Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYCT 21 KASIM 2004 PAZAR
HABERLER
DUNYADABUGUN
ALİSİKMEN
Futbol Üzerine Kara
Çerçeveli Bir Yan
Sevgili,
Dün Rıdvan Dilmen'in Milliyet'teki yazısını oku-
yunca çok sevindim. "Demek ki" diye düşündüm,
"futbolun beni gittikçe irkiltmesi, dünyaya kara göz-
lüklerie baktığım için değilmiş. Baksana, Rıdvan gi-
bi bir futbol adamı bile zaman zaman aynı duyguya
kapılabiliyormuş".
Futbolun beni bu denli irkiltmesi, onu salt bir top-
lum afyonu olarakgörmemden kaynaklanmıyor. Çün-
kü çok şükür Allah'a, insanın her şeye ve bu arada ka-
çınılmaz olarak yaşamın bütününe ve tabii ki kendisi-
ne de yabancılaşmaya başladığı btı küreselleşen dün-
yada, her gün yeni yeni afyonlar bulunuyor; star ya-
nşmalan, "BiriBiziGözetliyor", "GeHnimOlurmusun?",
"Size Anne Diyebilir miyim?" türünden, mesleği ar-
tık toplumsal budalalığı gözlemek ve sömürmek olan
uzmanlartarafından yaratılmış (Hemen belirteyim, bu
ahmaklık abideleri de orijinal değil, Batı toplumsal bu-
dalahklannın toplumumuza uyartanmalarıdır) prog-
ramlar bu işlevi futboldan çok daha kaba bir şekilde,
çok daha az estetik bir biçemle yerine getiriyorlar.
Futbolun hiç olmazsa dahafazla estetiği ve geçmiş-
ten kalma, sporu andırır bir yanı var hâlâ.
"Sporu andınr" diyorum, çünkü futbol artık bir spor
değil, birgösteri sanayii dalıdır. Gittikçe artan ölçüde,
bir yandan sirki, bir yandan gladyatör dövüşünü an-
dırmaya başladı. Ama ne olduğunu bilir de ona göre
seyrederseniz mesele yok.
Hani insanı gözyaşına boğan filmlervarya, onlargi-
bi. Eğer onlann gerçek olmadıklannı bilir de "Takma
kafana, bu birkurgu" diye bakarsanız olaya, fazla za-
ran olmuyor.
• • •
Doğrusunu istersen, doksan dakikalık bir maç için
çeşrtli kanallarda, bilmem kaç doksan dakika geyik mu-
habbeti yapılması da (Tabii geyik muhabbetinin öte-
sine geçip düzgün analizlerden oluşan eleştiri ve yo-
rumlar da yok degil; nitekim Rıdvan Dilmen bunlan ya-
panlardan biri) o kadar canımı sıkmıyor. Ne de olsa
TV'ler, zaping aleti çıkalı beri daha demokratik oldu-
lar; basarsın düğmeye, geçersin başka bir yere ya da
karartırsın ekranı.
Hakan Şükür fotoğraflannda somutlaşan, mafya-
tarikat kıskacı içindeki futbol yıldızlanna bakarak su-
çu futbola yüklemek de yanlış.
Son tahlilde finans dünyamız da, siyaset âlemimiz
de aynı kıskaç içinde değil mi?
Şike konusuna gelince... Politikaya, ihaleye, hatta
kimi zaman kimi kurnazlann çıkar hesaplanyla ibade-
te bile şike kanştınlmıyor mu?
Beni futboldan soğutmaya başlayan (Herhalde he-
nüz buz kesmiyorum ki zaman zaman TV'den maç-
lan izliyorum yine de), toplumun futbola esareti ve bu
konudaki olağanüstü cehaleti.
Cahil adam, sonucu doğuran koşullan irdeleyecek,
yapılan yanlışiarı nesnel bir biçimde sıralayacak yer-
de, hemen bir sorumlu arayıp başansızlık halinde "Vur
abalıya" diyerek yenilen gladyatörün seyirci isteğiyle
öldürülmesi misali kelle istemeye başlıyor.
• • •
Doğrusunu istersen, o temelsizşişinmeler karşısm-
da duyduğum tepkiden olsa gerek, kahkahayla kar-
şıladığım son Ukrayna yenilgisinden sonra da aynı
şey oldu.
Herkes hemen Ersun Yanal'ın kellestni istemeye ko-
yuldu.
Tartışmalar, maçtan çok önce, Hakan Şükür'ün Ya-
nal tarafından kadro dışı bırakılmasıyla, "korkak!",
"yalancı!" sıfatlannın fazlaca kullanıldığı nezih bir dü-
zeyde başlamıştı bile...
TV'nin çok berrak olmayan ses düzeni ve stadın gü-
rüttüsü içinde Ukrayna golleri gelmeye başladığında
tribünlerdeki tezahüratı net olarak duyamıyordum,
ama ne söylendiğini, ne söylenebileceğıni gayet iyi tah-
min edebiliyordum:
"Hakan Şükür!.. Hakan Şükür!.. Yanal istifa!.. Ya-
nal istifa!.."
Ne yapsındı ki Yanal?
Avrupa'da çok başanlı performans gösteren yıldız-
lanna karşın sahadaki takım, tribündeki toplumun ta-
kımıydı.
Peki, sahadakiler başansızdılar da tribünler çok mu
başanlıydı?
Ukrayna Ulusal Marşı çahnırken çirkin tezahüratta
bulunan, gerekli saygıyı gösteremeyen stat, kendi ulu-
sal marşını da maskaraya çevirip söylememiş miydi?
Hâlâ şu marş çalınırken hopariörlerden yüksek ses-
le bir koro tarafından dogru dürüst seslendirilmesinin
ve seyircinin de kakafoniye çevirmeden, mınldana-
rak katılmasının yolu neden bulunamıyordu?
Bir dakikalık saygı duruşunu bile yapamayacak ka-
dar ilkel olan seyirci, hangi hakla kendisini temsil eden
takımdan gelişmiş bir futbol bekleyebilirdi ki?
Sahaya yabancı madde atmamayı ögrenememiş
bir toplumun takımından ne beklenebilirdi ki?
Bütün bunlan gördükten sonra, yenilgiye hiç üzül-
mediğimi, hatta kahkahayla güldüğümü söylemeli-
yim.
Hani bir laf vardır, "Kenanna bak bezini ai/anasına
bakkızını al" diye. Işte bizimki de o misal; "Seyircisine
bak/sonucunu al".
asirmen « cumhuriyet.com.tr
Sarıgül'ün disipline sevki
•• •
Oymen: Iddialun
görmezden gelemezdikORDU(Cumhuriyet)
- CHP Genel Başkan
Yardımcısı Onur Öy-
men, yolsuzluk yaptığı
iddıalanyla parti disiplin
kuruluna sevk edilen Şiş-
li Belediye Başkanı
Mustafa Sartgül hakkın-
da yeni belgelerin orta-
ya çıktığını söyledı. Öy-
men, "Bunlan görme-
mezlikten gelmek asu-
nua inkâretmekanbmı-
nageUrdTdedı.
Ordu'da CHP il bına-
sındabasın toplantısı dü-
zenleyen Oymen, San-
gül'ün disiplin kurulu-
na sevk edılmesınin al-
tında sıyası faalıyetleri-
nin yatmadığını savun-
du. Oymen şöylekonuş-
tu: "Hem İçişleriBakan-
bğu hem parti müfettiş-
lerinden oluşan komis-
yon ciddi olan iddialar
konusundabirrapor ha-
zıriadı Eğer SangüTün
vobuziuklannagözyuın-
saydık bize 'Hükümeti
eleştinyorsunuz, eksik-
liklerini söylüyorsunuz
ama kendi insanınızın
olumsuzluğu olduğun-
da üstünü örtüyorsunuz'
demeyecekler miydi?
Partimüfetnşlerirnizİçiş-
leriBakanhğı müfettişle-
rininbulamadıgıbazıbd-
gelere de lüaşmıştır. tn-
celedik ve ciddi iddialar
olduğunu gördük"
Mersin mitingine 30 bini aşkın kişi katıldı, CHP bayraklannın dalgalandığı alanda Baykal'a tepki vardı
Sangül sandıkistediNAZMt AKDAĞ / ABÎDtN YAĞMUR
MERSİN -Mersin'de yaklaşık 30 bıni
aşkın kişiye seslenen Şişli Belediye Baş-
kanı Mustafa Sangül, CHP Genel Baş-
kanı Deniz BaykaJla kurultayda hesapla-
şacağını belııîerek "Sayın Baykal gücün
y«tiyorsa,viireğnıvarsa,deınokra$iyeina-
nıyorsan ya herro ya merro" dedi. San-
gül, noter huzurunda il merkezlerinde
kurulacak sandıkJarda CHP Genel Baş-
kanı'nın kim olacağının halka sorulma-
sını da önerdi.
CHP'den ihraç istemiyle yüksek disip-
lin kuruluna sevk edilen Şişli Belediye
Başkanı Mustafa Sangül'ün merakla bek-
lenen Mersin mitıngi, dün Metropol Mi-
ting Alanı'nda yaklaşık 30 bini aşkın ki-
şinin katılımıyla gerçekleşti. Mitinge Mer-
sin ve ılçelerinin yanı sıra Mardin, Hatay,
Adana, Adıyaman. Antalya. Çorum, Yoz-
gat. Kocaeli, Bitlıs, Kahramanmaraş ve
Şanlıurfa'dan çok sayıda partili katıldı.
Mitinge CHP mıllefvekıLlen SefaSirmen,
Muharrem Toprak,AhmetGüryüz Keten-
ci, Zfibeyir Amber. Hasan Aydln. Muzaf-
fer Kurrulmuşoğlu, Mehmet Tomanbay,
0
doğan Kaplan,HüseyinÖzcan,Ersoy Bu-
hıt, Türan Tüysüz, Vedat Melik, Muhar-
rem Eskiyapan. Nejat Bekkr, İsnıail De-
ğerli, Feridun Ayvazoglu'nun yanı sıra
Onur Kumbaracıbaşı, Sabri Ergul ve Ad-
nan Keskin'in de aralannda bulunduğu 17
eski milletvekıli katıldı
•CHP halktan koparılamaz'
Sıyasette ve ekonomıde yeni kurallarya-
ratmak için yola çıktıklannı belirten Sa-
ngül, "BizJer bu ülkenin Türkleri, Kürt-
leri, Lazlan, Alevileri Sünnileri, Runıla-
nyız. Bizbu vatanın insanL Türkiye Cum-
huriyeti'nin >urttaşı\ız. Banş içinde kar-
deşçe yaşamak istiyoruz" diye konuştu.
Koltuğa sanlanlann halk hareketinden
rahatsız olduğunu ıfade eden Sangül şun-
lan söyledi "Bizekarşı yapılan karalama
kampanyası halkın duvanna çarpü.Bana
yönelik karalamalann başka yerierden
gebnesini beklerdim. Ama yıllarca yol ar-
kadaşhğı yapbğımız kişilerden bekîemez-
dim. CHP yönetimi bana karşı harcadığı
enerjiyi AKP'ye karşı harcasay dı bugün
iktidarohırduk. İktidarianuğrunaevlat-
lannı feda eden sultanlar devrinin Cum-
huriyetle birh'kte kapandığını sanıyordum.
Mustafa Kemal *in partisi suhanlann par-
tisi olamaz. Diktatöıierin partisi olamazT
CHP Genel Sekreteri Önder Sav'ın, mi-
tingde CHP bayraklannın kullanılmama-
sı için Mersin Valiliği'ne yazı yazdığını
anımsatan Sangül. "Alnokhalkmdır.CHP
bayTağını taşunak için CHP'de kayıtfa üye
ohnak gerekmez. Onemli olan o bayrağı
düşürmemek. Şimdi o sandıklardan alıp
CHPbayragını Ankara'da Başbakanfak'ın
burçlanna dikeceğjz" dedi.
Sosyal demokratlann 54 yıldır süren
iktidar özleminı sona erdirmek için yola
çıktıklannı vurgulayan Sangül, "Parti
içindedemokrasiuygulayamayanlar. ülke-
dedemokrasiyi nasü uygulayBcaklar? Bay-
kal'm köhnemiş ağıı toplan. baronlan be-
niyohımdandöndüremez" diye konuştu.
Halk. Baykal derse slzlnlevlm'
Dünyanın en büyük demokratik örgü-
tünü yaratmayı hedeflediklerini anlatan
Sangül şöyle devam etti: "Sayjn Baykal
sen korktun, çelondin. Altan Ö>men gi-
bi, Murat Karayalçın gibi değerleri ke-
narda bırakün. Ben sos>al demokratlann
alacağı en yüksek oyıı vaat edi\ orum. Bu
tşin sonu yok. Saym Ba\kalyahern)ya mer-
ro. Gücün \arsa, yüregin varsa, demok-
rasiye inamyorsan ya herroya merro, kaç-
tiğın yere kadar seni ko\ala>acağım. Ku-
rultayda hesap soracağım. Baykal'a öne-
rim şudur. Tarâfsız noterierhuzurunda şe-
hir merkezlerinde sandık kuralım. Halİa-
tnızBaykal diyorsa ben de si/ink\im. Ama
halkımız aksini söylerse gereğini yapın."
IZLENtM
CHP kendi
seçmenini de
atacak
AYŞEYILDIRIM
CÜLÜ DALINDAN KOPARTAMAYACAKLAR - Sangül'ün Mersin nüüngi on binlerin
kaühmıyla gerçekleşti. Miting alanı da Baykal'a yönelik tepkileri dfle getiren afişlerle doluydu: "Parti
içi diktatöriüğe son", "Denizler aktu geçti, kurudu vakti", "Gülü dahndan kopartamayacaklar",
"Tayyip-Baykal el ele, Sosyal demokratlar Sangül'e", "Türkiye'yi ve Antafya'yı AKP'ye testim eden
Baykal, partiyi bize bffak", "Halk gider Mersin'e, Baykal gider tersine". (Fotoğraf: AA)
Avrupalı sosyalistler, CHP yönetiminin Sangül kararmdan rahatsız
6
Yargıkaraıı olmah9
A\TIAN ŞtMŞEK
ANKARA - CHP yönetiminin Şişli Belediye
Başkanı Mustafa SanguTü kesin ihraç istemiyle
disipline sevk etmesi, Avrupalı
sosyalistler tarafından da incelemeye
alındı. Avrupa Parlamentosu (AP)
Sosyalist Grup Başkanı Martin
Schulz un. hafta başında Ankara'ya
yapacağı ziyaret öncesinde CHP
Merkez Yürütme Kurulu'nun Sangül
raporunu ekibine incelettiği öğrenildi.
Schulz'a yakın kaynaklar, yargı karan
olmadan Sangül'ün partiden ihraç
edilmek istenmesinin Avrupalı sosyal
demokrat partilerin pratiğinde
olmayan bir uygulama olduğunu ve
hoşnutsuzluk yarartığuıı kaydettiler. Avrupa
Parlamentosu Sosyalist Grup Başkanı Martin
Schulz, salı günü beraberinde geniş bir parlamenter
heyetiyle Ankara'ya geliyor. AB"nin Türkiye ile
• Avrupa
Parlamentosu
Sosyalist Grup
Başkanı Martin
Schulz, Türkiye
ziyaretinden önce
CHP Genel
Merkezi'nin Sangül
raporunu inceletti.
üyelik müzakerelerine geçme konusunda karar
alacağı 17 Aralık zirvesi öncesinde Ankara'yı
ziyaret edecek olan sosyalistler, Türkiye ile
müzakerelerin başlamasına desteklerini
açıklayacaklar. Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan tarafından kabul
edecek olan Schulz'un Ankara
temaslannın önemli bir diğer ayağını
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile
görüşme oluşturacak. Schulz'a yakın
kaynakJar, Türkiye'de iktidarda
görmek istedikleri CHP'nin içınde
yaşanan tartışmalan yakından
izlediklerini belirtirken Sangül
olayının rahatsızhğa neden olduğAınu
kaydettiler. Belediye başkanlan
hakkında çok çeşıtli ıddialann ortaya
atılabildiğine işaret eden kaynaklar. bunlara ilişkın
bir yargı karan olmadan partiden kesin ihraç
istenmesinin Avrupah sosyal demokratlann
anlayışına ve pratiğine uygun olmadığını kaydettiler.
MERSİN -CHP Genel Merkezi'nin ya-
sak girişimi ters tepti, Mersin'de CHP'li
seçmen "inadına' altı oklu parti bayrağı-
nı dalgalandırdı. Biryandan da herkes bir-
birine sonıyordu; "Bizi de ihraç ederler
mi?"
Günlerdir beklenen Mersin mitingine,
§işli Belediye Başkanı Mustafa Sangül'ün
kendisine yönelik yolsuzluk ıddialanna
vereceği yanıttan çok, genel merkezin ya-
saklama girişimi damgasını vurdu. Istan-
bul'dan bazı muhalıf milletvekilleriyle bir-
likte Adana'ya giden Sangürün eşı Ay-
lin Kotil Sangül de yakasına büyük bir al-
tı ok bayrağı takmıştı.
'Bana daha vasak gelmedi'
Aylin Kotıl Sangül, "Sirideatnıasmlar"
diyenlere
u
BanadahayasakgdmedL Ama
isterlerse atsınlar, atana kadar takacağun"
yanıtını veriyordu. 19 muhalif mılletveki-
lı, eski ve yeni mılletvekilleri ve belediye
başkanlan, yakalannda CHP rozetleriyle
Mersin'deydıler. Şanlıurfa'dan. Burdur'dan,
Fatsa'dan, Mardin'den on bınlerce CHP'li
meydanı doldurmuştu. Baykal ve ekibinin
partiden uzaklaştırmaya çalıştığı muha-
lefet hareketinin, -yolsuzluk dosyasT ve
"yasaldar" nedeniyle daha da güçlendiği-
ni gösteriyordu alan.
Mustafa Sangül de bu konudaki yo-
rumlara, "Kamuoyu araştirmacılan da
milyonlarca dolar\ersc> din bö\1e bir kam-
panya yapamazdın djyorlar" diyerek des-
tek venyordu. Muhalıf milktvekillerin-
den AhmetGüryüzKetenci, "Siayineata-
caklar" diyenlere "Siyasetin üç ayağıvar-
du-; söylem, gözlem, e\ lenı. Biz gözlem ya-
pıyoruz. Neye dayandu*arak disipline ve-
recekler bibnhorum. Bizyenipartikurma-
yacağızvepartünizdendegitmeyeceğiz. O
gidecek. Böyle bir adamın nasıl olup da 25
yıldır Türkiye siyasetinde yer aldığuu an-
layanuyorum" diyerek Baykal'a olan tep-
kisini dile getiriyordu.
Muzaffer Kurtulmuşoğhı da "köprüle-
ri çoktan atnğmı" belirterek disiplin ve
ihraç cezalanndan çekınmediğini açık açık
ifade ediyordu. Kurtulmuşoğlu, "Bizaül-
maktan korkmuyoruz. Parti yönetimin-
deki bazı arkadaşlar korkuyor. Eğer par-
tiden aynhrsak aç kahnz diye bakıyoriar."
diyordu.
Köroğlu' türküsüvle geldi
Adana Havaalanf nda Sangül ve yarun-
dakilen karşılayanlar arasındayer alan es-
ki DÎSK. Genel Başkanı ve eski milletve-
kili Rıdvan Budak da "Zar zor partiye
üye olduk, yine atacaklar" diyerek yasak
girişimini eleştiriyordu. Adana Havaala-
nı'nda coşkulu bir törenle karşılanan Sa-
ngül, yasak nedeniyle eline CHP bayrağı
yerine Türk bayrağı alarak topluluğu se-
lamladı.
"Benden zorla bir Köroğlu yaratacak-
lar" diyen Sangül, miting meydaruna da
"Köroğlu'' türküsüyle girdi. Mitingin su-
nuculuğunu yapan MesutMertcan da Bay-
kal'ın artık gitmesi gerektığını söylüyor-
du: "CHP'yiAtatürkkurdu.Onunilkeleri
alti okoldu. Ama şimdi o oklar tekerteker
yüreğimize saplamyor. Yıllardır 'Baykal'
dedik, ama Hep kal" demedik. Baykal
gjdecek, Sangül gelecek."
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Felluce'de camideki yaralıyı öldü-
ren ABD askerinin görüntüsü bir te-
sadüf olabilir miydi? Geçen gün bir ga-
zeteci arkadaşımız (Doğan Tılıç, Bir-
gün gazetesi), Felluce'deki olaylar ko-
nusunda şöyle bir hesap yapmıştı:
"Resmi açıklamalara göre ölen ABD
askeri 40 civarında, yaralı sayısı ise
300. Amerikalılar söz konusu olunca,
yaralı sayısı ölü sayısının ortalama 5
misli oluyor. öyleyse 1600 direnişçi-
nin ötdürüldüğü Felluce'de 4 bin ka-
dar yaralı nerede?"
Doğan'ın dikkat çektiği gerçek, ca-
mide kafasına kurşun sıkılan yaralı
olayında ortaya çıkıyor. Yani ABD'Iİ-
leryaralılan öldürüyorlar. Bunu bütün
dünya biliyor. Tabii, ABD işgaline öf-
ke duyan fslam dünyası da bunlan bi-
liyor ve görüyor. Bu görüntüler, Islam
dünyasında derin travmalara neden
oluyor. Bunları seyreden o dünyadan
gelecek şiddet tepkilerini, işte bu tab-
lo içinde anlamak gerekiyor.
Ingilizlerin ünlü Guardian gazetesi,
Gilles Keppel'in yeni kitabından alın-
tılar yapan bir makale yayımladı. Si-
îslamiyet ve Avrupa
mon Tisdall imzalı makale, "Cihadın
3. aşaması başladı" saptamasına dik-
kat çekiyor. Bu makalede cihadın 3.
aşaması olarak gösterilen yer Avrupa.
Avrupa'daki Müslüman azınlıklann
şimdi yeni hedef olduğu söyteniyor.
Keppel'in, kitabında şunlan yazdığı
aktanlıyor: "Bundan böyle savaşlar
Filistin'de, Irak'ta değil, Londra, Pa-
ris ve diğerAvrupa kentlehnin mümin
varoşlannda verilecek."
Tabii bu tahlil, sıradan bir kişinin
tahlili değil. islam dünyasını iyi tanı-
yan Batılı bir gazetecinin saptama-
ları. Zaten söylediklerini doğrulaya-
cak bir dizi olayı da yaşıyoruz. Hol-
landa'da sinemacı Theo van
Gogh'un öldünülmesiyle başlayan
olaylann hızla yaygınlaşması ve Müs-
lüman topluluklan hedef alması kor-
ku verici. Hollanda gibi, gelişmiş, si-
vil toplumun güçlü olduğu, uygar bir
ülkede olanlan görünce "Ya diğer ül-
kelerde neler olabilir" sorusu gün-
deme geliyor.
Alman Yeşiller Partisi'nden Hans
Christian Ströble'nin, Müslümanla-
nn resmi bayram günlerinde tatil yap-
malannı önermesi de Avrupa içinde-
ki arayışlan ve tartışmalan gözler önü-
ne seriyor. Almanya'da 3 milyondan
fazla Müslüman yaşıyor. Fransa'da
da oldukçayüksek oranda Müslüma-
nın olduğunu biliyoruz. Kıtanın büyük
ülkelerinin hepsinde ciddi bir Müslü-
man kitle yaşıyor.
Felluce'deki görüntülerin onlan et-
kilemediği söylenebilir mi? Avrupa ül-
kelerindeki Müslümanlar arasında tıp-
kı Irak'ta ya da Filistin'de olduğu gibi
şiddete eğilimli birdüşüncenin geliş-
mediği söylenebilir mi? Işte Ispan-
ya'da olanlar... Işte Hollanda'daki ci-
nayet... Avrupa'daki Müslüman top-
lulukları, Avrupalılarla pek iç içe yaşa-
mıyorlar. Kültürfarklılıklan, yoksulluk,
eğitimsizlik, onları kendi içlerine ka-
panık hale getiriyor. Avrupa'nın yok-
sul semtlerinde Müslüman gettolan
oluşuyor.
Müslümanlar, Avrupa'nın alt sınrfla-
rını oluşturuyorlar. Avrupa'da yaşa-
dıklan toplumlarla diyalog kuramasa-
lar da, onlara öfkelenseler de, islami-
yet adına yapılan terör eylemlerini
onaylamıyorlar, bundan korku duyu-
yorlar. Çünkü biliyorlar ki islamiyet
adına yapılan terör, sonunda gelip on-
lan vuracak. Hollanda'dayaşananlar
bunun kanrtı.
• • •
Şurası da bir gerçek ki Filistin ve
Irak'taki olaylar bu şekilde devam
ederse Avrupa'da yaşayan Müslü-
manlann yaşamı daha da zoriaşacak.
Gilles Keppel'in kitabını okumadım, an-
cak yaptığı saptama önemli, terör Av-
rupa'ya sıçrayabilir ya da sıçratılabi-
lir. Aslında Avrupa'daki birçok siyaset-
çi bu tehlikenin farkında. Geçen yıl
Almanya hükümetinin davetiyle bir
grup akademisyen, gazeteci, araştır-
macı Almanya'daki dini kurumlan zi-
yaret etmiştik. Alman yetkililer, başör-
tüsü dahil Müslüman toplumunun so-
runlanna daha ciddi eğilmeye karar
vermişlerdi. Bu konuda özel daireler
oluştuımuşlar, uzmanlar görevlendir-
mişlerdi.
Hollanda'da olaylann büyümesi üze-
rine, basına bazı yasaklann getirile-
ceğinden söz ediliyor. Hollanda Ada-
let Bakanhğı, 1932 yılında haztrlanan
"nefret ve kin dolu" yayınlara yasak
getiren ve "küfür yasası" olarak bili-
nen yasanın yeniden yürüriüğe girme-
si çahşmalannı başlattığını açıkladı.
• • •
Sonuç olarak Felluce'de olanlar ora-
da kalmıyor, bütün insanlığın vicda-
nında derin yaralar açıyor. Bush'un ye-
niden seçilmesiyle başlayan süreç,
bütün dünyayı olduğu gibi Avrupa'yı
da tehdit ediyor. Dünya, bir önemli
hesaplaşma içine daha giriyor. Ya
Bush ve adamlarının istediği olacak
ve dünya savaş ortamına sürüklenecek
ya da banş isteyen güçler bu belanın
üstesinden gelecekler.