tneodo- ra, ıki küçük kiliseyi L biçiminde sa- ran bir ek binayla manastıra çevırtiyor. 14. yüzyılda Theodora'yla birlikte Konstantinos Lips Kilisesi aradığı özel- liği kazanıyor; artık imparatorlann gö- müldüğü manastır oluyor. Havariyun ve Pandokratorkiliselerindeki impara- tor lahitleri Latinler tarafindan yağma- landığı için, Lips, hanedana ayn- lıyor. Paleologos sülalesinden H Anronikos 1333'te buraya gömülenson imparator olarak anılıyor. 15. yüzyılın ilk yansındaki ımparatorlardan \HL toannes'in vebadan ölen Rus asıllı ka- nsıAnna ise Lips'e gömülen son saray- lı diye biliniyor. Aksaray'dan Bayrampaşa'ya doğru hareket ettiğinde, Konstantinos Lips Kilisesi'nden bozma Fenari Isa Cami- si 'ni geride bıraktığında hızlanan tram- vaya hızlı tramvay denıyor. Oysa. tra- fıği aksattığı için 1960'larda kaldınlan İstanbul'un eski tramvaylan da ilk yıl- lannda hızlıydı. Demek ki hız. zama- na göre değişiyor... Kimilerinin "Fenerti'' dıyesı geldığı İsa ise ancak ilgilenenlerin belleğinde duruyor. Osmanlı'nın Istanbul'ualmadan ön- ce Bursa'da ilk müftülüğünü yapan ve dolayısıyla ilk şeyhülislam sayılan Mol- la Fenari'nin sülalesinden gelenlere "Fenarizadder" deniyor. Fenarizadeler, ilmiye sınıfinın kurucusu sayılıyor ve 17. yüzyıla kadar Osmanlı'ya ulema yetiştiriyor. istanbul'un fethinden bir süre sonra Konstaninos Lips Manastın, tstanbul'da kalan Rumlann pek ılgisini çekmiyor ki terk ediliyor. II. Beyazıt döneminde Fenarizadelerden Alaaddin Ali Efendi, manastın mescide ve zaviyeye çeviri- yor. Fenari Allsl'nden Fenari İsa'ya Peki. Bursa'da kadılık ve müderns- lik yaparken "Fenari .AJisi'" diye anılan Alaattin Ali'nin adı nasıl Fenan Isa'ya dönüşüyor? Zaman, yolu dolgu ıle tarihı binanın iki metre üstüne çıkanrken isimleri de mi değiştiriyor? Fenari Isa Camisi, 1633'teki büyük yangında yanıyor ve bugün hız- b tramvayın Bayrampaşa'ya doğ- r enari İsa Camisi, üç büyük yangın geçirmesine karşın Bizans 'tan kalma en eski yapılardan biri ve fakat korunması için gereken ilgi gösterilmiyor. ru yol alışından neredeyse 4 yüzyıl ön- ce sadrazam Bayram Paşa tarafindan onartılıyor. Aslında bir mescit olan "Fenariîsa", Bayram Paşa'nın koydurttuğu minber ile cami oluyor. Caminin imamı Şe>1ı tsa el-Mahvi de manastınn hücrelerini Halveti tari- katına tekke yapıyor. "FenariPJ&sT nin camisi Fenarizade- lerden olmayan Isa'nın adım alıp "Fe- nari"lere de haksızhk yapmamak üze- re "Fenari İsa" oluyor. 1782'dekı bir başka büyük yangın Fenan tsa Camisi'ni bir daha yakıyor. 1831 'de onanlıyor. 1918'deki yangın ise Fenari İsa Ca- misi'ni yaktığı gibi o sırada iyice alev- lenen I. Dünya Savaşı da Osmanlı Im- paratorluğu'nu yakıyor. Fenari Isa Camisi, 40 yıl kadar hara- be halinde kalıyor. 22 mermer lahlt Ne ohıyorsa bu arada oluyor... 1929'da tarihi binada arkeolojik araştirmalar ya- pılıyor; şimdi Arkeoloji Müzesi'nde sergilenen taşa kakma tekniği ile yapıl- mış değerli bir ikona bulunuyor. Arkeolojik çalışmalar bittiğinde de- fine avcılan devTeye giriyor. Hazıne bulma hayali ile döşemelerin altındaki 22 mermer lahit paramparça ediliyor. Bizans imparatorlan ve imparatori- çelerinin mezarlan deşiliyor; lahitler- de ne bir şey bulunuyor ne de geride bir şey kalıyor! Manastırdan bozma caminin onan- lıp ibadete açılması 1960 yüını buluyor. Ne var ki manastır gidiyor, geriye iki küçük kilise kalıyor. Manastınn yerine sonradan birtrafo ile günduz kondu tek katlı bir işyeri yapılıyor. O onanm sırasında 1636"dan kalma ilk mihrap da yok oluyor. Bugün Fenari Isa Camisi'nde duvar- lar tarihteki büyük yangınlann izlerini taşımıyor ama üst üste duran taşlan ar- tık zor tutuyor... Geçmişi 1100 yıla va- ran taşlann, tuğlalaraı arası giderek bo- şalıyor. Tarihi bina çoktan hak ettiği onanmı bekliyor. GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAIVERİNÇ 24 Nisan Rastlantı mı? Uluslararası alanda başımıza gelen belalann bü- yük bölümü ya başımızda kavak yellerinin estiği dö- neme rastlıyor ya da gücümüzü güçsüzlük olarak algılatmayı başardığımız süreçte uygun ortamı ya- ratıvermedeki uzmanlığımızdan kaynaklanıyor. Son ve somut örnek Kıbns. Annan Planı'nın ilk şekline neredeyse şapka çı- kanp "Hemen kabul edelim" diyen ve bu yüzden de adları "verkurtulcu"ya çıkanlar birer kahraman edasıyla söze başlayıp sonucu yorumlarken suç- luyu da unutmuyorlar: Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhur- başkanı Sayın Rauf Denktaş. Annan Planı'nın beş kez değişerek biraz daha eli yüzü düzgün hale gelmesinde Sayın Denktaş'ın müzakere yöntemlerinin büyük payı olduğu bir ka- lemde yadsınabiliyor. Biryandan plana "Hayır" diyen Rum tarafının ba- şından beri çözümsüzlükten yanaolduğunu kanıt- ladığı iddia ediliyor, öte yandan da çözümsüzlüğü Sayın Denktaş'ın istediği. Uluslararası alanda kullanacağımız birçok önem- li kozu, kendi kavgalarına haklılık kazandırmak için zayıflatmak çabasının eğer devlet adamlığı ile bağ- daşan bir yanı varsa bilenlerin söylemesi gereki- yor. Hem söze, "Pazartesiden itibaren işimiz daha da artıyor. Hiç zaman kaybetmemeliyiz" diye baş- lanıyor hem de KKTC'de Cumhurbaşkanı'nın ve hükümetin istifası isteniyor. Anlamak gerçekten güç... • • • 24 Nisan'ların tarihimizde pek de iç acıcı olma- yan iki yıldönümü var. Birincisi, ortaya konulan onca yabancı belgeye karşın "Ermeni Soykınmı" iddialannın siyasal açı- dan kabul görüp dalga dalga dünyaya yayılmak- ta oluşu. Kanada Avam Kamarası'nın karan, bu konudaki başansızlığımızın son örneği. Ne yaptık? Kanada'nın Ankara temsilcisini çağınp "karann kabul edilemezliğini" bildirdik. Sonrası? Başka bir ülkenin alacağı karara kadar suskun- luk... Doğu Anadolu'daki Ermeni saldınlarını bel- geleyen toplu mezarlan bile dünyaya duyurama- mak. * • • İkinci 24 Nisan, Osmanlı Imparatoriuğu'nun ba- ğımsız Yunanistan'ı tanımak zorunda kalışının ta- rihi. Osmanlı Imparatorluğu kara ordusunun büyük bölümünü 1826'da kaldırmış, 1827'de de deniz kuv- vetlerini Navarin'de yitirmişti. Yayılmacılığın önde gelen ülkeleri Fransa, Ingil- tere ve Rusya önce 3 Şubat 1830'da Londra Pro- tokolü'nü imzaladılar ardından da baskılan arttıra- rak 24 Nisan 1830'da Osmanlı'nın bağımsız Yu- nanistanı tanımasını sağladılar. (Metin Erksan/Yu- nan Sorunu/2. Baskı Mayıs 1999/ Hil Yayınevi) Acaba Annan Planı'nın halkoylamasının 24 Ni- san'da yapılması bir rastlantı mı? Yoksa Anavatan'ı (Yunanistan) Osmanlı Devle- ti'nin tanıdığı günün yıldönümünde, imparatorlu- ğun enkazı arasından diriltilerek kurulan Türkiye Cumhuriyeti'ne de "Yavru vatan"'\ (KKTC) tanrtma- nın vereceği hazzı duyumsama olanağının yaratıl- ması girişimi mi? • • • Kafalan degiştirmezsek olacaklan şöyle özetle- yebiliriz. Kelle kulak yerinde ensesi kilise direği gibi ada- mın biri önde, garibanın bir de arkasında yürüyor- larmış. Kalantor kılıklı bir adam garibana yaklaşıp "Şu adamın ensesine birşaplak vurursan sana bir altın var" demiş. Paranın yüzü sıcak gelmiş ki ga- riban öndekinin ensesine şaplağı yapıştırmış. Son- ra da arkadaşına benzettiğini söyleyerek özür di- lemiş. Kalantor, biraz sonra garibana yaklaşıp öneriyi iki altına çıkannış. Gariban görevini yerine getirmiş ama adam da fena sinirlenmiş. Tartışma garibanın açıklamasıyla noktalanmış. - Sende bu ense, beyde de bu altınlar varken sen daha çok şaplak yersin. Aman enseyi karartmayalım. oerinc(S cumhuriyet.com.tr immn (0216) 336 31 70 - 34718 49 • 345 48 27 TURİZM DE 30 YIL 4 GEZİ BİR ARADA GAP ANTAKYA KLKYA EĞRİDİR KESIN HAREKET 4 • S TAKSIT / 1-10 Mayıs (9 gece-10 tam gün) Nevşehir - Gaziantep - Nemrut - Atatürk Barajı • Urfa - Harran ManfitKUIu Car*Kasımıye Medreses-Tantt C*>.-Taşe.«f-Carûzate<ir Kjbea": Hasankeyf - AntaKya ıstp Pıer Kılses. - Moza* Mûzesj - Hart»ye ŞelaıesO Belen - iskenderun • Adana • Mersin - Silifke Kalesi - Göksu Vadisi Altın Apa Barajı - Beyşehir - Eğirdir ve Kovada Gölleri • Isparta - Afyon Açık bûfe kaftvartı -AkşamyemeKle/i • 50nınüzefirxîedoğagûzelltğı vetanftıeser 4* ve 3* lı kalıte otetlerde koraKlama-öelırtılen çok zengın gezı programı-özel otobûsie ulaşım dahıl 840.000.000.TL 4 Taksit x 210.000.000.TL. Peşm ödeme ve grup mdınmr 6 Taksit X 150.000.000.TL. Mayjkiye 2 Mayıs 46.000.000.TL | Polenezköy 09 Mayıs 48 000 OOO.TL LuTFE* •ROŞÎİR İSTEYİNİZ! KARTAL 3. AİLE MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2003 532 Davacj Fatma Hülya Tarakçı vekili Av. Atike Yavuz tarafindan davalı Abdullah Tarakçı aley- hine açılan boşanma davası hakkında. Kartal 3. Aile Mahkemesi'nce verilen ara karar gereği; Davalı Abdullah Tarakçı'nın Aşağı PTT Bloklan Fatih Cad. K. Blk. D. 5 Esenkent Mal- tepe Istanbul adresinde bulunmadığından zabıta tahkikatı yapılmış, tebligata yarar açık adresi bulunamamıştır. Yukanda adı ve adresi yazılı davalı Abdullah Tarakçı'nın duruşmamız olan 22.06. 2004 günü saat 10.30"da duruşmada hazır bulunması, bu- lunmadığı takdirde usulün 213 ve 377. madde- leri gereğince gıyabınızda karar verileceği husu- su ilanen dava dilekçesi yerine kayim olmak üzere tebliğ olunur. 07.04.2004 Basın: 18253 Nüfus cüzdanımı ve Yazarlar Sendikası kimlik kartımı kaybettim. Geçersizdir. OĞUZÖZBAY
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle