19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
NİSAN 2004 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbul Ed ırne Kocaelı Çarnakkale Izrnir Manisa Aydın Denizlı PB PB P3 P3 B B B B 26 27 30 23 30 30 31 29 Sınop B 24 Zonguldak PB 25 Antalya Samsun Trabzon Gıresun Ankara Eskışehir Konya Sıvas B B B A A A A 27 23 23 27 28 26 24 A 31 Kars Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardın Siirt Hakkâri Van A A A A A A A A 31 27 26 30 24 25 17 15 A 16 Yurttayağışbeklen- mıyor Yurdun kuzey- batı kesımlerı parçalı bulutiu. dığer yerler az bulutiu ve açık geçe- cek. Hava sıcaklığı bu- tun yurtta artmaya de- vam edecek. Ruzgâr, guney ve batı, yurdun guneydoğu kesımlenn- de kuzey ve batı yön- tefden hafrf ara sıra or- ta kuvvette esecek. DIS MERKEZLER Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn PB PB Y PB PB PB PB PB 1 4 7 12 10 12 16 15 Berlın PB 14 Moskova Y 13 Budapeşte PB 18 Aşkabat A 22 Madrıd Y 13 Astana PB 8 Viyana Belgrad Y 16 Taşkent Y 18 Y 20 Bakû PB 24 Sofya Roma Y 22 Bışkek B 17 Tiflıs B 17 Atina A 21 Kahıre B 30 Münıh PB 15 Zürih Y 14 Şam B 29 Parçalı bulutiu <, Çok bulutiu > Yağmurlu ı Gok gurultulu & U N C E L CÜ1N EYT AKCAYÜREK • JBaştarafı 1. Sayfada MA Talat'ın iki yüz sayfa dışında fuzuli evrak yı- ğınıymış gibi göstermeye çalıştığı Annan Planı ekleri Kıbrıslı Türklerle Türkiye'nin başına akla gelmedik çoraplar örüyor. Bizim gazetede Murat Kışlalı iki gündür MA Talat'ın hasıraltı etmeye çalıştığı eklerden ör- nekler veriyor. "Hidrokarbon Yasası" adıyia anı- lan yasa, Türkiye'nin Kıbrıs'taki doğal kaynak- ları (petrcl) arama-çıkarma haklarından vazgeç- mesini saglıyor. Ruhsat elinden alınıyor, yeniden ruhsat için Rum yönetimine engelleme olanağı- nı saglıyor. Diğer bir yasa, ekler arasında yer alan Bütçe Yasası, iki toplum arasında vergi paylaşımında da adaletsizlik yaratıyor. Dolaylı vergilerin de as- lan payını (yüzde 80) Rum kesimine, ancak kü- çük bir payını (yüzde 20) Türk kesimine veriyor. Bu iki örneği diğerleri izleyecek; kuşku yok, kapalı gözler, sağır kulaklar görmeye ve işitme- ye başlayınca daha nice kazıkları öğrenecek. • • • Denktaş'ın kendini paralarcasına dikkatini çektiği, ver-kurtul politikasını uygulayan hükü- metin sözünü etmediği (Onur Öymen'in TBM- M'de söylediği ve Gül'ün yadsıyamadığı gibi, 9 bin sayfanın tümünü okumayan, içeriğini bilme- yen, dışişlerindeki bürokratların verdiği bilgiler- le yetinen bu hükümetin), farkında bile olmadı- ğı tuzaklar, plan eklerinin içeriğini oluşturuyor. AB tutkusuyla yanıp tutuşan MA Talat ve bir- likte olduğu kesimlerin, kazıkların ne zaman far- kına varacağını düşünerek hayıflanmanıza ge- rek yok. Adam, bir yandan hayır'ı en büyük fe- laket diye tanımlıyor, öte yandan da -baştan be- ri Denktaş'ın davulunu çaldığı- bir başka gerçe- ğe AB'nin "ilk kez hazırlıksız bir toplumu bünye- sinealdığına"değiniyor, "Bunesonuç verecek, doğrusu bilemiyorum. Bu anafor içinde umanm başımıza birkaza gelmez" diyerek yüzsüzlüğün daniskasını sergiliyor. Bu açıklama, bir bakıma gözü kapalı bir he- defe koşmanın ve kuşkusuz Denktaş'a saldırı- ların ne denli içeriksiz olduğunun itirafıdır. Zira Denktaş, ne getirip ne götürdüğü bilinme- yen ekteki 144 yasanın birkaç gün içinde ince- lenmesine şiddetle itiraz etmiş, ne çare, MA Ta- lat'tan da Ankara hükümetinden de, bu hükü- met adına Denktaş'a direktif verecek yetkilerle donatılan Müsteşar Uğur Ziyal'den de destek görmemişti. Talat'ı Türkiye henüz tanımadı. Adam Türki- ye'den "komşumuz" diye söz ediyor. Türkiye'yi anavatan kabul etmiyor. Türkiye'nin 30-40 yıl- dır Kıbrıslı Türklerin sırtından kendi siyasal gö- rüşlerini savunduğunu, gerçekleştirdiğini söylü- yor. Kıbrıs'ta halkı aydınlatmaya hazırlanan si- yasileri "konuk" diye niteliyor, istemiyor ve... • • • Ve, bu Talat'la Ankara hükümeti birbirini ta- mamlıyor. Lefkoşalı Talat, Kıbrıs'ın yetiştirdiği toplumla- rüstü son devlet adamı havasında. Kıbrıslı Türk- lerden sonra Rumları da evet demeye çağırmak için Güney Kıbrıs'a gitmeye hazırlanırken... An- kara hükümeti de plana koyduğu ağırlığı hemen her hareketiyle kanıtlıyor. Talat, Türkiye'den siyasetçilerin adaya gele- rek planın gerçek yüzünü halka anlatmalarını is- temediğini açıklarken (bugün yarın ne yapacak- ları bilinmez ama) işlerine geldiğinde Batı stan- dartlarını savunan bu iktidar, özellikle TBMM Başkanı Arınç, TBMM'de plana karşı nedenle- ri açıklayacak olan Denktaş'ın (AKP grubunu etkilemesi olası) bir konuşma yapmasını engel- lemek için bin dereden su getiriyor. Referanduma kadar ve sonra daha pek çok maske indirilecek, gerçek yüzler ortaya çıka- cak... Ne çare, ne yazık ki iş işten geçtikten son- ra... Evet çıkarsa çekîlirimtSTANBUL (AA) - KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, referandumda evet çıkarsa, 13 Haziran'dakı seçimlere adaylığı- nı koymayacağını belirterek "Ben devleti sonuna kadar ko- rumuş kişi olarak köşeme geçe- ceğim" dedi. Denktaş. Demokrat Parti'nin referandumla ilgili gö- rüşüne ilişkin, "Oğlumun parti- si 'evet' derse benim için yıkım olur. Ama kimseyi de karşıma alıp 'niçın böyle dedin' deme hakkım yok" diye konuştu. Denktaş, Star televizyonunda yayımlanan "Ceviz Kabuğu" programına katıldı. Kendisinin, 24 Nisan'da yapılacak referan- dum konusunda hayır cephesınin lideri olmadıgını belirten Denk- taş, ancak devleti ortadan kaldı- ran, egemenliği inkâr eden, yok farz eden bir anlaşmaya hayır de- mesinin, kendisi için sadece bir reaksiyon değil aynı zamanda bir görev olduğunu söyledi. Denk- taş, "Halkımın hayır demesini istemem ise bu önümüze konu- lan paketin bizi hayıra götür- meyeceğini gördüğüm içindir" dedi. Her iki tarafın da Annan Plam'nda birçok kısmın değiş- mesi gerektiğini söylediğini ifa- de eden Denktaş, şöyle devam et- ti: "Uyum yok. Uyumsuzluğu referanduma sunuyorlar. Refe- randumda eğer bu uyumsuz- luk evet oylarıyla geçerse, kav- gayı biz uyum sağlandıktan sonra başlatacağız. Çok uyum- lu bir kavgaya girişeceğiz. Al- lah korusun. Bir şey olacağını biliyorlar. 6 bin, 7 bin BM aske- ri getiriyorlar. 'Niye yapıyorsu- nuz' dedik, 'Başlangıçta olaylar çıkacağını biz de bılıyoruz, onun için getiriyoruz' dediler. Böyle şey olur mu? Olaysız bir mem- leketi sen olaylı bir hale getir. Bunu açık açık söylediler." Bazı konulann konuşulmasına müsaade edilmediğini, müzakere yapılmadığını anlatan Denktaş, "Zemin hazırlanmadı, gerçek- lere bakılmadı. Başkalannın, Amerika'nın, İngilizin,AB'nin çıkan için ortaya bir paket ko- nuldu" dedi. Denktaş, "Evetde- seydiniz ya da derseniz Nobel alacağınıza inanıyor musunuz" sorusunu, "Halkımdan öyle bir tekme yiyeceğinı ki evet der- sem, nereye gideceğimi ben de bilemeyeceğim" şeklinde yanıt- ladı. Görevini yaparak halkı ikaz ettiğini belirten Denktaş, "Ben evet desem ve korktuğum baş- larına gelse sorumlu olacağını. Şimdi rahatlıkla söyleyebiliyo- rum. Ben sorumlu değilim. Ben sizi ikaz ediyorum, size tehlike- leri gösteriyorum. Şimdi oyu- nuzla kendi kaderinizi siz tayin edeceksiniz. Ondan sonra da 'aman ha' dediğinizde sakın ba- na gelmeyin" şeklinde konuştu. Türkiye'de hükümetin referan- dumdan evet çıkmasından yana olduğunu kaydeden Denktaş, a- ma tüm diğer partiler ve temas ettiği kurumlann mütereddit ol- duklannı, Annan Planı'nın sakın- calı noktalanna işaret ettiklerini söyledi. Denktaş, MGK tarafın- dan yapılan açıklamada da kara- nn hükümette olduğunun belir- tildiğini ifade ederek "Ama o- nun içerisinde bu bazı zorluk- lara işaret edildi" dedi. Görüşmelerdeki yöntemi eleş- tiren Denktaş, "BM temsilcisi aramızda olsun dendi. Bir şart- la kabul edeceğimi söyledim. Gözlemci sıfatıyla. Ve De Soto gözlemci olarak geldi. Elinde küçücük bir defter ve kalem vardı. Ben gözlemciyim, ben duvarda sineğim derken du- varda akrep oldu. Defter büyü- dü ansiklopedi oldu, 9 bin say- falık plan oldu. Kim verdi ken- disine bu hakkı, kimse verme- di" şeklinde konuşru. Denktaş: Annan Planı şeytanca tstanbul Haber Servisi - KKTC Cumhurbaş- kanı Rauf Denktaş, "Annan Planı'nın şey- tanca yapıldığını" belirterek "Biz Annan bel- gesini imzalamaya hazır değiliz" dedi. Denk- taş AKP hükümetine seslenerek "Türk hükü- metinden istemimiz tektir, birdir. Güvence- leri almadan anlaşmaya imza koymasınlar. Sağlam güvenceler istiyoruz" diye konuştu. Denktaş, dün Türk Dünyası Dayanışma Gru- bu'nca Topkapı Eresin Otel'de düzenlenen top- lantıda, Kıbns'taki son gelişmelen anlattı. Al- lah'ın kendilerine devlet oluşturmayı nasip et- tiğini dile getiren Denktaş, "Devlet, doğuma benzer. Kanla, sancüarla doğar ve devlet doğduktan sonra bir çocuğun doğduğu gibi, onu yaratan insanlar, onun üzerine titrer. Onun ortadan kalkmaması. yok olmaması için canını vermeye hazır olur" diye konuştu. Denktaş, Kıbns Türku'nün sıkıntılannın bu- lunduğunu, ancak bütün bu sonınlann devlet- ten vazgeçmek için bir neden olmadıgını ifade ederek şunlan kaydettı: "Sayenizde devletimi- zi, egemenliğimizi korumaya devam edece- ğiz. Türk hükümetinden istemimiz tektir, birdir. O da güvenceleri almadan anlaşmaya imza koymasınlar. Sağlam güvenceler istiyo- ruz. Bu paketin açılması, bu paketin içinde ne olduğunu herkesin bilebilmesi için zama- na ve müzakereye ihtiyaç vardır." KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş, salonda bulunan bir kişinin "Bunlan Talat'a duyuralım" sözleri üzerine, herkesin görevini yaptığını söyledi. "Buraya kimseyi şikâyete gelmedim" diyen Denktaş, şöyle devam etti: "Herkes iyi niyetle görevini yapmaktadır, ama bazen iyi niyet yetmemektedir. Onun için biünçli olmak la- zımdır. Annan Planı, kimse ne olduğunu bil- memek üzere yapılmıştır, şeytanca yapılmış- tır." Bu arada Annan'ın Kıbns planının ve ek- lerinin Türkçeye çevrileceği bildirildi. Ekleriy- le birlikte 9 bin sayfayı bulan .\nnan Planı, Dı- şişleri Bakanlığı ve Türkiye'nin yurtdışındaki misyonlannın konuyla ilgili uzman kadrolan tarafından 4 gün içinde Türkçeye çevrilecek. Denktaş,Topkapı Eresin Otel'de düzenlenen toplantıda, son gelişmeleri anlattı. (AA) Mersin UniversitesVnden destek MERSÎN/MALATYA (Cumhuri- yet) - Mersin Üniversitesi Senatosu, ola- ğanüstü toplanarak KKTC Cumhurbaş- kanı Rauf Denktaş'a destek karan aldı. Annan Planı'nın Türkiye ve KKTC'ye yönelik tuzaklarla dolu olduğuna dikkat çeken senato, önümüzdeki hafta Denk- taş'ı ziyaret etme karan aldı. tnönü Üniversitesi Öğrenci Konseyi ve Öğrenci Topluluklan öncülüğünde 16 üniversiteden öğrencilerin katılımıyla gerçekleştırilen "Ulusal Bilinç ve Kıb- ns" konulu mitingin sonuç bildirgesin- de de "Türk gençliğinde uyanan ulu- sal bilinç, dalga dalga tüm toplumu sa- racaktır!" denildi. Mersin Üniversitesi Senatosu'ndan yapılan açıklamada, Türkiye'nin Kıbns konusundaki ulusal çıkarlannı AB'ye gi- riş süreci uğruna feda etmemesi gerekti- ği vurgulandı. Açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Annan Planı'nın kabulü için Tür- kiye'ye ve KKTC'ye baskı yapan AB'nin, planda Türklere sözde tanı- nan haklann sağlanması ve korunma- sı için bir hukuksal garanti vermediği de ortadadır. Bu plan, her an Türkiye ile KKTC aleyhine değişebileceği ihti- malini ortaya koymaktadır. Vaşamım Kıbns Türkleri davasına adamış olan ve mücadelesini Türklüğe yakışır bir onurla sürdüren KKTC Cumhurbaş- kanı Sayın Rauf Denktaş'ın yürekten paylaştığımız görüş ve kaygıları kesin- likle dikkate alınmalıdır." 23. ULUSLARARASI İŞTANBUL FİLM FESTİVALİ TURKCELL İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı, 23. Uluslararası İstanbul Film Festivali'nin gerçekleştiriimesinde büyük destek sağlayan ve 6 yıldır Festival Sponsorluğu'nu sürdüren Turkcell İletişim Hizmetteri A.Ş.'ye teşekkür ediyor. www.ıstfest org Cumhufryet gazer£smn Kadcjlanyta ya^nianrrHStır TURKCELL MARMARA AKEL de hayır diyecek REŞAT AKAR LEFKOŞA - Güney Kıbns Rum Yönetimi Başkanı Tasos Papadopu- los'un, BM Genel Sekreteri Kofi An- nan tarafından hazırlanan plana kar- şı "hayır" kampanyası başlatması- nın ardından, hükümetin büyük orta- ğı komünist AKEL de referandum tarihinin ertelenmesi yönünde karar aldı. AKEL Merkez Komitesi'nin i- ki günde tamamlanan toplantısından sonra yapılan açıklamada, Papado- pulos tarafından başlatılan kampan- yanın etkili olduğuna dikkat çekile- rek "Iç cephede yaratılmış olan du- rum, planın, müzakere zemini ola- rak dahi kabul edilmesine karşı çı- kıyor. Bu durum, milliyetçiliği ve şovenizmi güçlendirirken temel olarak güvenlik ve planın uygula- masındaki güvenceyle ilgili konu- larda iyileştirme olanaklarını azaltmaktadır" deniliyor. AKEL açıklamasmda, Rum lideri Papadopulos'un "Annan Planı, tak- simi ortadan kaldırmıyor, aksine yasallaştırıyor ve derinleştiriyor" şeklindeki değerlendirmesinin doğ- ru olmadığı, ancak halk üzerinde et- kili olduğu belirtilirken olumsuzluk- lann dağıtılabilmesi için zamana ih- tiyaç duyulduğu iddia ediliyor ve re- ferandum tarihinin ertelenmemesi durumunda 24 Nisan'da "hayır" yanlısı bir tutum izleneceği vnargula- nıyor. Rum Meclis Başkanı ve AKEL Genel Sekreteri Dimitri Hristof- yas'ın ortaya koyduğu görüşleri de- ğerlendırdikten sonra, 24 Nisan'daki referandumu bertaraf edecek bir ka- rar alan AKEL'in açıklamasında şöy- le deniyor: "Önümüzde var olan bütün so- mut verileri dikkate alarak planın halka objektif bir biçimde sunul- nıası, güvenlik ve planın uygulan- ması konularında müzakere yapıl- ması, ayrıca boşlukların doldurul- ması olanağının sağlanabilmesi için Birleşmiş Milletler'e ve ulus- lararası unsurlara referandumla- nn birkaç ay ertelenmesi yönünde çağnda bulunuyoruz." Alman karann, KKTC'de tepkile- re yol açacağını de hesap eden AKEL'in açıklamasında, Kıbnslı Türklere yönelik şu mesaj dikkat çe- kiyor: "AKEL Merkez Komitesi, Kıbnslı Türk yurttaşlarımızı, Kıb- nslı Rumların endişe ve kaygıları karşısında anlayış göstermeye, AKEL'e güvenmeye ve yurdumuzu yeniden birleştirmek için ortak mücadeleyi sürdürmeye çağırır." Rum Yönetimi Başkanı ve DİKO lideri Tasos Papadopulos'tan sonra, Güney Kıbrıs'ın en güçlü partisi AKEL'in olumsuz yöndeki karannı değerlendiren siyasi çevreler. "Rum tarafının hedefi, 1 Mayıs'ı atlatmak ve AB'ye tek başına gir- mektir. Bu.Türk halkına karşı bü- yük bir oyundur" görüşünde birle- şiyorlar. GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada benim, bütün sorumluluk bende, çözümsüzlüğün nedeni benim" psikolojisiyle oluşturuyor. Durum böyle olunca da karşı taraf ödün üstüne ödün istiyor. Oysa böylesi durumlarda verilen her ödün, istenen ödünü arttırır! Konulara tümüyle değil, birazcık ulusalcı bir yak- laşım gösterildiğinde de hırttan sesler korosu hemen nakarata başlıyor: "Şu Sevr paranoyasından kurtulun!" Oysa birbırinden farklı gelişiyormuş gibi görünen olaylan yan yana getirince Sevr paranoyasının, send- romunun ya da her neyse özleminin Batı'da olduğu- nu görüyoruz. Pek çok Ingiliz-Amerikan siyasetçisi yorumcusu Irak'taki gelişmeleri irdelerken araya şu tür tümceler katmadan geçemiyor: "Aman bu kez, 1920'lerdeki gibi davranmayalım..." "Aman bu kez, 20. yüzyıhn başında yüzüstü bırak- tığımız halkları ihmal etmeyelim..." Ingiliz birlikleri geçen yıl Basra'ya girdiklerinde du- vara ilk şu yazıyı yazmışlardı: "Bu kez geçen yüzyıidaki gibi bırakıp gitmeyece- ğiz!" Eski Ingiliz Dışişleri Bakanı Cook'un 1990'ların or- tasındaki şu sözünü saklamışım, geçen gün arşivi dü- zenlerken karşıma çıktı: "Türkiye'nin doğu sınırlan tartışmalıdır!" Avrupa'da baskısı olan çok satışlı gazeteler zaman zaman oradaki okullarda okutulan kitaplardaki hari- taları haber yaparlar. Zira, kimilerinde hâlâ Lozan'la değil, Sevr'le oluşturulmuş çizgilerden eser vardır! Kimi çok uluslu şirketler de Türkiye'de dağıtılacak yayınlannda Lozan haritasını basarlar, Batı'dakiler ve öteki coğrafyalardakiler değişiktır! Soykırımcılıktan oykırımcılığa! Sevr'in son kullanma tarihinin dolmadığını öne sür- menin bir yöntemi de Lozan'ı yıpratmak... Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş senedi olan Lozan'da za- mana bırakılmış kimi konulan "ver- kurtul" olarak sun- mak, Kıbns utangaçlığından olsa gerek! Yeri gelmişken vurgulayalım, ABD Kongresi hâlâ Lozan Antlaşması'nı onaylamadı! Girişte aktardığımız davranış biçimi bağlamında hafta içinde Fransa ile yaşanan soruna değinelim. Fransa'da iktidar partisi, Türkiye'nin AB üyeliğini onaylamadıklannı yetkili ağızlarından ilan etti, ardın- dan pekiştirdi. Sonradan da yaklaşımın özü koruna- rak "düzeltildi". AKP iktidarı Fransa'nın bu tavrını şöyle yorumladı: Efendim Fransızlar Haziran'da sandığa gidecek. AB milletvekillerini seçecekler. Oylarını arttırmak için böyle bir açıklama yaptılar. Haziran'da Avrupa'nın öteki ülkelerindede benzer seçımler var. Demek ki, seçimden önce Türkiye'ye hakaret edecekler, seçimden sonra sıvazlayacaklar. Biz de bunu doğallıkla kabul edeceğiz. Zaten kimi ülkeler Türkiye'yi "soykınmcılıkla" suç- luyor, seçim dönemlerinde de "oykınmcı" oluyoruz! Böyle bir gerekçe nasıl kabul edilir? özür, kabahat- ten büyük! AKP iktidarı "Sevrparanoyasını bırakın" tezine sa- rılmış, "çok doğtv, bu korkulardan sıynlmalı" hava- sıyla tam gaz gidiyor. AKP politikalarının en masum anlatımı bu olabilir! Kıbrıs'ta Annan Planı'nın her baskısını kabul et- mek de aynı anlayışın ürünü. Şu senaryoyu çok da yabana atmamak gerekir: Türkiye'deki iktidar Kıbrıs'ta hertürlü ödüne hazır. 24 Nisan referandumunda Rumlar hayır, Türkler evet derse, Annan Plam'nda Rumları daha da rahatlatan değişikler yapılır, yeniden referanduma gidilir! Rum- ların kuzeye daha sınırsız yerleşmesi sağlanır... Rumları bize getirmiş oluruz ama, Erdoğan bunu şöyle anlatır: "Rumlan dize getirdik!" ankcumra cumhuriyet.com.tr Arama tacizine soruşturma İLHAN UYGUN ADAPAZARI - Adapa- zan Büyükşehir Beledıye- si'ne bağlı zabıta ekipleri- nın dilenen 13 yaşındakı S.S'yı sokak ortasuıda so- yarak üstünü araması tep- kilere yol açtı. Küçük ço- cuğun babası Sabri Sel- çuk. oğlunun psikolojik te- da\i gördüğünü belirterek "Oğlum zaman zaman belediye başkanları da dahil olmak üzere el öpüp para alır. Biz bu tip davranışlarda bulunma- sını istemiyoruz.Aile ola- rak çocuğumuzu toplu- ma kazandırmak ister- ken zabıta çocuğumuzun psikolojisini iyice bozdu" derken Büyükşehir Beledi- ye Başkanı Aziz Duran. olayla ilgili soruşturma başlattığını açıkladı. Zabıta ekiplerinin cuma namazından sonra cami önlerinde yaptığı dilenci operasyonunda kaçmaya çalışan S.S. kısa sürede ya- kalandı. Ekipler S.S'nin pantolonunu zorla çıkardı ve külotunda gızlediği 285 milyon lırayı buldu. S.S, bu parayı zabıtalara \erme- mek için çığlıklar attı. Olay kentte büyük tep- kilere yol açtı. S.S nin ba- bası Sabn Selçuk, Gey- ve'de bir lokantası olduğu- nu ve paraya gereksinimi olmadıgını ifade ederek "Ancak 2 çocuğumdan en büyüğü olan S.S. hipe- rakrif. İstanbul'da psiko- lojik tedsvi uyguluyoruz. Çocuğum zaman zaman gider belediye başkanla- rı da dahil olmak üzere el öpüp para ahr. Biz zaten çocuğumuzun bu tip ha- reketlerini istemiyoruz" dedi. Oğlunun sokak ortasın- da so>-ularak üstünün aran- ması nedeniyle psıkoloji- sinin daha da bozulduğuna dikkat çeken baba Selçuk, "Aile olarak çocuğumu- zu topluma kazandırmak isterken zabıta çocuğu- muzun psikolojisini iyice bozdu. Bu yapılan insan- lık ayıbıdır. İnsan hakla- rına aykırıdır" şeklinde konuşru. Başkan Aziz Du- ran ise olayla ilgili soruş- turma başlattığını açıkladı. Zabıtalann ifadelerinın ah- nacağını belirten Duran, "Bu olayla ilgili olarak provoke olma ihtimalini de değerlendiriyoruz. Orada bir tek gazetecinin de olması düşündürücü- dür" dedi. Sakarya Barosu Başkanı Ülker Onder Döker. za- bıtanın tutumunun insan haklanna aykın olduğunu vurguladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle