19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 NİSAN 2004 PAZAR 16 PAZAR KONUGU IsrailBüyükelçisiPinhasAvivive Füistin BüyükelçisiFuad Yasin ile iki ülkenin sorunlûnnı konuşt S Ö Y L E $ İ : LEYLA TAVŞAIMOĞLU leyla.tavsanoghı(2 cumhuriyetcom.tr Ortadoğunun yıllardır içinde olduğu durum hiç birimizin yabancısı değil. Özellikle Israil ve Filistinliler arasmda sürüp giden çatışmalar, terör olayları on binlerce masum insanın yaşamına mal oluyor. Son terör olayları, bir de Hamas lideri Şeyh Ahmet Yasin 'in bir suikasta kurban gitmesi gerginliği iyice tırmandırdı. Gelinen nokîa nedir? Kafamda bu soruyla bu hafta Filistin 'in Ankara Büyükelçisi Fuad Yasin ve îsrail 'in Ankara Büyükelçisi Pinhas Avivi 'yi konuk ettim. Fuad Yasin hem Ankara daki kordiplomatiğin duayeni, hem de Filistin 'in buradaki 12 yıllık büyükelçisi. Onunla konuşurken îslami terör deyimini hiçbir zaman benimsemediğini söyiüyor, "Terörün dini imanı olmaz " diyor. Pinhas Avivi ise sekiz aydır îsrail 'in Ankara Büyükelçisi olarak görev yapıyor. Türkiye 'de kendini çok rahat ve güvende hissettiğini söyiüyor. Öyle ki geçen hafta Ülkerspor'un TelAvivMaccabi tanmıyla Istanbul'dayaphğı basketbol maçına da herhangi bir terör-olayıyla karşılaşma kaygısı duymadan gidiyor. O arada sarı renkli fravatını göstererek, "Bu kravatı Maccabi tahrmnm rengi sarı olluğu için taktım " diyerek gülüyor. Şakalaşmayı biryana bırakıp c'ddi konulara geçiyoruz. Sorularımdan birisi israil'in gerçekten Jrfa veyöresinin arazilerini kiralamaya talip olup olmadığı. Dudağm bükerek yanıtlıyor: "Büyük düşünüyoruz. Biz Urfa da değil, uyduyla uzaydayız." Terörün dini imanı olmaz- Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin Urfa ve yöresindeki arazileri kiralamak için ihale açtığı ve ihaleye en baştan İs- rail 'in talip olduğu haberleri çıkmıştu Siz bu konuda ne söy- lemek isterdiniz? AYİVİ - Musevilerin Kuzey Irak'ta, orada burada yer aldık- lan laflan dolaştınlıyor. Son olarak Miami'yi toptan satın al- dığımız bile söylenecek. Bu kadar saçmalığı doğrusu aklım al- rruyor. Bir söze, bir iddıaya ınanıp inanmamaktan önce kendi- mize, "Bu neye hizmeC etmek için yapümış olabiür? \eden?" diye sormamız lazım. Bakın, bu çok komik, saçmahğın ötesinde bir iddia. Biz di- yoruz ki, "FiMstinlilere topraklannı vermeye hazınz. Biz Gaz- ze'den çekilip küçük ülkemizde yaşamaya hazınz. Alü üstü 20 bin 500 küometrekare. Bu kadan bizeyeter. FHistinlüerle bir ara- da olmayacağız. Biz bu mannkla davranırken hakkunızda böy- le söylentiler üretilmesi gerçekten akıl ÜIŞL" Bakın, Israıl'ın nüflısu Ankara'nınkinden bile az; 6 mılyon kişiyiz, 100 mılyon değil. Bızımki, kişi başına yıllık geliri 18 bin dolar olan harika ve küçük bir ülke. Ama büyük düşünü- yoruz. Biz Urfa'da değil, uyduyla uzaydayız. Musevi mantalitesi her şeyi içerde rutmayı hedefler. Muse- vilik tarihte asla misyonerliğe prim vermemiş bir dindir. Biz büyük değil, küçük bir kulüp olarak kalmak istiyoruz. - Bundan amaç nedir? AVtVt - Israil'e yerleşmemizin nedeni de hep bir arada olmaktır. Daha fazla toprağı, yeri ne yapa- lım? Diyasporaya, Îsrail toprakla- n dışına neden çıkalım? Biz her- kesi Israil'de tutmaya çalışıyoruz. Bu da Siyonızmin felsefesidir. îs- rail düşman ülkelerin kıskacında- ki bir ülke. Haritaya şöyle bir ba- kın. Bizim amacımız burada kom- şulanmızla banşı sağlamaktır. Biz Sunye, Lübnan, Türkiye'ye açıl- mak, oradan da Avrupa'ya uzanmak istiyoruz. Bir ada olarak yaşamak hiçbırimizin hedefi değil. - hraU'in su kıtlığı sorunu ol- duğunu biliyoruz. Yirmi birinci yü'zyüda îsrail bu sorununu çöz- mek için ne gibi projeler üreti- PİNHAS AVİVt Yükseköğrenimini Kudüs 'teki tbrani Üniversitesi Ekonomi ve Uluslararası tlişkiler Bölümlerinde tamamladı. Filistinülerle barış müzakerelerinin hemen hemen hepsinde hazır bulundu. İsrail Dışişleri Bakanhğı 'nın çeşitli kademelerinde, pek çokyurtdışı merkezde bulundu. Sekiz aydır da tsraiVin Ankara Büyükelçisi olarak görev yapıyor.yor: AVİVİ - Bizim bu konuda iki pa- ralel programımız var. Büyük ola- nı tuzlu suyu tatlı suya çevirme programı. - Ama bu çok pahalı bir işlem değil mi? AVİVİ- O kadar da pahalı değil, artık. Ömeğin ruzludan tatlıya çev- rilen suyun metreküp başına fiya- tı 17 sent. Ama Türkiye'den alaca- ğımız su çok daha pahalıya mal olacak. Aynca suyu alacağımız yer- leri de çeşitlendiriyoruz. Türki- ye'yle yaptığımız su alım anlaş- ması ise evlilik gibi bir şey. Yirmi yıllık bir anlaşma. Bu da iki ülke- nin birbirlerine karşılıkh olarak ne kadar güvendiklerini gösteriyor. -Anlaşma nihaibiçiminine za- man aldı? AVtVİ - îkı hafta kadar önce Is- rail'de imzalandı. Ben de imza tö- renınde hazır bulundum. Suyu Ma- navgat Çayı'ndan iki yıl sonra ala- bileceğiz. Çünkü su tankerini ya- pacak şirket bunu daha önce tesliın edemiyor. Bu tankerler, pet- rol taşıyan tankerlerden yapı olarak çok farklı. - Peki, su boru hattı düşünülüyor mu? AVİVİ - Düşünülüyor da, bu Israil'le Suriye arasında banşın sağlanmasına bağlı bir şey. îsrail de Türkiye de Beşar Esad'ı masaya oturmaya ikna etmeye çalışıyor. Bunun amacı sadece banşı sağlamak değil. Bir başka amacı da "Enerji Koridonı" adını verdiğimiz ve Suriye, Lübnan, îsrail, Mısır ve bölgenin öbür ülkelerinin dahil olacağı büyük bir projeyi hayata geçire- bilmek. Bu proje, bölge ülkeleri, aynca da Mısır'dan sonra Av- rupa'ya kadar olacak bir boru hattından bütün bu ülkelerin pet- roî, gaz ve su almalannı sağlamak. - Bu projeyi kim düşündü? AVİVİ - Bu proje, Yeni Ortadoğu'nun insani yüzü olarak or- taya çıkıyor. Bütün mesele bölge ülkelerinin hepsini ikna ede- bilmek. Yeni bir Ortadoğu olursa, o zaman yeni bir dünya, ye- ni bir Akdeniz'in sahibi oluruz. Önümüzdeki 20 yıl içinde Ak- deniz'i çe\Teleyen ülkeler kesinlikle çok değişik bir yaşam standardına kavuşacaklardır. -Buplan, Büyük Ortadoğu Projesi'nin (BOP) birparça- sı mı? AVÎVİ- BOP daha çok demokrasi, insan haklan, kadın hak- lan, eğitim, uygarlık içeriyor. Bu ise yaşam standartlanrun dü- zeltilmesi ve bölgenin ekonomik durumuyla yakından ilgili. Ba- na göre BOP'un başan şansı tabandan tavana bir hareket sağ- lanabilirse vardır. BOP'un hayata geçirilmesinin çok uzun za- man alacağını düşünüyorum. - ABD 'nin, BOP'u bölgeye kaba kuvvet kullanarak empo- ze etmeyi hedeflediği görüşlerine kaülıyor musunuz? AVtVİ-Sanmıyorum. Hiç kimsebirbaşkasını değişmeye zor- layamaz. Kaba kuvvet kullanarak bile bu yapılamaz. Insanlan bir şekilde ekonomilerine yardım ederek, eğitim sistemlerine yatınm yaparak ikna edebilirsiniz. Ama bunu da adım adım. gayet ağır bir biçimde hareket ederek başanrsınız. Zaten ABD'nin ne istediğini de tam olarak anlayabilmiş degiliz, gibime geli- yor. Evet, bu bölgede daha iyi bir demokratik sistem, insan hak- lan istediklerini bilıyorum. Bu iyi. - İyi de, dediğiniz gibi hareketin tabandan gelmesi gerek- miyor mu? AVİVÎ - Bakın, ne Israil'i, ne Türkiye'yi başkalan değiştir- di. Bu değişimi biz, kendimiz başardık. Aynca ben bir ülkenin başka ülkelere model, örnek oluştu- rabileceğini hiç düşünmüyorum. Çünkü herkesin kendi farklı modeli var. Ben hiç kimsenin bir başka ülke için doğru oldu- ğunu düşündüğü hükümeti seçme hakkına sahip olduğuna inan- mıyorum. O ülkenin halkı kendi hükümetini kendi seçer. Ama bu arada insanınıza daha iyi yaşam koşullan, dünyaya daha faz- la açılma firsatı da vermelisinız. - Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) Türkiye ve îsrail 'e neler sağlayabilir? Daha açıkçası Türkiye ve İsrail'in BOP'ta ye- ri nerededir? AVtVt - BOP'un Türkiye, ya da Israil'e çok fazla bir şeyler sağlayacağını sanmıyorum. iki ülke zaten daha iyiye doğru gi- diyor. Çağdaşız, Batılıyız; ikimiz de bölgede en iyi ekonomi- lere sahibiz. Yalnız şimdi tsrail için konuşmak istiyorum. Ada olarak kal- mak istemiyorsak kıtayla birleşmeliyiz. Ama bugün israil hâ- lâ ada. israil bulunduğu küçük coğrafya parçasının tek demok- ratik ülkesi. Üstelik de hem kendisi, hem de dünyanın geri ya- nı için büyük tehlike oluşturan ülkeler tarafindan kuşaülmış. - O zaman yapılması gereken nedir? AVİVİ - Masaya oturup bırbinmızle dıyalog kurmalı ve En- ver Sedaf ın dediği gibi, "Arük sa- vaşa ve kan dökmeye son" demeli- yız. - Ama kan dökülmeye devam ediyor. Son olarak da Şeyh Yasin öl- dürüldü. Neden? AVtVİ - Şeyh Yasin, bu banş dü- şünün önündeki en büyük engeldi. O da FilistinJi liderler gibi iki halk için hakça bir çözüm istemiyordu. Sadece tek bir halk için banş ve hak- ça bir çözüm istıyordu. Ölmeden bir hafta önce Tunus'ta toplanacak olan Arap ülkeleri dışişleri bakan- lanna şöyle bir mesaj gönderdi: "Kardeşlerim, ne olur tsraillilerle hiçbir anlaşmayı kabuJ eftnevin." Artık bütün taraflann çok fazla be- del ödemelerini gerektirecek bir uz- laşma belgesi imzalanmalıdır. Bü- tün taraflar eşit biçimde bedel öde- mezlerse o banş, uzlaşma yürümez. - Siz Araplarla hemen hemen bütün barış görüşmelerinde bu- lundunuz. Özellikle Filistinlilerle görüşmeler neden kesildi? AVİVİ - İkı taraf arasında 100 yıl süren savaşı bitirmek için çok özel bir karar almahsınızdır. Sıradan, nor- mal bir liderböylebirkaran alamaz. Arafat çok, ama çok sıradan bir li- derdır. Bizim Sedat, Rabin, Hüse- yin, Begm gibi liderlere ihtiyacımız var. Bakın, bugün Israil'le Mısır ara- sındaki banşın25. yılını kutluyoruz. Ki, o zaman bir banş antlaşmasına vanlması çok zordu. Ama Sedat ve Begin bunu başardılar. Filistinlilerka- rar verirlerse bizim çok adil bir or- tak olduğumuzu göreceklerdir. Çün- kü savaştan bıktık. Üstelik de yıllar önce, sonuçta yan yana yaşamak zo- rundaolduğumuzun bilincine vardık. O zaman neden hâlâ aa çekelim? Son üç yıl içinde binden fazla insanımız öldü... Bu süre içinde kaç Arap'ın öldüğünü bilmiyorum. O za- man bunca insan canını ne için veriyor? Bakın, masanın başındasınız. Aynntılı bir belge hazırlanmış. Artık bütün taraflar imzalayacak. Ama o (Arafat) ne yaptı? Gitti, intifadayı başlattı. Ama bu onun ilk marifeti değil. Mı- sır'da, Mûbarek'in yanında anlaşmanın inızalanışuıı hatırlıyor musunuz? Rabin daha hayattaydı. Yıl 1994'tü. O resmi CNN'de herkes gördü. Belgeyi Rabin, Mübarek imzaladı. Arafat ise bir şeyler yazar gibi yapıp belgeyi geri uzattı. Rabin, Arafat' ın bel- geyi imzalamadığını görmüştü. Mübarek'i, "Neoldu?Niyeiın- zalanuyor?" diye uyardı. Bunun üzerine MübarekArafat'ı, "Ya bunu imzalarsın, ya da seni öldürürüm," diye tehdit etrj. Bu ilk ara anlaşmaydı. Bunun gibi daha nice örnek var. - Peki, o duvar ne oluyor? Bunu neden inşa ettiniz? AVİVİ - O duvar değil, çit. iki taraf arasında teknik bir engel. tki taraf arasında geçici bir sınır. Bu çiti dikmek fıkri de Şaron hükümetinin değil, muhalefetteki Işçi Partisi'nindi. "Eğeriyi bir evtiüğiyürütemediysek, en azmdan dürüstçeboşanahm''de- diler. Böylece Filistinliler ve Israillilar ayn bölgelerde yaşıyor- lar. - Peki, hep Filistinlileri, Araplan suçluyorsunuz da tsra- il'in buncayıldır süren çaüşmalarda hiç misuçuyok? AVtVİ - Tabii ki var. Belki 1967'den hemen sonra çok hızlı bir sonuca varmahydık, belki bugün bulunduğumuz yerlerde bulunmamalıydık, belki baştan Gazze'de yerleşim yerleri kur- mamalıydık. Bir anlaşmazlıkta sadece bir tarafin suçlu oldu- ğuna hiçbir zaman inanmadım, zaten. Biz kabahatimizi kabul ettikve Gazze'den çıkmaya karar verdik. 1967'de Filistinlilerin bağımsız devlete sahip olma hakkını kabul etmiyorduk. O za- manki Başbakan Golda Meir, "Bu ne demek? Filistin diye bir halkyoktur" diyordu. Hiç kuşkusuz bu yaklaşım çok yanhştı. Ama biz şimdi, bu yanlışımızı düzeltip masaya oturmak isti- yoruz, diyoruz. Geçmişe bakmaktan vazgeçip yüzümüzü gele- ceğe çevirelim ve artık 100 yıldır devam eden engellerden söz etmeyelim. Ötekinin bizden değişik olduğunu kabul edeum. Na- sıl farklı toplumlar bir arada yaşıyorlarsa biz de artık öyle ya- palım. Bugün bir çözüm bulamazsak yann çok geç olabilir. - Son yıllarda kullanılan tslami terör deyimini bir Müs- lüman ve bir Filistinli olarak nasıl değerlendiriyorsunuz? YAStN - Islam gerek teori, gerek pratik olarak 14 yüzyıl- dan fazla bir zamandır hiçbir şekilde teröre göz yummamış, hoşgörü göstermemiş, terörün hiçbir biçimini de kullanma- mıştır. Öbür dinleri katmak istemiyorum, ama şunu söyleyebili- rim ki Islam tarihte en hoşgörülü din olagelmiştir. Bu neden- le ben îslami terör deyimine her zaman karşı çıktım. -Sizceyaşlı ve tamamıyla kötürüm olan Hamas lideriŞeyh Ahmet Yasin neden öldürüldü? YAStN - Işte, meselenin en önemli unsurlanndan birisi bu. Bir kere Şeyh Ahmet Yasin kimdı? Ona bir bakalun. Şeyh Ya- sin, Îslami Hamas hareketinin ruhani lideriydi. - Ama İsrail yetkilileri onun dini lider değil, açıkça bir aşiret reisi olduğunu ileri sürüyorlar... YAStN - Hayır, bu doğru değil. Tamamıyla gerçek dışı bir iddia. Bir kere Şeyh Yasin, Hamas hareketinin kurucusuydu ve dini lideri oldu. 70 yaş dolayındaydı ve tamamıyla felçliy- di. Tekerlekli iskemleyle bir yerden bir yere gidebiliyordu. Ak- lınıza gelebilecek her türlü hastalığı vardı. Hatta doktoru Şeyh Yasin'in iki-üç aylık ömrünün kaldığı- na dair bir de rapor vermişti. Emirüm Şeyh Yasin şimdi Ari- elŞaron'a minnettardır, çünkü Şaron ona böyle şerefli bir ölü- mü, üstelik de sabah namazından, camiden çıkarken nasip etri. Bili- yorsunuz, yanındaki 10 kişi de o sal- dında yaralanmıştı. Bu, öyle bir insan için son derece şerefli bir son oldu. Sizin, niye, sorunuza gelin- ce... Şaron daha çok kan dökerek bir yerlere varabileceğini sanıyor. Ama bu politika hiçbir zaman is- rail'in güvenliğini ya da istikran- nı sağlamaz. Aksine... Güvenlik, is- tikrar, ileriki aşamasında da geli- şim ve refahı sağlayacak olan sa- dece banştır. - Peki, şu ortamda bile tsrail ve Filistin arasında bir barış anlaş- masına vanlabileceğini düşünü- yor musunuz? YASİV - Banş anlaşmasına va- nlması şarttır. Er, ya da geç bu ola- cak. Bakın, Şaron'un bu kan dok- me, kaba kuvvet kullanma politi- kalan daha fazla sökmez. Şaron gelmiş 77 yaşına. 16 yaşından be- ri de adam öldürmekten başka bir şeyyapmadı. Düşünebiliyor musu- nuz? Adam yaşamının 60 yıhndan fazlasıru hep öldürmeye harcamış. Biz, onun artık değişmiş olabile- ceğini düşünüyorduk. Ama ne ya- zık ki 77 yaşından sonra bir insa- nın ne beyninin işleyiş biçimi, ne kişiliği, ne kültürü, ne de olaylara yaklasımı değişebiliyor. - Ama onu da İsrailli seçmen seçtiğine göre diyecek bir şey var mı? YASİN - israilli seçmen Israil'e banş, güvenlik ve istikrar getirece- ği umuduyla onu seçti. Bütün bu sözleri vermişti. Ama ne oldu? Se- çimlerin üzerinden üç yıl geçti, du- rum gittikçe kötüleşiyor. Sadece güvenlik ve istikrardan söz ermi- yorum. Sıradan Israillinin günlük yaşamı da iyileşeceğine daha fenaya gidiyor. - tsrailliler Arafat % her seferinde müzakere masasına ge- lip son anda da vanlmak üzere olan anlaşmayı torpillemek- le suçluyorlar. En son olarak da, "Anlaşmayı onaylar gö- rünüp intifadava gitti" diyorlar. Siz buna ne diyorsunuz? YASfcV - Bu doğru değil. Eğer banş yapabilecek bir Filis- tinli h'der varsa o da Arafat'tır. Kendisini uzun yıllar öncesin- den tanırım. Gerçekçidir, pragmatiktir. Sorunlan karmaşık- laştırma yerine çözmeyi ister. Biliyorum, Ortadoğu'da bütün taraflar için hakça bir çözüme ulaşmak çok zordur. Ama Ara- fat'a şimdiye kadar hiç kimse hakça nitelemesine uzaktan bi- le olsa yaklaşan bir çözüm önermedi. Aksi halde Arafat'ın bu önerileri geri çevirmeyeceğini çok iyi biliyorum. Size bir de ABD'nin eski Başkanı CBnton dönemindeki Ikin- ci Camp David görüşmelerinde olanı anlatayrm. Aslında bu konuda pek çok şey yazıldı, çizildi. Orada çok fazla baskı ya- pıldı. Arafat'a hiçbir şey verilmedi. Havada kalan bir şeyi Ara- fat nasıl kabul edebilirdi? Camp David'de 17 gün süreyle gö- rüşmeler yapıldı ve kâğıt üzerine tek bir kelime bile yazılma- mıştı. Ama tabii Israilliler yıllardır ABD'nin koruması ve kolla- ması altında. Düşünün ki Arafat Filistinli seçmenlerin yüzde 78.4'ünün oylanyla seçilmiştir; üstelik de Nobel Ödülü sa- hibidir. Arafat Oslo'yu başarmıştır; 1993 tarihli llkeler Dek- larasyonu'nun imzacısıdır. Arafat, kendi deyimiyle "cesur- lann banşı"m başarmak için elinden geleni yapmıştır. - Kendisi ve Yitshak Rabin 7 "cesur liderler " olarak mı niteliyor bu sö'ylemiyle? Rabin o deklarasyonu imzaladık- tan sonra öldürülmedi mi? YASİN-Tabii ki öyle. Ama onu öldüren Likud Partisi için- deki aşıncı bir unsurdu. Çünkü onlar banş istemiyorlar. Ama banşa mutlaka vanlmalıdrr. Her başlangıcın bir de so- nu vardır. Tünelin sonunda ışığı göreceğiz. Bundan hiç kuş- kumyok. - İyi de tünelin ucunda ışığı ne zaman göreceksiniz? YASİN - Ne kadar çabuk olursa o kadar iyi. Tabii ki şu an- da yaşadığımız kısırdöngünün kurbanlan olan o suçsuz in- sanlara çok üzülüyoruz. Kim öldürmek, kim ölmek ister? FUAD YAStN Yükseköğrenimini Şam Üniversitesi Edebiyat ve Dil Bilimleri Fakültesi'nde yaptı. Yüksek lisans diplomasını Polonya y da Varşova Üniversitesi f nde Siyaset Bilimi dalında aldı. Bir süre öğretmenlik, ardından gazetecilik yaptı. Filistin 'in Sesi Radyosu 'nu kurarak beş yıl yönetti. Çeşitli dış görevlerde bulundu. 12 yıldır da Filistin Devleti'nin Ankara Büyükelçisi. Ama oluyor. Acı koşuliar insanlan buna zorluyor. Bakın sorun bir tarafta ışgal altında yaşayan bir halk, öbür tarafta da işgalcinin bulunmasında. Aslında sorunu çözüp iş- gali bitirmek ve o insanlara özgünlüklenni gen vermek çok basit bir iş. Ama bütün sonın işgalcilerin kendilerini işgalci olarak görmemeleri ve işgal altındaki insanlann bu işgale so- nuna kadar direnmelerinden kaynaklanıyor. İsrail tarafı, Fi- listinlilerin işgale tepki göstermelerinden. masum insanlann öldürülmesinden yakınıyor. Ama bu sadece sonuç. tnsan ken- di kendine sebep nedir, diye sorar öncelıkle. - İsrail hep genişleme politikası asla gütmediklerini ile- ri sürüyor... YASEV-Onlann yadsımalan hiç önemli değil. Ben yaptık- lanna bakıyorum. Avcuıın biri çok soğuk bir havada avlan- maya çıkmış. Ağacın birinde tüneyen kuşlardan birisi adamın soğuktan yaşaran gözlerini görünce yanındaki kuşa dönmüş: "Bu avcı gah'ba iyi bir insan. Gözlerine baksana bize acıdıgın- dan yaş içinde" Öbür kuş alayla gülmüş: u Sen öyle san. Gözlerine bakacağma elindeki avladığı kuş- lara baksana." Biz söylenenlere değil, yapılanlara bakanz. - Siz, ABD'nin bu Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) hak- kında neler düşünüyorsunuz? YASİN - ABD yüksek atlama- ya çalışıyor, diye düşünüyorum. Aslında bununla ilgili konuşmak için daha vakit erken. Buna BOP filan diyorlar, ama Ortadoğu hâ- lâ Ortadoğu'dur. Öyle büyük filan değil. Ortadoğu coğrafi olarak dün- yanın çekirdeğidir. Tarihte bütün imparatorluklar Ortadoğu'yu ele geçirmek istemiştir. Ortadoğu ay- nı zamanda tektannlı bütün dinle- rin de beşiğidir. Şimdi de ABD Imparatorluğu'nun Ortadoğu'ya iştahı kabardı. Ekonomik olarak Ortadoğu doğalgaz ve petrolün, stratejık olarak da büyük ilgi ve önemin merkezi. Şimdi dünyanın yeni ımparatorluğu ABD Ortado- ğu'yu ele geçirmek için çılgınca koşturuyor. Biliyorsunuz, bir zamanlar dün- yanın egemeni Ingıltere'ydi. Ken- dilerinin dünyanın merkezinde ol- duğunu düşünüyorlardı. Onlara göre dünyanın bu merkeze yakın bölgesine Yakın Doğu adım ver- diler. Şimdi yeni imparatorluk yine isim değişikliğine gitti ve, "Büyük Ortadoğu" dedi - Sizce bu Büyük Ortadoğu ya hangi ülkeleri katacaklar? YASfcV - Bu Büyük Ortadoğu, Afrika'da Moritanya ve Fas'tan başlayacak, Balkanlar'ı, aradaki bölgeleri, Orta Asya'dakı Türki cumhuriyetleri, Kafkasya ve Af- ganistan'ı kapsayacak. Bana göre bu planın yaşama ge- çirilmesi için daha 50 yıl gibi bir süre var. ABD bu büyük projeyle kendine bir güvenlik kuşağı oluş- turmaya çalışıyor. Bu güvenlik ku- şağı da Çin'e karşı olacak. - ABD, Çin 'in ikinci büyük imparatorluk haline gelme- si olasılığına karşı mı bu projeye girişti? YASİN- Tabii. Önümüzdeki 50-60 yıl içinde Çin olası ye- ni güçtür. Onun için bu güvenlik kuşağına "Büyük Ortado- ğu" adını veriyorlar. Bu bölgeyi bu şekilde tamamıyla ele ge- çirip büyüklüklerine büyüklük katacaklar. Yine de bununla ilgili olarak konuşmak için vaktin daha erken olduğunu düşünüyorum. BOP hâlâ bir plan, çünkü. Hayata geçirilmiş değil. Konu hem Bush ve Şaron arasında- ki 14 Nisan'dan sonraki görüşmede. hem de mayısta Istan- bul'da yapılacak NATO zirvesinde ve G-8Terin zirvesinde ele alınacak. Bu toplantılarda Büyük Ortadoğu adını verdikleri kavramın vizyonunu kristalleştirecekler. - Peki, Büyük Ortadoğu Planı hayatageçerse İsrail 'le Fi- listin arasmdakibu ciddisorunun çözümüneyardımcı olur mu? YASİN - Olmaz. Bakın, odanızın bir köşesinde bir yangın varken odayı tefriş etmeyi düşünür müsünüz? Önce yangını söndürüp tefriş işini ondan sonra yaparsmız. Sadece bir deli yangının devam ettiği bir odayı döşemeyi düşünebilir. - Gazze'de iki taraf arasında dikilen güvenlik duvarına İsrail "duvar " değil, "çıt diyor. Siz bunu nasıl karşılıyor- sunuz? YAStV-Bunu Filistinhlerin israil hedeflerine saldırmala- nm engellemek için yaptılar. Ama gerçek amaçlan daha faz- la toprağa el koymaktı. Dıkkat edın, duvan "yeşü haftın için- de değil, Filistin topraklannda inşa ettiler. Bunun da amacı dediğim gibi, daha fazla toprak ele geçirmek ve Filistinlile- rin yaşamlannı iyice zorlaştırmak, onlan ülkeyi terk zorun- da bırakmaktı. Bunu yaptıklanna göre artık bir toprakta iki de\'let kavra- mının da hayata geçirilmesi olanaksız. Biliyorsunuz bu Baş- kan Bush'un yol haritasındaki vizyonuydu. Bu duvarla bunu gerçekleştirmenin olana|î kalmamıştır. Tarihte bütün duvarlar yıkılmıştır. Çünkü duvar anlaşmaz- hk, sürtüşme, çatışma simgesidir, uzlaşmanın değil. Gerçek- ten uzlaşma, banş istiyorsanız köprüler kurmalısınız. Ancak bu yolla banş inşa edersıniz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle