Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 NİSAN 2004 PERŞEMBE
HABERLER
DUNYADA BUGÜN
ALt SİRMEN
Şu Malum 35. Madde
Nüfusun çoğunluğunun 12 Eylül darbesinin ne
olduğunu bile doğru dürüst bilmediği bir ülkede,
insanların 12 Mart'ı veya27 Mayıs'ı bilmelerini, he-
le hele aralarındaki farklan ayırt etmelerini bekle-
mek abes olur.
Türkiye Cumhuriyeti darbelerinin tarihi daha çok
yazılacak ve tartışılacaktır ve kamuoyunun da bu-
na ihtiyacı vardır. Baksanıza, milli iradenin temsil-
cileri bile olaylan doğru dürüst bilmiyorlar!
Nitekim AKP Diyarbakır Milletvekili Cavit Torun
bile "ordunun 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül'de,
üç kez Meclis'i kapattığını" söylüyor. Oysa 12
Mart'ta Meclis kapatılmamış, yalnızca hükümet
değiştirilmişti.
"Bilirbilmez herkesin konuşmasının doğal oldu-
ğu Türkiye gibi bir ülkede, bu bilgi eksikliğini so-
run yapmanın âlemi ne" demenin de bir anlamı yok.
Çünkü bilgi sahibi olmadan fikirsahibi olan kişi, mil-
li iradenin temsilcisidir ve o sıfatla bu sorunlara, ya-
ni bilmediği konulara çare bulmak durumundadır.
Her neyse, gelelim konumuza... Sözünü ettiğim
35. madde Silahlı Kuvvetler Iç Hizmet Yasası'nda
yer alır ve şöyle der:
"Silahlı KuwetierJ
in vazifesi, Türkyurdunu veana-
yasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti'ni
korumak ve kollamaktır."
Darbelere hukuki meşruiyet arayanlar, 1961 yı-
lında kabul edilmiş olan kanunun bu maddesine baş-
vurmuşlardır.
Nitekim Kenan Evren de 12 Eylül 1980 günkü
konuşmasında aynı maddeye atıf yapmıştır.
• • •
Konunun gündeme gelmesinın nedeni, hafta ba-
şında TBMM'de yapılan "MilliEgemenlik ve Siya-
set" sempozyumunda Deniz Baykal'ın, AKP'lile-
rin konuşmalarına cevap olarak bu maddenin de-
ğişiklik önerisini hükümetin getirmesi halinde des-
teklemeye hazır olduklarını belirtmiş olmasıdır.
Sezar'ın hakkını Sezar'a verelim. Deniz Bey doğ-
ru bir iş yaparak bir taşla iki kuş vurmuştur.
Herşeyden önce, demokrasiyi geliştirme yönün-
de atılacak adımlara partisinin destek vermeye ha-
zır olduğunu bildirmıştir. Ikinci olarak da kamu-
oyunda yaygınlaştınlmak istenen bir yanlış yargı-
ya, yani CHP'nın darbeleri desteklediğı yolundaki
asılsız söylentiye set çekmeye çalışmıştır.
Buraya kadar Deniz Bey'in tavrı doğru.
Ama bir gerçeği de görmemiz gerekir.
Aslında, darbelere karşı önlem TCK'de mevcut-
tur. TCK 146, bu alanda yeterii bir müeyyide getir-
mektedir.
Ne var ki daha hukuk faküftelerindeki öğrencile-
rin bile bildiği bir gerçek vardır ki o da bu madde-
nin yalnızca başanya erişemeyen darbe girişimle-
rine karşı kullanılabileceğidir.
Yoksa 1961 tarihlı Iç Hizmet Yasası'nın 35. mad-
desinin o tarihlerde var olmasına karşın 12 Mart dar-
becilerine de, 12 Eylülcülere de TCK 146 kullanı-
labilirdi.
Nitekim Talat Aydemir'e karşı kullanılmıştı da;
ve Aydemir'i Iç Hizmet Yasası Madde 35 darağa-
cından kurtaramamıştı.
• • •
Bazı gerçekleri artık görmek gerek. Bunlann ba-
şında, demokrasilerde darbeleri önlemenin yolu-
nun, yasa değişikliklerle değil, sistemi doğru işle-
terek, siyaset sahnesinde boşluk yaratmamakla
sağlanacağı gerçeği gelir...
Hele hele siyasi iktidaıiann, ellerindeki devlet gü-
cünü manevi cebir unsuruna dönüştürüp demok-
rasiyi rayından çıkarmaları, darbecileri, zaten de-
mokratik olmayan biryönetime müdahale etmiş du-
ruma getirerek onların hareketine meşruiyeti, dev-
rik iktidann sağlaması gibi garip bir sonuç doğu-
rabilir.
Darbelerle ilgili bilinmesi gereken bir başka ger-
çek de toplumsal yaşamın uzun süre boşluğu kal-
dıramayacağıdır. foplumu sarsan iktıdar boşlukla-
n, her zaman şu ya da bu odaktan gelen müdaha-
leleri davet etmiştir.
Demokratik ülkelerde böyle birşeyin olmadığı la-
fı, cehaletten kaynaklanan bir tevatürdür.
Nitekim Fransa'da bugün yürürlükte olan Beşin-
ci Cumhuriyet'e giden olaylann temelinde siyasal
boşluğun doğurduğu bir askeri darbe vardır.
Unutmayalım! General De Gaulle'e iktidar, Be-
şinci Cumhuriyet'e hayat yolu açan olaylarzinciri,
paraşütçülerin hareketi ile başlamıştır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin darbelertarihine baktı-
ğımız zaman da en hafifinden söylenecek olan şey,
ülkemizdeki askeri darbelerde sivillerin de asgari
askerler kadar sorumluluk taşıdıklarıdır.
Bu gerçekleri görerek davranacak olan politika-
cılar, rejimin temel esaslan ve kullandıklan ege-
menlik vekâletinin sınırlan konusunda gerçekçi mu-
tabakatlara vararak ve onların temellerine uyarak
ülkemizde darbeler dönemini kapatacaklardır.
Yoksa askeri ya da sivil olsun darbeler veya ka-
otik dönemler her zaman duracaktır ufukta.
Onlann da hiçbir şeyi çözmedikleri, tam tersine
daha da karıştırdıklannı tarih bize göstermıştir.
SDD'den seçim değerlendirmesi
Tuncer: Merkez
sol dibe vurdu
A.\KARA(Cumhuri-
yet Bürosu) - Sosyal De-
mokrasi Derneği (SDD)
Başkanı Erol Tuncer, 28
Mart yerel seçimlerinde
ülke genelındeki tüm böl-
gelerde AKP'nin bırincı
parti olduğunu belirterek
"Merkezsoldibevurmuş-
tur. CHP önemli ölçüde
güven kaybettT dedi.
SDD Başkanı Erol
Tuncer, dün birbasın top-
lantısı düzenleyerek 28
Mart yerel seçimlerinin
degerlendirilmesine iliş-
kin çalışmalannı sundu.
AKP'nin bütün bölgeler-
de birinci olduğuna iliş-
kin sonuçlan haritaya
döktüklerinde "içininfe-
na olduğunu" anlatan
Tuncer, "Haritada AKP
yeşil renkle temsil edili-
yor. Sahil ve Trakya böl-
gesinin de yeşil renge bo-
yanmış olması önemli"
dedi. Seçimleringalibinin
AKP olduğunu anlatan
Tuncer şöyle konuşru:
"AKP iktidannı yerel
yönedmlerde de pekiştir-
dL Kimliğinin tarüşüdığı
bir dönemde güven taze-
ledi. DEHAP'ın önceki
oy oranını göz önüne al-
dığınıızda sol güç birii-
ğindeki partilerin fazla
birşeykatmadüdarmıgö-
riiyoruz. Siyasette yanya-
nagelenpartilerinoylan-
nı toplayamıyorsunuz.
CHPönemliölçüdegüven
kaybetti.Geüşmişyerler-
de CHP var, gelişmemiş
yerlerde yok."
DGM Zana, Dicle, Doğan ve Sadak'ın 1994'teki 15'er yıllık hapis cezasını aynen onayladı
DEP davasında aynı karar• Yeniden yargılama
sonunda verilen aynı
karan Yargıtay onarsa,
Dicle ve Doğan 2
Haziran, Zana 4 Haziran
2005'te, Selim Sadak
ise 1 Ekim2005'te
tahliye olabilecek.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara 1 No'lu
DGM, yeniden yargılama so-
nunda kapatılan DEP'li mil-
letvekilleri Leyla Zana, Ha-
tip Dicle, Orhan Doğan ve
Selim Sadak ıçın 1994 yılın-
da verdiği 15'er yıllık ağır
hapis cezasını dün oybirli-
ğiyle aynen "onaybdT. Mah-
keme, hükiirnlülerin infazının
ertelenmesi istemini de red-
detti. Sanık avukatı Yusuf
Alataş, mahkemenin karan-
na ılişkin iç hukuk yollan-
nın tükenmesinin ardından
yeniden A\Tiıpa tnsan Hak-
lan Mahkemesi 'ne baş.vura-
caklannı bildirdi.
Ankara 1 No'lu DGM'de
görülen davanın dünkü 14.
oturumuna, sanıklar Zana,
Dicle. Dogan ve Sadak katıl-
madılar. Karar orurumunu,
DEHAP Genel Başkanı Tun-
cerBakırhan. Avrupa Parla-
mentosu adına Italyan Parla-
menter Lııici Vinci. Uluslara-
rası A\ııkat ve Yargıçlann
Bağımsızlığı Merkezi üye-
len, bazı sivıl toplum kuru-
luşlannuı temsilcileri ile çok
sayıda yerli ve yabancı gaze-
teci de izledi.
Mahkeme Başkanı Orhan
Karadeniz. sanıklann açıkla-
malı müzekkereye verdikJeri yanıtta,
duruşmaya katılmayacakJannı bildır-
diklerini söyledi. Esas hakkındaki gö-
rüşü sorulan savcı Dilaver Kahveci,
AlHM'nin ihlal olarak değerlendirdı-
ği eksikliklerin yeniden yargılamada
giderildiğini belirterek verilen 15'eryıl
Avrupa
Parlamentosu
adına duruşmaya
katılan İtalyan
Parlamenter Luki
Vinci, karan
AB'ye ve Avrupa
tnsan Haklan
Mahkemesi'ne
hakaret olarak
niteledi.
(Fotoğraf:
ŞERDAR
ÖZSOY)
AP adına duruşmayı izleyen Italyan parlamenter Luici Vinci
'Mahkeme utanç vericVANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
DGM'nin, DEP"li millefvekilleri hak-
kındaki 15'er yıllık hapis cezasını ay-
nen onaylaması, Avrupa Parlamento-
su'nda rahatsızJık yarattı. AP adına du-
ruşmaya katılan Italyan Parlamenter
Luki Vinci. DGM'nin utanç verici bir
mahkeme olduğunu belirterek AB 'ye ve
AtHM'ye hakaret ettiğini savundu. Avu-
kat YusufAJataş, karann kendilerini hiç
şaşırtmadığını vurgulayarak mahkeme-
nin verdiği kararla önyargılannı ortaya
koyduğunu söyledi.
Mahkeme çıkışında karan değerlen-
diren avukat Alataş, "Hiç sürpriz yaşa-
madık. 1994'tekiadilolmayan karanbir
kez daha onayladT dedi. Müvekkille-
rinin cezaevinde olmalannın nedeninin
Kürt sorunu olduğunu savunan Alataş,
"O dönemde söytenenlerbugün anaya-
saya gjrdi. Ama yargı, 1994'ten bugüne
kadarbir arpaböyuyolUerlemedL Kim-
se 'Mahkemeler bağımsızdır' söylenû-
nin arkasına sığuunasın. Siyasi kaygı-
lardan uzak yargılama yapılsuı" diye
konuşru. AP adına duruşmayı izleyen
îtalyan Vinci de "Mahkemekaran utanç
veriddir'' diyerek "Böyle birşeyi haket-
meyen Türkrye've hakarettir. Bu davay-
la banş özleminin önü kesüdi. Karar,
AB'ye hakarettir. AlHM'nin kararuıa
hakarettir. Mahkeme, 1994'teki kara-
nnı korumak için mücadele etti" dedi.
"Kürtlerin bu ülkede haklan çiğneniyor.
tnsan haklan mücadelesi \eren Türİde-
rin de haklan çiğneniyor" diyen Vinci,
demokrası mücadelesinin süreceğinı
söyledi. Hükümetten "utançverid" ola-
rak nitelendirdiği DGM'nin kalkması-
nı beklediklerini anlatan Vinci, "Faşiz-
min birparçası olan mahkeme,yargıla-
maya de\^m edhor. Türkiye hükümeti
ve parlamentosundan pothik tutsaklar
için af istiyoruz" dedi.
CHP'den suç duyunısu
CHP'li AtiDa Başoğhı, DEP davası
sonrasmdaki sözleri nedeniyle Vinci
hakhnda Ankara Cumhuriyet Başsav-
cılığı'na suç duyurusunda bulundu.
Vinci'nin "faşizmindevamıolan mah-
kemeler'' sözleriyle Türkiye sınırlan
içinde Türk adaletini "tahldr ve tez-
yiP ettiğini vurgulayan Başoğlu,
TCY'nin 159. maddesi uyannca işlem
yapılmasını istedi. Madde, 1-6 yıl ara-
sında hapis cezası öngörüyor.
ağır hapis cezasının onaylanmasını is-
tediği görüşünü yineledi. Sanıklann du-
ruşmaya katılmaması nedeniyle on-
lann adına son sözü sorulan avukat
Yusuf Alataş, eski savunmalannı tek-
raretti.
Verilen aranın ardından başkan Ka-
radeniz, eskı Diyarbakır millervekil-
leri Dicle ve Zana, Şırnak millerv ekil-
len Doğan ve Sadak haklanndaki mah-
kemenin eski hükmünün -15'er yıl
ağır hapis cezasının- "tasdik edildigi-
ni" bildirdi. Eski DEP mılletvekille-
rinin mahkûmiyetlerinin infazının dur-
durulması talebinin ise reddedıldiği-
ni belirten Karadeniz, karann oybir-
liğiyle verildiğini söyledi.
Mahkemenin karan Yargıtay tara-
fmdan da onanırsa Dicle ve Doğan 2
Haziran, Zana 4 Haziran, Sadak ise 1
Ekim 2005 tarihinde tahliye olabilecek.
Mahkeme süreci elestirildi,
Amıpa:Detin
i'rjmtü duyduk
STRASBOURG (AA) - AP ile
TBMM arasında damşma organı ola-
rak görev yapan Karma Parlamento
Komisyonu (KPK) Eşbaşkanı Joost
Lagendijk, DEP davası karanyla
"derüı hayal kınkhğuıa uğradığuu"
bildirdi. DGM'dekı duruşmalan Av-
rupa Parlamentosu adına izleyen par-
lamenter heyetin sözcülüğünü de üst-
lenen Lagendijk tarafından yapılan
yazılı açıklamada, duruşmalar sıra-
sında yargıç ve savcının savunma
hakkına yeteri kadar saygı gösterme-
diği görüşü öne süriildü. AB Komis-
yonu tarafından yapılan açıklamada
da karardan derin uzüntü duyulduğu
bildirildi. Karann Türkiye-AB ılişki-
lerine olumlu katkısı olmayacağı gö-
rüşü savımulan açıklamada, bu kara-
nn Türkiye de devam eden iyı ve
olumlu reformlann uygulamadaki
önemini de ortaya koyduğu görüşü
sa\oınuldu. A\rupa Parlamento-
su'nun bugün yapılacak oturumunda
Leyla Zana ve arkadaşlannın duruş-
ması görüşülecek ve bu konuda ha-
zırlanan tavsiye karar tasansı oylana-
cak. Avrupa Parlamentosu'nun Zana
davasını izlemekJe görevli mılletve-
killennden olan Ozan Ceyhun da
yaptığı açıklamada, 15 yıllık cezanın
Türkiye'ye zarar \erdiğini savundu.
Ceyhun, cezanın bağımsız bir yargı
tarafından verilmediğini iddia etti.
Almanya FederaJ Meclis Başkanı
VVblfgang Thierse, karara tepki göste-
rerek "Ben bunu çok hazin, hatta bir
skandal olarak görmekteyün. Bu rür
olayiar, Türkhe'deki hukuk devieti
hakkmda şüpheler doğurmakta \e
önyargılan güçlendirmektedir. Eğer
Türkiye'ye AB üyetiği seçeneği kapa-
ülırsa bu, Türkiye, tslam dünyası ve
AB için ölümcül sonuç doğunııf
Danıstay Başkanı
Çeûnkaya:
Toplum ve
medyasessiz
ANKAR\(Cumhuri\«t
Bürosu) - Danıstay Başka-
nı EnderÇetinkaya, yargı-
nın iktidann görevden al-
dığı bürokratlara ilışkin
göreve iade kararlannın
kımı zaman şeklen uygu-
landığınadikkat çekn. Top-
lumda "genel sessizfigin"
hâkim olduğunu anlatan
Çetinkaya, "Medyanm gü-
cü yargıdan daha fazla.
Keşke herkes yargı kadar
ses çıkarabüse" dedi.
Karaıiar şeklen
uygulanabiliyor
Çetinkaya, makamında
gazetecilerle sohbet etti.
Dctıdarlann kadrolaşmaya
gittikleri ve görevden alı-
nan bürokratlann da gö-
re\anin iadeedilmediğinin
anımsatılması üzerine Çe-
tinkaya, "Uygulama ko-
nusunda zaman zaman
yargı kararlan şeklen uy-
gulanrvor. Bürokrat hak-
kmda, ktsa sürede kendisi-
ni kusurlandıracak hiçbir
işlem vapmasınaimkânol-
mayan bir sürede yeni iş-
lemtesis edilhorsa. biz bu-
nu "\argı karannı uygula-
madan kaçınmaya yöne-
Iık' işlem kabuledryoruz"
diye konuşru.
Darbeler geride kaldı
TSK Iç Hizmet Kanu-
nu'nun "darbelereolanak
tanıyan" 35. maddesinin
değiştirilmesi tarhşmalan-
nın ammsatıhnası üzerine
Çetinkaya. "Türkiye'de
darbe tarüşmaJan geride
kahmşüT. Güç kuDanıp hâ-
kimet saglandıktan sonra
zaten hesap soruhnuyor"
dedi. Toplumda sessizli-
ğin hâkim olduğunu ve
madyadan da ses duyma-
dıklannı belirten Çerinka-
ya"Esldden kanunlar top-
lumda tarbşıhrdL Burada
medyaya büyükgörev dü-
şüyor. Medyanm gücü yar-
gıdan daha fazla. Keşke
herkes yargı kadar ses ÇH
karabilse" diye konuştu.
1ĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
»••»•*•••••••••••»••••••••
AB yetkilisi Cünter Verheugen:
Reformkra olumsuz
gölgedüşürdü
BRÜKSEL (ANKA) -
DEP davasına ilişkin ka-
rara tepki gösteren Avru-
pa Komisyonu'nun geniş-
lemeden sorumlu üyesi
Günter Verheugen, "Şid-
deti içerme\en bir biçim-
deifade ettigi görüşlerden
dolayı mahkûm olan Ley-
laZana'nm davası, Kopen-
hag siyasi kriterlerinin ışı-
ğuıda ciddi bir kaygı yara-
tıyorveTürkiye'deki siya-
si reformlann uygulama-
sı konusuna olumsuz bir
gölge düşürüyor" dedi.
Mahkemenin karannın
Türkiye'nin 2002-2003
döneminde gerçekleştiri-
len siyasi reformlann kap-
samında başlatılan yeni-
den yargılanmanın çerçe-
\esinde verildiğine dikkat
çeken Verheugen, bu yön-
deki reformlann Türkiye
için Katıhm Ortaklığı bel-
gesinde belirlenen bir ön-
celik olduğunu kaydetti.
Bağunsız uluslararası uz-
manlann belirttiği gibi ye-
ni yargılamanın şimdiye
kadar eski yargılamanın
bir tekran olduğu görüşü-
nü dile getiren Verheugen,
komisyonun yargınm ba-
ğımsızlığına tam saygı
gösterirken kaygılannı de-
falarca dile getirdiğini
anımsattı.
Verheugen, Komisyon
Başkanı Romano Pro-
di'nin TBMM'de yaptığı
konuşmada Zana'nın der-
hal serbest bırakılmasını is-
tediğini, bu konuya ilerle-
me raporlannda yer veril-
diğini kaydetti.
Verheugen, "AB, Tür-
kiye'den DGM'lerin Av-
rupa standartlanna uy-
gun hak getirOmesini de-
falarca istedi. Bu mahke-
melerin lağvedilmesinin
Türkiye'de halen haznian-
makta olan yasal reform
paketinde öngöriilen ön-
lenıkrden biri olduğunu
not edivoruz'' dedi.
CHP'nin oylannı arttırmak amacıyla partisine kattığı isimler artık rahatsızlığa yol açıyor
Vitrinin yaldızları dökülüyor
ANK4RA (Cumhuriyet Bürosu) -
CHP'nin 3 Kasım seçimleri öncesinde
seçmene "vitrin'' olarak sunduğu isim-
ler, partide rahatsızlık yaratmaya devam
ediyor. Istanbul millervekillerinden Ke-
malDerv^'inyönerimden, YaşarNuriÖz-
türk'ündepartidenisti- _ _ — _ -
fa etmesinin ardından
kulislerde "CHP'ninvit-
rinidağınyor'' yorumla-
n yapıldı. CHP Genel
Başkanı Deniz Baykal
ise istifalarla meşgul ol-
madıklarını belirterek
"Bunlarla kaybedecek
\aktimiz yok. Bizün işi-
• Derviş ve Öztürk'ün
istifalannı değerlendiren
CHP Genel Başkanı
Baykal, "Bunlarla
kaybedecek vaktimiz yok.
Bizim işimiz iktidar
çalışmasıdır" dedi.
Baykal'ın 3 Kasım öncesinde yamndan ayırmadığı isimler artık vanında değil.
miz partiyi büyütmek dedi.
CHP'nin, 3 Kasım seçimleri öncesin-
de oy potansiyelini arttıracağını düşüne-
rek partisine kattığı ve seçmene vitrin
olarak sunduğu isirrüerden arka arkaya ge-
len istifalar dikkat çekti. Istanbul millet-
vekilleri Kemal Derviş, Yaşar Nuri Öz-
türk, Zülfu Livanefa' ve Ankara Milletve-
kili Ba\Tam Meral CHP'nin vitrini ola-
rak sunulmuştu.
Ancak bir süre sonra vitrinde yer alan
isimlerden bazılan parti çizgisine aykın gö-
rüşleri ve uygulamalan ile CHP içinde sı-
kıntı yaratmaya başlar-
ken, yerel seçimlerin ar-
dından bu sıkıntı doruk
noktasına ulaştı. CHP
Merkez Yönetim Kuru-
lu'nun (MYK) dün bası-
na kapalı toplantısında
konuşan Genel Başkan
Baykal, istifalara değine-
rek "Bizim işimiz bunla-
n değeriendirmek, konuşmak, önkmkr
abnak değü, dışa dönük mücadeledir. İk-
tidarçahşmasıdır. Biz işimizebakahm, hiz-
met verehm, kamuoyuna, \ atandaşlanmı-
za gidelhn. Çabşmalanmızı hızlandmthm,
bö^esel toplantdar\-apahm. İstifalarla meş-
gul olmak bize bir şey getirmez" dedi.