23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7MART2004PAZAR 10 P A Z A R Y 4 Z E L A R I d'shabıgcumhuriyet.com.tr Yüzyılın davası 'medya davası' oldu Sühaneı katil Marc Dutroux'r.un "yüzyıhn davasT cliye nıtelendırilen duruşması süriiyor. Dutroux'nun Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasının 3 ay daha mecyayı meşgul etmesi bekleniyor. Mahkeme, 500 şahidi dinleyecek. Kaçınlan \e öldürülen çocuklann aılelerinin bazılan, adalete inanmadıklan ve büyük bir sübvancılar çetesinın ortaya çıkanlmasının engellendiği göriişüyle otununlara katılmıyor. Dutroux. 1995 - 1996'da6 çocuk ve\a yetışkın kızı kaçınp tecavüz etti \e 4'ünün açlıktan ölmesine neden oldu. İkisıni polis son anda kurtardı. Dava nedenıyle Arlon dünyanın dört bır yanından gazeteci akınına uğradı. Arlon esnafı bu durumdan memnun. Marc Dutroux. bır yandan suçlamalan "Ben çocuklan uluslararası fahişefik ağma düşmemeleri için hapsettijm" sözleriyle reddederken, dîğer taraftan çocuklann bir kısmının "istekli" olduğunu ıleri sürdü ve öldürdüğü bazı çocuklara tecavüz ettiğini ve cesetlerini buzdolabında sakladığını itıraf etti. Belçika'da adli ve siyasi yapırun değişmesine ve çok sayıda bakanın istifasına neden oldu. Brüksel'de 300 bın kışi, 20 Ekım 1996'da, •*beyaz protesto yürüyüşü" diye bılınen ülke tanhinde görülmemış bir yürüyüşle adalet sistemını protesto etti. Belçıka'nın uluslararası ımajını da zedeleyen Dutroux yüzünden ülkede artık çocuklan sevmeye. kendi çocuğuna banyo yaptırmaya ve fotoğraflanm çekmeye bile sübyancı damgası yerim korkusuyla yaklaşıhyor. Yüzy ılın davası geçen çarşambadan itibaren bır medya etiğı davasına dönüşrü. Het Laatste Nieuws gazetesı. mahkeme salonunda çekilmiş Dutroux fotoğrafi yayımladı. Bu îbtoğrafta Dutroux kolayhkla tanınıyordu. Dutroux duruşma sırasında fotoğraflarda ve filmlerde "tanmmaz" kalmayı ıstemiş ve yargıç da bunu İcabul etmişti. Ama Het Laatste Nieuvvs bu karan dikkate almadan fotoğraflannı yayımladı. Gazetenin tüm foto BRÜKSEL ERDtNÇlTKL1 muhabırlen bu yayından sonra hâkım karanyla yargılama sonuçlanıncaya kadar mahkeme salonundan çıkanldılar. AFP foto muhabirlen de 10 günlüğüne salon dışına ahldı. Benzeri fotoğraflan yayımlayan Gazet Van Antwerpen. Het Belang van Limburg gazeteleri ve La Libre Match dergısi foto muhabirlen artık salona alınmıyor. Dutroux'nun a\aıkatı Ronrrv Baudewyn, müvekkilinin fotoğraflannı yayımlayan basın kuruluşlanna dava açacağını açıkladı. Medya ile ilgili tartışmalara baro ise değışik bır şekılde katıldı. Baro, Dutroux'un avukatlannın stratejilerini duruşmalar öncesınde medyaya açıklamalannı eleştirdi. Baro. a\-ukatlann açıklamalannın davanın ınandıncılığını azaltmasından korkuyor. La Lıbre Belgique gazetesi, avukatlann her gün TY kameralan karşısma geçip stratejilerini açıkJamalannı deontolojik ve etik açıdan tartışmalı bulduğunu belirtti. Het Nıuezsblad ise Dutroux vejun üyelerinin fotoğraflannı yayımlamama nedenlerini açıkJadı. Bu gazeteye göre yargıç Goux, bunu istemişti ve gazeteciler de buna uymalıydı. Üstehk Dutroa\'un yargılama _ _ ^ _ _ ^ kurallanna uyulmaması nedenıyle AİHM'ye başvurmasına engel olunmalıydı. Gazete duruşmayı gazetecilik açısından doğru bir şekilde izleme karannda olduklannı açıkladı. De Morgen, La Lıbre Belgique ve Le Soir gibı ciddi gazeteler de yargıcın karanna uymayı yeğlediler. Gazeteciler Cemıyeti'ne göre ise haber alma özgürlüğü özel yaşamın korunmasından daha önemli.Dutroux kamuya mal olmuş bir kışılık \e fotoğraflann yayımlanması normal. Yıllardır gündemde önemli yer tutan Dutroux, bugünlerde medyanm yoğun ılgısı nedenıyle patlak veren "gazetecflik ve avukathk mesiek ilkeleri konusunda" başlattığı tartışmalarla da mesiek örgütlen ve medyayı meşgul etmeye devam ediyor. enfincutku(3 vahoo.com Adamsan hak etmezsin!Iyı düşünülmüş bir öğretmen taktığidir sınıfrn en yaramazını suuf başkaru yapmak. Sadece sorumluluk yüklemış olmakla değil, başkan yapılan yaramazın, diğer arkadaşlanyla arasına bir statü farkı koymakla da haşan öğrencinin ayakJannı yerden kesmek, yaramazı engellemenin yol lanndan biri olabilir pekâlâ. Öğretmen ne yapsın, yaramazı ehlileştiremıyorsa farklı kıiacak tabii. Söz konusu öğretmen olunca insanda hoşluk uyandıran bu tutum. iktidarlann, güç sahiplerinin taktığidir aslında ve kişıde, bu yola baş.vuran güç sahibine karşı, çoğu zaman "alaycı" duygular uyandınr. İngiltere Başbakanı politik saygınlığ] dibe vurmuşken bir de asalet unvanı dağıtımı yüzünden alay konusu oldu. ingiltere'de, ona buna asalet unvanı veren, krallığın üst düzey memurlanndan oluşmuş 700 yıllık bir kurum vardır. Bu kurum, bir liste hazırlar, onaylanması için başbakanın önüne koyar. 50 yıl içinde tam 300 kışi - bunlann da 40"ı Blair ın başbakanlığı sırasmda- verihnek istenen "asalet unvanmı" reddetmiş. Kurumun son yıllarda oluşturduğu listedekı isabet oraru bır haylı başansız ve herhalde "takdir nıakamındaküer" açısından da ~^^~^"~ utandıncı. Bu yıl verilmesi düşünülen unvanlan reddedenJer aklı başında laflar ediyorlar ve bu unvan dağıtma ışını yerin dibine batınyorlar. Yazar J.G. Ballard da bunlardan biri. "Etrafa karşı gülünç düşüyoruz" diyor. Umanın yansından çoğunun asker ve bürokratlara \ erildiğini söyleyen Ballard, yapılanın "Krahyet aiJesine saygı duymaya zortanmak" olduğunu da kaydedıyor. Aktör Albert Rnney de, unvan dağıtımını "kendini üstün görmeye teşvik eden hastahk" olarak tanımlıyor. Oyun yazan Michael Frayn LONDRA MUSTAFA KE.MAL ERDEMOL kendisine \ erilmek istenen umanı. şu cümlelerle geri çevirmiş. "Annemin, babamın verdiği isim bana yetiyor." Şair Benjamin Zephaniah söz konusu olunca. unvan dağıtma konusunda kendinde hak ^ ^ ^ ^ ^ görenlerin baltayı lyice taşa vurduklannı düşünüyor ınsan. Zephaniah, muhahf bır şair, atalan beyazlar tarafindan sömürülmüş bir siyah. Urnan önerisıru hemen reddetmiş, "Bu unvan bana İngiherenin bin yılhk sömürgeci geçmişnu anımsatryor" diyerek. Son elh yıl içinde reddedenlerin sayısınrn 300 gibi çok az bir rakamda kalması -ki bunJann da birçoğu unvandaki dereceleri beğenmemışler- bu unvanlann meraklılarının ne kadar çok olduğunu gösteriyor. Herkes \apol> ı on gibi düşünüyor değil elbette. Soylulardan biri Napolyon'a sorar: "Majesteleri siz ne peşinde koşuyorsunuz* "Para peşinde" diye yanıtlar Napolyon ve bu kez o sorar: "Peki siz ne peşinde koşuyorsunuz mösyö" Vereceği yarutın Napolyon tarafindan takdir edıleceğinden o kadar emmdir ki bu zat, hemen yanıtlar soruyu: "Şerefpeşinde majestelerL" Napolyon için de\Tİmci derler ya, boşuna değil. Bir devnmciye yakışan şu cümleler çıkar ağzından "Çok doğaL İnsan kendinde obnayan şeylerin peşinde koşar." Bu unvanlann peşinde koşanlann sayısı hiç de az değıldır gerçekten. Bu durumda, gerekçeleri ne olursa olsun reddedenleri alkışlamak gerek diyenleriniz vardır belki. Büyük Nurullah Ataç'ın bir yazısında Erik Satie'nin cümlelerini okumasaydım ben de belki öyle düşünebihrdim. Bakın Sah'e ne demiş: "Ödtilü kabul etmemek iş değiL Adamsan onu hak ennezsin.'' Ne dersiniz? Şu üç yüz kişinın kulaklanna Satie'nin sözlenni fisıldayayım mı? Hazır şu sıralar işım gücüm de yokken... Uzun bıyıklar şaşırttı Hindistan'ın Racastan eyaletinde bulunan Jaipur'da düzenlenen fil fcsrh aline kanlan Ramnat Çudari. uzun bıyıklanyla festivak kanlanİan şaşırtn. Hindulann Renkler Bayramı Holi'nin bir giin öncesindefillerinçektiği savaş arabalan yanşması yapıhyor. FU festivaH 20 yîldan fazla süredir düzenleniyor. (Fotoğraf: REUTERS) Yabancı Manouchian ve 'Kızıl Afiş' 661%/|"anus\an" ya da "Manukyan" 1 T Asizlere oralarda neler çağnştınr iyi kötü bıliriz. Fakat bu ismi buralarda herkes 21 Şubat 1944'te Naziler ve Fransız işbırlikçilen tarafindan -biri hariç- kurşuna dizilen 23 "Yabancı Direnişçin nin önderi diye bılir \e saygıyla anar. Manusyan ve arkadaşlannın hücresini, II. Dünya Savaşı direniş harekerinin ana yapısını oluşturan, Fransız Komünist Partisi (FKP) öncülüğünde örgütlenmiş ama yalnızca komünistlerden oluşmayan "Fhancs Tîreurs et Partisan''ın (FTP). şehir genllasının yüzlerce diğer hücresinden farkh kılan "Kıal Afiş"tir. Louis Aragon'un şiir (1955). Jean Ferrat"nın bestesiyle Leo Ferret'nin şarkı (1959) yaktığı, Franck Cassenti'nin filmleşrirdiği (1976) ve Benoit Rayski'nin 60. yıla armağan kitaplaşnrdığı (2004) "Kıal Afiş", sonucunda Nazilenn hazırladığı bir "Aranıjor" ve de propaganda afışidir. 30'lu yıllann Avrupa sında baskıdan, Nazizm'den, Faşizm'den, Frankizm'den kaçan soluğu Fransa'da alır. Bir de daha önce gelenJer vardır. Bunlardan biri, 1906 Adıyaman doğumlu, 1914'tebabasını, 1915'te annesüü kaybeden Missak Manusyan'dır Hıristiyan yardım kuruluşlan himayesinde yetişen, her toprağın yabancısı bu genç PARIS 1925'te Fransa'ya göçer. Şairdir, hayatını marangozluktan kazanır. İki de edebıyat dergisi çıkanr. CGT sendikasının "tşçi Ünh'ersitesi''nde okur. 1934'te FKP'ye katılır. 1939'da gönüllü asker olarak Fransız ordusu saflannda savaşa gider. 1940'da savaş bittığinde Paris'te hem işçi, hem de gizli FKP'nin Göçmen Emekçiler (MOI) Ermeni Seksiyonu sorumlusudur. 1943 te "FTP-MOr Paris bölgesinin askeri sorumlulanndan biri sıfatıyla yeraltına inmiştir. 50'nin üstünde Ahnarı subay ve asker ~ ~ ~ ~ ^ — ^ — ^ — öldürürler. löKasıı ı 1943'te, bugün bile anlaşılamayan nedenJerden (işbirlıkçi \ich>r polisinir. yoğun çabalan kadar, FKP içinde ihanetten de söz ediliyor) Manusyan gizli bir randevudayken tutuklanır. 2 gün içinde 1 'i kadın 22 yoldaşı daha yakalanır. Kanın simgesi kırmızı zeminde, 10 kara madalyon içine yerleştirilmiş, saçı sakalı birbirine kanşmış 10 "Terörist"in fotoğraf ve isimlerinin yer aldığı 150 bin "Kızü Afiş" Pans'i kaplar. Aflşin tepesinde "des Liberateurs? - Bunlar mı Kurtancı?" sorusu vardır. Merkezinde. üzenne UGURHIXUM "Çetebaşt" ıfadesıyle kocaman bir kara ok doğrultulmuş "Manusyan" fotosu yer alır. Alta yine "Cinayet Ordusu>1a Kurtuhış."" yazılmıştır. Ancak afiş halkta tam tersi bir izlenim yararır. Afiş, 1944'ün ılk günlerinde Nazi boyunduruğundan kurtulmanın sembolü olmuştur. Naziler düzmece mahkeme etrafinda olağanüstü medyatik bir olay yarahrlar. Yargılanan 8 Polonyalı, 5 Italyan, 3 Fransız. 3 Macar, 2 Ermeni, 1 Ispanyol ve 1 Rumen'den 9'u Yahudidir. 60 ynl önce Mont Valerien tepesinde 21 arkadaşıyla kurşuna dizilen (Olga Bancic, kadın olduğundan 10 Mayıs'ta Stuttgart'ta gıyotinle ıdam edildi) Manusyan ise ölümünden az ewel eşi MeKne'ye şu satırlan yazar: "Sevgili Melinem. birkaç saat sonra bu dünyada olmay^cağım... Akhmda her şey çok kanşık ama aynı zamanda çok net Ozğürlük ordusuna gönüllü nefer olarak kaülmışaın. Zafer ve amaca iki parmak kala ölüyonun. Yaşayıp banş ve özgüriügün tadını çıkarabileceklere ne mutlu. Fransız halkı ve tüm özgürlük sa>aşcdarı anınuzı sa\gr\1a onurlandıracakür... Alman halkuıa kinim yok, Herkes hak ertigi ceza veya mükafaü bulacaktm.." 20O4'te Manusyan'm özlediği noktaya hâJâ varamamış bile olsak, Aragon bir gerçeğı teslim ediyor: "23 yabanu, halbuki hepsi kardeşimiz." Anne baba, Bush bizimokulda... O imdikı Başkan Geor^ \V. Bush'un annesi y ve 41. Başkan'ın eşi olan Barbara Bushun kıtabı "Reflections: Life After the VVTıite House - Düşünceler: Beyaz Saraj'dan Sonra Hayat* daha yenı çıktı. Barbara Bush, eşi George Bush ıle 11 Şubat tarihinde aılece sevdıkleri okulum Texas A&M Ünıversıtesı'ne geldı. Barbara Bush kitabını tanıtacaktı. ama çift önce bır hafta tatıl yaptı. Bayan Bush pek görünürlerde yoktu ama George Bush'u etrafta görmek mümkündü. Adına yapılmış kürüphaneyı çok seven Bush her gelişınde orayı mutlaka ziyaret ediyor; aynca her sabah erkenden göle gidip saatlerce balık tutuyor. Arkadaşlanmdan biri koşu takımında \ e her sabah antrenman yapıyor; 16 Şubat Pazartesı sabahı koşarken gölün yanından geçiyorlarmış. Bush onlara, "Koşma\"a devam!" demış Ben de Bush'u göl kenannda gördüm (arabayla geçiyorduk). Barbara Bush 17 Şubat akşamı konferans salonunda konuşma yaptı. Onu eski Başkan Bush tanırtı. -ailenin temd direğj" TEKSASolduğunu söyledi. Aynca komik bir olay anlath: 2002 Ocak ayında Başkan Bush'un bir krakenn boğazında kalması sonucu bayılmasını herhalde hatırlanz. _ i _ ^ _ ^ _ — ^ _ _ ^ _ Bu hadıse üzerine anne Bush. "Bunu hak etti. çünkü benim iyi bir aşçı ounadığunı sövlemişti" demiş. George Bush bu olayı anlattıktan sonra Barbara gulerek mıkrofonu ondan aldı. "Annesiyle dalga geçmemesi gerektiğini gösteren Tannsal bir işaretti bence!" dedı. Heyecanını dile getıren Barbara. "Gelirken en büyük kâbusum sejircilerden birinin ayağa kalkıp Kapa çenenı de otur'' demesndi!" dedi. Oğlunun politik geleceği ve Irak'takı durumla ılgıli endişesiz olduğunu söyledi. Kitabından bölümler okuyan Barbara'yı dınlemeye 1350 kışi geldi. 11 Eylül 2001 "den bahsederken cıddıleşti Tüm ailenin olaydan sonra .Amerika'yı saran ırkçı hareketler karşısında dehşete kapıldığını söyledi. Konuşmasını "Dünyadaki en şansh kadın benim" diye bitırdi: "Tann sia. bu harika okulu ve Amerika Birleşik De\1ederi'ni korusun" Ve bin küsur insanın hararetli alkışlanyla uğurlandı. bgunerseI2 r d hotmail.com ADALET BARIŞ GVSEKSEL 155 yayınevi ve sivil toplum kunıluşunun katılımı ile hazırlanan, 52 kültflr ve edebiyat etkinliğinde 115 yazar, sanatçı, gazeteci ve politikacının konuşmacı olarak yer alacağı bu fuarda okur yazarıyla, okur kitabıyla buluşuyor. 2. BURSA KİTAP FUARI ETKİNLİKLERİ -—m c *ma BKıafflraj £ «85B Y^mai • Yıar fcjititmirı Ota«»(w: SSâm tJyKca» 1TJC-ÎM» «Yayrtm r Türtsy! tazan» Stuaas 1*H-16:« lîııîSmHB-.aurteı Smel mmrnssM farMDaam Biımlıiu Zif: 3xatY«ı«an 1 151IC lniııii ı, D8K to MH«IHM: IUVAP 1Uİ-«Jt Stid>T«l( M ı M n n r Kan OWBW «JI-1Mİ ^ ^ " DHlClf SiZBT OüW)itT*c 1"jdetr «MLCB fiSSF cSmyMn TpSYBman Tm>5 Yjvilar: tSALOHİl 15« -11:38 BnYım». KaMnn SI.IHM Mtt Imr u..1!0Sf^Sİ trfmt Saftrao S SSSüm NfeıGettSYlvmcıHr 1Sl5-1t45 ımmfcTıııllılmııTınl ' Hasuı tetop^jK ÎMjıCteü Osnaf)AJorttw IMmltlııı: nc Ymını Dtfoe» vsşr MuttStm. P«n Vıaartar Deraa» Y«n D«gaı Zjprel mtltriiYititiııg hearr 6-13 Mart 2004 (1100-20.00) 14Mvt2Q04 (11.00-13 00) Marcl)6-13,2004 (11.004000) Uarctı 14.2004 (11.00-19001 mmim*mm*m -9-»«])i-»r»#*{ ıw*wı«*y»îa«-e . M5Ct<Mtf'F Mlp « « 6 %
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle