25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 ARALIK 2004 ÇARŞAMBA HABERLER AKP, ters düştüğü Danışma Kurulu'nun yerine 'Insan Haklan Ulusal Kurumu'nu oluşturuyor Hükümetm tasuye plaııı İLHANTAŞCI ANKARA Başbakanlık Insan Haklan Başkanlığı, ıktidarla "tersdüşen" tnsan Haklan Danışma Kurulu'nun "lağvedümesi" ıçin harekete geçtı. 23 Aralık ta "tnsan Haklan Ulusal Kunımu"nun kurulması için Danimarka'nın fınanse ettiği toplantıya Danışma Kurulu Başkanlık Divanı çağnlmayarak yok sayıldı. ÎHDK Başkanı Prof. tbrahim Kaboğhı, uluslararası platfonnada kurulun ulusal kurum olarak kabul edilmesine karşın Türkiye'de "inkâr" edilmesini eleştirdi. Yasa ve yönehneliğe karşın hükümetin kurula müdahale etmeye çahştığını belirten Kaboğlu, "Biz zaten özerk bir kunıtuz. Hükü AVRUPA'DAN GURAY OZ PaylaşıyoriapmıYoksa? Ukrayna'da durumlar kanşık. 2004 Temmuz rakamlanna göre 47 milyon 732 bin nüfuslu bu ülkede seçimler ortada kaldı. Ukrayna nüfusunun yüzde 77.8'i Ukraynalı, yüzde 17'si de Rus kökenli. Nüfusun geri kalanı Belarus, Bulgar, Macar, Kırım Tatan, Romen, Polonyalı ve Yahudilerden oluşuyor. Ukrayna'da 24 eyalet (oblasti) bir de Kırım Tatarları özerk bölgesi var. Şimdi gerçi ortada iki partinin kavgası var gibi görünüyor ama, biz yine de siyasi durumla ilgili biraz daha bilgi verelim. Önceki devlet başkanlığı seçimlerinde (1999) Rusya ile Batı arasında denge politikalanyla idare eden Leonid Kuçma, oyların yüzde 57.7'sini alarak devlet başkanı olmuştu. Karşı aday Ukrayna Komünist Partisi Başkanı Petro Simonenko idi ve oyların yüzde 38.8'ini almıştı. 2002'de yapılan parlamento seçimlerinde ise daha değişik bir tablo ortaya çıktı. Bizim Ukrayna adı altında birieşen ve çok sayıda partiden oluşan blok, yani şimdiki Batı destekli Viktor Yuşçenko liderliğinde bir araya gelen güçler, oylann yüzde 24'ünü aldı. Ukrayna Komünist Partisi yüzde 20 oyla yetindi. Hükümet ise Viktor Yanukoviç'in başkanlığında geride kalan partilerin toplamından oluşan bir koalisyon oldu. Ülkeyi parçalanmanın eşiğine getiren son başkanlık seçimlerinde ise Viktor Yuşçenko, Batı'nın aktif aktifin en geniş ve utanmaz biçimiyle anlaşılmasını rica ederim desteğine güvendi. Muhteremin kariyeri Sovyetler'in yıkılmasından sonra hızla yükselmiş, merkez bankası başkanlığı yaptığı dönemde IMF programlarını harfiyen uygulamış, daha sonra tırmandığı başbakanhk koltuğundan, 2001 'de güvensızlik oylan ile düşürülmüştü. Ama Batı onu terk etmedi. Batı'nın hiç sevmediği Başbakan Yanukoviç ise Putin'in geniş ve derin desteğine sahiptir. • •• Ukrayna öyle yabana atılabilecek küçük bir devlet değildir. Bütün çabalara rağmen hâlâ güçlü bir ekonomisi, sağlam kaynaklan vardır. Doğalgaz ve petrol zenginidir. Rus petrol ve doğalgaz boru hatlan bu ülkeden geçer. 2003 verilerine göre milli hasıla net yüzde 9.4 artmıştır. Kişi başına düşen gelir 5400 dolardır. Enflasyon oranı Sovyetler Biriiği'nin dağılmasından sonra çıktığı zirvelerden yüzde 5.2'lere kadar inmiştir. Okur yazar oranı yüzde yüzdür. Bütün bu bilgilere güvenebileceğinizi de söylemek isterim. Tümünü de CIA'nın resmi internet sitesinden derledim. Şu sıralarda sitenin değiştirilmesi, Kuçma veYanukoviç'le ilgili "Saddami" bilgilerin yerieştirilmesi beklenebilir. Her neyse, Ukrayna şimdi bölünme tehlikesiyle karşı karşıya. Peki ama niye? • •• Kimi değerli arkadaşlar, Yugoslavya'nın parçalanmasını hep Sırplann gaddarlığı, Hırvatlann zalimliği, Boşnaklann mazlumluğu gibi "hakir nedenlere bağladılar. Bu ülkenin neredeyse atomlarına aynlmasında Batı'nın rolü, çıkarlan hiç dikkate alınmadı. Irak'ın ABD tarafindan işgalini de çağımızın teröre karşı savaş çığırtkanlığının kalın sis perdesi altında görmekte ısrariı oldu bu arkadaşlar. Gürcıstan'daki Soros destekli "sivil" darbe de herhangi birşey söylemedi dostlarımıza. özbekistan ve Tacikıstan'da ABD'nin askeri etkinliği tırmanıyor. Şimdi sırada Ukrayna var. Bölgede etkinliğini korumakta zorianan Rusya eski topraklannı savunma niyetiyle geçmiş yıllara göre daha aktif olmaya çalışırken Batı, yeni bir "sivil" darbe ile Ukrayna'yı saflanna katmak niyetini artık saklamıyor. TV kanallan olanı biteni adıyla anıyor ve Batı, iki Viktor'dan "adamı" olanını maddi manevi, Allah ne verdiyse destekliyor. Üstelik Ukrayna, Rusya'nın üye olmadığı Gürcistan, özbekistan, Azerbaycan ve Moldovya'nın üye olduğu, NATO destekli bölgesel askeri örgüt GUUAM'ın üyesidir. Bu örgüt doğrudan ve açık bir şekilde Batı stratejilerinin aracıdır. Rusya da boş durmuyor kuşkusuz. Geçen günlerde dehşet verici, taklit edilemez, atom başlığı taşıyabilecek yeni birfüzenin müjdesini veren Putin, Ukrayna'nın Rusya'nın "hayat ayan/"ndayeraldığını gizlemiyor. Peki paylaşmak istiyoriar diyebilir miyiz? Diyemeyiz değil mi? Çünkü emperyalizm kavramının artık anlamı yok, şimdi "küreselleşme" ve "yenidünya düzeni" var. Batı ise sümme haşa emperyalist falan değil, bir "uygarlıklarprojesi". ABD gerçi şu sıralarda Irak'ta biraz can sıkıyor ve savunulamaz hale geliyor ya, dünyamızın karşı konulmaz süper gücü olduğundan herhalde hiç kimsenin şüphesi olamaz. Yoksa olur mu? Yoksa, biz bu "yedi düvel"lr\ benzer bir macerasını daha önce de görmüş müydük? eposta: guray.oz a cumhuriyetcom.tr • Azınlık raporuyla iktidann hedefi haline dönüşen însan Haklan Danışma Kurulu'nun tasfiyesi için ilk adım atıldı. Başbakanhk însan Haklan Başkanlığı Başkanı Vahit Bıçak'ın organize ettiği "Türkiye'de Insan Haklan Ulusal Kurumu'nun Kurulması" konulu sempozyum, 23 Aralık'ta Kapadokya'da düzenlenecek. met akyhine de rapor düzenliyoruz. Bu anlamda yeni kurulacak kurumun rengi de belH oluyor" dedi. Sert açıklamalan \e azınlık raporuyla birlikte iktidann hedefi haline dönüşen tnsan Haklan Danışma Kurulu'nun (tHDK) tasfiyesi ıçın ilk adım atıldı. Başbakanhk tnsan Haklan Başkanlığı Başkanı Vahit Bıçak'ın organize ettiği "Türkrve'de tnsan Haklan Ulusal Kurumu'nun Kurulmasr konulu sempozyum, 23 Aralık tarihlennde Kapadokya'da. Danımarka'nın finansman desteğiyle düzenlenecek. Toplantıya tnsan Haklan Danışma Kurulu Başkanlık Drvanı ile bazı üyeleri çağnlmazken davette dikkate alınan ölçütün ne olduğu anlaşılamadı. Yenı kurumun oluşturulması toplantısına çağnlmayan Kaboğlu, şu değerlendirmeyı yaptı: "MesefebenkndavetedlBp ediİmemem değiL Önemli olan kuruhın, Ulusal tnsan Haklan Kurumu okhığunun göz ardı edümesidir. Kurul, Paris aketeri ve Avrupa Konseyi'nin tavsiye karan doğrultusunda kuruldu. Biz AvTupa'daki toplannlara Ulusal Kurul olarak kaükhk. Ancak, Kapadokya'da yapılacak toplanöda yer almamamız Türkiye'de insan haklan daruşma kurulu olmadığı izlenimi verecektir. Bu yanılücı bir izJenimdir." Kaboğlu, yeni kurumun özerk olacağı savını değerlendirirken "Avnıpa'daki kurullar. bizde olduğu gibi kimse iç islerine kanşmryor. Vasarmz ve yönetmeüğimiz de iç islerine kanşmama biçiminde öngörüimüş ama sürekü kanşıhyor. Bu bizim hatamız de §010" dedi. ÎHDK'nin özerk olduğunu belirten Kaboğlu, buna dayanak olarak da hükümeti eleştiren raporlar hazırlamalannı gösterdi. Kaboğlu, "Yeni kurulacak kurumun rengi de belB ohnuş oluyor. Kimse kimseyi aldatmasın. Mevcut kurulun inkâr edilerek, yokmuş gibi davranılarak yapılan girişinı konusunda ciddi kuşkular var" dedi. TtHV Başkanı Yavuz Önen, toplantıya kendilerinin çağnldığını, ancak katılma^acaklannı vurgulayarak "Asıl amaç ÎHDK'nin tasfiyesidir. Sorunsuz çahşılacak kimseleri istryorlar. İnsan Haklan Başkaru'nın bu âlanda yaptığı tahribatı göz ardı ederek ve hoş görerek onun olduğu ortamlarda bulunmak istemeyiz" dıye konuştu. CAN'IN ÖLDÜRÜLMESI ŞARTLA SALIVERME Yargısız infaz iddiasına iakip DfY ARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Kızıltepe'dekı yargısız infaz iddialannın ardından, Hakkâri'nin Şemdinli ilçesinde çoban Fevzi Can'ın (19) benzer bir şekilde öldürüldüğü yolundaki açıklamalar üzerine oluşturulan 4 kişilik IHD heyeti incelemelere başladı. Öte yandan jandarmanın tutanağında çobanın "dur" ihtanna uymadığı gerekçesiyle terörist sanılarak öldürüldüğü belirtilmesine karşın Şemdinli Cumhuriyet Savcılığı'nın tutanağında Can, "hayvan kaçakçısT olarak nitelendinldi. Tutanakta, askerlerin, çatışma bölgesi olduğu uyansı üzerine. savcılığın olay yerine gitmediği, Can'ın üzerinden sadece kendi kimliğı çıktığı belirtildı. Ceza infaz tasansına Ocalan ayan ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümet, yenıden değerlendirmek üzere Meclis'ten çektiği Ceza tnfaz Yasa Tasansı'na "AbduDah Ocalan düzeltmesi" yaptı. Değiştirilen infaz tasansı dün TBMM Başkanlığı'na sunuldu. Eski tasanya göre Ocalan'ın şartlı salıverme hükümlerinden yararlanmasının önünde engel yoktu. Eklenen geçici maddeyle Öcalan'ın şartlı salıverme hükümlerinden yararlanmasının önüne geçildi Buna göre, TCK'nin "Devletin arsıulusal şahsnetine karşı cürümler" başlıklı bölümü ile "Devlet kuvvetleri aleyhinde cürümler" başlığı altındaki suçlardan birinin bir örgüt faaliyeti çerçevesınde işlenmesi dolayısıyla ölüm cezasmdan dönüştürülerek veya doğrudan ağırlaştınlmış müebbet hapis cezasına mahkumiyet halinde, şartla salıverme hükümleri uygulanmayacak. Hükümlülerin çalıştınlmasıyla ilgili madde de değıştirildi. fasandan "Hükümlü iş yurdan veya atölyelerde çahşmakla yükümlüdür" maddesi çıkanlarak şu hüküm getinldi: "Sağhkh olduğu beürlenen meslek sahibi obnayan hükümlüler ile meslek sahibi olan istekliler. ücret karşıhğında atörye veya iş yurtlannda çahşunlabiHr." "Hükümlünün grydirünıesi" başlıklı madde de yumuşatıldı. Tek tıp elbise giymenın zorunlu olduğu hüküm, şu tfadelerle değiştirildi: "Hükünuulere talepleri halinde, iklime ve sağbğa uygun grvsüer verüir." Önceki tasanda sıralanan "hücre\'e koyma cezası gerektiren haDer" maddeden çıkanldı. Yenı düzenlemede, hücreye koyma cezasını gerektiren eylemlerin tüzükle düzenleneceği belirtildi. DlYARBAKIR TBMM İnsan Haklan Komisyonu'nun üyeleri tazhe çadınnda Kaymaz ailesinin acısına tanık oldu. (AA) Toplu mezar için iki heyet DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) TBMM tnsan Haklan Komisyonu ile CHP, Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde bulunan toplu mezarla ilgili incelemelerde bulunmak üzere heyetler oluşturdu. Kulp'ta köylülerin bulduğu kemiklerin Alacaköy'de 1993'te jandarmanın düzenlediği "Şenoba Operasyonu" sırasında gözaltına alınan ve bır daha kendilerine ulaşılamayan 11 kişiye ait olduğu iddia edildi. AÎHM'de Türkiye'nin 1 rrilyon lira tazminata mahkum edilmesine yol açan olayı araştıracak olan tnsan Haklan Komisyonu yann temaslanna başlayacak. CHP'liler de toplu mezar iddialanru ele alacak. Kızıltepe de Kaymaz ailesini ziyaret eden milletvekili Nasıroğlu: 12 yaşında terörist olunmaz si'ndeki taziye çadınnı, daha sonra olayın yaşandığı yeri göriip aileyi ziyaret etti. Güler "Buradaki ilk izlenimlerimiz, ailenin yıpranmış olduğu, çocuklann ortada kaldığını görüyoruz. Bu olayı gerçekleştirenlerin, yapanlann yanına kâr kahnaması için olayın takipçisi olacağn" diye konuştu. Gözyaşlan arasında konuşan Selahattin Dağ da "Tophımsal banşı bozanlar ADah'ından bulsun. Umanz ki bu olaylar son bulur" dedi. Kızıltepe'de sabah saatlennde ıkınci kez ınceleme yapan Güler ve Nasıroğlu, Kaymakam Engin Durmaz, Cumhuriyet Savcısı Ozlem Pınar Haktanır Akkoç, Belediye Başkanı Cihan Sincar, tHD, CHP ve AKP tlçe Başkanlığı ve diğer sivil toplum örgütleriyle göriişerek bilgi aldı. Nasıroğlu, bu olayın Türkiye'nin iç meselesi olduğunu belirterek "Başkalan araya girnıeden bu olayı Mecüste çözeceğiz" dedi. Dİ\'.\RB.\KIR(Cumhuri>«tBürosu)Mardın'ın Kızıltepe ilçesınde terörist olduklan savıyla öldürülen Uğur Kaymaz ve babası Ahmet Kaymaz'ın ailesini ziyaret eden TBMM tnsan Haklan Komisyonu'nun AİCP'lı üyesı NezirNasıroğlu, "12 yaşındaki bir çocuk terörist olamaz" dedi. CHP Mersin Milletveküi HüseyinGüler ise olayın takıpçısi olacaklannı açıkladı. Güler ve Nasıroğlu, evlerinin önündeki bir operasyonda, terönst olduklan gerekçesiyle öldürülen Ahmet Kaymaz ve 12 yaşındaki ilköğretim okulu beşinci sınıf öğrencısi oğlu Uğur Kaymaz olayını araştırmak üzere Mardin'de temaslarda bulundu. Seçim bölgesi olduğu için komisyon üyelerine AKP Mardin Milletvekili Selahattin Dağ eşlik ederken üyeler ilk olarak Valı Temel Koçaklar'la basına kapalı görüştü. Milletvekilleri daha sonra Turgut Özal Mahalle Adalet Komisyonu'nda, CMUK Tasansı geneli üzerindeki görüşmeler tamamlanarak kabul edildi 'Gizli izleme' dönemi başlıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Adalet Komisyonu'nda, önceki gün reddedilen "gizli izleme" maddesi, tekriri müzakere yapılarak bazı değişikliklerle tasanya eklendı. Buna göre, göçmen kaçakçılığı ve uyuşturucu kaçakçılığı gibi suçlarda delil elde edilememesi halinde şüpheli veya sanığın kamuya açık yerler ile işyerlerindeki faaliyetleri teknık araçlarla izlenebilecek, ses veya görüntü kaydı alınabüecek. A\ukatlara da tanıkhktan çekinme hakla tanınırken yakalama emrine dayanak olan nedenin ortadan kalkması durumunda emir de kaldınlacak. Kamu davasının açılmaması durumunda mahkeme masraflan başvuruda bulunan şikâyetçiden alınacak. Adalet Komisyonu'nda, CMUK Tasansı kabul edildi. CHP'liler kadın sanık, şüpheli ya da mağdurun kadın doktor tarafindan muayene edilmesine ilişkin maddenin yeniden görüşülmesini önerdiler. CHP'li Orhan Eraslan, "Bu madde, kamu hastanelerinde haremlik selamhk uygulamalara yol açar" görüşünü dıle getırdı. Ancak, CHP'nin önerisi kabul edilmedi. CHP'liler, devlete karşı işlenen suçlann da telefon dinleme kapsamına alınmasını istediler. Ancak Çiçek, kapsamın genişletiknesinin düşünce özgürlüğüne aykın olacağını söyledi. Eraslan, Temel miDi yararlara karşı hareket* başlıklı maddenin kapsam içine alınmasında ısrar ederken "Acaba bu madde Rabıta benzeri örgütleri mi kapsryor?" dedi. Eraslan'uı sözlenne AKP İıler, "Şimdi Rabıta mı var, ne ilgisi var?" diyerek tepki gösterdiler. "Genetik inceleme sonuçlannm gizHHği'' maddesinde değişiklık yapılarak kişilerden alınan örnekler üzerindeki inceleme sonuçlannm beraat halinde yok edilmesi benimsendi. DGM'lerin kaldınlmasıyla buralann göre\r alanına gıren davalann ağır ceza mahkemesinde görüleceğıne ilişkin düzenleme, 3 madde halinde tasanya eklendi. • Bazı suçlarda delil etde edilmesi için, kişilerin kamuya açık yerlerdeki faaliyetleriyle işyerleri teknık araçlarla dinlenebilecek. Adalet Bakanı Çiçek, işyerlerinin izlenmesine karşı çıkılması üzerine "Düzenleme geçmezse uyuşturucu kaçakçılan cirit atar" dedi. Karadeniz'de iskence iddiaları 'Soruşturmolar bir an önce bitmelV AHMET ŞEFİK TRABZON İnsan Haklan Derneğı (İHD), Gümüşhane ile Trabzon'daki yargısız infaz ve işkence iddialannı araştırarak bir rapor hazırladı. Raporda, olaylara kanşan güvenlik görevlileri hakkındaki adli ve idari soruşturmaların bir an önce tamamlanması istendi. tHD heyeti, Trabzon ve Gümüşhane'de yetkililerle görüştü, ölenlerin aileleri, bazı görgü tanıklan ile mağdurlarla bir araya geldi. Çahşma sonucunda oluşturulan 20 sayfalık raporda, 17 Eylül'de Gümüşhane'de köylüler Olcav BavTak ve Kenan Çubuk'un "terörist" sanılarak öldürülmesi ve 28 Ağustos'ta Trabzon'un Çarşıbaşı ilçesinde Emin Turan adlı zanlının polis tarafindan açılan ateş sonucu yaşamını yitirmesi ">"argısız infaz" olarak değerlendirildi. Raporda, Trabzon'un Maçka ilçesinde 10 Ağustos'ta dur ihtanna uymadığı iddiasıyla 16 yaşındaki MuhammetTopalakı öldüren polislerin cezasının ertelendiğine dikkat çekildi ve Trabzon'da Aydm Ay ve Gümüşhane'nin Torul ilçesinde de Oktay Kaya'ya gözaltında işkence yapıldığı iddialarına da değinildi. • Haber verme özgiMüğü engefleniyor Haber Merkezi Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin (TGC) gerçekleştirdiği Yerel Medya Eğitim Seminerleri Değerlendirme Toplantısı'nın ardından yayımlanan sonuç bildirgesinde, Basm Kanunu ile elde edilen kazanımlann yeni kabul edilen Türk Ceza Kanunu (TCK) ile geri alındığı belirtildi. 1 Nisan 2005 tarihinde yüriirlüğe girecek TCK'deki düzenlemelerin gazetecilerin haber yazmalannı, yayımlamalannı, yorum ve eleştirilerini yaymalannı sınırlandırdığına dikkat çekilen spnuç bildirgesinde hükümete, "Gazetecilerin her an mahkeme önünde yargdanmasına neden olabilecek yeni Türk Ceza Kanunu'ndaki ifade özgürlüğüne aykın bu düzenlemelerin, kanun yürürrüğe ginneden önce gözden geçirüerek değiştirilmesi zorunhıdur" uyansında bulunuldu. TGC'nin Konrad Adenauer Vakü'nın sponsorluğunda yapılan Yerel Medya Eğitim Seminerleri ile ilgili değerlendirme toplantısının ardından sonuç bildirgesi dün yayımlandı. Toplantıya katılan cemiyet başkanlannca. görüşmeler sonrasında 37 gazeteciler cemiyetince benimsenen sonuç bildirgesinde 26 Haziran olmasının endişe yarattığına dikkat çekildi. "Kanun yürürtüğe ginneden önce gözden 2004 tarihinde yüriirlüğe giren 5187 Sayılı Basın Kanunu'na atıfta bulunuldu. "tfade özgür geçirilerek değiştirilmesi zorunuludur" uyanlüğü önünde engel saydıgımız bazı maddeleri dı sı yapılan sonuç bildirgesıne şöyle devam edilşında; gazetecilerin her türlü haber kaynaklan di: "Gazeteciler yasal engeDerden kurtuhnaonı açıldamama ve tanıkbğa zorlanmama hakkıy dff. Demokratik hukuk de\1etinde ifade özgürla, basm özgürlüğü ve kullanma hakkı ile bilgi lüğünün sağlanması ve genişletümesi esas, suuredbıme, yavma, eteştirme, yorumlama ve eser ya landırmalar ise istisna olarak kabul edilmeödir. ratma haklannı da korunıa amacının Basın Ka Aksi taktirde sansür ve her türlü sımriandmnanunu ile düzenlenmiş ofanası demokrasimiz adı nm sürekki artbğı, gazetecilerin yargüandığı ve naumutvericidir" denilenbildirgede, 5237 Sa hapse girdiği bir ülke konumundan çıkamayayılı TCK ile bu yasal kazanımlann geri alınmış cağunızı hanriannz." Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, yeni kabul edilen Türk Ceza Yasası 'nın ifade özgürlüğünü kısıtladığını belirterek gazetecilerin her an yargılanmasını sağlayacak düzenlemeleri içinde banndırdığını savundu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle