22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA OLAYLAR VE GORUSLER AÇI MUMTAZ SOYSAL CUMHURİYET + 15 ARALIK 2004 ÇARŞAMBA Topraklanmızın Satışı... Vatandaşın bilgisi arttıkça tepkisi de çoğalıyor. Aklı erenler gün geçmiyor ki gazete sütunlannda hoşnutsuzluklannı belirtmesinler... Akşam'daki köşesinde Kemal Yavuz, Suriye'nin Adana, Gaziantep, Mardin ve Hatay'da geniş tanm alanlannı kapatmış olduğunu rrr sayısı da vererek anlatmış. azıya ilginç bir saptama ile başlıyorum. Üç büyük kentimiz Istanbul, Ankara, tzmir'e aynı uzaklıkta olan bir noktadayım (350 km.) yani Kütahya'nın ilçesi Emet'te. Bizler ilçemize "Dünyanın bor başkenti" diyoruz. 30 Ağustos 6 Eylül arasındakı haftada burada zafer bayramı ile Emet'ın kurtuluş günü 3 Eylül'ü de içine alan Bor ve Termal Turizm SanatKültür Festıvalı yaşandı. Bu dördü bir arada şenliğı kutlamaya 80 yaşıma iki ay kala, retrospektıf resim sergimle ben de katıldım. Şenlık haftasının en anlamlı parolası, Kurtuluş Savaşı'nda Emet mılislerinin savunma örgütünün direnışlerini çekıp çevirmış olan Dr. FazılDoğan'ın "Emedilerin büyük kahramanüğuiL, işgal altmdald başka yerter de göstersevdi düşmanın Anadoiu içlerine girmesi hayal olurdu" sözüdür. Emet Kaplıca Kompleksı'nde yorgunluğumu atmak için bir kafeye gıtmiştım. En yakınımdakı masada festivale gelmiş iki yabancı konuğun konuşmalanna da ister istemez kulak misafiri oldum. Anadoiu'yu satıyoruz! Deme! Kime yahu? Parayı basan her yabancı uyrukluya. Olur mu öyle şey! Bal gibi oluyor. Bak Eskişehir Son Haber gazetesinde (3.9.2004) Büyük Birlik Partisi tl Başkanı Zafer Uğur, "Herkanşışehit kanıyla sulanan bu topraklann arsa, arazi anlayışıyla yabanalara pa/arlannıası en hafif ifadesiyle gafiUiktir. Toprak, devlet olmanın ilk şarü ve bağunstdığımızın göstergesidir. Mulk sanşma izin veren 4916 sayıh kanunun derhal iptal edilmcsi gerekmektedir. Aynca son bir yü içinde kayıtlarda saptanan saübnış arazi miktan 300 bin dönümü aşmış. C Planı TAM ÜYELİK konusunda Avrupa Birliği'nin A ve B planları ne olursa olsun, Türkiye'nin aslında birC Planı'na muhtaç olduğu kesin değil mi? Evet, düpedüz bir plan ya da tam adıyla bir "kalkınma planı". Üstelik, var da öyle bir plan. Anayasa gereği olarak kırk küsur yıldır işbaşında olan "örgütü"y\e, bu konuda görevlendirilmiş insanlanyla, yüzlerce sayfa tutan metniyle yürürlükte. Ama, var oluşundan kimsenin haberi yok böyle bir planın. Bir köşe yazısında yersiz kaçsa da, Anayasa'nın bu konudaki maddesini aktarmak, unutulmuş bir konuyu bütün utandırıcılığıyla hepimize anımsatmak bakımından yararlı olabilir: "Ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmayı, özellikle sanayiin ve tanmın yurt düzeyinde dengeli ve uyumlu biçimde gelişmesini, ülke kaynaklannın dökum ve değeriendirilmesini yaparak verimli şekilde kullanılmasmı planlamak... devletin görevidir. Planda milii tasarrufu ve üretimi arttıncı, fiyatlarda istikrar ve dış ödemelerde dengeyi sağlayıcı, yaîırım ve istihdamı geliştirici tedbirler öngörulür; yatınmlarda toplum yararlan ve gerekleri gözetilir; kaynakların verimli şekilde kullanılması hedef alınır. Kalkınma girişimleri bu plana göre gerçekleştirilir." Ya, işte böyle. Anayasasına bu hükmü koymuş olan bu cumhuriyetin "serbest piyasa ekonomis/"ni temel ilke sayan bir Avrupa Biriiği'ne üye olabilmek için bunca heyecanlanması tuhaf değil mi? u cumhuriyet ki, 1930'ların dünyasında, Sovyetler Birliği dışında hiçbir Avrupa ülkesi planlama kavramının kıyısından bile geçemezken, beşer yıllık iki "sanayiprogramı"y\a bugünkü ekonomisinin altyapısını oluşturmaya başlamış, 1961 Anayasası'ndan sonra 1970'lerin ikinci yansına kadar demirçelik, petrokimya, alüminyum gibi ağır sanayi kuruluşiarını kendi çabalarıyla yaratmanın yolunu bulmuştur. Böyle bir cumhuriyetin, IMF ve Dünya Bankası'nın ardından, bir de Avrupa'nın karar organlanna tâbi olabilmek için can atmasına, Godot'yıı bekler gibi kıytınk bir görüşme tarihi beklemesine ve küçücük Avrupa ülkelerine yalvarmasına, akıl erdirmek zordur. Şu sıra, kimse bu can atışların, bekleyişlerin ve yalvanşların halkın morali üzerindeki yıkıcı etkisi üzerinde durmuyor. Oysa halk yığınlan AB üyeliğine büyük umutlar bağlama aşamasını çoktan aşmış, Türkiye'ye boyun eğdirme peşindeki Avrupa ülkelehnin maaşlı memurları gibi çalışan medyacılara kızmaya ve bu zillet görüntülerinden nefret etmeye başlamıştır. öyle görünüyor ki, Gümrük Birliği ve AB'ye tam üyelik gibi konulardan kendi ikballeri için çok şey bekleyen politikacılar, şimdi, tam tersine, o konulann kurbanı olma ve sonuçta hesabını verme durumunda kalma tehlikesiyle karşı karşıyadırlar. Y Mehmet TABANLIOĞLU Ressam tsrail'in Filistinlilerden parasıyla alınmış toprakiar üzerinde kurulduğunu unutmayahm" diyor. Cumhuriyet gazetemde (15 Şubat 2001) Türkiye ekonomik knze girmeden birkaç gün önce, "BorveBorç" üzerine başlıklı yazımda Nevşehir dolaylannda Alman ve Hollandalılann ev ve bahçe edindıklerini yazmıştım. Üç yılda taşınmaz satışlannın katlanarak sürdüğünü görüyoruz. Vatandaşın bilgisi arttıkça tepkisi de çoğalıyor. Aklı erenler gün geçmiyor ki gazete sütunlannda hoşnutsuzluklannı belirtmesinler... Akşam'daki köşesinde Kemal Yavuz, Sunye'nin Adana, Gaziantep, Mardin ve Hatay'da genış tanm alanlannı kapatmış olduğunu m 2 sayısı da vererek anlatmış. Kırşehır MHP ll Başkanı Arif Kıhç, Türkiye topraklannm kanş kanş satılmaya başlandığını Anayurt gazetesinde açıklıyor ve "Kemal Atatürk ile silah arkadaşlannın düşman eiinden kurtardığı güzei vatanımız politik oyunlarla yeniden yabancılara peşkeş çekffiyor''demekte (30.8.2004). Vedahapek çoktepJd... Cumhuriyet'tezatenkonuhiçgündemden düşmüyor. Maliye Bakanı Sayın Unakrtan, "Kimse villalan. topraldan sırtına ahp götürmeyecek. Gelip bizi işgal mi edecekler" dıye bir de soruyor. Evet ilkın onlann yazlığı sonra da pazan, sömürgesi, arpalığı olacak yurdumuz. Uzun vadede yerleşecek, azırüık haklan isteyecekler. Bu bir çeşit sinsice "Sevr paylaşımı" da olmuyor mu? Vaktıyle silah zoruyla, savaşla sahıp olamadıklan Anadolu'yu bızım, "Bizekimsebir şey yapamaz" diyerek efelenmemizden yararlanıp kapacaklar. Malta Adası büyüklüğünde taşınmaz satılmış. Yasa ortadan kaldınlmadıkça da en verimli yerler elden gidecek. ABD, mevcut üsleri dışında hava alanla n ve limanlanmıza, tersanelenmize kadar girerek çok mühimmat depolamış. Bunlan bize karşı mı yoksa Kafkasya, Iran işgaline mi harcayacak? BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) için bizi atlama taşı mı yapacak? Yannki kuşaklara, altından kalkamayacaklan, içinden kolay kolay çıkamayacaklan sorunlar bırakıyoruz. "Gençlerin muhtaç olduklan kudret damarlanndaki asfl kanda mevcut" ama yazık değil mı gelecektekı çocuklanmızla bin yıllık ülkemize? PENCERE Hacıbektaş'a Universite İçin Seferberlik... Anadolu'nun tam ortasındadır Hacıbektaş... Tarihi çok eskidir.. Ama bu güzelim kasaba Hacı Bektaş Veli Horasan'dan gelıp buraya yerleştıkten sonra Anadolu'yu aşan bir ışığa kavuştu.. • Sıvas Kongresı'nden sonra Mustafa Kemal, Ankara'ya giderken Hacıbektaş'a uğradı, Alevi Bektaşi liden Cemalettin Çelebi'yle buluştu, "kıhç kuşandı", "yola kabul edıldi." Çelebi Cemalettin Efendi hem Milli Kurtuluş Savaşı'nı destekleyeceğini, hem zaferden sonra Cumhuriyet düzenine yandaş olacağını Atatürk'e söyledı. 25 Nisan 1923'te Hacıbektaş'tan yayımlanan bildiride şöyle yazıyordu: "Gazi Paşa'nın vatanın ileıieme veyükselmesi hakkındaki her türtü isteğini yerine getirmek bizim için farzdır. Ulusumuzu kurtaracak, mutluluğumuzu sağlayacak, onun amaca uygun görüşleridir." Dört yıl önce, 23 Aralık 1919'da, Hacıbektaş Dergâhı'nda Çelebi Cemalettin Efendi'nin Mustafa Kemal Paşa ile konuştukları bir bir gerçekleşmişti. • Alevilik bir mezhep mıdir, Bektaşilik bırtankat mıdır?.. Yoksa özde bir olan bu inançlar ınsancıl bir felsefenin yaşam bıçimi mıdirler?.. Alevilikte kaçgöç yoktur. Birden fazla kadınla evlilik yoktur.. Tesettür yoktur.. Yunus Emre'nin soluğu, PirSultan Abdal'ın nefesıyle ısınan bu dünya görüşünün yayıldığı coğrafyanın başkenti Hacıbektaş'tır. Alevi Bektaşi düşüncesinde mayalanmış mizah felsefesi tüm yerkürede eşine rastlanmayan bir aydınlık düşüncenin nüktedanlığını üstlenmiştir. Enelhak'kın mirasçılan, bağnazlığakarşıtlıklanyla, Aydınlanma devriminın Anadolu'da cumhuriyetleşmesinı gönülden benımsemışlerdır. Atatürk'ün "Hayatta en hakiki mürşit bilimdir" özdeyişi Türkiye'de Alevi Bektaşi toplumundayürekten desteklenmiştir. Çünkü bilime inanmak, toplumu laik devlet mo deline kavuşturacak; laiklik ilkesi de Alevi Bektaşi toplumunu bağnaz, softa, mürteci din devleti baskılanndan kurtaracaktı. Atatürk bir inanılmazı gerçekleştırmiş; sanayıleşmemış, daha başka deyışle sanayi burjuvasından ve proletaryasından yoksun bir Islam toplumunda laik Cumhuriyetı kurmuştur. Bu uygarlık atılımının etkıli gücüdür Aleviler ve Bektaşiler... Hacıbektaş Beledıye Başkanı Ali Rıza Selmanpakoğlu Türkiye ve dünya Alevi Bektaşi toplumuna bir bayrak açtı: Hacıbektaş'a bir ünıversıte kurulmalıdır!.. Gönülden kopup gerçekçi mantığa yansıyan bu seferberliğe yalnız Türkiye'nin değil tüm dünyanın Alevi Bektaşileri katılmalıdırlar; yürekle aklın kaynaşmasında hayata geçinlecek bundan güzel bir gırişim olabilir mi!.. Üniversitelerin YÖK'ün, profesörienn, doçentlerin, öğrencılerin de katılacağı bu gınşim, Anadolu'nun göbeğinde bir banş anıtı gibi yükselecek, Atatürk'ün ruhunu şad edecektir. Amaçlan Türkiye'den arazi, arsa ve bina satın alan yabancılann nerelere sahip olmak istediklerine gelince merak edıp öğrenmeye değer: Yukanda Suriye'nin, Hatay ve doğusundaki GAP illennden arazi kapattığını yazmıştık. Israil, Güneydoğu su ha\rzası ile dağlık yörelerimizı, Yunanistan Ege kıyılannuzı, Italyanlar Niğde bölgesini, Almanlar, Antalya, Alanya'yı parsellıyor. Ingilizler Didim'i, Hollandalılar Nevşehir civannı tercih ediyorlar. Eğer Türkiye Ermenistan sınınnı açsa onlann da Kars, Ağn ve Van dolaylanna yerleşeceklerine kuşku yok. Bu tutumlar ıllerdeki bir Sevr paylaşımına hazırlık değil de nedir? Küreselleşme denen düzen de böylece gelişme yolunda kapitalizm ve emperyalizmin hizmetinde yürümekte. Amerika'nın siyasal, kültürel, ekonomik kıskacındakı Türkiye, dayahlacak bir özelleştirme sonunda madenlerine de el koyduracaktır. Ne zaman? BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) ile Fas'tan Çin sınınna kadar uzanan bölgedeki petrol kaynaklan tükendiğinde... Sayın tlhan Sdçuk'un Cumhuriyet gazetesinde 2 Eylül 2004 tanhindeki Pencere'sinden dünya ahvaline baktığımızda ıse "Insanbğuı hakça bir düzene kavuşması güzel bir amaçür. Ama emperyalizm yalnız insanı sömüren bir içerik ötesinde, doğayı tüketen, gezegenimizi yok eden, kutsal Idtaplardaki kıyamete çağn çıkaran bir anlam kazandT dedığinı de yabana atmamalıyız. Çünkü gunümüzün korkulu, ders alınacak bir tanımıdırbu. B 'Şehiden Şehiden Şehif Bilal ŞÎMŞlR KESK Kültür Sanat Sen. Genel Başkanı Mazlum uluslar, geridevrimci Mustafa Kemal listin halkı, henüz daha bu de bıraktığımızyüzyılda Atatürk'ün açtığı yoldan hedefine ulaşamadan ulusal bağımsızlık savaş birer birer bağımsızlık '•"fcendmiöksüzbırakanyilarının miman bfiyüjtt.;••lannakavuşmuşlardı.F\ş«&&£S!m&m>ŞtoikAmmar'ı yüreğine gömdü. Şehidenim, öksüz bıraktığın çocuk generallerin büyüyemedi. Kurduğun devletin sınırlan çizilemedi. Yönettiğin savaşın merkez karargâhından çıkılamadı. Fakat arkada kalan gülen yüzünle ülkende, çocuğundan yaşlısına emperyalıstler karşısında bâşı dik, mücadeleci bir halk bıraktın. Şehidenim, öksüzler büyüyecek, seni yersiz yurtsuz bırakanlann kendileri bir gün yersiz yurtsuz kalacaklar. Ölümü güler yüzüyle karşılayan Şehidenim. Yaktığın ateş, mazlum Irak halkım aydmlaöyor. Onlar sokaklardan koşarak topladıklan ölüleriyle mevziye giriyorlar. Bağımsızlık savaşında Filistin halkına güç katıp seni yurtsuz bırakan işgalcilere korku salıyorlar. Gülen yüzlü Şehidenim, yerinde rahat uyu. Sana anayurdunda tören yaptırmayanlar, ne tören yapacaklan bir yurt ne de zaman bulamayacaklar (tıpkı Çanakkale'de, Sakarya'da, Izmir'de olduğu gibi). Gülen yüzlü Şehidenim, ülkeni silahla yakıp yıkanlann kendi ülkeleri belki yakılıp yıkılmayacak, ama kendılen yıkılıp gidecekler. Sem ve ülkeni tanıyıp da tanımayanlar, mezannın önünde selam durup günah çıkartarak tammaya hazır olacaklar. Gülen yüzlü Şehidenim, Mustafa Kemal'in yolunda yakmış olduğun bağımsızlık ateşi mazlum ulusları sarmıştır. Irak halkı ayaktadır, ölülerini sırtlanna ahp savaşarak bağımsızlığa doğru koşmaktadu. Türkiye, îran ve Suriye halkı, yüreğini Irak ve Filistin halkının yüreğiyle birleştirmiştir. Mazlum uluslara kuruluşu ve kurtuluşu öğreten Mustafa Kemal'in ülkesinde ne yazık ki kaderini işgalcilerle paylaşan bir yönetim vardır. Mazlumları arkadan vuran, ülkesine ve ulusuna yabancılaşanlar vatana ve mazlumlara ihanetten yargılanacağı gün, yanm bu^ktığm Bağımsızlık Savaşı'nı birlikte kazanacağız gülen yüzlü "ŞEHİDEN ŞEHİDEN ŞEHtT". ^ • Burada... # UIA22 MIMARUK KONGRESI ANASPONSORU PERSONEL YÖNITİCİSİ ALINACAKTIR Gazetemızde görevlendirilmek üzere; Üniversitelerin hukuk fakültesi ya da çalışma ekonomisi ve endüstri ılişkileri bölümlerinden mezun, SSK, Iş Kanunu ve Basın tş Kanunu konulannda bilgih Eleman alınacaktır. ,. , ~ „ « tsteklılerin özgeçmiş ve diğer bilgileri içeren dilekçelerini, 212512 39 85 numarah faks vasıtasıyla ya da yasemin(â cumhuriyetconi.tr eposta adresine göndermeleri gerekmektedir. KIRMCI BAUK ÇOCUKEVİ AİLE OKULU 2 / 2004 14. YIL Dr. ERDAL ATABEK "ÇOCUK VE OYUN OYUNCAK SEÇİUlL" Tarih Saat Yer : : : 19 Aralık 2004 Pazar 12.0014.00 Kadıköy Evlendirme Salonu Üst Salon Söğütlüçeşme/KADIKÖY TÛM VaJ^MZ VE U DUYNUUR ÇAĞRUR Bostancı Mecıdıyekoy . Tel: 0216417 1636Telefaks0216366 1431 : Tel:02122139588Tetefaks.021221387 40 www.kirmizibalik.com yeniliklere adım atmanın heyecanı > konfor > estetık > keyıf > teknolojı > tasarım > trendler > modern yaşam > kalite > prestij > sevgi > memnunıyet > avantaj > bınlerce ürün çeşidı > yüzlerce satış noktası > ilkler > dinamizm > dayanıklılık > sıcaklık > mutluluk > güven SAKARYA AİLE MAHKEMESİ EsasNo: 2004917 Davacı Emıne Haıda vekıli taraftndan davalı Muhammet Haıda aleyhıne açılan boşanma davasının verilen ara karan uyannca, Yapılan tüm aramalara rağmen teblıgata yarar açık adresı tespıt edılemeyen davalı Muhammet Haıda'run (El Mokhtar Ben Ahmet oğlu 15.07.1960 doğumlu Fas uyruklu) Davacı Emıne Haida tarafından aleyhıne açılan boşanma davasının duruşma günü olan 28.12.2004 günü saat 8.50'de mahkememızde hazır bulunması, bulunmadığı veya kendısini bir vekıl ile temsıl ettırmedığı takdırde HUMK/nun 213. maddesı uyannca yargılamaya yokluğunda devam edıleceği ve bir karar venleceğı, 4787 S Y. 1,1 md. gereğince sulh hususundaki beyan hakkından vazgeçmış sayılacağı davetiye yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 08.12.2004. Basm: 56690 hayatı p a y l a ş m a n ı n g u r u r u var. KAU vvww.ekale.com.tr I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle