Katalog

13 KASIM 2004 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOM ekonomi(n cumhuriyet.com.tr 13 Yiğit, Evcil, Kefeli, Kocabaş ve Garipoğlu'na 'çete' ve 'ihaleye fesat' suçlanndan hapis cezası verildi Türkbankdavası sonuçlandı• Kararda Alaattin Çakı- cı'nın, ihalenin Korkmaz Yiğit'e verilmesi için ça- lıştığı belirtildi. İhaleye katılacak fırmalann tehdit edildiği, Garipoğlıf nun da anlaşma gereği en düşük fiyatı verdiği vurgulandı. ECEVİTKILIÇ Yılmaz hükümetinın düşmesi- ne neden olan Türkbank davası sonuçlandı Korkmaz YığitHay- yam Garipoğlu, Erol Evcil, Mus- tafa Kefeii ve eskı milletvekili Mehmet Kocabaş. 1 yıl 7 ay ile 3 yıl 9 ay arasında değışen hapıs cezalanna çarptınldı. MlT'çi Ya- vuz Ataç'ın aralannda bulundu- ğu 5 saruğın ise delil yetersizli- ğinden beraatına karar verildi. tstanbul 7. Ağır Ceza Mahke- mesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz yargılanan sanıklardan Korkmaz Yiğit ile Yavuz Ataç katıldı. Du- ruşmada söz alan Erol Evcil ve- kili Av. Kemal Kumkumoğtu, mafya lıderi Alaattin ÇaJacı'run Türkiye'de olması nedeniyle din- lenmesini talep etti. Mustafa Ke- feli vekili Av OmerKöker'in de, eskı Başbakan Mesut Yılmaz ın da yargılandığı Anayasa Mahke- mesi'nde görülen davanın dos- yasıyla birleştirilmesı istemi red- dedildi. Mahkeme heyeti daha sonra karannı açıkladı. Bankanın 4 Ağustos 1998 ta- nhinde yapılan ıhalesine 5 ban- kanın kaOJdığı anımsafılan karar- da, en düşük fiyatı veren Gari- poğlu'nun anlaşma gereği ihale- den çekildiği belirtildi. Sonunda ihalenin Yiğit'e kaldığı ifade edi- len kararda, Yiğit ile Çakıcı ara- sındaki telefon kayıtlanmn ba- sında yer alması üzerine banka- nın devrinin durdurulduğu kay- dedildi. Bankanın daha önce Ev- cil ve Çakıcı tarafından satın alınmak istendiği vurgulanan ka- rarda, bankayı alamayacağını an- layan Çakıcı'nın bu kez de ihale- nin Yiğife verilmesi için çalıştı- ğı belirtildi. lihaleye katılacak olan firmalar üzerinde baskı ku- rulduğu ve tehdit edildiği ifade edilen kararda, "Sanıklar Erdo- ğan Demirören'in ihaleye kaül- mamasınıistedLÇakıcı,Ğaripoğ- lu'nun da ihaleye kaülmamasını istedL Ancak, daha sonra vanlan mutabakata göre Garipoğiu iha- leye kauldı veen düşük teklifi ver- di. Çakıcı, Garipoğlu'ndan 1 mil- yon doiar talep etti. Sanık Meh- met Kocabaş ise yurtdışında bu- hınduğu sırada Çakıcı'nın talep- lerini ilgüilere bilctirdi*' denildı. Mahkeme, heyeti, Yiğit'i "si- lahlı çeteye kaülmak" ve ''ihale- yefesatkanşürnıak" suçlanndan 3 yıl 9 ay 2 gün hapis cezasına çarptırdı. Evcil, Kefeli ve Koca- baş' ı "çete üyesi olmak" ve ''iha- leye fesat kanşbrmak" suçlann- dan 3'er yıl 9"ar ay hapse mah- kûm eden mahkeme, Ganpoğ- lu'nun da "ihaleye fesat karişür- mak" ve "çeteye vardım etmek" suçlanndan 1 yıl 7 ay hapis ile ce- zalandınlmasına hükmetti. Yiğit hakkında Beyoğlu 10. Aslıye Ce- za Mahkemesi'nce verilen para cezalannı 2 gün hapis cezasına çeviren mahkeme, Yığıt, Evcil, Kefeli, Garipoğiu ve Kocabaş'ı 4 milyon 560'ar mılyon lira para cezasına çarptırdı. Devletten özür istedi Karar verilmeden ön- ceson sözünü söyleyen Korkmaz Yiğh,"für- kiye Cıunhuriyeti'nin benim gjbi bir işada- mını katlertiğj için ba- na bir özürborcu var" dedL İhaleye tesadüfen girdiğini söyleyen Yi- ğit, hükümet görevlile- rinin güvence vermesi üzerineihaleyegirdiği- ni ifade etti. Yîğft," Hü- kümet temsileikri ba- na 'Çakıcı sorun ol- maz, Sen ihaleye gir' dediler. Bu ihaleden önce devletie hiç iş yap- mamıştım. yapmaz olaydım. Hayaüm ka- rardı" diye konuştu. Ataç: Çakıcı'yla eğitim gördüm Eskı MİT yöneticisi Yavuz Ataç, mafya lideri Alaattin Çakıcı ile 1987 yılında MİT'in yurtdışında ıhtıyaç duyduğu özel bilgilerin elde edılmesi için yapılan organizasyon sırasında amirleri tarafından tanıştınldığını söyledi. Çakıcı ile birlikte 5-6 hafta eğitim gördüklennı belirten Ataç. Çakıcı'yla birlikte başkalan adına düzenlenen belgelerle yurtdışına çıktıklannı anlattı. Türkiye'ye döndüklerinde Çakıcı'nın teslim olmasını kendisinın sağladığını savunan Ataç, Çakıcı'nın yurtdışına çıkışıyla kurumla olan ilişkinin kesılmedığıni ifade etti. G-20 ZlRVEStNE DOĞRU Türkiye'nin önemi artıyor SEVtVIERCAN BERLİN - Türkiye'nin, dünyanın en büyük 20 ekonomisinden biri oldu- ğu \wgulandi. Dünya Bankasf run eski başkan yardımcısı ve bir dönem IMF başkanlığı için adı geçen Caio Koch-VVeser, Berlın'deki G-20 toplantı- sından önce yaptığı açık- lamalarda. AB üyeliğiyle gündemde bulunan Türkı- ye ekonomisinin 20 bü- yükler ıçındekı önemine dikkat çektı. Dünyanın önde gelen 20 ülkesinden oluşan G- 20 zırvesi, 19-21 Kasım 2004 tarihlerinde Federal AJmanya'nın başkanlığın- da Berlin'de yapılacak. Zirve öncesi ayruıtılı açık- lamalarda bulunan Al- manya Maliye Bakanlığı Müsteşan Çaio Koch-We- ser, mali piyasalarda başa- nyı yakalamanın önkoşul- lannın tartışılacağı bu top- lantıda, Türkiye'deki adımlann da gündeme ge- leceğini söyledi. Koch-VVeser, şöyle ko- nuştu: "Türkiye, IMF programlan kapsamında büyük adunlaratti. Ancak önündeki ekonomik bazı sorunlar henüz ortadan kalkmış değiL Örneğin borçlannıa sorununun ya- nısrabankasistemindere- formun de\amı bunlardan baalan.Türkiye,G-20zir- vesinin önenıli ve son derece aktif bir üvesidir. Aynca AB üyeliği de gün- demde ve bu nedenle hem bizim için ve hem de G-20 için ağırhgı olan bir ülke." ÖİB'DEN, ARİF ESİN'E SERT TEPKİ: 'ERDEMİR'de fesat' iddiası yanlış ANKARA(AA)-Özel- leştirme Idaresi Başkanlı- ğı (ÖİB), 'Erdemirdanış- manlık ihalesine fesat ka- nstınldığT iddiasının, ""maksadını aşan bir ifa- deden öte, sübjektif ve ya- sal dayanaktan yoksun bir itham niteliği taşıdığuu" savundu. ÖlB'den, Rekabet Hu- kukçulan Derneği Başka- m Arif Esin'ın iddialanna ilişkin yapılan açıklama- da, Danışmanlık hizmeti alırru ıhalesinı, HC Istan- bul Menkul Değerler, Ra- iffeisen In\estment, Teki- nalp Avukatlık ve Artek Mühendislik (Alt danış- man) fırmasından oluşan konsorsiyumun kazandı- ğı hatırlatıldı. İdare tarafından yapdan danışmanlık ihalesi şart- namesinde de talep edildi- ği gibi, danışmanların de- mir çelik sektöründeki (özellikle son yıllardaki) özelleştinne deneyimleri- nin, teknik tekliflerin de- ğerlendirihnesinde önce- lıkle dikkate ahndığı ifade edıldi. Dışsatım rekor kırarken Eximbank'ın kredi desteği yüzde 10 arttınlıyor Ihracata sınırh destek Danimarka'da ulaşım grevlerle aksadı Danimarka'nın başkenti Kopen- hag'daki ha\ayolu grevi, İskandi- nav Ha\'ayoUan'nın uçuşlaruun durmasma neden oldu. Danimarkab kabin görevhlerinin çahs- ma koşuDarmm ryikştirflmesi ve maaşlannın artönlması için greve granesi, 50'den fazla nçuşun iptal edttmesine yol açarken, 2 bin 500'den fazla yoku da Kopenhag'daki havaalanmda mahsur kakü. Finlandiya'da da şoförierin baslattıgı grev, ulaşunın aksâmasma neden oMu. (Fotoğraf: AP) Telsim, Chatin paketiyle GSM'de rekabeti kızıştıracak Ayda 7.5 milyona bas konuş Ekonomi Servisi - Telsim, diğer operatörlerin 'Türkiye'de ilk' bıçiminde tanıttığı 'bas konuş' teknolojisinde 7 milyon 500 bin liraya abone olu- nabilen hizmet paketiyle rekabeti kızıştıracak. Telsim, şu anda piyasada bulunan 500 bin tele- fon modeliyle kullanılabilen ve temmuz ayında kullamma sunduğu 'Chatin'adhpaketinde 'Bas konuş' yanı sıra "resim gönderme, \i- deo kayit ile aktarma. elektronik posta, kısa mesaj" hızmetlerini de veriyor. Piyasadaki di- ğer paketlere göre düşük fiyat avantajıyla dikkat çeken Chatin'in diğer şirketlerin 'bas konuş'un- dan en önemli farklanndan biri de Telsim dışın- daki diğer bütün operatör aboneleriyle de kulla- nılabilmesi. Sistemin tanıtılması amacıyla dün Telsim Pla- V %/ Chatin'in 'bas konuş' teknolojisiyle cep telefonu bir telsiz gibi kullanılabiliyor. • Anında mesajlaşma olanağı var. • Video ve resim gönderilebilir. za'da düzenlenen toplantıda konuşan Telsim Tek- nik Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Köksaldı, 'Bas konuş' teknolojisini sunan Chatin paketinin Temmuz ayında Istanbul'da bir toplantıyla tanı- tıldığını belirterek şu anda 75 bin olan paketin abone sayısını 120 bine çıkarmayı hedefledikle- rini kaydetti. GPRS sistemine iliş- kin altyapının bulundu- ğu bütün ülkelerin ope- ratörleriyle 'Bas Ko- nuş' olanağı olduğunu belirten Köksaldı, Cha- tin'in tüketiciye sundu- ğu ucuzluğu şöyle özetledi: "Bugün Türkiye'de 1 megabaytük bir datayi göndermenin bedeli 1 mihon Ura. Kısa mesajın ücreti de 200-300 bin lira. Biz 7 mihon 500 bin li- raya ayda 5 bin adet resim ve binlerce mesaj gön- derme olanağı sunuyonız." • Kürşad Tüzmen, ihracatçılara 7.5 milyar dolarlık destek sağlanacağını bildinrken bu rakam ilk 9 ayda bıle bir önceki yıla kıyasla yüzde 32 artış gösteren ihracatı desteklemekten uzak. Ekonomi Servisi - Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, 2005 yılında ihracatçılara Eximbank'tan 7.5 milyar dolarlık destek sağlanacağını bildirdi. Bu çerçevede, ihracat ve diğer döviz kazandıncı hizmetlere sağlanacak toplam finansal destek, 2004 yıluıa göre yüzde 10 oranında artmış olacak. Ancak bu rakam, ilk 9 ayda bile bir önceki yıla kıyasla yüzde 32 artış gösteren ihracatı desteklemekten uzak. Tüzmen, Türk Eximbank'ın 1 Ocak-31 Ekim 2004 tarihleri arasında verdiği kısa vadeli ihracat kredilerinin ise 2.8 milyar dolan aştığım kaydetti. Büyük payKOBl'lere Kredilerin yüzde 40'ınm (1.1 milyar dolar) KOBÎ'lere kullandınldığmı belirten Tüzmen, aynı dönemde kısa vadeli ihracat kredi sigortası programı kapsamında sigortalanan sevkıyat tutaruun da 2.8 milyar dolar olduğunu söyledi. Tüzmen, şunlan kaydetti: "2005 yıhnda ihracatçrya 3.7 milyar dolan nakdi kredi ve 3.8 milyar dolan sigorta ve garanti obnak üzere, toplam 15 milyar dolarhk destek sağlamayı hedefliy oruz. Bu çerçevede ihracat ve diğer döviz kazandıncı hizmetlere sağlanacak toplam finansal destek, 2004 vüına göre yüzde 10 oranında artmış olacak." İŞÇJNİNEVRENtNDEN ŞÜKRAN SONER Ötekilep Müslümanları inciten film, fanatik bir Islamcı tarafından öldürülen Hollandalı yönetmen, kun- daklanan Müslüman evleri.. olaylar zincirinden bir ay kadar önceydi. Hollanda'daki (beyaz, Hollandalı, Hıhstiyan - esmer, göçmen, Müs- lüman) kadınlan kaynaştırmak üzere kurulmuş sivil toplum girişimcileri, 'ötekiler - biz' ayrım- cılığının sorunlarına çözüm üretmek arayışlan kapsamında Istanbul'a gelmişlerdi. ABD'nin 11 Eylül'ü ile paranoyaya dönüştü- rülen, 'kültürler çatışması 'nın, çağımız dinler savaşlarının en bulaşamaz sanıldığı ülkelerde geldiği boyutları algılamada çok çarpıcı bilgilen- melerimiz oldu. Demokrasinin, hoşgörünün, sosyal devlet yapısı ile birlikte en geliştiği bili- nen Kuzey-Batı AB ülkelerinde bile son yılların içten içe kaynayan yarası, Müslüman kimliğin- de yabancı düşmanlığının tırmanışı algılayabil- diğimizin çok ötesinde boyutlar kazanmış, S.O.S. sinyalleri veriyordu. Hollanda vatandaşı, yükseköğrenim görmüş, Türkçesi kötü, Hollandacası çok iyi üçüncü ku- şak kızlarımız, kadınlanmız, çeşitli kadın örgü- tü temsilcileri, kendilerine yönelik bu düşman- lığın boyutlannı anlamakta, çözüm üretebilmek- te zorluk çekiyorlardı. "Diliniz, aksanınız, eğitimlniz kusursuz olsa da adınız değişikse, teniniz esmerse dışlanmanı- za yetlyor. Işe alınmıyorsunuz. Adınızı değiştir- meniz isteniyor. Ne yapsanız beyaz Hollandalı kadın olamıyorsunuz..." Şüphesiz gelişmelerin 'ötekiler ve biz' kutup- laşmasının tırmanışından, olabileceklerden kay- gı duyanlar, insan haklarına duyariı, ayrımcılığa karşı çıkan, Hollandalı beyaz Hıristiyan ile Hol- landa vatandaşı, Hollandalı kimliğini kabul et- miş, kaynaşmadan, birlikte banş içinde yaşa- maktan yana göçmen Müslüman kadınlardı. Aynmcılığın tırmanışını, toplumsal banş, kadın- lar için bedelini, anlamını algılamış olarak 4-5 yıl önce kadın örgütlenmeleri olarak bir araya gel- mişler, aynmcılığa karşı inisiyatif, üst örgütlen- me oluşturmuşlardı. Aslında siyaset de ayrım- cı tırmanıştan kaygı duymuş olmalı, kadınların bu ortak örgütlenmesine hem maddi hem de manevi destek veriyordu. Devlet bütçesinden sağlanan destekle, göç edilen ülkelere de gidi- liyor, o ülkelerin kadınlan ve örgütlenmeleri ile bir araya gelerek sorunlar tartışılıyor, çözüm yol- lan aranıyordu. Yabancılara en hoşgörülü, kimlik haklannın, ırklar ve dinler, kültürlerin geliştirilmesinden ya- na poltikalan üreten ülkelerde bu ayrımcılık, düşmanlıktohumlan nasıl ekilmiş, böylesine tır- manışa geçmişti? Artan göç, yabancı sayısının yerlinin yaşam standardı için tehdit oluşturma- sı, işini alması riskinden, aykın yaşam biçimi kültürü ile yaşam düzeyini bozmasına uzanan çarpıcı nedenler sayılıyor. • • • Göçmen yabancılann, ortak dil kaygısında bi- le olmadan ayn dünyalardaki kültürel yaşamla- n, hele de Müslümanlann gettolarda kapanarak radikalleşmeleri, kadınlannın türbanlan, örtün- meleri, dışlanmalarını kolaylaştırıyordu. Daha hızla artan bir nüfusla, aynı işyerini, mahalleyi, otobüsü paylaşıyor, ancak yaşam biçimleri, kül- türteri, kendi dünyalan içinde uzaklaşmalan, çı- kar kutuplaşmasını, elbette birbirleri için tehdit oluşturma duygulannı da besliyordu. Bugüne kadar sorgulanmayan aynmcılık te- melinde oluşturulmuş hoşgörünün, temel hak ve özgüriükler çerçevesine oturtulmamış öz- gürleşmenin ne getirip neleri götürmekte oldu- ğuydu. Yabancılar, beyaz yerlilerin ucuz, ağır işlerini üstlendikleri, yaşam biçimlerine bulaş- madıklan süreçte, çok yakın ama çok uzakta, istedikleri gibi yaşarlarken hoşgörü ile bakılabi- lirlerdi. Hani şu aristokrat evinde, hizmetleri ku- sursuz yapan hizmetçilerin alt kattaki kendi dünyalarına gösterilen hoşgörünün benzeri, toplumsal ölçekte bir durum yani. Gettoya kapanmış, yaşadığı ülkenin gelişmiş- lik, ekonomik, sosyal, siyasal, kazanılmış, ge- çerli insan haklanndan istemi en alt düzeylerde tutulmuş yabancılann geldikleri ülkelerden çok daha gerilerde bir toplumsal yaşama sürüklen- meleri bugüne kadar kimsenin sorunu değildi. Doğrusu Türkiye'dekinden çok daha radikal ırk- çı, siyasal Islamcı, gettolaşmış yaşamlar edin- miş Türkiyelileri yaratmış olmayı sorgulamayan, yabancı haklannı ayınmcılık olarak besleyen po- litikalarla gidişten, AB ülkelerindeki siyasiler, sermaye örgütleri bugüne kadar çok hoşnuttu- lar. Göçmenler ne kadar gettolara gömülürierse, gittikleri ülkelerin insanlanndan kopuk yaşarlar- sa o kadar bilinçsiz, haklannı istemez konum- da oluyorlar, ucuz emek olarak sömürülmeleri, sosyal bedel ödenmemesi kolaylaşıyordu. An- cak ötekiler ve bizler arasındaki yaşam koşul- lan uçurumu, çıkar çatışması ile tırmandıkça, katlanılmaz boyutlara vardıkça.. ayn dünyalara hoşgörü, bıçakla kesilmiş gibi birden yok olu- verdi. Eşitlik, insan haklan eksenine oturmamış, aynmcılık temelinde çizilen pembe tablo kirle- niverdi.. soner(a cumhuriyet.com.tr Türk Metal ile MESS anlaştı Türk Metal Sendikası ile MESS arasında sürdühilen grup toplu iş sözkşmesi görüsmeleri arüaşmayia sonuçlandı. İki yılhk sürevi kapsayacak toplu iş sözleşmesiyle, isçilerin saat ücretkrine ilk 6 ay için ortalama yüzde 8, ikinci, üçüncü ve dördüncü 6 ay için ise DİE TUFE oranuıda zanı yapılması karariaştınldı. Türk MetaJ Sendikası Genel Başkanı Mustafa Özbek. >"aphğı yazüı açıklamada. ülkenin içinde bulunduğu dönem ve çahşanlatia işyerierinin ekonomik şartlannı göz önünde bulundurarak bir anlaşmaya vardıklannı bildirdi. MESS Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul Kudatgobüik de grup toplu iş sözleşmesüün her iki kesimin de çıkarları gözetikrek sona erdiğuü beürtti. Almanya 'sıfır dan korktu Almanyanın üçüncü çeyrek büyüme oranı sıfira yakın çıkınca, Avnıpalı politikacılar Eurodaki düşüşün durdurulması konusundaki çağnlannı yogunlaştırdılar. Almanya Federal İstatistik Bürosu, ğayri safi yurtiçi hasılanin (GSYTH) 0.1'lik artnıasının nedeni olarak Euro'daki yükseüş nedeniyle ihracatın düşmesini gösterirken ekononıistler de Euro bölgesi GS\ İH'si hakkmdaki \ tahminlerini düşürdüler. Itaha Başbakanı Silvio ı Berlusconi de Euro'nun düşüşünü durdurmak için Üİ uluslariısrü bir müdahale ohnazsa Euro bölgesi M büyümesinin iyileşmeyeceği uyansmda bulundu. HSBC, şimdi de Korea FirstBank'ı alıyor Dünyanın en büyük üçüncü bankası HSBC'nin, Korea First Bank'ı satın atanak için görüşmelerde bulunduğu belirtildi. BBC'de yer alan habere göre, 3.5 milyar dolar olması öngörülen satış için, HSBC uzun süredir uğraşıyor. Korea First Bank, yabancı finans gruplaruun Asya'nın en büyük banka pazarlanndan biri olan Kore'de yer alabümeleri için son şanslardan biri olarak gösterüiyor.