Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
I
SAYFA CUMHURİYET 11 NİSAN 2004 PAZAR
OLAYLAR VE GORUŞLER
yaşamda, gerçek
lan; barbar d^Mçn
ne kacjar heksı
aik
/ıei
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
Uygar Barbarlık
John VVayne'i bilirsiniz. Hani, o Amerikan ka-
badayısı, o tüm filmlerinde elinde silah, karşısı-
na çıkanı vurup devirir; general olup Kızılderili köy-
lerini basıp çoluk çocuk kılıçtan geçirir! Gönüllü
olarak vletnam'a gider, yeşil berelilerle soykırım
öncülüğü yapar; zorba, ceberrut, gözü doymaz
sömürgeciliğin baş temsilcisi!..
Filmdi diyeceksiniz! Değil, gerçekte de öyley-
di! VVayne'ler, bir değil, beş değil... "Ben dünya-
nın egemeniyim, para bende, silah bende, güç
bende; karşımdakiler de param için, tanklarım,
uçaklarım için bana kul köle olmakzorunda" di-
yenler...
Amerika kıtasının yerli halkı biryüzyıl içinde or-
tadan kalktıysa; dünyanın pek çok yeri, elinde si-
lah tutanların avlanma alanı olduysa, uygarlık
getiriyorum, demokrasi kuruyorum diye milyon-
ları bir çeşit köle, vurulup öldürülecek av hayva-
nı saymışsa, bu sözde uyçja*hğa ne ad verilir! Bar-
barlıktan başka!.. _**• *
"Barbarlar Gejiyör" diye*ir fflrn mi oynuyor şu
günlerde? Sinema ^njela^nde^değil, gerçek
la..^ Barbar sayı-
ilkç insanlanna
erçek barbarlar, uy-
(e tuttuklârı için ken-
luca ezen, topluca katle-
îgladiklarını sananlar!..
ilgili romanları yazanlar, filmleri çe-
\ireı^^oynayanlar da Amerikalı. Kendi barbar-
lıklannı açıRlamaktan bile çekinmeyen bir anla-
yış! "Bûtün bunları bizyaptık, biz daha betehe-
rini de yapıyoruz" diyebilen bir açıkgözlük!.. Te-
peden tırnağa silahlanıp, yerli halkın köylerini
basanlar, dünyanın bir ucundan Iraklara, Afga-
nistanlara gelip çelik zırhlıları, uçakları, helikop-
terferiyle ölüm saçanlar çağımızın gerçek barbar-
ları değil mi?
"Enseyi karartmayın, insanlık geriye gitmez"
diyenler var. Kötü şeyler arkada kaldı. Yannlar da-
ha güzel olacak. Hele birleşik Avrupa kurulsun,
Islam ülkeleri BOP'ta birleşsin. Hepsi ABD'nin ba-
şındaki Bush takımının buyruğunda olsun. Şu Tür-
kiye, hele Kemalistlikten kurtarılsın, direnip bize
karşı çıkarsa, o da Irak gibi, Vietnam gibi, Afga-
nistan gibi tepeden, yandan, ortadan bombalar-
la, yakılıp yıkılıp dize getirilsin. Mehmetçiklerini
de yanımıza alıp yeni serüvenlere çıkalım. Dün-
ya bizim uygarlığımızı görsün, demokrasimizi ta-
nısın!..
Çağımızın barbarlan işte böyle hesaplıyor. Böy-
le düzenliyor. Böyle kandınyor. Teslim alıyor onur-
suzları, korkakları, çıkarcılan!.. Yeni barbarlık bü-
tün bunları uygarlık diye, demokrasi diye yapı-
yor! Dünyanın aydınlıktan yana insanları görmü-
yor mu, duymuyor mu... Hele ABD'nın o ünlü ya-
zarlan, çizerleri, sanatçılan? Diyeceksiniz ki John
Steinbeck gibi bir solcu yazar bile Vıetnam'da-
ki soykınmı yazılarıyla övmemiş miydi? O utanç
verici Vietnam savaşına kaç Amerikalı aydın kar-
şı çıkmıştı? Kaç yazar, sanatçı, bilim adamı?
Şimdi sıra bize mi geldi? Yenilgiden yenilgiye
giden Bush takımı şimdi Türk askerini yardıma
mı çağıracak? Üç beş çıkar uğruna binlerce in-
sanımızı haksız, adaletsiz, yalanla sarmaşdolaş
bir hesaba kurban mı edecekler?
Barbarlar hep vardı. Barbarlık da... Ama geçen
yüzyıllardakileri geride bırakan bir barbarlık bu!
Gerçek uygarlığı savunanlar, böylesine sessiz, böy-
lesine duyarsız kaldıkça!..
AB: Tehlikeli Bölücü ve Yıkıcı... (1)
Prof. Dr. Çetin YETKİN
T
ürkiye açısından bölücü
ve yüacı akımlann SSCB
çökünceye değin komü-
nizm. Kürtçülük ve geri-
cılik olduğu öne sürülüp
durulurdu. SSCB'nın tanhe kanş-
ması ıle bırlikte komünizmin Türki-
ye için bir tehdit öğesi olmadığı ken-
diliğinden anlaşıldı ve artık kimi
çevrelerın komünizmi bir umacı gi-
bi göstererek toplumsal uyaruşı en-
gellemeye kalkışmalan olanağı kal-
madı. Bugun ülkemizde hiçbir var-
lık gösteremeyen Komünist Parti bu
gerçeğin kesin bir kanıtıdır.
trtica ve Kürtçü bölücülük ise bir
tehdit olarak hâlâ varlığıru sürdürü-
yor. Ancak. bunlann birbirinden ve
dış bağlantılanndan soyutlayarak ele
ahnmaması gerektiği de hemen her-
kesçe bılınmektedir. Kaldı ki, Kürt-
çü bölücülüğe başka etnık bölücü
gırişimler de eklenmiş bulunuyor
Daha da önemlisı, Türkiye'nin var-
lığını tehdit eden bölücü ve yıkıcı ge-
lişmelerin kavranabılmesı için önce-
lıkle bazı gerçeklerin bilinmesı. ön-
koşuldur
Bilinmesi gerekenler
Bu gerçeklerin başlıcalan ise şun-
lardır
A) Kim ne derse desin, her dev-
let;
1) Kendi varlığını giderek daha
güçlü kılarak sürdürmek ister,
2) Önce sırurdaş ve sonra da elin-
den geliyorsa komşulannın ötesın-
deki devletleri, kendisi tarafindan
denetlenebilir bir durumda tutmak;
dahası, kendisine bağlı kılmak için
çaba göstermek zorundadır. Devlet
olmak, bunu gerektirir.
B) Bu gerçeğe ek olarak da em-
peryalist-kapitalist devletler ise:
1) Başka devletlerin ülkelerini pa-
zarlaştırmak, hammadde kaynakla-
rını ve işgücünü sömürmek... ama-
cını güderler.
2) Bu amaçla da askeri üstünlük
kurmak zorundadırlar ve gerekli gör-
düklerinde de askeri güç kullanırlar.
Bu gerçekleri yadsryarakdevletler
arası ilişkilerin uygariık yaymak, in-
san haklannı savunmak gibi temel-
lere da> andığını öne sürmeye kallaş-
mak, tarihi ve şu anda dünyada olup
bhenleri hiç anlamamış obnak de-
mektir.
C) Bir ülke güçlü toplumsal ve
ekonomik yapıya sahip ise çeşitlı
din ve mezhepler, etnik gruplar açı-
sından birleştirici/kaynaştıncı bir
özellıktedir. Bu gerçeğin tipik bir
ömeği Osmanlı Devletı'nın yükse-
liş yıllannda görülür. Tersine, güç-
süz bir toplumsal ve ekonomik ya-
pı söz konusu ise bir merkezkaç ge-
lişimi ile karşılaşılır ve çözülme da-
ğılma sürecine girilir. Bu gerçeğin
de tipik bir öraeğıni görmek için Os-
manlı Devleti'nin son birkaç yüzyı-
lına bakmak yeter.
D) Ne ki, durumu daha kapsamlı
bırbiçimde algılayabilmek için Tür-
kiye'nin değişik açılardan özel ko-
numuna bakmak gerekiyor.
1 - Türkiye, ayru zamanda bir Or-
tadoğu ülkesidir. Bu bölgenin ise na-
sıl bir kaynayan kazan olduğunu ay-
nca açıklamaya gerek bulunmuyor
2 - Türkiye'nin Yunanistan ile or-
tak sınırlara sahip olması ise başlı ba-
şma bir tehdit oluşturmaktadır:
a) Önce anımsanmalıdır ki, Yuna-
nistan Osmanlı Devletı topraklan
üzerinde kurulmuş ve kurulduğu an-
dan bu yana sınrrlan içine Osman-
lı'nın elinden aldığı yerleri katarak
genişlemıştir. Son olarak tzmir'den
başlayarak Ege Bölgesi'ni ülkesine
katma giriştminde bulunmuş olma-
sı. bu genişleme sürecinin son hal-
kasıdır Başka bir deyişle, Türk top-
raklan küçüldükçe Yunanistan bü-
yümüş bulunuyor.
b) Kıbns üzenne oynanan oyun-
lan da bu çerçevede değerlendirmek
gerekir.
c) Yunanistan karasulannı 12 mi-
le çıkarmak istemektedir. Ege Deni-
zi'nde Yunanistan'ın elinde bulu-
nan adalar göz önüne getinlecek
olursa. Yunanistan'ın bu amacını
gerçekleştırmesi durumunda. hıçbır
Türk gemisinin Çanakkale Boğa-
zı'ndan Yunanistan'ın izni olmadan
çıkamayacağı, Akdeniz'den de gele-
rek Marmara'ya gıremeyeceği anla-
şılacaktır. Üstelik. Çanakkale Bo-
ğazı'nın ötesindekı hava sahası da
Türkiye'ye tümüyle kapatılmış ola-
caktır.
d) Yunanistan'uı bağımsızlığını
kazanma sürecinde ve sonrasında
topraklannı genişletme aşamasında
Batılı ülkelerin sürekli olarak destek
ve yardımlarından yararlanmış oldu-
ğu da anımsanınca. bugün bu açıdan
değişen bir şey olmadığı da görüle-
cektır.
3 - Türkiye, anayasasına Türkiye
sınırlan içinde bulunan bazı yerleri
gen almayı bir amaç maddesi olarak
koymuş bulunan Ermenistan ile sı-
nırdaştır.
4 - Türkiye, Hatay'ı hâlâ bir so-
run olarak gören ve çeşitli terör ör-
gütlenni ülkesınde banndırmış olan
Suriye ile komşudur
5 - Ülkesinde yaşayan 20 mılyo-
nun üzerindeki Azeri Türkü nedeniy-
le Türk ulusalcılığını kendisi için
cıddı bir tehlike olarak gören, bu
yüzden de dini birleştirici ideoloji ola-
rak öne süren ve îslam Devnmı'nı
ihraç etmek isteyen Iran, Türkiye'nin
komşusudur.
E) Türkiye halkı Müslüman olan
ama her ikisı de ağır darbeler yemiş
olsa da hâlâ laiklık ılkesınin geçer-
li olduğu ve demokrasi ile yönetilen
tek Islam ülkesidir. Bu nedenle de te-
okratik ve antıdemokratik Islam ül-
kelerinin ilenci ve aydın kesimleri
için özlemi çekılen bir model oluş-
turmaktadır. Türkiye modeli başan-
sız kılınmalıdır ki, bu rejimler rahat
bir soluk alabilsinler.
Bu gerçeklerden hemen çıkarma-
mız gereken ılk sonuç. Türkiye'nin
varlığını sürdürebilmesi için bu teh-
dit ve tehlikelere karşı önlem alma-
sı. yapısuıı bunlara göre güçlendır-
mesi ve bu amaçla da düzenlemeler
yapması gerektiğidir. tşte tam bu
noktada da Avrupa Birliği'ne (AB)
girme çabalan ve Avnıpalılann da-
yatmalan ülkemiz için en güncel.
en tehlikeli ve dahası adım adım so-
nuca giden bölücülük ve yıkıcılık
olarak karşımıza çıkmaktadır
AB ve Seçim Sistemimiz...
Prof. Dr. Hulusi KOÇAK
T
ürkiye, Avrupa Birliği'ne (AB) girmek için
u\ıım yasalannı yerıne getirmede büyük
uğraş veriyor AB de uyum sağlatmada çok
duyarlı davranıyor. Hemen her konudaTürkıye'vi
kanun, tüzük ve yönetmelik değişikliklerine zor-
luyor. Hukuk ve ceza mahkemelenndeki hak ara-
yışlannda nihai kararlar veriyor. Ülke egemenlik
haklanna, eğıtimine, kültürüne, yaşam tarzına,
çevre şartlanna, hayvan haklanna kanşıyor. Tanm
ülkesi Türkiye'de tanm ürünü üretimini denetim
altına alıyor. Hangi ürünü ne kadar ekeceğine. bi-
çeceğine karar veriyor
Ancak AB, şu konuya hiç kanşmıyor: Türki-
ye"ckki seçim SLStcminin, siyasa] partiler kanunu-
nun ve onlann yön \erthgi tüzük ve \ önetmeükle-
rin demokrasi ile bağdaşmayan yönkrine! AB,
Türkiye'de bireyin seçme, seçilme hakkı gibi de-
mokrasinin gereği olan durumlan zorlaştıran, an-
tidemokratik, sakat, lastıkJı prosedürlerin bulun-
duğunu fark etmiyor ve onlara hiç kanşmıyor. Par-
ti içi buyruk ve dayatmalann olduğu yöntemlere
hiç aldırmıyor. Sıyasal ahlakla bağdaşmayan dav-
ranışlara sahip, her yöne dönebilen kişilerin siya-
set sahnesınde yer almasına zemın hazırlayan tü-
zük veyönetmeliklerinrolünüyorumlamıyor Hal-
kın oy kullanması ile demokratik seçimler yapılı-
yor görüntüsü veren, zayıflatılmış halk etkınliğin-
de yapılan seçimleri hiç irdelemıyor
Kendi ulkelerinde laıklikten yana ödün verme-
yen, fakat laik demokratik TC'nin varlığıru delik
deşik etmeye çalışanlan kucağında tutan AB; Tür-
kiye'de an tılaik özelliklerini ortaya koyarak seçim
yürütenlere tavır koymuyor. Kendi ülke bütünlük-
lerini korumada çok tinz davranan AB; Türkiye'de
köken farklılığı ile aynmcılıkla, bölücülükle siya-
set sahnesınde yer almalara tavır koymuyor. Çıkar,
mezhep, köken, tarikat baskılı seçme ve seçilme-
lere ortam hazırlayan uygulamalan hiç ırdelemı-
yor Halkın iü'bar etmediği, halktan kopuk, getiri-
sız, nemalaşmayı kullanan kişılenn etkin olabıldi-
ği sistemlen değerlendirmiyor. Insan haklanna.
eşitlik, özgürlük ilkelenne toz kondurmayan AB;
ahlak, bilgi sahibi olup siyaset yapmak isteyenle-
rin siyasette yer almasını engelleyen Türkiye si-
yasal sistemini ırdelemiyor. Kamu kaynaklan ile
siyaset yapılmasına, oy toplanmasına, kamu kay-
naklannın siyasal yaşam için kullanılmasına, dö-
nem zengini yaratılmasına meydan veren, yerel yö-
netım oluşumknnı görmüyor. Cinayet, hırsızlık ah-
laksızlık. yolsuzluk dosyalannı sırtlannda taşıyan-
lann, rejune karşı suç ışlemişlenn siyaset yolu ile
kaçış bulmasını, parlamenter olmasını, hatta AB
parlentosunda görev yapmasıru görmezden gelı-
yor. Yüzde 34 ıle yüzde 64'e egemen olunan, ye-
rel yönetım seçimlennde daha belirgın azlıklarla
yönetime gelme atraksiyonlan içeren Türkiye se-
çim sistemlenne hiç kanşmıyor.
Vitrini süsleyerek halka ulaşacağını sanan. hız-
metten çok vaaz vermeyı se\en. yanna rehberlik
etmeyen, farklılıklan uzlaştıramayan, halka çağn
yapamayan liderlerin değıştirilmesini engelleyen
siyasal. hukuksal düzenlemeleri yorumlamıyor.
Parti genel merkezlennin tek başına çok hak kul-
landığını, genel merkeze karşı hak aramanın he-
men hemen olanaksız olduğuna meydan veren ya-
salan yorumlamıyor. Yukandakı durumlan göz
önüne aldığımızda AB'ye uyumda. AB'nin Tür-
kiye'den ilk isteğinin seçim sistemi, seçme ve se-
çilme hakkının AB ölçütlerinde düzenlenmesi ol-
malıdır. lyi niyet bunu gerektirir. Aslında bu
TBMM'nin göre\idir. Bu niyerj öncelikle Mecüs'in
göstermesi gerekir. Bu yapılırsa; Türkiye'de siya-
set. ahlaki kurallan içine sındırmiş dah çok ınsa-
nın akınına uğrayacaktır Doğrudan halka yetki
verilirse halk, parti madrabazlannı, siyaset nem-
rutlannı daha çabuk eleyecektır. Halk, zıhin zen-
gınlığı olan, yüreğinde insan ve >ıırt sevgısi taşı-
yan dürüst ınsanlarla siyasette daha çabuk bulu-
şacaktır. O zaman siyasetin ve demokrasinin zev-
İci, ülkenin saygınhğı olacak, ülkede taşlar da yer-
li yerine oturacaktır.
Keyifli sohbetler
devam ediyor!
Aycell'in anlaşmalı olduğu kurumlara yönelik
abonelik paketi Personell'in tarife avantajları,
Aycell ve Aria birleşmesinden sonra da
hiçbir değişiklik olmadan devam ediyor.
Şimdi Aycell'den Aria'yı aramanın
dakikası sadece 120.000 TU*
Üstelik Aycell, sabit hat aramalarında
her zaman avantajlı.
PERS
AYCELL
TT&TİM markaları
r
PENCERE
'Mürit' ile 'Birey'
Bir Değildir.
Kıbrıs'ta 'evet' mi?.. '
Hayır mı?..
Birbirimizi yiyeceğiz..
Ada'da Rum ile Türk'ün de gözleri birbirinej
dönük ve şaşı; kimse çıkıp sormuyor: j
- Ingiliz üslerinin bu Ada'da ne işi var?..
Uzaydan bakınca dünya bir "garip mavipor-
takal"; halklar zavallı, hele Afrika bitik mi bi-
tik...
•
Yakup Kadri'nin "Yaban" romanında köy-
lü, yazara seslenir:
"- Biliyorum beyim, sen de onlardansın..
- Onlarkim?..
- Aha Kemal Paşa'dan yana olanlar...
- Insan Türk olur da, nasıl Kemal Paşa'dan
yana olmaz?..
- Biz Türk değiliz ki, beyim...
- Ya nesiniz?..
- Biz Islamız elhamdülillah... O senin dedik-
lerin Haymana'da yaşarlar..."
•
Irak'taki çatışma yürekler acısı..
Işgalin karşısında düne kadar Arap yoktu..
Sünni ile Şii vardı..
Ingiliz-Amerikan işgali, dincilikten gayrı gö-
zü bir şey görmeyen Sünni ile Şii'yi birleştire-
cek mi?..
Daha vakit erken..
Irak'taki Arap'ın gözü ortak düşmana karşı i
çarpışa çarpışa açılacak...
•
Sözüm ona uygar dünyanın gözleri önünde
emperyalizm Irak'ı işgal etti..
Yalan üzerine kurulu savaş gerekçesi fos çı-
kınca ne yaptı Bush?.. i
UtanmadıL ı
Ya Ingiliz Başbakanı?.. |
Yüz surat, Hacı MuratL I
Yalancılık 21'inciyüzyıldakoskoca Amerika
Birleşik Devletleri'nin "devletpolitikası"nadö-
nüştü.
•
Küreselleşme sürecinde Amerika'nın yüzün-
deki maske Irak işgaliyle düştü..
Gerçek çırılçıplak!..
Batı'nın patronları, "Irakkitle imha silahı üre-1
tiyor" diyerek bu ülkeye girdiler; yalanı ört-
mek için bir de bahane buldular: !
"- Irak'a demokrasiyi götüreceğiz!.." •
Oysa mezheplerin, tarikatların, cemaatlerin
toplum yaşamında ağır bastığı hiçbir ülkede
demokrasinin d'si hayata geçirilemez...
Irak, uluslaşmadıkça, ne işgale karşı koya-'
bilir, ne demokrasiye geçebilir... ;
Sünni ile Şii'nin işgalci düşmana karşı bir-
leşmesi bu yolda olumlu bir adım...
•
Kurtuluş Savaşı'yla yüzünü uluslaşmaya çe-
viren Anadolu halkını tarikatlara ve cemaatle-
re bölmek için emperyalizm seferber olmuş-
tur...
Tarikat ya da cemaat müridinin oyu demok-
rasinin özgür bilincinden yoksundur...
Irak'ta bile Şii ile Sünni ulusalcı bilinçte bu-
luşurlarken bizdeki durum evlere şenlik!..
MARDtV
ASLtYE
444 1 505
www.aycell.com.tr AY&ELL
3u kampanya 1 Nisan - 1 Ağustos 2004 tarihleri arasında geçerlldir. «120.000 TL / dk fiyatına KDV dahil, ÖİV hariçtir.
MAHKEMESt'NDEN
tLAN
EsasNo: 2003'499
Davacı Abdullah
Kakız tarafindan
davalı Milana Kaki2
aleyhine açılan şid-
detli geçimsizlik ne-
deni ile boşanma
davasında,
Mardın merkez,
Cevizlik Köyü, Ha-
ne: 19'da kayıtlı El-
dar kızı 1976 do-
ğumlu davalı Mila-
na Kakız'ın (Sepi-
ashvili) adresi meç-
hul olduğundan adı-
na ilanen tebligat
yapılmasına karar
verilmiştir.
Mardin merkez,
Cevizlik Köyü. Ha-
ne: 19'da kayıtlı
Şükrü oğlu 1984
doğumlu davacı Ab-
dullah Kakız tara-
findan aynı yerden
Eldar kızı. 1976 do-
ğumlu davalı Mila-
na Kakız (Sepiash-
vili) aleyhine açılan
şiddetli geçimsizlik
nedeniyle boşanma
davasının duruşması
04.05.2004 günü sa-
at 09.30'a bırakıl-
mış olup. duruşma
gün ve saatinde da-
valı Milana Ka-
kız'ın duruşmada
hazır olması veya
kendisini bir vekille
(avukatla) temsil et-
tirmesi. aksi takdir-
de duruşmanm yok-
luğunda yapılarak
karar verileceği da-
valı Milana Kakız
adına dava dilekçesi
tebliği yerine kaim
olmak üzere ilanen
tebliğ olunur.
Basın: 15469