19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 ARALIK 2004 ÇARŞAMBA 8 Istanbul Edirne HABERLERIN DEVAMI B B Y B 13 Sinop 13 Samsun 15 Trabzon 16 Giresun TURKIYE Y Y Y Y Çanakkale Izmır Manısa Aydın Denizli Zonguldak Kocaelı B B B Y B T4 Eskişehir 17 Konya 14 Sıvas 13 Antalya 17 Ankara 12 11 11 H 7 B 7 B 7 K 3 Adana Mersin Diyarbakır Şanhurfa Mardın Siirt Hakkân Van B 19 B 8 B 13 B B B 18 B 21 Kars K 3 i Sıslı Butun bolgelenmız parçalı yer yer çok bulutlu, Marmara'nın doğusu, Karadenız, Iç Anadolu nun doğusu ıle Doğu Anadolu'nunkuzeyvedogusuyağışlıgeçecek Havasıcaklığıyağış alan yerlefdebırazazalacak.dığer yerterde artacak Ruzgâr guneyvebatı.guneydoğu kesımlenndekuzeyvedoğu yonlefden hafif ara sıra orta kuvvette esecek h Çok bulutlu ° Helsinkl K StOCkholm . . L B onara Amsterdam Y Brüksel Y Bonn Münıh . DIS B u s l 3 5 2 8 Budapeşte Madrıd Berlın MERKEZLER K Y Y K Y 7 Moskova 11 Aşkabat 10 Astana 9 Taşkent 14 Baku Sofya H o m a Belgrad Atina Zürih Viyana K B 15 B 9 Y B 11 11 Taşkent Tahran K 0 7 Y 17 Tıflıs B 17 Kahıre K 7 Şam B 11 Bişkek K 5 B 22 B 17 Sulu kar ı Gok gurultulü Q Aç(k Parçalı bulutlu • Yagmurtu GÜNCEL CÜINEYT ARCAYUREK • Baştarafı 1. Sayfada AB çevrelerine göre komisyonun müzakereler başlamadan önce kimi ödevleri var. Tarama süreci gibi. Bu süreç zirveden hemen sonra başlarsa, görüşmelere de yeni yılın ikinci yarısında başlanabilir. Bir ülke var; iç dünyasındaki gelişmeler bizi çok yakından, üstelik sürekli rahatsız edecek biçimde gelişiyor: Fransa! Fransa, referanduma sunulacak AB Anayasası'na Türkiye'nin olumsuz etkiler yapacağını öne sürerek müzakerelerin 2006 yılının ilk yansında başlamasını istiyor. • *• Kimi yorumlara göre dönem başkanı Hollanda, zirveye sunacağı karar taslağını Türkiye'nin ve üye ülkelerin tepkilerini almak için basına "sızdırdı". Ankara'da kopan fırtına Hollanda'nın davranışlanyla ilgili yorumlan doğruluyor. Başbakan'ın tarih konusunda on gündür, bir aydır söylediklerinde değişiklik yok. Kopenhag ölçütlerini yerine getirerek ev ödevimizi yaptık mı? Yaptık. 2002'de ölçütleri yerine getirdiği takdirde Türkiye ile müzakerelere gecikmeksizin başlanmasını kararlaştıran AB, şimdi görevini yapmalı, 2005'in ilk yarısında görüşmeler başlatılmalı. Dışişleri Bakanı Gül daha başka havalarda. Böyle taslaklar daha çook çıkar, dolaşır, çok kez değişir, diyor. Başbakan'la Gül'ün söylediklerinde değişiklik yok ama, eksikler var. örneğin, ünlü ikilimiz AB zirvesi tarih saptarken koşullar öne sürmesinin kabul edilemeyeceğini sürekli yinelediler. Oysa, 6 Ekim AB Komisyonu llerieme Raporu koşullann öncülüğünü yaptı. Sızdınlan karar taslağında ne kadar değişiklik yapılırsa yapılsın AB zirvesinin yeni koşullar getireceğınden kimse kuşku duymuyor. Omeğin serbest dolaşıma kalıcı önlem getirilebileceğinin altı çizileceği gibi, llerieme Raporu'nda değinilmeyen bir konu, usturuplu bir ifadeyle karar metnine konulmak isteniyor: Güney Kıbrıs'ı tanımak! Şu veya bu biçimde serbest dolaşımla ilgili bir paragrafın zirveden de geçmesi sürpriz olmayacak. Zira, 3.5 milyon Türk'ün yerleşik olduğu başta Almanya, birçok ülke serbest dolaşıma yeşil ışık yakılırsa Türkiye'den Avrupa'ya yeni bir göç dalgasının başlayacağından korkuyor. Kıbrıs'ı tanımaya gelince; Güney Kıbns'ın AB ülkelerinde izlediği politika başarıya ulaşmış görünüyor. Papadopulos baştan beri tarih almamıza karşı çıkmadı. Ancak Güney Kıbns'ı tanımayı kabul etmemizi öne süren girişimleri AB'de ses getirmişe benziyor. Taslağa Kıbrıs ve tanıma gibi sözcükleri yazmadan, ama bu hedefe doğrudan varmayı öngören bir ifade yerleştiriliyor. Elbette bu ifade 17 Aralık'a kadar veya zirvede nasıl bir biçim alır, bugünden kestirmek zor. Karar metninde taslakta olduğu gibi "Türkiye'nin biriiğe yeni giren ülkelerin katılımını göz önüne alan protokolü imzalamasını memnuniyetle kabul eder" diye bir ifade yer alır ve protokolü imzalamak zorunda kalırsak; Kıbns Rum kesimini "fiilen tanımış" olacağız. Hükümet Kıbns'ı ne 17 Aralık'tan önce ve ne de sonra "hemen tanımaya" sıcak bakmıyor. Gül, tanımaya değinirken Kıbns sorununun çözümü ile ilgili "daha önceki uğraşılann sonuçlandınlmasınf istiyor. Böylece, tanımayı Kıbns sorununun çözümüne bağlayabileceğimizi taraflara şu kısa cümleyle duyuruyor: "Sonra bakanz bu işlere" diyor. Bu politika Hoca'nın göle maya çalmasına benziyor... Ya tutarsa hesabı! Bakan'dan rüşvet ihbarı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, bakanlığınm bütçe görüşmesınde "kamuda rüşvetin sürdüğü" ihbannda bulundu. Çiçek, yılbaşı nedeniyle kamu görevlilerine armağan adı altında devlet kurumlannın kapısına TIR'lann yanaştığını söyledi. Çiçek, planbütçe komisyonunda yolsuzlukla mücadele konusuda ılgınç açıklamalar yaptı. Çiçek'in meslek örgütlerine de tepki gösterdığı değerlendirmelen şöyle: t/ Konuşurken herkes teorik olarak yolsuzluğa karşıyız diyor, özele gelince bir yolu yok mu diyor? Yılbaşı geliyor, şirketlerimiz yılbaşı promosyonu adı altında önemli miktar kaynak ayınyor. Devlet kurumlannın önüne TIR'lann yanaştığını görürüz, kamu görevlilerine hediye adı altında. Gelen bir heyete bunu söyledim, "Ne olur şu promosyon işinden vazgeçin, bu işler için ayıracağınız parayı fakire fukaraya burs verin" diye. ı/Herkes her türlü işi yapıyor, insanlan yanlış yöne sevk ediyor, kamu görevlilerini bu neviden işlere tenezzül eder hale getiriyor, sonra bu işleri bu hale getirenler tekrar karşıya çıkıyor: "Bu memlekette yolsuzluktan geçiniliyor, yolsuzluğun önlenmesi lazım..." t/ Meslek kuruluşlannı göreve çağınyorum. Bu ülkede hayali ihracat tarhşmalan yapıldı.Bu neviden suçlan işleyenler başka bir galaksiden gelnîiyorlar. Yolsuzluktan şikâyet eden ey falanca meslek örgütü, ne yaphnız bu konuda? Kaç tane üyenizı, disipline sevk ettinız, meslekten ihraç ettıniz? Hiç kimse bir şey yapmıyor. Herkes diyor ki, iki tane hâkim üç tane savcı bu işle mücadele etsin. Ne yapacak benım hâkimım, savcım; delil vermezsen. Tehlikeye dikkat çekti w Ilımlı Cemil Çiçek, yılbaşı nedeniyle kamu görevlilerine armağan adı altında, devlet kurumlannın kapısına TIR'ların yanaştığını söyledi Islamda radikalleşir Kampanya başlatalım %/ Eğer yolsuzlukla mücadele edilecekse, rüşvet isteyen varsa, parayı verip işini görüp çekip gitmek yerine, gel 5 tanesini suçüstü yaptıralım. Kimse buna yanaşmıyor. Her türlü teminatı vermeye de hazınz. Gelin böyle bir kampanya başlatalım. • Falanca dairede işi olan, maşallah parası var, onun yolunu buluyor, işi götürüyor. Sonra da gelip sağda solda bununla övünüyor. Hatta belkı de rüşveti verdiği adama "AUah razı olsun ya işimi yapü" diye belkı de hayır dua ediyor. Böyle bir anlayış üzerine bir hukuk devleti inşa edilebilir mi? Bu ülkede yolsuzluk yapan biri varsa ne olur en azından şu resepsiyonlannıza çağırmayın. t/ Hepimizin şikâyet ettiği adamlara bakın, sizlerin, bizlerin gittiğı resepsiyonda onlar da var. En azından bir sırtınızı dönün, elini sıkmaktan imtina edin. Onu yapma, bunu yapma, suçüstüne yanaşma. Sonra hadı bakalım yargı bu işin üstesınden nasıl gelecek. Biz toplum olarak dürüstlük istemiyoruz, istiyor gibi görünüyoruz. Bütün sıkıntı buradadır. • Baştarafı 1. Sayfada ğıtırken Allah'ı yanı başımda hissederim. Bu duygu mesleğin bütün mahrumiyetlerine, zoriuklanna göğüs gerecek kuvveti verir" dedi. Yargının pek çok sorunla karşı karşıya bulunduğunu vurgulayan Özkaya, çözüm önerilerinin söylemde kaldığını kaydetti. Yargı bağımsızhğı ve yargıç güvencesi konusunda 1961 Anayasası ile bazı teminatlar getirildiğinı, ancak bunun 1982 Anayasası ıle kaldınldığını anlatan Özkaya, son dönemde yargıya karşı "ağır suçlama, itham, karalama kampanyası" başlatıldığmı söyledi. Yargının herkes için gerekli olduğu gerçeğinin unutulmaması gerektiğıne işaret eden Özkaya, "Yargının güvenilir olmayan kurum şeklinde tanıtılması fevkalade yanlıştır. Bu yanlışı yapan bazı çevreler vardır" dedi. Başkanlık slsteml uygun değll' Bir adli yıl açılış konuşmasında dile genrdiği "Türkiye'de şeriat tehlikesi bulunduğu" yönündeki görüşlerinin anımsatılıp "Aynı görüşlerinizi koruyor musunuz" sorusuna Özkaya, şu yanıtı verdi: "Bir din eğer kendi kutsal yerinde bırakılmazsa ülkenin idaresi akıl, bilim ve mantıkla yürütülmüyor demektir. Son dönemde sürekli ılımlı Islamdan bahsediliyor. Ihmlı olarak başlayan dini yönetim, radikal yöne kayar." Özkaya, 'Başkanlık sisteminin daha süratli, etkin çalışacağı ve daha doğru sonuca ulaşacağı görüşlerinin bizim bünyemize pek yatkın olduğuna katdmıyorum. Tartışılması lazım" dedi. Özkaya AB ıle ilgili bir soru üzerine şunlan söyledi: "AB'den müzakere tarihi almamız lazım. Pek çok anlaşmada yer almasına rağmen şimdi ahde vefa kuralı da bir kenara bırakılarak yeni öneriler getirilmekte, 'Daha önce öyle bir koşulumuz yoktur' deniİen bir husus, zaman geçince koşulmuş gibi önümüzde konmakta." "Milletvekili dokunulmazlığı ile yargıç güvencesinin karşılaştınlmasını nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusu üzerine Özkaya, bunlann farklı kavramlar olduğunu söyledi. Kimsenin kürsü dokunulmazlığına itirazı olmadığını belirten Özkaya, hâkimlerin bu türden bir dokunulmazlığı bulunmadığını kaydetti. Özkaya, şu değerlendirmeyi yaptı: "Hâkime tanınan teminat vatandaş içindir. Ona tanınan bir ayncaük değildir. Hâkimin görevini yaparken onurlu ve hiçbir etki altında kalmadan yapabilmesi içindir. Bu bütün Avrupa ülkelerinde de vardır. Hâkim hakkında her zaman soruşturma yapılır. Yargılanan, mahkum olan, meslekten ihraç edilen hâkimler vardır. Ancak bugün millervekilleri hakkındald iddiaların soruşturması dönem sonuna kalıyor. Bir defa milletvekili seçilirse bir sonraki döneme kalıyor. Biz, milletvekili hemen içeri alınsın demiyoruz, soruşturma yapılsın, deliDer toplansın, mahkum olursa yine infaz dönem sonuna bırakılsın." YAŞ toplantısında, ABDPKK ilişkisine ve irticai faaliyetlere dikkat çekildi Teröristle 100 görüşme B Baştarafı 1. Sayfada şitli ihtisas kurulları kullanılarak ve süreç boyunca mevcut denetim sistemleriyle kontroi edilerek yürütüldüğü belirtilmiştir" denildı. Toplantıda dış tehdit değerlendırmesinde de bulunulduğu anlatılan açıklamada. bu çerçevede bölgesel tehdit ve risklerin incelendığı anlatıldı. Açıklamada, "Çevre ülke silahlı kuvvetlerinin silahlanma ve modernizasyon faaliyetleri mukayeseli olarak görüşülmüş, bu kapsamda; TSK'nin caydıncı kuvvet yapısının korunması amacryla hazırlanan önemli projelerin durumları değerlendirilmiş ve gerçekleştirilmesi için gerekli kaynağın tahsisinin önemi üzerinde dunümuşrur" görüşü dile getirildi. Irak'taki mevcut durum ve olası gelişmelerinTürkiye'ye etkileri ve alınması gereken önlemlerin de görüşüldüğü dile getirilen açıklamada, iç güvenliğe ilişkin şu değerlendirme yer aldı: "Terör ve irtica ile mücadelenin degerlendirilmesi yapılmış, önümüzdeki süreçte terörle mücadelenin bütün alanlarda topyekun olarak yürütülmesi üzerinde durulmuş, laik Cumhuriyete karşı irticai kesimlerin faaliyetleri değerlendirilmiş ve bu tehditlere yönelik alınması gereken tedbirler gözden geçirilmiştir." Açıklamada, Türkiye tarafindan NATO'ya önerilen "Terorizmle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi"nin kuruluş çahşmalan haktanda da bilgi sunulduğu bildinldi. 8 klglnln lllşlfll keslldl Açıklamanın son bölümünde disiphnsizlik nedeniyle durumlan değerlendirilen 8 personelin TSK'den uzaklaştınlmasına karar verildıği de dile getirildi. Toplantıda Genelkurmay Karargâhı tarafından verilen brifıngde genış kapsamlı iç tehdit değerlendirmesı yapıldığı öğTenildi. Toplantıda askerler, ABD'nin terör örgütü PKKKONGRA GEL ile olan ilişkısinden duyduklan kaygıyı dile getirdiler. Gündeme gerinlen değerlendirmelere göre, ABD, terör örgü tü temsilcileriyle Mart 2003'ten bu yana Kuzey Irak'ta 100'den fazla görüşme yaptı. Bu görüşmeler terör örgütünün savaş öncesindeki kaygılannı ortadan kaldırdı ve daha rahat hareket etmesine neden oldu. Örgüt bu görüşmeleri siyasallaşmanın bir adımı olarak değerlendirdi ve propagandasını bu yönde yapü. Toplantının iç güvenlikle ilgili bölümünde dile getınlen bu görüşlerin ardından ABD'nin turumunun sürmekte obnasma dikkat çekildi. Terorlst sayısı binl a?tı YAŞ'a sunulan ıç güvenlık raporuna göre Kuzey Irak'tan Türkiye'ye giren terörist sayısı iki yılda bini aşh. 2004'te terörle mücadelede şehit düşen asker sayısı 75'i buldu. Yapılan değerlendirmeye göre terör örgütü başı Abdullah Öcalan'ın son dönemdekı çıkışlannın ardında kimi AB üyesi ülkelerin verdiği destek var. irticai faallyetter sürüyor Askerler YAŞ'ta irticai faaliyetlere ilişkin gelişmeleri bir örnekle gündeme getirdiler. trticai faaliyetlerin sürmekte obnasından duyulan kaygı da iletildi. Polath'da yaşanan bir olayı gündeme getiren askerler, Polatlı Imam Hatip Lisesi'nin kuruluş yıldönümü nedeniyle düzenlenen toplantıda buradaki topçu okuluna da gönderme yapılarak "topuna tüfeğine topuna" diye başlayan sloganlar atıldığım belirttiler. Buradaki törende bir vali yardımcısuun ve Milli Eğitim Bakanlıgı yetkililerinin de bulunmasına aynca dikkat çekildi. Törende, lO.YılMarşı'ylave kamusal alan tartışmalanyla alay edildiği vurgulandı. SÖYLEŞİ 11 ATTİLÂİLHAN rr 'HâH PÜPMelâlimtz!. "... Türkiye'deki misyonerier, bu toplantının ardından 'Mektup Kurslan' adı ile gazetelere ilan vererek misyonerlik faaliyetlerinin yoğunlaştırılacağı illeri saptadı. Bu ilanlar sonucunda, alınan mektuplar doğruKusunda, önümüzdeki dönemde, Erzurum, Eskişehir, Malatya ve Çanakkale hedef il olarak seçilirken, Gaziantep, Kayseri ve Adana'daki bazı kesimlerde, misyonerlik faaliyetlerinin yoğunlaştınlmasına karar verildi..." "... Ülkemizde şu anda misyonerlik faaliyeti kapsamında 332 kilise, 5 kitabevi, 1 kütüphane, 7 dergi, 49 vakrf, 3 yayınevi, 7 radyo, 1 kırtasiye, II manastır, 2 kafe, 1 seyahat acentası, 1 mahfil, 7 şirket, 1 otel, 1 tercüme bürosu, 7 gazete, 2 müze, 44 dernek mevcut Bunun yanında bunlara paralel olarak Bahailik, Süryanilik, Protestan, Katolik ve Ortodoks misyonerlik faaliyetieri bulunmaktadır..." (Haluk Dural'ın '[email protected]', 7 Ekim 2004 tarihli email'i). I Baştarafı Arka Sayfada Bakanlık taslak hazırladı Başbakan Erdoğan başkanhğında yapılan toplanüya katüanlar, öğlenAmtkabir'i ziyaret ettiler. (AA) MGK Genel Sekreterliği 71 yıllık tarihinde ilk kez basın bilgilendirme toplantısı düzenledi Alpogan: Fişleme, belge yakma yok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AB sürecinde, yasasmda yapılan yeni düzenlemelerle yapısı değıştirilen Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreterliği, 71 yıllık tarihinde ilk kez basını bilgilendirme toplantısı düzenledi. ilk sivil MGK Genel Sekreteri Yiğit Alpogan, MGK Genel Sekreterliği'nin "açık ve şeffaf bir kurum olduğunu" söyledi. Alpogan, kurumun hiçbir dönemde fişleme yapmadığını, "belge yakılmadığını" dile getirdi. Alpogan, dün yerli ve yabancı basın kuruluşlannın çağnldığı bir basm toplantısı yaptı. Alpogan, kurumun 71 yıllık geçmişini ve yasalannda yapılan değişikliklerle hangi görevleri yerine getirdiklerine ilişkin bilgiler verdi. Son haliyle MGK Genel Sekreterliği'nin basında yazıldığı şekliyle "düşünce kuruluşu" olduğunu beürten Alpogan, genel sekreterliğin, MGK'ye sekreterya görevi verdiğini, yasalarla verilen görevleri yerine getirdiklerini anlattı. Karar vericilere iç ve dış tehditler konusunda görüş ürettiklerini belirten Alpogan, gazetecilerin sorulannı da yanıtladı. len fiş veya psikolojik harp belgesi olup ouTiadığına ilişkin soruya ise şuyanıtı verdi: "Bu kurum tarafından hiçbir zaman kişiler hakkında fiş tutulmamıştır. Psikolojik harp bölümü görevlerimizin dışına çıktı. Ama Türk devlet geleneğinde belge yakmak yok. Arşive kaldırıldı tlgüisini bekliyor." Alpogan, Avrupa'daki ülkeler ve ABD'de MGK yerine konulan kurumlan incelediklerini, bunlann kısmen Türkiye'deki karşılığıyla benzerlik gösterdığini, bazılanmn ise aynldıklan noktalar bulunduğunu anımsattı. Alpogan, "Mevcut MGK kompozisyonu ihtiyacı karşüıyorsa böyle devam eder" diye konuştu. Milli Güvenlik Strateji Belgesi'nin (MGSB) güncellendiğıni belirten Alpogan, bu konuda kurumlardan gelecek görüşlerin birleştirileceğini, sonra MGK'ye sunulacağını kaydetti. MGK'nin onaylamasının arduıdan sürecin Bakanlar Kurulu'yla devam edeceğini belirten Alpogan, daha sonra strateji belgelerinin tamamlanmasıyla son bulacağını kaydetti. Alpogan, 2005 içinde bu işlemlerin tamamlanabileceğini belirterek "Bunlar teknik birtakım konular, bizce fazla heyecan verici bir şey yok" diye konuştu. Alpogan, 2123 Aralık tarihlerinde bütün kamu kurumlaruun katılımıyla tatbikat yapılacağını, bunun eşgüdümünün de kendi kurumlannda olacağını bildirdi. Alpogan'ın basın toplantısında "MGK tutanaklarının kamuoyuna açıklanacağını" söylemesine karşın toplantıdan sonra bu, "basın bildirileri" olarak düzeltildi. t Mültecilere 'ülke hukuku' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Bakanlıgı, Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasansı Taslağı hazırladı. Taslağa göre mültecıler hakkında dava tarihinde bulunduğu ülke hukuku uygulanacak. Kişinin zorunlu olarak Türkiye'de bulunduğu hallerde de Türk hukuku uygulanabilecek. Görüş alınmak üzere ilgililere gönderilen taslağa göre uygulanacak yabancı hukukun kanunlar ihtilafi kurallannın başka bir hukuku yetkili kılması, sadece kişinin hukuku ve aile hukukuna ilişkin ihtilaflarda dikkate alınacak ve bu hukukun maddi hukuk hükümleri uygulanacak. Uygulanacak hukuku seçme olanağı verilen hallerde, taraflarca aksi açıkça kararlaştınlmadıkça seçilen hukukun maddi hükümleri geçerli olacak. Kişinin zorunlu olarak Türkiye'de bulunduğu hallerde de Türk hukuku uygulanabilecek. Nişanlanma ehliyeti ve şartlan, evlilikle paralel olarak, taraflardan her birinin nişanlanma anındaki milli hukukuna tabi olacak. Evliliğin ğenel hükümleri, eşlerin müşterek milli hukukuna tabi olacak. Dünyayı fettıe kalkışan tarlkat!.. ... dikkat isterim, ana metinde verilen bilgi sadece 'Mesih Inananlart' (ya da 'Mesih'e Inananlar', namı diğer Evangeliste'ler) konusundadır ki, bir başka enternet kuruluşu da (imedya) meseleyi son derece ciddiye almış, konuyla ilgili yayınında, şu başlığı kullanmıştır: "... Evangelizm Beyaz Saray'ın gizli dini mi? / Evangelistler Müslümanlığı silip kazımak istiyor / Evangelistler neden Israil'e bu kadar ilgi gösteriyorlar?/..." "... 'Beyaz Saray', Ortadoğu'ya Bush'un mezhebi Evangelizm'i yayarak, yeni bir ABD hegemonyası kurmak peşindedir. Bu proje, Israil'de egemenlik bölgeleri oluşturarak, Kerkük ve Musul Türkmenlerini imha etmeyi içerir. Burnumuzun dibinde, sömürge bir ABD eyaleti oluşturmayı amaçlar..." (www.imedya.com) Yo hayır, sorun münhasıran Türkiye'yi ilgilendirmiyor; ünlü Fransız dergisi Le Nouvel Observateur de son derece ciddiye almış; 26 Şubat 3 Mart tarihli nüshasında, ayrıntılı bilgi vererek konuyu, 'Evangelistler, Dünyayı Fethe Kalkışan Tarikat' başlığı altında incelemişti. Meraklısına duyurulur. Ruhban okulu soruldu Alpogan, Heybelıada Ruhban Okulu ile Yunanistan'ın tehdit olarak algılanıp algılanmadığının sorulması üzerine, "Heybeliada iç tehdit olduğu için değil, AB sürecinde gündeme gelmiştir. Yunanistan'a gelince, Türkiye'nin AB perspektifini desteklemektedir. llişkilerimiz her alanda gelişiyor" diye konuştu. Alpogan, kurumun yasasının değişmesinin ardmdan imha edi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle