Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 KASIM 2004 ÇARŞAMBA
3 HABERLERlN DEVAMI
TURKİYE
Istanbul
Edirne
Kocaelı
Çarıakkale
Izrnir
Manısa
Aydın
Denızlı
Y
K
Y
Y
Y
Y
Y
Y
9
9
9
11
16
14
14
12
Sinop Y 14 Adana
Zonguldak Y 8 Antalya
Samsun
Trabzon
Gıresun
Ankara
Eskışehır
Konya
Sıvas
Y
PB
PB
K
K
K
K
11
9
9
6
6
6
1
Mersin Y
Dıyarbakır PB
Şanlıurfa PB
Mardın PB
Sıırt PB
Hakkâri PB
Van
Y 17 Kars
PB
PB 0
Butun bolgelenmız
parçalı çok bulırtlu. Mar-
mara, Batı ve Orta Kara-
denız, Ege, Iç Anadolu ve
Akdenız yagışlı geçecek
Yağışlar Marmara'nın
dogusu ve Batı Karade-
nız'de etkılı dmak uzere
Marmara'nın kuzey ve
doğusu, Batı Karadenız,
Iç Anadolu ıle Afyon ve
Kutahya çevrelennde
karla kanşık yağrnur ve
kar şeklınde olacak
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsınkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
K
PB
K
PB
B
B
PB
B
1
-4
-7
12
7
7
10
5
Münıh B
Berlin
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
Zürih
B
PB
B
PB
Y
Y
PB
Y
PR
3
4
17
2
7
4
15
18
4
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
PB
Y
K
Y
B
B
PB
Y
-8
14
4
17
7
14
-9
21
Şam PB 13
{ Parçalı bdut'u Ss . Bulutfu k Çok bulutlu ••k Yağmuriu Kartı Sulu kar ı Gok gurjltülü
GUNCEL Cİ NEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
zi içinde 7-8 kulübede konuklarını ağırlıyor.
Türkiye'ye dönmemek için hastalık dahil çeşitli ba-
haneler uyduran bu adamı, çeşitli amaçlannda kulla-
nan Amerıka Birleşık Devletlerı hımaye ediyor. lade is-
teklerini ABD topraklannda suç işlemediği gerekçe-
siyle geri çeviriyor.
Bir başka adam. Kestanepazarı Camii'nde tanıştı-
ğı vaıze 36 yıl hizmet etmiş, sırdaşı olmuş, amaçları-
nın gerçekleşmesi için çalışmış. Gülen'i gizlice Tan-
su Çiller, Süleyman Demirel, Hikmet Çetin, Bülent
ve Rahşan Ecevit'le evlerinde, (son ABD gezisınde
Gülen'le görüşmeyi başaramayan) RTE ile belediye
başkanlığında görüştürmüş ve... anlayamadığı bir ne-
denle dışlanmış. Vaizin (şımdi Hoca Efendi diye anılı-
yor) hışmına uğramış, hatta ölüm fermanı imzalanmış.
Birinci adamın adı Fethullah Gülen. Ikinci adam Nu-
rettin Veren.
Gülen şebekesi, üstelik devlet himayesinde kanser
gibi yayılarak üst kademeleri ele geçırdı. Inanılmaz a-
ma gerçek; üst kademelerde saygı görüyor, sözü din-
leniyor, laık rejime karşı verdiği savaş okşanıyor.
Nurettın Veren ise Gülen'ın Amerıka'dan yolladığı
son, "Failimeçhulcinayetlerolacak. Türkiye'deyakın-
da kan gövdeyi götürecek" korku mesajından sonra -
birden- konuşmaya başladı.
Veren'in açıklamalannı Gözcü gazetesınde Saygı
Öztürk uç gün süreyle, Aydınlık dergısı Veren'le yap-
tığı uzun söyleşıyi son sayısında yayımladı.
Gülen'le 36 yıl iç içe yaşayan bır ınsanın ilginç açık-
lamalan, nedense dıkkatleri çekmedi. Hükümette, mu-
halefette, medyada ses yok. Hükümetin bir nedeni ol-
malı.
Veren'in açıklamalannı resmileştirmek için gereken
yasal işlemler engelleniyor mu acaba?
•••
Zira Veren -Gözcü'de- "Şu anda benim yakından bil-
diğim bazı bakanlaria (Gözcü: isimlerini de açıklıyor)
Fethullah Hoca'nın çok iyidiyaloğu var" diyor. örnek
veriyor: "Bakanlardan birini (Gözcü: Ismini veriyor) fe-
levizyon (STV)yönetim kurulu başkanı olduğumda ben
danışma kurvluna aldım ve belli bir hakkı huzur öde-
mesiyaptık... Gülen 'e haber taşıyan üst düzey bir de-
ğil, yüzlerce kişi var. Bakanlardan, subaylardan, istih-
barattan, polisten... Bakanlann 4'te 3'ü kendisini ta-
nır".
Veren'in anlattığınagöre: "Gülen'ebazıbilgilerözel
kuryelerie ulaştınlıyor. Bunlar devlet memuru. Devlet-
ten izin almadan, il dışına çıkması bile yasak olmasına
rağmen, nasıl oluyor da bu adamlar biryılda 30 defa
Amerika'ya gidip geliyoriar?.. Fethullah Hoca'yla gö-
rüşmek için Amerika'ya ayda 3-5 kez gidip gelenler
belli. (Gözcü: Açık isim söylemiyor) BirisiProf. Dr. K.Ö,
birisiProf. Dr. ŞAT., M.Ö veAB'dir... Enmahrembil-
giler Gülen'e mutlaka ulaşır. Cumhurbaşkanı'nın, Ge-
nelkurmay Başkanı 'nın öğreneceğibilgılerionlardan 3-
5 dakika da olsa önceden ele geçirir... Benim bulun-
duğum süre içinde istihbaratlan getirme-götürme iş-
lerinin organizasyonunu Prof. Dr. K.Ö. yapıyordu".
• • •
Demirel ve Ecevit, Gülen'e bağlı Yazarlar Vakfı'ndan
ödül aldı. Ecevit, yurtiçi ve dışındakı Gülen okullarını
savundu. Demirel'li bilgilere gelince, anı hazinemiz
haylı zengin. Gülen'le hiçbir teması olmadığı gibi
adamdan hoşlanmadığını söylerdi. Fatıh Üniversite-
sı'nin açılışında yanında oturan Gülen'e yüz vermedi-
ğıni, Edirne'dekı Kırkpınar yağlı güreşlerine gelen Gü-
len'ı yanına oturtmak ve görüştürmek isteklerini elinin
tersıyle geri çevirdiğinı bana söyleyen Demirel'di ve
sonra ne olduysa oldu; aynı Demirel, Gülen'ın ödülü-
nu kabul etti.
Aydınlık'ta Nurettın Veren açıklıyor: Cumhurbaşka-
nı Demırel'le görüşmüş, Orta Asya cumhurbaşkanla-
rına Gülen okullarını desteklemelerini içeren bir mek-
tup -Veren'e hitaben- yazılmış, yazılan metni "resmi
kanallardan" tam 15 devlete göndermiş.
Bağımsız milletvekili Emin Şirin, soru önergesinde
bu yayınlar üzerine Gülen'in ifadesinin alınıp alınma-
yacağını hükümete soruyor.
Hükümet, muhalefet, Meclis, milletvekili ve medya;
din, para, şantaj... Amaca varmak için her türlü aracı
kullanan. devletle iç içe konumda olan Gülen şebe-
kesi vefaaliyetleriyle ilgili geniş bilgi sahibi Nurettın Ve-
ren'den yararlanmayı neden düşünmüyor? Asıl soru
bu!
Laik rejim düşmanlanyla mücadele buysa...
Hükümetin IHDK'ye yaptığı atamalarda yandaşlannı tercih etmesine sert tepki
'Güdümlükurul istiyorlar'ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - AKP ıktidannın, açıkla-
dığı rapor ve oluşumundan rahat-
sızlığını açıkça dile getırdiği In-
san Haklan Danışma Kurulu'na
(ÎHDK) yaptığı atamalarda ağır-
lıklı olarak yandaşlannı tercih et-
mesı rahatsızlık yarattı. Türkiye
Insan Haklan Kurumu (TlHAK)
Başkanı Nevzat Helvacı, iktıda-
nn daha önce de kurula, insan
haklanyla ilgisı olmayan kuru-
luşlan üye olarak atadığını anım-
satarak, hükümetin politikalan-
nı onaylayan bir kurul oluşturul-
maya çalışıldığına dikkat çekti.
Türkiye Insan Haklan Vakfı Baş-
kanı Yavuz Önen de yeni üye
atamasındakı yöntemi eleştırerek
"Tek yanlı bir yönlendirme
var. İşi sulandınyorlar" dedı.
AKP iktıdanyla" birlıkte "baş-
bakancı rejim" dönemınin baş-
ladıgı eleştirisi nedenıyle hükü-
metin hedefi haline gelen İHD-
K'ye yapılan yenı üye atamala-
nnda, "türban savunmanlığı"
ile "iktidaryandaşlığının"be-
lırleyici olduğu dile getirildi. îk-
tidar tarafından atananlar arasın-
da türbanı savunan Prof. Dr.
Mustafa Erdoğan ile Prof. Dr.
Mehmet Altan. AIi Bayramog-
lu, Gülay Gökrürk, Abdurrah-
nıan Dilipak dikkat çekiyor.
Üyeler seçlmle bellrlensln
TlHAK Başkanı Helvacı, ÎHD-
K'nin Irak savaşından önce, 1
Mart tezkeresiyle ilgili olarak
"savaşa hayır" açıklamasının ar-
dından hükümetin kurula bakış
açısının değiştiğini anımsatarak
"Abdullah Gül, kızgınlığını ifa-
de etti. Kurulun yapısını değiş-
tirme girişimleri de başladı" de-
dı. tnsan haklan ile ilgisı olmayan
kuruluşlann geçmişte de kurula
üye yapıldığını belirten Helvacı,
"Hep keodi görüşlerine yakın
bulduklarını getirdiler. Son ata-
maların altında da benzer ge-
rekçelerin yattığını söylemek
mümkün. Kurul, hükümetin
güdümünde olduğu sürece bu
sorunlar yaşanır" diye konuştu.
BM'nin ınsan haklan birimleri-
nin oluşturulması temel yakla-
şımlannı belirleyen karannı
anımsatan Helvacı, şu değerlen-
dirmeyi yaptı: "Insan haklan
örgütleri bağımsız olmahdır.
Kurula üye atamayla değil, se-
çimle gelmelidir. Ancak hükü-
met, însan Haklan Danışma
Kurulu'nu kendi güdümünde
tutma çabasında. Polirikaları-
nın, tnsan Haklan Danışma
Kurulu tarafından da onayla-
nabilecek bir kurul oluşrurma-
ya çauşıyorlar. Hükümet poliri-
kasını burada yaymak istiyor."
Hükümet sulandırıyor
1
Türkiye Insan Haklan Vakfı
Başkanı Önen de, ıktidar tarafın-
dan kurula ikinci kez müdahale
edildiğini vurgulayarak yeni üye-
lerin atanma yöntemine tepki
gösterdi. Hükümetin doğrudan
atamayla danışma kurulunu oluş-
turmasının yanlış olduğunu kay-
deden Önen, "Bu iş sulandırüı-
yor" dedi. Atamalarda kurulun
görüşlerinin dikkate alınmaması-
nı da eleştiren Önen, "Tek yanlı
seçim var. Bu müdahaleler as-
lında kurula tepki. ABD'nin I-
rak'a müdahalesi aşamasında
kurulun Türkiye'nin savaşa
girmesine karşı çıkışı rahatsız-
lık yarattı. Kurulun raporları-
na hükümetten tepki gelmeye
başladı. Hükümet kendi irade-
si doğrulrusunda görüş çıkar-
makta zayıf kaldı" diye konuş-
tu. AKP daha önce de IHDK'ye
kendisine yakın kuruluşlan üye
olarak atamıştı. Bunlar arasında,
Birlık Vakfı, HUDER, Hukukı
Araştırmalar Derneği, Türkiye
Yazarlar Birliği, Deniz Feneri
Derneği ile Gazeteciler ve Yazar-
lar Vakfı dikkat çekmışti.
Sokak Cocuklan Arastırma Komisyonu
AKP'UDoğan
SHÇEK'ihedefaldı
(Cumhuriyet Bürosu) - Sokak çocukla-
nyla ilgili araştırma komisyonunun AKP'li üye-
lerinden Avni Doğan, Sosyal Hizmetler ve Ço-
cuk Esirgeme Kurumu'nu (SHÇEK) hedefaldı.
Doğan. "SHÇEK bünyesindeki çocuklann du-
rumu, sokak çocuklarından daha iyi değil. Bu
kafa değişmezse sokak çocuğu üretmeye, suç-
lu çocuk üretmeye devam edilir" dedi. Komis-
yon başkanı Öner Ergenç de, "yeni kurumsal
yapılara ihtiyaç olduğunu" söyledi. Toplantıda,
"spordaki şiddetin sokakta yaşayan çocuklar-
la bire bir Uinrili olduğu" da vurgulandı.
Sokak Cocuklan Araştırma Komisyonu'nun dünkü
toplantısında söz alan AKP'li Doğan, SHÇEK'i
hedefaldı. Edinilen bilgiye göre Doğan, "Bu
kurumun üzerine ciddiyetle gidilmedi. Bu ka-
fa değişmezse sokak çocuğu üretmeye, suçlu
çocuk üretmeye devam edilir. Ne idüğü belir-
siz bir kadro, yolsuzluk diz boyu, çocuklar iş-
kence ve cinsel tacize maruz kahyor. Bu ku-
rum hakkında da inceleme yapmahyız" dedi.
CHP'li komisyon üyelerinden Canan Antman
da, "Spordaki şiddet ve kapkaç olaylannın
kaynağı sokak cocuklan. Bu konuya siyaset
üstü yaklaşılmabdır" görüşünü dile getirdi.
Komisyon daha sonra. Başkent Üniversitesi öğretim
üyelerinden Doç. Dr. Ertan Kabramanoğlu ile
Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmetler Yükse-
kokulu Müdürü Prof. Dr. Sevil Atauz'u dinledi.
Kahramanoğlu, çocuk polisi ve rehabilitasyon
merkezlerinin yaygınlaştınlması gerektiğini
vurguladı. Atauz ise sokak çocuklannın oluşu-
munda göç faktörünün önemine dikkati çekerek
özellikle Güneydoğu Anadolu bölgesinden ya-
şanan göçlerle çarpık kentleşmenin çocuklan
sokağa ittiğini söyledi. Sokak çocuklanyla
sporda yaşanan şiddet arasında bire bir ilişki ol-
duğunu ifade eden Atauz, "Fakirlik de önemli
bir etken. Gelir dağılımı paylaşımında yaşa-
nan fark giderek açüıyor" diye konuştu.
Sezer 'e güven mektubu
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Fransa'nın Ankara Büyûkelçisi Paul
Poudade'yi Çankaya Köşkü'nde kabul etti. Ankara'ya yeni atanan Poudade,
Sezer'e güven mektubunu sundu, sekreteryasını takdim etti. Dışişleri
Bakanhğı Müsteşar Yardımcısı Nabi Şensoy'un da hazır bulunduğu kabulde,
Sezer, Poudade ve sekreteryası ile anı fotoğrafı da çektirdi. (Fotoğraf AA)
KAPKAÇ TERÖRÜ BU KEZ İZMİR'DE CAN ALDI
Gasp edip öldürdüler
tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)
- Bomova'nın Altındağ semtinde, için-
de 25 milyar lira bulunan çantayı gasp
eden kişıjarafından tabancayla vurulan
Hakan Ünsal (29) yaşamını yitirdi.
Karagüp Tavukçuluk Şirketi'nde ça-
lışan Ünsal, önceki gün tahsil ettiği 25
milyar lira parayı bankaya götürürken
Kemalpaşa Caddesi üzerinde bır kişinin
silahlı saldınsına uğramıştı. Ünsal'ı ba-
şmdan ve karnından tabancayla yarala-
yan saldırgan, içinde 25 milyar lira bu-
lunan çantayı alarak kayıplara kanşmış-
tı. Olayın ardmdanTepecik SSK Hasta-
nesi'ne kalduılan Ünsal, kurtanlama-
dı. Ünsal'ın cenazesi, otopsi için tzmir
Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.
Asayiş Şube Müdürlüğü Gasp Büro
Amirliği ekipleri, saldırganın eşkalini
belirlemek için, olayın meydana geldi-
ği Kemalpaşa Caddesi'ndeki esnaftan
bilgi ahnaya çahştı. Polis yetkilileri, sal-
dırganın Unsal'ın yüklü para taşıdığını
bildiğini, bu nedenle iş ilişkisinde bu-
lunduğu kişiler ve çevTeleriyle ilişkili
geniş araştırma başlatıldığını bildirdi.
Saygıdeğer öğretmen arkadaşlarım
Bir toplumun gelişmişliği ile eğitim sistemi birbiriyle bağlantılıdır.
Eğitim sisteminin niteliği toplumsal gelişmişlik sürecini etkilemektedir.
Günümüz toplumu bilgi toplumudur ve ülkemizin bilgi üretmeye ihtiyacı vardır.
Başkalan tarafından üretilmiş bilgiyi kullanmak, gelişmiş ülkeleri sürekli geriden
takip etmek anlamına gelir ki bu da diğer ülkelere ekonomik ve kültürel olarak
bağımlılığa neden olur. Bu nedenle eğitim kalitesinin yüksekliği toplumun
ilerlemesi ve gelişmesini sağlamaktadır.
Eğitim emekçilerinin de kendi sorunlan olduğunu biliyoruz.
Bu zor şartlara rağmen öğretmenlerimizin öz\
7
eriyle çalıştığmın farkındayız.
Çocuklanmızm, toplumumuzun ve ülkemizin geleceği olduğunun bilincinde olan
bir meslektaşınız olarak. eğitim sistemimizin gelecekte;
Laik,
Demokrat,
Hoşgörülü,
Sorgulayan,
Özgür düşünen,
Üretken,
İnsan haklanna saygılı,
Bilimi örnek alan,
Çevreye saygılı bir toplum oluşturması dileğiyle öğretmenlerimizin ve halkımızın,
öğretmenler gününü kutlar,
saygılar sunarım.
ENSARİ BULUT
Eğitimci I Çiğli Belediye Başkanı
BRÜKSEL'DE 'KÜRT KONFERANSF SONA ERDİ
'MasadaKürtlerde ohun'
I Baştarafı 1. Sayfada
munda, müzakere masasında AB ve
Türkiye'nin yanı sıra Kürt temsilcilerin
de yer ahnası gerektiğini söyledi. Siya-
si çözümler için zamanın geldiğine işa-
ret eden Uca, Kürt sorununa şiddet dı-
şı yöntemlerle yaklaşılması gerektiği
görüşünü bildirdi.
Karar belgesl hazırlandı
îki gün süren konferansın sonunda
dağıtılan karar belgesinde şu sonuçlar
ortaya çıktı:
• Türkiye'nin AB'ye katılım süreci,
Türkiye'deki Kürtlerin starüsünü ve
haklannı temelden etkileyecektir.
• Konferans Türk hükümetinin re-
form paketlerini uygulamaya koyması-
nın ve reform sürecini devam ettirme-
sinin üzerinde durur.
^Konferans AB Komisyonu'nun 6
Ekim tarihli raporu ve AB Konseyi'nin
Türkiye ile müzakerelere başlanması
karanna desteğini açıklar.
• Konferans Türkiye'de anayasal ta-
nınmanın yanı sıra Kürtlerin haklannın
yerel ve uluslararası kanunlarda tamn-
masının önemini bildirir.
•TConferans Kürt sorunu çözühne-
den istikrarlı, demokratik ve banşçıl
bir Türkiye'nin A\xupa Birliği'ne gire-
meyeceğini belirtır.
• Bu sebeple konferans katılım sü-
recinde Kürt halkına Türkiye'nin de-
mokratikleşme ve anayasal geleceğin-
de AB ve Türkiye tarafından katılımcı
bir rol verilmesini öne sürer.
ı^Konferans Türkiye'nin anayasal
olarak Kürt halkını tanunasına çağrı ya-
par.
•Konferans AB Komisyonu'na Tür-
kiye ve Kürtler arasında diyaloğu sağ-
layacak demokratik bir platformu geliş-
tirmesi konusunda çağnda bulunur.
• Konferans Türkiye'de veya Kuzey
Irak'ta Kürt çatışması içinde bulunan
tüm taraflan ateşkese ve banşçıl çö-
zümlere davet eder.
Uluslararası toplantı çağrısı
•" Konferans AB'den Türk hüküme-
ti ve Kürt temsilcilerini Kürt sorunu
üzerine görüşmek üzere uluslararası bir
konferansta bir araya getirmeleri çağn-
sını yapar.
•Konferans, AB ve Türkiye'nin ge-
nel bir af çıkanlması konusunu göz
önüne ahfıalan üzerinde durur.
• Konferans Türkiye'nin AB'ye ka-
tıhmında Türk ve Kürt siyasetçilerin,
akademisyenlerin, insan haklan örgüt-
leri üyelerinin, hükümet dışı kuruluşla-
nn yer alacağı sivil bir komisyon kurul-
masını önerir.
İnceleme derinleşiyor
Gümrüklerde
'Kürdistany
hassasiyeti
tLHANTAŞCI
ANKARA - Rusya'dan Iran Nükleer Santra-
lı'na gönderilen malzemelerle ilgili inceleme
derinleşiyor. "Nükleer Transfer Uyarı Liste-
si"nde yer alan malzemelerle ilgili araşhrma
sürerken 8 Kasım 2004'te Iran Atom Enerjisi
Kurumu'na teslim edilmek üzere malzeme ta-
şıyan 3 TIR'ın daha gümrüğe başvurduğu or-
taya çıktı. Gümrük müfettişlerince düzenlenen
raporda, nükleer programda da kullanılabilen
malzemelerin denetim sorumluğunun ihracat-
çı ülke olan Rusya'da olduguna işaret edildi.
Rusya'dan 3 TIR'la Iran'ın Buşer kentindeki
nükleer santrala gönderilen malzemeler konu-
sunda yeni bilgilere ulaşıldı. Taşıdığı yük in-
celenen 3 TIR dışında 8 Kasım 20O4'te 3
TIR'uı daha Samsun Gümrüğü'ne başvurduğu
tespit edildi. Yapılan incelemede, bu TIR'lann
içerisindeki eşyalann da Iran Atom Enerjisi
Kurumu'na gönderilmek istendiği belirlendi.
Müfettişler, yeni başvuru yapan TIR'lardaki
malzemelerle ilgili çalışmalannı sürdürüyor.
Sorumluluk Rusya'nın
Iran'a transit geçiş yapacaklan su^ada Samsun
Gümrüğü'nde durdurulan 3 TIR'da "nükleer
malzeme" yönünden yapılan inceleme rapo-
runda, malzemelerin cinsınin, miktannın ve
nereye gönderildiğınin gizlenmediği, bu şek-
liyle gümrüğu yamltma ve hile kastının da bu-
lunmadığı belırtildi. Raporda, "Konuya iliş-
kin ulusal ve uluslararası mevzuatta çift
kullanımh nükleer malzemenin transitini
yasaklayan veya kısıtlayan herhangi bir hü-
küm bulunmamaktadır. Bu tür eşyalann
denetimi ihracatçı ülke Rusya'nın sorumlu-
luğundadır. Transit ülke konumundaki
Türkiye'nin Rusya'da ihracat kontrolü ya-
pılıp yapılmadığını denetleme yetkisi yok-
tur" denildi. Iran'ın nükleer programı konu-
sunda uluslararası kamuoyunda bir kaygı orta-
mının mevcut olduğu belirtilen raporda, sevkı-
yatlar konusunda Uluslararası Atom Enerjisi
Ajansı'nın da bilgilendirildiği kaydedildi.
Uygulamanın çerçevesl bellrslz
Irak'a yapılan sevkıyatlarda; beyanname, TIR
karnesi ve tajjıma belgelerinde "Kürdistan,
Kürdistan Ozerk Bölgesi" ibarelerinin yer
ahnası nedeniyle transit geçişlerde hassasiyet
gösterildiği öğrenildi. Iran ve Irak'a yapılan
sevkıyatı araştıran müfettişlerin raporunda,
Habur Gümrükleri Başmüdürlüğü ile yapılan
görüşmelerde, gümrük idaresinin beyanname
ve TIR karnelerinde "vanş yeri olarak Kür-
distan ve benzeri" ifadeler yer alan işlemlere
izin vermediğinin anlaşıldığı belirtildi. Rapor-
da, "Bu konuda gümrük idaresine yönelik
yazılı talimatın olmadığı ve bu nedenle uy-
gulamanın çerçevesinin belirsiz olduğu, do-
layısıyla farklı ve çelişkili uygulamalann
ortaya çıkabilecegi görülmektedir" denildi.
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
\.. Asıl Hissettiğim,
Korkudur!./
• BaştarafıArka Sayfada
"...çünkü, bu defa
başımızda çok özel bir
grup bulunuyon birta-
kım ki, 'öyle olacağı-
na bir kere kesin karar
verdi mi, işlerin mutla-
ka öyle yürüyeceğin-
den emin, buna inan-
mış kimselerle' karşı
karşıyayız. Halk der-
seniz, yeterince bilgi-
lendirilmemiştir: Tanı-
dığım, üstelik zeki bir
hekim, geçenlerde
bütçedeki açıklar için
bana ne dese iyi; 'ec-
nebiye yapılan yardı-
mı kesmek' buna ye-
termiş!..."
"...bu yeni-muhafa-
zakârlar (neo/con) her
yerde hazır ve nâzır;
her şeyin nasıl olması
gerekiyorsa, öyle ola-
cağına, taş gibi inan-
mışlar: Mevcut aske-
rinin yüzde 5 ya da
10'unu orada bıraka-
rak, Amerika, Irak'ı
sadece yöresel gü-
venlik güçleriyle kont-
rol edebilir; geri kalan
gücüyle, Iran üzerine
yürüyebilirmiş! Bunu
nasıl bir formülle açık-
layacaklarını, şimdi-
den duyar gibiyim: '-
Hiç merak etmeyin,
Iran, asla Irak gibi ol-
mayacak; orada bizi
kurtancı olarak karşı-
layacaklar!' yâni,
problemyok!..." (a.g.e.
s. 30)
Nasıl, iyi mi?
...amma da
abartmış' mı?
(...sözühazin, çokda
tehlikeli çağrışımlara
neden olan iki cümleyle
bağlayalım. Paul Krug-
man'la konuşan Philip-
pe Boulet-Cercourt,
Bush'un seçilmesiyle il-
gili stratejiyi şöyle özet-
lemiş:
"...eğer bundan bir
ders çıkarmak gere-
kirse, o şudur: Ülkenin
halkını derinden ikiye
bölecek olan bir stra-
tejiyi; yâni 'merkez'in
aklını yatırmak yerine,
'sağ'ı seferber etmek
stratejisini yeğlediler,
bu strateji tırttu..."
Röportaj biterken,
Paul Krugman'ın biraz
da şaka yollu söyledi-
ğiyse, çok daha vahim
olasılıkları çağrıştırıyor:
"... Dreyfüs Dava-
sı'ndaki, kafalan tama-
men birbirinin karşıtı,
ikiye bölünmüş bir
halk! Belki de, ittica ta-
lebinde bulunacağıma
yakın, Fransızca öğ-
renmeye de başlamalı-
yım..." (a.g.e. s. 24) Am-
ma da 'abartmış', öyle
mi? Hiç sanmıyorum!
Adolf Hitler de iktidara,
serbest seçimlerle gel-
memiş miydi?...)