21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CumhuriyeC İmtiyaz Sahibi: CUMHURIYET \AKFI adma tLHAN SELÇUK Genel Yavın Yönetmeni: İbrahim Yüdız 6 Yazıişleri Müdürii: SaKm Alpaslan # Sorumlu Müdiir Mehmet Sucu # Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara Istıhbarat Cengiz \ıldırım 0 Ekonomı Öz- lem ^ üzak 0 Kültur Egemen Bcrköz 0 Spor Abdülkadir \ ücelman 0 Makaleler Sami Ka- raören 0 Düzeltme Abdullah Yazıcı 0 Bıl- gı-Belge- Edibe Buğra 0 Yun Haberlerr .Meh- met Faraç 0 \\rupa TemsılciM Güra\ Öz Yayuı Kurulu tlhan Selçuk (Baş- kan). EmreKongar (Danışman). Orhan Erinç, Hikmet Çetin- ka\a, Şükran Soner, tbrahim Yıİdız. Orhan Bursalı. Musta- fa Balbav, Hakan Kara. AnkaraTemsücısı Mustafa Balba> AtaturicBukanNo 125.Kat:4. BakanhklarTel-4195020rhat>. Faks 4195U2'01zmırTemalcısı SerdarKmk.H ZışaBK 1352 S 2 3Tel 4411220. Faks 4418^45 • AdanaTemsılcı>ı Çetin\ iğenoğtu. InonuCd. 11 *) S No 1 l.Tel _W 12 11. Faks 363 12 15 Antaiya Temsılcısı \hmet Oruçoğlu Cumhumet Cad 80 5 Tel 0242 248005" Fax 2430509 Muessese Müdürii Erol Erkut 0 Bılgı tşlem Ahmet Korulsan 0 Sa- tış Fazilet Kuza t Genel Mudur Nara\ Özbek • Reldam Genel Mudur^ıd AJsei Sanoğtu.MiTaM»a.MineUdağ • Rezerıas>on\eTekrak Mdek t - BanıtçugüTel 0212 354 3398 " : e-maıl rek]amâtak\ım com lr Y»ıml»ın:Yai]üun Haber -\jansi Basın \e Yayıncılık \ Ş . Türitocaa Cad ^ 41 Caj^bşüu ^4 " 4 kanbul PK 246- Sırkecı 344"5 tst I";l 10212ı 512 05 05 2U hat) F k O2125PS5 95 B k M k G D Babirn Yavıncüık San veTıc \Ş Bartaros Bulvan Vı 125 Be^ktav Uı Dığıtım: Merkez Dagmm Pazariama San \eTıc Y»ıml»ın:Yai]üun Haber -\jansi Basın \e Yayıncılık Faki lO212)5PS5 95 Baskı: Meıkcz Gazets Dergı Babir 9ŞUBAT2004 lmsak: 5.32 Güneş: 7.00 Öğle: 12.25 tkındı: 15.10 Akşam: 17.38 Yatsı: 18.59 2003ün yönetmeni Jackson • LOS ANGELES (AA) - 'Yüzüklenn Efendisi: Kralın Dönüşü' adlı filmın yönetmeni Peter Jackson, Amerika Yönetmenler Derneği tarafından 2003 yılının 'en iyi yönetmeni' seçildi. Yeni Zelandalı yönetmen Jackson, 'en ıyı yönetmen' seçilmesi nedeniyle aldığı ödülle bırlikte, 11 dalda Oscar ödülüne aday gösterilen filminin de Oscar ödülü alacağının sinyalini vermiş oldu. 1949 yılından bu yana Amerika Yönetmenler Derneği'nden (AYD) ödül alanlardan sadece 6 kişi Oscar'ı kazanamamıştı. Bu yılki Oscar'lar, 29 Şubat'ta sahiplerini bulacak. SpiPit Mars'ta delik açtı • VVASHINGTON (AA>- Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi'nin (NASA) Mars'a gönderdiğı uzay robotu Spırit'ın, ilk kez 'kızıl gezegen'de bir kayada küçük bir delik açtığı bildirildi. NASA'dan yapılan açıklamada, Spırit'in kayayı inceledikten sonra mevcut konumuna göre gezegenin kuzeydoğusundaki bir kratere doğru harekete geçeceği belirtıldı. Spirit'in kayalan delmeye yarayan RAT adlı aletiyle kayada açtığı deliğin, 4.55 santimetre çapında 2.65 milimetre derinliğinde olduğu kaydedildi. Robot daha önce, fırçasının yardımıyla kayanın üzenndeki tozu temizlemiştı. Erkekler etek için yurudu • NEVVYORK(AA) - ABD'nin New York kentinde mini, midi, hatta balerin etekleri gıyen yaklaşık 100 erkek, 'pantolon zulmüne son verilmesi' için sokaklara döküldü. Manhattan'daki Guggenheim Miizesi'nden Metropolitan Müzesi'ne kadar yürüyen pantolon karşıtlan, burada 'Cesur Yürekler: Etekh Erkekler' adlı sergiyi gezdi. Protestoculann müzede bulunması, ziyaretçilenn şaşkın bakışlanna neden oldu. Protesto yürüyüşüne katılan emeklı öğretmen David Johnson. New York Times gazetesine yaptığı açıklamada, "Bız travesti, eşcinsel ya da giyim karşıtı değiliz. Bıze Jean ya da Sally denmesini istemıyoruz. Biz, etek giyme hakkı isteyen erkekleriz" dedi. Sinemacıların 'çifte bayramı7 • İSTANBUL (AA) - Aynı dönemde vizyona giren 3 Türk filminin Kurban Bayramı'nda sinema izleyicisini önemli ölçüde arttınnası, sinema işletmecilerine adeta 'çifte bayram' yaşattı. AFM Sinemalan operasyondan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Bülent Erdoğan, Kurban Bayramı'nda geçen bayramlara oranla izleyici sayılannın yüzde 60-70 oranında arttığını bildirdi. Warner Bross Türkiye Temsilciliği'nden edüıilen bilgiye göre. 'Vizontele Tuuba' filmini vizyona girdiği 23 Ocak'tan bu yana 1 milyon 750 bin 60, 'Merhaba Hababam Sırufı'nı vizyona girdiği günden bu yana 817 bin 675 ve 'Okul' filmini de gösterimde bulunduğu süre ıçınde 478 bin 90 kişi izledi. Yabancı sözcüklerin tıp alanmda oluşturduğu egemenliğe son verilmeye çalışılıyor Hastahğa Türkçe' isim• Türkiye Bilimler Akademisi, hazırladığı Türkçe Bilim Terimleri Sözlüğü'ne tıp terimlerinin girmesinin 'zorunluluk' olduğunu vurguladı. Tıp dilinin Türkçeleşmesinin özellikle hasta-doktor ve hasta-eczacı arasındaki 'iletişimsizliği' ortadan kaldıracağı belirtildi. HAKAN PtRİK İZMİR - Latince kaynaklı yabancı dillerin etkisi altında kalan tıp terimle- nnin Türkçeleştirilmesi için çalışma başlatıldı. Bilim dilinin Türkçeleştiril- mesi amacıyla Türkçe Bilim Terimleri Sözlüğü hazırlayan Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA), sözlüğe tıp tenm- lerinin de girmesi için çalışma başlattı. Bu amaçla gerçekleştirilen "TürkçeTıp Terimleri Çalıştayı"nın sonuç bildirge- sinde "Türkiye'de üp eğitim öğretimi Türkçe vapümahdır. Türkçeyi biKm ve mesiek eğjtimi için yetersiz gören anla- yışa karşı tavır alınmalıdır" denıldı. Tıpta özellikle hasta-doktor ve has- ta-eczacı arasında "iletişimsizKğe" yol açan yabancı terimlere Türkçe karşılık aranıyor. Bu amaçla Prof. Dr. Adnan Gü- riz başkanlığındaki TÜBA bir çalıştay düzenledi. Bilim dilinin Türkçeleştiril- mesi genel anlayışı içinde hazırlanan söz- lüğe, tıp dilinin de alınmasının karar- laşhnldığı çalıştayın sonuç bildirgesin- de, bütünüyle Türk bilim dilinin ve tıp dilinin yabancı terim saldınsı altında ol- duğu ve bu nedenle büyük sorunlarla karşılaşıldığı vurgulandı. TÜBA tarafından hazırlanan Türkçe Bilim Terimleri Sözlüğü'ne tıp terim- lerinin de girmesinin "zorunluluk* ol- duğu dile getirilen bildirgede, çalıştay katılımcılannın bu konuda gönüllü ol- duğu kaydedildi. Bildirgede, bu konu- da yapılması önerilen etkinlikler şöyle sıralandı: ^ Eğitimde ve yayınlarda Türkçe karşılığı olan terimler kesinlikle Türk- çe olarak kullanılmalıdır. ^ Türkçe tıp terimlerinin yazım ku- rallan belirlenmeli ve bu amaçla bir ya- zım kıla\Tizu hazırlanmalıdır. • Tıp kitaplannın, dergilerinin, öğ- renci ders notlannın özenli bir Türkçe ile yazılması desteklenmeli, özendir- me ödülleri verilmelidir. ^ Uluslararası bilimsel dizinlerce ta- ranan Türkçe tıp dergilerinin artması Türkçenin bilim dili olarak öne çıkma- sını kolaylaştıracaktır. Bu amaçla bütün bilim kuruluşlan özendirici önlemler geliştirilmelidir. ^ Türkiye'de tıp eğitim öğretimi Türkçe yapılmalıdır. Türkçeyi bilim ve mesiek eğıtimi için yetersiz gören an- layışa karşı tavır ahnmahdır. • Tıp kongrelerine dil ile ilgili otu- rumlar konularak Türkçe tıp dili konu- suna bilim adamlannın dikkari çekilme- hdır. ^ Her uzmanlık derneği ve tıp fakül- tesi, kendi çatılan altında bir dil çalış- ma binmı oluşturmalıdır. ANNE VE BABALARA UYARI: Çocuklarla konuşun dilleri gelişsin efsanesi İOyaşmda Lh erpooUu 24 yaşındaki dört gencin eüerine gitariannı alarak temeüni atnğı Beatles'ın ABD'ye geterek kendilerini dünya kamuoyuna tanıtmasuun üzerinden 40 yü geçtL \ ıllarca müzik listderinin bir numarasından inmeyen grup, bundan 40 yıl önce JFK HavaalanTna indi ve bir efsane oldu. internetteki "msn", "eonline" ve "beatles" sitelerinin haberlerine göre, "Beatiemania" olarak adlandınlan akıma yol açan grubun 40. yaş pastasının mumlannı gruptan yalıuzca Paul McCartney ile Ringo Starr üfleyecek. Topluluğun "kalbi* savilan ve 8 Aralık 198Ö'de fanatik bir ha\Tanı tarafından öldürülen John Lennon ile 29 Kasım 2001'de kanserden ölen George Harrison'uı anılan da bu etkinliklerde yaşaolacak. Grubun hayatta kalan elemanlanndan McCartnev, dümanın en çok kazanan şarkıcısı umanını halen elinde bulunduruvor. İSTANBLÎL (ANKA) - Konuşmaya yeni başlayan çocuğun dil gelışımınde anne ve babanın rolü bü- yük önem taşıyor. Uzman- lar, dil gelişımine katkıda bulunmak için aılelere ço- cuklanyla sık sık sohbet etmelerini öneriyor. Uzman Psikolog Danış- man Arzu Yeşilleten, ço- cuklann evde sessiz kal- dığı sakin zamanlann, ço- cuğun dil edinımınin ger- çekleşmemesıne neden ol- duğunu söyledı. Çok küçük çocuklann büyükleri din- lediklerini, mimiklerini taklit ettiklerini ve kelime- leri daha kapsamlı kullan- mayı öğrendiklennı belir- ten Yeşilleten, aile bireyle- ri arasında gerçekleşen her konuşmanın, tartışma bile olsa çocuklann dil gelışi- mi açısından bir fırsat ol- duğunu bildirdi. Yeşilleten. çocuklann anadillerini öğrenirlerken konuşmadan önce dinle- meyi ve konuşulan dili an- lamayı öğrendıklenru vur- gulayarak çocuklan ko- nuşmalan için cesaretlen- dirmenin öneminin altını çizdi. Yeşilleten. anne ve babalann gün içinde birçok kere çocuklanyla değişik konularda sohbet etmele- rini önerdi. Çocuklann görerek da- ha iyi öğrendiklerini \-ur- gulayan Yeşilleten, tele- vizyondakireklamve fılm- leri, istenilen kelimeleri, anlatımlan, duygu ve dü- şünceleri çocuklann daha kolay öğrenmeleri için kul- lanabileceğıni belirtti. An- ne babalann televizyon iz- lerken çocuğun yanında olması ve seyredilenlen beraber yorumlaması ge- rektiğini kaydeden Yeşille- ten, çocuklann böylece be- yinlerinin dili alan ve ifa- de eden kısımlan arasında sağlıklı bağlanrılarkurma- lanna yardım edilebilece- ğini ifade etti. New York'ta Kutoğlu modasıNEW YORK (AA) - Türk modasının önde gelen isimlerinden AülKutoğJu, 2004 sonbaharlcış modellerini New York moda haftası çerçevesinde Bryant Park'ta düzenlenen bir defileyle tamttı. Kutoğlu defileden sonra yaptığı açıklamada, "Türk modası ve tekstfl sektörü adına, Donna Karan, CaKin Klein gibi isimlerle a\ııı kuharda yanşıp kurtlar sofrası olan bir arenada bir Türk modacı olarak kabcı bir yer edinmek; ismimin basınu medyayı ve modaseverleri çekmesi beni çok mutJu etti" dedi. Büyük ilgi gördü Amerikalı ve Türk modaseverler tarafından büyük ilgiyle izlenen defilede Kutoğlu'nun plise ve pli-kaşeler ile 80'li yıllan anımsatan etek ve ceketlerden oluşan kreasyonlan dikkati çekti. Aynca defiledeki yünlü ve viskon giysilerin yanı sıra deriler de ilgi topladı. Kutoğlu, "defilenin ana temasırun 1980'K yülarda dünyayı gezip dolaşan genç ve seksi bir kadının gardırobu olduğunu" belirterek şunlan söyledi: "Kumaşlarm ve dokulann zenginliğinin esin kaynağı 1980'b' yülar. Biraz annemin gardırobu ama sym zamanda dünyayı gezea, dolaşan Ivana Trunıp gibi, Jay Hall gibi bir genç kadının 80'İerde kayak merkezlerinde grvdiği krv aferJer. Bu kadınlar o yıDarda benim idoUerimdi. Onlann gardıroplannı bugüne taşmp î Türk çizgilerinden de esintileri ekledim ve benim her f zaman imzam olan drapeli veya kaftanınısı ya da J cepkeninısi çözümleri koleksiyonuma aktardım." ^ " Atıl Kutoğlu şöyle devam etti: "Türkive adma da Dış Ticaret Müsteşarbğı'mn lanse ettiği Turquaüty projesi çerçevesinde Türk markalarmı katiteyle birlestiren bir imaj yaraöyoruz. Ben de bunun bir parçasryım. w SÖYLESİ ATTİLÂ İLHAN *„. Tut Kelin PerçemindenL' İNSAN HAKLARI VE ORMANLAR ÎÇÎN ÇALIŞIYOR Sting ydın adamı seçildi LOS ANGELES (AA)- Recording Akademi'ye bağlı Musicares Vakfı ABD'li ünlü şarkıcı Sting'e Yılın Adamı ödülünü verdi. Düzenlediği bağış kampanyalan, insan haklannı ve yağmur ormanlannı korumak amacıyla yürüttüğü faaliyetler nedeniyle Yılın Adamı ödülüne layık görülen Grammy ödüllü Sting, pek çok ünlünün katıldığı bağış yemeğinde yaptığı espirili konuşmada, "Şu an bmiik bir coşku içinde olduğumu hissediyorum. Ben alçakgönüllüğüyle tarunan biri değüım" dedi. Daha önce VVynonna Judd, Mary J. Blige, Hugh Hefner, John Mayer, Dave Matthews, Bob Geldof ve Ehis CosteDo gibi müzik dünyasının ünlülerine verilen ödül, geçen yıl U2 grubunun önde gelen iki ismi Bono ve Quincy Jonesa verihnişti. Oakşamüstü, bulutlar Boğaziçi'ne sarkmış; her taraf, külrengı bir pus; Izmir'den birtelefon: "- ^. ... Filân gazetedeki ilanı gördün mü? Öyleyse 4k gör, hem de mutlaka". Aradım buldum, aslın- T da bir ış ilanıydı; bankanın birısi, galiba müfettış { muavini alacak (onlar 'uzmanyardımcısı' diyor); âdet üzere, namzette aradığı vasıfları sıralamış, diyor kj: "... Üçyıldız Bankası'nın, Istanbul'da ve di- ğer illerde bulunan birimlerinde görevlen- dirilmek üzere; bankacılıkta kariyer yap- mayı hedefleyen, insan ilişkilerinde başa- rılı, takım çalışmasına yatkın, yeniliklere açık, araştıncı, yaratıcı ve dinamik kişiliğe sahip 'uzman yardımcıları' alınacaktır..." Haklısınız, evet: Abartmışlar, Türkiye bu evsafta' şahısbulsa, başınataçyapacakya, neyse! Arkasından, namzetlerin hangi fakül- teleri bitirmiş olması gerektiği zikrediliyor; , cümbüş de orada başlıyor; zira o fakülte ve y bölümlerdenmezunolmasada, işetalipola- ^ nın, hangi özelliklere sahip olması gerekti- ğini sıralamışlar; diyorlar ki: "... Diğer bölümlerden mezun olmakla birlik- te, eğitim yapılan ülkede kullanılan resmi dil ile okulun eğitim dilinin Ingilizce olması koşuluyia, yurtdışmda ya da filan falan, feşmekân vs. üni- versitelerinde, yukarda belirtilen konularda li- sansüstü eğitim yapmış olmak..." Elbette anladınız; falan filan diyegeçiştirdiğim yer- lerde Türkiye'de ecnebi dilde öğretim yapan birkaç üniversite adı var; onlann yanı sıra açık bir şekilde yurtdışmda, -hem de, Ingilizce olarak!- yüksek lisans yapmış olanlar, tercıh ediliyor. Bu kadarla kalsa iyi, namzetlerin Ingilizce seviyelerinin ('yeterlik puanf) ne olması gerektiği açıklanmış, bazı 'istisnalan'var, bakar mısınız, neymiş onlar: "... Lise eğitimlerini, filan falan, feşmekân li- selerin birinde; ya da, lisans, lisansüstü eğitim- lerini filan falan, feşmekân üniversrteterde tamam- lamış; ya da, orta öğretimini, lisans, ya da lisan- süstü eğitimini, yurtdışındaki resmi dili Ingiliz- ce olan bir ülkede tamamlamış olanlar, Ingiliz- ce yeterlik puanı aranmadan, namzet olabilecek- ler..." (Hürriyet, 4 Ocak 2004) Evet Türkiye'de, 'Milli' olması anayasa ile zorun- lu kılınmış; (Yoksa niye bakanlığın adı, 'Milli' Eğitim Bakanlığı olsundu?) öğretim ve eğitimin, günümüz- de geldiği yer burasıdır. Bunda ne mi var? Daha ne olsun?.. Daha ne olsun? Bir kere, filan bankada 'uzman yardımcısı' adayı olabilmek için; ülkesinde, devletin 'resmi okullarında ve fakültelerinde', TC yurttaşı olarak, Türkçe öğretim ve eğitim görmüş Türk çocuklanna, kapılar kapalı; ya 'ec- nebi'de -üstelik mutlaka Ingilizce- okumuş ola- caksınız; ya da Türkiye'de ama, 'ecnebi dil'de eği- tim ve öğretim yapan, 'misyoner' okullarında, ya da onlann kötü kopyası yerii kolejlerin birin- de! Kısacası, yetişme tarzı ve dünyaya bakışı Türk olan, 'Anadolu' çocuklannı; adı Türk, ken- di Türk, tebaası Türk, Sermayesi Türk bankalar, işe almak istemiyor. Belki eskiler hatırlayacaktır, Tanzimat-ı Hayriye sonrasında, Osmanh'da Bankacılık, bir 'ecnebi', 'tatlısu frengi' ya da Musevi mesleğı sayılırdı. Dö- nüp dolaşıp aynı yere mi geldik? Baksanıza, ilanın çıktığı gazetede, bir hafta kadar sonra, 'tam sayfa öyle birmanşet' kı; sevinçten, etekleri zil çalıyor; ver- diği, şöyle özetlenebilecek bir haber dolayısıyla: "... Istanbul'da Ingilizce öğretim veren Ame- rikan kökenli feşmekân lisenin bazı öğrencile- rinin; -mezuniyetieri henüz kesinleşmemiş oldu- ğu halde-, ABD'nin en ünlü üniversrteleri tara- fından 'önkabul müraçaatlan' kabul edilmiş; bun- lardan üçü, Harvard Üniversitesi'ne alınıyor; ay- nca yirmi başka öğrenci, aynı önkabul başvuru- ları üzerine, ABD'nin dünyaca tanınmış Yale, Princeton, Stanford, Georgetovvn üniversitele- rinde öğrenim görecekler!.." (Hürriyet, 12 Ocak 2004) Türkçede o lafın, galiba tam sırası: 'Tut kelin perçeminden!.." 'Cemazlyelevvellnr bllmez ml sanırsınız? Bu toprağın çocuklannı, dillerinden, kültürierinden, tarihlerinden -dolayısıyla, 'ulusal' devletlerin- den- soğutmayı marifet beller olduk? Yoksa bu tür- den haberler, bu türden ilanlaryayımlayarak; son iki dersyılıdır, başvurusuhissedilirderecedeazalan, 'ec- nebi' ya da 'özel' lise ve üniversitelere, 'müşteri' çek- meye mi çalışıyoruz? Beyhude gayret: bu halk kim olduğunu, kimin ona dost, kımin düşman olduğunu gayet iyi bilir. O ABD ünıversitelerinin 'kapıştığı'öğ- rencileri yetiştiren kolejin, cemaziyelevvelinı bılmez mi sanırsınız? "... Christopher Rhinelander Robert, ABD'li 'misyoner' ve 'eğıtimci Dr. Cyrus Hamlin'le 1855 yılında, Istanbul'da tanıştı; ikisi, bu şehirde bir Amerikan koleji kurmaya karar verdiler. İşe, Christopher R. Robert'in koyduğu, 2.000 Ster- ling ile başlandı; Dr. Hamlin ise koleji -geçici ola- rak- Amerikan Misyonerler Hey'eti'inin, 1798'de Bebekte yapılmış, llâhiyat Okulu binasında; 16 Eytül 1863'te, altı öğretmen ve dört öğrenciyle açtı..." (Prof. Dr. Zafer Toprak, Toplumsal Tarih Dergısi, sayı 120,18.12.2003) Ne ıdüğü belirsiz dört öğrenciden, Amerika'nın gözü kapalı bağrına basacağı 23 öğrencıye ulaşa- bilmek, az marifet mi? e-mail:tilaharv« isnet.net.tr http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan Faks:0-212 / 260 19 88
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle