22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 mAART 2004 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 17 ~j Murat Karayaîçın re XÜ Yıbnaz Ateş: 5 "Vfuhğvnıs Melih £ Gükçek't armağan £ '" Bektronik posta: denjzsomecumhuriyetcom.tr [.düfrizsoni.cofn Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Polis gazeteci dövmüş... "Başbakanın uvansını dikkate almavanın hakkı kötektir!" ilamazZonguldak Kozlu'da elektrik kesıntisinin 18. saatinde bir vatandaş elektrik idaresine soğuktan donmak üzere olduklannı bildirmek için telefon ediyor. Tfelefona çıkan görevii "Müdür bey namaza grtti; döndüğünde söylerim" diyor. Borsa Mustafa Yavuz: "Rauf Denktaş'ın, Ankara Ticaret Odası'ndaki konuşmasını seyrederken bir televizyon kanalı 'Borsa düşüşe geçti' diye alt yazı verdi. Ekonomisi yabancıfar tarafından yönetilen bir ülkenin ulusal borsasının da yabancıların elinde olmasından daha doğal ne olabilir. Artık, Türk ulusu adına yapılan her şey borsada düşüşe neden olurken, ABD'ye verilen tavizler sevinçle karşılanıyor." Kum-para t Akif Kökçe: 1 "Çocuklann, eskiden 7 kumbaraya attıklan harçlıklar artık cep telefonuna gidiyor." iyasi, Ekonomık, Sosyal Araştınnalar ve Strateji Geliştirme Merkezi SESAR'ın yap- tığı yerel seçimlere yönelik seçmen görüşü ve değerlendirme anketi ilginç sonuçlar içe- riyor. Sonuçlar Türk siyasetinin bir kaos içinde oldu- ğunu gösteriyor. 16 ilde çeşitli meslek ve yaş grup- lajnndan bin 863 kişiyle yapılan anket çalışması ka- rriiuoyundaki genel kanıyı yansrtıyorveseçmenin yüz- de 52.1 'i AKP'yi birinci parti gösteriyor. Seçim son- ra-sı nasıl bırsiyası görüntünün ortaya çıkacağı soru- suna yüzde 28.1'le "tek parti dönemine doğru gidi- yoruz" yanıtı veriliyor. Ancak siyasi partiler içinde si- zi tam olarak hangisi temsil ediyor sorusunun yanıtı yüzde 46.8'le "hiçbiri beni temsil etmıyor" şeklinde çıkıyor ve siyasi partilerden hangisinin Türkiye'nin sorunlannı çözeceğine inanıyorsunuz sorusunun ya- nıtı da yüzde 41.6'la "hiçbiri" oluyor. Ankete göre kamuoyu ve medyanın yerel seçimler karşısındaki kayıtsızlığı yüzde 29.6 ile muhalefet par- Kaostilerinin yetersızliğine, yüzde 21.2 ile medyanın ikti- darın gazabından çekinmesine bağlanıyor. SESAR, anket sonuçlannı şöyle değerlendiriyor: "Türk siyasi hayatı çok ilginç gelişmelere sahne oluyor. Türkiye 34 yıl sonra tek haneli enflasyonla tekrar tanışırken tek parti siyasi hayata doğru kayı- yor. Seçmen koalisyon hükümetlerinden sonra AKP'nin tek başına iktidara gelmiş olmasından mem- nun olmakla biriikte AKP'nin karşısında dengeleyici bir muhalefet gücününoluşmamasındanve AKP'nin antidemokratikeğilim gösterebileceğinden kaygı du- yuyor. Seçmenin yüzde 15.7'si seçimler sonrasında yeni arayışlann gündeme geleceğini düşünüyor. Mu- halefet partilerınde yaşanacak bölünme, değişim ve tasfiye gibi düşüncelere sahip olan seçmenle bera- ber yenı oluşum beklentisinde olan seçmenin topla- mı yüzde 50.3'ü buluyor. Türk halkı tedirgin bir ruh haliyle, kendi oylan ile zirvede tuttuğu AKP'nin kar- şısına yerieştirebileceği dengeleyici bir gücün de ara- yışlarını sürdürüyor. Türk siyasi hayatında 'güçlü' li- derarayışı sürüyor. Her ne kadarTayyip Erdoğan şu an öteki liderlerden bir adım önde görünüyorsa da kendi karizmasını köklü bir derinliğe ve entelektüel yeterlilığe taşıyamıyor; Kasımpaşalılığı aşamıyor, bü- yük liderter liginde yerinı alamıyor. Her hangi bir partinin kendisini temsil ettiğine ina- nan insanlann oranı, hiçbir parti beni tam olarak tem- sil etmiyor diyenlerin oldukça altında kalıyor. Bu so- nuç Türkiye'deki partilerin hem yetersizliğini hem de halkı temsil açısından gerçek bir meşruiyet taşıma- dıklannı gösteriyor. Türk halkının üçte biri. AKP seçmeninin ise yüzde 64'ü AKP'ye kendisini temsil kabiliyetinden yoksun olduklannı bile bile oy veriyor." SESSÎZ SEDASIZ (!) Fenen Rum Patrikhanesi'ndeki oyun Türkiye Cumhuriyeti'nin kurumların- öte yandan... Yabancı uyruklu met-ı urKiye uumnunyetı nın Kurumıarın- ^ ^ > uıe yanaan... raDancı uyruKiu meı- dan biri olan ve variığı Lozan Antlaş- ŞPrropolitlerSenSıodMeclisi'nintoplan- ması'na dayanan Fener Rum Patrik- -ı tılanna nasıl katılacak? hanesi'nin üst yönetim organı Sen Siod Meclisi'ne ilk kez Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olmayan yabancı uyruklu altı metropolit tayin edılmiş. Tayini yapan Patrik Bartholomeos. Sen Siod Meclısı'ndeki Türkiye Cumhu- riyeti yurttaşı altı kişiyi çıkartmış yerine ABD, Ingiltere, Yeni Zelanda ve Finlan- dıya'dan birer, Yunanistan'dan ikı kişi almış. Patrik böyle bir uygulama yapa- bilir mı yapamaz mı? Lozan Anlaşması'na göre yapama- ması gerek. Çünkü Fener Rum Patrik- hanesi, uluslararası bir kuruluş değil Türkiye Cumhuriyeti'nin bir kurumu. Bunun anlamı şu... Patrik, Sen Siod Meclisi üyelen arasından seçildiğine gö- re yarın yabancı uyruklu bir kişi Patrik- hane'nin başına geçebilir. Yurtdışından gelerek ve tabii ki vize alarak... Peki Türkiye bu kişilere kayıtsız koşul- suz vize vermek zorunda mı? Devlet vi- ze vermezse ne olacak? Patrik Bartholomeos, bir oyun oynu- yor.Türkiye'de devletin temel ilkelerinin her yandan delık deşik edildiği ve Içiş- leri Bakanlığı'ndan mülkiye müfettişle- rinin Patrikhane'ye gidip "Sen ne yapı- yorsun" diye Bartholomeos'a soru sor- ma geregi duymadığı bir ortamda ba- kalım bu oyunun sonu nereye varacak! Yüksek Yerilim Hattı Özelleştirme ayağıyla yağmayı TEKELleştinyorlar! erdincutku " yahoo.com ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ 'Garipçe'miz için... Geçenlerde Garipçe'deydik... Yine garip gibiydi ve yine yal- nız, yoksul ve kibirliydi... Boğaziçi'nin Karadenız'e açılan kesıminde; Rumelikava- ğı'nın daha kuzeyinde; Rumeli- feneri'nden biraz güneye doğ- ru; Anadolu yakasmdaki Poy- razköy'ün tam karşısına gelen küçük bir koyun içinde, kendini adeta tstanbul'un talancılann- dan gizlemişçesine saklandığı kuytuluğun "güvencesinde". sessiz, sakın ve içtenlikle bızi ağırladı... Sadece surlan ayakta kalrruş tarihı kalesı de aynı koyun ya- nındaki tepenin üzerinde sanki hem Garipçe'ye, hem de bize "gözcülük" yapar gibiydi... "Rahaonıza bakın. rantçüar ve firsatçılar getirse haber veririz_" dercesıne . ••• 0 gün, yaklaşık 8 yıl öncesi- ni de yaşadım... Koruma Kurulu olarak bu "gözden ve gönülden ırak" Bo- ğaz köyünün mimarlık ve kültür değerlennı saptayarak "SİT ve tesdT kararlannı üretmek ıçın bırkıç kezgitmiştik... Muhtarveköylüler, "neden?" gib sinder bir şeyler söyledikJe- Cam ortasındakı "garip ama gu- ruriıT halının de korunması için aldığımız kararlara tepki göste- renlere demişlerdi kı: "Orada sadece kaie var, başka ne konı- macak?.." Oysa. kalenin de koruması, altında bugünlere gelen gele- raeksel Karadeniz kıyı mimarisi- rain ahşap örnekleri, küçük ko- yun etrafmda açmış kır çiçekle- ri gibilerdi. îşte onlan da "kül- tiir varhğT olarak tescil ettik ve yüreğimizdeki huzurla Garip- çe'yi kendi sakınlerine emanet ettık... ••• Şimdi, yıllar sonra aynı çiçek- Kenn ve aynı sadeliğin resmini de çekerek Ganpçe'yi zıyaret et- tağımizde, hem çok sevindim, bıem deüzüldüm... Sevinmemin nedeni; garipli- ginin ve saflığının sürmesi, ta- lancılann hâlâ bu kuytuluğu lceşfetmermş olmalan... Üzün- tmim ıse özellikle sahildeki, o Garipçe'ye hıç yakışmayan, rjembe boyalı beton "kahve"bi- nası ile ona benzer birkaç yeni v-e "özensiz" yapının daha böy- lesi bir temizliği zedelemesi... Aslında. dere boyu yamaçlar- da ve eski kalenin çevTesinde de KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicak(a turk.net Koıııı kuyhısundaki mimarlık kültürü- (Fotoğraf: SDK Arşivi) rinie: "*Hep böyle garip kaJası- nız dhe~" dediğimi anımsıyo- nın... Birde asla tepki verme- dülerini -\jhatta "garipBgi'' çok daie\Tni§\ebenimsemişhalle- rin... Ber Stl çalışmasında olduğu giti. Garipçe için de yine birile- rirden "•üraz" sesleri yüksel- miti... Ö:e!likle de Sariyer'de- ki dmı "SÎT alerjisi" olan belli keimlercen... Cünku janpçe. Sanyer ilçe- sirs bağlı\e Istanbul'un kuze- yiıdeki STalanlanrun >ıllardır takn ediJiıfi bölgelere "kom- şu' konumda olduğundan, "sal- dıı sırası ^Idiğinde'' ımar enge- li akmasıstenmıyordu... Dahasıyine Garipçe, bugün ank kesâileşmiş yargı kararla- n^la da *"Kaçak bir gecekondu- daı" farkız olan Koç Üniversi- to'nırı bmımduğu ve bu üniver- sit\e taJbisı bile iptal edilmiş OIJI Marct)moloz Ormanıyla diçevrila şte bö^ esı bir kuşatmanın da benzer çirkinlıkte yapılar var; a- rna onlann "art nryetli talan ya- pılarT olmadığını bıldiğimiz- den, içimizdeld sevgiyi kızgın- lıga dönüştürmüyor... Fakat, ko- yun kenanndakı öyle değil... E Jer Sanyer Belediyesi bu ter- temiz köyüne yardım edecekse, ötıce kıyısına Garipçe'ye yakı- şır bir kahve ve sahil düzenle- mesiyapmalı... ••• Evet.. Geçenlerde Garipçe, beni bir kez daha ve eskilennden çok daha fazla derinden etkile- di... Siz de gidin, beraber olun, konforlu bir ortam buiamazsa- IILZ da insanca bir dinginlik ya- şayın ve ama sakın ne olur ora- \a göz ko\Tnayın... Çünkü, "Garipçe'miz w işte öy- le bir yer ve en güzel "an'"lann erı unutulmaz "anı"lara dönüşe- bümesinin ancak öyle bir yerler- de yaşanacağını bilenler için de İstanbulciakıyegâneyer.. Oekincifr/ cumhuriyetcom.tr ÇlZGİLİK KÂMİL \tASAR\CI kamilmasaraci ı mynet.com HARBİ SEMİHPOROY semihporoy(a yahoo.com HAYAT EPİK TtYATROSU MLSTAFA TARİHTE BUGÜN MLMTAZ ARIKA.\ Mart incic.mumtaz-arikan.com KUYRUKLUYILDIZ 19?3'TB KOHOUTEK KLtrRUIO-U Y1LDIZ1 KEŞFEDlLDİ.HAUguRG RASATHAkieSİNDE GÖKTASOVH ÜZ£RİN£ <SÖZt-£M YAPMAK.TA OLAH ÇEK ASTKOfJOAJU.OOIC- TDR U1BOS KOHOUTEK V/v C/İT KATİNİSOLUK SİH LEK£ ÇEKTL HARe/CETLİ BİK LEKE . KOHOLJ. TBK KEŞF£D/LM/'şri. O AHDA DÜNYAYA S9S MÎLYO* KILC- Ü BİLINEN «11 KUYRUKLU 5f3'lJ U2ÜN ZAMAH ABAUKLA- eÖRÜNÜRLER.KOHOUTEK T6 BUHLARDAH Sl'ef. ueSAPLAKA GÖRE 75glN y/LDAN ÖHCE OCAK AyrNOA, DÜHyAyA SN YAKtn OLPUĞUfJC* İSE 12O İ ö D/'. O SlRADA KOHOUTEK, AY'IM DÖKTTE 8ÎR PAHLAKİ.I. ĞINDAYDI VE ÇlPLAK &ÖZLM &ÖJ>LM-S8ı'LMEKT£YO/.. DOKTOK LUBOS KOHOU- İH ÇEKTİĞİ PCTO6- VE OKİA İŞAgeTEDİ. LEH HAFİF LEKE : KOHO. UTEK KUYOJKLU PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Bir Parça Özveri Seçim günü yaklaşıyor. Ayın 28'inde sandık başı- na gidip oyumuzu kullanacağız. Çevreme bakıyo- rum, dostlanmla, sokaktaki insanlaıia konuşuyorum, hiç kimsede eski yıllann heyecanı, coşkusu yok. Bir zamanlann en "sıkı" solcuları bile yenileceğinı daha mindere çıkmadan bifen güreşçiler gibi yılgın ve umutsuzlar. Yenilgiyi değiştirilemez bir kader gibi gö- rüyorlar. Bu kabulleniş, bu boyun eğmişlik, bu tesli- miyetçilik, bu özgüvensizlik öfkelendiriyor beni. Sormaya, öğrenmeye, tartışmaya çalışıyorum. Her birinın gönlü başka bir "sol" partide. "Sağ"a karşı sa- vaşım vererek güçlenecekleri yerde birbirleriyle didi- şerek küçülmeyı yeğlemiş, ülkenin geleceği üzerin- de en ufak bir ağıriığı kalmamış partiler bunlar. Ya- rınlan kurmayı başkalanna bırakmış bu köhne parti- lerde "maziyihayal edere/c"ömürtüketiyorlar. "Des- tek", "omuz vermek", "güç birliği", "uzlaşma" söz- cüklerine, ilk kez duyuyoriarmışçasına yabancılar. Bu "yabancılık" son genel seçimlerde Türkiye Bü- yük Mıllet Meclisi'ne gınmeyi başaran Cumhuriyet Halk Partisi'ne de egemen. "Güç birliği" kavramını parti yönetimi "aynı çatı altında birieşmek" olarak al- gılıyor. Bu nedenle parti kendisinin aday gösterme- diği yerlerde bile başka sol partilerin adaylannı des- tekleme konusunda tabanına ve seçmenine çağn yapmıyor. Oysa Sosyal Demokrat Halkçı Parti, öz- gürlük ve Dayanışma Partisi, Emeğin Partisi, özgür Parti, Sosyalist Demokrasi Partisi ve Demokratik Halk Partisi'nin önümüzdekı yerel seçimlere ilişkin olarak gerçekleştirdikleri Demokratik Güç Birliği gi- rişimınin birçok yerde, örneğin Mersin'de Fikri Sağ- lar, Ankara'da Murat Karayalçın gibi seçilme şan- sı yüksek adaylan var. Demokratik Güç Birliği ise CHP'nin gösterdiği ve seçilme şansı görece yüksek adaylan, kendi adaylarını çekerek desteklemeye ha- zır olduğunu söylüyor. Ama hayır! CHP birçok ilde, ilçede, beldede salt uzlaşmaya yanaşmadığı için "sağ "ın kazanacağını bile bile uzlaşmaz tutumundan vazgeçmiyor. Uzlaş- mazlığını gerekçelendirmek için ileri sürdüğü gerek- çeler ise inandırıcı değil. Eskişehir'de DSP'li Yılmaz Büyükerşen'in desteklenmesi yalnızcabiristisna, ne yalan söyleyeyim alkışlanması gereken bir istisna. Di- lerim Demokratik Sol Parti de Izmir'de Ahmet Piriş- tina'yı destekler. • • • Evrensel solun tarihi, kritik siyasal dönemeçlerde sol partilerin aralannda uzlaşamayarak "sağ"a çanak tutmalannın yol açtığı büyük yıkım ömekleriyle dolu- dur. Almanya Sosyal Demokrat Partisi ile Almanya Komünist Partisi birbirleriyle didişecekleri yerde o- muz omuza verıp yükselen faşizme karşı savaşımı deneselerdi Adolf Hitler 1933 yılında iktidara gele- bilir miydi? Ne var ki Batı solu, tarihindeki bu tür yanılgılardan dersler çıkardı, büyük yıkımlara yol açabilecek hata- lara bir daha düşmemeyi öğrendi. Yoksa 1996 yılın- da Italya'nın sosyalist solu kendisini iktidara taşıya- cak güç birliğini, "Zeytin Hareketi"n\ oluşturabilir miydi? Geçmişten ders alınmamış olsa Italyan sos- yalistleri ülkede en güçlü olduklan, yüzde 50'nin üze- rinde oy aldıklan Bologna gibi bir kentte aday liste- sinin ilk sırasına "kendilerinden olmayan" Romano Prodi'yi yerleştirerek onun parlamentoya girip baş- bakan olmasını sağlariar mıydı? Batı ülkelerine bakıyorum: Almanya'da, Italya'da, Isveç'te, Hollanda'da, Belçika'da ve daha birçok ül- kede solun farklı renkleri "sağ"a karşı güç birliği oluş- turabiliyor. Bizde ise siyasal, ekonomik, sosyal ko- şulların en elverişli olduğu bir ortamda dahi sol ken- di bindiği dalı kesme pahasına "yalnız kalmayı"yeğ- liyor. Fakat her şey için gene de geç değil. Sosyal de- mokrat olsun, sosyalist sol olsun tüm siyasal parti- ler "gözünün üstünde kaşın var" yaklaşımlannı birya- na bırakıp solun, dolayısıyla toplumun ortak çıkaria- rı için "tek aday"da anlaşabilirler. Parti yöneticileri hangi adayın hangi ilde, ilçede, beldede seçilme şan- sının öbürlerine göre daha fazla olduğunu herhalde bizden daha iyi biliyoıiar. istenen, daha iyi, daha gü- zel, daha mutlu birTürkiye için bir parça özveri. Hep- sibu! e-posta: dkavukcuoglu ' superonline.com Faks: 0212-234 58 73 BULMACA SEDATYAŞAYA\ SOLDANSAĞA: 1/ "Malta hummasır 'da denilen ve in- sana çiğ süt- 3 ten bulaşan ateşli hasta- lık. 2/On dört dızeden olu- şan bir Batı şiiri türü... El sıkışma. 3/ Üzerinde di- kine çizgiler bulunan ve "beş- parmak" da deni- len kumaş türü... Su- riye'nin başkenti. 4/ 3 Kar fırtması... Eski 4 dildeayak. 5/Bir tür makineli tüfek... Din işlerini devlet işlerine kanştırma- 8 yan. 6/Hicap... Do- 9 ğaigazın önemli bir biieşenı olan gaz. II Bir tür taze ve tuzsuz beyaz peynir... Meslek. 8/Kuran'da bir sure... Himalayalar'da yaşadığına inanılan "Kar Adam'a verilen ad. 9/Hiçbir tehlike olma- masına karşın, kişiyi saran ani dehşet duygusu. \XTKARID.4N AŞÂĞIYA: 1/ Tıp dilinde deli dana hastalığının kısa yazılı- şı... Aynı adlı bitkiden elde edilen tozla yapılan sıcak bir ıçecek. 2/ Yapmacıklı davranış... Cam üretimi ve sanayıde kullanılan soda külü. 3/ Bir çokluğu oluşturan varlıklann her biri... Nâzım Hikmetin soyadı. 4/Eski dılde gemi... Bir nota. 5/Kalın bükülmüş sicım... Bir cetvel türü. 6/Lit- vanya'nrn plaka ışareti... Gümüşbalığının küçü- ğü. II Yeterince aydınlık olmayan... Kâğıt ya da zarf üzerine basılmış ad ve adres. 8/Afrika'da ya- şayan. bacaklan beyaz çizgili bir hayvan... Ver- me. ödeme. 9/Alüminyum, bakır ve magnezyum katılmış çinko alaşımlanna verilen ad... Dar, uzun ve hafif bir yanş kayığı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle