Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 NİSAN 2004 PAZAR
8 HABERLER
Işık Evleri'nde kalan üniversite öğrencisi Murat Smar, örgütlenme yapısını anlattı
Tarikatzeki öğrenci isterFIRATKOZOK
ANKARA - Kamuoyunda Işık Ev-
leri olarak bılinen tarikat evlerinde ya-
şadıklannı anlatan üniversite öğrenci-
si MuratSmar. irticai yapılanma doğ-
rulrusunda çocuklann "beyinlerinin
nasılyıkandığını" gözler önüne seriyor.
Evlere alınacak öğrenciler hakkında
ıstıhbarat çahşmasına değinen Sınar,
evlerde nsale okuma yanşmalanyla
gömlek, walkmen gibı hediyeler dağı-
tıldığını söyledi. Tuvalete mutlaka sol
ayakla ginp sağ ayakla çıkmalan tel-
kın edilen öğrenciler, evlerdekı temiz-
lıği de işbölümüyle yapıyorlar. Sınar'ın
anlatımına göre. carn ve perdelerin 6
ayda bir temızlendiği evierde sofra
bezleri 3 ayda bir yrkanıyor. Evlerin
masraflan yandaş esnaf aracılığıyla
karşılanıyor. Evlerin herbiri "Nflüfer,
Sema" gibi kod ısimle adlandınlıyor.
Murat Sınar'ayönelttığimiz sorular
ve yanıtlan şöyle:
- Evierde yerteştirilmek istenen dü-
şünce yapısı hakkında bilgi verir misi-
niz?
Zeki öğrencilen kendi sistemleri
doğrultusunda eğiterek istedikleri re-
jime ulaşmaya çalışıyorlar. Evierde
sempatizanlarla, aktif tarikat üyeleri
var. Aktıf üyeler, sempatizanlan aktif
hale gerirmeye çalışıyor. Bence hare-
ket biçimlen şu an da gündemde olan
ılımlı Islam.
- Evlerdeki hiyerarşik yapı nasıl?
Küçük bölgeler ve büyük bölgeler
vardır. En küçük bölgede ömeğin An-
kara içın ortalama 10-15 ev vardır. Bu
evleri yöneten bir abi vardır (ımam),
her evin kendi imamı vardır. Bir de bu
evlerdeki imamı yöneten bir imam var-
dır, o da bölge ımamıdır. 0nun üstün-
deki hiyerarşi de büyük bölge imamı,
kent imamı diye sıralanır. İmamlara
abi derler, çünkü dışanda onlara imam
diye hitap edemezler. EvTerdeki ima-
mın altında da eğitim imamlan vardır.
Onlar da örgütün gerçek misyonunu öğ-
rencılere aşılarlar. Aynca, bütün ilköğ-
retim, ortaöğretim ve üniversitelerin
imamlan vardır.
kın ışık evinde kalan öğrenciler o ca-
miyi kontrol altında tutarlar. Cami çı-
kışında küçük çocuklara sempatik gö-
rünerek yanlanna yaklaşırlar. Başan-
lı çocuklan bedava ders vaadiyle kan-
dınrlar.
- Yeni çocuklara nasıl davranııiar?
Çocuk eve geldiğınde kesinlikle di-
ni motifler ortada yoktur. Çünkü ço-
cuğu ürkütmemeye çalışırlar. Çocuk,
ilgisini çekecek bilgisayar oyunlany-
la eve alıştınlır. Zaman zaman birlik-
luyla para veriyorlar. Birisi öğrencile-
ri gaza getiriyor, öğrenciler de daha
fazla para vermek için birbirleriyle ya-
nşıyorlar. Meselabenim katıldığım bir
toplantıda üniversiteli bir öğrenci 3.5
milyar para verdi.
- Aileler nasıl karşıhyor durumu?
Evin misyonunu birçoğu tam ola-
rak bilmiyor. Normal ev olduğunu dü-
şünüyor, bilse de örgüt yapısının bu de-
rece olduğundan habersiz. Çocuğun
ailesi toplumda çok iyi konumdaysa,
! Evlere alınacak öğrenciler hakkında istihbarat çalışmasına değinen, daha önce bu
evlerden birinde kalmış olan Sınar, evierde risale okuma yanşmalanyla
gömlek, walkmen gibi hediyeler dağıtüdığını söyledi. Tuvalete mutlaka sol
ayakla girip sağ ayakla çıkmalan telkin edilen öğrenciler, evlerdeki
temizliği de işbölümüyle yapıyorlar. Sınar'ın anlatımına göre, cam ve
perdelerin 6 ayda bir temizlendiği evierde sofra bezleri 3 ayda bir
yıkanıyor. Evlerin masraflan yandaş esnaf aracılığıyla karşılanıyor.
Evlerin her biri "Nilüfer, Sema" gibi kod isimle adlandınlıyor.
- Örgütlenme nasıl yürütülüyor, en
çok hangi çocuklar hedef seçiüyor?
Örgütlenmede en çok ortaöğretim
7. sınıf öğrencilerini hedef seçerler.
Çünkü başannın bu smıfta saptanaca-
ğını düşünürler. Her okulu dışandan
kontrol eden bir imam vardır.
'Bütün okullar kontrol altında'
Türkiye'deki bütün okullan kontrol
ederler. Mutlaka bütün ünıversiteler-
de örgütlüdürler. Benim araştırmalan-
ma göre bizim üniversitemizde en az
dört bölgenın kolu var. Her fakültede
mutlaka bir bağlantı vardır. Mesela siz
camiye gıtmışsinizdır, o camiye en ya-
te maça gıdilir. Sonra yavaş yavaş ço-
cuğun dünyasına girerler. İmamlar ya-
vaş yavaş çocuğun dünyasına gırer ve
çocuk örgüt üyesi olur.
Yoksulu değil zengini seçerler
- Yoksul öğrenciler mi seçiliyor?
Toplumda şöyle bir yanılgı var, ta-
rikatın yoksul öğrencilere burs verdı-
ği belirtiliyor. Böyle bir şey yok. Tari-
kat, zeki ve maddi durumu iyi olan öğ-
rencilen tercıh ediyor. Çünkü, maddi
durumu iyi olmayan bir öğrenci zaten
kolay kolay bu evierde kalamaz. Me-
sela öğrenciler "Himmet" denilen bir
para veriyorlar. Belli günlerde belli
yerlerde toplanarak açık arttırma yo-
aileye yaklaşmak için birçok yol dener-
ler, çocuğun evine giderler. Ziyaretle-
rinde asla dini konulara girmezler.
Numarah esnaf
- Evleringiderleri nasıl karşriaıuyor?
Giderler iki kısma aynhyor, birinci-
si öğrencilerin harcadığı para diğeri
de esnaftan alınan para. Öğrencilerin
parası genelde evin kırasına, suyuna,
elektriğine harcanır. Bu paradan kalan
ise bölge havuzunda toplanır. Esnaf
da evdeki erzak, yıyecek ve eşyalann
masraflanm karşılar. Bazı esnaf nu-
malaralandınlmıştır yani, sürekli bel-
li bir aidat öderler, bazılan da düzen-
siz ödemeleryapar. Gıdalann büyük ço-
ğunluğu aynı marka ürünlerdir, çünkü
hepsi ortak bir yerden gelir.
- Peki işleyiş nasıl yürüyor evierde?
Her şey kurallara bağlıdir. Mesela her
gün bir kişi sorumludur. Okuldan er-
kenden çıkıp, yemek yapıp bulaşıkla-
n yıkamak zorundadır. Temizlik de
programa bağlanmıştır.
'Kot pantolon gjyilmiyor'
Mesela, camlar ve perdeler 6 ayda
bir temizlenirken sofra bezi 3 ayda bir
yıkanır. Evdeki eşyalar her duruma
karşın evde kalanlara verilir göster-
melik olarak. Böylece birbaskın oldu-
ğunda herkes bazı eşyalan sahiplenir.
Evin her yerine çeşitli uyanlar asılır.
Tuvalete girerken ve çıkarken ne ya-
pılması gerekriklerini kapıya asarlar.
Işıklan sağ elle yakarlar, tuvalete sol
ayakla girip sağ ayakla çıkarlar. Kot pan-
tolon giymezler.
-Evlerdeveritendinieğitiminboyut-
lan hakkında bilgi verir misin?
SaidNursirun kırmızı kıtaplan oku-
nur. Kitaplar bu şekilde bilinir. Kura-
mkerim de öğretilmeye çalışılır. Ama
kendi anlayışlanna göre öğretirler. Öğ-
rencinin, belli zamanlarda dini kitap-
lan özellikle de risaleleri okuması ge-
rekiyor. Belli dönemlerde de kamplar
düzenleniyor. Şubat tatilinde ya da yaz
tatilinde yapılır. Kamplarda dini ki-
taplan ve kendi ideolojilerini öğretir-
ler. Sabah namazından sonra başlayan
program vardır. Said Nursi'nin kitap-
lan okunur, kaç sayfa okunduğu not edi-
lir ve en fazla okuyanlara gömlek, rad-
yo gibi ödüller verilir.
KÜLTUK • SANAT (0212) m n n
bir REİS ÇELİK anlatısı
Ailelerin Cumhuriyet okuyup okumadıkları izleniyor
- Peki bilimsel eğitim nasıl ve-
rilir?
Çocuklan fen ve Anadolu li-
selerine sokabilmek için üniver-
site öğrencileri tarafindan disip-
linli bir şekilde öğrencilere ders
verilir. Bu dersleri de üniversi-
te öğrencileri verir. Çocuklarla
çok yakından ilgilenirler.
- Evterde televizyon izleniyor
mu, gazete okunuyor mu?
tzleniyor tabii ki ancak kendi
görüşlerine yakın olan televiz-
yon kanallannı tercih ediyorlar.
Bir de VCD izleniyor örneğin,
Matrix'i izleyip ondan Allah'ın
varhğını anlamaya çalışıyorlar.
Gazeteye gelince, en büyük düş-
manlanndanbiri olduğunu söy-
leyebilirim.
Bir de Star gazetesi vardı ba-
na göre daha önce. Bir öğrenci-
yi gözlerine kestirdiklerinde
onunla ilgili kesin bir istihbarat
çalışması yapıyorlar ve o öğren-
cinin ailesirün Gumhuriyet oku-
yup okumadığını bile göz önün-
de bulunduruyorlar. Ancak, ted-
bir olsun diye çeşitli gazeteleri
yanlannda gezdirirler. Kendi
ideolojilerini yansıtan gazetele-
ri ve dergileri de evlerinde okur-
lar.
İİanİannıı İçin:
(0111) 193 19 7«
I perantdam@ptnnkiom.com.tr I
BULENT ÇETINOR
91. Resim Sergisi
12 Nison - 30 Nisan 2004
İLHAN SANATEVİ
Menekşe2Sok 26/A-2 Kızılay - ANKARA Tel 0312417 58 07
www ilhonsanatevi.8m.comS A K A U V l
Pazar horıç her gun 13 00-18.00 arosı gezilebilir
Kadıköv Belediye Başkanı Selami Öztûrk, 1100 kişjyk Anrtkabir'i ziyaret etti. (Fotoğraf. SERDAR ÖZSOY)
Kadıköylüler, Laiklik Günü'nü Anıtkabir'de kutladı
Ata'ya aıdamh ziyaret
njmts_£<<ı
ANKARA/İZMİR
(Cumhuriyet)- Kadıköy
Belediye Başkanı Sela-
mi Oztûrk ve berabe-
rindekıllOOkişilikhe-
yet, 10 Nısan "Laiklik
Günü" ve Kadıköy Be-
lediyesi'nin 20. Kuru-
luş yılı nedeniyle Anıt-
kabir'i ziyaret etti. Bu-
rada Anıtkabir Özel
Defteri'ni imzalayan
Öztürk, deftere "Bize
armagan ettiğin demok-
ratik. laik. hukuk devie-
ti olan Cunıhuriyetimizi her türtüiç
ve dış tehdide karşı azimle savun-
mava kararlayız" diye yazdı.
1924 Anayasasrnın 2. ve 26. mad-
delerinde yer alan dinsel unsurlann
10 Nisan 1928 yıhnda çıkanlması
nedeni ile amlmaya başlanan Laik-
lik Günü, Kadıköy Belediyesi'nin
Anıtkabir'i ziyareti ile kutlandı. İs-
tanbul Kadıköy Belediye Başkanı
Selami Oztürk"ün başkanlığında,
sabah erken saatlerde 10 otobüs ve
Haydarpaşa Gan'ndan kalkan özel
SAYLAN: ÖDÜN VERMEK YOK
ANTALYA. (Cumhuriyet) - Çağdaş Yaşamı Destek-
leme Dernegi (ÇYDD) kuruluşunun 15. yılını ve
"laikük" ilkesinin anayasada kabulünün 76'ncı yı-
lını Antarya'da kutladı. ÇYDD Genel Başkanı
Prof. Dr. Tûrkan Saylan, devletin eğitimde plan
yapamadığını belirterek "Bu yüzden paralar sade-
ce bir yere gkiij'or. Devletin bizimk hareket etmesi
gerekfyor. BUh or ve bildiğinıizi uygulamak istiyo-
ruz" dedi. Saylan, laik sistemi her türlü sömürü ve
takıyyeden koruyacaklannı vurgulayarak "Hiçbir
gücûn, laiklikten, Atatürk Uke ve devTİmkrinden
ödün vermesine izin vermeyeceğiz'' diye konuştu.
bir trenle Ankara'ya gelen 1100 Ka-
dıköylü, Çankaya Belediye Başka-
nı Muzaffer Eryümaz tarafindan
karşılandı. Ankara Tren Gan'nın
karşısmdaki Gençlik Parb'nda bir
süre bekleyen heyet, buradan yürü-
yerek Anıtkabir'e geçti.
Öztürk başkanlığındaki heyet Ata-
türk'ün kabrine çelenk koydu ve
saygı duruşunda bulundu. Burada
Anıtkabir Özel Defteri'ni imzalayan
Öztürk. deftere şunlan yazdı: "Atam,
Kadıköylükr, her zaman izinde ol-
manın onurv« mutluluğu fle
bugün huzurundalar. Bize
armağan ettiğin demokra-
tik. laik, hukuk devleti olan
Cumhuriyetumd her türlü
iç ve dış tehdide karşı azim-
k sa\ıınmaN-a kararhyc Ra-
hat uyu Atam."
Laiklik Günü, Izmir'de,
Ege Ordu Komutanlığı'nın
bölgedeki illere gönderdi-
ği "irtica" uyansmın du-
yarlıhğıyla kutlandı.
CHP Izmir 11 Yönetimi,
gün nedeniyle Cumhuriyet
Alanı'ndaki Atatürk Amtı'na çe-
lenk koydu. Anıt önünde konuşan
CHP Parti Meclisi Üyesi Pelin Er-
da, laikliğin kökleşmediği bir top-
lumda demokratik devletin de ola-
mayacağını \oirguladi.
10 Nisan 1928'de anayasada ya-
pılan değişiklikle dinin siyasallaş-
masının önlenmek istendiğini kay-
deden Erda. "Laikliğin egemen ol-
madığı bir toplum, yüzünü aydınb-
ğa değil, karanhğa döner* diye ko-
nuştu.
PAZAR
ORHAN BURSALI
Sakıp Bey ve
"GülümseyenYüz'Teorim
Türkiye çok önemli bir toplumsal rengine, aslında
oldukça genç bir yaşta (71) güle güle diyor.
Ne yazık ki ciddi hastalıklar söz konusu olduğun-
da, tıbbın yapabilecekleri hâlâ çok sınırlı. Her ne ka-
dar bazı ölümcül hastalıklara karşı ortalama beş yıl
kadar bir ömür uzatmayı başarmışsa bile, tıp bilimi,
henüz devrimci bir dönüşümü gerçekleştirebilmiş
değil. Belki, bu dönüşümün ipuçlarının olduğu dö-
nemdeyiz.
Sakıp Bey'in aramızdan ayrılıp gitmesine üzül-
düm. Gözümün önündeki son anlamlı fotoğrafı, Kan-
dilli Kız üsesi'nin binasının yapımı için yeni bir 3 tril-
yon TL'yi bağışlama törenindendi. Yanında Türkan
Saylan, gülen yüzünde büyük bir mutluluk okunu-
yordu. Belli ki hastaneden bir daha çıkamayabilece-
ğini bilmesine rağmen!
Sakıp Sabancı'nın lakabının "Ağa" olduğunu bi-
liyoruz.
Sabancı tipolojisi, toplumumuzda, "köylü" zengin-
lerin kent kültürüne kanşmasıyla ve kentliliğe öy-
künmesiyle ortaya çıkan çelişkileri ve uyuşmazlıkla-
n konu alan zengin bir mizah kültürüne kaynaklık et-
ti. Filmler, öyküler, güldürüler çok uzun süre bu kay-
naktan beslendi.
Ama "Adanalılann macerası", Sabancı Ailesi ör-
neğinde, rafine kent (burjuva) kültürünün en hakiki-
siyle noktalanırken Istanbul kültürünün sokağıyla ve
büyük kalabalıklanyla Adana'nın hangı ücra köşele-
rine doğru yolculuğa çıktığı ıse sorgulanmaya değer.
Sakıp Bey'in "-Aöa"lığı çoktan yitip gıtmişti, ama
bu unvandan hiç gocunmadı. Böylesine toplumla iç
içe yaşayabilen ve toplumla nefes alıp veren bir ışa-
damımız daha var mı?
•••
Üreticilik ve çalışkanlık: Sakıp Bey'in yaşamla
temel ilişkisı. Bu ılişkinin getırdiği zenginliğini, kurum-
sal olarak Türkiye ile paylaştı.
Bu paylaşım sıradan olmadı, toplumsal kaliteye,
kalıcılığa ve katma değere yöneldi; yani sanat,
eğitim ve benzeri projelere...
Sakıp Bey, dışanda ve içeride Türkiye'nin katma
değerini yükseltti.
Sabancı Üniversitesi, Atlı Köşk'ü müzeye dönüş-
türmesi, öğrenci yurtları, ilk ve ortaöğretim kurum-
lan... Ve bunlar arasında toplumca ve devletçe dış-
lanmış engelli kitlelerine yönelik, onları kımliklendi-
rerek toplumda saygın ve üretici konuma yükselme-
lerine katkıda bulunan projelerin ayrıcalıklı öneminı
vurgulamalıyız...
En ilkel, en aptal, en gerı zekâlı, en fikirsiz ve zer-
re kadar üretken olmayan bir düşüncenin kurşun bi-
çiminde Sabancı Ailesi'ne yönelmesini, Türkiye'nin
büyük bir toplumsal trajedısi olarak gördüm hep. Ve
bugün, Belçika'daki failin arkasındaki esas kimliğin
hiç ortaya çıkmadığını hâlâ düşünürüm...
39 bin çalışanıyla devasa bir sanayi çarkının adı-
dır Sakıp Sabancı. Onun etik olarak, sigara üretimi-
ne girmesini hiç kabul etmesem de. Çünkü ışadamı
veya sermayenin, sadece içgüdüsel ve kimliksiz ola-
rak, ana tercihleri olmadan, ne olursa olsun para ka-
zanma kokusunun peşindeki yatınmlara koşmasın-
da bir ilkellik bulurum...
• • •
Sakıp Bey'in kişisel belleğimdeki ana kimliği Gü-
lümseyen Yüz olmasıdır. Bu beni etkileyen esas
yönü oldu.
Sakıp Bey'i her yerdeve her zaman gülümser gör-
düm. Dikkat ettim, bu sürekli gülümseme "medya-
tik bir imaj" yaratma çabası değildi. Onu, kişiliğinin
bir parçası olarak algıladım.
Oyte ki bu konuda "teoriler üretmeme" bile yol
açtı!
Gülümseyen bir yüzün kişisel ve toplumsal anla-
mını düşündüm.
Ayna'da kendi yüzüme baktım. Gülümsemeyen ifa-
demden kendim için bile endişe ettim.
Acaba sürekli nasıl gülümseyebilirdim, insanlar
hep sürekli nasıl gülümseyebilirdi?
Sokaklara baktım, gülümsemeyen güruhlar dur-
madan yürüyor ve yürüyordu.
Dikkat ettim: Güzel yüzlü bir insan, asık veya gül-
meyen bir yüzle, bütün güzelliğini saklıyordu.
Güzel olmayan bir insan, gülen yüzüyle güzelle-
şiyor ve sempatikleşiyordu.
Çirkin yüz, asıklığıyla ise iki kat rtici oluyordu.
Insanlara gülen yüz yakışıyordu.
Evde, işyerinde, toplantılarda, yemeklerde, so-
kakta.. toplumsal bir "gülen yüz seferberiiği"nin,
toplam ilişkilerde niteliksel sıçramalar gerçekleştire-
bileceği ve toplumu her alanda daha üretici kılaca-
ğı biçimindeki varsayımımı veya kesin düşüncemi,
Sakıp Bey'e borçluyum.
Toplum, bir kalitesini yitirdi. Ailesine başsağlığı
dilerim.
obursali@ cumhuriyet.com.tr.
BBT Genç Sanatlar Atölyesi -
Halk Sahnesi - Halk Sanat Atölyeleri
Nisan 2004 Programı
ww-w.bbtgencsanatlar.com
Sanat havatın süsü değil: kendi ö~ gerçeğidir
Değerlı Genç Sanatlar \z!e\ıcısı BBT halk sanat atöhelerı bırer
bırer hayata geçiyor Böylece. ûnı\ersıte düze>ındekı çalışmalar
çekirdeğinı oluşturmak üzere- Nıtelıkiı amatör çalışmalardan
oluşan halk sahnesi etkınhklen \ e model bu halk konserv atuv an
vapılanmasının temellennı oluşturacak halk sanat atölyelen ile
BBT Genç sanatlar etkınlıklen: Kasım 2004"ten bu yana
yaklaşık bir sezonu tamamlarken şımdıden kendi alanında
onemlı bir omek oluşturdu
Kartaltepe Kültür Merkezi Altan trbulak Sahnesi - 543 73 28
Pazartesi
a
"v
Tı>atro AtöHesı Abmet CEM\L 19.30
13 Nisan Sah
1} uniB Ejnrs Küllür WsAsz
TürîaE Tuzcu Sıoema Salo&u!
HalkFılm Atohesı
Gûltekin TETİK - Hüse\in KL ZL 19.30
14 Nisan Çarşamba Cemal ÜNLÜ Ayşe Operetı 19.30
15 Nisan Perşembt
Halk Fotoğraf Atölyesi
Kayıhan GÜVEN 19.30
16 Nisan Coma
[^ UBU3 Emre Kûlrjr Merkezi
Turtıan Tazcu SuKîna Saionu^
1 D.O T Oyun Düşen Sivah
Edebı\at ustalan Voltaire İLısafilmler19.30
16 Nisan Cuma Tr.atrcfhunu Başka Gâıe^n ÇocgkUrı 19J0
18 Nisan Pazar tDOT Tı\atroOvunu KadmOvunlan 19.30
19 Nisan Pazartesi ktanbul Um\ Konservanj\an Ti\atroBol
Cadı Kızau 19.30
Ücretsiz üyelik sistemimiz devam etmektedir.
Cumhuriyet'in Katkılanyla