22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 ARALIK 2004 ÇARŞAMBA HABERLER SSK ve Köy Hizmetleri tasanlanna karşı yurt genelinde yapılan eylemlerde hükümet uyanldı GLOBALfOLtTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Etnekçi alaıılara çılvtı HaberMatenEmekPlatformu'nu oluşturan örgütlerin üyeleri, yurt genelinde, SSK hastanelerinin Sağlık Bakanhğı'na devri ve Köy Hizmetleri Genel Müdurlüğü'nün kapatılmasına ilişkin tasanlan protesto etmek amacıyla işyerleri önünde "uyan eytemkri'' yaptı. Emekçiler hükümete "SSK'yitasfiyeettirmeyecekleri" mesajı verdi; uyarılan dıkkate alınmazsa grev yapacaklannı açıkladı. ANKARA Sakarya Caddesi'nde toplanan bir grup DlSK üyesi, alkış ve ıslıklarla SSK ve Köy Hizmetleri tasanlannı protesto etti. DlSK Ankara Bölge Temsilcisi Tayfun Görgün, hükümetin sosyal güvenlik kuruluşlanyla ilgili açığı abarttığını belirtti. SSK Genel Müdürlüğü önünde KESK üyeleriyle bir araya gelen grup, bir süre daha protestolannı sürdürdü. KESK Genel Başkanı Sami Evren yaptığı konuşmada hükümeti eleştir Kapitalizmin Yeni Krallam1 The Economist'in bu hafta yayımlanan "Capitalism 's New Kings" (Sermayenin Yeni Krallan) başlıklı ekinde, geçen 20 yılda (küreselleşme/mali genişleme döneminde) "mali sermayenin" mülkiyet ve denetim biçimlerinde yaşanan değişimlere ilişkin ilginç bilgiler yardı. lYIÜCadeleSÎ Emek Platformu'na üye birlerce emekçi, yurdun çeşitli illerinde eylem yaparak hükümete "bu yanlıştan dön" çağnsında bulundu. "Gelecek mücadelesi" verdiklerini vurgulayan DÎSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, uyanlann dikkate alınmaması durumunda üretimden gelen gücün kullanılacağmı bildirdi. Eylemlerde "Siyasi iktidar aklını başına almahdır. Yoksa genel grev yapılacak" denildi. di. Çoğunluğunu TürkIş'e bağlı Demiryoltş ve Yollş sendikalan ile BASK üyelerinin oluşturduğu bir grup protestocu da Karayollan Genel Müdürlüğü önünde "SSK hasraneleri devredüemez, Köy Hizmetleri kapablamaz" yazılı pankart açtılar. Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü çalışanlan da, genel müdürlük önünde toplanırken Ankara Tabip Odası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası üyesi doktor ve sağlık çalışanlan da Numune Hastanesi ve SSK Dışkapı Hastanesi'nde açıklama yaptılar. İSTANBUL Zeytinburnu Ambarlar'daki Nakliyatlş Sendikası önünde Emek Platformu tarafindan gerçekleştirilen eylemde konuşan DlSK Genel Başkanı Süleyman ÇetebL SSK hastanelerinin Sağlık Bakanhğı'na devredihnesi karannın Meclis gündemine getirihnesi durumunda, üretimden gelen gücün kullanılacağmı bildirdi. Çelebi, SSK hastanelerinin devrinin basit bir mesele olmadığını, "gdecek mücadetea" verdiklerini vurguladı. "Sağhk hakür satürmayız"' dövizleri taşıyan grup, "Direne törene kazanacağu", "Gün gelecek devran dönecek, AKP halka besap verecek" sloganlan atarak dağıldı. tstanbul SSK Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde toplanan sağlık emekçileri de "SSK işçinindir saülamaz", "Savaşa değil emekçiye bütçe" ve "Sağhk hakör sanlamaz" yazılı pankartlar eşlığınde AKP lstanbul ll Başkanlığı önüne kadar yürüdü. Yurttaşlar, "Çahşanlann sesini dinleyin", "GeHyor geüyor genel grev geüyor" şeklinde slogan artılar. Halkın seslne kulak verln İZMİR SSK Tepecik Hastanesi'nde yapılan basın açıklamasında Emek Platformu adına konuşan tzmir Tabip Odası Başkanı Zeld GiU, SSK ve Köy Hizmetleri'ne ilişkin düzenle melerle köylünün, sağlık çalışanlannın ve hizmetten yararlanan yurttaşlann mağdur olacağını vurguladı. Gül, "Emek Platformu bileşeni örgütJer olarak nhetimiz hükümeti bu yanhşmdan vazgeçinnektir. Tüm vatandaşlannuzm yaşamlanm doğnıdan etkfleyecek, sosyal devlet ve sosyal adaleti ortadan kakhran bu tasanlann Mecüs'ten geçmemesi için halkın sesine kulak verilmesini istiyoruz" diye konuştu. TürkIş Bölge Temsilcisi Mustafa Kundakçı da "Getin sosyal diyaloğu kurahm. Biz yapük otdu demekle ohnaz. Yanhş yapıyorsumız, bu yanhştan dönün. Bu siyasi iktidar akhnı başma ahnabdır. Gefin adaşahm. Yoksa önümazdekidöneındegerıel grev; genel eylem oJacakör" diye konuştu. Adana, Mersin, Malatya ve Tunceli'de yapılan geniş katılımlı eylemlerde de AKP hükümetinin uygulamalan eleştirildi. Özel, 'kamu', özel 1980'lerin başında, az sayıda, Micheal Milken (sonra hapse düştü) gibi maceracı spekülatör egemendi. 1990'lann başında, egemenlik Hazine bonolanyla oynayan, bütün ülkeleri mali disipline zoriayan (neoliberalizm) fonlara geçti. 1990'lann sonuna doğru lideriik, yatınm bankalanna geçmiş gibiydi. Bugün liderliğe aday iki grup var. The Economist, 'heç edilmiş fonlardaki' "yatınm köpüğünü" ve getirilerdeki gerilemeyi göz önüne alarak, tercihini, kendini göstermekten pek hoşlanmayan, özel menkul sermaye (private equity) (ÖMS) şirketlerinden yana yapıyor. The Economist'e göre artık, şirket mülkiyetleri söz konusu olduğunda, halka açık hisse senedi sahipliği, zengin bireyler, yerini, ^iderek ÖMS şirketlerinin mülkiyetine bırakıyor. OMS şirketleri, kâıiannı ya piyasadan ya da doğrudan satın aldıklan şirketleri yeniden "yapılandınp", kesip biçip, işçi çıkanp vb. sonra yeniden satarak gerçekJeştiriyoriar. Böylece kapitalizmde, aile/bireysel mülkiyetle başlayan, sonra anonim şirketler aracılığıyla "halka açilarak" yaygınlaştınlan mülkiyet şimdi, yeniden, bu kez özel şirketlerin elinde yoğunlaşarak daralıyor. Birçok araştırmacı ÇUŞ'lerin yapılarını feodal beyliklere benzetiyordu. Şimdi bunlan satın alarak, denetim altına alan ÖMS şirketleri için, The Economist'in "Kral" deyimini kullanması bence çok uygundur. 'BİZİ YALNIZ BIRAKTINIZ' CHP, SSK VE KÖY HİZMETLERİ YASALARINA DİRENECEK KAVGA SÜRÜYOR Akdağ'dan veMllere sitem • Sağlık Bakanı Akdağ, SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığı'na devri konusunun kendisiyle Başbakan'ın üzerine kaldığını söyledi. Akdağ, "Bize arkadaşlar yeterli desteği vennedi" diye konuştu. ANKARA (CumhuriyetBürosu)Sağlık Bakanı Recep Akdağ, SSK hastanelerinin Sağlık Bakanhğı'na devredilmesine ilişkin yasa tasansuıa yeterince destek vermedıkleri için AKP milletvekillerine sitem etti. Başbakan'm YAŞ toplantısına başkanlık etmesi nedeniyle dün AKP grubu, Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'in başkanlığında basına kapalı olarak toplandı. Alınan bilgiye göre, Akdağ, milletvekillerine, genel kurul gündemine gelen hastane devri tasansıyla ilgili bilgi verdi. Gümüşhane'de ise 24 muayenehanenin kapatıldığını bildirdi. Akdağ, "Bu potitikanın doğruluğunu Gümüşhane örneği gösteriyor. Gümüşhane'de 24 uzman bekim muayenehanesini kapattı. Hepsi devlet hastanesinde çabşıyor" dedi. AKP Bingöl Milletvekılı Mahfuz Gükr'in ise hastanelerin devrine ilişkin düzenlemeyi eleştirdiği ve yasarun Anayasa Mahkemesi'nden dönebileceği düşüncesini dile getirdiği öğrenildi. 'Sarıgül af istedi' iddiası CHP'den Tatlı kâr büyük borç büyük güç ÖMS şirketterinin yıllık işlemteri 1990'lann başında, birkaç milyardan 2fJ02'sonunda 160 milyar dolara ulaşmış. Sonra... Sonra iki yılda, yeniden 90'lann başındâki düzeye inmiş (mali genişlemenin bittiğine ilişkin bir başka gösterge). The Economist'e göre ÖMS şirketlerinin, işlemlerinde, dolayısıyla kazançlannda borçlanma büyükroloynuyor. ömeğin "A" şiri<etinin 10 milyon dolar kaynağı var, 90 milyon dolar borçlanıyor, "B" şirketini 100 milyon dolara satıyor. Gereken "yeniden yapılandırmadan" sonra 110 milyona satıyor. Böylece satış fiyatı bazında yüzde 10 kâr etmiş görünürden aslında, borcunu ödedikten sonra geriye yaklaşık 20 mityon dolar kaldığı için, kân yüzde 100'e ulaşıyor. The Economist'in araştırması bu ÖMS şirketterinin içinde, ilk 10 sırayı Amerikan şirketlerinin tuttuğunu da gösteriyor. Bunlardan, 19851e Nixon kabinesinde ticaret bakanı yardımcılığı yapmış Peterson ve Schvvartzman tarafindan kurulan Blackston'un, bugün ortak olduğu 3540 fırmada 300 binden fazla insan çalışıyor, 50 milyar dolardan fazla gelir yaratılıyor. TPG'nin portföyündeki şirketlerde255 ; bin insan çalışıyor ve yıllık gelirieri 40 milyar dolann üzerinde. Yönetim kurulunda, baba Bush, John Major ve eski Filipinler Başbakanı Ramos olan Cariyle, 150 bin işçi çalıştnyor, yıllık geliri 31 milyar dolar. Ozetle, egemen sermayenin yapısında önemli bir değişiklik yaşanıyor, bir avuç ÖMS şirketi çok sayıda ÇUŞ'nin sahibi olmuş. Merkezileşme, yoğunlaşma ve ABD egemenliği çok belirgin. The Economist'e göre ÖMS şirketlerinin gizliliğe önem veımeleri de endişe verici. Pazartesi günü Wall Street Joumal, ÖMS şirketlerinin borç yükünün tehlikeli bir düzeye ulaştğını yazıyordu (29/11). Tam bu noktada aklıma Bichler ve Nitzan'ın 1990'lardan bu yana savunduklan, nihayet Joumal of World System Research'ün son sayısında yayımlanan "Dominant Capital and wars " (Egemen Sermaye ve Savaşlar) tezi geldi. Bichler ve Nizan, egemen sermayenin, dayanılmaz düzeye ulaşan borçlannı eritmek, kârlannı göreli olarak arttırabilmek için (egemen senvayenin birikimi açısından kâhannın, diğenerine göre daha hızla artıyorya da daha yavaş düşüyor olması, genel ekonomik büyümeden daha önemlidir. Bu yüzden bu sermaye, durgunlukta bile bihkmeye devam edebilir) artık enflasyonist, rıafra stagflasyonist bir ortam istediğini ileri sürvyohardı. Global çapta enflasyonist bir ortam yaratmanın en kestirme yolu petrol fiyatındaki artışlardan geçiyor. Bichler ve Nizan'a, tarihsel olarak, petrol fiyatındaki her önemli artışın, bir Ortadoğu krizinin ardından geldiğini gösteriyohar. Petrolün fiyatı artınca, büyük petrol şirketlerinin kârian da hala arbyor. Askeri harcamalarsa, saltegemen sermayeye çalışacak birparasal genişleme için 'biçilmiş kaftan'. Bence düşünmeye değer bir tez! Baykal, CHP Grup Başkamekili Topuz'la birtikte partisinin grup toplanttsına kaüidı. (Fotoğraf: AA) Baykal: Yağma yasası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel hyor. Turturnıuş. 'bürokratik oligarşi' diye™ Onu oraya sen getirdin. Kendi eüerinde kurdun. Şimdi onBakanı Deniz Baykal, SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığı'na de\Tİne ilişkin yasanın "yanhş, eşkı lardan şikâyet mi ediyorsun? Bu, başansızhğa uğrayanlann klasik yöntemi. Suçhı arama>ra başladüar." yahk ve yağma" olduğunu belirterek, hükümetin bunu yapmaya yetkisi ohnadığını bildirdi. Saâlık tlcarllestlrllecek1 CHP Genel Başkanı Baykal, dün grup toplanSSK hastanelerinin Sağlık Bakanhğı'na devrini tısında yaptığı konuşmada, toplumda derin bir öngören yasanm görüşmeleri sırasında Sağlık Basosyal bunalım yaşandığuu, Türkiye'nin "boynu kanı Recep Akdağ'ın CHP bükükinsanlarülkesi" olmaprogramını okuması olayına ya doğru sürüklendiğini kay• Başbakan Erdoğan'ın değinen Baykal, hükümetin, detti. ürtidann tanmın içinde Erzurum'da bir çiftçiyi sıkıntıya girince, "CHP de bulunduğu durumu ka\Tayaböyle düşünüyor" diyerek madığım, örtbas etmeye çalış azarlamasım eleştiren Baykal, öğını ancak artık "mızrağınçu "Bir rahatsızhğı var, tedirginlik CHP'nin arkasma saklanmaya çahştığını söyledi. Partisivala sığmadığının anlatan Bayiçinde. Dinleme sabnnı bile nin programını okuyan Baykal, kal, Başbakan Tayyip Erdogöstermiyor" dedi. şu görüşleri dile getirdi: "Onğan'ın Erzurum'da bir çiftçilar sağhk hizmetini ticarOeşyi azarlamasım eleştirdi. Baykal, "Bir rahatsızhğı var, tedirgirüik içinde. Dinle tirmek, devlet görevi ohnaktan çıkarmak istiyoriar. Biz, SSK'nin mülkrvetini alacağız demrvüruz. CHP, me sabnnı bile göstermiyor" dedi. etidn bir sağlık hizmeti istiyor. Şeytan aynnüda gizBa;arısızlığın klaslk yönteml' Bdir. Niyet orayı kurutmak. Biz çok netiz, kimsenin Başbakan'a "çocuk mu aldaüyorsun" diye sesle arkasma saklanmaym. Bu vasa anayasayı aldatma nen Baykal, şöyle konuştu: "\filletnı çiftcfleri bes yasasıdır. Yanhşor, eşkhahkur, yağmadır. Bunu yapiemesine gerek yok. Onlar yıDanfar miDeti besüyor maya kimsenin yetldsi yok." Baykal, sivil toplum örgütleriyle işbirliği yapalar. Sen bankakui bortunüavanlan beslemeye devam ediyorsun. Efetik kabadayihk yapmaya kalk> rak SSK ve Köy Hizmetleri'ne ilişkin yasalara karyorsun. Başbakan herkesi paytyor, önüne gefeni azar şı etkin mücadele vereceklerini bildirdi. Görüşme ertelendl AKP, Meclıs Genel Kurulu'nda bugün ele almayı planladığı tasannın görüşmesini de haftaya ertelendi. CMUK düzenlemesini CHP ile uzlaşma içinde çıkarmak isteyen AKP, tartışmaya neden olacak SSK tasansına gündemin ön sırasında yer vermek istemiyor. Abdüllatif Şener de, milletvekillerinin sıkmtılannı dile getirdi. Şener'in "MffletvtkiDeriözvBrffibir çahşma yapıyor. tcracı bir bakan veya beledrye başkanı, yapüğı çahşmayı kamuoyuna antaür. Ama yasa çıkaran miDetveldn aynı durumda değfl. Bu çahşma maddi bekkntilerin de üstündedir. Benim tek irnzaytaatadıgımkimibürokraflar miDetvekiOmin 35 kati maaş abyor" dediği belirtildi. Marjlnal gruplar tepkl verlyor' Düzenlemeye marjinal gruplann tepki gösterdiğini savunan Akdağ'ın, "Halkın büyük bölümü yasadan memnun. Ama konu Başbakan'la benim üzerime kaldL Arkadaşlar yeterli desteği vermedL Bizi yalnız bırakıyorsunuz" dediği ögrenildi. Akdağ, bakanlık çalışmalannı anlatırken hastalann hastaneden önce muayeneye gitmesini gerektiren ve "turnike" olarak adlandınlan uygulamada büyük azalma olduğunu kaydetti. îllerde muayenehanelerini kapatan uzman hekimlerin sayısında artış olduğunu belirten Akdağ, Konya'da 82, Trabzon'da 59, Erzurum'da 12, ANKARA (ANKA) CHP, dosyası "kesin ihraç" istemiyle Yüksek Disiphn Kurulu'nda (YDK) bulunan Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sangül'ün, Genel Başkan Deniz Baykal'a aracı göndererek " a P istediğini de öne sürdü. CHP, bu iddiasmı kamuoyuna broşüründe duyurdu. Broşürde, Sangül'ün "CHP Genel Başkan adaybğı zırhına sanlarak" hakkındaki soruşturmalan engellemek istediği iddia edildi. Baykal'ınSangül'e''Mitingleri bırak, haOedenz" şeklinde sözler söylediği iddiasına da yanıt verilen broşürde Sangül'e ilişkin sert ifadeler kullanılarak şöyle denildi: "Tamamen yalan, uydurma. Böyle bir şeyin ash astan yok, olamaz. Genel Başkan Baykal, Sangül'e böyle bir şey söylemedi ama Sangül Genel Başkan'a araa göndererek'Af istiyorum. Af' dedL Görüşmek istedi, randevu talepkri geldL Ama hiçbirikabuledflmedLRapor açıklandıktan sonra Sangül'ün bunlan söylemesi kafa kanşürmak ve dikkatieri rüşvetten, rüşvetin belgesinden uzaldaşormak için. O istiyor ki, rüşvet, Idrfifik, ptsfik, usulsüzlük unutulsun, başka şeyler konuşuisua" Genel Merkez yöneticilerinden bazılan da Sangül'ün 10 Ekim'de C°rlu'da düzenlediği miting öncesinde "birden fazla kanakbn'' Baykal'a "aracı" gönderdiğı ve "af" isteğinde bulunduğu yönünde bilgi verdi. Sigarada ÖTV tartışması büyüyor IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyetconn.tr onlarla eşit statüyü paylaşıyoriardı. Bu eşit statü, savcılann karariar üzerinde daha etkili olmasını sağlıyordu. Halbuki bağımsız yargı ve hukuk devletinde savcı savunmadan üstün olamaz. İddia ve savunma mahkemeye eşit mesafede bulunursa, bu yargılama doğru bir sistem üzerine oturmuş sayılır. Yasalar, hukuk devleti ve demokrasi yönünde değiştiriliyor. Bu konuda oldukça önemli ve olumlu adımlar atılıyor. Bunlan reddetmemek lazım. Fakat biryandan dageleneksel "güvenlik devleti" mantığı Meclis üzerindeki ağıriığını sürdürüyor ve birçok noktada kendini gösteriyor. "Gizli soıvşturmaa"\anr\ yasal hale gelmesi, savcılann duruşmalarda savunmanın üstünde bir yerde oturması işte bu anlayışın ürünü. Daha birçok değişiklikte de benzer bir anlayış gelip kendisini dayatıyor. Savcılann durduğu yer ile demokratik hukuk devleti arasında da önemli bir ilişki olduğunu unutmamalıyız. Yerli tütün oranını izinsiz arttırana ceza ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Maliye Bakanhğı.ÖTVartışlan sonrasında sigarada kullandıklan yerli tütün oranlannı artnran firmalara "cezakesti". Bakanlık, ürünlerindeki yerli tütün oranlannı değiştiren firmalara, harman değişikliği sırasında Tütün Kurumu'ndan onay almadıklan gerekçesiyle ek fatura çıkardı. Maliye Bakanlığı Müsteşan Hasan Basri Aktan, Gelirler Genel Müdür Vekili Osman Anoğhı ve diğer yetkililer, dün sigara üreticisi firmalarla bir araya geldi. Toplantıda Maliye Bakanlığı, üretici ıirmalann ÖTV artışlan sonrasında sigaradaki yerli tütün miktannı Tütün Kurumu'ndan gerekli izinleri almadan arttırdığı iddiasında bulundu. Bu nedenle sigaranın vergilendirilmesinde geriye yönelik olarak tamamı yabancı tütün kullanılinış gibi işlem yapacaklannı belirten bakanlık yetkililerine, üreticiler karşı çıktı. Üreticiler ise ürünlerinde kullanılan yerli tütün miktannın arttınlması için izne gerek olmadığını belirttiler. Bir üretici, isteklerin yerine getirilmesi durumunda, bazı sigaralardan alınan verginin yüzde lOO'ün üzerine çıkacağını belirtti. Görüşmede, firmalara 1 Ocak 2005'ten sonra uygulanmak üzere, tütün mamullerinde yeni bir vergilendirme konusunda görüşlerinin sorulduğu da belirt^di. Ceza Muhakemeteri Kanunu (CMK) Tasansı'nın TBMM Adalet Komisyonu'nda tartışılması sırasında, "demokratik hukuk devleti" anlayışı ile lül askeri darbesi öncesi yaşanan "eski gelenekçi otoriter devlet" anolaylar, acaba yasalann yeterli olmalayışının çatıştığını gösterecek sah masının sonucu muydu, yoksa asneleryaşanıyor. ömeğin suçlann takeri darbe hazırlığı içindeki bir milikibinde "gizli görevli" kullanılması tarist gücün ortam hazırlaması hesapönerisi Adalet Bakanlığı tarafindan lannın ürünü muydü? Susurluk kazaöneriliyor. Komisyon üyeleri ise yaşa sıyla birlikte ortaya çıktı ki, 12 Eylül nan deneylere dayanarak buna karöncesindeki olaylar, devlet içindeki şı çıkıyoriar. darbeci bir kuvvetin kışkırtıcıtan da kul12 Eylül öncesinde de bakanlık ya lanarak, toplumda bir darbe beklenpan Adalet Komisyonu Başkanı Kök tisi yaratmak amacıyla yaptığı hazırlıklann ürünüydü. Abdi Ipekçi cinasal Toptan, bu tür "demokratik hukuk devleti" anlayışını zedeleyecek dü yetinin zanlılannın yeşil pasaportla ödüllendirilmesi hangi uygulamanın zenlemeler konusunda, ilgi çekici sonucuydu? düşünceler öne sürüyor: "Türkiye'de Köksal Toptan bu tutumuyla, daranarşinin hüküm sürdüğü yıllarda becilerin otoriter uygulamalannın gegörev yaptım. Inşallah Türkiye bir rekçelerini güçlendiriyor. O dönemdaha o dönemleri yaşamaz. Toplum, deki lideri Süleyman Demirel'in şu kendini yok etmek isteyenlere karşı o fırsatı veremez. Onerge masumdur." sözü dikkate değer değil miydi: "Neden 12 Eylül günu olaylar bıçakla keKöksal Toptan, 12 Eylül öncesinin kanlı ortamına dikkat çekiyor. önce silmiş gibi birden durdu? Daha önşunda anlaşmamız gerekiyor: 12 Ey ce de sıkıyönetim vardı ama olaylar Savcılar Hâkimlerle Aynı Sırada önlenemiyordu?" Bu soru boşuna sorulmuş bir soru muydu? Otoriter bir hukuk anlayışı için her zaman "güvenlik devleti" mantığı içinde gerekçeler bulabilirsiniz. Ne yazık ki, CMKtasarısıtartışmalan sırasında bu anlayışlar sık sık gündeme geliyor, çünkü bunlaryıllann birikimi içinde, siyasetçilerin ruhunasinmiş ve kolay kolay da çıkmıyor. CHP Milletvekilı Halil Unlütepe'nin adli kolluk, gizli soruşturmacı görevlendirilmesi konusundaki düzenlemelere atıfta bulunarak komisyonda söylediği sözler dikkate alınacak önemdedir: "Burada son iki gündür sürekli jandarma ve zabıtanın istekleri yerine getiriliyor. Hukuksuzluğu hukuk haline getirecek bu düzenlemeyi hangi bilim adamı, hangi hukukçu savunabilir? Bu önerge yasayı karartır." CHP'li Baloğlu da şunlan söylüyor: "Emniyetin yapısını bilenIer, gizli görevlilerin bir süre sonra kontrolden çıktığını, kontrol altına alınamadıklannı da çok iyi bilirler. Çünkü gizli görevli hiçbir zaman hesap vermez. Olağanüstü dönemlerde uygulanan bir yöntemi olağan hale getirmeyelim." Savcılann duruşma salonlarında hâkimlerin yanında değil avukatlaria birlikte oturmasını öngören teklifin komisyonda kabul edilmemesi de devletyargı ilişkisindeki anlayışın hâlâ sorunlu olduğunu gözler önüne seriyor. Savcı, duruşmalarda devleti, avukat savunmayı temsil eder, hâkim ise tarafsızlığı. Savcı ile hâkimin aynı düzeyde oturması ve savunmanın aşağıda kalması baştan devletin yargı üzerindeki etkisinin savunmanın üstüne çıktığı anlamına gelir. Şimdiye kadarki uygulamada savcılar hâkimle aynı sırada oturuyor ve
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle