21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
S9 SUBAT 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA ROPORTAJ NusretteA NUSRETIYE III. Sclim'in yapürdığı ahşap Tophane-i Amire Arabacüar Kışlası Camisi 1823'teki Firuzağa yanguunda külolunca II. Mahmut aynı yere NusretiyeCamisi'ni yaptırdı. (Fotoğraflar SERKAN YILDIZ) ^ yasofya'nın 55.5 metre ^m yüksekliğindekı ve elips / J şekliyle ortalama 31.22 y~m metre çapındaki kubbe- ^ L -A. si Mimar Sinanın ak- lından hıç çıkmamıştı. Mımarbaşı, yerden kilit taşına kadar olan kub- be yüksekliğini Istanbul'daki "kal- falık eserim" dediği Süleymanıye Camisi'nde 49.5 metreye çıkartmış; Edirne'deki "ustahkeserinr dediği Selımiye Camisı'nde ise 42.5 met- reye düşürerek Ayasofya'nın gerisın- de kalmıştı. Mimar Sınan, Süley- maniye Camisı'nin kubbe çapında ancak 26.5 metreye çıkabilmiş, Se- limıye Camisı'nde ise 31.28 metre- ye ulaşarak Ayasofya'ya denk bır kubbe yapmıştı. Kubbenin yerden yüksekliği ile çapı. mabedin görkemini ortaya çı- kartıyor; kubbe ne kadar yüksek ve büyükse yapı o kadar gösterişli olu- yor. Blr kuğunun boynu glbl Tophane'deki Nusretiye Cami- si'nin kubbesinin ise Ayasofya ve Se- limıye ile kıyaslanacak bır yanı yok. Nusretıye'nin kubbesinin yerden yüksekliği 33 metre. çapı 7.5 met- re. Ama bu ölçüler de başka bir gör- kem yaratıyor. Camiyi bir kuğunun boynu gıbi gökyüzüne doğru uzatı- yor. Nusret: yardım demek. Nusretiye, yardım yeri olsa gerek. Salıpazan...Tophane... Mimar Si- nan'ın Ayasofya "nın küçük bir mo- deli olarak yaptığı Kılıç Ali Paşa Camisi'ne gelmeden hemen önce çifte minareli ve çifter şerefeli bir ca- mi Nusretiye Camisi. Balyan allesinln ilk kuşağı 18. yüzyılın sonlarında burada Sultan III. Selim'in yaptırdığı Top- hane-i Amire Arabacılar Kışlası Ca- misi bulunuyor... Ahşap cami, 1823'teki Firuzağa yangınında ya- nıp kül oluyor. Sultan H. Mahmut lS23'te yanan caminin yerine yeni br caminin inşaatını başlahyor. Yan- gm yerindekilere yapılan yardım- lardan olsa gerek caminin adı Nus- retiye oluyor. Caminin mimarlığını Osmanlf ya sonradan saraylar, köşkler inşa ede- cek Balyan ailesinin ilk kuşağından Meremetçi Baü Kalfanın oğlu Kir- lor Amira Balyan üstleniyor. Inşaat üç yıl sürüyor ve 1826'da Sultan II. Mahmut, saltanat kayığı KirkorAmira Balyan hn yaptığı caminin kubbesi 33 metreyüksekliğinde ve sadece 7.5 metre çapında ile Tophane tskelesi'ne çıkıp yere se- rilmiş değerli kumaşlann üzerinde at sırtında ilerleyerek camiye geli- yor, açılışı yapıyor Gösteriş mükemmel. Clhanglr'den bakınca Ama aynı zamanda... Arabistan'da Vahhabi isyanı... Mora'da Yunan is- yanı... Mısır Valisi Kavalalı Meh- met Ali Paşa'ya muhtaç olunması... Sırp isyanı... Ingiltere, Fransa ve Rusya'nın kıskacı... Osmanlı'nın çorap söküğü gibi çözülmesi... Ve Ye- niçeriler. Nusretiye Camisi'nin açılmasın- dan iki ay sonra Yeniçeri Ocağı kal- dınlıyor. Nusretiye Camisi ile birlikte Kir- kor Amira Balyan'ın da onanmın- da çalıştığı Selimiye Kışlası yeniden açılıyor ve yeni askeri düzen Asa- kir-i Mansure-i Muhammediye'ye geçiliyor. Taşlann dili olmadığı için Nusre- tiye Camisi'nin duvarlan bunlan an- latmıyor... Tophane'de hkanan trafi- ğin sıkıntısı, Nusretiye Camisi'nin yapım yıllanndaki sosyal ve siyasal sıkıntılann yanında hiç kalıyor... Ca- minin iki kollu ve kıvnmlı merdiven- lerini süpüren çocuğun döktüğü bir kova su, basamaklardan aşağıya akıp gidiyor... Caminin arkası antrepo. Antrepo- larla caminin arası "Amerikan Pa- zan" denen dar sokak. Barakamsı dükkânlann bir kısmı son yıllarda a nargUeci"yedönüştü... Birzaman- lar yaşlılann keyif aracı olan nargi- le yeniden keşfedilirken bu kez genç- lerin içimine sunuldu. Caminin ar- kasındaki dükkânlar genç dolu. Kirkor Amira Balyan, kubbenin yüksekliğini 33 metre, çapını 7.5 metre yapmakla "fifinta'' gibi cami ortaya çıkarmış... Hemen yanında dolgularla yolun altmda kalan Kılıç Ali Paşa Camisi'nin aksine Nusre- tiye Camisi'ne merdivenlerle çıkıl- ması yükseltiyi daha da arttırmış. Ama en güzel görüntüyü Cihan- gir sırtlanndan veriyor bu narin ya- pı... tki minarenin arasında Haliç'ten Marmara Denizi, bir yanda Saray- burnu.. öte yanda Harem... tstanbul'un silüetini çıkaran fo- toğraf sanatçılan, neden bir de bu- radan bakmamışlar acaba? Belli ki lstanbul'un göz önünde bi- le olsa daha keşfedilecek çok yeri var... Baroktan amplre geçlş Kirkor Amira Balyan'ın Nusreti- ye Camisi'nde, baroklaampirüslup arasında bir geçiş yaptığını söy lüyor mimariyi bilenler. Barok'u etkile- yici girinti ve çıkıntılanyla Avru- pa'daki Katolik kiliselerinden bili- yoruz; ampir ise süslemede insan ve hayvan figürlerinin ağırlık kazan- dığı bir üslup. Osmanlı'da Islam in- san fıgürünü yasakladığı için çiçek ve yaprak figürleri ağırlık kazanıyor. Pencere kemerlerinde yaprak mo- tifleri... Revak kemerlerinde akan- 1 Vusretiye Camisi'nin iç süslemeleri çiçek ve yaprak figürlerinin olabildiğince yoğun kullanıldığı ampir üslubu yansıtıyor. tus yapraklan... Alt pencerelerde çi- çekler... Sütun başlannda girlant mo- tifleri... Rengârenk geometrik de- senler... Bitkisel süslemeler... Mih- rapta vazodan çıkan çiçek buketi... Mermer bloktan yontulmuş ve du- vara yerleştirilmiş vaaz kürsüsünün motifleri... Blok mermerden yapıl- mış minberin korkuluklanndaki bit- ki süslemeleri... Ve kalem işleri. Mlnareler uzatıldı Caminin hünkâr kasn, yani padi- şahın namaz kıldığı alan üst katta. Burası altın varak kaplı madeni bir kafesle bölünmüş. Altının sansı par- lıyor. Kafesteki bitkisel kıvnmlar bir dantel gibi işlenmiş. Hünkâr kasn kapalı... Sadece Nusretiye'de değil bütün se- latın camilerinde, yanı padişah ve ai- lesinin yaptırdığı camilerde hünkâr kasırlan niye kapalı? Müslümanlar Allah katında eşit değil mi? Artık Al- lah'ın yeryüzündeki gölgesi oldu- ğunu iddia edenler kalmadığına gö- re kimden, neyi saklıyorlar? Caminin oldukça yüksek kubbe- si. iki minare arasına kurulan mah- yanın denizden görülmesini engel- leyince, 1826'da, yani cami açıldık- tan hemen sonra, minareler alttaki şerefelere kadar yıktmlarak yeni- den yapılmış. Minareler caminin ge- nel görüntüsüne uygun olarak ince- ciktasarlanmış... tnceminarelerinte- pesine de onlan daha da uzun gös- terecek uzun kurşun külahlar yer- leştirilmiş. Sebll ve muvaklthane Nusretiye'de bir başka tadilat ise sebil ve namaz saatlerinin saptandı- ğı muvakkithanede yapılmış. 1956"da yol çalışması sırasında caddenin karşısında kalan sebil ve muvakkithane sökülerek caminin yanına taşınmış. Şimdi bu küçük yapılardan biri imamlann oturma ve dinlenme me- kânma dönüştürülmüş, öteki ise yı- kılmaya terk edilmiş, güvercinlere ba- nnakolmuş... Nusretiye Camisi, son yıllarda epeyce büyük bir onanmdan geçi- rilmişti... Görünen o ki sebil ve muvakkit- haneyi tarihi eserden saymamışlar. lstanbul'un kaderi bu... Tarihi eseri fazla olduğu için gü- vercinler bile nasipleniyor... Nusret. yardım demek; Nusreti- ye'nin kendisi yardıma muhtaç! TC HATAY 2. ASLİ\^E HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DAV\ DtLEKÇESİ ÖZETİDİR Dosya No: 2003 285 Davalı: Ömer Abıdın: Nebıl ve Hivyam'dan olma 19 03 1980 Şam D.lu. İskenderun Yolu Üzen Dennce Köyıi' Samandagı Yukanda açık kunlığı yazılı davalı aleyhıne açılan Boşanma davası ile ilgılı olarak davalı tüm aramalara rağmen bulunamadığından hakkında açılan davanın ve duruşma gününün ılanen teblığıne karar \enldığınden; Da\acı Fılız Aşkaroğlu (Abıdın) tarafından venlen 21 5. 2003 tarıhli da\a dılekçesı ile davalı Ömer Abıdın aleyhıne boşanma davası açılmış boşanma sonuçlandığında Tazmınat ve Nafaka haklarının saklı tutulması- nı talep etmış olmakla: bu davanın duruşması 03.03.2004 günü saat 9 00'da Hatay 2 Asliye Hukuk Mahkemesi'nde yapılacaktır Davahnın duruşma gün ve saatınde gelmesı, gelmedığı taktırde kendını bır vekılle temsıl ettırmesı. duruşmaya gelmedığı ve kendısını bır vekılle temsıl et- tırmedığı taktırde yokluğunda karar venleceğı Teblıgat Kanunu'nun 28, 29. 30. 31. maddelen gereğınce ılanen teblıg olunur. Basın. 4913 TC KOZLUK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 2001'192 Davacı TEAŞ Genel Müdürlüğü Vekilı Av. Leyla Demi- rant tarafından davalı Kozluk Uçesı Ulaşlı K.den Hacı oğlu Mehmet Onban aleyhine mahkememizde açtıgı Cebri Tescıl davasının yapılan duruşması sonunda Kozluk îlçesı Ulaşlı köy-ü'ne aıt davalı Mehmet Onban adına kayıtlı bulunan 178 no'lu parselden 544 m2"lık kısmının davacı TEAŞ Genel Müdürlüğü adına Irtifak Tesısine ve bu hususta Tapu Sicıl Kütüğüne Şerh verilmesine ilişkin 02 10.2002 gün ve 2001192 Esas 2002 265 sayılı karann tüm aramalara rağ- men Davalı Mehmet Onban'a tebliğ edılememış olup işbu karann ılanen teblığıne karar venlmıştır. Yukanda bahsı geçen davalı Mehmet Onban'ın mahkeme- mizin \Tokanda tarih ve numarası yazılı karara varsa ıtiraz ve delillennı ılan tarihınden itibaren 15 gün içinde mahkeme- mıze bıldırmesı aksı halde kararın kesmleştırileceği tebliğ yerine kaim olmak üzere tebliğ olunur Basın- 4859 Sırtındahi CUfHHURiYET Türkfye'nin bir yol oyrımındo bukınduğunu pek cok insan gciuyoı Ulusa! bu lephe olusFurup kötü gtdişı ijrdurnK cabdan var tntk somul orenler konusunda sıkififılnr suıuyor Tûrkiye ile 'Itimizdekı Donjmarko* arosırtdakı 4 catısma noktoları nelerdır? ••* Yol ayrımındoki Türkrye'de "ulusakı cepheye" ışık lutan yazıların yer aidığı btr caışrfu, sıs perdesınj ofioaon koldıran bır kıtop demek en dojrusu DEBİN ;:i5i-a 26 günlük cezaevi serüveni Madalyonun ötekiyüzü: The Tur/dsh Mahkûm — • Eğitim için gittiği ABD'dellEylül'den sonra suçsuz yere gözaltına alınan binlerce insandan biri olan Akan, "The Turkish Mahkûm"' adlı kitabıyla Amerikan rüyasının nasıl 'kâbusa' dönüşebileceğini anlattı. İPEKYEZDANİ 11 Eylül saldınsından sonra eğitim için bulun- duğu ABD'deki hayatı adeta "cehenneme1 ' çev- rilen bir Türk genci, ABD rüyalarının nasıl "kâbusa" dönüşebilece- ğini anlatan birkitap yaz- dı. Saldından sonra dini kimliğinden dolayı ce- zaevine atılan yüzlerce kişiden biri olan 24 ya- şındaki sistem mühendi- si FatihYıbnazAkan, ce- zaevı günleri de dahil ol- mak üzere Amerika ma- cerasını "The Turkish Mahkûm" adlı kitapta topladı. ABD' ye gitmek isteyen gençlere "madal- yonunöbür>üzünü gös- termek istediğmT söy- leyen Akan, sorulanmı- zı yanıtladı: - Eğitim için gittiginiz sradaABDdepatiakvç- ren 11 Eylül olâylan sia nasıl erkiledi? FATtH YILMAZ AKAN: Benosıradabir yandan benzin ıstasyo- nunda çalışıyor, bıryan- dan da okul araştınyor- dum. O sabah bır şokla uyandık. Işe gittiğimde olayın Ortadoğu köken- li kişilerce yapıldığını duydum. BirdenABD' deki Müslümanlar için hayat cehenneme dön- dü. Olaydan bırkaç gün sonra Peterson'daki Türk- lerin gözaltına alındığı haberleri gelmeye baş- ladı. Halk Müslümanla- ra nefretle bakmaya baş- ladı, polis istediğı kişiyi sorgusuz sualsiz gözaltı- na alıyordu. Ben de New Jersey'de fazla kalamaya- cağuru anladım. - Sizin gözalüna ahn- mamz nasıl gerçekleşti? AKAN-O kadar çok Türk gözaltına almmış- tı ki bız de bır arkada- şımla eğitim ımkânlan- nı araştırmak için Kana- da'ya gitmeye karar ver- dık. Sınıra kadar arabay- la gidip vize işlemlerinı oradahalledecektik. An- cak sınırda yasadışı hiç- bir şey yapmadığımız halde gözaltına alındık. Bır şey sorduğumuz za- man "Konuşnıavın, sa- dece sorulara cevap ve- rin" gibi şeyler söyleyip hakaret ediyorlardı. - Daha sonra eezaevi- ne >t)Uandınız_. AKAN - O gün bizi Franklin'de bir hapisha- neye koydular. Bır hafla sonra, daracık bir ceza- evi arabasında saatlerce seyahat ederek Pensil- vanya'daki York Hapis- hanesi'ne sevk edildik. Transfer işlemi sırasında gördüklerimiz, kesinlik- le insana yapılacak bir muamele değildı. -YorkHapishanesi na- sıl bir yenh'? AKAN-Çok kalaba- lıktı. Fılmlerde gördü- ğümüz gibi belalı tipler, size laf atan zenciler, Meksıkalılarla falan do- luydu. 26 gün sonra mahkemeye çıktığımız- da bize atılan tüm suçla- n kabul ettik. Örneğin 'ABD'dekaçakkahyor- dunuz,ö> ledeğil mi" de- dıklennde "Evet* diyor- duk çünkü biliyordûk ki hayır dersek mahkeme en az 6 ay sonraya gün veriyor. En sonunda tüm suç- lan kabul edip 3 gün son- ra tahliye ve sınırdışı edıldık. Aile başına 20 milyar verilecek Yardımı 'manevi dııygıdarla' belirlemişler! • İstanbul'daki bombah saldınlarda ölenlerin yakmlanna yapılacak yardımuı miktan yasal düzenleme olmaması nedeniyle matematik hesabına kaldı. Valilik, yardımırı "manevi duygularla' belirlendiğini dile getirirken Başbakanhk Müsteşarlığı 'konuyla ilgileri olmadığını* belirtti. EVRÎV1KAYA Türkıye'de^terörol»'- lan sonucunda mağdur olanlann zararlannın karşdanmasına ilişkin" yasal bır düzenlemenin olmaması nedeniyle İs- tanbul'daki bombah sal- dınlarda ölen "Türk va- tandaşlaruım n yakınla- nna yapılan yardımın şekli matematik hesabı- na kaldı. Başbakanhk Acil Yardım Fonu'ndan aktanlan 6 trilyon lirauk ödenekten hasarlı bina sahiplerine ve yaralılara yardım yapıldıktan son- ra geriye kalan 1 trilyon 20 milyar, ölen Türk sa- yısı51'ebölündü. Terör saldınsında ölen- lerin yakınlanna, büyük otobüs firmalanrun ka- za sonucu ölen yolcula- rınm yakınlanna verilen tutarla aynı tutarda, 20 milyar lira ödenmesi, te- rör mağdurlanna verile- cek tazminatlar konusun- daki yasal boşluğu orta- ya çıkardı. Valilik yetld- lileri, yardım miktannın "maneviduygularia" be- lirlendığını dile getirir- ken Başbakanlık Müste- şarlığı yetkilileri proje- nin Istanbul Valiliği'ne ait olduğu için "konu ile ilgilerinin olmadığını" söylediler. Terör zararlannı karşı- layacak bir yasa ohna- masını büyük eksiklik olarak değerlendiren Is- tanbul Valisi Muammer Güler de "Şu anda TBMM'de terör mağ- durlannın zararlannın tazmini ile ilgOi yasa ha- zırianmak üzere" diye komıştu. Verilen paranın tazminat değil "yardım" olduğunu vurgulayan Güler, yaralann sanldı- ğını belirtirken yurttaş- lar hasargörenevleriya da işyerleri için Vakıflar Bankası'nınverdiği dü- şük faizli özel krediyi kullanmaya başladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle