19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 KASIM 2004 CUM> HABERLER UmutdavasıveSıvaskatliamıhükümlüleriyeni TürkCezaYasası'ndakiindirimdenyararlandılar Şeriatçılambirerbirertahliye Umut davası kapsamında 12.5'ar yıl hapis cezasına mahkûm edilen Talip Özçelik ve Mehmet Kassap'ın cezalannın infazını durduran Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, 'Sıvas katliamı' hükümlüsü Temel Toy'un da başvurusunu yerinde görerek tahliyesine karar verdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Gazetemiz yazarlan Uğur Mıuncu, Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlatt, Prof. Dr. Muammer Aksoy ve Doç. Dr. Bahriye Üçok'un öldürülmesi olaylannın da aralannda bulunduğu çok sayıda cinayeri kapsayan Umut davasında, 12 yıl 6'şar ay ağır hapis cezasına mahkûm olan 2 hükümlü tahliye edildi. Yeni Türk Ceza Yasası'ndaki (TCY) örgüt üyeliğinden verilen cezalardaki indirimden yararlanan TaBp Özçelik 14 Mayıs 2000, Mehmet Kassap da 21 Mayıs 2000 tarihinde tutuklanmıştı. Edinilen bilgiye göre, kapatılan Ankara 2 No'lu DGM'nin 12 yıl 6'şar ay ağır hapis cezasına mahkûm ettiği Özçelik ve Kassap, yeni TCY'den yararlanmak ıçin Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurdular. Başvurulan inceleyen mahkeme, yasadışı örgüt üyeliğine öngörülen ceza miktannın yeni TCY'de düşmüş olması nedeniyle 2 hükümlünün cezalannın infazını durdurarak tahliyelerine karar verdi. Yeni TCY'den yararlanan 2 hükümlünün, kaldıklan cezaevlerinden çıktıklan öğrenildi. KATLIAM HÜKÜMLÜSÜ DE SERBEST Ankara II. Ağır Ceza Mahkemesi, "Sıvas kaöiamı" davasmda 20 yıl ağır hapis cezasına mahkûm olan Temel Toy'un da yeni Türk Ceza Kanunu'ndan yararlanmak için yaptığı başvuruyu yerinde görerek tahliyesine karar verdi. Sıvas olaylanndan sonra 1993 yılının temmuz ayında tufuklanarak cezaevine konulan Temel Toy, Ankara 1 No'lu DGM döneminde yapılan yargılamada TCK'nin "anayasal düzeni zoria bozmaya kallasmak" suçunu düzenleyen 146/1. maddesi uyannca ölüm cezasına çarptınlmış, ancak olay tarihinde 18 yaşından küçük olduğu için cezası 20 yıl agır hapse çevrilmişti. Bardakoğlu: 24 saat bir TV kanalını dolduracak kadar kadromuz, tecrübe ve birikimimiz yok Diyanet'ten ctini yaym ıtirafi TRT'de bir kanalı dini yayına ayırma yönündeki öneriyi TRT Genel Müdürü Demiröz'le görüşeceğini söyleyen Diyanet Işleri Başkanı Bardakoğlu, "Istek var ama durum yok. Bu alanda hazırlıksız durumdayız" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Diyanet Işlen Başkanı Prof. Dr. AH Bardakoğlu, TRT'nın bir kanalının dini yayınlara aynlması önerisi kapsamında bayramdan sonra TRT Genel Müdürü ŞenoJ Demiröz ıle görüşeceğini söyledi. Bardakoğlu, "Ancak 24 saat yaym yapacak kadro, tecrübe ve birikimimizyok'' dedı. Kapkaç terörünün ulaştıgı boyuta da işaret eden Bardakoğlu, "Türkiye'nin Hariem'leri, gettolan oluşuyor. Meselenin eğirim, emniyet, din eğjtimi, ekonomik boyurJan var. Elbirliği üe önlemeliyiz" dedı. Bardakoğlu, öncekı gün Diyanet'te medya mensuplanna verdiği iftar yemeğinde güncel sorunlan yanıtladı. Aile içi şiddehn önlenmesi ve kadın-erkek eşitlığinın sağlanması konusunda feminist . örgütlere destek veren Bardakoğlu, bu konuda bir çalışma yapıldığını açıkladı. Bardakoğlu, dındarlığı güncelleştirmenın bu- ayağının da kadın-erkek eşitüğinın sağlanması olduğunu söyledi. SlR DIZILERİNE TEPKİ Bardakoğlu, TV'lerin reyting yanşı ile gündeme soktuğu "gizem dünyası, sır dünyası gibi" programlan da eleştırdı Zaman zaman bu programlarda dindekı neden-sonuç ilişkisinı yok sayarak, rasyonellik dışına çıkan teslimiyetçı bir yakiaşımın ortaya konduğunu kaydeden Bardakoğlu. "Bu tür filmlere ilahiyatçı destegi olmau. Bize başvuru olursa da olumlu bakanz" dedı. Bardakoğlu, TRT'de bir kanalı dini yayına ayırma yönündeki proje çerçevesinde Demiröz ıle bayramdan sonra görüşeceğini söyledi. Bu konuda eksıklıkleri olduğunu itiraf eden Bardakoğlu, "24 saat bir TV kanalını dolduracak birikimimiz yok. İstek var ama durum yok. Bu alanda hazırlıksız durumdayız. Orta vadede eksiküğimizi gidennekistiyoruz'' dedı. TuRKIYE'NIN HARLEM'LERİ Bardakoğlu, kapkaç terörüne de değindı. Gençlerin suça yönelimi çerçe\ esinde kapsamlı bir araştırmaya gereksuıim duyulduğunu söyleyen Bardakoğlu. "Bu biraz da gençüğm içinde bulunduğu kimlik boşhığunun bir parçasL 8-10 yıl önce İstanbuTun kenar semtlerine yönelik göç başladığuıda tehlike alarm veriyordu. Bunlann yarmını görmek mümkündü. Türkive'nin de Harlem'leri ohışuyor" dedı. fmamlann özlük haklaruun emsallennin çok gensüıde kaldığını söyleyen Bardakoğlu, Kuran kursu öğreticısinın emsali olarak öğretmenleri, müftünün emsali olarak da il milli eğitim müdürlerinı gösterdi. AziNLIK RAPORU ELEŞTİRİSİ Bardakoğlu, AB Ilerleme Raporu'nda Alevüerin azınlık olarak göstenlmesuıı eleştırerek "AleviKk ne etnik, ne miDi ne de dini bir azmakbr" dedı. AB raporuna destek veren bazı Alevi derneklennı de hedef alan Bardakoğlu. "tşin içinde ekonomik çıkar sağlama, ilerrve dönük derece ekle etme ohınca, kışkırtmaya kolay kanıp, Ben de ısterim' denebilrvor. Bir şeyi fonla ödüDendirirseniz, insanlann çıkarcıhğmı da tahrik etmiş otaiiunuz" diye konuştu. 36 ftım 2OO4 âalı Telcfon. ffi *P> % Bakırköy Milli Eğitim Müdürü Yahya Yıldız'm (sağda) 26 Ekim akşamı ilçe öğretmenevinde verdiği iftar yemeğinin bedeli FEM Dershaneleri tarafından karşılandı. Aynca Milli Eğitim Müdürü Yıldız'ın imzasıyla gönderilen davetiyenin sol üst köşesinde FEM Dershaneleri'nin logosu yer aldı. Müdürün sponsoruFEM Bakırköy Milli Eğitim Müdürü Yahya Yıldız'ın verdiği iftar yemeğinin faturasını Fethullah Gülen cemaatine yakınlığıyla bilinen dershane ödedi MTYASEİLKNUR AKP hükümetinin ısrarla siyasi kadrolaşma hareketini reddetmesine karşuı partızan bürokratlann icraatı bu yöndeki iddıalann doğruluğunu kanıtlıyor. Yasalar hiçe sayılarak Istanbul'da 8 yıl görev yaptığı halde yeniden Bakırköy îlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne atanan Yahya Yıldız'm, 26 Ekim 2004 akşamı Bakırköy Öğretmenevi'nde verdiği yemeğe Fethullah Gülen cemaatine yakınlığıyla bilınen FEM Dershaneleri sponsor oldu. Bakırköy'deki ilçe yöneticilerini ve ilçe milli eğitim müdürlüğünde geçmişte ve bugün görev yapan yöneticıleri ıftar yemeğine çağıran Yahya Yıldız'm konuklara gönderdiğı davetiyenin sol üst köşesınde de sponsor olan dershanenın logosu yer aldı. Istanbul'da 8 yıl görev yaptıktan sonra Eskişehir înönü ilçesıne atanan Yahya Yıldız, "aynı ilde 8 yıl çabşan müdüıierin başka ile atanması"nı öngören yasaya karşm AKP hükümeti dönemmde önce Şişli, ardmdan da Balorköy ilçe Milli Eğitim Müdürlüğü görevıne atandı. Atatürkçü kimlığı nedeniyle Sultanbeyli'de görev yaptığı dönemde RP yandaşlanrun tepkisini çeken ve daha sonra Bakırköy Milli Eğitim Müdürlüğü'ne atanan Hasan Yıldız'm Kars Digor'a atanması sonucu boşalan göreve AKP hükümeti Yahya Yıldız'ı getirmışri. aşbakan Erdoğan'ın da kaokbğı İstanbul Büyükşehir Beledhe Başkanı KadirTopbaş'm iftar D >emeği AKP'nin şovuna dönüştü. Siyasi konuşmaiann yapüdığı ve vaünin il başkanmdan sonra konuştuğu yemekte Adalar Beledh e Başkanı'nın AKP'ye transferi de ilan ediML 'Tarikat kadrolasması9 ANKARA (CumhuriyetBürosu)-Ulaştırma Bakanhğı'nın bütçe görüşmesinde CHP Kon- ya Milletvekili Arüla Kart'ın, "hfikümetm, ce- maatve tarikatflişkileriçerçevesinde bir kadro- laşma içinde oiduğu" yolundaki sözlen tartış- maya neden oldu. Kart, "58 ve 59. hükümetfer dönemkrinde maaiesef niteliksiz kadrolaşma demiryollan ve bavayoflannda kendisini daha yoğun bir şekfl- degöstermeye başiadı. Pamukova faciasi bunun bariz bir örneğiydi. Burada, o kurumun seciye- sine, teknik yapısuıa uygun olmayan tamamen özelffişküer,cemaatvetarikatiüşkileri içindebir kadrolaşma olduğu içindir Id konun işlevini kaybermeye başlamışür. Bunu demiryoUannda çoksomutoiarakyaşadjkEndtşemizodurkiha- vayoDannda bunlan daha geniş ölçüde vaşabi- firiz" diye konuştu. Kart'a tepki gösteren AKP Samsun Milletvekili Musallzunkaya, tarikatkad- rolaşmasına ilişkin eleştiriye, "Bunlarafakilaf- lar. Bir Konya miDetveküı olarak bunu size ya- kıştıramryorum. Tarikat cemaat iddialan sizin çokIdasfldeşmişlaflannızdır. Tarikat,cemaat iKş- ldsi Konya'da kendi anlayışuuzda farklı olabilir. Ama kaünuyu bu şekilde izan etmeye hakkmız yok* karşılığını verdi. AKP hükümeti, "değjştinr iddialanna karşın RP'den devraldığı "dini siyasete akt etme" geleneğini sürdürüyor. AKP'li yöneticiler dostluğu. banşı ve dayaruşmayı simgeleyen geleneksel iftar sofralannı bile siyasi amaçla kullanmaktan çekinmıyor. Önceki gün TBMM'deki yemek salonunda ilahi okutan AKP, istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaşın verdiği iftar yemeğıni de siyasi arenaya çevirdi. Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, ıldekı kamu yöneticıleri, belediye meclis üyelen, siyasi parti ve duıı cemaatlerin temsilcilenne gönderdiği davetiyede "Mübarek ramazan a>uıda, dost sofralannın içimizi Lsıtan sıcaklığını payiaşmak amacı\1a Başbakanımız Sn. Recep Tavyıp Erdoğan'm kaolımlamia İstanbulumuzun değerli yöneti- cikrine ve il protokolüne vereceğimiz iftar yemeğini. saygı değer eşlerinizle büükte onurlandırmanıa dilerim" demesine karşın Lütfii Kırdar Kongre ve Sergı Sarayı'nda verdiği iftar yemeğinde AKP tl Başkanı ve Başbakan siyasi mesajlar verdi. Açılış konuşmasuıı Kadir Topbaş'm yaptığı yemekte, AKP il başkanı, istanbul Valısi Muammer Güler'den önce konuştu. En son konuşan Başbakan ıse konuşmasında "tcraann Içinden" programı gibı, partisinin ve hükümetin propagandasını yaptı. Yerel seçımlere ANAP'tan girerek kazanan Adalar Belediye Başkanı Coşkun Özden'ın AKP'ye transfer olduğu haberi de bu ıftar yemeğinde açıklandı ve AKP'lilerin alkışlanyla karşılandı. Iftar yemeğinde yapılan siyasi şovdan CHP'lı üyeler rahatsız oldu. CHP'li üyeler konuyu bütçe görüşmeleri sırasında belediye meclisinde dile getirmeye hazırlanıvor. BIRBAKIMA SERVER TANÎLLt BiP'IOKasım'Daha••• önceki gün, Atatürk'ün ölümünün yıldönümü idi. ölümünün 66. yılında andık. Bir faniyi hatırlamayı aşan bir anlamı vardır her 10 Kas/m'ın: O'nun yaşadığı yıllarda, hayatlarımız ve kafalanmız yeni bir köklü değişiklik içinde idi; dev adımlaria çağdaş dünyaya açılıyorduk. Müslüman dünyada bir benzeri de olmadı. Aramızdan çekildikten sonra, eseri, düşmanla- nnın saldınsma uğradı. Nevarki, çökertilemedi. O binanın dikildiği yıllarda başka ülkelerde kurulan rejimlerden -hemen hemen- hiçbiri yaşamıyor. Sadece Türkiye Cumhuriyeti ayakta! Bu "hayatiyet", düşündürmez olur mu? Düşünenler görüldü, bugün de var; 1923 Dev- rimi'nin, tarih felsefesinde saygın bir yeri belli da- ha bugünden. Ne var ki, o sayfalan okumayan, ya da diş gıcırtılanyla okuyup değişmeyenler de ek- sik değil. Aydınlarımız bir savrulma içindeler. Ve aralannda, okumama da salgın durumda. Nasıl olur? • 1923 Devrimi, bir "çağdaşlaşma süreci"ri\ baş- latır. Bu süreç de, bir bağımsızlık mücadelesi ile doğ- du ve ilertedi; yalnız sıyasal değil, iktisadi ve kül- türel yönleriyle bir bütün içinde anlam kazandı. Profesör Bülent Tanör, bunu aydınlığa çıkarmış- tır. Tanör, Kurtuluş Kuruluş adlı eserınde, Türki- ye'nin 1918'den başlayarak yaşadığı büyük dönü- şümü inceler: önce, bir Ulusal Kurtuluş Savaşı'yla bağımsızlığın kazanılışı; sonra, bağımsız birdev- lette, 1940'lara kadar uzanan reformlar dizisini ko- nu edinir. Kitabın zaman çerçevesi budur. Gerçekten, Kurtuluş'la Kuruluş, bu iki süreç as- lında iç içe geçmiştir; diyalektik bağlarla birbirine kenetlenmiştir: Kurtuluş için savaşılırken Kuruluş olgusu da hayata doğmuştur. 23 Nisan 1920, ya- ni TBMM'nin kuruluşu, her ikisinin de başlangıcı- dır. Kurtuluş'tan sonra Kuruluş yeni biryükseliş kay- deder ve reformlar takvımi 1940'lara kadar sürer. Kuruluş, özünde "inkılaplar"d\r, yani devrimdir. llk devrimci vuruş "siyasal" alanda olur Ulusal egemenlik ve bağımsızlıkla (1918 -1922) donan- mış, aynı zamanda da antiemperyalist olan siya- sal devrim, ikinci aşamada (1922 - 1924) şunları yapar: Saltanatı kaldınr, Cumhuriyeti ilan eder ve hilafete son venr. Bunlarla siyasi devrim tamamlanmış olur ve ile- riki toplumsal dönüşümlerin (laikleştirme - ulusal- laştırma) önü açılır. Içerdeki bu gelişmelerin -ister istemez- dışanda da büyük yankılan olur: Ulusal ve laik devlete yönelen Türkiye ile Islam dünyası arasında mesafeleşme başlar; Türkiye, Islam dün- yasının reformculan için yeni bir model oluşturma- ya başlar. Son olarak, söylenecek şudur: Türkiye, emper- yalizme ve ortaçağ kurum ve ideolojilerine karşı mü- cadeleden geçerek, eksikleri de olsa, bugünkü si- yasal, hukuksal, kültürel ve sosyal düzeyine gele- bildi. Bireyin ve sivil toplumun önünün açılmasın- da önemli engeller aşıldı. Ülke, 50 yıllık çok parti- li rejimini ve siyasal çağdaşlaştırmasını da bu bü- yük çapta devrim olayına borçludur. Sadece bu da değil: Büyük çoğunluğuyla kamuoyu odaklan ve sivil toplum kuruluşları, demokrasi ve insan hak- lan ile ilgili sorunlann aşılmasında, Türk Devrimi'nin ilke ve kurumlannı engel olarak değil, birer asga- ri müşterekler ya da bir tramplen olarak algılamak- tadır. "Asgari müşterekler", ya da ileriye doğru sıçra- yışta bir "tramplen": Tarihin ve yaşamın akışının Türk Devrimi'ne ve Kemalizme biçtiği rol işte bu! Profesör Bülent Tanör'ün bu saptaması da, -o bü- yük çaptaki- devrim olayı ile ilgili, yerinde ve dü- rüst bir saptamadır. Ne Demokrat Parti, ne Adalet Partisi ile Milliyet- çi Cephe koalisyonları, ne de 12 Eylül yönetimi ile Turgırt özal, 1923 Devrimi'ne böyle bakmadılar, kördüler. Türkiye'nin bugün içinde çırpındığı çık- mazı, sırasıyla onlar yarattılar. özellikle son yıllar- da ise, sapla saman birbirine pervasızca kanştın- lıyor. Bu, daha da pahalıya malolacak ülkeye. Ama ne zaman fark edeceğiz tehlikeyi? Yüce Divan y a sevk edilen Topçu: Içtüzük ilılaliııe itiraz edeceğhn ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu)- Yüce Di- van'a sevk edilen eskı Bayındırhk ve Iskân Ba- kanı Yaşar Topçu, hak- kmdakı Meclis Soruş- turma Komısyonu Ra- poru'nun görüşülmesi sırasında sa- vunmahakkını kuUanamadığı için Anayasa Mahkemesi'ne itirazda bulu- nacağuıı söy- ledi. Topçu, Ana- yasa Mahke- mesi'ne gele- rek yetkıliler- den bilgi aldı. Gazetecilenn sorusu üzerine Topçu, Soruş- turma Komisyonu Ra- poruTBMM Genel Ku- rulu'nda görüşülürken rahatsızlığı nedeniyle savunma hakkını kulla- namayacağını, bu ne- denle kendisi hakkında- ki görüşmelerin ertelen- Yaşar Topçu. mesi istemini TBMM Başkanlığı'nabirdilek- çeyle ilettiğini, ancak kabul edilmediğini an- lattı. Savunma hakkını kul- lanamadığını ve bunun eylemli bir içrüzük ihla- li olduğunu ile- ri süren Topçu, bu hakkın ihla- lı nedeniyle Yüce Divan sı- fatıyla Anayasa Mahkemesi'ne itiraz edeceği- ni bildirdi. Topçu, "Iha- le>efesatkanş- onlmışolsaydı, ihalenin iptai edihpyeniden ihaleye çı- kıhnası gerekirdL Bunu yapmadılar, çünkü amaç üzüm yemek değil, bağ- cıyı dövmek. Mesele, 'geçmiş dönemin suç- lulan' diye ilan ettikleri kişileri, Yüce Divan'a göndermek için bahane bulmakn" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle