22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
- 1 9 NİSAN 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA dishab(g cumhuriyet.com.tr 11 KKTC Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş, Kasımpaşalılığı ile övünen Erdoğan'a mesaj gönderdi 'Biz deSamanbağı'ndanık'L E \ U TAVŞANOĞLU LEFKOŞA/GÜZELYURT - Kıbns'ta 24 üs'isan referandumuna 5 kala iki tarafta da in- sanlar soluklannı tutmuş heyecan içinde "ogü- n ü " bekliyorlar. Bir de getireceği sonuçlan. Türk tarafında insanlar diyor ki: "Hep Türki- ye'den, anavatandan gelen sesi bekledik. Biraz scrt bir çıkış yapüsaydı oyumuz "hayır" ola- cakü. Ama ne hükümetten ne de Genelkunnay Başkanı'ndan bekkdiğiıniz çıkışı bulduk. Ne yapahm? Oylann çoğuıüuğu evet" olacak." Partisının tabanını serbest bırakan Başbakan Yardımcısı, Dışişlen- Sa\imma Bakanı ve DP li-deri Serdar Denktaş/la konuşuyoruz. Denk- taş, karannın arkasında sonuna kadar duruyor: "En doğnı olanı yapük. İnsanlan sandıkta öz- gür bırakük" dıyor. Ama Başbakan Recep Tay- >ip Erdoğan'ın, babası Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'a reva gördüğü muamele onu çok ra- hatsız etmiş. Erdoğan'a, tıpik Kıbnslı Türk ağ- zıyla şu çıkışı yapmadan edemiyor: "OKasım- paşaü'ysa biz de Samanbağı'ndanık. Napaz iyi bilirik." Yanı, bınlenne duyurulur ve uyanlır. Lefkoşa'da halkla konuşuyorum. Denktaş yanlısı olmasalar da çoğu Türkiye'ye tepkili, he- İe de Erdoğan ve hükümete... "Tavır ve konuşma böyle olmaz. O çüaşlan yapdgmız kişi Cumhurbaşkaıu. Yapoklannı onay- lanıasanız da üsluba daha dikkatedüirseKiohır" Lefkoşa \ e yöresınde degılse de Girne, Dip- karpaz \e Güzelyurt'ta halk Annan Planı'na çok tepkili. Buralar, mal-mülk değişiminin yo- 'erdar Denktaş, lideri olduğu DP'yi sandık başmda serbest bırakma karannm arkasında sonuna kadar duruyor. Erdoğan'ın, Rauf Denktaş'a yönelik davranışlanndan rahatsızlık duyan Başbakan Yardımcısı, tipik Kıbns ağzıyla konuşarak "Biz de Samanbağı'ndanık. napaz iyi bilirik" diyor. Referanduma birkaç gün kala halkın çoğunluğu Denktaş yanlısı olmasa da Türkiye'ye tepkili. ğun yaşanacağı bölgeler. Güzelyurt yakınlann- da. planın uygulanmasıyla büyük sorunlarla karşılaşacak olan Bostancı köyündeyım. Bos- tancı tam sınırda. Bostancf nın muhtan 'Aziz Horoz' Köyün muhtan "Aziz Horoz" lakaplı Meh- met Eztaş. 5 bın nüfuslu Bostancı, Güzelyurtla iç içe geçmış. Yukan Bostancf ya Kıbnslı göç- menler ve Türkiyeliler yerleşmiş. Aşağı Bos- tancı'da 20 Kıbns kökenlı aile var. Eztaş, pla- na göre Bostancrnın başına gelecekleri şöyle anlatıyor: "Suurdaki asker 24 Nisan'dan başla- yarak 90 gün içinde 1 kiJometre geri çekilecek. Yukan Bostancı suıırda olduğu için savunma- sız kalacak. Bura\a gmenlik 27 a> içinde gele- cek. Bostancı 30 avda, Güzehiırt da 36 avda bo- şalüJacak ve geçimlerini narenciyeden sağlayan insanlar bu işin yapüamayacağı topraklara yer- leşecekler. Buradaki ailelerin çoğu geçmişte iki kez göçmen oldu. Şimdi bu olayı onlara 3. kez yaşatacaklar." Mehmet Bey sözlerini sürdürüyor: "tnsanla- n evetçiler ve hayırcüar diye ikiye böldüler. Biz de çözüm istiyoruz. Ama insanlann mülkünü e\- lerinden alarak çözüm olmaz. Daha çok kavga gürültü kopar. Bu iş dış güçlerin çıkartan doğ- rultusunda \ apıldL" Tamam da.. Türk toplumu bunca yıldır ambar- golardan bunalmadı mı? Çıkış yolu aramıyor muydu? "Evet, ama AB'nin, Ingiltere'nin, ABD'nin aklına şimdi mi geldik? AB'nin ayıbı zaten Rumlan tek başına üyeliğe almak olacak. Ayıplannı örtbas ednek için bizi de 1 Mayıs'a ka- dar işi bitirelim diye suaşünyoıiar. 1992'de, yine CTP-DP hükünıeti zamanında iskân, topraklan- dırnıa ve eşdeğer nıal yasası çıkardılar. Biz de ya- tınmlarımızı yapük Bugün yine CTP-DP hükü- nıeti bu sefer bunca insanı göçmen yapnıak için kollan sıvaaV Mehmet Bey bir de kehanette bu- lunuyor: "Böyle gidersebütün Türkler malınısa- up ülkeyi terk edecek. Birileri de bu hale sevin- sin. Türkiye'den de, kendi hükümetimizden de Güzelyurt konusunda hassasiyet görmedik. Oy- sasukiayTiaklanmn3'teriburada.E\renPaşa\a Güzelyurt'un anahtannı vermiştik. Şimdi o Ev- ren Paşa burayı Rum'a vermek için neler söylü- yor.. Anahtan geri almayı düşünüyoruz." Erdoğan'ı topa tutuyorlar Güzelyurt Çağdaş Düşünce Demeği üyelen de çok dertli. Hükümeti ve Başbakan Recep Tayyıp Erdoğan "ı topa tutuyorlar: "Erdoğan kimilerine büyük sözler verdi. Bu sözlerin en önemlilerin- den biri de Kıbns'ta tabulann yıküacağıydı. Ta- bulann başında da Denktaş geİiyordu. Onu haJ- kın gözunde ne kadar küçük düşürürlerse o ka- dar başanlı olacaklardı. Dış güçlerden gelen yar- dınılar, kurdurulan dernekler düğmeye basolar. Kimse düşünmüy or; bura halkı 3-4. kez göçmen olacak. Denktaş'ın da. Eroğlu' nun da hatalan ola- bilir. ABD'nin yöneticisi Erdoğan, Kıbns ayağı da Talat. CTP, zamanuıda Asıl Nadır'in batnıa- sı için her şeyi yaptı. Ama bugün Nadir bu ikti- dan televizyonlarda kutlar. Medyamıan hemen hepsi dış kaynakk. Bugün anavatandaki insan- lara savaş açnuş durumdayız." AB DİNLENlYOR Güneyde telekulak skandalı LEFKOŞA (Cumhuriyet) - Güney Kıbns ta göre\ yapan AB temsılcilennın telefonlannın dinlendığı ve bu yetkililerin Brüksel'e konuya ilişkin şikâyette bulunduklan belırtiliyor. Rum kesıminde yayımlanan Polıtıs gazetesının haberine göre, Güney Kıbns'ta göre\ yapan AB temsılcıleri, telefon görüşmelerinde dile getırdiklen bazı noktaların Rum yönetımı kaynaklarına aktanldığını fark ederek durumu Brüksel'e ilettiler. Haberde. AB yetkılilerinin. telefonlannın özellıkle Annan Planı'na ilişkin konulardakı görüşlennin tespit edilebılmesi amacıyla dinlendiğini düşündüklen, bu nedenle telefonla yalnızca özel görüşmeler yaptıklan kaydedılıyor. De Soto da dinlenmişti Politis. benzer şikâyetin daha önce BM Genel Sekreten'nın Kıbns Özel Temsilcisı Alvaro De Soto tarafından da yapıldığını. De Soto'nun BM grubuna mesaj göndererek Rum yönetimi yetkilılennın, yapılan telefon görüşmelerinden haberdar olduklannı ilettiğini de hatırlattı. MOLlVYATtS: ABKuzey'i tanıyamaz Dış Haberler Servisi - Yunanistan Dışişlen Bakanı Petros Motivyatis, Kıbns'ta yapılacak referandumda Rumlann "hayır" demesi durumunda, A\Tupa Birliği (AB) ülkelennın KKTC'yi tanımasırun olanaksız olduğunu belirtti. Molıvyatis. "Kıbns'm kuzeyi, nıuktesebat uygulansm veya uygulanmasın AB toprağıdır. Üçüncü ülkelerin Kuzey'i tanımaJan durumunda AB ile sonınlan olacaknr" dedi. Molivyatis, Kathımerini gazetesine verdiği demeçte, Rumlann "hayır" demeleri dunımunda. AB'nin Kıbnslı Türkler için özel muamele uygulayabileceğini belirterek "Soruıi Kıbnsh Türklere ekonomik yardını dcğiL bu yardımm nasıl verileceğidir. Kıbns Rum Kesimi de\Te dışı bırakılarak yardım doğrudan Kıbnsh Türklere verilebilir" dedi. 'Annan Planı son firsat değil' Yunan Bakan, referanduma değınirken "Ben son nrsaüara pek inanmam. Hayat de\am ettikçe fırsatlar çıkar. Referandumdan e\ ef çıkmazsa, elbette ertesi gün değil ama, Kıbns sorununun çözühnesi gereksinimi yeniden belirecektir" dedi. BM'den Türk müdahalesine karşı garanti isteyen Rumlara Powell güvence verdi: 1974 bir daha yaşanmayacak • ABD Dışişlen Bakanı Colin Powell, Rum gazetesi Politis aracılığıyla yaptığı açıklamada "Türkiye bir daha Kıbns'ı işgal edemeyecek" dedi. Poweirın sözleri Güney'de büyük bir memnuniyet, Kuzey'de ise tepki yarattı. REŞATAK.4R LEFKOŞA - Kıbrıs'ta çözümü öngören Annan Planı'nın oylan- masma çok kısa bir süre kala, Lond- ra-Brüksel ve New York üçgenin- de önemlı gelişmeler yaşanıyor. Bırleşmış Mılletler (BM) Genel Sekreteri Kofi Annan'ın. bugün ya- pılacak Güvenlik Konseyı toplan- tısında Kıbns'la ilgili rapor sun- ması bekJenıyor. ABD Dışişlen Ba- kanı Cotin Powell, İngiltere Dışiş- len Bakanı Jack Straw, AB nin ge- nişlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen \ e AB Ortak Savunma ve Dış Politika Yüksek Temsilcisi Javier Solana'nın katkılanyla hazır- lanan raporun Güvenlik Konse- yi'nce onaylanması halinde, Rum tarafının güvenlik kaygılannın or- tadan kalkacağı tahmin ediliyor. AKELi memnun edecek karar Gü\enlik Konseyi'nin, yükümlü- lüklenni yenne getirmeyen tarafa yaptrnm uygulanmasıyla ilgili, 7. başlık altında alacağı bir karann, özellıkle AKEL'i memnun edece- ği ve partinin daha önceki "havir" karannı "evefe çevireceği iddia edihyor. Rum basınına göre. Güven- lik Konseyi'nin "beklenen karan" alması durumunda AKEL Genel Sekreteri Dimitris Hristofyas muh- temelen çarşamba günü olağanüs- tü kurultay çağnsı yaparak referan- dumda "evet" denilmesini isteyecek. Kuzey Kıbns'ta "evet"i güvence- ye alan ve 24 Nisan'daki referan- dumda Güney Kıbns'tan da aynı doğnıltuda karar çıkması ıçın bü- N e c e r t e Mukteda E 1 Sadr'a bağh minslerie işgal güçleri ara- s^^yarabuluculııkgirişiınlerinuıbaşansıznklasonuçlanma- snun ardından. Şüler bir Amerikan saldınsma karşı elleri tetikte beküyor. ABD ordusu. rutsak aldığı Şü milisleri. başlanna çu%allar geçirerek kent y-akınlanndaki üste alıkoyuyor. Irak'uı Suriye sının yakınlannda Amerikan bir- Kklerh'le direnişçiler arasında önceki gün çıkan çanşmada. 5 ABD askerinin öldüğü. 9'unun yaralandığı ileri sürül- dü. 300 kadar direnişcinin Huseybe yakınlannda ABD askeıierine saJdjrdığu çanşmada onlarca Iraklının öldüğü betirtiüyor. Tikrit'te 1 ABD askeri antitank mayınının paüaması sonucu yuşamını yitirdi. Bağdat'ta. 2 Irakh sivü. direınşçilerin bir ABD üssüne roketli saldınsmda. bir Amerikan askeri de yol kenanna yerleştirilen bombanın pat- laması sonucu öldü. Amara kentinde İngiliz koırvoyuna düzenlenen sakünda ise 2 asker yaralandı.( Fotoğraf: AP) yük çaba harcayan ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, toplantıdan ön- ce Rumlara gü\ enlikle ilgili garan- ti verdi. Politis gazetesine demeç ve- ren Povvell, 1974'ün yeniden ya- şanmayacağını söyledi. Rum halkı- nın, 24 Nısan'da "evet" demesini is- teyen Povvell "Merak etmeyin, 1974'te yaşanan olaylar ve yaşanan trajik dummlar bir daha tekrar- lanmayacak" dedi. Powell. şunlan söyledi: "Annan Planı'na hayır denıenin sonucu tra- jik oiur. Referandum başansızhkla sunuçlanırsa büyük bir ûrsat yitiri- lecekve bilinmeyene, geçmişe döne- ceğiz. Çekişmelerin, kötü duygula- nn yaşand^ı 40 yıl öncesine döne- ceğizveiki halk birleşemeyecek. AB içinde birleşik bir Kıbns'm gücünü kullananıayacağız". t Hayır''cılarnı sayısı azalıyor Türk askerinin Rumlar için tehdıt oluşturmayacağını söyleyen Powell, "Güvenlik konulannda Rumlann endişeleri var. Ancak bu kaygüar 'ha>ır'la çözülemez" dedi. Powell, 1974'teki Banş Harekâtı'nı anımsa- tarak "Bir daha bövle bir olav tek- rarlanmayacak" demekle, Cumhur- başkanı RaufDenktaş'ın "Türki>e, Kıbns'tan çıkarsa bir daha gelemez" sözlennı doğrulamış oldu. Öte yandan. Politis gazetesi adı- na bir araştırma yapan SRI şirketi, Annan Planı'na "hayır" diyenlerin sayısuıda cıddı azahrıalann olduğu- nu bildırdi. 200 kişıyi kapsayan an- ket sonucunda, Rum halkının yüz- de 54'ü "hayır" dedi. Daha önce bu oranın yüzde 71 olduğuna dikkat çe- ken Politis'e göre. "evet" diyen- lenn oranı da yüzde 12'den 17'ye yükseldı. Rum lider Papadopulos, ilk kez bir Türk başbakanın farklı şeyler yaptığını söyledi 'Erdoğan Avrupa'nın sevgili çocuğu' Ml'RAT İLEM ATİNA - Güney Kıbns Rum Yö- netimi liden Tasos Papadopulos, hal- kına referandumda "hayu-*" demele- ri çağnsı yaptığı için vicdanının ra- hat olduğunu söyledi. Referanduma çok az bir süre ka- la, Yunan Etnos gazetesine demeç \ e- ren Papadopulos, "hayır" ile "e\r et" oylan arasındakı farkin adaya nasıl yansıyacağı konusundakı görüşle- rini ıletti. Referandumda, Türk tara- fından "evet", Rum tarafından ise "hayır" çıkması durumunda, bunun Türkler taratindan yanlış anlaşıhna- sından kaygılandığını söyleyen Pa- padopulos "Hayınn hatalaruun dü- zeltUmesi için ileride nrsatlar çıkabi- tir, e\etin hatasıise asla düzeltilemez" dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan hakkında da ilgınç sözler kul- lanan Papadopulos şunlan söyledi. "Erdoğan, Avrupa'nın se\güı çocu- ğu, umududur. İlkkez bir Türk baş- bakanı farklı şeyler yapabileceğini gösterdi Erdoğan, göründüğü ka- danyla dünyada askerin yeri nere- siyse Türkive'de de aynı yer olması vönünde bir vol izlivor." Lagendijk: Türkler ödüllendirilmeli İSTANBUL (AA) - Türkiye-A\ - rupa Bırliğı (AB) Karma Parlamen- to Komisyonu Eşbaşkanı Joost La- gendijk, "Kıbnsh Türkler 'e\ef, Rum taran hayır' derse, Kıbnsh Türkler attıklan bu cesur adımdan dolayı ödüllendiribnenler, yaptmm- lar ortadan kaldırümah ve Kuzey Kıbrts'a da büyükyaünmlargerçek- leştirihneK" diye konuştu. Türkiye Gönüllü Teşekküller Vak- fı'nın (TGTV) Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda düzenlediği "Av- rupa Birliği Yohmda Türki>'e: Eko- nomik, Sosyo-Kültürel ve PoütikEt- küer" konulu toplantıda konuşan Lagendijk, son 2 yıldır yaşanan ge- lişmelere bakıldığında, A\Tupa'da ta- rihin önemli bir döneminın şekillen- mesine tanıklık edildiğini kayde- derek "İçtenlikle önümüzdeki yıl içinde müzakerelerin başlamasuu ve Türkne'nin bir gün AB'ye üye ol 1 masını dilhorum" dedi. BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI Batı'mn Hesapları Kapşısında Türkiye Türkiye, soğuk savaş sonrasında Batı, yani ABD ve AB tarafından "dışlanmış" bulunmaktadır. Batı, Türkiye'yi karşısına almıştır. Batı kapitaliz- mi Türkiye'yi siyasi, iktisadi, askeri ve kültürel ola- rak "kendi içinde görmemektedir". 2. Brzezins- ki'nin son yıllarda yazılarında ABD'nin dünya kar- şısında, AB ile beraber olma zorunluluğunu sürek- li vurguluyor. Haklı olarak, "Batı kapitalizminin dünyaya kar- şı, kendi içinde bölünmeye meydan vermeden egemenliğini sağlamasını" savunuyor. Batı kapi- talizminin çıkarlan açısından bu görüş doğrudur. Ancak Batı kapitalizminin bu yaklaşımının "diğer- leri tarafından iyialgılanması" gerekiyor. Çünkü he- def kendileridir. Türkiye de bu hedefler arasında bulunmaktadır. Soğuk savaş sonrasında Batı kapitalizminin da- ha da netleşen bu tutumu karşısında Türkiye'de, "üzerinde anlaşılmış ve çoğunluğun destekledi- ği" bir toplumsal veya siyasi çizgi bulunmamak- tadır. Aksine, Türkiye içinde kalın hatlaria birbirle- rinden ayrılmış "bölünmeler" vardır. Batı'nın soğuk savaş sonrasındaTürkiye'ye sun- duğu seçenekler şunlardır: 1) AB'ye ve ABD'ye iktisadi, siyasi ve askeri alanda tek yanlı bağlanmış ve arka bahçe kbnu- muna getirilmış bir Türkiye; yani, eski "Şark me- se/es/"nin yeniden uygulanışı ve "banş yolu ile Sevr". 2) Türkiye'de iç savaş çıkanlarak 4 veya 5 par- çaya bölünmesi; Türkiye Cumhuriyeti yerine kü- çük uydu devletlerin kurulması, yani Yugoslavya modelinin uygulanması. 3) Türkıye'nin, ABD ve AB'nin güdümüne alın- ması ve dağıtılması konusunda Israil, Yunanistan, Ermenistan ve yapay Kürdistan'dan "aktif olarak yararlanılması". Batı'mn sunduğubu seçenekler (ve dayatmalar) birbirlerinin yenni tutmaktan çok, birbirlerini ta- mamlayan özellikler gösteriyor. Ya biz nasıl bakıyoruz? ABD ve AB'nin Türkiye'ye (ve bölgeye) bu yak- laşımına karşılık Türkiye'den venlen tepkiler çok fark- lıdır. 1) Bir kısım çevreler Batı kapitalizminin Türkiye'yi tamamen denetımi altına almasını "desteklemek- tediher". Türkiye bir somürge olarak da olsa, Ba- tı'mn bu taleplerini (dayatmalarını) yerine getirme- lidir görüşündedirler. Bu görüşü taşıyanlar ıçerde, birbirine pek de yakın çevreler değıller aslında. - Gayri milli büyük sermaye çevrelen bunlann ba- şında geliyor. Bu çevreler zaten Batı kapitalizmi- nin, VVashington'ın ve Brüksel'in Türkıye'deki uzan- tıları (ve acentelerı) konumundadırlar. Çıkarlannı Batı kapitalızmi, çokuluslu şırketler ve dış siyasi çev- relerle bütünleştirmişlerdir. - Türkiye'de Islam ağırlıklı bir sosyal ve iktisadi yapı kurmak isteyen çevreler, Cumhuriyet döne- minde ilk defa olarak "Batı kapıtalizmi ve emper- yalizmi" ile bu kadar derin işbiriiği içine girmişler- dir. Cumhuriyet rejimine karşı olmaları, gayri milli bir çızgiyi (ümmetçi) ulusal devlet yapısına tercih etmeleri ortak noktalarıdır. Batı emperyalizmi ile iş- bırliğinin temelinde, "içeride ordunun ulusal kim- liğine karşı destek" yatmaktadır. - Türkiye'nın bölünmesini tercih eden bazı etnik çevreler de Batı emperyalizmi ile işbiriiği içindedir- ler. Aynı işı Irak'ta da yapmak istemişlerdir. Batı em- peryalizmının bölgedekı maşaları durumuna gel- mişlerdir. Şeytan üçgeni olarak adlandınlabilecek bu çev- reler Batı'mn sunduğu (ve dayattığı) modele çok sıcak bakmaktadırlar. Hatta VVashington ve Brük- sel ile mutlak bir işbiriiği süreci başlatanlar da vardır. Bunların bir kolu da Kıbrıs'a, KKTC'ye uza- mıştır. 2) Batı'mn Türkiye ve bölge üzerindeki sömür- geci yaklaşımlarına karşı "teslimiyetçi" bir tutum yenne, ulusal politıkalann izlenmesini savunan gö- rüş, Türkiye'de bugün güçlü bir cephe oluşturma- ya başlamış bulunuyor. Ulusal cephede artık "es- kisi gibi" sağ-sol ayrımı yapılmamaktadır. Esas saldırganın sömürgeciler (ve Batı kapita- lizmi) olduğu artık kabul edilmeye başlanmıştır. 3) Türkiye'de ayrıca, yukarıdaki meselelerin hiç farkında olmayan ve belki de böyle görünmeye ça- lışan geniş bir kesım bulunmaktadır. Batı kapita- lizminin (ve emperyalızmınin) hedef seçtiği kitle budur. Eskiden afyonla uyutulan toplumlar şimdi teknolojisinin ve tüketim düzeninin sınır ve damar sistemine nüfuz eden olanakları ile uyutulmakta- dır. Gerçekler, bu yollaörtülmektedir. Bu "hedef kit- lenin" uyanıp uyanmayacağı, sorunun da yanıtını ortaya koyacaktır. Kamusal yararlar ve ulusal çıkarlar, "marjinal" bir konu olarak sunulabilmektedir. Gayri milli sermayenin medyadaki uzantılan şim- dilerde bu misyonu üstlenmışlerdir. Karartma ve oto- sansür uygulanarak gerçekler halktan gizlenmek- tedir. Kıbrıs konusu bunun tipik bir örneğidir. Gayri millilerin en büyük korkusu halkın ulusal cepheyı güç kullanarak desteklemeye başlaması- dır. Telaşları bundandır. www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali ACI KAYBIMIZ Cemiyetimiz üyesi, Basın Şeref Kartı ve 1997 Burhan Felek Basın Hizmet ödülü sahibi değerli arkadaşımız İLHAMİ ŞÜKRÜ POLATAY 17 Nisan 2004 Cumartesi günü vefat etmiştir. Vefatı topluluğumuzda üzüntü yaratan Polatay'ın cenazesi 19 Nisan 2004 Pazartesi günü (Bugün) saat 11 .OO'de Türkiye Gazeteciler Cemiyeti önünde yapılacak törenin ardından Şişli Camii'nde kılınacak öğle namazından sonra Feriköy Mezarlığı'nda toprağa verilecektir. llhami Şükrü Polatay'a Tann'dan mağfiret, üyelerimize ve kederli ailesine başsağlığı dileriz. TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle