25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 KASIM 2004 SALI CUMHURİYET SAYFA SAGLIK SEFİNE-I TERAKKİ TURHAN SELÇUK DtİRÜSî TABİATLI İSTANBUL EFENDİSİ ABLÜİCANBAZ* IH HARÎKULADE MACERALARI KISIM TJİKMİLİ BİRDEN CE6-İMİ M/ <>A N ı yc>ft _ Y4N/N EN/ HlZLl OİACAK.. Vıi.î> O. LAKi>A, 3AŞKA . Türkiye'de 12 bin böbrek, 600 karaciğer, 150 kalp, 50 pankreas hastası organ nakline mııhtaç Bekleyen çok, bamşlayanaz• Organ bağışı oranı Avrupa ve ABD'de milyonda 15-17 olmasma karşın, Türkiye'de bu rakam milyonda 1. Uzmanlar, organ bağışının yetersizliğine dikkati çekerek, bağışın arttınlması için çalışmalar yapılması gerektiğini belirtiyorlar. ŞULEKÖKTÜRK Türkiye'de bugün 12 bın böbrek, 600 karaciğer, 150 kalp, 50 pank- reas hastası sağlıkh yaşarnak için or- gan bekliyor. Bir o kadar kişi de or- gan naklinin bir umut olduğunu bil- meden ölüyor. Uzmanlar, organ ba- ğışının azlığına dikkati çekerek ka- davradan ve canlıdan organ bağışı- nın arttınlması için çalışmalar ya- pılması gerektiğini belirtiyorlar. Akdeniz Üniveristesi Organ Nak- li Merkezi Müdürü Prof. Dr. Alper Kanser tedavisi Yumurtalığı kola naklettiler Çeviri Servisi - Hollandalı bilim adamlan kanser tedavisi gören kadınlann yumurtalığını kollanna naklederek doğnrganlıklarını koruma altına alma yöntemi geliştirdi. Leiden Üniversitesi'nde görevli ekip, rahim ağzı kanseri olan bir kadının yumurtalığını sol kolunun üst kısmına nakletti. Ekibin başındaki Dr. Carina Hilders. rahme cerrahi müdahale öncesinde yapılan nakil sayesinde yumurtahğın koldakı damarlardan beslendığini ve işlevini kaybetmediğini söyledi. BBC'nin internetteki sitesinde yayımlanan habere göre "Kanser" adlı tıp dergisinde çalışmalanna ilişkin makale yazan Dr. Hilders, 29 yaşındaki kadının kanser tedavisi sonrasında çocuk doğurmak istedığı takdirde kolundan sağlıklı yumurta alınabileceğini ve tüp bebek yöntemiyJe hamile kalabileceğini vurguladı. Geçmişte, kanser hastalannın yumurtalannın dondurularak ya da yumurtahk dokulannın bir bölümü dondurularak hamile kalmalannın sağlandığını ve bunlarda tüp bebek yöntemine gerek olmadığını anımsatan Hilders şöyle devam etti: "Ancak, bu yeni yöntem daha garantüL Yumurtahk koldaki damarlar sayesinde çok iyi besleniyor, bu da başan oranını artbnyor. Diğer yöntemlerinin başan oranı organa yeterti kan akışı sağlanamadığı için daha düşük." Hilders, yöntemin tüm vücuda etkisi oldugu için yumurtahğı da olumsuz etkileyecek olan kemoterapi gören hastalarda değıl radyoterapı görenlerde kullanılabıleceğinin altını çizdi. Ve özellikle rahim ve rahim ağzı kanserlerinde yumurtahğın bölgeden uzaklaştınlarak hastalığın sıçramasının da engellendiğini, böylece dogurganlığın da koruma altına alındığını anlattı. YAPAY BÖBREK YOLUNDA İLK ADIM Çeviri Servisi - ABD'li bilim adamlan, diyaliz makd- nesi görevi gören bir cihaz üretti. Uzmanlar, Michigan Üniversitesi'ndeki ekibin ürerfiği, kısa adı "RAD" olan cihazm böbrek yetmezliği olan hastalarda "yapay böb- rek" olarak kullanılabileceği yönünde umut ışığı oluştur- duğunu savunuyor. BBC'nin internetteki sitesinde yayım- lanan habere göre yapay böbrek üretiminin ilk adımı ola- rak rutelendınlen çahşmanın sonuçlan"UIusiararasıBöb- rek Dergisi"nde açıklandı. Çahşmalan yürüten ekibin başındaki Prof. DavidHu- roes, ileri derecede hasta olan 10 kişi üzerinde deney yap- tıklannı, dışandan vücuda baglanan cihazın hastalann al- usında olumlu sonuç verdiğini belirtti. Insan hücrelenni L Demirbaş, AB ve Avrupa'daki bek- leme hsteleri ölçüt alındığında, Tür- kiye'de organ bekleyenlerin yakla- şık 2 kat olması gerektiğini belir- terek "çok sayıda insanın hayat kur- tancı bu ameüyatlann yapüabilece- ğini bilmeden öldüğüne" dikkati de içeren cihazın 24 saat süreyle vücuda bağlı kaldığın- da kanı zehirli maddelerden temizlediğini, bünyenin ba- zı enfeksıyonlarla mücadele için gereksinim duyduğu molekülleri üretmesine yardımcı olduğunu anlattı. "Bu ikrnci özeffik, RAD'nin işlevsd anlamda diyaliz makineierinden çokgerçek böbrek görevi gönnesini sağ- hyor" diyen Humes, çalışmalann devamı için ABD Gı- dâ ve tlaç Dairesi'nden onay aldıklannı söyledi. Humes şöyledevametti: "Yapacagnmzçalçınalarsırasndaolııın- lu sonuç abrsak, böbreği çalışmaz hakie olan hastalara di- yafc ve böbrek nakline gerek ohnadan çare bulmuş oJa- cağrz. Bu cihaz getişririlerek, vücuda yerlestirilebilecek yapay böbrek haiine getiniebifir." çekti. Organ bağışı oranuım Avrupa ve ABD'de milyonda 15-17 olmasına karşm Türkiye'de bu rakamm mil- yonda l'de kaldığını vurgulayan Demirbaş, Türkiye'de "kadavra- dan organ bağışı sayısının son dere- ce düşük ohnasmm nedeninin sağ- hksjstemindekiçarpıkhk" olduğu- nu söyledi. Demirbaş, "Yetersizyo- ğun baknn hizmetleri ve iyi çaİış- mayan ilk yardım sistemi düzehne- diği sürece kadavradan organ nak- h' sayısnun artünhnası olası değil" dedı. Prof. Dr. Alper Demirbaş, Av- rupa ve ABD'de kadavradan organ naklinin yeterli olmaması nedeniy- le canlı venciden organ naklını art- tırma çabalanna gidildiğini ifade ederek böbrek naklınde vencının tek böbrekle de sağlıklı bu" şekılde yaşamını sürdürebildiğini vurgula- dı. 20 bin hasta üzerinde yapılan bir çahşmaya göre, böbrek naklının dı- yaliz tedavısıne oranla yaşam süre- sini üç kat uzattığını açıklayan De- mirbaş, "20-24 yaş gnıbunda diya- Hze giren hastalann beklenen yaşam süresi 14yıi, böbrek nakli yapılan has- talann beklenen yaşam süresi 35 yd- dır" dıye konuştu. Organ reddini önleyen ılaçlann, organ naklinde çok önemli bir ge- lişme olduğunu anlatan Demirbaş, kök hücreden organ üretimi konu- sunda hastalara umut vermek için er- ken olduğunu söyledi. Alkışlar onlar için.. Hem ABD'de hem de dünyada büyük yankı uyandıran New York Maratonu'na her yıl ol- duğu gibi bu yü da ilgi büyüktü. Pazar günü düzenlenen. kentin dünyaca ünlü Central Parkı'nda son bulan yanşa tekeriekİi iskemleieriyle ka- nlan engeUi sporcularsa sportif başanlanyla olduğu kadar azim ve cesaretieriyle de alkış topla- dL EngelB sporculann yanşında, erkeklerdebirinci olarakipi göğüsleyen isim Meksikah SaulMen- doza (üstte), kadınlardaysa İsviçrefi Edith Hunkeler oldu. Bu yıl35'incisi düzenlenen. 48 küomet- relik maratonun engdliler dışındaki böhimündeyse erkeklerde Güney Afrikalı atlet Hendrik Ra- maala. kadınJarda uıgiftere'nin dünya rekortmeni sporcusu Paula Radcliffe birinci oldu. (AP) Yasa taslağı hazırlandı Mamada GDO kullanımı yasaklanıyor • Tanm Bakanlığı tarafından hazırlanan taslakta, genetik yapısı değiştirilmiş organizmalann (GDO), yenilebilir aşılar ve vitaminlerde kullanımı serbest bırakılırken, bebek mamalannda kullanılması yasaklanıyor. Sonbahar aylarında zehirlenme vakalarında artış yaşanıyor 'Yabani ıııaııtar yemeyin' tstanbulHaberServisi-lstanbul II SağlıkMü- dürüProf. Dr. ErmanTuncer, Türkiye'de bolmik- tarda yetişen yabanı mantarlann zaman zaman semt pazarlannda satışa sunulduğunu belirte- rek, açıktan toplanan mantarlann tüketilmeme- si uyansında bulundu. Prof. Dr. Tunceryaptığı açıklama- da, sonbaharda mantardan zehir- lenme \-akalannin arttığına dikka- ti çekerek, zehirli mantarlann tür- lerine göre, zehirlenme tablosunun değiştiğini söyledi. Bazı zehirli mantar- lann direkt sinir sistemi üzerine et- ki ettiğıni anlatan Tuncer, "Zehir- lenme haü 3 dakika De 3 saat arasın- da görükbilir. Zamanmda müdahale edilmezse hasta, kalp ve solunum durması ile ölür. Bazı mantarlarda karaciğer üzerine toksik (zehir)et- kUidir. Bu türterde zehirlenme 6-15 saat içerism- de göriilür ve yüzde 70 oranında öhune neden olur. Zehirli mantarlann bir kısmı da kan hüc- rekrini parçalar. Bu tür zehirlenmelerde rahat$ızfaklar24saatsonraortayaçıkar'' diye konuştu. Tuncer, şu uyanlarda bu- lundu. "Doğadan toplanan mantarlar yendikten sonra bulana kusma, ishal ve benzeri beürtilerden biri ortaja çıkarsa derhalenyakuı sağukkunıhışjarma baş- vurulmah ya da 112 Acil istasyonundan yardım istenmeKdir." ANKARA (ANKA) - Genetik yapısı değiştiril- miş organizmalar (GDO) ve ürünlerinin, bebek ma- malannda kullanımı, bu tür ürünleri içeren mama- lann ithalatı ve ülke ıçın- de dağıtunı yasaklanıyor. Antıbıyotiklere dirençlı- hk genleri içeren GDO'la- nn üretimi de yasak- lanırken, tüketimi ve kullanımına ise 2009 'dan itibaren yasak getiriliyor. Türkiye'nin de imzaladığı Bir- leşmiş Milletler Cantagena Bıyogü- venlik Protokolü'nü dikkate alan Tannı ve Köyişleri Bakanlığı, modern biyoteknoloji kullanılarak elde edilen, genetik yapısı değiştiril- miş organizmalar (GDO) ve ürünlerle ilgilı olarak "Ulusal Bi>ogüvenHk Ka- nun Taslağı" hazırladı. GDO ve ürünlennin itha- latı, piyasaya sürülmesi, kapaîı kullanımı ve tran- siti izne baglanan taslağa göre, biyoteknolojik tek- niklerle geliştirilen ürün- lerin güvenli bir şekilde araştınlması ve geliştiril- mesi, üretimi. kullanımı ve ihracannı denetleyecek bir "Biyogüvenük Kuru- mu" kurulacak. Taslakta, GDO ve ürün- lerinin verilen ızinde be- lirtilen koşullarda ve kul- lanım amacı dışında kul- lanılması yasaklanıyor. GDO ve ürünlerinin yenı- lebilir aşılar, \itaminler gi- bı bebekler için özel geliş- tırilmiş ürünlerde kullanı- mı serbest bırakılırkerL, be- bek mamalannda kulla- nılması, bu tür üriinlen içeren bebek mamalannın ıtiıalatı ve ülke ıçınde da- ğıtımının yasaklanması öngörülüyor. însan ve hayvan tedavı- sınde kullanılan antıbiyo- tıklere dirençlilik genlen- nı içeren GDO'lann üretimi yasaklanır- ken, tüketimi ve kullanımuıın ise 3 lAralık 2008 ta- rihinden itibaren yasak olması öngö- riildü. Gıda,yem,ış- lemevetüketim amacıyla ithala- tı yapılan veya ülke içinde geliştiri- len gıda ve ürünlerinin pi- yasaya sürülmesi amaç- landığında, gıda ve ürü- nünün her bir ithalatı ve pi- yasaya sürülmesinden ön- ce Bıyogüvenlik Kuru- mu'na başvurulacak. Bu ürünlerde GDO eşik de- ğeri kurum tarafından be- lirlenecek. Cezalar Tanm Bakanlığı, GDO ve ürünlennin yasada be- lirtilen şekli dışında kulla- nımını cezalandıracak. GDO ve ürünlerinı ızın verilen kullanım amacı dı- şında kullananlara 3 yıldan 6 yıla kadar ağır hapis ce- zası ve aynca 10 milyar liradan 20 milyar liraya kadar ağır para cezası ön- görülüyor. GDO ve ürün- lerinı bebek mamalannın üretiminde kullananlara da aynı ceza uygulanacak. DUZYAZI ORHAN BİRGİT Denktaş Sinei Millete Dönerken... Kuzey Kıbns'ta hükümet bunalımı sürüyor. Ta- lat başkanlığındaki CTP-DP koalisyonu, bu yılınki bir yana; geçen yılın bütçesini bile çıkartamadığı için istifa edip erken seçim karan almak istemişti. Seçimin tarihi konusunda da Meclis'teki öteki par- tiler bir yana, iki koalisyon ortağı da anlaşamayın- ca hükümeti kurma görevi Eroğlu ile Talat arasın- da kısa süre ile el değiştirdi. Cumhurbaşkanı Denk- taş'ın görevi dün yeniden CTP Genel Başkanı'na verdiği biliniyor. Ancak Cumhuriyet Meclisi'nin bu- günkü aritmetik yapısı yeni bir hükümet yerine er- ken bir seçimin kaçınılmaz olduğunu gösteriyor. öyle bir seçimde hükümeti kurma olanağı han- gi partilerin eline geçerse geçsin, kazanan ne ya- zık ki yine Rum tarafı olacaktır. Çünkü öncelikle An- kara'nın yanlış tutumu yüzünden 24 Nisan referan- dumunda ınisiyatif, Annan Planı'nı reddeden, ama aynı anda AB kapılan kendilerine açılan Güney'de- ki hükümetin eline verilmiştir. Rauf Denktaş'ın 'Cum- huriyet'teki söyleşisinde de belirttiği gibi, ne yazık ki Güney'deki Rum hükümeti Ankara'yı, kendisi- nin adadaki tek meşru hükümet olduğunu kabul için zorfamaktadır. 17 Aralık tarihi yaklaştıkça AKP ik- tidarının bu zorlama karşısında baş eğmesi kaçı- nılmaz olacaktır Birgün, Türkiye'nin biryandan Kıb- rıs Cumhuriyeti'ni tanıdığını, ama öte yandan Tür- kiye'nin Kıbns için özellikle Londra ve Zürih anlaş- malanndan doğan haklannı saklı tuttuğunu, o ta- nıma kararına eklenen çekince paragrafı ile bildir- dığini öğrenince hiç kimse şaşırmasın. Azınlık görmek isteyenler Kuzey'e buyursun öylece adanın kuzeyinde yaşayan Tünkler, bu- günlerde ülkemizde bir isteri halinde çok kullandı- ğımız "azınlık" statüsü içine gireceklerdir. Tıpkı 20 Temmuz 1974'ten önceki gibi. Çok merak ediyo- rum. Türkiye'de o modayı ısrarla gündemde tut- mak isteyen sözde aydınlar, Kıbns'taki bu azınlık toplumu için hangi hak ve güvencelerin var olma- sını isteyeceklerdir? Kıbns adasında asıl yapısı üni- ter olan, görünüşte sözde federal bir devlet son- suza kadar Rum çoğunluğun yönetiminde kala- caktır. Ne yapacaktır o yönetim? Hiç kimsenin kuşku- su olmasın. 20 Temmuz 1974 Öncesine tam dönüş elbette olamayacaktır. öyle birşeyi zaten ne Rum- la, ne de Yunanlılar isteyecektir. Ama ada stratejik açıdan da ekonomik açıdan da Yunanlılann yakın duyarlılığı içinde kalacaktır. Adadaki Türklerin Ba- tı Trakya'daki soydaşlanndan farklı bir yaşam bi- çimine kavuşmasını bekleyenlerden ise sahte bir özürdileme ile üzüldükleri işitilecektir. Sorunun so- mut yanıtını herkesten önce, önceki gün memle- keti Rize'de bir bilardo masasının başında elinde- ki ıstaka ile toplara vuran Sayın Başbakan'dan öğ- renmeliyiz. Denktaş, Kıbns bilardosunun sonucu- nu en başta ve usanmadan söyleyen lider olarak, 24 Nisan halkoylamasının en heyecanlı yandaşla- rından birisi olan CTP Genel Başkanı'na yeniden başbakan olma şansını kullanması olanağını veri- yor. Şimdi Talat ve Serdar Denktaş, oyunun son perdesini sergilemek için el ele sahneye çıkacak- lardır. Baba Denktaş o sonu belli oyunda ne rejisör ne de oyuncu olarak görev almak istememekte haklıdır. Ancak Kıbns savaşımının bu yılmayan mücahi- dinin sahneyi öyle kolay kolay terk edeceğini de hiç kimse düşünmesin. Tanıdığım Rauf Denktaş, bana kalırsa, gerekirse en başadönmek için bütün görevlerinden çekilme- yi, öncelikle yerine getirmenin zorunlu olduğunu bi- liyor. Sade bir Kıbns Türkü olarak, bir toplum için her şeyden önce bağımsızlığın gerekli olduğuna ina- nanlarta birlikte yeniden örgütlenmenin planlarını yapacaktır. Annan Planı'nı Annan dan çok savunan AKP ik- tidan için şimdi tek kurtuluş yolu, Makedonya'yı ba- ğımsız bir devlet olarak tanıyan Bush'un olası ye- ni politikası içerisine KKTC'yi de sokmak için var gücü ile ABD üzerine baskı yapmak olmalıdır. Faks: 0 216 3028208 obirgrt.e-kolay.net Mide yanmaları Hızlı yaşam ağız tadını bozuyor VURALAHI Mıde yanması, yedi- ğımız besınlerin mıdede sindınldığıni bize acı bir şekilde anımsatan bir ra- hatsızlık... Çok sık rastlanan bu durumdan yakınmasa- nız bile nereden ve ne za- man ortaya çıkacağı bel- li olmayan mide yanma- lanndan kaçınmak için yanınızda bir asit gide- rici bulundurmakta ya- rar olduğuna dikkati çe- ken gastroenterologlar, mide yanması olayını şöyle açıklıyorlar: "Mi- de yanması, mide asidi- ninyemekbonısunageç- mesi sonucunda mide- nin üstbölümünden baş- layarak boğaza doğru uzanan yakıcı bir ağn biçiminde kendini belH eder. Mide yanmasıolan bazı kişiler ağızlannda acı veya ekşj bir tat du- yarlar. Antiasitkr mide- dekiasidietkisizhafcso- karak mide yanmasuu geçirirler." Koruyucu önlemler nasıl oLİnalıdu-? Bu so- ruya şu yamh getiriyor 1Ü Cerrahpaşa Tıp Fa- kültesi Gastroenterolo- ji Bölümü Öğretim üye- si Prof Dr. Murat Tun- cer: "Mide yanmasın- dan \akmrvorsaniz şiş- manbk, yanhş beslenme ve streslerden öncelikle kaçmdması gerekir. Ay- nca yağhbesinler, kcart- malan alkol,çikolata,ka- fein ve sigara mide \^n- malaruıa neden olabi- Kr™ Bunun dışında bazı pratik önlemler önem kazanrvor.Örneğinvata- ğa uzanmadan önce >«- mekyenflmemesi,>«nek zamanıile uyku zamanı arasnda birkaç saatara- hk olmasL Yatağuı ba- şucundaki a> aklarının altmatahtaparçalan ko- yarak 12 cm. yükseml- mesi, böylece yanldığın- da mide asidinin yemek borusuna geçişinin ön- lenmesi; beK sıkanve ka- nn içi basıncı artüran kemer ve sıkı iç çama- şırlaruı kuOanıhnaması gibi çareler etkih' ohıyor mide
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle