19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 ARALIK 2004 CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 :* Mesut Yıbnaz'uı , tansiyonu düşmiiş... 5 Zaten düşük «Q deği/ miydi? E}6ktron£k posta: Q6flizsonivcwnhuriyet.cont.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 Tanm, serbest piyasaya terk ediliyormuş... "Ne ekersen onu bicemezsin!" GÖRÜŞ Dr. GURBUZ ÇAPAN Kimya mühendisi Mehmet Atay: "Insana değer verilen ülkelerde, insanlann yoğun olarak bulunduğu, girip çıktığı mekânlardaki bütün tekstil ürünlerinin güç tutuşur olması yasal bir zorunluluk olduğu gibi sigorta şirketlerinin de olmazsa olmaz koşuludur. Kumaşlann güç tutuşur (flame retarder) hale getirilmesi kolay ve ucuz bir işlemdin kumaş maliyetinin en çokyüzde 12'si kadardır. 16 yıldır Türkiye'de bu işi yapmama rağmen işletmecisi yabanct olmayan bir yerde bunu uygulamadım ve görmedim. Istanbul'daki GMall alışveriş merkezinde ucuz atlatolan sinema yangını, başka felaketler yaşanmadan önlem alınmasını sağlamalıdır." GMall vrupa Birliği gündeminin tozu dumanı arasında Izmir'de ilginç bir tartışma yaşanıyor. Izmir Barosu'nun İşkencenin önlenmesinde Hukukçulann Rolü" projesini iptal ederek baro bünyesindeki İşkenceyi önleme Grubu"nun çalışmalanna son vermesi kamuoyuna yansıyan bilgilere göre demokrasi ve insan hakları açısından olumsuz bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Oysa konunun bambaşka bir boyutu var: Türkiye'de sanınm ilk kez AB destekli bir proje iptal ediliyor. Hem de demokrasiyi ve insan haklanna saygıyı korumak için... Konu, Izmir Barosu'nun bir önceki yönetim döneminde başlıyor. önceki başkan Bahattin Özcan ve iki yönetim kurulu üyesi Avrupa Komisyonu'ndan sağlanan para ile "Işkenceyi önleme Grubu" kurulmasına karşı çıkıyor. Karşı oy yazısında şöyle deniyor: "Proje sonuçlannın AB'ye rapor edilmesine, ülkemiz ve benzeri ülkelerin insan haklan sicillerinin yine bu ülkelerin sivil toplum örgütlerine tutturulmasına ve kıvamı geldiğinde ekonomik, hatta askeri yaptırımlann dayanağı olarak gün ışığına çıkanlmasına ve bu sonuçlann yayılmacılığın, işgalciliğin ve sömürgeciliğin ahlaki gerekçesi yapılmasına karşıyız." Fakat baro yönetim kurulu, oy çokluğuyla aldığı kararla sözleşmeyi imzalayıp projeyi yürürlüğe koyuyor. Geçenlerde seçilen yeni baro yönetimi ise projeyi iptal ediyor ve bu alandaki çalışmalar için bünyesindeki mevcut İnsan Haklan Hukuk Araştırmalan Merkezi'ni görevlendiriyor. Olay bu... Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu olarak seçimi kazanan Izmir Barosu Başkanı Nevzat Erdemir, konuya ilişkin şöyle diyor: "Ülkemizde işkence ve hak ihlalleri olmadığını söy lemek olanaklı değildir. Bu nedenle Izmir Barosu demokrasi, insan haklan ve hukukun üstünlüğü mücadelesini her koşulda sürdürecektir. Bu mücadele, aynı zamanda, insan haklarını yayılmacılığın, işgalciliğin ve sömürgeciliğin ahlaki gerekçesi haiine getirmeye çalışan emperyalizme karşı da yürütülecektir. Ülkemizi işkence ve insan haklan ihlalleriyle suçlayan AB, ABD'nin Irak'ta yaptıklanna sessiz ve seyirci kalmakta; Ingiltere, Italya, Avusturya, Polonya gibi ülkeler 'koalisyon güçleri' olarak adlandınlan işgal güçleri arasında yer almaktadırlar. ABD'nin işbirlikçisi ve suç ortağı olan AB ile işkence ve insan haklan ihlallerinin önlenmesi için yapılacak hiçbir girişimin inandıncılığı kalmamıştır." Erdemir, sözlerini Kemal Atatürk'ün bir sözüyle tamamlıyor: "Hangi bağımsızlık vardır ki yabancılann öğütleriyle, yabancılann planları ileyükselebilsin. Tarih böyle bir olay kaydetmemiştir." Ne varsa yine Izmir'de var! AB B Kapıları... Büyük usta Ruhi Su'nun dediği gibi: "Atalanm at koştururken yedi düvelde, düşmüşüm el kapılanna düşmüşüm oyy..." Elbette çağdaş dünyada yerimizi almalıyız. Bunun aksini düşünmek mümkün mü? Ama nasıl? Batı kulübüne girmek, orada yerini almak bizim de hakkımız. lyiye, güzele varmayı biz de isteriz... Tartışılan ne? llkelsiniz, barbarsınız diyorlar. 1839'dan beri dışardan kanun, hukuk alıyor ama kullanmıyoruz. Yeni, çağdaş, insanı ve insan haklannı merkezine alan kanunlar yapıyoruz. Yapıyoruz da.. kullanmıyoruz. Yaşlı ninelerimiz gibi yeni elbise alınca ya giymiyor ya da eskiyi atmayıp saklıyor, sonra yeri gelince de kullanıyoruz. Dolayısıyla yeni kanunlar yapmamızın da esprisi kalmıyor. Ya da normal hukuk kulvannda yürürken birden aklımıza bir kanun yapmak geliyor. Bir deli gömleği ya da Hitier sopası gibi; bize soru soranı, aynk düşüneni bir güzel sigaya çekip bırakıyoruz. Birisi beni tanımlarken "lyi adamdır, ancakyılda iki sefer deliriyor. Her delirmesi de altı ay sürüyor" diyor. Bizim devletin durumu da benim gibi!.. SESSİZ SEDASIZ (!) Yeşilköy'de halka kapatılan sokak Istanbul'da Yeşilköy kıyısının batı ucu Çiroz bölgesinde bir park vardı: Çiroz Parkı. Fevzi Güzeloğlu'nun anlattığına göre 1970'li yıllara kadar halk, Florya plajlarının başlangıcı olan bu yerden denize giriyordu. Yine Güzeloğlu'nun verdiği bilgilere göre Çiroz Parkı sonraki yıllarda kiraya verilerek bir "karavan parkı"na dönüştürüldü ve parkın önündeki kıyı bandı halka kapatıldı. Bu arada Çiroz'da denize yüksekten bakan yalı sitelerinin bittiği yerden kıyıya inen dar yol da zaman içinde demir çubuklarta örüldü ve halkın geçişi engellendi. Sonrasını Fevzi Güzeloğlu şöyle anlatıyor: "özellikle yazın hafta sonlan dar gelirli insanlann gelip piknik yaptıklan kıyıya inen yol kapatılınca, kadınlar çoluk çocuk ya cambazlık yaparak engellerin üstünden atlamaya çalışıyorlar ya da kıyıya inmek için kilometrelerce yürümek zorunda kalıyordu. Yolun kapatıldığını Ekim 2003'te Bakırköy Belediyesi'ne bildirdim. Bir ay sonra, belediyeden arayan iki görevliyle birlikte bölgeye gittik. Ellerindeki haritalara bakıp, "Haklısınız, burası halka açık sokak olarak görünüyor. Durumu rapor edeceğiz' dediler. Ama araya yerel seçimler girdi ve Mart 2004'te bana bir yazı gönderip, Belediye Meclisi'nde sırası gelmediği ve Meclis Şubat 2004'te görev süresini tamamladığı için konunun gündeme ahnamadığını bildirdiler." Şimdi şu soruya yanıt verir misiniz: Sokağına sahip çıkmayan bir belediye; beldesine nasıl sahip çıkabilir? AB ne istiyor? AB'nin bize dayatması ne, bir bakalım: İnsanı koru, yaşat, kötü davranma, işkence yapma, adil ol!.. Iktidan kullananlara: Rüşvetalma, aldırma, koyduğun kanunlara uy! Sen uymazsan yönetilenlerden uymayı bekleme! Davranışını düzelt!.. "Kötü emsal teşkil etmez" derler... Şimdi devlet olarak kaçak inşaat yaparsan, günü kotarmaya çalışıp biriken sorunlan çözmeye çalışmazsan gelecek bir yığın soruna çanak tutarsan, sonra da 'Feodalbaba' rolüne girersen, giderek 'Müflis baba' olduğun anlaşılınca alttakilerden ne beklersin?.. Oğullanna yol yordam göstermeyen, kritik anlannda onlardan desteğini esirgeyen ya da ne yapacağını bilmeyen 'baba 'nın saygınlığı kalırmı?.. "Eşeği saldım çayıra, Mevla kamını doyura" dersek, çayır kurumuşsa eşek bağınr, bağınnca da şişlenir mi? Çocuk sorar, sorarak öğrenir. Yaramazlık yapar, düşe kalka büyür. Her soruda bir şaplak, her düşmede tekme midir eğitmek? Cızz'ı öğretmek için hâlâ elini ateşe mi basmalıyız? Böyle bir yığın 'basit' sorunlan sayıp dökebiliriz... Çerkezköy'den Metin Ergüden, sekiz yıldır biriktirdigi Cumhuriyet gazetesi koleksiyonunu sivil toplum örgütü, üniversite gibi bir kuruma bağışlamak istiyor. lletişim:0.282.726 64 45 Cumhuriyet Paranoyalanmız! Çağın başında yaşadığımız sorunlan içseileştirerek herkese şüpheyle bakmaya başladık. Tümüyle kuşkudayız. Elliyıl 'Moskof geliyor, 'fîum'saldıracakkorkulan arasında sıkıştık. Son yirmi yılda da 'Bölüneceğiz' korkusu üretip onun esiri olduk! Korktukça korkutmaya çalışıyoruz. Gözümüze uyku girmez oldu!.. Adam gibi eğitimi baştan alsak, 3.5 yıl olan eğitim ortalamamızı 810 yıla çıkarsak, nüfus planlaması, üretim planlaması yapsak, güvenlik ve adalet sunsak; kim niye ayaklansın, kim niye aynlsın?.. Adalet için niye düssünler el kapılanna? Ne işimiz var AB İnsan Haklan Mahkemeleri'nde? Ekonomik hayatımızı planlayıp katma değer üreten işlerimiz olsa, "Ayağımızı yorganımıza göre uzatsak" ne işimiz olur el kapılannda? Daha dün kurtulmadık mı Düyunu Umumiye'den.. ne işimiz olur IMFDünya Bankası kapılannda? İşimiz oldukça da yalvar yakardan kurtulamayacağız. Toplanamayacağız el kapılarından... Huntington ve ElCahiz MERtÇ VELİDEDEOĞLU Yale Üniversitesi profesörlerinden olan D. Gutas, "Yunanca Düşünce Arapça Kültür" (*) adlı yapıtını önceki yıl yayımlamış; kitap geçen yıl da Türkçeye çevrilerek Türk okuriara sunuidu. Islam uygarlığının çeviri dönemini özellikle sekizinci, dokuzuncu yüzyıllan, yani Islamın ikinci, üçüncü yüzyılını ele aJan çalışmada Abbasi Halifesi Memun'a (812832) geniş yer verilmiş. Bu Halife'nin yirmi yıllık iktidan süresince, "aklı" öne çıkanp dindeki "akıldışı" dogmalan yadsıyan, her insanı kendi yazgısının sorumlusu olarak gören "Mutezile" mezhebi, devletin resmi din görüşü olarak kabul edilmişti, işte bu dönemin baş ideoloğu, yazar, düşünür ElCahiz'dir (776869). Prof. Dr. Gutas, ElCahiz'in ve yaratılan kültürde aklın temel alınmasının önemini anlatan ve Mutezile' nin propagandasını yapan yapıtlan arasında "Kitab'ıAhbar" için ayn bir değerlendirme yapmış ve yapıtında bu kitaptan uzun uzun alıntılara yer vermiş. Bu alıntılarda ElCahiz, Islamın antikçağ bilimine, düşüncesine, filozoflarına değer verdiğini, bunlan yadsımadığını, kabul etmenin ötesinde eklemeler yaptığını, bu tutumun üstün bir Islam kültürünün oluşmasını sağladığını ve bu üstünlüğün Hıristiyan dinine ve kültürüne (Bizans'a) karşı belirdiğini anlatmaktadır. ElCahiz'e göre "Bizanslılar, antikçağ bilimine ve bilgeliğine Hıristiyan olunca sırt çevirmişlerdir", bu akıldışı bir tutumdur. Ne ki Hıristiyan dininin temelinde bu akıldışılık vardır, bunu Hıristiyanlar: "...yiyen içen, hacet gören, açlık ve susuzluk çeken, giyinen, soyunan (...) çarmıha gerilerek öldürulen birini Yüce Allah olarak" kabul etmeleriyle ortaya koymuşlardır. İşte bu akıldışılık onlara "felsefeyi hatırlatan ne varsa silip izlerini yok etmeye" götürmüş; antikçağ biliminden uzaklaşılmış, öyle ki: "Bizanslılar Arşimed'/n 15 araba dolusu kitabını yakmışlardır." Böylece Hıristiyanlığı ve kültürünü yüklenen Bizans, "Antikçağ biliminin, felsefesinin yansı olan" Islam ve kültürünün gerisinde kaldığından, dolayısıyla ElCahiz "Bizanslılardan ne bir filozof ne bir sanatkâryetişir, onlarancak 'zanaatkâr' olabilirler" demektedir. Prof. Dr. Gutas'a göre ElCahiz'in bu saptaması, başat kültürün siyasilerine, Halife Memun'a bu aşağı kültürü kendilerine bağımlı kılmanın yolunu açıp onun Bizans'a saldırılannın "ideolojik" boyutunu oluşturmuştur. öte yanda ElCahiz'in Islam toplumuna bu konudatarihsel bir öğüdü vardır: "Eğer Müslümanlar da 'aklı' reddedip sadece geleneklere göre davranmak isterlerse" sonlan tıpkı Bizanslılar gibi olacaktır, ElCahiz bunu döne döne hep belirtir. ElCahiz'in Müslümanlar konusunda ne denli haklı olduğunu söylemeye gerek yok, bu ortada; burada görüleceği gibi, ilgi çekici olan ElCahiz'den 1200 yıl sonra kültürlerin, toplumların aynı ölçütle değerlendirilmesi ve bunun 21. yüzyılda R S. Huntington tarafından katlanarak, uçurumlar yaratılarak ortaya konulmasıdır: "Batı için temel sorun Islamın kendisidir, kültürudür" diyen Huntington'ın "Uygarlıklann Çatışması" tezinin, siyasetçileri ne denli etkilediği ABD'li etkin siyaset adamı Zbignievv Brzezinski'nin Huntington'ın kitabı için: "Uluslararası ilişkilere bakış açımızı değiştiren, yeni ufuklar açan bir eser" diyerek ortaya koymasıdır. 1200 yıl önce Halife Memun'un Bizans'a akınları ve ElCahiz'in görüşleri, günümüzde Irak'ta aldıklan esirler üzerine işeyen, camiye sığınan yaralıları öldüren ABD'nin Başkanı ve Bush'un ilkel siyasetinin ve tüm bunlann bir bakıma tohumunu eken Huntington'ın yanında zemzemle yıkanmış gibi kalıyor... C) Dimitri Gutas, Yunanca Düşünce Arapça Kültur, Kitapyayınevi, 2003, Ist. KtM KİME DUM DUMA BEHIÇAK [email protected] ABBüyük IskenderHaçlı seferieril Bu yürüyüş yeni değil ki! Eskiden kılıçla, toplatüfekle yürüıîerdi üstümüze. Şimdi parapulla. Hep hedef değil miydik? Her 'suyu yürüyen' kralın ilk hedefi olmadı mı Anadolu? Barbarlan yenmeyi, tarihten silmeyi düşlemediler mi? Anadolu'daki yıkımlar; içteki çürümeyle, kargaşayla başlamadı mı?.. Birbirimize karşı biriktirdiğimiz kinleri yumuşatalım. Eskiden kurultay isterlerdi Türk boylan. En geniş kurultaylan toplayıp sorunlan masaya yatıralım. Ortak çözümlere birlikte varalım. Yeni imparatorlara karşı birlikte durmaya çalışalım. Başkasını sevdiğimizin yansı kadar birbirimizi sevmeye çalışalım. Anlaşmaya çahşalım. Anlaşalım. Kol kola takılalım, kafa kafaya verelim!.. ÇtZGİLÎK KÂMtL MASARACI [email protected] AB alır bizi! Onlann çöplüğe ihtiyacı var. Kötükirii sanayisini aktaracağı yerler anyorlar. Onlar ekolojik beslenirter. Çevreyi en çok onlar korurlar. Ülkemizi 'Enerji Nakil Hatü'na dönüştürecekler. Boğazlanmız nasıl Panama Kanalı olduysa Anadolu da boydan boya elektrik nakil hatlan ve petrol boru hatlan olacak. Telaşa gerek yok! AB umut kapısı, yoksul ülkem suni umutlarla beslenecek. Nereden bulacaklarbu kadar ucuz Mehmetçiği, küçük imparatorun da bize ihtiyacı var. Garibanlanmıza serbest dolaşma hakkı vermeseler de Yeni Beylerimiz' burada diledikleri gibi dolaşacaklar!.. Haydi hayırlı olsun yandan AB üyeliğimiz... [email protected] Faks: 0212 672 73 79 HARBI SEMtHPOROY [email protected] B L J L M A C A SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1 2 3 4 5 1/Tabancakılıfi. 2/Asmakütüğü... Uyanık, gözü açık. 3/ Yağda kızartılarak üzerine 4 şerbet dökülen bir tür hamur tathsı.4/Biretkinliğin geçici olarak durduruldnğu süre... Bir cins sülün. 5/ Anadolu halklannın en eski ana tannçası... Trabzon'un Akçaabat ilçesinde bir göl. 6/ Islam inancına göre kıyamet günü bütün ölülerin dirilerek toplanacağı yerin adı... Parola. 7/ Kenar süsü... Trabzon'un bir ilçesi. 8/ Akdeniz yöresinde yetişen bir ağaççık... tzmir'in Tire ve Ödemiş ilçelerine özgü bir tür bilye oyunu. 9/ Platin filizlerinde bulunan çok kınlgan bir element. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/ Osmanlı ordusunda yüzbaşı ile binbaşı arasında yer alan rütbe. 2/ Çıkar yol, çare... Dürülerek boru biçimi verilmiş deri ya da kâğıt tomar. 3/ Karagöz ve ortaoyununda Rum nplemesine verilen ad... Bir spor kulübümüzün kısa yazıbşı. 4/Kuyruksokumu kemiği... Bronşlann daralmasından ileri gelen nefes darlığı. 5/Bir mal ya da paranın emek verilmeden sağladığı gelir... Nikel elementinin simgesi. 6/Beğeni, zevk. 7/Özsu... Fotoğrafçılıkta "bulanık" anlamında kullanılan sözcük. 8/Eski Mısır inanışında insan ruhu... Hintlran dil grubuna verilen ad... îlaç. 9/ Mısır unuyla yapılan yağlı bir yemek. ^ » HAYAT EPtK TtYATROSU MLSTAFA BILGÎN hayatepikm mynet.com KOYUNLARICIN SEMSETTÎN &ÜNALTAYTN KITABINDAN BIRKAC SAYFA KOPYALADIM !.. KOYUN KOPYALADIM PANELE DAVET! KONUŞMACILAR: TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN HArtıhk icww.mumtazarikan.com BİR UÇAĞINDÛŞÜSÜİZLENDI 13Sf'D£ 8U6ÜN,A8D'D£, S'# YOLCU UÇAĞI OuŞTÛ,S6 Kİf' YAÇAMIUI YÎJİepİ. 8U TAIÜHeO€SİN, ÜLKEDE MEYMUA GBl£N /KtNCI SÛyÜAC CJÇAK teAZASryoı. NEVV JEesev EyALBriuiN KEMTMOEN HAVALAHAH ÇJFT AJO7&&U C46 UÇAĞI, 4 MÜeETTEBfr VE SZ GtMA FLOKİOA'yA YÖMELMeK Ü YOLCULAR/N ÇOĞU UÇAK KALKTTĞ/ S/G4PA, SAĞ toOTBGCAAJ DUUAM Ç//KM4YA BAŞLAMÇT/. PflOr, TEİ. SİZİ.B DÖNECEGIUİ g/U>lRAA/Ç AMA SUAJU SAÇARAMAMJÇTt. AZ ILESDEtO EUZABETH KEMİNE DÛfEAJ UÇAK, ÇEVKEDEK1 HAUC KtiÇ, • Dr.AlevCOŞKUN • Prof. Dr. Kemal ALEMDAROĞLU • Y. Müh. Yılmaz DÎKBAŞ Tarih Saat : 18.12.2004 : 13.30 Yer : Seha Gidel Kultür ve Sanat Salonu / TlRE ADD Tire Şubesi Yönetim Kurulu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle