19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 8 CUMHURİYET HABERLERIN DEVAMI TURKIYE PB 9 Sinop PB 9 Samsun PB 10 Trabzon PB 11 Gıresun PB 12 Ankara PB 10 Eskişehir PB 12 Konya PB 10 Sıvas B 9 Antalya B 9 17ARALIK2004CUMA Istanbul Edırne Kocaeli Çanakkale Izmır Manisa Aydın Denızli Zonguldak Açık PB PB PB Adana Mersın Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkân PB 12 Van Y 14 Kars Parçalı bulutlu PB B B B B PB PB 13 3 8 4 1 7 4 i Sıslı Bulutıu Yurdun batı ve kuzeydoğu kesımleri parçalıveçokbulutlu, Oslo Guney Ege ıle Antalya Helsınkı çevrelensağanakya stockholm ğışh. dığer yerier az ğu kesımlennde sıs Brüksel an görülecek. Hava sı P s caklığı butün bolgele Bonn rımızde artacak Münıh k DIS MERKEZLER K Y Y Y Y Y Y K K 4 3 7 13 8 7 6 4 3 Berlin Budapeşte Madrıd Viyana Belgrad Sofya Roma Atına Zürıh K 4 B 2 PB 13 B 0 PB 5 PB 6 Y 14 PB 12 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bışkek Tiflıs Kahıre PB 1 S 10 K Şam Karlı Y 16 PB 7 Sulu kar ı Gok gurultülu PB12 6 7 12 K 2 PB 11 Y K Y Çok bulbitu ı Yağmurlu GUNCEL CÜNEYTARCAYLREK • Baştarafı 1. Sayfada Türkiye'de cumhurbaşkanlarının, başbakanlann konuşmaları; Chirac'ın Fransız TV'sı ile yaptığı söyleşi kadar ilgi çekmedi. Chirac, müzakere tarihine karşı olmadığına değindi ama, überation gazetesine göre Türkiye'nin üyeliğine karşı olan kendi parti tabanına seslenerek havayı yumuşatmaya çalıştı. Müzakerelere başlamak demek, Türkiye'nin tam üyeliğine kesin gözle bakmak demek değildir'e gelen, her bölümün görüşülmesi sırasında veya görüşüldükten sonra birlik üyesi ülkelerın müzakerelerı askıya alma yetkisinin altını çizdi. Müzakereler ne şekilde sonuçlanırsa sonuçlansın, üyeliğin referandumla Fransız halkının takdirine kaldığını söyledi. Gelişmeleri tek yanlı gösterip büyütmeye meraklı olan medyamızda Chirac'ın değindiği duyarlı noktalar yok. Ne var? Bol bol RTE'yi okşayan haberler, RTE'yi konuşturan, yücelten manşetler... Başbakan da içerde dışarda övgülerin ön plana alınmasından elbette mutlu. Mutluluğunu çaktırmamak için son gün demeçlerınde tevazu kimliğine bürünüyor. "Zirveden arzu ettiğimiz karar çıkarsa, zafer havasıyla karşılamayacağım" diyor. • •• Batı basını AP'deki sonuçlailgiliyorumlarındaduygusallıktan uzak, gerçekçi, Dünkü International Herald Tribune, "AB, evet demeye hazır, ancak.." diyor başlığında. Guardian bu başlığı tamamlıyor; "Türkiye'nin adaylığı hâlâ kuşku yaratıyor. Hâlâ ciddi kaygılar var. Türkiye'yi zor günler bekliyor", Le Monde "Chirac'tan Türkiye'nin üyeliğine 'evet' ama..." diye yazıyor. öylesine uzun bir süreç ki, daha şimdiden müzakerelerin on, on beş yılı aşacağını, 20 yıla uzanacağını öne süren görüşler giderek çoğahyor. 17 Aralık'taki karar metninde müzakere tarihi ile birlikte AP'de olduğu gibi "tavsiye" başlığı attındakimi koşullar okunacak. RTE, Brüksel'e giderken hâlâ kuşkular içindeydi ve demeçlerınde "ucu açık ifadesinin ne anlama geldiğini, özellikle bu ifade üzerinde duracaklanm" söyledi. Birkaç kez "Ucu açık ne demek?" diye hem sordu hem de ucu açık demenin üyelik hedefinden sapma anlamına geldiğine değindi, "zafen tam üyelik otomatik değil" diye sızlandı. Tam üyeliği yuvarlayan, fakat ucu açık ifadesine yer veren bir karar metni konulursa önüne, bu saptamaya Ankara'da kafa tutan RTE görelim bakalım, ikide bir yinelediklerini Brüksel'de söyleyebilecek mi veya ne ölçüde hangi tonda söyleyebilecek? Kasımpaşalı tavırlara fazla güvenmek de doğru değil. RTE'nin davranışlarını tanımlarken,''Ankara'da doğruyu söyler, Brüksel'de şaşar" diyen CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç'u, Genel Başkanı Deniz Baykal, bir söyleşide şöyle doğruladı: "Başbakan'ın Dışişleri Bakanı'yla bizi ziyaretinde gördük ki (AB ile) durum can sıkıcı. Bizim kamuoyuna söylediğimiz her şeye 'Haklısınız' diyortar. Dışanda söylemiyorlar." ••• Başbakan, AP'nin kabul ettiği raporu "anlamlı" buluyor. Müzakerelere başlanmasını duyuran bölümüyle ilgileniyor. Raporda yazılı en az 18 koşulu önemsemiyor. Oysa raporda neler yok ki... Ruhban okulu, Kıbrıs'ın tanınması, Eımeni sınırının açılması, yüzde 10 barajının aşağıya çekilmesi, müzakerelerin ucunun açık olması.. ve daha bir yığın yaşamsal konu... Bu başbakan ve çevresi, AP raporundaki koşulları bugün önemsemeyebilir, ancak müzakereler diyelim ki olumlu sonuçlandı. Türkiye'nin üyeliği AP'nin onayından geçecek. O zaman? O zamanı, uzun süreli geleceği düşünen kim? RTE'ye gerekli olan bugün. Çiçek Cemil'in mantığına ve gerekçesine göre, AB ile müzakereleri tek elden hızla ve sağlıklı biçimde yürütebilmek için başkanlık sistemine geçmemiz gerekiyor. Tek el, hızlı çalışma... Bu gövdenin üzerine bir baş gerekiyor. En akil, en bilgili, en dürüst, en çalışkan, en... kim olabilir? Ülkemizin yetiştirdiği en büyük Avrupalı... Elbette RTE! Kıbns şartı ağırlaştı AYHAN ŞİMŞEK BRÜKSEL Türkiye ile AB arasında müzakere tarihi pazarlığı Kıbns konusuna düğümlenirken görüşmeler sabah saatlerine kadar sürdü. Türkiye'nin, Kıbns Rum yönetımiyle ilışkilerin normalizasyonunu isteyen AB'ye sürpriz bir öneri getirerek Türkiye, Yunanistan ve Kıbns'taki iki tarafın katılacağı görüşmeler önerdiği öğrenildi. .Ankara'nın bu talebı destek bulmadı. AB'nın Kıbns konusunda protokol talebinde ısrar etmesi üzenne hükümet, müzakere tarihine karşılık Kıbns'a ilişkin protokolü "müzakere etmeye" yeşil ışık yaktı. Rumlar, protokolün onaylanması için bir "son tarih" belirtilmesini isterken Türk heyeti buna karşı çıktı. Türkiye'ye, Rumlann istediği şekliyle protokolü müzakerelerin başlaması öncesinde imzalaması önerildi. İtalya Başbakanı Sihio Berlusconi bir grup Türk gazeteciye yaptığı açıklamada Türkiye'nin, müzakerelerin başlayacağı 3 Ekım 2005 tarihınden önce Rumlann Kıbns Cumhuriyeti'ni resmen tanıması gerektiğini söyledi. Sabaha kadar süren müzakerelerde şekillenen nihaı metin, bugün öğle saatlerinde resmen açıklanacak. Başbakan Tayyip Erdoğan, Brüksel'de müzakere tarihi için yoğun temaslarda bulundu. AB'deki "dostlan" Berlusconi ve Belçika Dışişleri Bakanı Guy Verhofstadt ile bir araya gelen, Türkiye'nin üyeliğine destek veren Almanya Başbakanı Gerhard Schröder ve Ingiltere Başbakanı Tony Blair ile de görüşen Erdoğan, 17 Aralık taslağında beklediğı temel değışikliklen sağlayamadı. Hollanda Başbakanı Jan Peter Balkanende ıle de görüşen Erdoğan, Kıbns konusunda "yapıcı bir tutum" ızlediklenni belirtirken AB'den de Türkıye konusunda "tam üyelik hedefini" vurgulayan net bir müzakere tanhi beklediklerini anlattı. Türk tarafı görüşmelerde. Kıbns'ta çözüm için kararlılığını vurgularken, Rum yönetiminin ancak Kıbns 'ta kapsamlı bir çözümün sağlanması sonrasında resmen tanınabileceğini aktardı. Türkiye dörtlü zirve önerdi. AB, müzakereden önce protokolün imzalanmasını istedi GUNDEM MUSTAFA BALBAY Türkiye'den geri adım Türk yetkililer. AB'nin imzalanmasını istediği Kıbns'a ilışkin Fotoğraflara doruk ayarı Türkiye, AB zirvesine damgasını vururken, uluslararası haber kanalları ve fotoğraf ajanslannın da birinci gündemi oldu. Daha önce Türkiye'ye ilişkin haber ve programlarda "çarşaflı kadınîar ve cüppe giymiş sakallı crkekler" ile "askeri darbeleri çağrıştıran" görüntülere yer veren uluslararası basın, bu kez Türkiye'nin modern yüzünü ön plana çıkardı. İngiI z haber kanalı BBC News L ile CNN International'ın yanı sıra Reuters, AP ve AFP gibi fotoğraf ajanslan da yayımladıkları Türkije görüntülerinde, özellikle çalışan kadınîar, modern teknolojiyi kullanan işçiler, turisrik bölgeler ve tstanbul Boğazı görüntülerine geniş yer verdi. protokol konusunda ise geri adım attı. AB'ye, 1963 tarihli Ankara Antlaşması'nın Kıbns'ın da aralannda bulunduğu 10 üyeyi içerecek şekilde bir ek protokolle genişletilmesinin bir "yiikümlülük" olarak kabul edildiği aktanldı. Hükümet, protokolün imzalanmasımn ise ancak müzakere edildikten sonra gerçekleşebileceğini, bunun da Türkiye'ye kabul edilebüir bir müzakere tarihi verilmesinin ardından olabileceği üetti. Hükümet, 17 Aralık karar taslağında bu yönde değişiklik yapılmasını ve protokolün imzalanmasına değil "müzakere edilmesine* talep olarak yer verilmesini istedi. Türkiye, görüşmelerde ucu açık müzakere ifadesine de, karann başka bir yerinde tam üyelik hedefinin güçlü bir şekilde vurgulanması şartıyla tepki göstermeyeceğini iletti. Kalıcı önlemler konusunda da geri adım atan Türk tarafı, buradaki ifadenin "kalıcı olabilecek" önlemler olarak değiştirilmesini talep etti. • Baştarafı 1. Sayfada ketli merkezlerinden birini selamlamamız için artık hiçbir şey eksik değildir. Bu tartışılmaz olan gerçeği herkesten evvel Fransa'nm anlamasını temenni ederim ki, yeni Türkiye ile ülkemiz arasında tarihimizin hatırasını sakladığı dostluk ilişkileri kadar samimi ve emin ilişkiler tekrar kurulabilsin. Doğuda büyük bir ümit doğdu. Onu selamlamayı, hoş karşılamayı bilelim. Bu yalnız bizim için değil, bütün dünya için faydalı olur." Fransa'da 1924'le 32 arasında 3 kez başbakanlık koltuğuna oturan Herriot'un Atatürk Türkiyesi'ne bakışı böyleydi. Aynı dönemde Türkiye'nin Milletler Cemiyeti'ne girişinin kapıda beklemeyle değil, özel davetle gerçekleştiğini anımsatıp bugüne gelelim. Bugün Brüksel zirvesinde alınacak karar, Türkiye'nin Avrupalılığının reddi ya da onayı değil, Avrupa Birliği'ne tam üyelik sürecinde Avrupalı liderlerin vereceği politik karar. Bu kararın elbette önemi var. Ancak olduğunda çok daha büyük ya da küçük göstermenin gereği yok. Baskın olasılıkla AB liderieri şu karan verecek: Türkiye'ye müzakere tarihi verelim. Ucunun açık olduğunu, ama tam üyeliğin hedeflendiğini söyleyelim. Yolda her şeyin değişebileceğini anımsatıp son karann referandumla oluşacağını vurgulayalım. Halkımızı ürkütmeyelim, Türkiye'yi itmeyelim. Bu koşullarla başlayacak müzakerelerin yeni bir tarafı yok. Mevcut durum, müzakere süreci adı altında devam edecek. Önce bayram, sonra araştırma Yazıyı kaleme aldığımız saatlerde Türkiye'ye dönük özel kısıtlamalann kaldınlacağına yönelik bir işaret yoktu. Serbest dolaşım hakkının ileride herhangi bir tarihte de olsa verileceğine ilişkin bir ışık görünmüyordu. Tanmın desteklenmesi ve bölgelerarası dengesizliğin giderilmesi konusunda AB'nin kılını kıpırdatacağına ilişkin bir kıpırtı yoktu. Kıbrıs konusu da düğüm olmaya devam ediyor. AB, özellikle KKTC'ye ilişkin sözlerini tutmadığı gibi, Türkiye'nin 18 Aralık'tan itibaren yapması gerekenleri anımsatmaktan da çekinmiyor. AKP iktidan bu yolun sonunda KKTC'nin bitmesi olduğunu görmüyorsa ya cehalettendir ya iyi niyertendir ya da başka şeydendir! Geçmiştekilerin yaptığı gibi bugünkü hükümet de AB'den çıkacak karann iç politikaya nasıl malzeme yapılabileceğini araştırıyor. En kolayı şu: AB'ye girdik deyip bayram ilan etmek! Bu mantıkla yılda ortalama birkaç kez AB'ye giriyoruz. önce bayram yapıyoruz, sonra alınan kararlann, raporiann ne anlama geldiğini araştınyoruz! Hükümetin bu mantığına medyanın dayardım ve yayıncılık yaptığını görüyoruz. Avrupa'dan gelen haberlerde salt bardağın dolu olan kısmı gösterilerek tümünün dolu olduğu aktarılıyor. Koşulları, kısıtlamaları önümüzdeki günlerde de uzun uzun tartışacağız. Biz yazının başındaki yaklaşıma dönelim... Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesinde, bugün "AB değerler bütünü" diye sunulanlar vardı. Kurtuluş Savaşı'ndan sonra giriştiğimiz kuruluş savaşının başlıca hedefi bunlardı. Bugün Türkiye'yi uygarlık sürecine taşıyan da kuruluş günlerinde atılan temellerdir. Batımızda olanlann yanı sıra doğumuzdaki gelişmeleri de dikkatle irdelersek Atatürk devrimlerinin hâlâ güncel olduğunu görürüz. Asıl olanın Türkiye'nin iç banşı ve kalkınması olduğunu unutmadan 18 Aralık sabarıına başlamalıyız. AB liderlerinin sözlerinden salt iyiye yorulabileceklerini dikkate almanın, ötekileri yok saymanın başta Türkiye olmak üzere kimseye yararı yok. Fransız gazeteciler kendi aralarında tartışmada Türkiye konusunda şu kanıya vardılar: Türkiye'nin AB'ye girmesine evet denecek, ama asla AB'ye alınmayacak! Bütün sorun bu tümceyi bütün okumak. Kimi ilk yansını okuyor, kimi ikincisini... ankcumo cumhuriyet.com.tr Beriusconi: Zaman verdik Bir grup Türk gazetecinin sorusunu yanıtlayan italya Başbakanı Berlusconi, "Erdoğan bize daha önce, Kıbns Cumhuriyeti'ni tanımaya hazır olduklarını ancak bunun için zamana ihtiyaçları olduğunu söylemişti. Şimdi Türk parlamentosunun Kıbns Cumhuriyeti'ni tanıması için yeterli zamanı vermiş oluyoruz" diye konuştu. Erdoğan, AB'nin uzlaştığı karan öğrendikten sonra kaldığı Conrad Hotel'den aynlarak AB Dönem Başkanı Hollanda'nın başbakanı Balkanende ile görüşmek üzere AB Konseyi binasına gitti. Erdoğan, kendisine yöneltilen sorulan yanıtsız bıraktı. Kıbns için beklediği desteği bulamayan Başbakan basın amcılığıyla liderlere mesaj gönderdi Erdoğan: Önce ulusal çıkarlar UGUR HUKUM BRÜKSEL Başbakan Tayyip Erdoğan, AB liderlerinden Kıbns konusunda beklediği desteği bulamazken akşam yemeğinde bir araya gelen liderlere gazeteciler aracılığıyla mesaj gönderdi. Erdoğan, Rum kesiminin Türkiye'nin "Kıbns Cumhuriyeti'ni" tanıma talebi için "îktidarımızin temel prensibi milli çıkarlanmızın müsaade etmediği hiçbir adımı asla atmayız. Ne aldığımız tarih terbiyesi ne de yüklendiğimiz sorumluluk böyle bir adımı atmamıza müsaade eder" dedi. Erdoğan, "Doğrudan ya da dolaylı tanıma olmayacak mı" sorusu üzerine ise "AB'nin kararında kullanılacak kelimelerin kilosu çok farklı. Sabırlı olmakta fayda var" dedi. Erdoğan "ın sözlerini yorumlayanTürk yetkililer, Ankara'nın resmi tanıKıbns'ta adım atma konusunda kapıyı açık bırakan Erdoğan, Türkiye'nin kabul edilemez bulduğu ifadelerin kararda yer alması durumunda masadan kalkıp kalkmayacaklannın sorulması üzerine de, "Onu yann (bugün) saat 13.00'te göreceğiz" dedi. Erdoğan, şu mesajlan verdi: "Hollanda Başbakanı ile görüştüm. Metin netleşmedi. AB liderieri yemeğe oturmuş bulunuyorlar. Sabaha kadar çalışma devanı edecek. Yann (bugün) dığının, göstergesidir: sabah AB Konseyi. olgunA/ Birinci Çözüm: Sözünü hiç sakınmamış, dilaşan belge üzerinde çahşyor ki: "... Fransızlar bir şey yapamazlar, enerma yapacak. 13.00'te mejinizi kullanmak şartıyla!. Ben bunu müspet olatin tamamen netleşmiş rak söylüyorum ve icâbında da bunu göstereolacak. Metin önümüze cek vaziyetteyim. Fransızlar, eğer şüphe editam olarak geldikten sonyortarsa, bunu tecrübe edebilirier. Yapamam! ra biz de teknokratlanHepimiz Müslümanız, yemin ederim ki, namumızla değerlendirerek yasum üzerine söylerim ki bırakmam! Çok tenn (bugün) nihai tavrımımenni ederim ki, Fransız Hükümeti aklını bazı belirleyeceğiz, Biz AB ile şına toplasın! Namusum üzerine söylüyorum, geleceğe yönelik inşallah bırakmam! Kendileri bilirler!..." Ayrıca 'inkılapolumlu bir netice için gayçılığı've 'demokratlığı', ilâveettiklerinden belliolur: "a/ Sizin ordunuz yoktur ama, bizim ordumuz ret göstereceğiz." vardır; girerim, ama çıkanm!", "b/ Suriye mutlaka bağımsız olmalıdır!." (bkz. a.g.e.) Yâni, 'feChirac görüşmedi derasyon' ya da 'konfederason', iki tarafın 'rızaErdoğan, çok sayıda AB sına' bırakılmıştır. lideriyle görüşürken Fransa Peki, ya ikinci çözüm? O başlı başına bir desCumhurbaşkanı Jacques tan! llk okuduğum zaman, tüylerimin nasıl ürperChirac ile randevu sorunu diğini, ölürsem unuturum. O kadar hayali, o kadar yaşadı. Erdoğan'la öğleden gerçek dışı izlenimi uyandırıyordu ki, uzunca bir sonra görüşmesi planlanan zaman inanamadım, çevresindekilerin yayımladıChirac, daha sonra bu ranğı hatıralarda, bunu teyit edecek sözler aradım: devuyu erteledi. Chirac, libuluncaya kadar, o konuda tek satır yazmadım; çünkü Gâzi Mustafa Kemal, devrimci bir liderin, derlerin karar alacağı yemeiktidar olduktan sonra idealini gerçekleştirebilmek ğe de son anda katılma kaiçin, tek örneğini ancak XX. yüzyılın ikinci yarısınran aldı. Erdoğan, bu konuda görebileceğimiz bir çözümü, daha o tarihte önda görüşlerinin sorulması görmüş, üstelik uygulamasını göze almıştı. üzerine şunlan söyledi: Yaşlanınca 'yumuşamıştı' öyle mi? O galiba 'yu"Chirac yemeğe geç katımuşakçalara' öyle geliyor...) lacak ya da katılmayacak. Kendi takdirleridir, bilemem. Kendileriyle görüşemail:tilahan ' isnet.net.tr mek için talebimiz oldu, şu http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan ana kadar olumlu bir ceFaks:0212 / 260 19 88 vap gelmedi." ma konusunu ancak ileride kapsamlı çözümün birparçası olarak gördüğünü, Türkiye'nin yükümlülüklerinin gereğı olan protokol konusunun ise müzakere sürecinde ele alınabileceğini kaydettiler. Erdoğan, temaslannın ardından hükümet yetkilileri ve danışmanlanyla birlikte gazetecilere açıklamalarda bulundu. AB liderlerinin Türkiye konusunda karar için akşam yemeğinde bir araya geldikleri saatlerde, gazetecilere konuşan Erdoğan, AB'nin Kıbns'a ilişkin protokol için yazılı teminat istediği haberleri için, "Böyle bir şey söz konusu değil. Bunİar dedikodu" dedi. Önce tarih sonra tanıma SÖYLEŞİ (... ne yalan söylemeli, Hariciye'mizin sonradan yaptıklarını düşünüp; Gâzi'nin, 'Hatay Meselesi'ndeki davranışıyla karşılaştırınca, insan 'hicâbından' yerin dibine geçiyor: Bir onun, Balkan Paktı ve Sadabat Paktı Genelkurmay Başkanlannı iki yanına oturtup, Fransa Büyükelçisi'ne, 'Büyük Ortadoğu'nun 'en güçlüsü' sıfatıyla, neler söylemiş olduğunu hatırlayınız; bir de, bu davranışı adetâ mâzur göstermek telâşıyla, Gâzi'nin 'böyle şeyleri' gençliğinde yaptığını, sonradan terk ertiğini savunanların, içine düşeceği perişanlığı! Çünkü Gâzi her zaman aynı kişiydi; ölümüne bir yıl da kalmış olsa, 'Batılı, Beyaz ve Hıristiyan' güçlere aynı şeyleri, aynı kudretle söylüyordu; zira onun karakteri, 'hürriyet' ve 'istiklâl'ö\... (Belge/ 4. "... Fransa Büyükelçisi Mr. Ponsoot'yla, 'Hatay Meselesi'ni konuşurken; o, söze onların 'Ihtilâli Kebiri' ile başlayıp, 'İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'nden söz ederek; bir manada, bunları 'bizzat' onların hiçe sayıp, insan haklarını ihlâl ettiklerini imâ ediyor; sonra da, diyor ki: "... ben muhterem milletinizin ve şerefli ordunuzun, kıymetli ve kudretli vasıflarını, takdirle, sitâyişle bilirim; ona bu şuurla, dostluk elimi uzatmak istiyorum; o da benim dostluğumun, değeri olduğunu bilmelidir; buna aynı ehemmiyetle mukabele etmelidir..." "... bakınız benim kendi dostluğumun yanında, bütün şu etrafımda gördüğünüz şanlı ve mümtaz şahsiyetlerin, temsil ettikleri şerefli kuvvetlerin, Balkan Paktı ve Sadabat Paktı kuvvetlerinin, kıymetli, kudretli ve muazzam dostluğu var; bunun önemini devletinizin anlamamasını ve benim talebimi reddetmesi ihtimalini, tasavvur edemiyorum..." (H. R. Soyak. 'Atatürk'ten Hatıralar', s. 607, YKY1973). Siz son yarım yüzyıl içinde, bu değer ve kıratta konuşan; bir devlet adamımızı gördünüz mü? Şu iki küçük paragrafı bile, başlı başına Mustafa Kemal Paşa'nın kendine mahsus bir 'Büyük Ortadoğu Projesi'ne yalnız sahip olduğunu değil; aynı zamanda ve şahane bir şekilde. bu 'proje'yi 'Batı'yı, Beyaz ve Hıristiyan' Emperyalizm'e karşı, nasıl savunduğunu gösterir...) ATTİLÂ İLHAN 'Balkartar'a istikrap 9eHr' TİRAN (AA) Arnavutluk, "Türkiye ile AB arasında müzakerelerin başlatılmasının, Balkanlar'da istikrara hizmetedeceğini"bildirdi.Arnavutdiplomasi kaynaklan, "müzakerelerin başlaması yönündeki karann, AB 'nin ileri görüşlü vizyona sahip olduğunu ortaya koyacağını, bunun, birliğin bir düı kulübü olmadığını, çifte standart uygulamadığını göstereceğini" bildirdi. "... "O'nun "Karakteri, Hürriyet ve İstiklâl'di!.. Cffll: Türkler Avrupalı NEW YORK (AA) Amerikan CNN televizyonu, AB'nin Türkiye karannın Avrupa ve Islam dünyası arasındaki ilişkilerde yeni dönemin sinyali olacağım kaydetti. Televizyon Avrupa ve Asya kıtalan arasında uzanan demokratik ve laik bir yönetim altında bulunan Türkiye 'de halkm çoğunun kendisini kültürel açıdan Avrupalı gördüğünü duyurdu. 'Bu benim hoşuma gitmlyor...' (Belge/5. ... hele zamanın Suriye Dışişleri Bakanı Cemil Mardam'la 'Hatay Meselesi'ni konuşurken, altını çizerek söylediklerü... Açıkça demiş ki: "... Türkiye Cumhuriyeti'nin arzu ettiği şey, Suriye'nin müstakil bir Islâm devleti olmasıdır. Suriyeliler, isterierse bizimle dost olurlar yahut olmazlar, bu onların bileceği şeydir; fakat herhalde, müstakil bir Suriye Islâm Devleti kurulmalıdır..." Onun anlayamadığı ve kabul edemeyeceği nedir, onu da aynı açıklıkla dile getirmiştir: "... fakat garptan bir millet gelecek, bunu tâyin edecek, bu benim hoşuma gitmiyor. (Bunu) çok kıymetli dostumuz Fransızlara, ben açıkça söylediğim gibi, siz de açıkça söyleyebilirsiniz: Bu işte, onları hakem tayin etmeyeceğim; bizi karşı karşı bıraksınlar, biz anlaşırız..." (bkz. a.g.e.) Basın özgürlüğü uyarısı Haber Merkezi Uluslararası Gazeteciler Federasyonu'nun (FIJ) bölgesel örgütü olan Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) AB yolundaki Türkiye'de gazetecilerin sosyal ve sendikal haklardan yoksun olmasının endişe verici olduğuna dikkat çekti. FIJ ve EFJ Genel Sekreteri Aidan White, bu konuda Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'e bir mektup gönderdi. Canımız, Birtanemiz "... Fransızlar, aklını başına toplasınl...' Peki, ya bırakmazlarsa?.. Gâzi'nin bu takdirde öngördüğü iki çözümün ikisi de, onun tasavvurunda nasıl gelişmiş ve kesin, bir 'Büyük Ortadoğu Projesi' olduğunun; o projeyi, ne kadar ciddiye al ŞÜKRAN KURDAKUL Işıklar İçinde Yat. NAZAN ZAFER DİPER
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle