25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 6 NİSAN 2004 RAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultura cumhuriyet.com.tr 15 HAYATIN ÖTE YAKASI FERİDIM ANDAÇ Balzac neredeyaşardı?"Sönmüş Hayaller"in elimden düşme- diği günlenn izlerıne doğru yolculuğa çık- tım bır an... Girdığım sokağın bir set oluşturan kaldı- nmının bittiğı yerdeyim... "Setbaşı" diye- bileceğimiz bir uca gelip aşağısını seyredi- yorum. Bahçe içinde birev. Dindirilmiş duy- gulann serinliğinî çağnştınyor. Bıryanı göl- ge, ötesı kır görünümünde bır alanı içeriyor. Eve yukandan bakıp buradaki yaşanmışlı- ğın izlerini bulmaya çalışıyorum. Yazann sokağındayım. Müzeye dönüştü- rülen, bir süre yaşadığı evin eşiğini adımla- madan sokağın dilini anyorum kendimce. Şimdinın "yeni'sî binalar 'eski'nin 'iyi'le- rinın duldasında kalmış. Merdıvenlerden aşağı inıp bahçenin sağ uç köşesındeki heykelin gölgede kaian ha- line bakıyorum. O görkemli yazann sureti- ni yansıtan renklerin aşınmışlığı, öte yüzyıl- lann bakışını getiriyor sanki! Sonra, evı adımlıyorum... Ses- sizliğın ezgiye dönüşen renkleriy- le yazarın burada nasıl yaşamış olabileceğinı buluşrurmaya çalışı- yorum. Her adımda Madam Hanska çıkıyor karşıma! Susuyor dilim, içe çekiliyor ba- kışlanm. Balzac'ın lzlne yolculuk Taşraya o gözlerle bakmıştım. Balzac'tı bana o yerin ruhunu, in- sanın oradaki gerçekligini anlatan. Düşünün ki; ilk gençliğin alevini taşıyan bir bakış ondan el alıp hayatı o gözle görüp kavramaya çalışıyor. Yetinmemiştim okuduğum o üç ciltlik ki- tapla. Sevdiğim satırlan bir bir defterime geçmiştim. Sonra yazannın izine doğru bir yolculu- ğa çıkmıştım. Mahallemizin afili delikanlı- sı Zafer Abi'nin kitaplığından "Goriot Ba- ba" ile "Vadideki Zambak"a erişmiş, gün- lerce bu romanlarla düşeyatmıştım. Dokunmayın dese de müze görevlisi, ma- sasına dokundum Balzac'ın. Bir savaş ala- nından kalanlan andıran yüzeyinde onu ara- dım. Parmaklannın, bakışlannın izini. Her birpütürdeki lekenin biraz mürekkep, biraz gözyaşj, biraz acı oldugunu düşündüm. Arka pencereden gelen ışığa takıldı ba- kışlanm. "Balzac ışığı arkasına abr, sol- daki pencereden ağanı da masasında gör- mek isterdi" dıye düşündüm. Masasının dinlenmeye alınmış halinden kopamadım uzunca bir süre. Burada sabah- ladığı geceleri. kederli aşklannın soldurdu- ğu yüzünü getirdim gözlerimin önüne. Dili çözen, hayatı en derin yerinden kav- rayan bakışlarını aradım burada. O, yazdıklarında yaşıyor... Anımsarım "İki Şair"i, "Taşralı Bir Bü- yük Adam Paris'te"yi, "Bir Yaratıcının Çektikleri"ni... Bir romanın, bir insanı na- sıl donatabileceğini anlatıyordu Balzac yaz- dıklarıyla. 0nun, bana okuma belleğimin ötesinde yaşam ve kavrama bilgisi veren ya- nından hiç kopmadığımı söylemeliyim. Yaşadığımsortama bakma bilinciyle gör- me duygusunu sunan bu kitaplann yazany- la yıllar boyu alacağım yolun önüme çıkar- dığı roman bilgisi'nin, zamanla yazmak ey- leminin en temel doğrulan içermesi hiç de . rka pencereden gelen ışığa takıldı bakışlanm. "Balzac ışığı arkasına alır, soldaki pencereden ağanı da masasında görmek isterdi" diye düşündüm. Masasının dinlenmeye alınmış halinden kopamadım uzunca bir süre. Burada sabahladığı geceleri, kederli aşklannın soldurduğu yüzünü getirdim gözlerimin önüne. yanıltıcı gelmiyordu. Balzac, salt tanıklığın diliyle konuşmaz, insana doğru da yürür. 0nun "Insanlık Ko- medyası" dediği romanesk dünyanın içer- diği anlam, bir toplum analiziyle birlikte bi- reyin varoluşsal konumunu yansıtmayı da içerir. "Sönmüş Hayaller"e her döndüğümde, Balzac'ın orada soluk aldığını düşünürüm. Lucien de Rubempre'nin Paris'e yolculu- ğunu Erzurum'dan tstanbul'a yolculuğuma yakın tutardım. En azından edebiyat duygu- suyla yola çıkmak adına... Roman, okurda böylesi bir etki odağı ya- ratamadığı sürece ne anlamı vardır? Roman- cı, okurunu eğitemediği, onun duygu dü- şünce atlasmı zenginleştiremediği sürece ne anlamı var? Bu gibi birçok sorunun 'doğru' yanıtlannı veren bir romancıdır Balzac. Onunla yolculuğum beni hiç yanıltmadı. Yıllar sonra Paris kentinde onun yaşadığı OKUMA ÖNERILERI * Balzac: Sönmüş Hayaller: İki Şair I, 265 s., Taşralı Bir Büyük Adam Paris 'teII, 363 s.. Bir Yaratıcının Çektikleri III, 254 s., Çev: Yaşar Nabi Navır, Varlık Yav., 1969; Goriot Baba, Çev.: Tahsin Yü'cel, Can Yay., 1983, 359 s.; VadidekiZambak, Çev.: Cemal Süreya, Cem Yay., 1990, 308s.; Yaşamda Bir Başlangıç, Çev: Tahsin Yücel, Yapı Kredi Yay, 2001, 172 s. * Tahsin Yücel (Haz.): Balzac, Varlık Yay, 1961, 96 s. * Andre Billy: Balzac 'ın Hayatı I-II, Çev: Fehmi Baldaş, MEB Yav, 1949- 1950, 424+408 s. * Mehmet Rifat (Haz.): Balzac Kitabı, YKY, 1994, 366 s. BELLEK KUTUSU "Bir Balzac romanınm kurgu mekanizmasındaki her dişli, kendi özgül kişisel ilgileri, tutkuları, trajedileri ve komedileri olan eksiksiz, canlı bir insani varlıktır. Her karakteri öykünün tümüyle birleştiren, bağlayan bağ, karakterin yapısında, doğasında var olan yönsemelerle daima uyum içindeki bazı ö'ğelerte sağlanır." Georg Lukacs evlerden birinin kapısını aralarken de bu duygulardaydım. Evin ikinci katına geçti- ğimde karşıma çıkan "tnsanbk Komedya- sı"nın insan haritası, bir yazann asıl yaşa- dığı yeri anlatıyordu. Balzac'ın yapıtlarının izine dönerek ya- şadığı yaşattığı gerçeğin dilini anlamanın tek 'gerçek' olabileceğini düşündüm son- ra. Onu, hiç tanımadan okudum. Önüme bir aydınlık sundu. Her okuruna yaptığını ba- na da yaptı, okuma tutkusuyla birlikte yaz- mak düşünün fenenni verdi elime. Bir yazar. Paris'in veya Dublin'in bil- mem hangı yerinde yaşarmış, gezip tozar- mış... Bunlan düşünmeden, yazdıklanna doğru çıktığım yolculuğun siluetini, gidip yazıldığı mekânda görmek anlamlı geldi bana. Dönüp kimseye de sormadım, Bal- zac nerede/nasıl yaşardı diye. Çünkü o, yazdığında yaşıyor, bize bunu derinden hissettiriyordu. Utku Varlık 'ın Ankara Galeri Nev'dekisergisi, 'Intemporel - Zaman Dışı' sergisinin devamı niteliğinde Dünyanın ışıkla beslenengizemliörtüsü NEVİN ÜNALIN "Işık beninı varoluşumu etkile- yen bir olay sonuçta. Bana doku- nan ve giden, beni çağrıştıran, ha- ber getiren ve götüren bir olay. Bütün düşlerim gölge ve bendeki ışıkla konunun da üzerine çıkar- lar." Itku Varlık resmindeki ışığın önemini böyle tanımlıyor. 28 Nisan tarihine kadar sürecek olan Ankara Galen Nev'dekı sergisi, bir önceki sergisi "Intemporel - Zaman Dı- „ şı"nın devamı olarak izleyicinin .: karşısına çıkıyor. | Varlık bu serginin hazırlanış öy- '; küsünü Intemporel 'den yola çıkarak anlatıyor: "Geçen sergimde bana resim öğreten, sevdiren birtakım ustalarım; El Grecö. Velazquez'in dünyalarındaki birtakım figürler çıkıp benim bahçeme girdiler. Bü- l yük bir ışık alanı içinde, bir diya- > log ve hesaplaşma içinde bir geri- \ ye dönüşü yaşadım o sergiyi hazır- ' larken. O figürler niye orada? Bu figürlerin orada olması bugünkü günümüz resminde sığlaştırılma- • ya çalışılan, minimaliznıe döndü- rülen birtakım konseptlerle yok * oldurulmaya yönlendirilen günü- - müz sanatına bir karşı çıkıştı. Bu sergi de öyle... Yani benim bah- çem hâlâ dolu." Her şey bir bütün' Varlık. bır geriye dönüşü yaşadım derken bunu yazılanndan, öyküle- rinden büyük keyifaldığı Borges'in öğretilerine bağlıyor. "Borges'in dünyasında bütün çökmüş kütüp- haneler, labirentler, saraylar, işle- nen cinayetler, ölümler, korkular büyük bir ustalıkla kataloglaştırı- larak anlatılır. Her sergimde nıut- laka bir şairin ya da yazann izi vardır. Onların bir şiiri ya da öy- küsüyle özdeşleşme duygusu ya- şanm. İşte bu benim hikâyem ya da şiirim demişimdir hep. Bu kez de Borges'de böyle bir olguyu ve dnygu yoğunluğunu yaşadım. Bu tku Varlık'ın tuvallerinde ışığın olmadığı bir dünyanın resmedilemeyeceğinin gizemli öğretisi, geçmişin mitolojik öğelerini, öykülerini ve destansı anlatımlannı da içine katarak günümüz değerlerinin sıradan öykülerine bir üst bakışla protest tavnnı gerçekleştiriyor. Bu protest tavırda dünyanın ışıkla beslenen gizemli örtüsü, Varlık'ın fırça darbeleriyle yer yer gün ışığına çıkarken en büyük düşün. aslmda "gözümüz açıkken gördüğümüz düş" olduğunun kanıtlan, Varlık'ın usta betimlemeleri ve vurgulamalarıyla en somut şekline bürünüyor. Borges'in öğretisinden yola çıkma fikri Intemporel'den başlayarak bu sergide de devanı etti! Yani dü- şünce bazında, o sergi ile bu sergi arasında bir duvar çekmeden ta- mamladım bu diziyi. Felsefik an- lanıda 'Eski ile yeni yoktur, her şey bır bütün" söyleminin altını çizmek istedim. Bu söylemden yola çıka- rak sergideki amacım bugün mo- dern sanat, çağdaş sanat diyerek işi çarpıtmanın yanlış oldugunu, insan öğretisinin, yani sanatın 'tek' oldugunu ima etmekti. Yani 'Bu sanattır ya da değildir' öğreti- sine karşı çıkmaktı bir bakıma. Tabii, bütün bunlar büyük bir manifestasyon. Yani öyle bağıra- rak çağırarak yapılan şeyler değil. Hafif karşı oluşlar. Intempo- rel'deki metaforlar, kosmos, ışık ve o geriye dönüşlerdeki figürler- le, o sergide söylemek istedikleri- mi söyledim sanıyorum" diyor Varlık.' Bu sergisinde ise 2003 yıhnda ya- şanan savaşlann, ölümlerin, hasta- lıklann kendi kişisel filozofisine dö- nük bir karamsarlık ve hüzün yaşat- tığını söylüyor. O günlerde Kawa- bata'mn bir öyküsünde, "Son Ba- kış"ta, kendi yaşadığı hüzne benzer bir hüznün dile getirildiğine tanık oluyor. "Ölüme dair bir düşünce- nin ve duygunun paylaşımıydı bu" diyor. YaşadıkJanyla örtüşen bu öykü "Son Bakış", serginin Bor- ges'i izleyen teması oluyor. "Bu Son Bakış'la beraber uzunca sü- re resmimi işgal eden kosmos, me- tafor, kozmik peyzajlardan sıyrı- lıp bir yaz denizi gibi olnıayı tasar- ladım. Yani biliyor musunuz as- lında, bu da başka bir ölünı benim için..." "Son Bakış" o metaforlar- dan, kozmik peyzajlardan bir yaz denizi olma ıhtiyacıyla yavaş yavaş yeryüzüne bir iniş Utku Varlık için. Varlık, "Son Bakış" sergisinden sonra açacağı serginin de ipuçlannı veriyor. Pans'teki atölyesinde onun çalışmalanna da başlamış. Işığın as- lolduğu bır dünya bu. Varlık'ın Fransa'nın Re Adasf ndaki doğa iz- lenimlerinden yola çıkarak gerçek- leştireceği bır sergi olacak bu. Figü- rün olmadığı, kurgunun tamamen ışıktan kaynaklandığı bir sergi. 0 serginin ipuçlan bu sergide belirmiş bıle. l;ık ve zamanın poetikası Işık bütün figürsel betimlemelere rağmen kendisi başlı başına konsep- rüel bir tema olarak karşımıza çıkı- yor. Varlık'ın tuvallerinde ışığın ol- madığı bir dünyanın resmedileme- yeceğinin gizemli öğretisi, geçmi- şin mitolojik öğelerini, öykülerini ve destansı anlatımlannı da içine ka- tarak günümüz değerlerinin sıradan öykülerine bır üst bakışla protest tavnnı gerçekleştiriyor. Bu protest tavırda dünyanın ışıkla beslenen gi- zemli örtüsü, Varlık'ın fırça darbe- leriyle yer yer gün ışığına çıkarken en büyük düşün, aslında "gözümüz açıkken gördüğümüz düş" oldu- ğunun kanıtlan, Varlık'ın usta be- timlemeleri ve vurgulamalanyla en somut şekline bürünüyor. Öyle ki hayatın tam anlamıyla kavranama- yan, sürekli devinim, değişim için- de hızlı zaman akışı, Varlık'ın res- minde binlerce yılhk geçmişi de pe- şine takarak günümüz dünyasından geleceğe doğru bakmaya çalışıyor. Varlık'ın tuvalleri ışığın ve zamanın poetikasında kendi mekânlannı ku- rarken yaratı ve düşünceye dair ne varsa gezegenlerin, galaksilerin, kozmik dünyanın yanıltıcı yakınlı- ğı ile biraz ötemizde duruyor. San- ki elımizı uzatsak tutacakmışız gibi. Düşündüğümüzde ise Borges'in söz ettiği labirentler gibi dolambaçlı, derin, belki de hayatın düşsel en ger- çek görünrülen bunUr... Semaver Kumpanya, özverili çalışmalan ve bü- yük bir dayamşma örneği gösterdikleri için 'Teşvik ve Takdir Ödülü'ne değer görüldü. Selim Naşit Özcan Tiyatro Ödülleri Kültür Servisi - '4. Lion Selim Naşit Öz- can Tiyatro Ödülleri' 60 kişilık halk seçicı kurulunun karanyla belirlendi. Ödül töreni bugün saat 20.30'da Profilo Sanat Merke- zi'nde Tiyatro Istanbul Salonu'nda gerçekleş- tirilecek. 'Tiyatroda Bir Ömür' Onur Ödülleri dalında, Erol Keskin 'Usta Erkek Oyuncu", Lale Oraloğlu 'Usta Kadın Oyuncu', Yiğit Sertdemir Genç OyunYazan' seçildi. 'Teşvik ve Takdir Ödülleri'ne ise özve- rili çalışmalan ve bü- yük bır dayamşma ör- neği göstermeleri ne- deniyle 'Semaver Kumpanya; profesyo- nelliğe doğru adım at- tıklan için 'Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu' ve 'Müj- dat Gezen Sanat Merkezi Oyuncuları; cezaevlerinde tiyatro topluluklan kurması nedeniyle 'Turgay Ta- nülkü; ilk defa kendi içinde bir tiyatro top- luluğu oluşrurduğu için 'Çanakkale Açık Cezaevi Tiyatro Top- luluğu; 'tstanbul Bü- yükşehir Belediyesi Sağlık Daire Başkan- lığı Sağlık İşleri Mü- dürlüğü Ozürlüler Merkez Tiyatro Gru- bu; Türkiye'nin Yıl- dızlan yanşmasını ha- zırladıklan için 'Suavi Doğan Yapım Ekibi ile Show TV'ye ve 48 saat süren piyesleri ne- deniyle 'Kaan Erkam Oda Tiyatrosu değer görüldü. (0 216 416 52 98) Greg Osöy, Babylon'un konuğu • Kültür Servisi - Garanti Bankası'nın sponsorluğunda Babylon'da gerçekleştirilen Garanti Caz Yeşilı konserleri, 28 ve 29 Nisan günleri saat 21.30'da, Caz Yazarlan Derneği tarafından 3 yıl üst üste 'yılın en iyi alto saksofon sanatçısf seçilen Greg Osby'yi ağırlayacak. 'Bebop'tan ödün vermeyen tarzının yani sıra karmaşık ritim duygusuyla müzikte yadsınmayacak bir cesaret sergileyen müzisyen. kendini sürekli yenileyen, aykın ve dışa\'urumcu tavnyla, son 20 yılın en progresif caz kişiliklerinden biri kabul ediliyor. (0 212 292 73 68) Rıfat Hgaz Şiir Yarışması • Kültür Servisi - Kastamonu Mahalle Evi'nce, edebiyata katkı sağlayan sanatçılara sahip çıkmak, anılannı yaşatmak ve onlann gelecek kuşaklara aktanlmasını sağlamak amacıyla, Kastamonulu şaır ve yazar Rıfat Ilgaz adına düzenlenen şiir yarışması sonuçlandı. Rıfat Ilgaz'ın oğlu Aydın Ilgaz, Zeynep Uzunbay ve Betül Tanman'dan oluşan seçici kurul, 'Birincilik Ödülü'nü Burak fokcan ve Bengü Özsoy arasında paylaştırdı. Ertan Yılmaz'ın 'Başan Ödülü' aldığı yanşmada, Uker Işgören de 'Özendirme Ödülü'nün sahibi oldu. Yanşmada dereceye gırenlere ödülleri, önümüzdeki günlerde şairin doğum yeri olan Cide'de düzenlenecek törende verilecek. Sadri Alışık Ödülleri belli oldu • Kültür Servisi - Sadri Alışık Tiyatro ve Sinema Ödülleri açıklandı. Yaşar tlksavaş, Melise Gürpınar, Hami Çağdaş, Tijen Par, Üstün Akmen, Hakan Altıner ve Hale Kuntay'dan oluşan seçici kurul, tiyatro dalında 'En 1yi Kadın Oyuncu Ödülü'ne Rozet Hubeş ile Şebnem Köstem'i (Gayri Resmi Hurrem); 'En Iyi Erkek Oyuncu Ödülü'ne Erol Keskin ile Yıldıray Şahinler'i (Salı Ziyaretleri); 'Onur Ödülü'ne ise Osman Şengezer'i değer gördü. Atilla Dorsay, Fehmi Yaşar, Biket llhan, Aycan Çetin ve Burak GöraFdan oluşan seçici kurul ise sinema dalında 'En Iyi Kadın Oyuncu Ödülü'nü Demet Akbağ'a (Neredesin Firuze), 'En Iyi Erkek Oyuncu Ödülü'nü de Haluk Bilginer'e (Neredesin Firuze) verdi. 'Jüri Özel Ödülü'ne Mehmet Günsur (O Şimdi Asker), 'Onur Ödülü'ne ise Suna Pekuysal değer görüldü. Ödüller 17 Mayıs günü Beşiktaş Kültür Merkezi'nde yapılacak 'Sadri Alışık'ı Anma Gecesi'nde sahiplerine sunulacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle