19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 KASIM 2004 ÇARŞAMBA 3 HABERLERlN DEVAMI TURKİYE Istanbul Edirne Kocaelı Çarıakkale Izrnir Manısa Aydın Denızlı Y K Y Y Y Y Y Y 9 9 9 11 16 14 14 12 Sinop Y 14 Adana Zonguldak Y 8 Antalya Samsun Trabzon Gıresun Ankara Eskışehır Konya Sıvas Y PB PB K K K K 11 9 9 6 6 6 1 Mersin Y Dıyarbakır PB Şanlıurfa PB Mardın PB Sıırt PB Hakkâri PB Van Y 17 Kars PB PB 0 Butun bolgelenmız parçalı çok bulırtlu. Mar- mara, Batı ve Orta Kara- denız, Ege, Iç Anadolu ve Akdenız yagışlı geçecek Yağışlar Marmara'nın dogusu ve Batı Karade- nız'de etkılı dmak uzere Marmara'nın kuzey ve doğusu, Batı Karadenız, Iç Anadolu ıle Afyon ve Kutahya çevrelennde karla kanşık yağrnur ve kar şeklınde olacak DIS MERKEZLER Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn K PB K PB B B PB B 1 -4 -7 12 7 7 10 5 Münıh B Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atına Zürih B PB B PB Y Y PB Y PR 3 4 17 2 7 4 15 18 4 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire PB Y K Y B B PB Y -8 14 4 17 7 14 -9 21 Şam PB 13 { Parçalı bdut'u Ss . Bulutfu k Çok bulutlu ••k Yağmuriu Kartı Sulu kar ı Gok gurjltülü GUNCEL Cİ NEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada zi içinde 7-8 kulübede konuklarını ağırlıyor. Türkiye'ye dönmemek için hastalık dahil çeşitli ba- haneler uyduran bu adamı, çeşitli amaçlannda kulla- nan Amerıka Birleşık Devletlerı hımaye ediyor. lade is- teklerini ABD topraklannda suç işlemediği gerekçe- siyle geri çeviriyor. Bir başka adam. Kestanepazarı Camii'nde tanıştı- ğı vaıze 36 yıl hizmet etmiş, sırdaşı olmuş, amaçları- nın gerçekleşmesi için çalışmış. Gülen'i gizlice Tan- su Çiller, Süleyman Demirel, Hikmet Çetin, Bülent ve Rahşan Ecevit'le evlerinde, (son ABD gezisınde Gülen'le görüşmeyi başaramayan) RTE ile belediye başkanlığında görüştürmüş ve... anlayamadığı bir ne- denle dışlanmış. Vaizin (şımdi Hoca Efendi diye anılı- yor) hışmına uğramış, hatta ölüm fermanı imzalanmış. Birinci adamın adı Fethullah Gülen. Ikinci adam Nu- rettin Veren. Gülen şebekesi, üstelik devlet himayesinde kanser gibi yayılarak üst kademeleri ele geçırdı. Inanılmaz a- ma gerçek; üst kademelerde saygı görüyor, sözü din- leniyor, laık rejime karşı verdiği savaş okşanıyor. Nurettın Veren ise Gülen'ın Amerıka'dan yolladığı son, "Failimeçhulcinayetlerolacak. Türkiye'deyakın- da kan gövdeyi götürecek" korku mesajından sonra - birden- konuşmaya başladı. Veren'in açıklamalannı Gözcü gazetesınde Saygı Öztürk uç gün süreyle, Aydınlık dergısı Veren'le yap- tığı uzun söyleşıyi son sayısında yayımladı. Gülen'le 36 yıl iç içe yaşayan bır ınsanın ilginç açık- lamalan, nedense dıkkatleri çekmedi. Hükümette, mu- halefette, medyada ses yok. Hükümetin bir nedeni ol- malı. Veren'in açıklamalannı resmileştirmek için gereken yasal işlemler engelleniyor mu acaba? ••• Zira Veren -Gözcü'de- "Şu anda benim yakından bil- diğim bazı bakanlaria (Gözcü: isimlerini de açıklıyor) Fethullah Hoca'nın çok iyidiyaloğu var" diyor. örnek veriyor: "Bakanlardan birini (Gözcü: Ismini veriyor) fe- levizyon (STV)yönetim kurulu başkanı olduğumda ben danışma kurvluna aldım ve belli bir hakkı huzur öde- mesiyaptık... Gülen 'e haber taşıyan üst düzey bir de- ğil, yüzlerce kişi var. Bakanlardan, subaylardan, istih- barattan, polisten... Bakanlann 4'te 3'ü kendisini ta- nır". Veren'in anlattığınagöre: "Gülen'ebazıbilgilerözel kuryelerie ulaştınlıyor. Bunlar devlet memuru. Devlet- ten izin almadan, il dışına çıkması bile yasak olmasına rağmen, nasıl oluyor da bu adamlar biryılda 30 defa Amerika'ya gidip geliyoriar?.. Fethullah Hoca'yla gö- rüşmek için Amerika'ya ayda 3-5 kez gidip gelenler belli. (Gözcü: Açık isim söylemiyor) BirisiProf. Dr. K.Ö, birisiProf. Dr. ŞAT., M.Ö veAB'dir... Enmahrembil- giler Gülen'e mutlaka ulaşır. Cumhurbaşkanı'nın, Ge- nelkurmay Başkanı 'nın öğreneceğibilgılerionlardan 3- 5 dakika da olsa önceden ele geçirir... Benim bulun- duğum süre içinde istihbaratlan getirme-götürme iş- lerinin organizasyonunu Prof. Dr. K.Ö. yapıyordu". • • • Demirel ve Ecevit, Gülen'e bağlı Yazarlar Vakfı'ndan ödül aldı. Ecevit, yurtiçi ve dışındakı Gülen okullarını savundu. Demirel'li bilgilere gelince, anı hazinemiz haylı zengin. Gülen'le hiçbir teması olmadığı gibi adamdan hoşlanmadığını söylerdi. Fatıh Üniversite- sı'nin açılışında yanında oturan Gülen'e yüz vermedi- ğıni, Edirne'dekı Kırkpınar yağlı güreşlerine gelen Gü- len'ı yanına oturtmak ve görüştürmek isteklerini elinin tersıyle geri çevirdiğinı bana söyleyen Demirel'di ve sonra ne olduysa oldu; aynı Demirel, Gülen'ın ödülü- nu kabul etti. Aydınlık'ta Nurettın Veren açıklıyor: Cumhurbaşka- nı Demırel'le görüşmüş, Orta Asya cumhurbaşkanla- rına Gülen okullarını desteklemelerini içeren bir mek- tup -Veren'e hitaben- yazılmış, yazılan metni "resmi kanallardan" tam 15 devlete göndermiş. Bağımsız milletvekili Emin Şirin, soru önergesinde bu yayınlar üzerine Gülen'in ifadesinin alınıp alınma- yacağını hükümete soruyor. Hükümet, muhalefet, Meclis, milletvekili ve medya; din, para, şantaj... Amaca varmak için her türlü aracı kullanan. devletle iç içe konumda olan Gülen şebe- kesi vefaaliyetleriyle ilgili geniş bilgi sahibi Nurettın Ve- ren'den yararlanmayı neden düşünmüyor? Asıl soru bu! Laik rejim düşmanlanyla mücadele buysa... Hükümetin IHDK'ye yaptığı atamalarda yandaşlannı tercih etmesine sert tepki 'Güdümlükurul istiyorlar'ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - AKP ıktidannın, açıkla- dığı rapor ve oluşumundan rahat- sızlığını açıkça dile getırdiği In- san Haklan Danışma Kurulu'na (ÎHDK) yaptığı atamalarda ağır- lıklı olarak yandaşlannı tercih et- mesı rahatsızlık yarattı. Türkiye Insan Haklan Kurumu (TlHAK) Başkanı Nevzat Helvacı, iktıda- nn daha önce de kurula, insan haklanyla ilgisı olmayan kuru- luşlan üye olarak atadığını anım- satarak, hükümetin politikalan- nı onaylayan bir kurul oluşturul- maya çalışıldığına dikkat çekti. Türkiye Insan Haklan Vakfı Baş- kanı Yavuz Önen de yeni üye atamasındakı yöntemi eleştırerek "Tek yanlı bir yönlendirme var. İşi sulandınyorlar" dedı. AKP iktıdanyla" birlıkte "baş- bakancı rejim" dönemınin baş- ladıgı eleştirisi nedenıyle hükü- metin hedefi haline gelen İHD- K'ye yapılan yenı üye atamala- nnda, "türban savunmanlığı" ile "iktidaryandaşlığının"be- lırleyici olduğu dile getirildi. îk- tidar tarafından atananlar arasın- da türbanı savunan Prof. Dr. Mustafa Erdoğan ile Prof. Dr. Mehmet Altan. AIi Bayramog- lu, Gülay Gökrürk, Abdurrah- nıan Dilipak dikkat çekiyor. Üyeler seçlmle bellrlensln TlHAK Başkanı Helvacı, ÎHD- K'nin Irak savaşından önce, 1 Mart tezkeresiyle ilgili olarak "savaşa hayır" açıklamasının ar- dından hükümetin kurula bakış açısının değiştiğini anımsatarak "Abdullah Gül, kızgınlığını ifa- de etti. Kurulun yapısını değiş- tirme girişimleri de başladı" de- dı. tnsan haklan ile ilgisı olmayan kuruluşlann geçmişte de kurula üye yapıldığını belirten Helvacı, "Hep keodi görüşlerine yakın bulduklarını getirdiler. Son ata- maların altında da benzer ge- rekçelerin yattığını söylemek mümkün. Kurul, hükümetin güdümünde olduğu sürece bu sorunlar yaşanır" diye konuştu. BM'nin ınsan haklan birimleri- nin oluşturulması temel yakla- şımlannı belirleyen karannı anımsatan Helvacı, şu değerlen- dirmeyi yaptı: "Insan haklan örgütleri bağımsız olmahdır. Kurula üye atamayla değil, se- çimle gelmelidir. Ancak hükü- met, însan Haklan Danışma Kurulu'nu kendi güdümünde tutma çabasında. Polirikaları- nın, tnsan Haklan Danışma Kurulu tarafından da onayla- nabilecek bir kurul oluşrurma- ya çauşıyorlar. Hükümet poliri- kasını burada yaymak istiyor." Hükümet sulandırıyor 1 Türkiye Insan Haklan Vakfı Başkanı Önen de, ıktidar tarafın- dan kurula ikinci kez müdahale edildiğini vurgulayarak yeni üye- lerin atanma yöntemine tepki gösterdi. Hükümetin doğrudan atamayla danışma kurulunu oluş- turmasının yanlış olduğunu kay- deden Önen, "Bu iş sulandırüı- yor" dedi. Atamalarda kurulun görüşlerinin dikkate alınmaması- nı da eleştiren Önen, "Tek yanlı seçim var. Bu müdahaleler as- lında kurula tepki. ABD'nin I- rak'a müdahalesi aşamasında kurulun Türkiye'nin savaşa girmesine karşı çıkışı rahatsız- lık yarattı. Kurulun raporları- na hükümetten tepki gelmeye başladı. Hükümet kendi irade- si doğrulrusunda görüş çıkar- makta zayıf kaldı" diye konuş- tu. AKP daha önce de IHDK'ye kendisine yakın kuruluşlan üye olarak atamıştı. Bunlar arasında, Birlık Vakfı, HUDER, Hukukı Araştırmalar Derneği, Türkiye Yazarlar Birliği, Deniz Feneri Derneği ile Gazeteciler ve Yazar- lar Vakfı dikkat çekmışti. Sokak Cocuklan Arastırma Komisyonu AKP'UDoğan SHÇEK'ihedefaldı (Cumhuriyet Bürosu) - Sokak çocukla- nyla ilgili araştırma komisyonunun AKP'li üye- lerinden Avni Doğan, Sosyal Hizmetler ve Ço- cuk Esirgeme Kurumu'nu (SHÇEK) hedefaldı. Doğan. "SHÇEK bünyesindeki çocuklann du- rumu, sokak çocuklarından daha iyi değil. Bu kafa değişmezse sokak çocuğu üretmeye, suç- lu çocuk üretmeye devam edilir" dedi. Komis- yon başkanı Öner Ergenç de, "yeni kurumsal yapılara ihtiyaç olduğunu" söyledi. Toplantıda, "spordaki şiddetin sokakta yaşayan çocuklar- la bire bir Uinrili olduğu" da vurgulandı. Sokak Cocuklan Araştırma Komisyonu'nun dünkü toplantısında söz alan AKP'li Doğan, SHÇEK'i hedefaldı. Edinilen bilgiye göre Doğan, "Bu kurumun üzerine ciddiyetle gidilmedi. Bu ka- fa değişmezse sokak çocuğu üretmeye, suçlu çocuk üretmeye devam edilir. Ne idüğü belir- siz bir kadro, yolsuzluk diz boyu, çocuklar iş- kence ve cinsel tacize maruz kahyor. Bu ku- rum hakkında da inceleme yapmahyız" dedi. CHP'li komisyon üyelerinden Canan Antman da, "Spordaki şiddet ve kapkaç olaylannın kaynağı sokak cocuklan. Bu konuya siyaset üstü yaklaşılmabdır" görüşünü dile getirdi. Komisyon daha sonra. Başkent Üniversitesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Ertan Kabramanoğlu ile Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmetler Yükse- kokulu Müdürü Prof. Dr. Sevil Atauz'u dinledi. Kahramanoğlu, çocuk polisi ve rehabilitasyon merkezlerinin yaygınlaştınlması gerektiğini vurguladı. Atauz ise sokak çocuklannın oluşu- munda göç faktörünün önemine dikkati çekerek özellikle Güneydoğu Anadolu bölgesinden ya- şanan göçlerle çarpık kentleşmenin çocuklan sokağa ittiğini söyledi. Sokak çocuklanyla sporda yaşanan şiddet arasında bire bir ilişki ol- duğunu ifade eden Atauz, "Fakirlik de önemli bir etken. Gelir dağılımı paylaşımında yaşa- nan fark giderek açüıyor" diye konuştu. Sezer 'e güven mektubu Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Fransa'nın Ankara Büyûkelçisi Paul Poudade'yi Çankaya Köşkü'nde kabul etti. Ankara'ya yeni atanan Poudade, Sezer'e güven mektubunu sundu, sekreteryasını takdim etti. Dışişleri Bakanhğı Müsteşar Yardımcısı Nabi Şensoy'un da hazır bulunduğu kabulde, Sezer, Poudade ve sekreteryası ile anı fotoğrafı da çektirdi. (Fotoğraf AA) KAPKAÇ TERÖRÜ BU KEZ İZMİR'DE CAN ALDI Gasp edip öldürdüler tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Bomova'nın Altındağ semtinde, için- de 25 milyar lira bulunan çantayı gasp eden kişıjarafından tabancayla vurulan Hakan Ünsal (29) yaşamını yitirdi. Karagüp Tavukçuluk Şirketi'nde ça- lışan Ünsal, önceki gün tahsil ettiği 25 milyar lira parayı bankaya götürürken Kemalpaşa Caddesi üzerinde bır kişinin silahlı saldınsına uğramıştı. Ünsal'ı ba- şmdan ve karnından tabancayla yarala- yan saldırgan, içinde 25 milyar lira bu- lunan çantayı alarak kayıplara kanşmış- tı. Olayın ardmdanTepecik SSK Hasta- nesi'ne kalduılan Ünsal, kurtanlama- dı. Ünsal'ın cenazesi, otopsi için tzmir Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Asayiş Şube Müdürlüğü Gasp Büro Amirliği ekipleri, saldırganın eşkalini belirlemek için, olayın meydana geldi- ği Kemalpaşa Caddesi'ndeki esnaftan bilgi ahnaya çahştı. Polis yetkilileri, sal- dırganın Unsal'ın yüklü para taşıdığını bildiğini, bu nedenle iş ilişkisinde bu- lunduğu kişiler ve çevTeleriyle ilişkili geniş araştırma başlatıldığını bildirdi. Saygıdeğer öğretmen arkadaşlarım Bir toplumun gelişmişliği ile eğitim sistemi birbiriyle bağlantılıdır. Eğitim sisteminin niteliği toplumsal gelişmişlik sürecini etkilemektedir. Günümüz toplumu bilgi toplumudur ve ülkemizin bilgi üretmeye ihtiyacı vardır. Başkalan tarafından üretilmiş bilgiyi kullanmak, gelişmiş ülkeleri sürekli geriden takip etmek anlamına gelir ki bu da diğer ülkelere ekonomik ve kültürel olarak bağımlılığa neden olur. Bu nedenle eğitim kalitesinin yüksekliği toplumun ilerlemesi ve gelişmesini sağlamaktadır. Eğitim emekçilerinin de kendi sorunlan olduğunu biliyoruz. Bu zor şartlara rağmen öğretmenlerimizin öz\ 7 eriyle çalıştığmın farkındayız. Çocuklanmızm, toplumumuzun ve ülkemizin geleceği olduğunun bilincinde olan bir meslektaşınız olarak. eğitim sistemimizin gelecekte; Laik, Demokrat, Hoşgörülü, Sorgulayan, Özgür düşünen, Üretken, İnsan haklanna saygılı, Bilimi örnek alan, Çevreye saygılı bir toplum oluşturması dileğiyle öğretmenlerimizin ve halkımızın, öğretmenler gününü kutlar, saygılar sunarım. ENSARİ BULUT Eğitimci I Çiğli Belediye Başkanı BRÜKSEL'DE 'KÜRT KONFERANSF SONA ERDİ 'MasadaKürtlerde ohun' I Baştarafı 1. Sayfada munda, müzakere masasında AB ve Türkiye'nin yanı sıra Kürt temsilcilerin de yer ahnası gerektiğini söyledi. Siya- si çözümler için zamanın geldiğine işa- ret eden Uca, Kürt sorununa şiddet dı- şı yöntemlerle yaklaşılması gerektiği görüşünü bildirdi. Karar belgesl hazırlandı îki gün süren konferansın sonunda dağıtılan karar belgesinde şu sonuçlar ortaya çıktı: • Türkiye'nin AB'ye katılım süreci, Türkiye'deki Kürtlerin starüsünü ve haklannı temelden etkileyecektir. • Konferans Türk hükümetinin re- form paketlerini uygulamaya koyması- nın ve reform sürecini devam ettirme- sinin üzerinde durur. ^Konferans AB Komisyonu'nun 6 Ekim tarihli raporu ve AB Konseyi'nin Türkiye ile müzakerelere başlanması karanna desteğini açıklar. • Konferans Türkiye'de anayasal ta- nınmanın yanı sıra Kürtlerin haklannın yerel ve uluslararası kanunlarda tamn- masının önemini bildirir. •TConferans Kürt sorunu çözühne- den istikrarlı, demokratik ve banşçıl bir Türkiye'nin A\xupa Birliği'ne gire- meyeceğini belirtır. • Bu sebeple konferans katılım sü- recinde Kürt halkına Türkiye'nin de- mokratikleşme ve anayasal geleceğin- de AB ve Türkiye tarafından katılımcı bir rol verilmesini öne sürer. ı^Konferans Türkiye'nin anayasal olarak Kürt halkını tanunasına çağrı ya- par. •Konferans AB Komisyonu'na Tür- kiye ve Kürtler arasında diyaloğu sağ- layacak demokratik bir platformu geliş- tirmesi konusunda çağnda bulunur. • Konferans Türkiye'de veya Kuzey Irak'ta Kürt çatışması içinde bulunan tüm taraflan ateşkese ve banşçıl çö- zümlere davet eder. Uluslararası toplantı çağrısı •" Konferans AB'den Türk hüküme- ti ve Kürt temsilcilerini Kürt sorunu üzerine görüşmek üzere uluslararası bir konferansta bir araya getirmeleri çağn- sını yapar. •Konferans, AB ve Türkiye'nin ge- nel bir af çıkanlması konusunu göz önüne ahfıalan üzerinde durur. • Konferans Türkiye'nin AB'ye ka- tıhmında Türk ve Kürt siyasetçilerin, akademisyenlerin, insan haklan örgüt- leri üyelerinin, hükümet dışı kuruluşla- nn yer alacağı sivil bir komisyon kurul- masını önerir. İnceleme derinleşiyor Gümrüklerde 'Kürdistany hassasiyeti tLHANTAŞCI ANKARA - Rusya'dan Iran Nükleer Santra- lı'na gönderilen malzemelerle ilgili inceleme derinleşiyor. "Nükleer Transfer Uyarı Liste- si"nde yer alan malzemelerle ilgili araşhrma sürerken 8 Kasım 2004'te Iran Atom Enerjisi Kurumu'na teslim edilmek üzere malzeme ta- şıyan 3 TIR'ın daha gümrüğe başvurduğu or- taya çıktı. Gümrük müfettişlerince düzenlenen raporda, nükleer programda da kullanılabilen malzemelerin denetim sorumluğunun ihracat- çı ülke olan Rusya'da olduguna işaret edildi. Rusya'dan 3 TIR'la Iran'ın Buşer kentindeki nükleer santrala gönderilen malzemeler konu- sunda yeni bilgilere ulaşıldı. Taşıdığı yük in- celenen 3 TIR dışında 8 Kasım 20O4'te 3 TIR'uı daha Samsun Gümrüğü'ne başvurduğu tespit edildi. Yapılan incelemede, bu TIR'lann içerisindeki eşyalann da Iran Atom Enerjisi Kurumu'na gönderilmek istendiği belirlendi. Müfettişler, yeni başvuru yapan TIR'lardaki malzemelerle ilgili çalışmalannı sürdürüyor. Sorumluluk Rusya'nın Iran'a transit geçiş yapacaklan su^ada Samsun Gümrüğü'nde durdurulan 3 TIR'da "nükleer malzeme" yönünden yapılan inceleme rapo- runda, malzemelerin cinsınin, miktannın ve nereye gönderildiğınin gizlenmediği, bu şek- liyle gümrüğu yamltma ve hile kastının da bu- lunmadığı belırtildi. Raporda, "Konuya iliş- kin ulusal ve uluslararası mevzuatta çift kullanımh nükleer malzemenin transitini yasaklayan veya kısıtlayan herhangi bir hü- küm bulunmamaktadır. Bu tür eşyalann denetimi ihracatçı ülke Rusya'nın sorumlu- luğundadır. Transit ülke konumundaki Türkiye'nin Rusya'da ihracat kontrolü ya- pılıp yapılmadığını denetleme yetkisi yok- tur" denildi. Iran'ın nükleer programı konu- sunda uluslararası kamuoyunda bir kaygı orta- mının mevcut olduğu belirtilen raporda, sevkı- yatlar konusunda Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın da bilgilendirildiği kaydedildi. Uygulamanın çerçevesl bellrslz Irak'a yapılan sevkıyatlarda; beyanname, TIR karnesi ve tajjıma belgelerinde "Kürdistan, Kürdistan Ozerk Bölgesi" ibarelerinin yer ahnası nedeniyle transit geçişlerde hassasiyet gösterildiği öğrenildi. Iran ve Irak'a yapılan sevkıyatı araştıran müfettişlerin raporunda, Habur Gümrükleri Başmüdürlüğü ile yapılan görüşmelerde, gümrük idaresinin beyanname ve TIR karnelerinde "vanş yeri olarak Kür- distan ve benzeri" ifadeler yer alan işlemlere izin vermediğinin anlaşıldığı belirtildi. Rapor- da, "Bu konuda gümrük idaresine yönelik yazılı talimatın olmadığı ve bu nedenle uy- gulamanın çerçevesinin belirsiz olduğu, do- layısıyla farklı ve çelişkili uygulamalann ortaya çıkabilecegi görülmektedir" denildi. SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN \.. Asıl Hissettiğim, Korkudur!./ • BaştarafıArka Sayfada "...çünkü, bu defa başımızda çok özel bir grup bulunuyon birta- kım ki, 'öyle olacağı- na bir kere kesin karar verdi mi, işlerin mutla- ka öyle yürüyeceğin- den emin, buna inan- mış kimselerle' karşı karşıyayız. Halk der- seniz, yeterince bilgi- lendirilmemiştir: Tanı- dığım, üstelik zeki bir hekim, geçenlerde bütçedeki açıklar için bana ne dese iyi; 'ec- nebiye yapılan yardı- mı kesmek' buna ye- termiş!..." "...bu yeni-muhafa- zakârlar (neo/con) her yerde hazır ve nâzır; her şeyin nasıl olması gerekiyorsa, öyle ola- cağına, taş gibi inan- mışlar: Mevcut aske- rinin yüzde 5 ya da 10'unu orada bıraka- rak, Amerika, Irak'ı sadece yöresel gü- venlik güçleriyle kont- rol edebilir; geri kalan gücüyle, Iran üzerine yürüyebilirmiş! Bunu nasıl bir formülle açık- layacaklarını, şimdi- den duyar gibiyim: '- Hiç merak etmeyin, Iran, asla Irak gibi ol- mayacak; orada bizi kurtancı olarak karşı- layacaklar!' yâni, problemyok!..." (a.g.e. s. 30) Nasıl, iyi mi? ...amma da abartmış' mı? (...sözühazin, çokda tehlikeli çağrışımlara neden olan iki cümleyle bağlayalım. Paul Krug- man'la konuşan Philip- pe Boulet-Cercourt, Bush'un seçilmesiyle il- gili stratejiyi şöyle özet- lemiş: "...eğer bundan bir ders çıkarmak gere- kirse, o şudur: Ülkenin halkını derinden ikiye bölecek olan bir stra- tejiyi; yâni 'merkez'in aklını yatırmak yerine, 'sağ'ı seferber etmek stratejisini yeğlediler, bu strateji tırttu..." Röportaj biterken, Paul Krugman'ın biraz da şaka yollu söyledi- ğiyse, çok daha vahim olasılıkları çağrıştırıyor: "... Dreyfüs Dava- sı'ndaki, kafalan tama- men birbirinin karşıtı, ikiye bölünmüş bir halk! Belki de, ittica ta- lebinde bulunacağıma yakın, Fransızca öğ- renmeye de başlamalı- yım..." (a.g.e. s. 24) Am- ma da 'abartmış', öyle mi? Hiç sanmıyorum! Adolf Hitler de iktidara, serbest seçimlerle gel- memiş miydi?...)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle