Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 29 ŞUBAT 2004 PAZAR
HABERLER
DÜNYADABUGUN
ALİ SİRMEN
Futbolu Artık
Sevmiyorum
Sevgili,
Neredeysealtmışyıldırfutbol maçlannı izliyorum.
Fazla abartmadan söyleyebilirim ki, bunun kırkbe-
şnde, dışarda ya da içerde olmadığım zamanlarda
Galatasaray'ın hemen hemen bütün maçlannı, hat-
ta kimi zaman yurtiçi ve dışı deplasmanlannı da iz-
ledim.
On yıl süreyle Cumhuriyet ve Milliyet'te futbol kri-
tiği yazdım.
Okulumda kunjlmuş olan Gaiatasaray Kulübü'nün
kongre üyesiyim.
Son beş yıldır çoğu zaman bütün önemli maçla-
n, televizyonda sektiımeden izliyonjm, daha doğ-
aısu izliyordum.
Bundan böyle izlemeyeceğim, çünkü artık futbo-
lu sevmiyorum.
Futbolun birsiyasi afyon olarak kullanılmasından
değil soğumam. Çünkü futbolun yanı sıra artık o ka-
dar çok toplumsal afyon var ki, bunlann hepsine kü-
secek olsam, toplumsal yaşamdan el ayak çekip
inzivaya göçmek gerek.
Üstelikfutbolun, özellikJe üç büyük kulübümüzün,
ortak kimlik yaratma açısından, kimi yararfı işlevle-
ri de olduğunu burada yazmıştım.
llk önce, bu sporun ya da şimdiki şekliyle göste-
rinin demek daha doğru olacak, anavatanı Ingilte-
re'de boy gösteren hooliganizmin de, futbolun ken-
disinden değil, daha çok ülkenin sosyo ekonomik
koşullanndan kaynaklandığını herkes kabul ediyor.
Son yıllarda Türkiye'deki gelişmelere de bu açı-
dan bakılabilir.
• • •
Futbol dünyasında, futbolcu, eski futbolcu, yö-
netici ve spor yazan olarak, tam anlamıyla beyefen-
di, kültürlü, hoşsohbet insanlarla karşılaşıp, tanış-
tım.
Bu tanışıklıklar ve dostluklar, bana kimilerinin "fut-
bolcu "ya önceden yapıştırdıklan etiketin ne kadar
komik olduğunu gösterdi.
Ama bütün bunlan anımsamam da, artık futbol-
dan soğumama engel olmuyor.
Son yıllarda futbolumuzda, palavra, şiddet, van-
dalizm ve mafya egemenliğindeki küçük çıkar he-
saplan hızla tırmanıyor.
Kuşkusuz futbol kamuoyu da bu konuda çok
suçlu.
Ahmet Çakar'ın vurulması üzerine kendisiyle ta-
nıştığımız günleri anımsadım.
Başanlı bir FIFA kokartlı hakemlik yaşamını geri-
de bıraktıktan sonra spor yazarlığına geçen tıp dok-
toru Ahmet Çakar ile yaptığımız bir Çanakkale se-
yahatinde, maçı beklerken yediğimiz öğle yemeğin-
de, kendisine sormuştum:
- Ahmet Bey, sizin gibi sakin tabiatlı, beyefendi
bir kişi bu futbol dünyasında incinmeden bunca yıl
nasıl yaşayabilmiş?
Mütevazı bir gülümseme ile yetinmiş, fazla bir
şey söylememişti.
Aradan zaman geçti, Ahmet Çakar'ın televizyon-
daki biçemi, görüntüye yansıyan kimliği değişti. Bu
sakin, temkinli spor adamı gitmiş, yerine sert, za-
man zaman kendi kişiliğine yakışmayacak kadar ka-
ba, saldırgan bir kişi gelmişti.
Işin ilginci, Ahmet Çakar bu kimliği ile önceki dö-
nemi aşan bir popülariteye ulaşmıştı.
Kısacası, onu kurda çeviren, içindeki kurt değil,
toplumsal talep olmuştu.
• • •
Benzeri bir olumsuz gelişmeye Gaziantep'te ta-
nıkoldum.
Çeşitli vesilelerle gittiğim, insanına, kültürüne, de-
yişine hayranlık duyduğum Gaziantep'te en aşağı
beş - altı kez maç izledim.
Çok değil, on yıl önce, tartışmalı bir hakem kara-
nyta Galatasaray'ın kazandığı bir maçın sonrasın-
da, Doğan Koloğlu ile birlikte, basın tribününden
çıktık, halkın arasından yürüye yürüye, iki kilomet-
re kadar ötedeki otelimize gidiyorduk.
Ev sahibi takımın taraftarlan bizi tanıyorlardı, ama
hiçbirinden, bırakın saldınyı bir yana, sataşma, laf
atma, ima bile duymadık.
Yalnızca içlerinden biri,
- Sana inanınz Doğan Ağabey Allahaşkına söyle
hakem kararı doğru muydu? dedi.
Ve Doğan Abi'ninyorumunu, kendi görüşüneuy-
masa bile saygıyla dinledi.
Son zamanlarda şu Gaziantep seyircisine bir ba-
kın! Türk futbol kamouyu, Gaziantep seyircisini de
aşağı aşağı, kendine doğru çekmişti.
Hafta içinde Ahmet Çakar'ın kurşunlanması ilk olay
değil.
Futbolda mafya, vandalizm, şiddet kol geziyor;
üstelik en üst düzeylerden destek görüyor.
Ben de futbol ile ilgilenir, sonuçlan ilgi, hatta he-
yecanla izlerken artık artan ölçüde, kendimi bu diş-
lilerin arasına sıkışmış gibi hissetmeye başladım.
Bu yüzdendir ki, bu haftaki Gaiatasaray Fener-
bahçe maçını bile TV'den olsun izlemeyeceğim.
Yine Galatasaraylıyım. Ama bu mafya ve vanda-
lizm oyununa katılmayı reddeden bir Galatasaray-
lı. Adım gibi biliyorum ki, bencileyin davranan Fe-
ner ve Beşiktaşlılar da vardır.
Sayılanmız şimdilik az olabilir, ama böyle gider-
se gelecekte çok artacaktır.
Mehmet Bölük'ün acı günü
• İstanbul Haber Senisi - Eskı CHP tstanbul tl
Başkanı Mehmet Bölük'ün eşi Neslihan Bölük dün
yaşamını yitirdi. Bölük, ani beyin kanaması
nedeniyle kaldınldığı Haydarpaşa Numune
Hastanesi Reanimasyon Merkezi'nde 9 gündür
tedavi altındaydı. Neslihan Bölük, bugün Şişli
Camii'nde ikindi vakti kılınacak cenaze namazının
ardından Feriköy Mezarlığı'nda toprağa verilecek.
AKPr
Şişrde umduğunu bulamadı
• İstanbul Haber Servisi - AKP'nin Şişli beledjye
başkan adayı Muhsin Divan'ı tanıtma amacıyla
düzenlediğı miting Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali
Coşlam, tstanbul büyükşehir belediye başkan adayı
Kadir Topbaş ve diğer yetkililerin katılımına karşın
sönük geçti. Katılımın az olduğu mitingde Türk ve
AKP bayraklan taşıyan partililer, "Türkiye sizinle
gurur duyuyor" şeklinde sloganlar attı ve
ellerindeki balonlan patlattı.
CHP, Kamu Yönetimi Tasansı görüşmelerinde Başbakanlık Müsteşan'na yönelik eleştirilerini sürdürdü
'Dmçer maskesmi çtkarch
9
• CHP Grup Başkanvekili
Topuz, 'Dinçer'incumhuriyeti
savunduğunu söylemenin'
mümkün olmadığım belirtti.
CHP'li Oyan ıse Kamu
Yönetimi Tasansı 'nın gerçek
amacının anlaşılmasında en
büyük katkıyı Dinçer'in
yaptığını vurguladı.
A1NKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
TBMM'de Kamu Yönetimi Tasansı
görüşmelerinde söz alan CHP sözcü-
leri, Başbakanlık Müsteşan Omer Din-
çer'i hedef almayı sürdürürken "Din-
çer, maskeli baloda maskesini çıkaran
kişidir. Bu sayede gerçek düşünceleri-
ni öğrendik" dediler. Dmçer'le konu-
şup ne kastettiği konusunda bilgı aldı-
ğuiı aktaran Başbakan Yardımcısı Meh-
met Afi Şahin ıse "Hiç kimse endişe et-
mesin. Türkiye Cumhuriyeti hüküme-
ti, cumhuriyet UkeJerine sadıkür, sa-
hiptir ve onun korunmasına özen gös-
terecektir" açıklamasını yaptı. CHP
Grup Başkanvekili AK Topuz, "Ya sa-
yın bakan inaıunak istediği için inan-
mış ya da müsteşar kendisini kandır-
mış. Böyle bir makale yazan ve bugün
de bu görüşleri savunduğunu söyleyen
bir kişinin cumhuriyeti savunduğunu
DlNÇER,TÜRKtYE'DEYÖNETlMZlHNrreTtNlNGERlKALDIĞINlSAVUNDU :
Hazırladığı tasarıya sahip çıkü
AJVKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakanlık
Müsteşan Ömer Dinçer, hazırladığı Kamu Yönetimi
Temel Yasa Tasansı'nı savundu. Fetnaflan Gülen'e
yakınlığıyla bilinen Türkiye Yazarlar Birliği'nde
(TYB) düzenJenen etkinlikteki konuşmasına
"Allah'ın selamı ve rahmeti üzerinizde olsun" dıye
başlayan Dinçer, tasansını savunurken Türkiye'nin
yönetim zihniyetinin geri kaldığını ileri sürdü. Dinçer
konuşmasında, Türkiye'de yeniden yapılanmanın
"fikri, ahni değJşim* olduğunu kaydederek
Türkiye'nin yönetim zihniyetinin geri kaldığını öne
sürdü. Vakit gazetesinde "Asım Yenihaber" takma
adıyla "Onbaşı bile olamayacaklann general olduğu
ülke" başlıklı yazıyı yazdığı belirtiien RTÜK üyesi
Mehmet Doğan da etkinliğe katıldı. Doğan,
gazetecilerin, Vakit gazetesinde takma adla yazdığı
savlanan yazı nedeniyle 312 generalin hakkında
açtığı davaya ilişkin sorulannı yanıtladı. Hakkındaki
iddıalan yargının çözeceğini belirten Doğan,
Telekom'un konuya ilişkin yazısımn anımsatılması
üzerine, yapılan açıklamanın yanJış
değerlendirildigini savundu. Doğan, "Siz befirti
saarlerde teiefon konuşması yapryorsunuz.
Konuştuğunuz PTT'nin kayıtiannda var. Ama ne
konuştuğunuz yok. Yapılan açıklama bundan ibaret"
dedi. Doğan, "Mahlasla mı yazryorsunuz" sorusuna
"Niye mahlasla yazayım. Benim ismim, cismim,
vazariık şöhretnn var" yanıtını verdi.
söylemek mümkün değUdir" diyerek
Şahin'e tepki gösterdi.
TBMM, Kamu Yönetimi Tasansı
için hafta sonu mesaisi yaptı. CHP'li
Yakup Kepenek, hükümetin Dinçer'in
görüşleriru benımsedığini söyledı. Baş-
bakan Yardımcısı Şahin ise "Dinçer'in
9yıl önceyapnuşolduğu konuşma,her-
hangi bir dijıin kurallannın devletku-
rah haline gelmesini yansrtryorsa biz
hükümetolarak,parti olarakböylebir
görüşü benimseyemeyiz" dedi Din-
çer'le konuştuğunu ve bu konuşmada
ne kastettiğini sorduğunu aktaran Şa-
hin, "Cumhuriyet hükümetleri, halkn
mızın beklediği hizmederi yapmakta
acizkakü. Cumhuriyeti güçlü kümarun
yolu, cumhuriyeti halka tnal etmek"
karşılığını aldığını söyledi. Anayasa-
nın "din ve vicdan özgürlüğü" ile ilgı-
li 24. maddesini okuyan Şahin, Bu
maddede "kimsenin, devletin sosyal,
ekonomik,siyasiveya hukukitemel dü-
zenini kısnıen de olsa din kurallanna
dayandırmak amacıyla dini istismar
edemeyeceğinin" denildiğine dikkat
çekti. Şahin "Türkiye Cumhuriyeti
devieti herhangi bir dinin kurallanna
göre yönetilmeyecek, ancak v^atandaş-
lann dini inanç ve ibadederini özgürce
yapmalan temin edilecektir. Bizim la-
ikKkanla>ışınıı/ budur" diye konuştu.
CHP'lı" Topuz, "Başbakan Yardım-
cısı Şahin, Dinçer'le görüştüğünü ve
kendisine inandığını sö\1edL Ya sa\in
bakan inanmak istediği için inannuş
ya da müsteşar kendisini kandırmış.
Böyle birmakaleyazanvebugündebu
görüşleri savunduğunu söyleyen bir ki-
şinin cumhuriyeti saMinduğunu söyle-
mek mümkün mü?" dedi. CHP'li Me-
sut Özakcan, Şahin'in "tasan Din-
çer'in değil, hükümetintasansHbr" de-
dığine dikkat çekerken "Sizin buzağı-
nız me>danJarda dolaşıyor. Tekvizyvn-
lara çıkıp bu tasarrvı ben hazuiadım,
dhor. AKP hükümed. Dinçer'in mas-
kesimidir'' diye sordu. CHP'li İzzetÇe-
tin, -Memurlann performansını ra-
mazanda yemekhaneye gidip gitmedi-
ğinegöremi değeriendireceksiniz" gö-
rüşünü dile gerirdi.
'Başbakan istifa etmeü'
CHP'li Oğuz Oyan, tasannın ger-
çek amacının anlaşılmasında en bü-
yük katkıyı Dinçer'in yaprığını söyle-
di. Oyan. "Kendisine teşekkür etmek
gerekir. Dinçer, maskeli baloda maske-
siniçıkaran kişidir. Onlann gerçek dü-
şüncelerini öğrendik bu sav^de. İstifa et-
mesi gereken kişi Dinçerdeğil, Dinçer'i
gÖrevde tutan Başbakan'dır" dedi.
Diyarbakır
İP'ye
izin yok
DÎYARBAKTR (Cum-
huriyet Bürosu)- Diyarba-
kır Valihğı ÎP 11 Örgü-
tü'nün KKTC Cumhur-
başkanı Rauf Denktaş a
destek vermek için düzen-
lediğı etkinlik öncesinde
Atatürk Anıtı'na çelenk
koymasma izin vermedi.
Valiliğin yasak karan-
ru eleştiren Diyarbakırbü-
yükşehir belediye başkan
adayı Ulaş Gencer anıta
çelenk koymasaiar bile
Ankara'ya hareket etme-
den önce Istasyon Meyda-
nı'nda basın açıklaması
yapacaklarını söyledi.
Gencer. "Ülkeninherye-
rindeyasakoisa bflekamu-
oyıına olumlu bir mesaj
verilmesi için Dijarba-
kır'da izin v«rihnesi gere-
kirdi" diye konuştu.
ÎĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
#»••••
Karademir kendini yakmışt-ı
F tipinde
108. ölünt
YTP'den aynlan Oktay, Taşdelen ve Karakaş'ın kendisine destek olacağını açıkladı
Sirtnen seçim stratejisini belirledi
HİLALKOSE
CHP Istanbul büyükşehir
belediye başkan adayr Sefa
Sinmen, YTP'den aynlan Sey-
fı Oktav. Doğan Taşdeten ve
Ercan Karakaş'ın ılerıkı
günlerde kendisine destek
vereceklerini ifade etti. Sir-
men, CHP tl Orgütü'nde par-
tisinin ilçe belediye
başkan adaylan
ile bir araya ge-
lerekstratejitop-
lantısı yaptı.
Seçim
progra-
mında birlikte hareket edebil-
mek için bir araya geldiklerini ifa-
de eden Sirmen, kendi adaylığı
konusunda iddialı olduğunu söy-
ledi. Belediye başkan adaylığı
kesinleştikten sonra çok olum-
hyorlar" diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal ve SHP lideri MuratKa-
rayalçuı arasındaki Ankara için
tek aday belirlenmesine ilişkin
tarnşmalann ileriki günlerde ke-
• CHP'nin tstanbul büyükşehir belediye başkan
adayı Sefa Sirmen, partisinin Istanbul'daki ilçe
adaylanyla bir araya gelerek strateji toplantısı yaptı.
lu tepkiler aldığını dile getiren
Sirmen, "Tereddüdümüz yok,
her günarûyoruz.Adayhğun ke-
sinleşince yoğun bir ilgi ile kar-
şılaşönı. İstanbul'da beni kucak-
sinlik kazanacağını söyleyen Sir-
men, "Tekadaybethieme konu-
sunda Ankara'da çok uğraşıldL
tleriki günlerde güçlü olan ada-
ya destek ohınmahdır~ diye ko-
nuştu. YTP'den aynlanlann ile-
riki günlerde kendisine destek
verecegini de açıklayan Sirmen,
"YTP'den aynlan arkadaşlarla
bu sabah görüştük. Önümüzde-
ki günlerdebana destek verecek-
lerini ifade ettiler" dedi.
CHP Adalar adayı DemirKa-
rahan'ın önceki gün düzenledı-
ği yemeğe katılan Sirmen. "Sos-
yal beledivecilik anlayışmı orta-
ya kovacağız,tstanbul'un en bü-
yük sonınu ulaşun, gerekirse 3.
köpriiyü \-apm alondan ravt sis-
tem geçireceğlz. Yoksulhıknede-
nijte kimsenin eğitimini btrakma-
sına izin vennejeceğiz'' dedi.
ALPERTURGUT
Kandıra F Tipi Ce-
zaevi'nde 130 gün-
dür ölüm orucunda
bulunan 31 yaşuıda-
ki Muharrem Kara-
demir'in tecridi ve tu-
tuklu yakmlanna yö-
nelık baskılan pro-
testo etmek amacıy-
la kendisini yakma-
sıyla yaklaşık 3.5 yıl-
dır süren eylemde ya-
şamını yitirenlerin sa-
yısı 108'eulaştı. Ba-
sın Konseyi'nin ra-
porunda cezaevinde-
ki gazeteciler arasm-
da adı geçen Karade-
mir'in kardeşi Uğur
Karademir de ölüm
orucu eylemi nede-
niyle hafızasını kay-
behnişti.
Kurtardamadı
Kandıra F Tipi Ce-
zaevi'nde önceki gün
kendisini yakma giri-
şiminde bulunan Mu-
harrem Karademir
adlı hükümlü Kocaeli
Devlet Hastanesi'ne
kaldınldı. Burada ya-
pılan ilk tedavisinin
ardından durumu
ağırlaşan Karademir,
İstanbul Tıp Fakülte-
si Hastanesi 'ne sevk
edildi. Ölüm orucu
eylemcisi Karademir,
hastanede yapılan
müdahalelere karşın
kurtanlamayarak ya-
şamını yitirdi.
Sıvas doğumlu
Muharrem Karade-
mir, 1992yılı Haziran
ayında tutuklanarak
Bayrampaşa Ceza-
evi'ne konulmuş, Ha-
yata Dönüş operas-
yonu sonrasında Kan-
dıra F Tipi Ceza-
evi ne nakJedilmişti.
Karademir, eylemin
3. yıldönümü nede-
niyle 20 Ekim 2003
günü cezaevlerinde
ölüm orucuna başla-
yan 8 kişi arasında
bulunuyordu.
Cenaze töreni
10. ölüm orucu eki-
bi (Gültekin Koç
Ölüm Orucu ekibi)
üyesi Muharrem Ka-
rademir'in kardeşi
Uğur Karademir ise
ölüm orucu sırasında
vvernicke korsakoff
hastalığına yakalana-
raksakatkaJmıştı. Ka-
rademir'ın adı, Basın
Konseyi'nin 1998 ve
1999 yıllarında ya-
yımladığı "Cezaevle-
rindeki gazeteciler"
raporunda, "doğru-
dan doğruya gaze-
tecilik ile ilgili bir
nedenle hapis ceza-
sına çarptırılan ga-
zeteciler" listesinde
yer ahyordu.
Karademir'in ce-
nazesi bugün saat
13.00'teGaziCeme-
vi'nde yapılacak töre-
nin ardmdan Cebeci
Mezarlığı'nda topra-
ğa verilecek.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Azra Erhat'ı okuyorum. Işte In-
san (Ecco Homo) (Can Yayınları)
kitabında eski Yunan'a yolculuk-
lar yapıyor. "Kadınla Erkek" baş-
lıklı yazısında aşka ve insana da-
ir, geçmiş örneklere uzanıyor. Ho-
meros'un ünlü Odyssea desta-
nındagüzel Helen üzerine yapılan
büyük kavgadan yola çıkarak şun-
ları söylüyor: "Peki Phren'de,
Thymos'ta, hangi merkezde olur-
$a olsun, ne duyar, nelerduyarbu
insan? Insandır ya, istek duyar,
sevgi duyar, kadın erkek seviş-
mek, birleşmek ister. Sevişmek
için Homeros hep aynı deyimikul-
lanır; sevgiyi, yatağı paylaşmak
yahut sevgiyie yatakta kaynaş-
mak diye çevirebileceğimiz bir
deyim."
Birgüzel kadın uğruna Helen'in
eski kocası Menelaos'la, yeni ko-
cası Paris, Troya'da büyük bir sa-
vaşa tutuşurlar. Eski koca Mene-
laos savaşı kazanmak üzereyken
Troya Savaşı'nda Âşıklar...
Tannça Afrodit, Paris'i savaş mey-
danından kaçırır ve Helen'in yata-
ğının üzerine bırakır. Güzel Helen,
savaşta yenik düşen yeni kocası
Paris'in koynuna ginmek istemez.
Onunla sevişmek gelmez içinden.
Güzel Helen yenik kocası Paris'e
şunları söyler:
"Savaştan geri döndün demek,
I orada kalaydın da öleydin keş-
ke,l eski kocam, o güçlü adam,
eziverseydi seni./Gücünle, kar-
gınla övünür dururdun boyuna./
Ares 'in sevdiği Menelaos 'tan üs-
tündün hani?/Çağırşimdi onu ha-
di gitjbir daha dövüşsün senin-
le, gelsin.J Yok, otur oturduğun
yerde, varma ileri,/sanşın Mene-
laos'la dövüşeyim deme sakin,
kargısı altında hiç olmazsa can
verme."
Paris ise her erkek gibi güzel
Helen'le sevişmek isteğiyle yanıp
tutuşuyordu. "...Seninle sevişe-
lim gel şu döşekte,/sevgi hiç dol-
mamıştı içime bu kadar./ Deniz-
leri aşan gemilerle şirin Lakeda-
imon'dan/ seni kaçırıp, kayalık
adada, döşekte sarmaş dolaş ol-
duğumuz gün bile/şu anda sev-
diğim gibi sevmedim seni./ Tatlı
istek hiç sarmadı beni böylesi-
ne."
Afrodit, zaten onları sevişmek
için bir araya getirmişti. Afrodit'in
istediği olur, sevişirler.
Troya Savaşı'nın bir başka aşk
öyküsü de Tannça Hera ile Tann-
lann babası eşi Zeus arasında ge-
çer. Tanrıça Hera, kocası Zeus'u
Troya Savaşı'nda uyutup Akha-
lar'dan yana savaşın kaderini de-
ğiştirmek için onu sevişmenin et-
kili alanına doğru çekmek ister.
Hera süslenip püslenip Zeus'un
karşısına çıkınca Tanrıların baba-
sı kendinden geçer, savaşı unutur,
aşka doğru koşar. Zeus, Hera'yı ik-
na edebilmek için şiire başvurur:
"...ne olur Hera, /yatalım gel sar-
maş dolaş olalım yatakta, doya-
sıya,/bugüne dek ne bir tannça-
ya, ne birkadına karşı/ yüreğime
akan aşk böyle altüst etmedi be-
ni... " Daha da ileri gider ve şu söz-
leri söylemeyi de gerekli görür:
"Senibile hiçbirzaman sevmemiş-
tim şimdiki gibi."
Homeros, ünlü Odyssea desta-
nında tannlann aşkını da şöyle an-
latır: "...aldı karısını koynuna, sa-
nldıjtannsal toprak yumuşak bir
çimen saldı,/taptaze lotos birha-
lı serdi toprakla aralanna,/ safran-
lardan, sümbüllerden, tatlı bir ha-
lıjuzanıverdi ikisi de halının üstü-
ne, /sardı onlan güzel biraltın bu-
lut, buluttan çiy damlalan akıyor-
du pınlpınl./Tannlann babası, yük-
sekGargaros Tepesi'nde/koynun-
da kansı, mışıl mışıl uyuyordu."
•••
Insanlığın aşk seriiveni hiç bit-
medi. Azra Erhat, etkili ve sürük-
leyici kalemiyle, eski Yunan'ın de-
rinlerinden daha ne çok aşk hikâ-
yeleri aktarıyor. Hektor ve Andro-
makhe'nın aşkı da ayrı bir öykü-
dür. Azra Erhat, Homeros'a ne-
den ve nasıl başvurduğunu şöyle
anlatıyor: "llkin, uygariığımızın ilk
ozanı, yurttaşım Homeros 'a baş-
vurdum. Koca ozan insanlannı çı-
nlçıplaksermişti gözümüzün önü-
ne. Karşılıksız bırakmadı sorula-
rımı. Üç bin yıldırakan ırmağın kı-
yılannda bir o insana baktım, bir
sana baktım çağdaşım." Azra Er-
hat'ı yıllar önce yitirdik. Homeros'u
ise bin yıllar önce. Hayat akıp gi-
diyordu.