Katalog

Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET YAKFI admaİLHANSELÇUK Genel Yavm Yönetmeni: İbrahim Yıldız 9 Yazıişleri Müdürii: SaKm Alpasbn#Sorumlu Müdür Mehmet Sucu • Haber Merkezi Müdürii: Hakan Kara -I- ktıhbarat. Ceugiz Yıldırım • Ekonomı: Hasan Eriş 9 Kültür: Egemen Berköz 9 Spor Ab- dülkadir Yücelman 0 Makaleler: Sami Ka- raören • Düzeltme: Abdullab Yazıcı # Bıl- gı-Belge. Edibe Buğra 6 Yurt Haberlerı. Meh- raet Faraç 9 A\rupa Temsılcısı. Güra\ Öz Ya\ın Kurulu tlhan Selçuk (Başkan). Erare Kongar (Da- nışman).Orhan Erinç, Hikmet Çetinka>a, Şükran Soner, tb- rahim Yüdız, Orhan Bursalı, Mustafa Balba\, Hakan Kara. \nkara Temsılcısı Mustafa Balbay AtaturkBuKan \'o 125,Kat4. Bakanlıklar Tel 4195020 Phat). Faks-419502 7 ©tzmırTems)\cısı SerdarKızık.H ZışaBK 1352 S 2? Tel 4411220. Faks 4418^45 • \dana Temsılcısı Çetin > iğenoğlu. tnönü Cd 119S No 1 1. Tel 363 12 11,Faks 363 12 15 AntahaTemsılcısı. AhmetOruçoğlu Cumhunvet Cad 80 5 Tel 0242 248005" 1 Fa.x 2430509 • MüesseseMü- • Cumhurijet RekJam: dürü Erol Erkut •Genel Mudur Özkm A>den • Bılgı Işiem # Genei Müdur Yardımcısı \hmet Korulsan Semra'^ ancı Tel (0212)512 • Satış Fazilet 41 19-512 4S 30-512 47 78 Kuza Fa\ ıU212ı513 \«\ıml»)llı:'leıu(julıHat«\jjrMBaMn t \a'.uxık-\S Fjıioujı t a d îu4 (açıloglu "U1 --4 UynhJ PK Z * ^ıdeu J + l j M a Itr! ı ı2i:ı<12 ı s ı • û j t o l Faio l O 2 ı - ; Vavgm sürdıya\ın Bada: Medczüazae Der^ı Baym'uvınulıkSin \eTıc \ > faEtAiah liasar. Ba>nCadSaman«&raKanallst3nbui Dagjtım' Meriez Dağmm Pazariama Saa \c Tı*. 21KASIM2004 lmsak 5.21 Güneş:6 52 Ögle. 115" tkmdı 14 26 Akşaml6S0 Yaısı: 18.14 Hayatı renklendipen figürler Kuzey Kore'nin başkenti Pyongyang'ın Moranbang Sirki'nde çalışan akrobatlar, dağlık bir bölge olan Kosong'daki Kumgang kasabasında ip ve çemberie hünerlerini sergiliyor. Turneye çıktıklannda bu bölgeye de uğrayan sirk çalışanları Kuzey Kore'nin ulaşımı ve yaşam şartları zor olan kasabada yaşayanların monoton yaşamlanna renk katıyor. Ancak görünen o ki gelecekte bu adı fazla anılmayan Kosong bölgesi daha da çok şenlenecek ve ülkenin önemli merkezlerinden biri haline gelecek. Çünkü komşu ülke Güney Kore'nin dev şirketlerinden Hyundai burada golf kursu açmayı planlıyor. (AP) Kökhücre nakli ayağa kaldırdı • RIO DE JANEIRO (AA) - Beyın kanaması sonucu felç olan ve konuşamaz hale gelen Brezilyalı kadın. beynine kökhücre nakledilmesinden 17 gün sonra ayağa kalkıp konuştu. Rio de Janeiro'daki Pro-Cardiaco Hastanesı Müdürii Hans Fernando Dohmann, Brezilya'da ilk kez denedikleri bu yöntemin, kökhücrelerin damar hastalıklanndan mustarip kişilenn tedavısınde kullanılabileceğinı gösterdiğını bildirdi. Bir tek hastada elde edilen başannın, aynı sonucun diğer hastalarda da alınacağı anlamına gelmedığini belirten Dohmann, "Ancak damar hastalıklannm tedavısi araştırmalannda yepyeni bir döneme girdiğimizi söylemeliyim" diye konuştu. Son günlerde sıkça öksürüyorsanız, nefesiniz daralıyorsa, sigara da içiyorsanız doktora başvurun Yaşam içinbir solukŞULE KÖKTÜRK Kronik obrüktıf akciğer hastahğı (KOAH) dün- yada öldüren hastahklar arasında dördüncü sırada yer alıyor. Hava yollannı daraltan ilerleyici bir ak- ciğer hastahğı olan KOAH, 40 yaş üstü her 100 ye- tişkinden 15'inin yaşamını etkıliyor. Uzmanlar, KOAH'a yakalananlann sayısırun gün geçtıkçe arttığı uynsında bulunarak önlenebilir bır hastalık olan KOAH'tan. doktora gidilmemesi ne- denıyle yılda 450 milyon kişinin öldüğünü belirti- yorlar. KOAH'ye karşı Küresel Gırişim Grubu (GOLD) tarafından organize edilen 17 Kasım Dünya KO- AH Günü nedeniyle dünyanın 50'den fazla ülke- sinde ve Türkiye'de gerçekleştirilen etkinliklerde halkın hastalık hakkında bılinçlendirilmesi hedef- leniyor. ERKEN TANI ÖNEMLİ Toraks Derneği, Türk Tabipleri Birliği ve Sağ- lık Bakanlığı'nın yayımladığı ortak bildiride tanı konulmadığı içın dünyada 450 milyon, Türkiye'de de 4.5 milyon KOAH'li hastanın bu olanaklardan yararlanamadan öldüğü açıklandı. Bildinde "40 yaş üstü sigara içieüer, tozlu dumanlı işyerlerinde ça- hşanlar.\emekpişirmeve ısınma amacıyla odua, te- zek, kurutuimuş bitki atıklan kullanan kişüer, uzun yülardır öksürük, balgam ve yonıcu hareketlerde nefes darhğı çeken kişilerde KOAH bulunabilir ve bu kişilerin sağlık kuruluşuna giderek bash bir so- lunum testi yapürmalan gerekir. Böylece hastalık erken dönemde teşhis edilirse, durdurulabilir ve hastalaryaşamlannıngeri kalanını sıkmüsız olarak geçirebilirler" denildı. GOLD Grubu, KOAH gelişme riski altında bu- lunan kışilenn erken teşhis edilebilmeleri içın "Ya- şam İçin Nefes Anketi" geliştirdi. Uzmanlar, bu an- kette sorulan 5 sorudan 3'üne evet yanıtı verenle- rin en kısa zamanda hekime başMirmalarıru istiyor. UÇoğu günlerde pek çok kez öksürdüğünüz oluyor mu° 2) Çoğu günlerde balgam çıkanyor musunuz? 3) Nefesiniz yaşıtlannıza göre daha kolay rru da- ralır 0 4) 40 yaşından bü>oik müsünüz? 5) Sıgara ıçtiniz mi ya da halen içiyor musunuz? Objektifin arkasında bîr Türk H er yıl merakla beklenen Pirelli Tak- vimi hazır. 2005 takviminde yine ün- lü modellerle çalışan Pirelli bu yıl me- kan olarak Brezilya'nın başkenti Rio de Janerio'yu seçti. Ünlü modelleri fotoğraflamak da ünlü Fransız fo- toğrafçı Patrick Demarchelier'e düş- tü. Pirelli'nin 2006 takvimi ise iki ye- nilikle çıkacak. Takvimin çekimleri- ni dünyaca ünlü fotoğrafçı Mert Alaş yapacak. Ingiliz meslektaşı Marcus Piggot ile objektif arkastna geçecek olan 33 yaşındaki Türk fotoğrafçı, Londra'da 'Yılın Moda Fotoğrafçısı' ödülünü almıştı. Takvimdeki ikinci yenilik çalışılan modellerin yaş orta- lamasının yükselmesi. Önümüzdeki yılın takviminde 40 yaşını aşmış ka- dınlar objektif karşısına geçecek: Catherine Deneuve, Sofla Loren, Ma- donna, Sharon Stone gibi... Istanbul'da doğan Mert Alaş (yanda) 1994'ten beri Londra'da yaşıyor. Marcus Piggot ile ortak çalışan Alaş, ünlü isimleri fotoğrafladı. SEZER: ÇOCUKLARA YARDIM ELİ UZATIN ANKARA (Cumhuriyet) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer. yoğun nüfijs artışı, göç ve ışsizlik sorun- lan çözükneden, sokaklarda yaşayan ve çalıştınlan ço- cukJann sorunlannın çözülemeyeceğinin göz önünde bulundurulması gerektiğini belirterek "Tüm yurttaş- lanmızı, güveıüi, mutiu ve huzuriu bir gelecek için söz konusuçocuklanmıza>ardım eBuzatma> a çağımoruz'" dedi. Sezer, Dünya Çocuk Haklan Günü dolayısıyla ya- yımladığı mesajda, gülen yüzlen, parlayan gözleri, sevgiye açık yüreklen ile çocuklann. toplumlann or- tak umudu, aydınhk yannlann güvencesi, banşın, sev- ginin ve kardeşliğin temsilcileri olduğunu belirttı. Her toplumun çocuklanna sahip çıkmak, onlan ya- şama en iyı biçimde hazırlamak zorunda olduğuna işaret eden Sezer, çocuklann korunmasının, gele- ceğin sağlam temeller üzerinde yükselmesinin tek koşulu olduğunu bildirdi. KLONLAMA İÇİN KARAR CIKMÂDI NEW YORK (AA) - Yaklaşık bir yıldır Bırleş- miş Milletler (BM) çatısı altında ateşli tartışmala- ra ve müzakerelere neden olan "klonlama" ko- nusunda önceki gün yapılan kritik toplantıda bir karara vanlamadı. Muhalif iki teklifi destekleyen taraflar. bir uz- laşmaya \ r armak üzere şubat ayında yeniden top- lanmaya karar verdiler. Toplantıda, destekçileri arasmda ABD'nin de bu- lunduğu klonlamanın hangi amaçla olursa olsun yasaklanmasmı öngören Kosta Rıka teklıfiyle, bu konuda üç farklı seçenek içermekJe birlikte esas itibanyla çoğaltma amaçh klonlamayı yasaklayan. ancak tedavi ve bilimsel araştırma amaçh ldonla- maya yeşil ışık yakan Belçika'nm teklifi arasında bir uzlaşı zemini bulunabilmesi için şimdilik ko- nunun rafa kaldınldığı kaydedildi. AL GÖZÜ1VI SETREYLE/IŞILÖZGENTÜRK Kadın olmaktan utandığım anlar Hepiniz benim belgesellere, hele de hayvan yaşamlarını an- latan belgesellere ne kadar me- rakJı olduğumu bilirsiniz. Bun- lan sadece seyretmekle kalmam, hayatıma ve hayatımıza dair fev- kalade ilginç (!) fikirler üreti- rim. Geçenlerde izlediğim bir belgeselden sonra, birazdan an- latacağım, kadınlar ve kadınlık konusunda çok net fikırlere var- mıştım. Belgesel şöyleydi: Bir aslan ailesi, dişi yeni doğum yapmış, o güzelim aslan ya\Tulan daha mınl mınl, gözleri bile açıhna- mış. Ama anne aslan çok telaş- lı, çok ürkek, sürekli ileride bir yerlere bakıyor. Güneş de battı batacak... Kamera bir süre son- ra anne aslanın sürekli baktığı ye- re çevriliyor, görüntüde erkek aslan, sinirli sinırlı dolaşıp duru- yor. Garip bir durum, havada adeta bir kan kokusu var. Çok geçmiyor. erkek aslan ye- ni doğum yapmış yorgun dişı as- lamn korumaya çalıştığı, evet. babalanndan korumaya çalıştı- ğı yavrulara doğru hamle yapı- yor. Dişi aslan delırmiş gibı, gü- cünü toplayıp babanın hamlesi- ni kahramanea karşılıyor, baba geri çekiliyor. Evet, bu baba, bu erkek aslan -h ataklanndan vazgeçmek niye- tinde değil. hazırdaki kolay avı bırakmak niyetinde değil. Sal- dınlanndan vazgeçmiyor, o sı- rada güneş batıyor ve Afrika sa- vanlarına aniden gece iniyor. Karanlıkta erkek ve dişi aslanm mücadelesi de\am ediyor. Bu arada bana fena- lıklar geliyor. kı- zıyorum. çekim ekibi neden mü- dahale etmiyor, yavrulan kurtar- mak ellerindey- ken ne bekJiyor- lar? Bırden akJı- ma geliyor, doğal yaşam belgesel- lerini çekenler olaya asla müda- hale etmiyorlar, ne kadar vahşi ve ne kadar eşit olmayan bir du- rum olsa da. Sonuçta erkek aslan iki yavru- yu da kapıyor, afiyetle midesi- ne ındınyor ve dişı aslan saba- ha kadar. gecenin ıssızlığında ya\Tulanna ağıt yakıyor. Dişi aslanın yaktığı ağıtı unut- mam olanaksız. Ne kadar insan kardeşlerine benziyor. Onun ağı- tı benim aklıma, Irak'ta, Filis- tin'de, Türkiye'de haksız ölüm- ler için yakılan ağıtlan getiriyor ve kendi kendıme esaslı bir ka- rar veriyorum. Her türde dişiler farklıdrr. Onlarhayatı devam et- tirirler ve şefkat, yaşatma isteği onlara ait bir duygudur. Kadın- lardan savaşçı fılan olmaz! Sen misin bu karan veren. san- ki benim bu karanmı boşa çı- karmak için, yepyeni bir ka- dın türü, bütün dünyanın karşı- sına çıkıyor. Kimdensözetti- ğimi anladınız herhalde... Con- doleezza Rice, Amerika'nın ye- nı Dışişleri Ba- kanı. Silah şir- ketlerininbirnu- marah danışmanı, cabbar ve acı- masızbir kara kadın! Onun bir dâhi olduğu söyleni- yor; 15 yaşındaüniversiteye baş- ladığı sürekli dillerde dolaşıyor ve bu kadın, tek amaçlan üret- tikleri silahlan dost düşman her- kese satmak olan silah şirketle- rinın desteğini adeta kahraman- ea taşıyor. Sadece göğsüne si- lah şirketlennin ona ödediği do- larlan asmamış o kadar! Onu izledikçe, hakkında söy- lenenleri okudukça benim teon çürümeye devam ediyor. Demek ki. iktidann ve gücün cinsiyeti yok! Bir kadın, bir dişi, Irakta so- kaklarda yatan çocuk ölülerden nasıl etkilenmez? Göğüslerinin ucu nasıl ağnmaz. Rahmi nasıl kasıhnaz. bunu gerçekten anla- mam olanaksız. Gözlerimi kapatıp dişiliğin bu en önemli özelliğinin nasıl kay- bedildiğini düşünmeye çahşıyo- rum. Güç ve iktidar nasıl bir olay ki. kadınlığın genlerini bile de- ğiştirebiliyor. Koruma. se\-me, şefkat gibi duygulan yok edi- yor. Bunun çok karmaşık bir ne- deni olmalı... Yüzyıllann en bü- yük yazan Shakespeare bile bu karmaşık yapıyı çözememiş ama, oyunlannda tüm çıplakhğıyla ortaya koymuş. Ne kadar karmaşık olursa ol- sun, kadınlığuı bu haline benim ıtırazım var ve galiba bunun bir eğitımi olmalı. Bir şeyleryapma- lıyız, güç ve iktidar duygusunun çekiciliğine karşı yaratmarun ve yaşatmanın daha görkemli, da- ha coşkulu olduğunu yaşam bo- yu savunabıliriz. Bize en çok ya- kışanın bu olduğunu öğrenebi- liriz, öğretebıliriz. Tüm iliş- kilerimizde. tüm yaşamımızda. Isilozgenturkifl superonhııexom