19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
•9 KASIM 2004 SAL! CUMHURİYET SAYFA JV U \u J. LJ J \ kultur(5 cumhuriyet.com.tr 15 Işıl Kasapoğlu'nun yönettiği 'Çok Yaşa Komedi'nin ilk gösterimi bugün Taksim Sahnesi'nde Çehov bir' şaka' yaptıECE BAKTIAYA Çehov'un topluma, insanı yozlaş- tıran çevreye yönelttiği eleştirileri; yok olan ve giderek popüler bir kim- lik kazanan aydına göndermeleri; çı- kar çevresınde dönen çetrefil ilişkile- riyle bugüne de ayna tutan oyunlann- dan dördünü Işıl Kasapoğlu Istanbul Devlet Tiyatrolan'nda sahnelıyor. Çe- hov'un 'şaka' olaraktanımladığı dört kısa oyunu 'Bir Evlenme Teküfi', 'Tütünün Zararlan', 'AyT ve 'Ku- ğunun ŞarkısıVÇok Yaşa Komedi' adı altında buluşacak izleyıciyle. Oyunun ilk gösterimi bugün. Semih Sergen, Zafer Algöz ve Z«ynep Er- kekli'nin rol aldığı oyun, 21 Kasım'a kadarTaksim Sahnesi'nde izlenebılir. Dekor tasanmım Hakan Dün- dar'ın, kostiim tasanmım Funda Çe- bi'nin üstlendiği yapıtta ışık tasanmı Enver Başar. müzikler ise Cenap Oğuz imzasını taşıyor. Oyuncuya eşlik etmelc... - Geleneksel dram sanatına ve yü- dız oyunculuk sistemine karşı du- ran bir sanat anlayışı Çehov'un be- nimsediği... Semaver Kumpanya'da izlediğiniz yol, tiyatroda toplu oyunculuk anlayışınız sizi Çehov'la buluşturan noktalardan biri satıı- nm... IŞIL KASAPOĞLU - Burada önemli olan o üç oyuncunun her rolü yapabilecek kıvamda olmasıydı. Sah- nede görünen üç oyuncu da olsa, on- lar benim kafamda neredeyse 7-8 ki- şiler. Üç oyuncu 4 oyunda da farklı ki- şiler olarak çıkıyor karşımıza. Oyuncularla uğraşmayı çok seviyo- rum. Oradan çıkan sonuçtan da ben ve oyuncu memnunsa o noktada seyirci- yi bıle düşünmüyorum diyebilirim. Şu sıralar bütün kaygım oyuncuya eş- lik etmek... 0nun yaptığı şeyi doğru yansüıp oyuncununbunu keşfetmesi- ne katkı sağlamaya çalışıyorum. Ar- tık kendimi sadece eşlik eden olarak görüyorum, yönetmen olarak değil! 30 yıllık bir geçmişin sonucu olarak V^ehov'un 'şaka' olarak tanımladığı dört kısa oyunu 'Bir Evlenme Teklifi', 'Tütünün Zararlan', 'Ayı' ve 'Kuğunun Şarkısı', 'Çok Yaşa Komedi' adı altında buluşacak izleyiciyle. Semih Sergen, Zafer Algöz ve Zeynep Erkekli'nin rol aldığı oyun, 21 Kasım'a kadar Taksim Sahnesi'nde izlenebilir. artık yetişmiş oyunculara ayna göre- vi yapıyorum, yeni yetişen arkadaşla- nma da mümkün olan en fazla deste- ği vermeye çalışıyorum. Artık zevk alabileceğım. ıstediğim her şeyi anla- tabileceğim işleri yapmak önemli be- nim için. Dınlenmesem de olur! - Çehov'un oyunlarında işlediği konular ve yansıttığı kişilikler geçiş dönemi Rusyasında aykın* bulu- nuyordu. Bugün nasü baküıyor Çe- hov'a? KASAPOĞLU - Aynı. Çehov'un kalıcı olmasımn en önemli nedeni, o- nun topluma olan eleştirel yaklaşunı. Öyle bir eleştiri var ki topluma bu kü- çük öykülerde... Bir yandan insanla- nn çıkarcılığı, yalnızhğı; bir yandan da hepsinin bir taraftan para kazanma çabalan... Çehov'un öykülerinde iliş- kiler 'çıkar' üzenne kurulur. O çıkar- cılığı öyle kör kör parmağım gözüne yapıyor ki bugüne bakmamak elde değil. Bütün etik kurallan kaybolmuş, her gün biraz daha batan bugünün or- tamı ve insanına çok uyuyor, Çe- hov'un yüzyılın başında anlattıİdan. - Toplumsal çevrenin yok ettiği aydın tiplemesine de rastlıyoruz oyunlarda... "KASAPOĞLU - Toplumsal çev- reninyok ettiği aydın tabii ki var. 'Ay- dın' şu dönerne baktığımızda her gün yanar döner, dedığiyle dalga geçtiği- miz, popüler kültürün popüler aydını olmaya başladı... Bugün ya aydın di- ye bir kavram kalmadı ya da kaldıy- sa da çok azınlıkta kaldı. O kadar uy- duruk. okadarcılız çıktı ki... Bu oyun- larla da bu inatla uğraşıyorum. - Oyunlarda kişikrden çok kişi- ler arası iüşkiler ön planda... KASAPOĞLU - Kişıler arasında- ki ilişkiler ön planda. Ilginç olan, o ki- şilerin hep zıt kişiler olması ve hepsi- nin kendi çıkan için uğraşması. Biri iyi biri kötü, biri mağdur, biri saldır- gan değil. Çehov'un öykülerindeki en güzel tarafo. Kimse birbirini tavlama- ya çahşmıyor, herkes karşısındakini alt etmeye çalışıyor. Zaten rezalet de oradan çıkıyor. Dört öykü, tek oyun... - Daha önce de sahneye uyarla- nan Çehov'un oyunlan, sizin yoru- munuzla ne gibi farklılık taşıyor? KASAPOĞLU - Ben onlarî arka arkaya, birbirinden bağımsız oyunlar olarak oynamayı tercih ettim. Kimile- ri Çehov'un oyunlanm birleştirip tek oyun gibi sunuyor. Bense Çehov'un yazdığı gibi, küçük öykülerinin dör- dünü arka arkaya sunuyorum. Olay- lann içindeki tiplerben istesem de is- temesem de aynı dünyanın insanla- n... Dört öyküdeki oyunculanmızın hepsı aynı. Birinde evde kalmış kızı oynayan Zeynep (Erkekli), diğerinde kocası öhnüş dul bir kadını oynuyor. Zafer Algöz'e baktıgımız zaman. bi- rinde evlenme teklif eden genç adamı oynarken, diğerinde aynı kadının uşa- ğı olarak çıkıyor karşımıza. Böylece bu kısa oyunlar zaten karşımıza oyun- culann birleştirdiği tek bir oyun gibi çıkıyor. Yıllarca "Ben dram yazmıyorum, komedi yazıyorum" dese de Çehov, biz oyunlanm, dramatik öğelenni de- rinleştirerek oynamayı tercih ettik. Dünyada da bu böyle. Belki de ger- çekten hepimizin içinde bulunduğu ruhsal durumu ve toplumdan etkile- nişimizin dışavurumunu çok ıyi yan- sıttığıru düşündüğümüz için böyle yo- rumluyoruz. Bu oyunlarbu şekildehiç oynanma- dı Devlet Tiyatrosu'nda. Benim sah- neleyişimde özel bir şey yok. Metin- lerde de değişiklik olmadı. Yalnızca Kuğunun Şarkısı'nda 'III. Ric- hard'dan okunan parçaya ek olarak biz 'Hamlet'ten de bir parça okuttuk. Porte de Versailles'daki Çağdaş Sanat Fuan'nın yanı sıra Louvre'un alt salonlannda da Art Paris fuan yer aldı Paris'te sanat fuarları haftasıKAYA ÖZSEZGİN Basım ve çoğaltım tekniği için kullanılan "edition" sözcüğünü, Fransızlarher yıl tek- rarlanan etkinlikler için de kullanıyorlar, an- cak arka arkaya gelen sanat organizasyonla- rının bu anlamda birbirine benzememesı için. belli dönemlerde yenilenmeye ("nova- tion") gitmenin gereklüiğine de inanıyorlar. Bu ilke, bu yıl 21-25 Ekim tarihleri ara- sında Porte de Versailles'da 31 'incisi düzen- lenen FIAC (Uluslararası Çağdaş Sanat Fu- an) için de geçerli oldu: Uzun aralıklarla mekân değiştiren ve dünyanın değişik ülke- lerinden galeri bazında katılımla güncel sa- nat gelişmelerini yansıtan bu etkinlik, bu kez, her zamanki kapsamlılığın ötesinde (103'ü Paris dışından, 214 galeri) yeni bir sı- nıflandırma modelı ("Perspektif", "Futu- re Quake", "Art Plus", "Edition", "De- sign") getiriyor, çağdaşlık ve güncellik kav- ramına daha geniş bir açıdan bakılmasını sağlıyor. Fuann sanatsal düzeninden sorum- lu Jennifer Flay'ın deyişiyle birkaç yıldır gündemde olan ve her fuann yapısından kaynaklanan sorunlann, bu kez daha köklü biçimde çözülmesine olanak verecek doğ- nıltuda, "dinamizm", "enerji" ve "canlı- hk" ilkesine öncelik veriliyor. O nedenle de "özeleştiri" ışığında, bugüne kadar gelen süreç ve bu sürecin somutlaştırdığı sorunlar masaya yatınhnış. Bir eğillmler yelpazesi Bir kere fuar, gerektiği ölçüde fuar orta- mma çekmemiş sergileme birimlerini, geçen yıla kadar. Oysa fuann temel amacı, dünya- daki sanat oluşumlannm geniş bir dökümü- nü sunmak, öteki fuarlann zaman içinde al- dıklan mesafeyi aşmaya olanak verecek ye- ni bir çahşma düzeni gerçekleştirmek. Bu- güne kadar geldiği konumuyla ömeğin Ba- sel, Köln ya da Madrid fuarlanyla kıyasla- nabilecek bir çizgi tutturamamıştı FIAC. Ge- ne Flay'ın yorumuyla New York'taki Ar- mory Show ya da Londra'daki Frieze gibi salt "çağdaş" yönüyle görünmek iddiası ta- şımamalıydı bu fuar. Paris'te modern sana- tın konumu ve FIAC'ın geleneği, günümüz galerilerinin yerini sağlamlaştıncı bir çizgi- de olmahydı. En aşın ("hype") planda dergilerde yer alan ve son beş yü içinde kendini dışavuran • FIAC Uluslararası Çağdaş Sanat Fuan'na katılan sanatçılar arasında, Souiages, Marini -ve elbet Botero- Dubuffet, Fontana, Twombly, Miro, Ernst gibi modernizmin babalan, galerilerin bir bölümünde prestij isimler olarak kendilerini sık sık gösterebiliyor. Bu yıl video-art gösterileri de biraz hızını kesmiş görünüyor. eğilimlerle yetinmemehydı. Flay, eski bir galerici olarak, sorunlan yakından tanıma olanağı bulmuştu; o nedenle de sonına, ga- lericilik yönünden bakıyordu. Ona göre FI- AC, üst düzeyde bir Avrupa sanat fuan ola- bilmeliydi. Yeni fuann, bu yönde atılmış önemli bir adım olduğu görülüyor. Çok geziliyor olma- sınuı yanı sıra, çağdaş dünya sanatı düzle- minde aktif bir sunum yaratmasından dola- yı, farklı sanat ve üretim tekniklerini, birbi- rinden farkh sımrlar içinde izleyici kesimi- nin dikkatinden kaçırmıyor. Bu kez, toplam altı bin metrekarelik sergileme mekânının ayn bir bölümünde ve ayn bir katta yer alan edisyon ürünleri, daha önce gözden kaçmış olan bu ürünlerin, kendi içinde değerlendi- rilmesine olanak veriyor. Sergiye ilişkin ola- rak, Fâris Belediyesi'yle devletin katkılan- m bir arada aktanyor etkinlik alanına. Geleceğin "sarsıntüar"ının genç sanatta gözlemleneceği ilkesini öne sürmüş olan- lardan biri olarak Andre Breton'un mesa- jmı hayata geçirebilmek için, en genç gale- rilere de bünyesinde yer ayınyor bu kez FI- AC. Daha geniş, daha cesur ve daha çeşit- lendirilmiş bir sunum hemen dikkat çeki- yor. Birkaç galeri, çağdaş akımlan, örneğin Dada'yı ve gerçeküstücülüğü, kapsamh bi- çimde yeniden gündeme getirirken, örneğin Rus "transversalisf'lerinde olduğu gibi, unutulmuş olmanm getirdiği ezikliği aşma- ya çahşanlar da var. Galeriler arasmda, Pat- rice Trigano gibi öne çıkanlar görülebiliyor. Katılan sanatçılar arasında, Souiages, Ma- rini -ve elbet Botero- Dubuffet, Fontana, Twombly, Miro, Ernst gibi modemizmin babalan, galerilerbı bir bölümünde prestij isimler olarak kendilerini sık sık gösterebi- liyor. Bu yıl video-art gösterileri de biraz hı- zını kesmiş görünüyor. Uluslararası fuarlarda görünme yolunda, ülkemizden bir galeri de bu kez, çağnhlar- dan olarak yüzümüzü güldürüyor: Galerist. Haluk Akakçe, Leyla Gediz ve Hüseyin Çağlayan'ın kavramsal-minimalist çizgide yapıtlanna ev sahipliği yapan bu galerimi- zin, bu tür etkinlikler için yol açıcı olması- nı dileyelim. AB'ye üye olma yönündeki gi- rişimlerimizin olumlu sonuç vermesi, biraz da Avrupa'nın sanat dünyasında kendimize yer açmamızla mümkün olacağına göre, bu yönde devlet destekli girişimleri hızlandır- mak zorunda değil miyiz? Sanatçılar daha önde Fuarlar, bir galerinin kendine seçtiği ser- gi başlığından kolayca anlaşılacağı gibi, önümüze bir dünya haritası ("La mapa del mondo") açıyor. Bu haritayı, benzer bir okumayla gene aynı günlerde (22-25 Ekim) Louvre'un alt salonlannda (Carrousel du Louvre) düzenlenen "Art Paris" fuannda görüyoruz. Bu fuar, bir bakıma FIAC'la yanş halin- de. Onunki kadar kapsamh ohnasa da (91 galeri, 600 kadar sanatçı) belki biraz daha sı- cak ve gene izleyici akınına uğrayan orta- mıyla çağdaş sanatm bir cephesi de orada görülebiliyordu. Mekânın iyi değerlendiril- diği dikkatlerden kaçmayan bu fuar, belki de FIAC'la aynı günlere rastlamasından dola- yı, farklılığını hemen hissettirmiyordu; ama en azından sanatçı etkinliğini belki biraz da- ha galeri imajını aşacak biçimde ortaya çı- karması bakımından ayn bir gözle değer- lendirebilirdi. Fuar, aynı zamanda pazara yönelik bir uğ- raş ohnası nedeniyle ayn bir gözle de görü- lebilir. Paris, oradaki etkinlikleri birer sanat gösterisi olarak, salt bu yönleriyle görüp al- gılamak isteyen bizler için, öncelikle bu açı- dan önem taşıyor. Ama yapıtlara konulan kırmızı işaretler, fuarlann meraklı yatırım- cı ve koleksiyoncular için de kaçınlmaması gereken frrsatlar olduğunu belgeliyor. Düzeltme: Kaya Özsezgin 'in 1 Kasım Pazartesi yayımlanan "îzlenimde buluşan üç usta " başlıklı yazısındayanda söz edilen fuarla ilgili iki fotoğraf kullanılmıştır. Düzeltir, özür dileriz. Germen ve Ertan'a ödül • Kültür Senisi - Sabancı Üniversitesi öğretim üyeleri Murat Germen ve Ekmel Ertan'ın birlikte oluşturduklan 'Istanbul Sema-ı: 360 derece Istanbul panoramalan' konulu sergi, ABD'de düzenlenen Internatıonal Photography Avvards (IPA) yanşmasında, Professıonal / Architecture / Cityscapes kategorisinde yanşmaya katılarak mansiyon ödülü aldı. Germen ve Ertan'ın fotoğraflan, aynı zamanda New York'taki The Marmara Manhattan Gallery'de sanatseverlerle buluştu. Ikinci mansiyon ödülü ise Professional Architecture / Building kategorisinde yanşan Murat Germen in endüstri yapılannı içeren fotoğraf serisine verildi. Jazz Cate'de özel bir program • Kültür Servisi - Jazz Cafe'de, 17 Kasım akşamı çok özel bir tasan gerçekleştirilecek. Baki Duyarlar tarafından düzenlenen, ünlü film müzikleri bestecisi ve bir dönemin Yeşilçam filmlerinin müziklenne de imza atan Legrand, Michel Legrand Project'le, 60Tı, 70'li yılların unutulmaz aşk şarkılarını bu konserde sunacak. Best Friends, Summer Of 42, Umbrellas Of Cherbourg gibi unutulmaz filmlerin müziklerinden anımsadığımız besteci, dünya çapında bir üne sahip. Baki Duyarlar, arahk ayında Hollanda'da katılacakları caz festivalinde bu tasarıyı icra edecek. Konser kaydı daha sonra albüm olarak piyasaya sürülecek. Baki Duyarlar'ın piyano. Erdal Akyol'un kontrbas. Cem Aksel'in davulda yer alacağı bu program cazseverlere keyifli anlar geçirtecek. (www.jazzcafeistanbul.com) 'Atatüpk'ü anma' etkinfiği • Kültür Ser\isi - Türkiye Yazarlar Sendikası Kadıköy Temsilciliği'nin, Istanbul Yelken Kulübü işbirliği ve Kadıköy Belediyesi'nin katkılarıyla düzenleyeceği 'Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü Anma' etkinliği bugün 15.30 - 17.30 saatleri arasında Fenerbahçe Yelken Kulübü'nde yapılacak. Mehrizat'ın sunacağı etkinliğe, Kadıköy Belediye Başkanı Av. Selami Öztürk, (TYS Genel Başkanı, ozan) Cengiz Bektaş, (Istanbul Yelken Kulübü Başkanı) Dr. Erol Türkmen, (gazeteci, yazar) Nail Güreli, (Devlet Tiyatrosu sanatçısı) Erdoğan Ersever, (eğitimci, yazar) Sadiye Akay, (TYS Yönetim Kurulu Üyesi, ozan) Aydın Hatipoğlu, (ozan) Nurullah Can, (eğitimci, yazar) Gürşen Kafkas, (eğitimci, yazar) Osman Şahin, (eğitimcı, ozan) Nusret Karaca, (gazeteci, yazar) Tanju Akerman, (ozan) Raşit Kara, (Şehir Tiyatrolan sanatçısı) Yalçın Akçay, konuşma ve şiirleriyle katılacaklar. Prof. Cemalettin Göbelez yönetimindeki MÜ Atatürk Eğitim Fakültesi Orkestrası da müzik dinletisi sunacak. Birce Yıldc'ın resim sergisi Kültür Ser>isi - Birce Yıldız'ın resim sergisi 17 Kasım'a dek The Marmara Oteli'nde görülebilir. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde yüksek lisans çalışmalarını sürdüren Yıldız'ın açtığı ikinci sergi bu. 2003 yılında Kocaeli Üniversitesi. Güzel Sanatlar Fakültesi, Rest Bölümü, Nuri Temizsoylu Atölyesi'nden mezun olan Birce Yıldız aynı zamanda kendi özel atölyesinde de resim çahşmalannı sürdürmekte. BUCUN • CEMAL REŞlT REY KONSER SALO^fU'nda 19.30'da TRT Türk Sanat Müziği Sanatçüarı konseri. (0 212 232 98 30) • ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZt'nde 20.00'de tDOB'den 'Aşk Iksiri' adh komik opera. (0 212 251 56 00) • tŞ SANAT'ta 20.00'de Christian Zacharias (piyano) konseri. (0 212 316 10 83) • YAPI KREDI SERMET ÇİFTER SALONU'nda 18.30'da 'Avrupa'ya Doğru Aktörler, Süreçler, Olasüıklar' konulu 'sah toplantısı'. (0 212 252 47 00) <
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle