20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10ARALIK2004CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER SEFİNEI TERAKKİ •/AMINDA VE ÖHÜ TURHAN SELÇUK DÜZ1AZI ORHAN BİRGİT DURUST TABİAHLI İSTANBUL EFSNDİSİ ABDÜLCANBAZ* IN HARİKULÂDE MACEB.ALARI KISIM HEKMİLİ BİRDEN T\ APAMiA Rl ME yAF>" MAKl^TÎ Sayın Bakana Düşen... Eski Denız Kuvvetleri Komutanı Emeklı Oramiral Erdil hakkında GenelkurmayAskeri Mahkemesi'nde açılan dava için Adalet Bakanı, "Ümit ederim ki bu dava herkese, hepimize örnek olur" dıyor. Sayın Cemil Çiçek'in askerterin hangı rütbede olursa olsun, ayrım yapmadan silah arkadaşlarını yargının önüne çıkartmalannı Silahlı Kuvvetler'in güvenilir kurumların başında gelmesi olarak nitelendirmesini, demecin yer aldığı Hürriyet gazetesi "çarpıcı mesaj" olarak değerlendirmiş. Bakanın sözleri ve gazetenin değerlendirmesi, Türkçemizin o zengin özdeyişlerinden birisini, "Kızım sana söyleyeyim gelinim sen anla" diyen kaynanaya gönderme yapılan dokundurmayı hatırlatıyor. Ama o özdeyişte gelinde gördüğü kusur ya da eksiklikleri gidermek isteyen kaynana ne de olsa konumunu düşünerek çok diplomatik bir yöntemle kızını sorgularmış gibi yapar. Ya anayasamızda Bakanlar Kurulu'nun her üyesiyle ortak sorumluluk altında olduğu yazılan bir Sayın Bakan'ın, dolambaçlı yollar yerine daha düz bir güzergâh izlemesi ve ne düşünüyorsa onu söylemesi gerekmez mi? Cemil Çıçek'in Türkiye'de imtiyazlar ve imtiyazlılar bulunduğu için yargının engellendiğinı savunan görüşlen tamamen yanlış değildir. Ama elbette o yasalarda yazılı olan dokunulmazlık kurumunun bir zırh gibi, suç işlediği ileri sürülen kişiyi korumak amacıyla kullanılmasını da bu ülkenın insanlanna kabul ettirmenin sonsuza dek geçerli olacağını düşünmek de fazla saflık olacaktır. Giderek saydamlaşan bir toplum, kör kuruşun hesabı sorulan sade vatandaşla, haklarındaki dava dosyalarının işleme konulması kaçıncı kez ertelenen Başbakan ya da bakanın arasındaki duvann kaldırılmasını istiyor. Seçim alanlarında bu yönde verilen sözlerin, seçmenler üstünde ne kadar etkili olduğunu bildiği için siyasal partiler, her beş yılda bir seçım bildirgelerinde kangrene dönüşmüş bu hastalığı operasyonla çözecekleri sözünü veriyorlar. Daha sonra bin dereden getirilen suyla imtiyazlılar halkasının çok geniş olduğu hatırlatıhyor: Yapılacak ameliyatın hiç kimseyi dışarıda bırakmaması gerektiği bahaneleri öne çıkartılıyor. Oysa sağduyu sahibı birçok köşe yazannın da değindiği son örnek, önümüzde tüm tazeliğiyle "Buradayım" dercesine yasa koyucuyu değil, siyasal erki temsil eden gücü de yalanlayan çarpıcılığıyla duruyor. Orgeneral Erdil hakkındaki ilk soruşturma emrinı veren de son tahkikat karan için düğmeye basarak asken yargıyı devreye sokan da eski ve bugünkü Genelkurmay başkanlandır. Birtan Altunbaş'ın gözaltmda ölümüyle ilgili davanın bozulma gerekçesi belli oldu 6 Alü gün boyunca dövdüler' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Hacettepe Üniversitesi öğrencisi Birtan Altunbaş'ın 1991 yılında gözaltında ölümüyle ilgili davada yargılanan polislerin, Altunbaş'ı konuşturmak için dövdükleri ve bunu 6 gün boyunca sürdürdüklerine işaret etti. Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nin, Altunbaş'ın gözaltında ölümüyle ilgili davada mahkumiyet alan, dönemin Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'nde görevli 4 polis memurunun cezasını bozma gerekçeleri belli oldu. Gerekçeli kararda, sanıklar tbrahim Dedeoğlu, Sadi Çayh, Hasan Cavit Orhan ve Süleyman Sinkfl in, suça ve delillere ulaşma amacıyla suç faili olarak 9 Ocak 1991 tarihinde nezarete aldıklan Alrunbaş'ın 15 Ocak günü saat 20.00'ye kadar birçok kez yüzleştirme ve yer gösterme gibi soruşturma işlemlerinde ifadesine başNTirduklan belirtildi. Kararda şöyle devam edildi: "Samldarm, makrul Altunbaş'ı konuşturmak için darp ettikkri, bu nillerini 6 gün süren nezaret süresince sürdürdükleri dosyadaki delillerden, sanıklann lasmi anlaümlanndan ve özelükle maktuldeki darba ilişkin yaralann yerleri ve sayıca çokluğundan anlaşıkuğL, zaman sürecinde devam eden bu hareketkrin sayısal boyutu da dikkate ahndığuıda sanıklann musnet suçu birlikte ve doğrudan ika ve icra ettikleri, eylemlerinde Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 463. maddesinin uygulama yeri olmadığı gibi TCK'nin 65/3. maddesinin de düşünülemeyeceği görülmekle, mahkum olan sanıklar Dedeoğlu, Çayn, Orhan \e Sinkfl'in TCK'nin 452/1, 243/2 ve 59. maddelerh le teczh eleri yerine aynca 463. maddenin tatbiki suretryie cezalanndan indirim yapdması yasaya aykın olup sanıklar hakkındaki hükümlerin bozulmasuia oybirtigryle karar verilmiştir." 1. Ceza Dairesi'nin, failler belli olduğu gerekçesiyle saruklar hakkında hüküm kurulurken uygulanmasım istemediği TCK'nin 463. maddesı, "adam öldürme" suçlannda fiil birden fazla kişi tarafından işlenmiş, ancak fail belirlenemiyorsa tüm sanıklara verilecek cezada üçte birden yanya kadar indi1 TcKCNIN 463. MADDESI Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nin gerekçeli karannda, sanıklar Ibrahim Dedeoğlu, Sadi Çaylı, Hasan Cavit Orhan ve Süleyman Sinkil'in, Altunbaş'ı konuşturmak için darp ettikleri, bu fiillerini 6 gün süren nezaret süresince sürdürdükleri belirtildi. rim yapılmasını öngörüyor. Yargıtay'uı bu kararının ardından sanıklar Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden yargılanacaklar. Mahkeme, Yargıtay'uı bozma karanna uyarsa sanıklara yaklaşık 9 yıla kadar ağır hapis cezası verebilecek. Ancak yerel mahkeme, 1 Nisan 2005 tarihinde yürürlüğe girecek olan yeni Türk Ceza Kanunu'nda sanıklar lehine düzenlemeler varsa bunlan dikkate alacak. Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi, polis memurlan tbrahim Dedeoğlu, Sadi Çaylı, Süleyman Sinkil ve Hasan Cavit Orhan'ı önce "kasü aşan adam öMürme" suçundan 8'er yıl hapis cezasına sonra da indirimler uygulayarak samkları 4 yıl 5 ay 10'ar gün ağır hapis cezasına mahkum etmişti. Çok pahalı bir TSE Başkam Adalet Bakanı'nın gazeteci Oya Armutçu ile yaptığı konuşmanın yayımlandığı Hümyet'te Emin Çölaşan'ın Türk Standartlan Enstitüsü Başkanı hakkında yazdığı bir yazıya gelen yanıt da vardı. Çölaşan, bu iktidar tarafından kurumun başkanlığına getirilmiş olan kişi için 19 ayda Ankara'da beş yıldızlı bir otelde 34 milyar lira ödendiğini yazmıştı. Aynı yazıda kurumun kadrolu ya da sözleşmeli avukatlan varken bir başka avukatla sözleşme imzaladığı, bunun için de 21 milyar lira verildiğı anlatılıyordu. TSE Başkanı, hakkında yazılanlan yalanlamıyor. Kalıbına uydurmak amacıyla verdığı yanıtta kurumla ilgili yönetmelıkte "Yönetim Kurulu Başkanı Ankara dışından seçildiği takdirde kendisinin Ankara'da bulunduğu süredeki konaklama masratlannın TSE tarafından karşılanacağının yazıldığını" söylüyor. Avukat sözleşrnesı için de benzer bir gerekçeyle dava trafiğinin yoğunluğu öne çıkartılıyor. Çölaşan, iddialannı, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurumu'nun TSE'de yaptığı denetleme sonunda hazırladığı rapora dayandırmıştı. Türk Standartlan Enstitüsü Başkanı'nagore, "Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu raporlanyürütme organına öneri niteliği taşımaktadır. Yaptnm niteliği yoktur". Başkan bu görüşünü kendi genel kuruluna götürdüğünü ve orada bu tür giderlerin harcanabileceğine dair karar alındığını da yanıt mektubuna ekleyerek kendisinı aklanmış saymak istemiş! Böylelikle Devlet Denetleme Kurulu'na denilmek isteniyor ki: Siz istediğiniz kadar dışardan gazel okuyun, biz milletin parasını dilediğimiz gibi harcamaya devam edeceğiz. Onun için de Başkan'a Ankara'ya geldiği zaman kalabileceği küçük bir lojman tutmak yerine beş yıldızlı uluslararası bir otelin konforunu armağan edeceğiz. Devlet Denetleme Kurulu'nun raporlannı çöpe atacaktürden görüp algılayan bu siyaset standardını Sayın Adalet Bakanı ve siyasal erkin tüm sorumluları daha ne kadar içlerine sindirecekler? Ve ondan sonra da yolsuzluklann üstüne gitmekten, savurganlıkla savaştan söz edecekler? Cumhurbaşkanı Sezerin mesaji: Öncelikli sorumluluk devletin ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Ahmet N'ecdet Sezer, insan haklannın korunması ve daha da ileriye götürülmesi için öncelikli sorumluluğun devlete ait olduğunu belirtirken, "Bu alandaki gerçek başannın anahtan ise devletin yanı sıra sivil toplumun, basın ve yayın kunıluşlan ile tüm birey lerin hak ve özgürtük bilinci, istenci ve duyarhhğına sahip olmasıdır" dedi. Sezer, Dünya İnsan Haklan Günü nedeniyle yayımladığı mesajda, insan haklanna saygı ve hukukun üstünlüğünün, demokrasinin temel göstergeleri olduğuna işaret etti. Sezer, anayasaya göre, Türkiye Cumhuriyeti'nin, insan haklanna saygüı, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğu ve bu özellıklerin, Türkiye Cumhuriyeti'nin değiştirilemez niteliklerinden olduğunu anımsattı. Sezer, şu görüşleri dile getirdi: "İnsan haklannın getiştiriünesi, korunması ve pekiştirilmesi amacıyla son yıllarda ülkemizde geniş bir toplumsal dayanışma içinde gerçekleştirilen çahşmalar, Türk ulusunun bu haklann tam olarak kuDanılması ve daha da ileriye götürülmesi v önündeki istenç ve duyarhhgını ortaya koymuştur." HP'li CEraslan, Adalet Bakanı'nın F tipi cezaevleri için 'Hilton gibi' benzetmesi yaptığını savunarak "Hirton'da bile tek başına kalmak zulüm olabilir" dedi. Adalet Bakanı Çiçek ise "Hilton değil, devlet konukevi gibi dedim. 500 kişilik F tipi cezaevi 1415 trilyon liraya mal oluyor. Amacımız mahkumu topluma kazandırmak" dedi. (AA) FtipiHütontarbşması Adalet Bakanı Çiçek, CHP'li Eraslan'm cezaevlerinin insana yakışır hale getirilmesiisteğinekarşı 'Düzenlemeler AB'nintavsiyelerineuygun' dedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ceza Infaz Yasa Tasansf nın görüşüldüğü TBMM Adalet Komisyonu'nda "Ftipicezaevi" konusunda tartışma yaşandı. Alt komisyonda değiştirilen tasan dün Adalet Komisyonu'nda ele alındı. Kapalı cezaevleriyle ilgili madde üzerinde söz alan CHP Niğde Milletvekili Orhan Eraslan, F tipi cezaevlerinin "insana yakışır hale getirttmesini" istedi. Eraslan şu görüşlen dile getirdi: uBizsöylevinceSa\inBakanbunlaraHilton diyor. Gerçi HUton'da bile insanm tek başına kalmasının zulünı olabileceğini düşünüyorum. Kurumlan insani bulmadığımı ifade etmek istiyorum. En azından gündüzkri 10 kişryi bir araya getirerek sosyaDeşme imkânıverilmen." CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce de mahkumlann sosyal varlığını koruyabilmesi için gündüzleri buluşmalan gerektiğini söyledi. Ince, "24 saat tek başuıa kalması ceza değil, işkencedir. Oteti bırakahm, insanm kendi evinde bile bir başuıa kahnasızulüm olabilir" diye konuştu. nuşan arkadaşlan tanıyorum. BeJB yerlere mesaj vermeye çahşıbyor. Cezaevlerinde devlet egemenbğini koruyacakür" diye konuştu. Ipek'e tepki gösteren Muharrem Ince, "&z nereye mesaj verij'orsunuz?" diye bağınrken Orhan Eraslan şunlan söyledi: "Bizmesaj yazmıyoruz. CHP buna tenezzül etmez. Bunun potitik tarbşmasına girersen amnda kahrsuı. Çünkü Haluk Kırcı benzeri katiüer için alt komisyona önerge getiren stnsin." Millervekilleri arasında özür tartışması yaşanırken Komisyon Başkanı KöksalToptan, "Arkadaşlar buranın tadını kaçırmayatan" diyerek müdahale etti. Çiçek, çocuk cezaevleriyle ilgili maddede meslek örgütlerinin eleştirilerini yanıtlarken "Bizim cezaevi görevfflerimiz de öyle sadist falan değiL Oradaki çocuğa herkes çocuk olarak bakryor" görüşünü dile getirdi. Faks: 0 216 3028208 obirgit« ekolay.net 'BARO tÇÎNDE BARO OLMAZ' Sfvil toplum örgütlerl: Türkiye'de hak gaspları sürüyor Haber Merkezi Sivil toplum örgütleri ve insan haklan savunuculan, tnsan Haklan Haftası'nın buruk kutlandığma dikkat çekerek Türkiye'deki hak gasplannın sürdüğünü ifade ettüerTemel Haklar ve Özgürlükler Cephesi üyeleri, "tnsan Haklan Haftası'nm kutiandığı şu günlerde AB patentü hak gasplan alabildiğine sürmektedir" açıklamasıru yaptı. Çağdaş Yaşarru Destekleme Derneği Başkanı Prof. Türkan Saylan da yaptığı yazılı açıklamada. "insan haklarmın salt yasalarda değfl, tek tek her bireyin beyninde, yüreğinde ve eyleminde egemen 0003500" diledi. N HİLTON DEMEDİM' Adalet Bakanı Cemil Çiçek ise Avrupa'da olmayan hiçbir unsurun tasanya eklenmediğini, AB 'nin tavsiye kararlanna uygun düzenleme yapıldığını söyledi. Ciçek, "Ftipinde deflanihaye3 kişi kalnuyor. Futbol sahalan. vok>İH>l sahalan var. Cezaevi kuraDanna uvabildiği nispette kütüphaneye de gidiyor, iş yuıHarma da gidiyor. Ben Hilton demedim ama 'Cezaevlen bir devlet konukevi haline geldi' dedim" diye konuştu. AKP Ankara Milletvekili Haluk İpek de CHP milletvekülerine tepki göstererek "Ko îzmirBarosu'nda 'işkence' kavgası ÎZMİR (Cumhurij'et Ege Bürosu) Izmir Barosu, "İşkenceyi Onkme Komisyonu"nu kapattı. 10 Aralık tnsan Haklan Günü'nde alınan bu karar, eleştirileri de beraberinde getirdi. Çok sayıda işkence dosyası ve kötü muamelenin takipçisi olan komisyonun çalışmalannın süresiz olarak durdurulduğu bildirildi. îzmir Barosu Başkanı Nevzat Erdemir, komisyonun, baronun önüne geçtığini belirterek "Baro, yönetim kurulu tarafından \ önetiür. Komisyonlar tarafından değü" dedi. Komisyonun hazırladığı raporlar doğrultusunda, Baro Yönetim Kurulu, TBMM însan Haklannı Izleme Komisyonu'nu harekete geçiriyordu. Baro Başkanı Erdemir, işkenceyle mücadele konusunun bundan böyle, baro bünyesindeki "Hukuk Araşürmalan ve tnsan Haklan Merkezi" tarafından yürütüleceğini belirterek "İşkenceyi önleme grubu adı amndaki vapılanma, barodan bağımsız hareket ediyordu. Izmir Barosu, İzmir Barosu tarafından yönetüecek. Baro içinde baro olmaz. tnsan haklannı savunma ve işkenceye karşı mücadele bundan böyle GVIUK ve adü yarthm birimince yapılacak" şeklinde konuştu. r DiYARBAKIR'DA MİTİNCE ÇAĞRI însan Haklan E\Tensel Bildirgesi'nin kabulünün 56. yıldönümü etkinlikleri kapsamında 12 Aralık'ta Diyarbakır'da düzenlenecek 'Farkhhklara Evet Aynhkçıhğa Hayn"" mitingi için belediye başkanlan ve tertip komitesince çağn bildirileri dağıtıldı. Grup adına konuşan tHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Selahattin Demirtaş, 17 Aralık'ta Türkiye'ye takvim verilmesi gerektiğini belirterek "Kürt sorununun çöziimünün Türkrye'de yaşanan temel sorunlann çözümünün de önünü açacağma inamyonız" dedi. İHDK üyesi Özgenç ) Tartışılan önergelerin mimarı! ANKARA (ANKA) AKP hükü olan Doç. Dr. İzzet Özgenç, 22 Kametlerinde Adalet Bakanhğı'nca ha sım'da însan Haklan Üst Kurulu tazırlanan ceza yasalannın mimarla ~rafindan İnsan Haklan Danışma Kunndan olduğu belirtilen, zina yapan rulu üyeliğine getirildi. lann cezalandınlması ve türbanlılaDoç.Dr. Özgenç'in TBMM'deki n okula almayanlara ceza verilme çalışmalan sırasında hazırlanmasınsi gibi önergelerin münarlanndan da katkıda bulunduğu öne sürülen Doç. Dr. tzzetOzgenç'in, İnsan Hak önergelerden bazılan şöyle: lan Danışma Kurulu (IHDK) üyeli• Zinaya ceza: TCK tasansının göğine getirihnesi dikkat çekti. rüşmeleri sırasuıda zina yapanlara Gazi Üniversitesi Hukuk Fakül hapis cezası verilmesi için önerge. • Türban girişimi: TCK görüşmetesi'nde ceza hukuku öğretim üyesi. leri sırasında türbanlı öğrencilerin okula alınmasına izin vermeyen yönetıcilere 410 yıl arası hapis cezası verilmesi için önerge. • Dini inançlann korunması: Toplumun benimsediği dini değerlere aykın da\Tananlann hapis cezasına çarptınlmasını istedi. • Kanıt yutana ameliyat: CMUK görüşmelerinde sanığın kamtı yurması durumunda zorla ameliyat edilmesini de önerdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle