Katalog

SAYFA CUMHURİYET 10 ARALIK 2004 CüMA SOYLEŞI ÎTÜ'nün yeni rektörü Prof. Dr. Karadoğan: Sermaye, bilgi ve emek Teknokent'te buluşmalı Sanayiye akadetrıikdestek 'KADRO DAGILIMINDA DENGE KORUNACAK' ektör Prof. Dr. H. Faruk Karadoğan, önümüzdeki dönem önem verilecek bazı uygulamalan ana başlıklan ile şöyle sıraladı: Kadro dağılımlarında dengelerin korunması ve zor durumdaki bilim dallanna destek çıkılması. / Ders dağılımlarında ihtisasa önem verilmesi. Öğretim programlan konusunda birimlere esneklik. Bilgi aktanmı için uluslararası çalıştaylann özendirilmesi. Birlikte çalışma ve kitap yazılmasına destek çıkılması. Akademik yükseltılme ve atama ölçütlerinin güncelleştirilmesi. BIRBAKMA SERVER TAJVİLLİ Yola Çıkarken Notlar... Strasbourg yolculuğuna çıkmak üzereyim. Son yıllarda hayat programımın biryüzü de böyle: llkbaharda ve sonbaharda Türkiye'deyim; geri kalanı Fransa'da. Bir geliş gidiş, durup oturmak yok! Böylesi bir ortamda, okumalar hızlı ve eleyici oluyor; kimi zaman fotoğraf öne çıkıyor. Işte, bu dönüşte elde kalanlar... • Buyurunuz, Milliyet'te çıkmış bir fotoğraf. Gazetenin 5 Aralık 2004 günlü nüshasında, hem de birinci sayfasında, "îstanbul Silüeti" adıyla verilen fotoğraf, Bağcılar'dan. Yukardan alınmış, uçsuz bucaksız bir tarla. Birörnek binlerce beton yapılann oluşturduğu bu tariada, sadece çirkinlik değil kanı donduran bir şey de var. Bu görünümle birlikte, gazetecimiz Murat Öztürk'ün verdiği bilgiler, dahada isyana götürüyor insanlan. Bir zamanlar az da olsa yeşil alanlar vardı. Mimarlar, planlamacılar, deprembilimciler uyardılar, kulak verilmedi. Mimarlar Odası'na göre, yasalann uygulanmaması ve çıkanlan aflar kenti bu duruma getirdi. 1985'teki imar affi yapılaşmayı patlattı; 4 kat izni olan yerde 8 katlı binalar yapıldı. Kaçak 56 katlı binalann 2 katı dolu, gerisi boş. 11 milyon nüfuslu kentte, 5.5 milyon kişi bu konutlarda oturuyor. îstanbul, plansız veyasadışı yapılaşmaya teslim... Ve Istanbul'u, artık minare ve tepeleri değil, çarpık yapılar simgeliyor. îstanbul bir "kaçak" şehir! Hayır! Ülkenin tüm kentleri bu haldedir. Ne düşünüyorsunuz okurlar? Ama bir şeyler de düşünmelisiniz. Yalnız Istanbul'u değil tüm kentleri ve yurdunuzu kurtarmak için, büyük ve cesur düşünmelisiniz. Bu, sizin hakkınızdır ve görevinizdir de okurlar!.. • Cumhuriyet, 7 Aralık 2004 günlü nüshasında, anlamlı bir hatırlatmada bulunuyor, "Cavtt Orhan Tütengil Anılıyor" diyordu. Anıldı da: Kabrinde ve ciddi bir panelde. Ancak, söyleyeceklerim genç kuşaklara olacak: Cavit Oıtıan Tütengil, îstanbul Iktisat Fakültesi'nde bir hocaydı. Düşünce ve eserleriyle bir yol açan idi. Özellikle, azgelişmişlik sosyolojisiyle ilgili yaptığı araştırmalanyla tanınıyordu. "Azgelişmişliğin Sosyolojisi" adlı kitabında şunlan söylüyordu: "Gelişme yolunu açıp temizlemeden, uygulamanın nimetlerine ve külfetlerine herkesin eşitçe katılmasını sağlamadan çıkışyolu bulunamaz. Başka türtüsü havanda su dövmek olur." Tehlikeli sözlerdi bunlar! Öyle olduğu için de, üniversiteye gitmek üzere otobüs durağında beklerken vuruldu 7 Aralık 1979 günü ve katilleri bulunmadı; aslında bulunabilirdi, olmadı. Benzeri nice cinayette olduğu gibi... Aradan 25 yıl geçmiş durumda... Gazetemizin aynı günkü nüshasında, bir başka bilim adamı, Prof.îzzettin Önder, "Çağn" adlı yazısında, konunun bir diğer yanına değiniyor ve şöyle diyordu: "Bilim, kökü toplumda, amacı da toplum olan toplumsal birüretim ve faaliyet alanıdır. Gerçek bilim insanının amacı ve niteliği de budur. Bilim insanını kapitalist özlü siyaset insanından ve iş insanından ayıran özellik de budur. Holdingler arasında mekik dokuyan, sözde bilim insanlan, cüzdanlannı vicdanlanna tercih ettikleri sürece, rahatyataklannayattıklannda, Tütengil Hoca 'nın asfalt üzerindeki huzurlu yatışını hissedebiliher mi?" Mümkün müdür hiç? • Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in geçen pazar yurdumuza gelmesi önemli bir olaydır, yeni bir dönemin başlangıcı olsa gerektir. Tarihte Rusya ile ilişkilerimiz fırtınalaria doludur; ama Lenin'le Atatürk'ün açtıklan banş dönemi de unutulamaz ve nimetlerini de gördük. Keşke kesintiye uğramasaydı! Hayat yeniden bağlan örmeye başlıyor. Ülkemizin, coğrafyadayeri stratejiktjr: Onun dayattığı, tek başına Doğu'nun ya da Batı'nın ortağı olmamak. Hele 50'lerde, sadece Batı ile bir olmak, neler neler kaybettirmedi ki! Bağımsız olduğumuzu söyleyebilir miyiz? Avrupa ile daha da köklü bir ortaklığa heves etme, ne türlü tehlikelerie dolu olduğunu şimdiden açıkça ortaya koyuyor. 17 Aralık'a giderken, şu günler derslerle dolu: Dimyat'a pirinç için giderken evdeki bulgurdan olmak da vardır; hele hele onurumuzu korumalıyız! Rusya ile ilişkileri, hemen Batı'ya bir seçenek olarak görmek de kolaya gitmektir. Söz konusu ilişkiler, ABD ve AB karşısında bizi daha güçlü kılacaktır. Türk Rus yakınlaşması, stratejik bir niteliğe bürünecektir; daha bugünden böyledirde... • Yaklaşık 20 bin öğrencisi, 2 bin öğretim üyesi ve beş yerleşkesi bulunan îstanbul Teknik Üniversitesi'nin çok önemli bir bilim kaynağı olduğunu belirten Rektör Karadoğan, üniversitesanayi işbirliğini geliştirebilmek için teknokentlerde yer almaya yönelimin arttığını söyledi. FİGEN ATALAY stanbul Teknik Üniver. sitesi'nde, yeni Rektör H. Faruk Karadoğan'la birlikte yeni bir dönem başladı. Prof. Dr. Karadoğan, Ulusal Savunma Sanayii'ne katkıda bulunacak ıemli girişimlerde bulunacaklannı, Türkçe kitap yazılmasına ağırlık vereceklerinı, TÜBlTAK ıle işbirliğini arttıracaklannı ve üniversitesanayi işbirliğini geliştireceklerini söyledi. Rektör H. Faruk Karadoğan ile İTÜ'yü, yeni projeleri, yeni Vakıflar ve Dernekİer Kanunu'nun üniversitede yarattığı sıkıntılan, çürük binalann güçlendirilmesi gibi konulan görüştük. Yaklaşık 20 bin öğrencisi, 2 bin öğretim üyesi ve yardımcısı, beş yerleşkesi bulunan İTÜ'nün yeni yönetim kurulu, Rektör Prof. Dr. Faruk Karadoğan başkanhğında, Prof. Dr. Erkiıı Nasuf. Prof. Dr. Fuat Anday ve Prof. Dr. Haluk Karadoğan'dan oluşuyor. SERMAYE. BILCI, EMEK... tTÜ'nün çok önemli bir bilim kaynağı olduğunu vurgulayan Rektör Karadoğan, üniversitesanayi işbirliğini geliştirebilmek için teknokentlerde yer almaya yönelimin arttığını söyledi. Rektör Karadoğan şöyle devam etti: "Sermar'enin, bflginin ve deneyim kazanmak durumunda olan emeğin bir araya gekceği Teknokent oluşumu çok önembdir. Bu konuda üniversite iki önemli sorunla karşı karşıyadır. Birincisi. Dernekler ve Vakıflar Kanunu degiştirildikten sonra yasal boşiuklar oluşmuştur, ÜniversiteTeknokent bağjanosı yasal açıdan sağbkh görunmemektedir. lkincisi, Teknokent alanlan vergi indirimi alan firmalara sadece kiraya veribnekte, şirket ve özeUikk ortaya çıkacak ArGe üriinü ile üniversite arasında sürekü gdir kaynağı sağlayacak bir bağiantı kurulamamaktadır. Gerçekleştirilebildiği takdirde şimdiUk en ohınihı yanı genç araşürmacrtara iş butanak, öğretim üyesnnyeıd sana>iyeyüıelik araşnrmageiiştirme işlerine çekebilmektir." Geçen zamanın değıştirdiği tercıhlerin göz önüne alınması ve bazı olumsuz sayılan göstergelerin değerlendirilmesi so R t 'DEPREMDE TOPTAN GÖÇME ÖNLENEBİLIR' T ' " T T T Rektörü Karadoğan, binalann güçlendirilmesiyle, A A U katlann üst üste yıkılmasınının önlenebileceğini belirterek "İstanbuTda toptan göçme riski olan 600700 bin bina var. Bu yöntemle, binalar hasar görebiür, anıa toptan göçme otmaz" dedi. Konya'da göçen Zümrüt Apartmanı'nın üç önemli özelliği bulunduğunu vurgulayan Prof. Karadoğan, "Birincisi, askeri buükler hemen uyum sağlayarak yardıma geldiler. Olağanustü durumlarda en çabuk örgüaenme yeteneği olan kurum ordu. tkiiKİsi. herkes çadaldan bilhor ama bilgisidik yüzünden önlem ahnmamış. Üçüncüsti enkazdan bir servet çıkryor. Yani herkeste para var, ama bilgisidik ve örgüüenme probtenü de var" diye konuştu. nucunda üniversite kamuoyunca paylaşılan yeni değerlerin oluştuğunu vurgulayan rektör şunlan söyledi: "Bunlann başjnda, birimlerin kendi yöneticüerini kendflerinin betirlemesi düşuncesi geimektedir. Üniversitelerin kurumsaDaşabibnesi ve kişjye fazia bağh olmaktan kurtuimasuun da bir koşuhı olarak 'Bir Dönem Bir Görev' esası benimsenip ünhersitemize bir coşku, yenilenme ve çahşma gücü sağlayacak, etik davTanışlar bekknmektedir." VAKIFLAR SORUNU İTÜ'nün eski rektörü Prof. Dr. Gülsün Sağlamer ın halen, İTÜ Geliştirme Vakfı ile ITÜ Vakfı'nın başında bulunduğunu anımsatan Rektör Karadoğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Yeni DemekJerve Vakıflar Kanunu'na göre bu durumun yasal olup olmadtğı inceteniyDr.İncelemesonucunda yasal durunı açığa çıkacak. Butün >ıırüar, vakıflara bağh. Yeni kanunla vakıflarla ünhersitenfa bağlannsı kesfldi. tki yurdun sözkşmesibitti.üni\ersite>«nilemedLBuradaamaç denge ohışturmak, fîyatiann kontrolünü sağlamak. Yalaflar tamamen serbest hareket edebitiyoriar." ' M A A S L A R ÇOK DÜŞÜK' Üniversite personelinin maaşlannın çok düşük olduğunu, profesörlerin, üniversitede görevli aşçılarla aynı maaşı aldıklannı belirten Prof. Dr. Karadoğan şöyle konuştu: "tki kurum maaşjailgfli sorununu ifade edemiyor. Biri üniversite diğeri de ordu. Çünkü konu, istismara son derece açık. Öğretim üyeleri yurtdışına, valafüniversiteleriiK, sanayiye gktiyorlar. Vakıf üniversitelerine ve sana\iye gitmelerinde bir sakınca yok, ama üniversite bu öğretim üyeierini yetiştirmek için para ve emek harcıyor. 10 asistandan biri profesör oluyor. Transfer edilen bir öğretim üyesi için bize 10 araştırma görevlisi verilmesi lazun. Maaş ve kadro sorunu var. ÎTİTden öğretim üyeleri tstanbtü, Yıldız Teknik, Boğaziçi, Galatasaray, Marmara, Bilgi, Işık, Yeditepe, Kadir Has ve Doğuş üniversitelerinde part time çahşıyorlar. Kimisi daha sonra ftıll time'a dönüyon" İTÜ'nün teknoloji merkezi: Teknokent eknokent, temelde üniversitesanayi işbirliğine dayalı teknoloji geliştirme bölgesi. Bu işbirliği bünyesinde, ileri teknoloji kullanan ve geliştiren firmalar, gelişmiş bilgi ve teknoloji altyapısına sahip deneyimli üniversitelerin olanaklarından yararlanarak teknoloji üretmekte, geliştirmekte, gerçekleştirdikleri teknolojik buluşlan ticari bir ürün veya hizmet haline dönüştürebilmektedirler. (Amerika'daki Silikon Vadisi ve Route 128, ingiltere'deki Cambridge Bilim Parkı bu alandaki en büyük örneklerden.) T TEŞEKKUR Sevgılı Eşım. Annemız, Karşıvaka Gazı Lısesı Emekli Tanh Oğreonenı JALEGÜZİNOGULTÜRK'ün amelıyatı ve vefatı nedenı\le \akın ılgılen, öz\enlı ve ıçten çalışmalan ıle amelıyatını gerçekleştiren Ege Unnereıtesı Tıp Fakültesı Hastanesı Kalp Damar Cerrahısı doktorlanndan. Prof. Dr. ACI KAYBIMIZ ÖĞRENCİMİZ .OYUNCUMUZ YÖNETMEN YARDIMCIMIZ 19 Ocak 1983 EREN'IMIZ • •• MÜNEVVERYÜKSEL'e Opt. Dr. Çağata\ ENGİN. Dr Emrah OĞUZ. Dr Isa COŞKUN. Dr. Kaan ÖZCAN, Dr. Erean BAŞÇEŞME. Dr. Murat GCNDAY, Özbek BERBER. Dr Kenan DEĞlRMENCtLER, Dr. Mırall MECİDÖV. Dr. Soysal TURHAN. Dr Dılşad AM^VVERMEZ. Dr. Eldar BAGİROV ve Dr. Börteçın EYGl'ye, Yoğnn Bıkım Hemşireleri: Başhen^ıre Asıye AR1KAN, Meral YÜKSEK, Nur DAYLAN, Gulver HACIOĞLl. Hülya TATAYLAK. llknur KAR.\CA, Ilknur ÇAKIN. Feyza KÛSE. Zalıha SELFİKER, Sebahat YILMAZ. Kâniuran KAR.\T.\Ş, Yasemın AYDINL1. tolın ÛZKUL, Nazan ÖZtNCE, Semra ÖZGLiN, Nılgun AYDIN, Raaye AÇIKGÖZ, Rahşan AYERDEM, Ilsay AFYONCU, E. Zehra LYSAI. Şükruye ŞEN, Yasemin ARSLAN'A; Servis Hanjireleri: Suzan KÖSEM. inci GÛLHAN. Nilgün Denız SASA, Canan ŞENOL Selbıye ÇETtS, Gulçuı Ç \ĞL AR ve Sultan KARAKULAK ve emegı geçen tum hemşırelere; ftmvi: Recep ÇINAY. Mehmet TINAS. Musafe YILMAZ, Aytala .\RSLAN. Adem ADAKUŞ. Yucei KÖKE. Mevlut YILM,\Z ve Ahmet KARA'ya. S«kre«erier: Aysel ÖNAL. Müzeyyen TOPLU, Işıl BİNGÖL. 0 6 0 3 1 0 $ ™ ve Nazan ÇINARDALI'na; Dtmşma Memmtan: Habıbe TEZBAŞARAN, Hasan CAN. Hatıce CNALAN ve Ahmet TÜRKYlLMAZ'a. Öz\enlı ve samımı çalışmalan ıle bızlere destek olan Ege C livenitesi K u Merkezi çahşanlan: Ilgın KLfTLU. Mehmet ARPAC1. Oya 1UL1Ç. Özlem D\RGIN, Bulent ECE. Hasan ÖRÜMCÜ, Guler DÛRMUŞ. Seyıt PEHLİVAN ve dığer çalışanlara. Kan bulmamızda büyuk emegı geçen İzmir Bâyflk^ekir B«lediyesi Henşehri İletişim Merkezi Sorumlusu Ekrem TÜKENlVIEZ'e ve kan bağışlan ıle yardımlannı esırgemeyen K o ı ı k Betediyesi çalışanlan. Geneltş Sendüuuı 3 No'lu Şabe üyelenne ve kan bafişmda bulunan tum dostlanmıza, cenazeye katılarak. çıçek gönderereL telefon ederek ve gelerek acunızı paylaşan herkese teşekkür edenz. Eşi:H»liIOĞULTÜRK Kıa: Lale OĞULTÜRK \YMK Dımadı: Mehmet M N A K Toniil»n: Halil BOge \mXK Mehmet Erge YUNAK EREN ULUERGÜVEN'İ kaybettik Cenazesi 11.12.2004 Cumartesi Günü saat 10.00 da Taksim Sahnesi'nde yapılacak törenden sonra Teşvikiye Cami'inden kılınacak öğle namazını müteakip Zinciriikuyu Mezarlığında toprağa verilecektir. Eren'imizin anısı hep yaşayacak. Başımız Sağ Olsun PERA GÜZEL SANATLAR TİYATRO PERA ZEYTİNBURNU SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Bir ışık demeti olarak geçti dünyamızdan. Onu 11 ARALIK CUMARTESİ saat 10.00'da Taksim Sahnesi'nden, öğle namazını takiben Teşvikiye Camii'nden ve Zincirlikuyu'dan uğurluyoruz. Onun pırıl pırıl gözleri orayı da ışıl ışıl yapacak. Annesi: Türkan Uluergüven Babası: Selçuk Uluergüven Ağabeyi: Emre Uluergüven Halaları: Gül Sonaer Çiğdem Derebey Enişteleri: Kenan Sonaer Ferhan Dereboy Kuzenleri: Sinan Zeyneloğlu Yağız Dereboy Babaanneleri: Süheyla Uluergüven Esas No: 2004 111! Karar No: 2004/1173 Hâkim: Kemal Güzel 20998 Kâtıp: Zanf Nalbantoğlu Mahkememize aıt 2004 1111 Esas 2004 1173 Karar sayılı 12.11.2004 tanhlı ılam ile. Isparta. Yalvaç, Kozluçay, cilt no: 43. hane no 4O'ta kayıtlı bulunan Bayram Mete ve Fatma'dan olma 1951 d.lu Demır Erdal'ın vesayet altına alınarak kendısıne tzmır Karşıyaka, Bostancı, cilt my 6, hane no: 1090'da kayıtlı Muammer \e Sabahat'tan olma 1950 d lu Nıhat Aksoy vası tayin'edılmıştır 12.11.2004 Basın: 56189 Ayşe Taray'ın eşi. Mevce Maresch Taray'ın babası, Hüner Tuncer ve Neriman TurnagöTün dayısı, Nihal Dinçman, Zuhal Öztorun, Ahmet Yarar, Berker Yarar, Oğuz Özketen, Yonca Bilgin, Pmar Artış'ın enişteleri, Ceyda Can Kıvanç, Pesent Katırcıoğlu, Ülgen Venm, Fügen Basmacı, Sergün Kişioğlu ve Gül Barut'un Haydar amcalan, emekli 4. Asliye Ticaret Mahkemesi Reisi VEFAT VEFAT VE TEŞEKKUR Kurtuluş Savaşı"run Gazıantq) cephesinde Fransız telefon hatlannı kestiği sırada şehit olan Külekçı Ali'nin kızı. Hüseyin Buğa'nın sevgili eşi 2003 178 Davacı Hayriye Yıldız vekili Av. Ali Öktem tarafından davalı Ahmet oğlu Ferit aleyhine açılan davada. mahkememızın 2003 178 E2004 145 K. savılı 22.09. 2004 tanhlı karan ıle Davanıtı kabulüne. Gölpazan lstiklal Mah. Vezırhan Cad 1 ada 3 parselde kayıtlı 1806 m2'lık taşınmazın satışı suretiyle ortaklığın gidenlmesıne karar \enlmıştır. Işbu kararın yayımlandığı tanhten 8 gün sonra da\ah bulunamayan Ahmet oğlu Fente teblığ edilmış sayılacağı ılanen teblığ olunur Basın 52564 GÖLPAZARI (BİLECtK) SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN HAYDAR TARAY'ı toprağa verdik. Acımız sonsuz. Onu ince esprileri ve neşeli hali ile içimizde hep yaşatacağız. AİLESİ ERZİNCAN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2003 123 Davacı Vesile Çıldır vekili Av. Muzaffer Doğan tarafından davalı Gültekin Çıldır aleyhine mahkememize açılan boşanma davasının yapılan açık yargılaması sırasında venlen ara karan gereğınce, Davacı Vesile Çıldır mahkememize açmış olduğu boşanma davasında davalı eşi ıle 12 Eylül 1995 tarihinde e\lendiklerini, bu evliliklennden 6 yaşuıda Mustafa, 4 yaşuıda Merve ohnak üzere iki çocuklarının olduğunu, aralanndaki geçünsizlik nedeniyle boşanmalannı, müşterek çocuğun velayetinin kendisine venlmesini talep etmış olup ancak davalı Gültekin Çıldır'ın tüm aramalara rağmen bulunamadığından kendisinın davalı kılınmak üzere dava dilekçesinin tebliği gerektiğınden gazete ıle tebligatın yapılmasına karar verilmıştîr. Bu sebeple yukanda ismi yazıh bulunan davalı Gültekin Çıldır'ın 29.12.2004 tarihinde saat 10.05'te mahkememizde hazır bulunması veya kendısini bir vekil ile temsil ettirmeleri, aksi halde HUMK.nun değişik 213377 maddelen uyannca yokluğunda yargılama yapılarak hüküm verileceği, dava dilekçesi yerine geçerlı olmak üzere tebliğ olunur. Basın: 49320 HATİCE BUĞA (İNGEÇ) 3 Aralık 2004 tarihinde aramızdan a>Tilmıştır. TBMM Başkanvekıli Alı Dinçer, Çankaya Belediye Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Eryılmaz, İzmir Buyükşehir Belediyesı Genel Sekreteri Hasan Manı ve eşi Nebiye Mani. Çankaya Belediyesi Meclis üyesi Meral Tavman; annemizin GATA Hastanesi'nde tedavi gördüğü sürede yattığı bölüm doktorlanndan Doç. Dr. Alper Sönmez, Dr. Taylan Abbasov, hemşireler Burcu. Hamide, Fazilet ve Fatma ile tüm dost ve arkadaşlanmıza teşekkür ederiz Kızı, Safıye Ayla Yüce Oğullan. Mehmet Cumhur Buğa, Mahmut Ayhan Buğa