17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 ŞUBAT 2004 PAZAR OLAYLAR VE GORUŞLER EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Anı Yazmak "Nasıl olur kalmasın bır ız avucumuzda Nasıl yok olur her şey büsbutün sılınerek Demek vefasız zaman o demlen bır daha Gerı getırmeyecek?" Lamartme'm unlu 'Gol'şıınnı okudum bırkezdaha Ara- yıp bularak okudum. Okumak ıstedım' Zamanın elınde bır oyuncak olmanın bılıncını duyduğumuz anlar olur, oyle bır andı ışte1 Anı yazmak moda mı oldu"? Bakıyorum anı krtaplan bır- bın ardına çıkıyor Yazariar, sanatçılar, pohtıkacılar, hatta te- levolecıler1 Geçen gun gazetede okudum, unlu bır oyun- cumuz "Anılanmı yazıyorum, oyle gızlı kapaklı değıl, her şeyı açık açık, adıyla sanıyla belırterek Kıtap çıkar çık- maz altı ay yurtdışına kaçacağım " demış Anı nıye yazılır'? özel yaşamının oykusunu kımleryazar, yazmalıdır? Toplum yaşamında, belırlı alanlardaçaba har- camış, nıce olaylara tanık olmuş, nıce ınsanları yakından tanımışolanlar Gelecekkuşaklaraornekalacaklanbırşey- ler bırakmak ısteyenier Vıctor Hugo'nun 'Gordüklenm', HalrtZrya'nın 'Kırk Yıl'\ ılk aklıma gelenler Bızde Muhsın Ertuğrul'un, Mücap Of- luoğlu'nun, Vasfi Rıza'nın, Alev Surun'nın tıyatro yaşa- mı anıları vb Anı yazmak hem çok kolaydır, hem de çok zordur ön- ce yazarın bır sorumluluk taşıması gerekır Hem kendıne, sonra da okurlanna, daha doğrusu gelecek kuşaklara kar- şı Pek çok şey gormuş, pek çok ınsan tanımış, pek çok olayın tanığı olmuşsunuzdur Bunlan bır dış gozlemcı gıbı anlatmasını bılenlersayılıdır Kımı, kendısının neonemlı, ne vazgeçılmez bır varlık olduğunu kanıtlamaya çalışır Zaman zaman bana da "Anılannıyazsana" dıyenler ol- muştur Hıçbır zaman toplumun belleğıne kazandırılacak anılarım olduğunu duşunmedım Bır yazar, bır gazetecı olarak belıtiı olayları, kışılerı çeşıtlı yazılarımda anlatmakla yetındım 0 da, kışıhklere ozel yaşantılara gırmeden1 He- pımızın bıryaşantısı var Kaç yıl yaşamış olsak da gorduk- lerımız, bıldıklerımız var Ama başkalarını ılgılendınr mı, başkalarına sunmaya değer mı dıye duşunmek gerekır Son zamanlarda anılannı yazanlarçoğaldı Çoğunu oku- dum, okuyorum Doğrusu ya bır şey kazandığımı soyleye- mem' Kalkıyorlar kendılennı, aılelerını, yakınlarını anlatı- yorlar Oysa kımsenın bılmedığı, tanımadığı yaşamların oy- kulenmesı okurlara ne kazandınr' Boyle anılar, roman nı- telığıyle yazılsa belkı bır değer taşır 0 da guzel bır anla- tımlayazılmışsa 'Benım hayatım bır romandır' demeyen yoktur Gerçekten de her bıreyın yaşamoykusu ılgınç se- ruven olur Amaetkıleyıcı bıçımde kâğıdadokulebılmışse "Ben anılanmı yayımlayacağım, unlü kışılenn gerçek yuzlennı bır bır açıklayacağım" dlyenlenn ortaya koyacak- ları bır çeşıt televoledır 1 Yanı dedıkodu kıtabı 1 Alı neymış, neyapmış, Velı kımı sevmış Ayşe kımle kaçmış, Fatma kım- le kapanmış 1 Cınsellık de ışın ıçıne gırdı mı okuyucusu çok oluyor 1 'Benım anılarım yayımlanınca soluğu yurtdışında alacağım" dıyen kışı gıbı duşunenlerın yazdıklan bırsabun kopuğu gıbı kısa surede uçar gıder Anılanmızı, guncelerımızı kendımız ıçın yazmalıyız Gun gun, yıl yıl» Fransız şaırı Lamartıne, "Ebedı gecesmde bu donüşsuz sefenm/ Hep başka sa- hıllere doğru sürûklenen bızl Zaman adlı denızde bır gün bır lahza ıçın/ Demırieyemez mıyız?" dıye sormuştu Bu soruya yıne kendısı yanıt vermıştr Insan ıçın lıman yok, sahılyok zaman ıçın/ 0 geçer, bız goçenz " Anı yazmak guzeldır, ama sorumluluğunu bılıyorsak Edebiyat Fakültesi'nin Önemi... Ünıversıteler fakultelerden oluşur Bu fakultelenn hepsı önemhdır, ınsanlığm bılgı dağarcığına durmadan yenı bılgıler taşımışlardır Boyle olmakla bırlıkte, edebiyat fakultelennın goz onunde tutulması gereken aynlıklan bulunduğu unutulmamalıdır Bu fakulteler, bır ülkedekı vatandaşlann ınsanlık bılıncı kazanması. bırey olma nıtelığı edınmesı açısmdan hıçbır zaman vazgeçılemeyecek kuruluşlardır Arslan KAYNARDAĞ # stanbul Unıversıtesı Edebiyat Fa- I kultesı'nde bitirme tezleri sergısı açıldı Bu ılgı çekıcı sergıyı tanıt- madan once "üniversite'' ve "fa- külte" kavramlan uzennde kısa- ca durmak ıstıyorum Çağdaş umversıte, uygarhğın kalesı de- mektır Bu kale saldınya uğrarsa başta laıklık ve ozgurluk ılkelen olmak uze- re butun toplum tehlıke ıçınde kalır O ılkeler zedelenınce bılım de çok şey yı- tınr 17 yuzyılın ortalanndan sonra. dın- sel ve skolastık ortaçağ duşuncesıne kar- şı ozgurluklennı elde etmeye başlayan unıv ersıteier buyuk çalışmalar ıçıne gır- mışler, toplumlara uygarlık, kultur ve bılım alanında çok şey kazandırmışlar- dır Ünıversıteler fakultelerden oluşur Bu fakultelenn hepsı onemlıdır, ınsanlığın bılgı dağarcığına durmadan yenı bılgı- ler taşımışlardır Boyle olmakla bırlıkte. edebiyat fakul- telennın goz onunde tutulması gereken aynlıklan bulunduğu unutulmamalıdır Bu fakulteler, bır ülkedekı vatandaş- lann ınsanlık bılıncı kazanması, bırey ol- ma nıtelığı edınmesı açısmdan hıçbır zaman vazgeçılemeyecek kuruluşlardır Otekı fakultelerdekı çalışmalar, oğre- tım ve oğrenımler daha çok "meslek- sel" edınımlere, teknık ya da fen dedı- ğımız bılgılere, "bürokrasi" ışlemlen- nı kavramaya yonelık olduğu halde, ede- biyat fakultesının alanı kulrurdur, ın- sanlığa olduğu kadar ulusal kulture ılış- kın değerlerdır Bu fakultenın adındakı "edebiyat" sozcuğu nedenıyle akla yalnız şnr, ro- man gıbı konular gelırse yanlış olur (1) Istanbul Unıversıtesı'ne baktığımızda, yuz ellı yıla yakın bır geçmışı olmasına karşın çağdaş nıtelık kazanmasında epey- ce gecıktığını goruyoruz Bu unıversıtenın en buyuk ve onemlı aşamalan Cumhunyet donemınde, ozel- VAKKO IMZALI BIR ÖDÜL GECESI VAKKO 3SCARSBU GECE ÖZEL KONUKLAR İLE CANLI YAYIN KIRMIZI HALI 01:00 ÖDÜLTÖRENİ 03:00 lıkle de 1933 Atatürk Ünhersite Refor- mu'ndadır Atatürk'un, ınsan ve toplum hayatın- da bılımın ışlevıne ne denlı onem \ er- dığını bılıyoruz Bunu dıle getınrken "edebiyati" kuçumsedığı sanılmamah- dır Istanbul Unıversıtesı Edebiyat Fa- kultesı'nın kendısıne 1923'te onursal profesörlük vermesı uzenne gonderdı- ğı teşekkur telgrafında şoyle dıyordu (2) "...Türk kültürünün odağı olan fakül- tenizin onursal profesörlüğüne seçflmem- den dolayı teşekkur ederim. Ulusal ba- ğımsızuğımızı bilim alanında fakülteniz tamamlavacaknr. Bu şerefli ilerlemenin gerçekleşmesini ustlenmiş olan toplulu- ğunuz arasuıda bulunnıak benim için onur vericidir." 1933 Reformu çağdaşlıktan uzak kal- mayı surduren unıversıteye gereklı du- zenı verme duşuncesıyle yapılmıştı îs- vıçre'den çağnlan uzman profesor Albert Malche, hazırladığı raporunda onenle- nnı aynntılanyla bıldırdı (3) \ e hemen yenılıklere başlandı O zamana kadar seminer yapılmıyor- du unıversıtede. yayınlar, konferanslar duzensızdı, tez çalışması yok gıbıydı Re- formdan sonra. oğrencılen bılımsel araş- tınna ve çalışmalara yonlendırmek, oğ- rencılerden bolumlen bıtırmelennde tez hazırlamalannı ısteyıp bunlann kabulu- nu esas almak, ozellıkle edebiyat fakul- tesınde zorunlu oldu lstanbul Unıversıtesı Edebiyat Fakul- tesı'nde o yıllardan gunumuze kadar uç bınden fazla bıtırme tezı (hsans tezı) yapılmıştır Bu tezlerden bırer nusha. sınav yonetmelığı gereğınce fakultede- kı bolum kıtaphklanyla Umversıte Mer- kez Kıtaplığı'nda bulunmaktadır En eskı fakultemızı tanımak \e tanıt- mak açısmdan bunlann buyuk onemını duşunen emeklı Prof Oktaj Aslanapa ve oğretım uyesı beş arkadaşı, bolum baş- kanlıklannın yardımı ve kımı eskı oğ- rencılenn de katkısıyla bır sergı hazır- ladılar (4) Bu sergı, 1933 Reformu'ndan 1946'da- kı "mevzuaf değışıklığıne kadar geçen on altı yılın tanhsel ozellığı duşunule- rek yalnız o yıllarda yapılmış tezlenn ka- paklanndan oluşmaktadır Her kapağın uzennde tez sahıbının adını, tez konu- sunu ve uç profesorun kabul ımzasını go- ruyoruz Sergıde, o yıllarda ders v eren Turk \ e yabancı oğretım uyelenyle, bugun artık ızlen kalmayan, ancak anılarda yaşa- yan eskı fakulte bınalanmn fotoğrafla- n da bulunmaktadır Tez kapaklan arasında orneğın Felse- fe Bölümü için Hasan Ali V üceL, Macit Şükrü (Gökberk), Nusret Hızır, Adnan ve Nazife Cemgü, Şazhe Berin (Kurt), Zivaettin Fahri \ e Efser Fındıkoğlu, Erol Güney, Bedia Akarsu, Tarih Bölümü için Oktay Aslanapa, Enver Korav, Romano- loji Bölümü için Mîna Urgan, Türkolo- ji Bölümü için Fahri Iz gıbı eskı "me- zunlann" ve tanıdığımız-tanımadığımız başkalannın adlanyla karşılaşıyoruz Az yukanda Hasan Âlı Yucel'ın adı geçtı Felsefebolumundeılkbıtırmete- zını yapan odur Bır numaralı bu tezm konusunu da soyluyorum RuhveBeden Yıllar boyunca bınkıp gelen v e unıver- sıteyı zengınleştıren çalışmalann urunu olan tezlerle karşılaşmak sevındıncı olu- yor Tanhsellığını kımsenın yadsıyamaya- cağı fakultemızden, eğıtım açısmdan ol- duğu kadar kendısını tanıtması açısm- dan da bu tur etkınlıklen surdurmesını beklıyoruz 1) İU Edebiyat Fakultesı'nde bugun şu bolumler bulunuyor Felsefe, Tanh, Turk Dıh ve Edebıyatı, Sanat Tanhı, Arkeolo- jı, Sosyolojı, Psıkolojı, Pedagojı Antro- polojı, Yunan ve Latın Dıl ve Edebıya- tı, Fransız Dıl ve Edebıyatı, Alman Dıl ve Edebıyatı, Ingılız Dıl ve Edebıyatı, Arap Dıl ve Edebıyatı, Fars (Iran) Dıl ve Edebıyatı 2) Macit Gökberk, Atatürk ve Edebi- yat Fakülteleri, Bağlam (dergı) sayı 3- 8 3) Prof Albert Malche, İstanbul Üni- versitesi Hakkında Rapor, 1933 Istan- bul 4) lstanbul, Veznecıler Kuyucu Mu- rat Paşa Medresesı'nde (Fen Fakultesı gınşı yanı) açılan sergının 19 Şubat 2004 aksamına kadar gezılebıleceğı bıldınlıyor www.ntvmsnbc.com Rauf İnan: O Bir Işıktı... Hacı ANGI Eğıtımcı D eğerlı ınsan, boşluğu doldu- rulamaz eğıtımcı, yazar ve katıksız Ataturkçu M.R. tnan'ı 8 yıl once bugun 29 Şubat 19% gunu yıtırmıştık 91 yılhk yaşa- mının her anını değerlendırerek bıze ornekbıryaşambıraktı VeO artık onu- muzde bır ışık oldu Cumhunyetımızın kurulduğu yıl 18 yaşında genç bır delıkanlı olan Inan, Turk Devnmı'nı her alanda yaşayan, yaşama geçıren değerlı bır eğıtımcı- mızdır Turk toplumu ummetlıkten yurttaşlığa, uyruk anlayışından halkın egemenlığı ılkesıne, dın temelıne da- yalı bır devlet yapısından laık ve de- mokratık çızgısıne ulaşabıldıyse, bu- nu borçlu olduğu Cumhunyet done- mınde yetışmış ınançlı, Ataturkçu oğ- retmenler kımlerdır denıldığınde, ılk akla gelen oğretmenlerden bın M R tnan'dır, dıyorum M Raufînan, 1905 yılında Bmgol ılı, Genç ılçesınde doğdu Babası Sı- ırtlı Hacı Yasin Efendi, annesı Erzın- canlı Bedrive Hanım'dır Babası malmuduru olan Inan, ıl- koğrenımıne Genç'te başladı Bıre- cık'te devam ederek Urfa Sultanısı'nın (hsesı) ılk kısmıru bıtırdı Ortaokul ve lıse oğrenımım Urfa Sultanısı'nde tamamladı Bu okullarda ıken ozel olarak Fransızca, Farsça ve Arapça derslen aldı 1925 yılında lstanbul Erkek Mualüm Mektebi'nı bıtırerek Kayseri ZincidereÖksüzyurduna oğ- retmen olarak atandı 1926-1928 yıl- lannda burada uç yıl çalıştı 1927'de Sıvas'ta açılan Üköğretim Müfettişle- riKursu'na katılan Inan, gırdığı seç- me sınav ını kazanarak "Pedagoji Ens- titüsü rı ne devam etmek uzere Vıya- na'yagondenldı Avrupa'dakı oğrenı- mını tamamlayan Inan, 1931 yılında İstanbul İlköğrerim Müfettişliği'ne atandı Buradan askerlığe alınan Inan, askerlık sonrası İzmir İlköğretim Mü- fettişliği'ne atandı 1935te İzmir Mil- li Eğitim Müdür Vardimcılığı na, 1937 de de Manisa MilH Eğitim Mü- dürlüğü'ne getınldı Bu arada Mani- sa- Horozköv Eğirmen Kursu'nu açtı ve yonettı 1935 yılında oğretmen If- fet Tolga ıle evlendı 1940 yılında Eskisehir-Çifteter Köy Enstitüsü Müdurluğu'ne getırılen Inan, bu gorev de 1945 yılına kadar kal- dı Buradakı başarılı çalışmalan sonun- da Ankara- Hasanoğlan Kö> Enstitü- sü Müdürlüğü'ne atandı Aynızaman- da bu enstıtunun bunyesındekı "Yük- sek Kö\ Enstitüsü"nu de bırlıkte yo- nettı Buradakı gorevıbırbuçuk yıl sur- du 17 04 1946'da Bakanlık Mufet- tışhğı'ne atandı Koy Enstıtulen yo- netıcılennden ılk kıyıma uğrayan M R Inan oldu MR Inan'ın Bakanlık Mu- fettışlığı gıbı pasıf bır goreve atandı- ğını oğrenen I.H. Tonguç, tsmet Pa- şa'ya "Bir kez keüe vermeye başlarsanız, sıra sizede gefir" dıyerek duyduğu de- nn uzuntuyu belırtmıştır Bakanlıkta bır yıl kalan Inan'ın ba- şanlanna çelme takılmaya başlandı Artık ruzgâr ters yonden esıyordu H. AH Yücel ve t. Hakkı Tonguç gorev- den alındı Koy Enstıtulen'ne kara çalınmaya başlandı 1970 yüında Namık Kemal Ortaoku- lu oğretmenlığınden emeklı oldu Emekhlık yaşamında ve omrunun son gunune kadar hıç boş durmadı Oku- du, yazdı ve her olumlu davranışın yanında ve ıçınde oldu 1960 yılından ben UNESCO Genel Kunıl ve Yöne- tim Kurulu uyehğınde bulundu Hal- kevleri Atatürk Enstitüsü üyeüğinde ve HalkevleriYönetim Kurulu Başkan- hğı'nda da bulunan Inan, yurtıçı ve yurtdışında pek çok kongreye katıla- rak çeşıtlı bıldınler sundu Oğrencısı Talip Apaydm, "Köy Ens- titüleri'nde çahşöğı ydkn ömrünün en verimli yıllan olarak anımsardı. Tıp- kı Tonguç Baba gibi adı KÖY Enstitü- leri ile bütünleşmişti. En çok oradaki hizmetleri ile anıhrdı" dıyor M Raufînan, oğrencılenne her fır- satta "Çok okuyunuz, daima okuyunuz. Göre\ den ve çahşmaktan kaçnıavınız. Güçlüklerden yıbnavTnız. Mesleğinizi, öğrencilerinizi ve insanlan sevnuz" gı- bı oğutlerde bulunurdu Inan'ın ellının uzennde yapıtı, beş yuzun uzennde de çeşıtlı dergı ve ga- zetelerde yayımlanmış makale ve ya- zılan vardır Aynca, yurtıçı ve yurt- dışında pek çok kongrelere kahlarak bıldınler sunmuştur Yapıtlannda an ve duru bır Turkçe kullanmaya çok ozen gostenrdı Oğretmenun M Raufînan, oyle bır temel attınız kı, kazığı oylesıne sağ- lam çaktınız kı, ne kadar uğraşsalar yı- kamayacaklar O temelı değıştıreme- yecekler Sız ulkesever, ıdealıst eğı- tımcıler kuşağının çabalan unurul- mayacaktır PENCERE 'Burada Taze Balık Satılır...' 3 Kasım seçımlennden sonra bır sakıncalı soru ışaretının çengelı toplumun yureğıne takılı kaldı Nedır o1 ? Soru - AKP takıyyecı mı? • Kışı soruya takılı kuşkunun tuzağına bır kez duş- tu mu rahat edemez Gonlu daralır Bunalıma gırer llkbaharın elı kulağında, havalar duzeldı, bu pa- zar gunu kırlara çıkanların kım bılır kaçı papatya- lan koparıp yapraklannı yolacaklar - Sevıyor mu sevmıyor mu? Fal açmak eskı bır toredır, Şirazi'nın Dıvan'ın- dan, Mevlana'nın Mesnevı'sınden, Sadi'nın Gu- lıstan'ından Anadolu'da fala bakılması, bugun bı- le çoğu yorede geçeriı bır gorenektır Eskı falcılar kesılen hayvanın kurek kemığını ate- şetutar, uzennde belırençızgılerevegolgelerego- re yorum yaparlarmış Anadolu'da bugun bıle kasapların kurek kemık- lennı muştenye vermedıklen soylenır Ya aşık kemığı, ya kahve falı, ya bakla falı, ya ıs- kambıl falı'' AKP takıyyecı mı'' Değıl m\f •k Bektaşı sabahtan meyhanede demlenmeye baş- lamış, sonra eve gıderken, bır sokağın başına var- dığında burnuna bır balık kokusu gelmış Sokağın ortasına doğru bakmış kı bır balıkçı duk- kânı, ustundekı levhada şoyle yazıyor "Burada Taze Balık Satılır" Baba Erenler dukkânın onunde durmuş. -Ulan, demışdukkânsahıbıne, 'Burada'sozcu- ğune ne gerek var 7 Balıkçı - Haklısın Baba Erenler, demış, sılelım Ama Bektaşı gıtmıyor, elındekı şışeden bırfırt da- ha çektıkten sonra - '7aze' lafına ne gerek var, yanı balığın bayatını mı satacaktın'? Balıkçı - Haklısın, demış, sılelım Bektaşı bu kez dayatmış - 'Satılır' lafına ne gerek var^ Balıklann turşu- sunu mu kuracaksın'? Balıkçı duşunmuş - Haklısın Baba Erenler, sılelım 1 Dukkânın ustundekı levhada yalnız 'Balık' soz- cuğu kalmış, ama Bektaşı gıtmıyor, elınde şışe, dukkânın onunde dıkılmış duruyor Balıkçı sormuş - Baba, başka ne var'? Bektaşı - Ulan, demış, 'Balık' sozcuğunu de sıl 1 Mere- tın kokusu ta sokağın başında duyuluyor • AKP'nın 'dıncı' kokusundan mılletın burnu du- şecek Ama fal bakmaya devam VEFAT Mehmet Bolük'un eşi, Bılge Kağan Bölük'ün sevgılı annesı NESLİHAN BÖLÜKun Cenazesı bugun Şışlı Camıı'nde kılınacak ıkındı namazının ardından Fenköy Mezarlığı'nda toprağa venlecektır. AfLESİ VEFAT Kardeşim, yoldaşım, eski CHP Istanbul İl Başkanı Mehmet Bölük'ün eşi, sevgi pınarımız, neşe kaynağımız, NESLİHAN BÖLÜKu (Nesli'mizi) yitirdik. Nesli'mizi bugün ikindi namazının ardından Şişli'den uğurluyoruz. MİYASE İLKNUR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle