21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Î-JPBAT 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ BASIN 19>Ia>ısl999:B>IG«ndSekreteriKofiAnnaneviniterkedipStankmiçMülted Kampı'na yerleşen bir Arnavut gencinin alçısına imzasını aüyor.(REUTERS) 19Şubat2001:Yasadışı\t)UardanGüne\Fransa'y3ginliktensonra >akalananKuze)Irakhaileninçocuğu Ali, tutulduklan askeri üstte, demir parmakfaklann arduıda neler olduğunu anlamaya çahşryor. (AP) 14 Eyttil 2003; İspanya"nın güneyindeki Tarifa'da ülkeye girerkenyakalanan bir grup, yetküilerin haklarında alacağı karan bekliyor. (REUtERS) Göçmenlere insanca davranılmasmı isteyen BM Genel Sekreteri Annan Avrupa Parlamentosu'nu uyardı 'Onlan şeytangibigörmeyin'IAN BLACK Birleşmış Mılletler Genel Sekreteri Kofi .Annan, geçen hafta Brüksel"e yaptığı ziyaret sırasında Avrupalılara seslenirken -pervasız ve insanı he- yecanlandıracak bir tavırla- göçmenlik konusun- da daha olumlu bir tavır takınmalannı istedı. Birleşmış Mılletler Genel Sekreten, Avrupa Parlamentosu'na hükümetlerin göçmenleri bir so- run olarak, "şeytani unsuriar" olarak görmekten vazgeçmelen gerekuğini söyledi. Aksıne onlan top- lumlarının yaş ortalamasının artmasına ve düşük doğum oranlanna çözüm olarak görmeleri gerek- tiğını belırten Annan, ABD'nin bu insanlara da- ha hakça davrandığına ışaret ettı. ABD'nin göç- men politikasının eski ve sömürgeci Avrupa'nın pohtikasuıdan daha insani olduğunu vurguladı. Milletvekllleri sasfcınlık içlnde dlnledl Avrupa Parlamentosu, yakm geçmişte, tngiliz Işçı Partilı Milletvekilı Claude Moraes'in **göç- menler konusunda daha makul bir poiitika' n run ge- rektiğine ıhşkin raporunu reddettı. Bu nedenle merkez sağ partı kökenli Avrupa Parlamentosu mıl- letvekıllennin çoğu, konuşması sırasında Annan "a adalet ve insan haklanndan bahsederken "dona- kalnuş" bir şekılde bakıyordu. Annan, konuşma- • Brüksel ziyareti sırasında Avrupa Parlamentosu milletvekillerine seslenen BM Genel Sekreteri Kofi Annan, üye ülkelerde göçmen ve sığınmacılann bir sorun olarak görülmemesini, onlara karşı daha olumlu bir tavır takınılmasını istedi. Annan, birlik üyelerinin aksine onlan, toplumlannın yaş ortalamasının artmasına ve düşük doğum oranlanna çözüm olarak görmeleri gerektiğini savundu. sını oluşturan sözcükleri ve konuştuğu platformu iyi seçmişti. Imajı sarsılan AB. çokulusluluğun. çoksesliliğin simgesi olmak ıstıyor. Ortak çıkar için bir şeyler yapan, ulusal çıkar gözetmeyı hoşgör- meyen bir birlik olarak görmek ıstiyor. Büyük ülkeler göçmenlik ve sığınmacılık ko- nulannda kurallan kendileri belirlemek ıstiyorlar. Dolayısıyla da sayılannı azaltmayı planlıyor ve göç ve sığınma talebinde bulunanlan "güvenB" mer- kezlere göndermeyi öngörmediği sürece AB'de alı- nan kararlan uygulamaya istekli gibi görünmüyor- lar. Avusturya, Belçika, Danimarka, Hollanda ve Italya'daki seçimlerde de konuya ilişkin daha ka- tı. daha kısıtlayıcı uygulamalar yapacak parriler güç kazandı. Ingiltere ise hâlâ "pasaport gerek- tirmcyen alanJar" anlamına gelen Schengen sınır- lannın dışında yer alıyor. Kendi sınırlannın kont- • The Guardian'ın yorumuna göre, birliğin güçlü ülkeleri bu konudaki kurallan kendileri koymak istiyor. Göçmen sayısının azaltılması dışındaki ortak bir AB uygulamasına sıcak bakmıyor. Almanya ve Avusturya mayısta birliğe dahil olacak yeni ülkelerden gelecek işçi akınını engellemek için önlemini aldı bile. Görünen o ki, yabancılara karşı hoşgörü AB yasalanna henüz yazılmamış. rolünü elinde tutuyor, ancak birliğin yeni "sınır kontrol dairesTnde yer almak istiyor. Çok kültürlülük Avrupa'yı zorluyor Islam kültürünün Hollanda'yla bağdaşmadığı- nı ısrarla vurgulayan, kabul edilen göçmen sayı- sım yılda 40 binden 10 bine indirmeyi planla- yan ve 2002 genel seçimlerinden dokuz gün ön- ce düzenlenen suikastta ölen aşın sağcı lider Pim Fortuyn, Hollanda'ya bu konuda "popüüst bir miras" bıraktı. Fransa'da ise Müslüman öğ- rencilerin okullarda başmı bağlamasının yasak- lanmasmın gündemde olması Avrupa'nın en ile- ri düzeydeki toplumlannın çok kültürlülüğün zor- ladığı kaçmılmaz değişimle baş etmek konusun- da apaçık zorluk çektiğine ve bu durumun 11 Ey- lül'den beri daha da zorlaştığına işaret ediyor. Annan, keskin zekâsıyla, gerekli olan işgücü- nü sağlamak için göçmenleri kendi çıkan uğruna ülkeye sokanlardan bahsederken Alman yazar \lax Frisch'ın sözlerinden alıntı yaptı. Alman- ya'dakı, ülkesinin savaş sonrası kalkınma mucı- zesinin gerçekleşmesine yardımcı olan Türk v e Yu- goslav "gastarbeiter'leri (misafir işçileri) göz- lemleyen Frisch şöyle diyordu: "Biz nüsafir işçi istemüştik. Ancak geienler insandı!" Yeni üyelerden de celclnlyorlar Almanya'daki muhafazakârlar ve başka grup- lar Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkarak kam- panya yürütüyorlar. Laik, Müslüman demokra- siyle müzakerelere başlayıp başlamamayı karar- laştırmak, bu yıl birliğin alacağı en büyük karar olacak. Mayısta kulübe dahil olacak 10 yeni ülke konusunda da büyüyen bir huzursuzluk ve endi- şe duygusu hâkim bugünlerde. Isveç cuma günü yeni üyelerden gelecek işçi sa- yısında azaltmaya gitmeyi planladığını açıkladı ki bunlara ülkenin Baltık komşulan da dahil Al- manya ve Avusturya çok önceden genışleme kap- samında birliğe alınan Polonya, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti'nden gelen ışçilere en az yedi yıl süreyle kapılannı açmayacaklannı açıklamış- lardı. Ingiltere ve trlanda sınırlan açık tutmakta \ e işgücünün serbest dolaşımını sağlamakta yal- mz kalmış gibi görünüyorlar. Herhalde yanhş şeyler için endişeleniliyor. 1986'da AB üyesı olan İspanya ve Portekiz'in ku- lübe dahil olmalanyla, ucuza çalışacak kalabalık işçi gruplannın birlik ülkelerine göç etmek iste- yeceğıne ilişkin uyanlar yapılmıştı. Ancak bu konudaki kaygılann yersiz olduğu, bek- lenen büyük göçün olmadığı kısa sürede görüldü. Deneyımlerimiz, yeni üyeler varsıllaştıkça bu ül- kelerde daha çok iş olanağı olacağını gösteriyor. Deneyımlerimiz başka bir şeyi daha gösteriyor, o da yabancılara karşı hoşgörünün AB yasalanna henüz yazılmadığı... (The Guardian, İngihere, 2 Şııbat) Kenya,yüzde 7'lik büyüme hedefi için kolları sıvadı JOEW\NJAU Çok ıddıalı, ancak ulaşılamayacak bir şey olmayan yılda yüzde 7'lik büyüme hızı olan hedefi yakalamak için Kenya'da yaşayan herkes bu amaca hizmet etmeli. Tüm bölgeler hangi ürünleri en düşük fiyatla üre- tip mümkün olan en yüksek fiyata sa- tabileceğıni belirtmeli. Tanm ürün- lerine katma değer vergisi konulma- lı. Okyanus, ırmak ve göl kıyılann- da yaşayan Kenyalılar sadece balık- çılık yapmamah. Kırsal kesimdekilere kendi bölge- lerine has, bu bölgelerde yetışmeye elverişli ürünlerin tanmını yapmala- nönerilmeli. Mat- hira, Niyeri gibi bölgelerde çiftçile- nnmısırüretmele- nnin ekonomik açı- dan pek bir getiri- sı yok. Çünkü bu bölgelerde mısınn • Kenya, Devlet Başkanı Kibaki'nin 'yiyen değil çalışan bir topluırf fikrini benimseyerek yıllık yüzde 7'lik büyüme hızını yakalayabilir. pazara çıkanlacak hale gelmesi için dokuz aylık bir süre getiriyor. Halbuki Kirinyaga bölgesinde bu süre yanya iniyor ve bir hektarlık alanda alınan ürün miktan da daha yüksek. Mathira'daki çiftçiler çay, kahve ürerimine, sütten yapılan ürün- lere ağırlık vermeliler. Ne yapmala- nnın daha doğru olacağı konusunda bılinçlendirilmeleri şart. Kenya'nın bazı bölgelerinde ye- tışmeyen ürünler diğer bölgelerden hatta ülkelerden serbest rekabet norm- lanna uygun fiyatlar veren tüccarlar- dan alınmalı. Kenya halkma beslen- me alışkanlıklannda değişiklik yap- malannı da öneriyorum. Kuru seb- ze ve meyvelerin tazeleri kadar sağ- lıklı olduğunu bilmeliler. Biz yıllar- dır birçok alanda müsrif da\Tandık, şimdi yiyecek israfinı en aza indir- mek için kollan sıvayabiliriz. Tarım seferberllğl Rekabetin fazla olduğu günümüz dünyasında Kenyalılar küresel dü- şünüp bunlan yerel kurallara uygun olarak uygulamah, ıç ve dış pazara kaliteli ürünü makul fiyata satabil- melı kı yüzde 7'lik büyüme hızı he- defi yakalanabüsin. Yılda 500 binki- şıye istihdam sağlayabiliriz. Bu her ^ _ ^ ^ ^ ^ _ köyde lOkişiyeka- lıcı ış sağlamak an- lamma geliyor. Ko- operatif bazında da olsa bu küçük yerle- şim binmlerınde üretilen ürünler ulu- sal pazara ya da dı- şan satılabilir. Bu yerleşim birimlerin- de işi geliştirmek amaçlı komiteler kurulabilir. Ve bu komiteler başkent Nairo- bi'yi ziyaret edip köylerine, kasaba- lanna yatınmcı çekmeye çalışabilir. Tüm Kenya halkının Devlet Başka- m Mwai Kibaki'nin "yiyen değilça- hşan bir ulus" fikrini benımsemesi, bakış açılannı değiştirmeyi amaçla- yan büyük bir bilınçlendirme ve eko- nomik pazarlama kampanyası ge- rektirir. Ulusal Gökkuşağı Koalis- yonu kaynak sağlayarak maddi-ma- nevi anlamda, gecikmeden bu kam- panyaya destek \ermeli. Bunu ya- parak en azından halka karşı bazı so- rumluluklannı yerine getirmiş olur. (EastAjrkm StandarUKenya, 2Şubat) i BBC'yi özlemeye A başladım. Sevgili başkanımıza göre Irak'ta durum gayet iyiymiş! Muhafazakârlann buzulçağı başhyor. GUDRUN HARRER Kuruluşunun üzerinden 25 yıl geçen tslam Cumhuriyeti, tarihi- nin en büyük ve derin siyasi kri- zinı yaşıyor. Şu anki tablo, 20 Şu- bat'ta parlamento seçimlerinin yapılamay acağının işareti gibi. Parlamento dağılmak üzere, yö- netim sadece reformculann seçi- me girmesini yasaklayan Anaya- sayn Koruyucular Konseyi'ne kar- şı ayaklanmış durumda değil. sap- landığı batakta kaybolmuş du- rumda olan De\ let Başkanı Mu- hammed Hatemi'nin isteklerini yerine gerirmeyn reddediyor. Par- lamentodaki en büyük reformcu- lar blokunun -Islami Iran Katı- lım Cephesi- liden olan kardeşı Muhammed RızaHatemL konsey, yasaklanan reformculara seçime katılma izni \ermediği takdırde se- çimı boykot edeceklerini açıkla- dı. Ülkedeki en büyük öğrenci ör- gütü çok önce karannı açıkladı. Reformcular istlfa etmeli Yönetimdeki reformcular gö- revlerinden ıstifa etmeli ve dışa- ndan anayasa değişikliği için sa- \uşımveımebydi. 'Düzenlenirse', seçime katılmalan halinde firsat- çılıkla suçlanacaktı. Şunu da bi- liyorlar ki parlamento seçimleri düzenlediği takdirde ve Hatemi'nin 2005'te görevden aynlmasıyla ke- sintisız. muhafazakârlann teke- linde buzulçağıbaşla\acak. Ka- pıya ayak koyup muhafazakârla- nn parlamentoya çoğunlukla gir- mesini engelleyemezlerse! (DerSmdart,Avustwya, IŞubat) Petrol şahane insan haklan bahane! CHLOE ARNOLD Baskıyla alınan ifadeler, tecavüz, elekt- rik şoku, ağır darbe alacak şekılde dö\ül- me... İnsan Haklan tzleme Komitesi'nin hazırlayıp geçen hafta açıkladığı raporda hepsınin adı geçiyor. Rapora göre Azer- baycan son on yıldaki en büyük insan hak- lan ihlali krizini yaşıyor ve acılen önlem alınmalı. Bu uzun belgeyi okurken dehşete kapı- hyor insan. Geçen yılki tartışmalı devlet başkanı seçimlerinden sonra yüzlerce mu- halefet yanlısı işlerinden atıldı. tşinı kay- beden muhalıfler arasında gazeteciler, si- vıl toplum örgütü çalışanlan ve seçimle- nn yapılış şeklini eleştırmekten, aynmcı- lıkyapıldığını söylemekten çekınen seçım kurulu görevlilen de var. Uluslararası göz- lemciler kasımdaki seçimlerin komik bir tıyatro oyununu andırdığı konusunda hem- fıkır. Birçok Azeriye göre seçım sonucun- da zafer kazanan lİhamAliyev"in başkan- lık için tek artısı ve yeteneği kendisinden önce devlet başkanı olan HaydarAfiye\'"dı. Ancak buna rağmen oğul Aliye\ oylann yüzde 80'ine yakınını aldı. Sokağa dökü- len muhalefet yanlılannın çoğu hapse tı- kıldı. Komitenin raporunda, teca\üz edil- mekle tehdit edilen, hücrelerinde çınlçıp- lak soyularak ölesiye dövülen, aktivistle- rin sözlerine yer \ eriliyor. Bugün aralann- da siyasi liderlenn de bulunduğu yüzü aş- kın muhalefet yanlısı hâlâ cezaevinde ve avukatla görüşmelerine izin venlmiyor. Duruşma tarihleri belli değil, ancak şım- diden alacaklan ceza belli gıbı görünüyor. Durun bir dakika! Burada Türkmenis- tan'dan veya Orta Afrika'dald bir diktatör- lükten bahsetmiyoruz. Avrupa Konseyi üyesi olan ve NATO üyesi olmak isteyen Azerbaycan'dan bahsediyoruz. Peki yö- neticilerbu durumdan nasıl kurrulmak is- tiyor. Acaba petrolün bu durumla bir ilin- Azerbaycan 'da, seçimlerden önce de İlham Aliyev 'in zaferinden sonra olduğu gibi çok sayıdu muhalif tutuklandı. 15 Ekim'deki gösteride muhalefet partilerinin yandaşlan hapse atıldı. (REUTERS) tisi olabilir mi? Hükümetlerinin desteği- ni arkalanna alan yabancı şirketler Azer- baycan'ın verimli gaz ve petrol kaynak- lanna milyarlarca dolar yatırdılar. 2005 'te vanllerce petrolü Hazar Denizi'nden Ak- deniz'e pompalamaya başlayacak Bakû- Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı'nın inşa- atının başladığını da unutmamalıyız. Cöz yumuyorlar însan Haklan Izleme Komitesi. Azeri yetkililerce yapılan vahşetin durdurulma- sı için derhal harekete geçilmesini istedi. Komitenin Avrupa ve Orta Asya bölümü başkanı, "nuslararası toplum, şiddetigit- tikçe artan bu insan hakkı ihlailerine kar- şı ciddi ve kahcı bir tavır takuunahdır" de- di. Herhangı bir tavır takınıp takınama- yacaklannı bekleyip göreceğız. İlkeleri- ne bağlı kaldıklan takdirde Avrupa Kon- seyi ve benzeri uluslararası organizas- yonlar insan haklan ihlallen durdurul- mazsa Azerbaycan'ı atmakla tehdit et- meliler. Ancak, ülkede bu kadar petrol varken herhalde Azerbaycan'ın hapisha- nelerinde neler olduğuna gözlerini kapat- mak daha kolay olur! (MOSCOH' Tımes, Rusya, 3 Şubat)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle